kısa bir yazım:
Sulanmayı bekleyen çiçek gibiler ama unutuyorlar ki ben bahçıvan değilim! Yöneticiye kızıp yöneticiliğe adaylığını bile koymayan betonarme dünya sakinleri onlar ama unutuyorlar ki ben orada bir kiracı değilim. İcraat bekleyip icraat yapmayan politikacı gibiler ve unutuyorlar ki ben başbakan değilim. Değişiklikten korkup geleneklere bağlı yaşayan geri kafalı toplum gibiler aynı, ne yazık! Ben Gregor Samsa olduğumda onlar Samsa’nın ailesi oluyor. Ben inatla Bazarov olmak istediğimde onlar Juliet’liğe bürünüyorlar. İnsanı zorla “Biz erkekler kızlar gibi düşünemeyiz çünkü kızlar düşünmezler; duygularıyla hareket ederler” diyen Schopenhauer’a inandırırlar. Bağlılık ile bağımlılığı karıştırmak ise en büyük zaaflarıdır. Kendi elleriyle otoriteye teslim olan Hobbes gibiler ve unutuyorlar ki ben bir Anarşistim!