Le fabuleux destin d'Amélie Poulain'den gelsin bakalım. Türkçe mealleriyle

Sensiz, bugünkü duygularım ancak geçmişin kuru bir kabuğu olabilir.~Hipolito demiş, bu aralar "motto"m oldu.
"Amelie'nin bir arkadaşı vardı, Blubber. Heyhat, ev ortamı bu balığı intihara meyilli bir manyak haline getirmişti.( Bu noktada balık kavanozdan dışarı atlıyor ve Amélie bağırmaya başlıyor, akıllara zarar xD)
Yaşam çok komik. Çocukken zaman geçmek bilmez, ama bir anda kendinizi 50 yaşınızda bulursunuz. Ve çocukluğunuzdan kalanlar...küçük paslı bir kutuya tıkılmışlardır.~Bretodeau (ağlatır, kaçının.)
Bu da kahkalara boğulduğum bir replik, görüntüyle izletebilseydim keşke. Ama bu hali bile mükemmel:
"Nino çok geç kalmıştı. Amélie bu duruma sadece iki açıklama bulabildi: 1)fotoğraf eline ulaşmadı. 2)yırtık fotoğrafın parçalarını bir araya getiremeden, bir banka soyguncusu çetesi onu rehin aldı. Polisler onları kovaladı. Uzaklaşabildiler, fakat Nino bir kazaya sebep oldu. Kendine geldiğinde hiçbir şey hatırlamıyordu. Eski bir mahkum onu bir kaçakla karıştırıp İstanbul'a giden bir gemiye bindirdi. Orada onu birkaç Rus savaş başlığı çalmaya ikna eden bir grup Afgan haydutuyla karşılaştı. Fakat kamyonları Tacikistan'da bir mayına denk geldi. Nino kurtuldu, dağlara kaçtı ve bir Mücahit oldu. Amélie de bütün hayatı boyunca şapkasından çorba içecek biri için üzülmeyi reddetti."