Kayıt Ol

Başlıksız öykü (cinsellik, şiddet, küfür, her türlü tuhaf şeyi içerir)

Çevrimdışı inankose

  • *
  • 5
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
           
Vücudunu sergileyebilmek için otuz saniyesi vardı. Beş çizgi adımından sonra üç saniye etrafa bakıp sırtını dönecek ve gerisingeriye gidecekti. Toplam otuz saniye boyunca hiç hata yapmamalıydı ya da yapmalı mıydı? Kararsızlık yaşıyordu. On sekiz yaşına kadar şöhret olmayı başaramamış güzel insanların ortak sorunu bunu nasıl başaracağını bilmemesiydi. İstisnasız hepimiz şöhret peşindeydik. Bir başkası olmadan kendi hayatına devam edemeyecek duruma getirilmiştik. Üzerimizde büyük bir yük vardı. Güzel insanlardık. Buna hepimiz inanıyorduk.
   Kendince güzel olan her şeyin aslında kötü olduğunu öğrenmeye başlayanlarımız oldu. Hala moda adı altında hiçlik sergileniyordu. Metanın dibi kadın ve metanın dibi adam. Otuz saniyede seks, otuz saniyede tam teçhizatlı orgazm. Spot ışıkları, türlü kast ajansları ve izleyen binin üzerinde göz. Açılıp kapanan kocaman gözler. İnsanın meta olmasına karşı olanlar için güzel bir karşı bayram; fakat onlar da çok iyi biliyordu ki insan metanın kendisiydi. Dışına çıkmak için çaba sarf ediyor olabilirdi. Doğrudur.
   Otuz saniye sonra spot ışıklarının açık renkli teninde bırakacağı ize bakmadan kendini sahneye atacaktı. İlk deneyimiydi. Ayağında on iki santim topuklu ayakkabı. Üzerinde göğüs uçlarını gösteren transparan bir şey altında da yeni tıraşlanmış cinselliği duruyordu. Alt taraf da en az üst kadar transparandı. İlk kez sahneye çıkacak biri için anadan üryan olmak tuhaftır. Yıllar boyunca giyinmeye sürüklendiğimizden çıplaklığı kolay kolay kaldıramayız. Oysa hangimiz çıplak doğmadık. Doğaya ihanet ettiğimizi biri çıkıp söyleyecek mi?
   Otuz saniye sonunda kendisini izleyen gözlerin önüne çıktı. Ellerini daha önce söylendiği şekilde kesin tavırlarla ileri geri sallayarak yürüyordu. Bir ayağı diğerinin önüne çok sert biçimde iniyordu. On iki santim topuk her yere değişinde ses çıkarıyordu. Orospu topuğuydu. Başka hiç kimse on iki santim topuk kullanmazdı. Orospu topuğuyla takır tukur yürüyordu. Zamane Tophane simitçileri gibiydi. Çıplak simitçi! İnsanların gözlerine bakmaması gerekiyordu. Denklanşör tutan elleri izlemeliydi. Patlayan ışık toplarından kameraya geçen ters görüntüsünde düzgün görünmeliydi. İlk seferdi bu ve canını acıtacaktı. Çıplaklık bekaretini kaybediyordu. Kameralara bakmak insanlara bakmaktan daha zordu. Açılıp kapanan yapay bir göz. Gözü yavaş yavaş oturan insanlara kaydı. Gerçekten berbat giyiniyorlardı. Farklı görünme çabası iki yüzlülükle sonuçlanıyordu. Hiçbiri yatarken o kadar absürt giyinimli değildi. Hiçbiri duşa girdiğinde o kadar sükseli değildi.
   Kızın gözleri kaydı. Önce kafasını eğdi, kendi göğsüne baktı. Siyaha yakın tonda mor olan göğüs uçları destekli sütyen sayesinde karşıyı gösteriyordu. Dik göğüsler ve sert göğüs uçları. Kafasını göğüs uçlarının karşısına doğru kaldırdı. Bir kamera ve yaklaşık elli göz göğüs uçlarındaydı. Göğüs uçlarını yalamak isteyen yaşlı moda tasarımcılarını gördü. Seks, para, ıslaklık! Adam hayallerinde kızı düzmeye başlamıştı bile. Otuz lira anca tutardı göğüs ucunun teki. O kadar küçük bir şey için güzel fiyattı.
   Gözleri daha da aşağıya gitti. Tıraşlı cinselliği gözlerinin önündeydi. Apaçık ortada olması ve kendisini bayıltana kadar yalamak isteyen insanların karşısında olması onu korkutmuyordu. Saatlerce düzülmek istiyordu. Yaşlı dillerin vücudunda gezmesini istiyordu. Buruşuk penislerin tıraşlı cinselliğinde kaybolmasını istiyordu. Yapacak bir şeyi yoktu. Şöhret erken yaşta düzülmekten başka bir şey değildi ve biz bunu istiyorduk. Hepimiz düzülmeliydik.
   Adamları gözlerinden göğüs ucu severler ve cinsellik severler olarak ayırmıştı. Spot ışıklarının önüne kadar geldi ve üç saniye boyunca karşısındaki kameraya donuk pozlar verdi. Dudaklarını daha belirgin hale getirdi. Hafiften dişlerini araladı. Dili gözüküyordu. Dili ıslak ve pespembeydi. Adamlar kızın az da olsa gözüken diline bakıyorlardı. Sertleşmiş erkekliklerinde o dili istiyorlardı. İyi bir oral seks hepsinin ihtiyacıydı. Yaşlılıktan kavlanmış ve buruş buruş olmuş aletleri için genç, kıvrak ve ıslak bir dil inanılmaz gelecekti.
   Kameraya gülümsedikten sonra arkasını döndü. Sıkı bir kıçı vardı. Daha demin kendisini delicesine düzmek isteyen moruklara sırtını dönmüş yürüyordu. Morukların şu an sahiden de tek derdi onu düzmekti. Dudakları düşmüştü. Aletleri hiç olmadığı kadar pantolonu zorlar hale gelmişti. Kameralar bunları çekmeliydi. Kız yürüdükçe kıçı sallanıyordu. Toplam iki avuç, sağ ve sol. Ölümden önce görmek isteyeceğiniz üç şeyden biri bu kızın kıçı olabilirdi. On saniye boyunca yüz resimde kızın kıçı olacaktı. Spot ışıklarlı kıçını daha belirgin hale getirmek için daha yatay bir şekilde yansıtılacaktı. Kız ilerledikçe yüzlerce göz tarafından düzülecekti. Bunu kendisi istemişti.
   Podyumdan çıkmanda önce tekrar aşağı baktı. Sahiden de çırılçıplaktı. Merdivenleri sayarak indi. İndiğinde sayıyı unuttu. Tebrikleri kabul ediyordu. On sekiz yaşındaydı, güzeldi. On iki santim topuklu ayakkabısı vardı. Oral seks için binlerce lira para kazanabilirdi ve bu daha başlangıçtı. Kıçı mı? Kıçı inanılmazdı. Otuz saniye spot ışığında o kıça bakmak insanı peygamber yapıyordu.
   Soyunma peronlarına geldi. Yanında kendisi gibi onlarca çıplak kadın vardı. Bazısı yeni tıraş oluyordu. Bacaklarını açmış ayna karşısında dikkatlice tıraş olan bir kadına yanaştı. Kadın bu haliyle hiçbir cinsellik barındırmıyordu. Cinselliği aynadan yansıyordu ve yeni kesilmiş kısa kıl içinde kalmıştı. Berbattı.
   Tıraş olan kadının yanından geçip sekiz numaralı soyunma kabinine yaklaştı. Kabinlerin kapısını kapatmak yasaktı. Kabine girdi, kafasını aynaya dayadı, başını eğdi. Göğüslerini avuçladı. Dışarıda hala onun göğüslerini avuçlamak isteyen yüzlerce adam vardı. Yüzlerce de kadın. Elini göbeğinden aşağı doğru kaydırarak tıraşlı cinselliğine ulaştı. Genç, temiz ve pürüzsüzdü. Uzun zamandır cinselliğin tek harfini bile yaşayamamıştı. Şöhret olma çabası bazen sikerken bazen dul ve hasta bir kadın gibi bırakıyordu. Ayrılık kokusu erkeği çekmiyordu. Kendisine dokunmaya devam etti. Aynada gözlerinin içine bakıyordu. Göz bebekleri büyümüştü. Kendinden iğrendi. Elini çekti. Eli ıslanmıştı.
   Üstündeki çıplaklığı çıkardı. Normal şeyler giydi. Podyum nöbetçisi sayılan bir kadın yanına yaklaştı. Elindeki zarfı kendisine uzattı. Zarfta:
   “Malibu barda, saat on iki buçukta yanımda ol,” yazıyordu. Yazıyı okuyup zarfı açtı. Üç bin lira. Kendisini iyi pazarlamıştı. Evet evet sürekli söylediğim gibi orospuluk güzel meslekti.
   Gitmek veya gitmemek arasında kalmadı. Gidecekti. Sıkı kıçıyla, diri göğsüyle, ıslak ve tıraşlı cinselliğiyle orada olacaktı. Başka çaresi vardı, fakat istemiyordu. Düzülmek istiyordu. Sağlam, sert ve uzun uzun.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
     Hoş geldin İnan. Sonunda seni Rıhtım'a dahil edebildim. :) Öykünü beğendim bu arada. Daim olman dileklerimle dostum. :)

Çevrimdışı inankose

  • *
  • 5
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Hoş bulduk Bars. Sonunda beni de Rıhtım'a dahil ettin. Daha fazla yazamıyorum abi böyle, kişiliğime ters :D daha rahat daha samimi olmak istiyorum. Yırtın kozaları hadi kelebek olmaya!

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Ynt: Başlıksız Öykü
« Yanıtla #3 : 24 Haziran 2013, 13:02:28 »
Öykünüzü okudum. Sözcükleri kullanma biçiminizi beğendim. Cinsellikten bahsederken gülünç olma sınırı çok beridedir, ya da sığlık sınırı. Siz bu sığlığa ve gülünçlüğe fazla düşmemişsiniz. Uzun zamandır öykü yazdığınızı varsayıyorum, sırf cinsel uzuvlar ve küfürler içeren bir metin yazmaya değil edebi bir metin ortaya çıkarmaya çalışmışsınız.

Lakin bu dileğinizin samimiyeti başlıkta kayboluyor, öyküye başlık koymayışınız ama içinde nelerin olduğunu belirtmeniz öykünüze saygı duymadığınız hissini uyandırıyor bende. Porno sitelerde insanların ilgisini çekmek için vidyolara koydukları saçma isimleri anımsadım. Buradaki okurlar öykülere bu gözle bakmıyor:
"süper sevişme sahnesi içerir, mutlaka okuyun" minvalinden bir başlık, insanları öyküye çekmek için çok sığ bir seçim. Diğer yandan öyküde sık sık tekrarlanan ifadeler var, bu da zihnine girdiğiniz öykü kişisinin hislerine dair hayalgücünüzü yeterince zorlamadığınız anlamına geliyor.

Moda dünyasına dair Palahniukvari bir eleştiri yapmaya yeltendiğinizi düşünmek isterdim; ama böyle bir girişim göremedim. Bir de anlatıcı seçimi var ki onu hala kavrayamadım: Üçüncü tekil şahısla başlıyor, birinci çoğul şahısla devam ediyor, bir kaç yerde de birinci tekil şahıs kullanılıyor. Eğer deneysel bir üslupsa, öykünüz kısa olduğu için bu deneysellik acemilik olarak algılanabilir. Eğer acemilikse, öykünüzü bir kez daha gözden geçirmenizde fayda var.

Çevrimdışı inankose

  • *
  • 5
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Öykünün başlığının olmayışı ilgi çekmek maksatlı değildi, öyküye çekmek için zaten hiç değil. Tek başlıksız öyküm de bu. Tabii dün üye olmuş birinin diğer öykülerini bilemezsiniz bu yüzden algı yanlışlığı olşmuş. Öykünün içeriğini belirtmemin amacı da içinde küfür var rahatsız olanlar okumasın diyeydi ki zaten ben belirtmeyecektim forum kuralı gibi bir şeymiş herhalde, o yüzden belirttim. Hem başlıksız bir konu da olabilirdi. Başlıksız öykü demeyi tercih ettim. Görülen şey başlıksız bir öyküyken buna başlıksız öykü demek en doğal hakkım. Tekrarlara gelecek olursak bu tür bir anlatımın peşinde koşuyorum. Yeni bir heves de denebilir, nereye gidilir, ne sonuçlar elde edilir bilemem; ama anlatımı daha çekici kıldığını düşünüyorum. Anlatıcı konusunda da bir yanlışlık yok. Anlatan benim; şöyle oldu böyle oldu diye devam ettirip ardından şöyle yaparız deyip şöyle yaptımla bitirebilirim.