Kayıt Ol

Bırak Uçsun Fare

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Bırak Uçsun Fare
« : 06 Nisan 2011, 23:14:09 »
İşte buradayım.
Hayır, anteni düzeltmek için çıkmadım. Hayır, çocuklarım da yok. Aslında eskiden beslediğim bir farem vardı. Hamster falan değil. Sadece Sartre'ın parmak uçlarını kemiren bir ev faresi, şehir faresi. Sıçanlar aslında yabani hayvanlardır. Ancak yabani dünyada kemirecek bir şey bulamayınca duvarların arasına sıkışıveriyorlar. Dikkatli bakmadıkça bu pis şeyleri görmezsiniz. Duvardaki çatlağı fark etmek için yaklaşmanız gerek. Ondan sonra hayat çok daha güzel oluyor ve benim gibi çatıya çıkıyorsunuz.

Beni çatının kenarında görenler, hemen neden burada olduğumu sorabilirler. Bazıları bunu sormayı bile ihmal ediyorlar, heyhat, inanabiliyor musunuz? Tek söyledikleri her şeyin yoluna gireceği. Aslında ben buradan tüm yolları görebiliyorum. Hepsi bir duvarla sonlanıyor. Her şey eninde sonunda o duvara çarpacaksa, yola çıkmanın ne anlamı var ki? İşte tam bu yüzden buradayım. Bir duvara çarpma tehlikesi olmadan insanları görmek istedim. Her zaman varlıkları en rahat gözle izleyenin tanrı olabileceğini düşünmüşümdür.

Sümerlerin Zigguratları toplumlarımıza ciddi anlamda önayak oldu. Yoksa üzerine çıkacak gökdelenlerim olmazdı ve ben tanrıya bu kadar yakın olamazdım. Ona yaklaştıkça, sizlerin daha da birbirinin benzeri, komik hareketler yapan anlamsız noktacıklar haline geldiğinizi biliyor muydunuz? Bir araya geldiğinizde yalnızca bir karartı oluyorsunuz buradan. Gerçi ben de kendime dair o gölge ismi verilen karartıdan başka bir şey bilmiyorum. Faremin öldüğünü söylemiş miydim? Sanırım söylemiştim. İşte o günden beri aynaya falan baktığım yok. Kendimin en fazla karartımın büyüklüğü kadar büyük olduğunu biliyorum bu yüzden. Sizlerinse yalnızca karartıdan ibaret olduğunuzun farkına varmanız mümkün değil. Çünkü her yere aynalar döşemişsiniz. Resimler asmışsınız, heykeller yapmışsınız.

Her neyse, bu havada bazı şeyleri görmek çok kolay oluyor. Açık, aydınlık, mavi bir hava var. Gördüğüm şeylerden biri de o oldu bu havada. İşte, yanımda oturuyor. Büyümüş, koskocaman fare olmuş. Ona bir göz atıp gülümsedim  ve tekrar aşağı baktım. Hayatlarınızı para uğruna yaşadığınızı hatırladım tekrar. Onunla aldığınız şeyler bu yüzden sizin için çok değerli. Hayatınızı adadığınız bir şey sayesinde elinizdeler çünkü. Yine de artıkları, gelişmiş medeniyetinizin en büyük gururu olan şehirleri ve sokaklarını şenlendiriyor. Daha geçen gün onu bastonlu beyefendiden almak için silahını kullanmamış mıydı şu adam? Ya da şu köşede oturan kadın, büfedeki adamdan bir parça ekmek istediğinde siktiri yememiş miydi? Şimdi neden o değerli varlıklarını sokaklara yediriyorlar ki?

Fareye döndüm ve yüz ifadesini anlamaya çalıştım. Benim ev farem yalnızca aç olduğunda böyle hüzünlü olurdu, ya da ne bileyim, halsiz falan işte. Bu dev fare de açsa eğer, onu hangi peynirle doyuracaktım?

“Ne görüyorsun?”

Diye sordu o ince fare sesiyle.

“Senin gördüğünü.” diye cevapladım.

“Neden buradasın?” dedi. Gerçekten umursadığını sanmıyordum.

“Beni buraya sen getirdin.” diye hatırlattım ona. Başını salladı. Geçen ay onu kaybettiğimde söz vermiştim. Peşinden gidecektim. Sözümü tutmuştum ya işte. Burada dünyanın tepesinde birlikte oturuyorduk.

Neden sonra ayağa kalktım. Aşağıdaki insanlara baktım. Gökyüzüne bakmak için kafamı kaldırdım. Açık, aydınlık, mavi bir hava vardı. Dumanlar yer yer karartıyordu ama. Gözlerimi kapatıp yüksekliğin çığlıklarını duymaya çalıştım ama önce araç kornaları –ki sanırım bir itfaiye yolu tıkamıştı nedense- sonraysa bir uçak keyfimi bozdu.

Ona döndüm.

“Böyle bir dünyanın tanrısı olmaktan utanmıyor musun?” dedim.

Cevap vermedi. Ben de kendimi rüzgara bıraktım.

[*]Aslında düşler limanına mı yoksa buraya mı uygun emin değilim. Bu ayrım hikaye içeriğiyle ilgili de tartışmalara yol açıyor. Burada bulunsun ama siz fantastikmiş gibi okumayın.

okulda bir ödev için yazmıştım[/*]
try again fail again fail better

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bırak Uçsun Fare
« Yanıtla #1 : 19 Haziran 2011, 16:29:39 »
"Bana çatıda kendi faresiyle karşılaşan insanın mutluluğu tanıtılmıştı. Havada aç bitap beni bekleyen tüm o nemleri kapıp buraya geldim. Ama şimdi burada ne bir fare var ne de bir insan. Yalnızca varolmamış bir dünyanın yok etmeye çalıştığı pislik parçaları. Fare olmak için gereken kemirme gücüne ya da caniliğe sahip olamamanın ve onu görmek için gerekli olan peyniri elde edememenin sonucu; antenlerle paylaşılan bir dostluk. Ne kadar ebedi ya da ne kadar fani, meçhul! Şimdi buradan tüm şehri ayaklarımın altında görüyorum. Benim ve benim gibiler için yapılmış. Bir şehir, bir dünya ve insanlık. O kadar anlaşılır hale geliyor ki tüm anlamların kendilerini anlamaktan bile aciz kalıyorum.

Bir kaçış tutkusu, gümüşi ve hasta ziyaretçisi yaz bulutlarından zihnime hücum ediyor. Fareler, diyorum, neredeler? Bağırıyorum, "Neredesiniz?"

"Kimi görmeyi düşünüyorsun? O kadar da iyi değilsin." diyorlar."
try again fail again fail better