Kayıt Ol

Gaiman’ın “Zümrüt Soruşturma” Öyküsü Türkçe Olarak Yayında!

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle

Şenlik kapsamındaki projelerimiz hız kesmeden devam ediyor. Bu kez farklı bir çalışmayla, Neil Gaiman’ın kaleme aldığı bir kısa hikayeyle karşınızdayız. Hatırlarsanız daha önce aynı yazarın “Ben, Cthulhu” adlı öyküsünü sizlerle paylaşmıştık. Bu kez de “Zümrüt Soruşturma” adlı eserini sunuyoruz beğeninize.

Zümrüt Soruşturma
2003 yılında, H.P. Lovecraft ve A. Conan Doyle’un evrenlerini bir araya getiren, “Baker Sokağı Üzerindeki Gölge” isimli kısa hikaye derlemesi için kaleme alınmış bir çalışma. Cthulhu mitosunun ve Sherlock Holmes efsanesinin şaşırtıcı derecede başarılı ve bir o kadar da heyecan verici bir karışımı olan öykü aynı zamanda 2004 yılında Hugo Ödülü’ne de layık görülmüş.

Çevirisini yazarlarımızdan M. İhsan Tatari’nin, düzeltisini ise Ozancan Demirışık’ın üstlendiği hikâyeyi okumak için BURAYA tıklayın.

Keyifli okumalar!
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ooovv!

Çeviri ve düzelti şahane, ama Türkçeleştirilen görseller daha da şahane! Şimdi yayınlamamızın neden bu kadar uzun sürdüğünü daha iyi anlıyorum.

Hem Hugo Ödüllü bir öykü, hem de tüm görseller dilimizde, daha ne olsun ^^.

Çevrimdışı kahlan amnell

  • ***
  • 786
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Çevirenin, düzeltenin ve elbette sayfayı hazırlayanın ellerine sağlık :) Muhteşem bir çalışma olmuş :)

Çevrimdışı beerold

  • **
  • 173
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Öyküyü okuyacak olanlar öykünün sonunda yer alan "Öykü üzerine birkaç açıklayıcı not" kısmını okumadan geçmesinler. Öykünün derinliğini anlamak yönünden çok faydalı olacaktır. Emeği geçen herkese teşekkürler. Yine harika bir iş çıkmış ortaya. Herkese iyi okumalar. :)

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Hakan sağ olsun, işin görsel kısmına büyük titizlik gösterdi. Neredeyse aslından iyi oldu deme cüretini bile göstereceğim :) Ayrıca Ozancan da düzelti konusunda gayet başarılı sihirli dokunuşlar gerçekleştirmiş. İkisine de buradan sonsuz teşekkürler. Okuyanlara da övgü dolu yorumları için teşekkür ederim. Bir de Gaiman diye biri vardı sanki... o da sağ olsun bari :P
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Acılar çekiyorum iki gündür. Portala giremiyorum, o yüzden okuyamadım. İngilizcesini okumuştum gerçi; ama merak ediyorum çeviriyi (Ben, Cthulhu'da da aynı durum vardı ve çok beğenmiştim bu arada çıkarılan işi, ellere sağlıktı orada, burada da öyledir eminim).

Gaiman kazandırıyorsun ya Türkiye'ye, büyük hayır duaları alıyorsun. Benden söylemesi..
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı consciousness

  • *
  • 8
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Şimdi bunu görünce ne kadar mutlu oldum anlatamam, ellerinize sağlık. Bu akşam keyifli bir okuma saati bekliyor beni, sabırsızlanıyorum.
Humanity's children are returning home...today.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Teşekkürler, umarım beğenirsiniz. Bana göre şimdiye dek okuduğum kısa hikayelerinin içinde en başarılısı bu. Belki etkileyici sonu, belki de gelmiş geçmiş en sevdiğim dedektifi konu aldığı içindir, bilemiyorum. Dediğim gibi, inşallah keyif alırsınız. İngilizcesini okuyanları da hayal kırıklığına uğratmamayı umuyorum. Keyifli okumalar herkese...
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Benim de içime sinen bir proje oldu bu. Her şeyiyle, dört dörtlük bir iş çıkardık umuyorum. Sizlerin okuması ve beğenisi en büyük ödül olacaktır bizlere :)
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Aciz Bir Karşılaştırma/Değerlendirme Çabası

Çeviriye emek verenlerin, M. İhsan Tatari'nin ve Ozancan Demirışık’ın ellerine sağlık, çok güzel bir çeviri olmuş. Keyifle okudum. Görselleri hazırlayan Hakan bey de harika bir iş çıkarmış, elleri dert bulmasın. Kağıda basıp kendimce bir cilt de yaptım öyküye, saklayacağım.

Öykünün daha evvel başka bir yayınevi tarafından bir seçkide yayınlandığını fark edip bu seçkinin kitaplığımda mevcut olduğunu görmem keyfimi iki katına çıkardı, çünkü çevirileri karşılaştırmak benim için hep zihin açıcı olmuştur.

Öykü daha evvel Nokta Kitap'ın markası olan 7. Kapı Yayınevi'nden çıkan "2004 Yılının En İyi Fantezi ve Korku Öyküleri" adlı derlemede yayınlanmış; daha sonra yine Nokta Kitap'ın markası olan ve şu sıralar piyasada çok gördüğümüz Kalipso Yayınları'ndan çıkan "Hortlak" adlı kitapta yayınlanmıştır ki bu kitap "2004 Yılının En İyi Fantezi ve Korku Öyküleri" kitabının aynıdır, sadece isim değiştirilmiş ve "Steve Barron" diye uydurma bir yazar ismi konmuştur kapağa.
Kitaplara bakabilirsiniz:
1. http://www.idefix.com/kitap/2004-yilinin-en-iyi-fantezi-ve-korku-oykuleri-stephen-king/tanim.asp?sid=PHJXJ8ME704YYEOO3J9D
2. http://www.idefix.com/kitap/hortlak-steve-barron/tanim.asp?sid=NO7Z0EH7F2E76CLW6D0L

Bu yayıncılık sahtekarlığını bildirdikten sonra "Hortlak" adlı kitapta yer alan ve Aslı Öztürk'ün yaptığı "Zümrüt Üzerine Bir Çalışma" çevirisi ile M. İhsan Tatari'nin "Zümrüt Soruşturma"sını karşılaştırmaya geçeyim (bu karşılaştırma denemesi, meraklı bir okuyucunun zihnine düşenlerden fazlası değildir, okuyucunun cüretini mazur görmenizi diler, çevirmenlerden af dilerim):

Öykünün özgün ismi, A Study in Emerald. A. Conan Doyle’un “A Study in Scarlet” adlı romanına çok benzeyen bu öykünün isminin de Türkçe çevirisine benzetilmesi çok doğal ve yerinde; lakin “Kızıl Soruşturma” ismi “A Study in Scarlet” romanının içinde şöyle geçiyor:
“Onu yakalayacağım, Doktor - onu yakalayacağıma dair sizinle bahse girerim. Tüm bunlar için size teşekkür etmeliyim. Siz olmasaydınız gitmeyip şimdiye dek karşılaştığım en ilginç soruşturmayı kaçıracaktım: Kızıl Soruşturmayı. Biraz sanat jargonu kullanmanın sakıncası yok. Yaşamın renksiz döngüsünden kopup gelen kızıl bir cinayet örneği var önümüzde, bu durumda bizim görevimiz bunu çözmek ve her noktasını gün ışığına çıkarmaktır.”
Yani “study” sözcüğü dolaysız olarak “soruşturma” anlamında kullanılıyor; ama Gaiman’ın “A Study in Emerald” öyküsünde “study” sözcüğü “Bir anlığına bunun cehennemlik bir ressamın işi olduğunu düşündüm, zümrüt yeşili bir çalışma yapmaya karar veren bir ressamın…” cümlesinde, bir ressamın zümrüt rengi üzerine yaptığı bir “çalışma” anlamında kullanılıyor. Böyle bakınca Aslı Öztürk'ün tercihi daha doğruymuş gibi görünüyor. Diğer yandan okuyucuya bir ön bilgi vermesi ve tanışıklık yaratması adına M. İhsan Tatari'nin "Zümrüt Soruşturma" tercihi daha sanatlı.

Öykünün başındaki görselde geçen “Crowned Heads of Europe” ifadesinin Aslı Öztürk'ün yaptığı gibi “Avrupa’nın Taçlı Başları” şeklinde çevrilmesi daha uygun görünüyor. İhsan beyin “Avrupa’nın Kraliyet Aileleri” tercihi okuyucuya açıklama getirmek için yapılmış gibi.

İhsan beyin “and my mouth fell open and my eyes opened very wide.” ifadesinin çevirisindeki yerelleştirmeye bayıldım: “ve ağzım bir karış, gözlerimse faltaşı gibi açıldı.”
Aslı hanım burada “ve benim ağzım açık kalmış, gözlerim fincan tabağı kadar büyümüştü” şeklinde abartılı bir tercihe yönelmiş. Rahatsız edici.

İhsan bey “I had once been a crack-shot.” İfadesini olması gerektiği gibi “Eskiden bir keskin nişancıydım.” Şeklinde çevirirken Aslı hanım tamamıyla yanlış çevirerek “Bir keresinde de vurulmuştum.” demiş ve bu hatasını öykünün ilerleyen sayfalarında devam ettirmiş.

İhsan bey “He did not look like my idea of a police inspector, but then, my friend looked little enough like my idea of a consulting detective-whatever that might be.” ifadesini “Benim kafamdaki polis müfettişi tipiyle alakası yoktu. Ama öte yandan dostumun da bir danışman dedektife benzer bir yanı yoktu – o her ne demekse…” şeklinde çevirmiş ama bana göre buradaki “looked little enough like” ifadesi “benzer bir yanı yoktu” yerine “biraz olsun benziyordu” anlamını veriyor. Aslı hanım “yeterince benziyordu” demiş, tam doğru bir çeviri olmasa da özgün ifadeye daha yakın.
(kahlan amnell'in uyarısıyla yukarıdaki değerlendirmemi yeniden gözden geçirdim ve farkettim ki İhsan beyin tercihi daha yerinde, öykünün bağlamına da daha uygun)

4. Bölümdeki görselde geçen “Cahilleri Denediniz – Şimdi de Mahiri Deneyin!!!” ifadesi çok güzel, özgün halinin kafiyesine uygun: “You’ve Tried The Rest - Now Try The Best!!!”
İhsan beyin tercihine bayıldım. Aslı hanımın tercihi sadık olsa da güzel değil, çok sönük: “Hepsini Denediniz, Şimdi de En İyiyi Deneyin!!!”

İhsan bey “As much as the next man,” ifadesini olması gerektiği gibi, deyimin anlamına uygun biçimde çevirerek “Hemen herkes kadar” derken Aslı hanım “En az karşımdaki adam kadar” diyerek ifadeyi deyim anlamıyla değil kelimesi kelimesine çevirmeye çalışmış. Ufak bir sözlük araştırması bu yanlışa düşmesini engelleyebilirdi.

“following his example, I carried a stout stick.” İfadesini İhsan bey, “onu taklit ederek yanıma kalın bir baston aldım.” şeklinde çevirmiş; lakin öykü kişilerinin tehlikeli bir yere girmeden evvelki tedbirli hallerini anlatan bu ifadedeki “stick” sözcüğü “baston”dan çok “sopa” anlamına geliyor gibi. Bu açıdan Aslı hanımın “onu taklit ederek elime kalın bir tahta parçası geçirdim.” çevirisi daha uygun.

Bir coşku nidası olan “Huzzah!” ifadesini İhsan bey “Hurra!” diye çevirmiş, yabancı bir ifadeyi yine yabancı bir nida ile Türkçe’ye aktarmış, biraz rahatsız edici. Çoğu yerelleştirmede harikalar yaratan İhsan bey burayı es geçmiş sanırım. Aslı hanımın “Yaşa, varol!” tercihi çok yerinde.

İhsan bey, “Oil lamps and candles guttered in front of smeared looking glasses” cümlesini “Yağ lambaları ve mumlar lekeli aynaların önüne oluklar açmıştı.” şeklinde çevirmiş ama “gutter” sözcüğünün “oluk açmak” anlamı yanında “mumun eriyip akması” anlamı da mevcut. Böyle olunca “oluk” karşılığı garip duruyor. Aslı hanımsa sözcüğü ya hiç çevirmemiş ya da bambaşka bir anlamda kullanarak “yağ kandilleri ve mumların soluk ışıklarının yansıdığı lekeli aynalarda” demiş.

“I do not believe I have had the pleasure…?” ifadesinin Aslı hanım çok yanlış çevirerek “Biraz rahat edemeyecek miyim?” demiş, bu ve bunun gibi, öykünün keyfini kaçıracak denli büyük yanlışlar yapıyor Aslı hanım. İhsan bey bu kısmı layıkıyla çevirmiş: “Daha önce tanıştığımızı sanmıyorum…?”

“what might have happened if people had had no Royal Families to look up to-a world of barbarism and darkness-“ ifadesi Aslı hanım tarafından tamamıyla yanlış çevrilmiş: “eğer insanlığın başında bir barbarlık ve karanlıklar dünyasına özlem duyan kraliyet aileleri olmasaydı neler olabileceği”. Lakin İhsan bey cümleye doğru anlamını tamı tamına vermiş:
“Kraliyet Aileleri olmasa neler olabileceğinden bahsedebilirdi – bir barbarlık ve karanlıklar çağı –“
Aslı hanımın yaptığı bu hatalar iyi bir düzeltiyle savuşturulabilecekken yayınevinin baştan savmalığı buna engel oldu sanırım.

“I hope it will not turn out to have been a pipe-dream!” ifadesi, öyküde kelime oyununa bağlı bir şakaya dönüşüyor. Vernet, az evvel pipo içtikleri için “acaba pipo yüzünden hayal mi görüyorum” demeye getiriyor ve İhsan beyin dipnotta belirttiği gibi “pipe-dream”in “boş hayal” anlamını kelime oyununa katıyor. Böyle olunca dipnot, espriyi anlamamız için yardımcı oluyor ve ifade kelimesi kelimesine çevriliyor. Bu tercihi kendi adıma çok doğru buluyorum. Aslı hanımın tercihi ise şöyle: “Umarım tütün kesenize benzemez.”. Aslı hanım “pipe-dream” deyiminin asıl anlamını es geçip öykünün baş kişisinin tütün kesesini evde unuttuğunu söylediği ana gönderme yapıyor. Her ne kadar okurken komik ve yerinde görünse de özgün metne sadakatten uzak.

“That’s the Tall Man found, or I’m a Dutchman.” ifadesi İhsan bey tarafından kusursuz ve çok hoş bir biçimde çevrilmiş: “Eğer Uzun Adam’ı bulmadıysak ben de Arap olayım.” Böylesine hoş tercihler okuyana büyük keyif veriyor. Aslı hanımsa yine sadık ve sönük bir karşılık bulmuş: “uzun boylu adam oydu, ya da ben bir Hollandalıyım.” Kulağı tırmalıyor.

“the procrustean bed” ifadesi iki çevirmen tarafından benzer biçimde çevrilmiş: İhsan bey: “Procrustes’in Yatağı”; Aslı hanım: “Prokrustes Yatağı”. Aslı hanımın çevirisinde ifadenin yanında bir yıldız(*) var ama sayfanın altında veya öykünün sonunda bir açıklama yok. Yine yayınevinin aymazlığıyla karşı karşıyayız. İhsan beyin bu mitolojik hikayeyi dipnot olarak vermesini beklerdim, ya da Ozancan beyin:
Procrustes adlı mitolojik kahramanın kimi kaynaklara göre bir kimi kaynaklara göre iki yatağı varmış. Gelen geçen yolcuları soyduktan sonra uzun boyluları küçük yatağa yatırır, boyları yatakla bir olacak şekilde ayaklarını keser; kısaları da büyük yatağa yatırır, boyları yatakla bir oluncaya kadar ayaklarından çeke çeke uzatırmış.
Bu efsaneye koşut olarak “the procrustean bed” ifadesi İngilizce’de koşulları kendi isteğine göre değiştirmek anlamında kullanılagelmiş. Gaiman ifadeyi küçük harflerle kullanıyor ama yine de böylesi bir caniden bahsediyor olabilir; zira önceki ifadelerinde tıp alanında çalışanların ne denli vahşi olabileceklerinden bahsediyor.

“bit the sixpence before making it vanish” ifadesi Aslı hanım tarafından “paraları cebine indirmeden önce gözleriyle saydı” şeklinde çevrilmiş; “gözleriyle saydı” kısmını anlayamadıysam da “paraları cebine indirmeden önce” kısmı çok hoşuma gitti. İhsan bey bu ifadeyi “altı peni ortadan kaybolmadan önce parayı ısırdı” şeklinde çevirmiş, sadık bir karşılık olmasına rağmen “altı peni ortadan kaybolmadan önce” kısmı çeviri kokuyor bana göre.

“the streets of London have ears” ifadesi İhsan bey tarafından “Londra sokaklarının kulakları olduğunu” şeklinde çevrilmiş, sadık ve sorunsuz bir karşılık. Aslı hanım “yerin kulağı olduğunu” şeklinde çevirmiş, hoş dursa da geniş bir anlamı var; halbuki daha özel bir anlama işaret etmesi gerekirdi.

İhsan bey “And it is not the price we pay for peace and prosperity.” için “Ve bizim barış ve refah için ödediğimiz bedel bu değil.” karşılığını uygun bulurken Aslı hanım “Bu, barışı ve refahı elde etmek için ödediğimiz bir bedel.” karşılığını tercih etmiş. Böylesine basit bir ifadeyi yanlış aktarmasını yayınevinin özensizliğine bağlıyorum.

İhsan bey “Prince Albert wrote a note to my friend congratulating him on his deductions” ifadesindeki “deduction” sözcüğünü “tümdengelim” şeklinde çevirmiş: “Prens Albert dostumu tümdengelimleri için tebrik eden, ... bir not gönderdi.” Öyküye ilham veren Sherlock Holmes’un davaları çözerken kullandığı yönteme işaret etse de “tümdengelim” karşılığı çeviride çiğ duruyor. Aslı hanım “Prens albert arkadaşıma... olayı aydınlatmasından dolayı tebriklerini ileten bir mektup yazdı.” Karşılığını uygun bulmuş. Bu daha olgun bir karşılık olsa da yeterli görünmüyor. Belki “vardığı sonuçlar için” denebilirdi.

Daha onlarca farklı çeviri tercihi olmasına rağmen ben bu kadarını buraya aktarabildim. Umarım yazıyı sonuna kadar okuyan için beyhude bir çaba olmaz. Genel bir görüş belirtmem gerekirse, İhsan beyin bu işten alnının akıyla çıktığını söylemeliyim. Aslı hanımın burada bahsetmediğim onlarca hatasını tespit ettim, bu hatalar kimi zaman öykünün muhtevasını bozuyordu. Öykünün ruhunu yakalamadaki beceri ve hassasiyeti için M. İhsan Tatari’yi ve düzeltideki dikkati için Ozancan Demirışık’ı tebrik ederim, ikisine de çok teşekkür ederim. Bu aciz incelemede onları kıracak bir şey söylediysem şimdiden af dilerim. Ayrıca Aslı Öztürk’ten de af diliyorum ve yayınevinin üstünkörü çalışması yüzünden bu basit hataları yaptığını düşünüyorum.

Çeviri çok emek isteyen, zorlayıcı bir süreç, çoğu zaman da karşılığı yok. Bazen bir kuru teşekkür bile çok görülür çevirmene. Benim burada yaptığımı, ne olur, hata avcılığı olarak görmeyin, sadece kendi zihnimi işletirken fark ettiklerimi paylaştım. Yaklaşık 8000 sözcükten oluşan bir öyküyü Türkçe’ye aktarmanın zor olduğu aşikar. 1000 sözcüğü bile çevirirken neler çektiğimi ben bilirim. Hata bulmak her zaman daha kolay ve keyiflidir; bir ürün ortaya koymaksa çok zahmetlidir, bunun da bilincindeyim. Yanlış anlaşılmadığımı umut ederek bu zor ve zevkli sanata emek veren herkese İhsan beyin nezdinde teşekkür ediyorum.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Bu uzun ve detaylı inceleme için çok teşekkür ederim. Hem motivasyon oldu hem de bazı hatalarımı görmemi sağladınız. Övgü dolu sözleriniz için de ayrıca teşekkür ederim.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı jp_ghostdie

  • *
  • 1
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Neil Gaiman en sevdiğim yazarlardan biri ve öykü her zamanki gibi harika. Benim gibi İngilizce okuyamayanlar için çok güzel bir çalışma olmuş, elerinize sağlık :)