15.06.2010
Amie,
Bu mektubu yazanı merak ettiğini biliyorum. Kim olduğumu söylesem de hatırlamazsın. Çünkü beni beyninin en izbe kıvrımlarına fırlatalı epey oldu. Çoktan unuttun. Belki hatırlarsın umuduyla bu mektubu yazıyorum.
Katilim olmak üzeresin. Bir süre daha hatırlamazsan sevgili beynin beni silecek. Kısacası ölüyoruz Amie. “Bu ne şimdi? Kimsin? Ne tür bir şaka bu?” dediğini duyuyorum. Bu bir uyarı. Ben ölürsem sen de ölürsün. Bu kadar basit. Senin ölümün tabi ki benimki gibi somut bir ölüm olmaz ama yine de korkunç.
Önceden her şeyi beraber yapardık. Resimleri, besteleri… Şiirleri, hikayeleri beraber yazardık. Beraber hayal kurardık. Onca güzel şeyi tek başına yaptığını söylemeyeceksin değil mi şapşal? Hepsinin altında senin imzan var doğru. Ama ben sendeyim zaten. İyi bir ekiptik vaktiyle.
En son ne zaman bir şeyler yazdığını hatırlıyor musun? Hayır. Oysa eskiden -ben köreltmediğin bir duygunken- test çözmenin haricinde de elin kalem tutardı. Şimdiyse giderek sabitleşiyorsun. Gözlerin açık uyuyorsun. Yavaş yavaş ölüyorsun Amie. Belki söylediklerim umrunda olmaz. Belki de hatırlayıverirsin kim bilir. Ne yapacağını kestiremiyorum ama dilerim bu vahim durumun farkına varıp derin uykundan uyanırsın.
İmza:
Yaratıcılığın