Kayıt Ol

Ahmet Büke - Yüklük

Çevrimdışı Evis

  • **
  • 307
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ahmet Büke - Yüklük
« : 29 Mart 2015, 19:07:57 »
nobelkitapcom113488.jpg" border="0

Yazar : Ahmet BÜKE

Dizi Editörü : Faruk DUMAN

Yayına Hazırlayan : Mustafa ÇEVİKDOĞAN

Yayınevi : Can Yayınları


Ahmet Büke (d. 19 Haziran 1970; Gördes, Manisa), Türk öykü yazarı.

1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümünden mezun oldu. Ölümsüz Öyküler Yayınevi'nin düzenlediği 'Xasiork 2002 Kısa Öykü Yarışması'nda Kayıp Dua Kitabı isimli hikâyesi birincilik ödülüne layık görüldü. 2008'de Alnı Mavide ile Oğuz Atay Öykü Ödülü'nü, 2011'de Kumrunun Gördüğü adlı kitabı ile Sait Faik Hikâye Armağanı'nı aldı. Öyküleri, e edebiyat, AdamÖykü, Özgür Edebiyat ve Patika dergilerinde yayımlandı. Sosyal Ayrıntılar Ansiklopedisi ve Derkenar isimli internet dergilerinde kısa öyküler yazmaya devam ediyor. (Özgeçmiş İdefix sitesinden alınmıştır.)

Bir öykücü, öykünün izinden gidip kendi öykülerini anlatıyor. İzmir'de yaşıyor. Ege'den geliyor evlerimize. Bunu bilmesenizde hissediyorsunuz okudukça, bir deniz havası esiyor ama Marmara değil bu deniz, Karadeniz'den veya Akdeniz'den de değil. Ege'den esintiler bunlar, yanında çocuğunu taşıyan martı misali öyküler. Her biri yeni bir şeyler doğuruyor içinizde, bir tınısı var ki çocukluğumuzun akşamüstü oyununda duyduk o sesi. Martılar çoğu öyküde bizi taşıyor kendimize.

Sakince, kelimeleri ezmeden çiziyor portrelerimizi. Görüyorsunuz ki kelimeler tam, eksik veya fazla yok. Kokusu var, zeytinin ve toprağın, acının ve karın kokusu. Bu kokuyu duydukça yanan anılarınız oluyor. Öyle işte, basit, sakin ve içinize işleyen öykülere ev sahipliği yapıyor kendisi. Umarım anlatacakları bitmez.

Neden böyle edebi bir dille anlatmaya çalıştım bilmiyorum, belki öykülerindeki gibi anlatılmalı diye düşündüm, belki başka türlü anlatamayacaktım.

Kendisinin son öykü kitabı Yüklük'ü okudum kısa bir süre önce, ismini taşıyabilecek bir kitaptı. Okudukça, o sakinliğin içinde bir yük biniyor; her öyküde biraz daha. 15 öyküden hepsi de sizi böyle etkilemiyor tabi ki. Ama içlerinden en az birkaç tanesi iz bırakıyor sizde.

Bazı öyküleri;


Bu Sene Her Şey İyi Olacak

Öyküde ailesini anlatan birini dinliyoruz. Basitçe anlatıyor bize, ama bu basitlik, ucuzluk manasında değil. Kelimelerden çok duygu var öyküde. Ahmet Büke, azla özü başarabilen bir yazar. Duyguyu birkaç kelimeyle kurmayı başarıyor.

Yazar ismi hikayenin sonuna yazdığından buraya yazmayacağım.

Bir öykü sizi nasıl alnınızın çatından vurabilir? Nasıl bu kadar sade ve sakin bir şekilde eleştirebilir. Öyküyü anlatmak istemiyorum ki tadı kaçmasın, siz yaşayın onu, o çocukları, çocuğu. Sadece şunu söyleyeyim kitabın kapağını oluşturan öykü bu.

Adana Tutuşsun Ucundan

Yine aynı sadelikte bir portre çiziyor. Zamanı ve mekanı kırıp söylüyor kelimelerini, çocuklar diyor, kapitalizmi bilmez ama yaşarlar, belki.

Giden Çocuklar için Müfredat

Adı kalan ama gidenleri anlatıyor, toplumun en küçüğüyle eleştiriyor toplumu, sistemi, devleti. Samimi şekilde yapıyor bunu. Anlatıyor, gidenlerin ağzından gidenleri anlatıyor.

Olmayınca Olmuyor

Bilimkurgu öyküsü ama Ahmet Büke'nin tarzında bir bilimkurgu bu, az bilim çok kurgu daha çok kendi kültürümüz ve dünya. Göç gemisine gönüllü olan biri CNM ürünü %43 insan bir kadınla, tamamı insan bir erkeğin küçük hikayesi.


Bakiye başlığı altındaki hikayelerde, öykü yazarlarını canlandırıyor, konuk ediyor, konuk oluyor. Her biriyle öyküyü konuşuyor. Bir nevi saygı duruşu niteliğinde bu öyküler.

Size katacakları size bağlı ama bu tamamen fantastik öykülerden oluşan kitaplardan değil. Olağan dışı durumlarla bezeli gerçekçi öyküler var içinde. Bazı öykülerde bunlar hiç yok, tamamen gerçek. Okumalısınız, hele ki ismini vermediğim öyküyü, kesinlikle okumalısınız.