Kayıt Ol

Azat

Çevrimdışı Madam Vio

  • **
  • 376
  • Rom: 16
  • "Each thing I show you is a piece of my death."
    • Profili Görüntüle
Azat
« : 12 Mart 2011, 14:02:11 »

-----------------------------------------o------------------------------------------

AZAT

Piyanoyu çalmaya başladığı ilk saniyelerde notaları bir kadının vücudundaki kıvrımlar misali dalgalandırarak büsbütün yeni bir ruh haliyle canlandıran ve odanın karanlık duvarları arasında kederle yankı bulmasına yol açan zarif, sevecen parmakları tuşların üzerinden kayıp gitmekteydi sadece. Şehvet, tutku, ve ihtirasla yeniden anlam bulan sahnelerin bezediği hatıralar zihnine üşüşür olunca daha bir hiddetle inmeye başladı elleri piyanonun tuşlarına. İhanetle sarsılan kör yeminler eşliğindeki intikam arzusu ve aynı anda kalbinde yer eden vicdani azabı hissetmek yetmişti çünkü, taze yaralarının yeniden alev almasına.

Usulca nihayete eren hüzünlü ezgi güzel sevgilisini de etkilemiş olsa gerek ki, ferini yitirmiş gözlerine yaşlar doldu önce; ağlamaya başladı... Oysa aldatılan kadının içindeki derin ve vahşi nefret, sevgilisinin üzerinde yarattığı bütün o fiziksel acıya rağmen dinmeyi bir türlü beceremiyordu. Bu yüzden ayın pırıltılı ışığı altında şevkle parlayan hançerle oynamaktan aldığı hazı uzun bir müddet daha canlı tutmaya gayret etti ve yeterince oyalandığına karar verince hayatının aşkı bildiği o adamın yarı çıplak, savunmasız bedenine kan kırmızısı bir şerit daha ekleyiverdi. İşkencesini adamın tenine, yüreğine ve bitap düşmüş beynine dayanılması güç bir acıyla işledi bütün gece. Ve odayı boyayan kuzguni siyah, pişman olduğuna dair bir belirti sayılabilecek ifadelerin tümünü hiçliğinde boğarak çekip aldı kadının yüzünden.

Az sonra; aynı gövdeden çıkan kırılgan dalların çarpışmalarıyla gelen uğultu ve yaprak hışırtılarının bastırdığı sessizlik bir kez daha dirildiğinde, yoğun duyguların yerini olgun bir bekleyiş aldı. Kadın, ilk anda bir şey söylemedi. Alnına saçılan buklelerin ardında, dikenli gülünü kucaklayan bir bülbül misali şakıyan kömür karası gözleri anlatıyordu düşüncelerini, tüm o hislerini... Elleriyle kafasını kaldırıp yarinin, ne kadar daha dayanabileceğini düşündü bu merhametsizliğe. Sonunda yatağının kenarına dayanmış olan küçük sehpanın üzerindeki şişeyi çekip aldı. Kırmızı şaraptan doldurdu kadehe; sevgilisinin susamış dudakları arasına dayadı.

Kana kana içti o da, köreltecek sandı teninde kabaran keskin acıyı, ama yanıldı. Yar elinden içine akıttığı zehirdi, kandı.

"Ah, sevgilim. Hiç mi affın yoktu şu virane, biçare benliğime? Dün bitti, yerine yenisi geleli de çok oldu... Şu ıssız odayı hevesle kol gezen ızdırabı seyreltti mi bilmem ama dün, o kadar uzak ki sevgilim, belki bir ömürden daha yakın değildir. O zaman nedendir muhafazada inat ettiğin, içindeki bu yontulmamış, delice kin? Ya senin, adeta müşterek ruhumuza geçirdiğin tırnakların açtığı yaralardan haberin var mı? Hiyanetimin bedeli mi bu önümde endam eden, sen misin? Çünkü telafisini hiç karşılayamayacaktı ki bu aciz bedenim, zaten sahip olduklarımı da düşünmeden pare pare ettin sen. Ben, senin azadından mahrum kaldım; bihaberdim, sen yoksun imişsin bir gönülden..."

-----------------------------------------o------------------------------------------

Spoiler: Göster
Duygu yoğunluğu yaşadığım bir vakitte yazdığım, üzerinden geçmeye veya uzatmaya bile üşendiğim bir yazı.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Azat
« Yanıtla #1 : 15 Mart 2011, 20:17:21 »
Üzerinden geçmeye ihtiyacı olmayan bir yazı olmuş onu söyleyeyim. Ayrıca uzunluğu da kararında.

Etkilenmedim dersem yalan olur. Kelimeleri kullanış şekli, duygular, anlatım vs. hepsi oturaklı ve güzel olmuş. Yarısından sonra sesli okuduğumu da eklemek istiyorum, gerçekten kulağa da hoş gelen bir çalışma. Tebrik ederim.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Madam Vio

  • **
  • 376
  • Rom: 16
  • "Each thing I show you is a piece of my death."
    • Profili Görüntüle
Ynt: Azat
« Yanıtla #2 : 15 Mart 2011, 20:31:17 »
Teşekkürler KoyuBeyaz teşvik edici yorumun için. Kendi açımdan, vermek istediğim o havayı gereğinden fazla karamsarlığa kapıldığım bir an içerisinde yazıya döktüğümden benzer şekilde hissetmeyen okuyucular için aynı derecede etkili olmayacak diye düşünmüştüm. Beğenildiyse ne ala!

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Azat
« Yanıtla #3 : 20 Mart 2011, 21:44:06 »
Kelimeler o kadar muntazam sıralanmış ki etkilenmemek elde değil. Ruhumu sızlatan, kalbimin hala yanabildiğini keşfettiğim bir yazı oldu, teşekkürler, ellerine sağlık, kıskanılacak kadar güzel yazılmış.
May the force, be with you.

Çevrimdışı Maleficum

  • **
  • 193
  • Rom: 11
  • I have the wisdom to see the dark as a light...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Azat
« Yanıtla #4 : 30 Mart 2011, 00:02:01 »
"Kin bir tatmin midir?" diye sormak geldi içimden.
Edit: İntikam kini tatmindir. Ben bunu sormuyorum.
Soruyu şöyle değiştireyim; insan neden kin tutar?
Edit2: Acı ise nefret mantığıyla geliştiği konusunda kimsenin kuşkusu yok zaten.
Acı veren varlığa saldırma içgüdüsüyle ortaya çıkar.
...weak pleasures, lost feelings, faded dreams, doubtful hopes...

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Azat
« Yanıtla #5 : 30 Mart 2011, 00:07:33 »
"Kin bir tatmin midir?" diye sormak geldi içimden.

Kin bir duyguları tatmin etme biçimidir. Karşındakinin sana olan saygısızlığına ve yaptığı kötülüğe karşı üzülmeni engellemeye yarar. Sana aşırı acı çektiren birine karşı, vücut artık dayanamaz, beyin artık katlanamaz ve kin oluşur. Oluşan kin bir tatmin edicidir oysa.
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı Maleficum

  • **
  • 193
  • Rom: 11
  • I have the wisdom to see the dark as a light...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Azat
« Yanıtla #6 : 30 Mart 2011, 00:40:02 »
Sivrisinek tenine iğnesini soktuğunda ona kin beslemek hiç aklına geldi mi?
Edit: Kafana kaya düştüğünde ona kin beslemeyi düşünür müydün?
...weak pleasures, lost feelings, faded dreams, doubtful hopes...

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Azat
« Yanıtla #7 : 30 Mart 2011, 14:56:34 »
Sivrisinek tenine iğnesini soktuğunda ona kin beslemek hiç aklına geldi mi?

   Her defasında... :D

   Gerçi acı büyük boyuta ulaşınca demiştim. Sivrisineğin seni sokması büyük boyutta bir kalp kırıklığı mı yaratır sende?

   edit: Eğer yaşasaydım; kesinlikle o kayaya kin duyardım.
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı Madam Vio

  • **
  • 376
  • Rom: 16
  • "Each thing I show you is a piece of my death."
    • Profili Görüntüle
Ynt: Azat
« Yanıtla #8 : 30 Mart 2011, 15:37:28 »
"Kin bir tatmin midir?" diye sormak geldi içimden.

Bana sorarsan kin tutmak çoğu zaman bilinçli yapılan birşey değildir ve intikam almak pek çok insan için bir tatmin sayılır. Her zaman bu denli vahşi bir intikam olması gerekmez...

Yazıdaki olay için; kadının intikam alma biçimi, bunun kendisini tatmin edip etmediği ve yaptığının doğru olup olmadığı ise tartışılır tabi. Bazen acı o kadar büyüktür ki tek istediğin bu acıyı -böylesi bir öç alma şekliyle de olsa- bastırmak olduğundan yaptığının doğruluğu hakkında pek düşünmezsin.

Bu yüzden ben de pek düşünmedim.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Azat
« Yanıtla #9 : 31 Mart 2011, 13:11:50 »
Duyguları güzel anlatıp , düşünsel öğelere ağırlık vermişsin. Olay hep muallakta kalan bir durum betimlemesi ve devrik cümlelerle şiiersel bir anlatım yakalamışsın. Tek eleştirim devrik cümlelerin kullanılmasındaki özene olacak. Devrik cümleleri kullanmak güzeldir ama virgüllerine ve noktalı virgüllerine 5-10 kere dikkat etmek gerekir. Zihinde sizin hızla okuduğunuz ve nefes alıp tekrar devam ettiğiniz bölümler virgülsüz olunca okuyucular aynı anlamda okuyamayabilirler. Ama bu ufak küçük ayrıntı dışında çok etkilendiğim güzel bir hikayeydi.

Örn:İhanetle sarsılan kör yeminler eşliğindeki intikam arzusu ve aynı anda kalbinde yer eden vicdani azabı hissetmek yetmişti çünkü taze yaralarının yeniden alev almasına. (çünkü den sonra virgül olmayışı gibi.)