"Azabiler deneyimli savaşçılardır. Sana ihtiyaçları yok," dedi Bilge Hatun itiraz kabul etmeyen bir tonla. Ekrem Efendi'ye baktı. Yaşlı adam tartışmaya kayıtsız kalarak nohutlu pilavını yemeye devam edince cadı ona çıkıştı. "Sen de bir şey söylesene be adam. Kös kös oturma öyle."
Burada çok güldüm. kös kös oturma ha

o türk havasını çok güzel yakalamışsın konuşmalar, anlatımlar, karakter tasvirleri her zamanki gibi çok şahane. özellikle karakterlerin arka planını çok çok iyi kurguluyorsun. benim bir arkadaşımda bunu okumaya başladı.ama ona dedim ilk kitabı okuman gerek diye.
"Bana Anatolya'da Güney'in Kara Cadısı derler fakat benim birçok yörede birçok adım var," dedi Kör Cadı. Çatılan kaşlarının altındaki gri gözleri soğuklaşmıştı. "Ben Yedi Denizler'de yüzlerce barbarın kanını döktüm, Mücevher Adaları'nda korsanlarla aşk yaşadım, kölelerin sofralarında ekmeğimi paylaştım. Kelmikli'de, Mesirli'de koca hükümdarları dizlerine çöktürdüm, Nirenge'de onlarca kudsiyi tek başıma yakıp kül ettim, Şiraze Beyleri'ni baştan çıkardım, Vaha'yı, Kızıl Kenti kasıp kavurdum. Medrece'nin padişahlarını kocam yaptım, saraylardan şehzâdeler kaçırdım. Çorak Topraklar'da onlarca Araf Cadısı'nı kulum kölem ettim, senin adını bile duymadığın diyarlar fethettim. Bazı halklar bana Tanrı-Kadın, bazıları Ölüm İblisi, başkaları da Yedi Denizler'in Laneti derler."
Kör cadı neymiş de haberimiz yokmuş. işler iyice garipleşti, kör cadı nasıl bu hale geldi böyle? cadalozun tekiydi. Serhan abi, bu çok heyecanlı olacağa benziyor. birde meltem ve kardeşlerini kurtaran kişi kör cadı değil mi? ya işin içine korsanlar,araf cadıları,karakuralar,kudsiler girdi iyice karman çorman olmuşa benziyor.
nehire hala bayılıyorum, çok tatlı hınzır ya. ilayda ortalarda görünmüyor, ona ne oldu acaba?