Kayıt Ol

Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie

Çevrimdışı garajj

  • *
  • 21
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #45 : 30 Aralık 2016, 13:03:46 »
Adalet ve Kudret kitaplarının arka arkaya okuyan biri olarak, Kudret kitabını daha çok beğendim.Aksiyonun, birinci kitaba göre daha fazla olmasından dolayı akıcı olması bir etken sanırım.Birazda, Yaprak Hanım'ın dediği gibi ikinci kitabın daha kolay okunan bir kitap olmasının da payı var. Herkesin değindiği gibi birinci kitaptaki hatalar katlanılır gibi değil. Cinsiyet konusu orjinalinde nasıl değinilmiş bilmiyorum ama çeviri de beni hiç rahatsız etmedi, tıpkı  Le Guin kitaplarında olduğu gibi kendi akışkanlığı içinde yoğrulup gidiyor, bu yüzden çeviriyi çok kaliteli bulduğunu belirtmek istiyorum ve son olarak Merhamet kitabı  hakkında herhangi bir takvim belli mi ?

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #46 : 30 Aralık 2016, 13:36:48 »
Adalet ve Kudret kitaplarının arka arkaya okuyan biri olarak, Kudret kitabını daha çok beğendim.Aksiyonun, birinci kitaba göre daha fazla olmasından dolayı akıcı olması bir etken sanırım.Birazda, Yaprak Hanım'ın dediği gibi ikinci kitabın daha kolay okunan bir kitap olmasının da payı var. Herkesin değindiği gibi birinci kitaptaki hatalar katlanılır gibi değil. Cinsiyet konusu orjinalinde nasıl değinilmiş bilmiyorum ama çeviri de beni hiç rahatsız etmedi, tıpkı  Le Guin kitaplarında olduğu gibi kendi akışkanlığı içinde yoğrulup gidiyor, bu yüzden çeviriyi çok kaliteli bulduğunu belirtmek istiyorum ve son olarak Merhamet kitabı  hakkında herhangi bir takvim belli mi ?

Çeviriyi beğenmenize çok sevindim. Kitabın orijinalinde asıl cinsiyetinin erkek olduğunu bildiğimiz tek karakter Seivarden da dahil olmak üzere tüm kişilerden 'she' yani dişi olarak bahsediyor yazar.
Merhamet için kesinleşmiş bir tarih olmamaklar birlikte kitabın Nisan 2017'de çıkma ihtimali yüksek görünüyor.
"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie

Çevrimdışı Lordmuti

  • ****
  • 1123
  • Rom: 35
  • Time is a drug. Too much of it kills you.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #47 : 02 Ocak 2017, 18:39:58 »
KUDRET'e başladım. Bu arada kitap serisinin isimleri çok güzel çevrilmiş.

ADALET
KUDRET
MERHAMET

Şöyle üst üste yazayım da siz de bir görün. Justice, Sword ve Mercy o kadar vurucu değil ama bir KUDRET dediğiniz zaman ya da ne bileyim İMPATAROLUĞA ADALET GELECEK! dediğiniz zaman size de bir titreme gelmiyor mu? Bilerek CAPS LOCK ile yazıyorum, okurken daha bir vurgulu daha bir heyecanlı okumak lazım çünkü.

Neyse 110. sayfada falanım. İlk kitaptaki editörsüzlük bu kitapta yok anladığım kadarıyla. Çevirisi güzel, editörlüğü güzel. Helal olsun cam gibi kitap olmuş.

Bir de itirafta bulunayım, ilk kitabın konusunu unutmuşum. Hatta karakterleri de unutmuşum, baya baya Seivarden kim falan diye düşündüm başlarda. Normalde serilerin geçmiş kitaplarını unutmam ama bu kitapta nedense böyle bir sıkıntı yaşadım. Yazar kitabın başında ilk kitaptaki olaylar ara ara, sırıtmayacak şekilde anlatmış iyi ki, bunlar olmasa açıp incelemeleri falan okuyacaktım ne olduğunu hatırlayabilmek için :D

Şu an güzel gidiyor, bir gezegene geldik. Olaylar oluyor. Bir bitireyim yorum yazacağım mutlaka.




İmparator olmayı canım kolay mı sandın?
Dünyaya kazık çaktım duyulsun adım.

Çevrimdışı Lordmuti

  • ****
  • 1123
  • Rom: 35
  • Time is a drug. Too much of it kills you.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #48 : 05 Ocak 2017, 15:00:36 »
Kitabı bitirdim. Genel olarak ortalama üstüydü ancak ilk kitaptan daha az sevdim. Puan olarak ilk kitabın hatalarını bir kenara koyup yeni fikirlere, işlenişe vs. 9/10 vermiştim. Bu kitapta öyle editörsüzlük yok, burası güzel bir şey ama puan olarak 7/10 veriyorum. ADALET'ten KUDRET'e geçişte bence ilk kitaba göre bir düşüş var, bunu belli etmek istiyorum. Gerisi spoiler.

Puanlar benim hayal gücümün ürünüdür, çok takılmayın bunlara asıl mesajı alın.

Spoiler: Göster
İlk kitaptaki bağıl olayları, imparatorun kendini klonlaması ve kendi içinde yaşadığı çatışmalar, uzay gemileri, uzay askerleri, bilimkurgusal naneler bu kitapta çok az var. Ben bunları sevmiştim ilk kitapta. Fikirleri yani. Bunlar fazla yer tutmayınca hayal kırıklığına uğradım.

Kitap çok düz bir şekilde "Az gelişmiş toplumlara medeniyet götüren sempatik beyaz adamın maceraları" konusunu işliyor. İşte imparatorluğa sonradan katılmış, henüz tam medeni olmayan bir gezegen var. Gezegende köle olmayan ama zor koşulda çalıştırılan, kötü şartlarda yaşayan, ihmal edilen gruplar var. Eziliyorlar yani. Bizim baş karakter imparatordan yetki alıp gelmiş, ne amaçla geldiği de tam belli değil. Oranın güvenliğini sağla diye yolluyor kitabın başında. İşte bu da buraya gitsin de macera yaşasın demişler herhalde, çok çay üretiliyor önemli bir gezegen vs. diye anlatıyor da buraya yollanma nedenine ikna olmadım. Dış uzayda savaş olan sistemlere falan da yollanabilirdi bu bağıl.

Yani arka planda imparator bölündü, isyanlar çıktı, ışınlanma kapıları kapandı, uzaylılar bir şeyler yapıyor aman yarabbim vaov olaylar olurken bu alakasız yere gelip evcilik ve kurtarıcılık rolünü oynuyor bağılımız.

Yani bana bunları niye anlatıyorsun güzel ablacım :D Son kitaba saklamış herhalde tüm kurşunları. Mesela bu kitapta uzaylı çok gelişmiş süper ırkın elçisi öldürülüyor, onun yasını tutuyorlar falan. Ama onunla alakalı hiçbir şey olmuyor. Bu süper ırkın tüm kalkanları geçen süper silahı var bizim bağılda, son sahnede bir kere kullanıyor, başka bir işe yaramıyor o silah. Sonra hayalet geçit diye bir şey var, içinden değişik şeyler, eski zamanlardan kalma şeyler geliyor. Bundan da hiçbir şey çıkmıyor. En sonda biraz bahsediliyor kitaptaki olayı çözmek için de kardeşim asıl gizem asıl merak edilen şey geçidin diğer tarafında ne var sorusu havada kalmış. Asıl olay neymiş görmüyoruz. İmparator bu gezegeni boş bırakmaz, bir planı vardır falan deniyor ve tahmin edin, yine hiçbir şey çıkmıyor. Bunlar yerine gezegendeki üç beş tipin birbirine kur yapmasını, yas tutmasını, posta koymasını, dedektifçilik ve kurtarıcılık oyunları oynamasını falan görüyoruz. Ha bir de bizim bağıl şarkı koleksiyonu yapıyor, çok lazım.

İmparator, genç bir subayı kendi bağılı yapıp[*]kendi zihnini bu elemana yüklüyor[/*] göreve yolluyor. Bizim ex-bağıl bunu fark ediyor, sonra bu genç subayın "genç subayların dramı" olarak yaşadıklarını görüyoruz. BANA NE KARDEŞİM? :D Yahu bir tarafta imparatorun klonları kendi arasında bölündü, iç savaş var. Bir tarafta genç subayın duygusallıkları var.

Bizim ex-bağılın öldürdüğü Awn mı ne vardı, onun kardeşini bulup ona sponsor olma çalışmaları var. Duygusal redemption arayan zengin adamın maceraları. Kamon yani.

Bir de kitapta çok büyük önem arz eden ŞEKİLLİ ÇAY TAKIMLARI var. Çay takımınız ne kadar şekilse siz de o kadar şekilsiniz. Yani plastik bardaktan sallama çay içenler bu evrende adam yerine koyulmaz, ona göre.

Sonlara doğru köle Isaura gibi bir tip, efendisinin kendisine kötü davranan oğluna bomba ile suikast düzenlemeye çalışıyor, ceza verelim mi vermeyelim mi falan diye tartışılıyor. Eziliyoruz biz siz anlamazsınız deniyor. Hatta "SEN HERKESİ KURTARAMAZSIN BEYAZ ADAM BİZ BURADA ZOR ŞARTLARDA YAŞIYORUZ, SADECE KENDİ RAHATSIZ OLDUKLARINA MÜDAHALE EDİYORSUN." bile diyorlar. Beyaz adamlığın bir numaralı göstergesi ÇAY İÇMEK ve KİBAR OLMAK. Klişelerden klişe beğenin.

Goodreads'te birisi "Downton Abbey...in SPAAAAAACE!" demiş kitap için, katılmamak elde değil :D

Kitabı çok gömdüm belki ama benim istediğim şeyleri değil yazarın kafasından geçen başka şeyleri anlattığı için gömdüm :D Bu imparatorluk evreninde geçen bir yan kitap olarak bu kitap yazılsaydı bu kadar gömmezdim. Ama ana konudan çok uzaklaşıp alakasız şeyler anlatılıyor, bir de klişelere düşe düşe yapılıyor bu. ADALET'ten sonra böyle bir şey gelmesi beni hayal kırıklığına uğrattı.

Bu kitapta ilk kitaba göre aksiyon fazla demiş arkadaşlar da bence bu aksiyon kaliteli aksiyon değil[*]lezzetli çipetpet[/*]. Ya da şöyle diyeyim, dövüşlü hareketli aksiyondan ziyade "sosyal aksiyon" çok. Yani bazı tiplerin birbiriyle kibar kibar konuşup çay içmesini izliyoruz.

Ay gömdükçe gömesim geliyor, durayım artık yeter. 7 verdiğim bir kitaba bu kadar gömüyorum, çelişki gibi görünmesin. Kitap nesnel olarak güzel de, bu nesnel güzellik bana öznel olarak o kadar hitap etmiyor maalesef. 2312'de de benzer bir durum yaşadım.

Sevdiğim yanlarına gelirsek; konusu ve anlatılanlar hariç diğer şeyleri beğendim.

Özellikle anlatım tekniği, tarzı artık ne diyorsanız adına bundan bahsetmek istiyorum. Çünkü kitabın övgüye değer en güzel kısmı bu bence. Baş karakter ex-bağıl olduğu için yapay zekalı gemisiyle ve mürettebatıyla sürekli bir "telepatik" iletişim halinde. Gemi mürettebatının gözünden görüp bir anda düşüncelerini, duygularını öğrenebiliyor. Gemi yapay zekası arada kulağına bir şeyler fısıldıyor. Subaylar arada bir şeyler söyleyebiliyorlar, yorum yapabiliyorlar.

Böyle olunca kitapta bazı güzel sahneler ortaya çıkıyor. Mesela bağılla bir eleman konuşurken bir anlığına hop başka bir karakterin bakış açısına geçilip oradan bir şeyler anlatılıyor, bunu da bağılımız o anda beyninde görüp duyduğu için biz de görmüş oluyoruz. Normal bir kitap olsa bu diğer karakterlerin yaşadıklarını belki farklı bir bölüm açıp ya da ara geçişler kullanıp orada anlatmak gerekirdi. Ama baş karakterin ex-bağıl bir gemi kaptanı olması sayesinde gerçek zamanlı olarak aynı anda olan şeyleri biz de kitapta aynı anda görüyoruz. Bu gayet güzel kotarılmış, geçişler sırıtmıyor. Çevirileri de güzel yapılmış. Mesela buna benzer sahnelerde ilk kitapta sıkıntı yaşamıştım, böyle değişmeli yerleri tam anlamlandıramıyordum, sahneler hızlı gitmiyordu. Bu kitapta ıslak sabun gibi olmuş, yerinde durmuyor maaşallah akıyor.

Özetle ilk kitapla ikinci kitap arasında çok fark var. Maalesef KUDRET adının hakkını vermiyor kitap, kudretlik bir şey yok, doğru düzgün bir dövüş sahnesi bile yok. ZAFİYET falan olabilirmiş adı :D İkinci kitabı serinin evreninde geçen bir yan hikaye olarak görüp geçiyorum ben. Umarım üçüncü kitap MERHAMET'te yazar özüne döner, ilk kitaptaki sevdiğim şeyleri anlatmaya devam eder.





İmparator olmayı canım kolay mı sandın?
Dünyaya kazık çaktım duyulsun adım.

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #49 : 05 Ocak 2017, 15:09:07 »
Kitabı bitirdim. Genel olarak ortalama üstüydü ancak ilk kitaptan daha az sevdim. Puan olarak ilk kitabın hatalarını bir kenara koyup yeni fikirlere, işlenişe vs. 9/10 vermiştim. Bu kitapta öyle editörsüzlük yok, burası güzel bir şey ama puan olarak 7/10 veriyorum. ADALET'ten KUDRET'e geçişte bence ilk kitaba göre bir düşüş var, bunu belli etmek istiyorum. Gerisi spoiler.

Puanlar benim hayal gücümün ürünüdür, çok takılmayın bunlara asıl mesajı alın.

Spoiler: Göster
İlk kitaptaki bağıl olayları, imparatorun kendini klonlaması ve kendi içinde yaşadığı çatışmalar, uzay gemileri, uzay askerleri, bilimkurgusal naneler bu kitapta çok az var. Ben bunları sevmiştim ilk kitapta. Fikirleri yani. Bunlar fazla yer tutmayınca hayal kırıklığına uğradım.

Kitap çok düz bir şekilde "Az gelişmiş toplumlara medeniyet götüren sempatik beyaz adamın maceraları" konusunu işliyor. İşte imparatorluğa sonradan katılmış, henüz tam medeni olmayan bir gezegen var. Gezegende köle olmayan ama zor koşulda çalıştırılan, kötü şartlarda yaşayan, ihmal edilen gruplar var. Eziliyorlar yani. Bizim baş karakter imparatordan yetki alıp gelmiş, ne amaçla geldiği de tam belli değil. Oranın güvenliğini sağla diye yolluyor kitabın başında. İşte bu da buraya gitsin de macera yaşasın demişler herhalde, çok çay üretiliyor önemli bir gezegen vs. diye anlatıyor da buraya yollanma nedenine ikna olmadım. Dış uzayda savaş olan sistemlere falan da yollanabilirdi bu bağıl.

Yani arka planda imparator bölündü, isyanlar çıktı, ışınlanma kapıları kapandı, uzaylılar bir şeyler yapıyor aman yarabbim vaov olaylar olurken bu alakasız yere gelip evcilik ve kurtarıcılık rolünü oynuyor bağılımız.

Yani bana bunları niye anlatıyorsun güzel ablacım :D Son kitaba saklamış herhalde tüm kurşunları. Mesela bu kitapta uzaylı çok gelişmiş süper ırkın elçisi öldürülüyor, onun yasını tutuyorlar falan. Ama onunla alakalı hiçbir şey olmuyor. Bu süper ırkın tüm kalkanları geçen süper silahı var bizim bağılda, son sahnede bir kere kullanıyor, başka bir işe yaramıyor o silah. Sonra hayalet geçit diye bir şey var, içinden değişik şeyler, eski zamanlardan kalma şeyler geliyor. Bundan da hiçbir şey çıkmıyor. En sonda biraz bahsediliyor kitaptaki olayı çözmek için de kardeşim asıl gizem asıl merak edilen şey geçidin diğer tarafında ne var sorusu havada kalmış. Asıl olay neymiş görmüyoruz. İmparator bu gezegeni boş bırakmaz, bir planı vardır falan deniyor ve tahmin edin, yine hiçbir şey çıkmıyor. Bunlar yerine gezegendeki üç beş tipin birbirine kur yapmasını, yas tutmasını, posta koymasını, dedektifçilik ve kurtarıcılık oyunları oynamasını falan görüyoruz. Ha bir de bizim bağıl şarkı koleksiyonu yapıyor, çok lazım.

İmparator, genç bir subayı kendi bağılı yapıp[*]kendi zihnini bu elemana yüklüyor[/*] göreve yolluyor. Bizim ex-bağıl bunu fark ediyor, sonra bu genç subayın "genç subayların dramı" olarak yaşadıklarını görüyoruz. BANA NE KARDEŞİM? :D Yahu bir tarafta imparatorun klonları kendi arasında bölündü, iç savaş var. Bir tarafta genç subayın duygusallıkları var.

Bizim ex-bağılın öldürdüğü Awn mı ne vardı, onun kardeşini bulup ona sponsor olma çalışmaları var. Duygusal redemption arayan zengin adamın maceraları. Kamon yani.

Bir de kitapta çok büyük önem arz eden ŞEKİLLİ ÇAY TAKIMLARI var. Çay takımınız ne kadar şekilse siz de o kadar şekilsiniz. Yani plastik bardaktan sallama çay içenler bu evrende adam yerine koyulmaz, ona göre.

Sonlara doğru köle Isaura gibi bir tip, efendisinin kendisine kötü davranan oğluna bomba ile suikast düzenlemeye çalışıyor, ceza verelim mi vermeyelim mi falan diye tartışılıyor. Eziliyoruz biz siz anlamazsınız deniyor. Hatta "SEN HERKESİ KURTARAMAZSIN BEYAZ ADAM BİZ BURADA ZOR ŞARTLARDA YAŞIYORUZ, SADECE KENDİ RAHATSIZ OLDUKLARINA MÜDAHALE EDİYORSUN." bile diyorlar. Beyaz adamlığın bir numaralı göstergesi ÇAY İÇMEK ve KİBAR OLMAK. Klişelerden klişe beğenin.

Goodreads'te birisi "Downton Abbey...in SPAAAAAACE!" demiş kitap için, katılmamak elde değil :D

Kitabı çok gömdüm belki ama benim istediğim şeyleri değil yazarın kafasından geçen başka şeyleri anlattığı için gömdüm :D Bu imparatorluk evreninde geçen bir yan kitap olarak bu kitap yazılsaydı bu kadar gömmezdim. Ama ana konudan çok uzaklaşıp alakasız şeyler anlatılıyor, bir de klişelere düşe düşe yapılıyor bu. ADALET'ten sonra böyle bir şey gelmesi beni hayal kırıklığına uğrattı.

Bu kitapta ilk kitaba göre aksiyon fazla demiş arkadaşlar da bence bu aksiyon kaliteli aksiyon değil[*]lezzetli çipetpet[/*]. Ya da şöyle diyeyim, dövüşlü hareketli aksiyondan ziyade "sosyal aksiyon" çok. Yani bazı tiplerin birbiriyle kibar kibar konuşup çay içmesini izliyoruz.

Ay gömdükçe gömesim geliyor, durayım artık yeter. 7 verdiğim bir kitaba bu kadar gömüyorum, çelişki gibi görünmesin. Kitap nesnel olarak güzel de, bu nesnel güzellik bana öznel olarak o kadar hitap etmiyor maalesef. 2312'de de benzer bir durum yaşadım.

Sevdiğim yanlarına gelirsek; konusu ve anlatılanlar hariç diğer şeyleri beğendim.

Özellikle anlatım tekniği, tarzı artık ne diyorsanız adına bundan bahsetmek istiyorum. Çünkü kitabın övgüye değer en güzel kısmı bu bence. Baş karakter ex-bağıl olduğu için yapay zekalı gemisiyle ve mürettebatıyla sürekli bir "telepatik" iletişim halinde. Gemi mürettebatının gözünden görüp bir anda düşüncelerini, duygularını öğrenebiliyor. Gemi yapay zekası arada kulağına bir şeyler fısıldıyor. Subaylar arada bir şeyler söyleyebiliyorlar, yorum yapabiliyorlar.

Böyle olunca kitapta bazı güzel sahneler ortaya çıkıyor. Mesela bağılla bir eleman konuşurken bir anlığına hop başka bir karakterin bakış açısına geçilip oradan bir şeyler anlatılıyor, bunu da bağılımız o anda beyninde görüp duyduğu için biz de görmüş oluyoruz. Normal bir kitap olsa bu diğer karakterlerin yaşadıklarını belki farklı bir bölüm açıp ya da ara geçişler kullanıp orada anlatmak gerekirdi. Ama baş karakterin ex-bağıl bir gemi kaptanı olması sayesinde gerçek zamanlı olarak aynı anda olan şeyleri biz de kitapta aynı anda görüyoruz. Bu gayet güzel kotarılmış, geçişler sırıtmıyor. Çevirileri de güzel yapılmış. Mesela buna benzer sahnelerde ilk kitapta sıkıntı yaşamıştım, böyle değişmeli yerleri tam anlamlandıramıyordum, sahneler hızlı gitmiyordu. Bu kitapta ıslak sabun gibi olmuş, yerinde durmuyor maaşallah akıyor.

Özetle ilk kitapla ikinci kitap arasında çok fark var. Maalesef KUDRET adının hakkını vermiyor kitap, kudretlik bir şey yok, doğru düzgün bir dövüş sahnesi bile yok. ZAFİYET falan olabilirmiş adı :D İkinci kitabı serinin evreninde geçen bir yan hikaye olarak görüp geçiyorum ben. Umarım üçüncü kitap MERHAMET'te yazar özüne döner, ilk kitaptaki sevdiğim şeyleri anlatmaya devam eder.


Gizli bölümlerde Kudret hakkındaki hislerime tam olarak tercüman olmuşsun Lordmuti. :D Bence de Kudret çok ara kitap kalmış ama Merhamet beklentilerini karşılayacak diye tahmin ediyorum. :)
"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie

Çevrimdışı Cellophane

  • **
  • 144
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #50 : 27 Mart 2017, 19:03:53 »
Yazarın yeni kitabının kapak resmi yayınlanmış.

Spoiler: Göster
I tumbled down on my knees
Fill the mouth with snow

The way it melts
I wish to melt into you

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #51 : 28 Mart 2017, 11:24:29 »
Yazarın yeni kitabının kapak resmi yayınlanmış.

Spoiler: Göster


Kitap hakkında biraz bilgi de buldum. :)
Radch evreninde geçse de Radch bölgesinde geçmeyecekmiş ve Ekim 2017'de yayınlanacakmış.
"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #52 : 28 Mart 2017, 17:02:34 »
O kırmızı uzay gemisi tek başına anlatıyor zaten aynı evrende geçeceğini :D (İkinciyi bir an evvel okumam lazım... <-- Son 5 yıldır en çok söylediğim laf; şunu mutlaka okumam lazım.)
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #53 : 07 Eylül 2017, 13:09:07 »
Üçüncü kitap "Merhamet" bu hafta matbaaya giriyormuş, gözümüz aydın :)

TIK
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Quid Rides

  • **
  • 399
  • Rom: 17
  • #800000
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #54 : 07 Eylül 2017, 19:13:47 »

Bir de itirafta bulunayım, ilk kitabın konusunu unutmuşum. Hatta karakterleri de unutmuşum, baya baya Seivarden kim falan diye düşündüm başlarda. Normalde serilerin geçmiş kitaplarını unutmam ama bu kitapta nedense böyle bir sıkıntı yaşadım. Yazar kitabın başında ilk kitaptaki olaylar ara ara, sırıtmayacak şekilde anlatmış iyi ki, bunlar olmasa açıp incelemeleri falan okuyacaktım ne olduğunu hatırlayabilmek için :D

İkinci kitabın ilk on sayfasını okuduktan sonra bir kenara koyup ilk kitabı tekrar okumuştum. Ha bunda Fırtınakıran'ın incelemesinin etkisi yok mu, var elbet. Zira aynı kitabı okuduğumuzdan şüphe etmiştim. :)
http://turanmemre.wordpress.com/
Bana dönek demiş itin birisi
Açığım ne imiş sor hele hele

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #55 : 29 Ekim 2017, 15:13:40 »
Eveeet, bir seneyi aşkındır kimselere spoiler vermemek için çenemi kapalı tuttum ama artık Merhamet'in sonunu bir konuşalım diyorum... :)

Spoiler: Göster
Ben Merhamet'in sonunu çok beğendim. Şahsen yapay zekanın uyanışı ve bireysel haklar iddia etmesinin barışçıl ve diplomatik yollarla olduğu başka bir edebiyat ya da sinema eseri hatırlayamıyorum. Genel olarak hep yapay zekanın bilinç kazanmasıyla insanın vahşiliği kazandığı örnekler aklıma geliyor. Bir yapay zekanın insan duyguları yerine mantıkla hareket edeceği varsayımından yola çıkarak bireyliğini ilan ederken diplomatik bir yöntem kullanmasını ise daha olası buluyorum.  Dolaysıyla kitabın sonunun bu şekilde bağlanmış olması beni çok etkiledi.

Bir de bu seriden sonra Kaplan Kaplan'ı okuduğumda Gully Foyle'un intikam hikayesinin Breq'inkine benzettim. Gerçi yazım yılları düşünüldüğünde cümleyi tam tersi şekilde kurmak daha doğru olur sanki. :)
İkisi de benzer bir intikam arzusuyla yola çıkıp kişisel gelişimin ardından hikayelerini yola çıktıkları noktadan çok daha farklı şekilde tamamladılar.


"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #56 : 29 Ekim 2017, 15:55:24 »
Seriye başlama ateşiyle kavrulup başlayamayan kimliğiyle yazıyorum: Spoilerı okumak ıstırabıma yenisini ekledi :) Tabii "Aman spoiler yedim!" yüzünden değil. Sonuçta bilinçli olarak okudum. Başka sebeplerden ötürü dert yanıyorum.

Spoiler: Göster

Kaplan Kaplan! Gully Foyle! İntikam! Değişim! Gelişim! Seriye başlamak için bir sebep daha! Ama ne zaman!? Ne zaman!?

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #57 : 29 Ekim 2017, 17:26:20 »
Seriye başlama ateşiyle kavrulup başlayamayan kimliğiyle yazıyorum: Spoilerı okumak ıstırabıma yenisini ekledi :) Tabii "Aman spoiler yedim!" yüzünden değil. Sonuçta bilinçli olarak okudum. Başka sebeplerden ötürü dert yanıyorum.

Spoiler: Göster

Kaplan Kaplan! Gully Foyle! İntikam! Değişim! Gelişim! Seriye başlamak için bir sebep daha! Ama ne zaman!? Ne zaman!?


Ahaha doğru yerden vurmuşum desenize Bay Karamsar. :)
Okuyunuz bence seriyi yahu, ben çevirdim diye demiyorum başarılı bir seri kendisi. :)
"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #58 : 30 Ekim 2017, 13:15:22 »
Merhamet yorumum:

Serinin nasıl çılgın bir hayranı olduğum gayet iyi biliniyor, fakat ben son kitap için iyi konuşmayacağım. Çünkü çok kızgınım.

Böylesine dahiyane bir seriye yakışmayan bir son. Awn, Skaiaat, Breq gibi harika karakterleri yaratmış olan Ann Leckie, sonrasında ağlak, aciz ve katlanılmaz ölçüde duygusal karakterlerle bir donanma kuruyor.  Elbette hepsi kendi duyguları, motivasyonları olan karakterler(di). Ama ilk kitaptan sonra seri feci bir düşüşe geçti. Özellikle sözde asker karakterlerin o ağlaklığı bu kitapta çekilmez bir boyuta geldi benim için.

Ben ki Teğmen Awn'ın hastasıyım, Breq'e ise saygım sonsuz, "Toren'ın Adaleti'nin askerleriyiz" diye kitabın konusu her açıldığında sözümü böyle sonlandırıyorum, bu ikisini yaratanın aynı yazar olduğundan şüphe ettim.

Serinin sonu benim açımdan facia şeklinde bağlandı. Ayrıca birçok mantık hatası mevcut. Mesela Sfen gibi bir karakterin işlevsizliği, Anaander gibi bir hükümdarın tüm karizmasının yerle bir edilip bu derece basitleştirilmesi, pek çok kez sert önlemlerle karşılaşmaları gereken durumlarda nedense başkarakterlere hiç sert müdahale edilmemesi başta göstereceğim nedenler. Yani adam galaksi yönetiyor ama olabilecek en aciz hareketleri yapıyor. Parmağının tek hareketi ile gezegen uçuracak adamın yaptıkları iş değil. Hem unutmayalım,

Spoiler: Göster
Anaader'ın o yönünde tek klonu bu kitaptaki değildi. Kendini gayet rahatlıkla feda edebilirdi.


Editörlük,

İthaki'nin bu seriye gösterdiği özensizlik beni çok üzüyor. Son kitaba geldik ama tüm kitap boyunca "eksik ekler" canımı iyice sıktı. Bir sayfayı tam okusaydım keşke.

Adalet'e aşık olmuş biri olarak beni korkunç bir hayal kırıklığına sürükleyen bir son oldu.

Canım çok sıkkın.

Önemli Not: Ama Adalet'i mutlaka okuyun.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #59 : 30 Ekim 2017, 15:07:08 »
@yaprak.onur,

Hem de tam on ikiden :D

@Fırtınakıran,

Pekala. Çıkışına şahitlik edeceksem, düşüşüne de şahitlik etmem gerekecek. Daha iyi. Bir serinin nerede güzelleşip nerede aksayabileceğini kavramış olurum.

Psikolojik olarak hazırım ;D