Kayıt Ol

Bu hayat

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Bu hayat
« : 11 Eylül 2010, 22:39:25 »
Bağırarak yumruğunu duvara patlattı. Duvarda kalan kan izlerine bakmadan masasında duran cam su şişesini alıp kitaplığına fırlattı. Şişe raflardan birine çarpıp onlarca küçük parçaya ayrılırken o çoktan kendi çenesini yumruklamaya başlamıştı bile. Birkaç dakika sonra sol üst gözü şişip görmesini engelleyince kendini durdurdu ve masasına yaslandı. Duvara yakın tarafında duran tahta kutuyu alıp duvara atıverdi. Kutu duvara çarpınca kapağından ayrıldı ve içindekilerle birlikte yere düştü. İçinden düşenler arasında dikkatini çeken bir şey vardı. Bordo renk bir şey.

Yassı kenarları vardı. Kenarları metalik bir şekilde parlıyordu. Babasının çakısıydı bu. İsveç çakısı. Gerekli, gereksiz ne varsa içine doldurdukları cinsten. Ona gerekli olansa tek bir şeydi. Keskin bir şey. Borda çakıyı cebine koyduğu gibi mutfağa attı kendini. Buzdolabını açıp votka şişesini çıkardı. Yarısı doluydu şişenin. Yarısını erken saatlerde boşaltmıştı zaten. Şimdi de diğer yarısı için uygun bir zaman gibi görünüyordu.

Mutfağa rahat yemek yiyebilmek için koyduğu koltuğa oturarak şişeyi açtı ve içmeye başladı. Her zamankinin aksine bu sefer bir şey düşünmüyordu. Hiçbir şey yoktu kafasında. Sarhoş değildi. Ama yeterince cesur muydu bilmiyordu. Bu yüzden ihtiyacı vardı votkaya. Bunu biliyordu. Çünkü korkuyordu. Bir saat sonra nerede olmayacağını biliyordu. Bir saat sonra ne düşünmeyeceğini biliyordu. Bir saat sonra ne hissetmeyeceğini biliyordu. Bir saat sonra ölmüş olacaktı.

Ve arkasında bıraktığı bu bok çukurunda ki insanları kendi başlarına çürümeye bırakacaktı. Bu kadar yaşamak ona yetmişti. Pek çoğuna göre erkendi belki ama görecek bir şeyi kalmamıştı artık. İnsanların ikiyüzlülüğüne, açgözlülüğüne, kurnazlığına, nefretine, aşkına, öfkesine, sevgisine, açlığına, doğumuna ve ölümüne tanık olmuştu. Şimdi ise kendi ölümüne tanıklık edecekti. Hayatı boyunca sorduğu ama cevap alamadığı tek sorunun cevabını bir saat sonra alacaktı. Haklı olmayı istemiyordu. Çünkü haklıysa, haklı olup olmadığını bile bilemeyecekti. Bir hiç olacaktı.  Yanılmak istiyordu. Bunun için acı çekmeye razıydı. Sadece orada birinin olmasını istiyordu. Her şeyin saçma bir kaos’dan ibaret olmasını istemiyordu. İstemiyordu. Bu hayatı da istemiyordu, diğerini de.

Ama her şey buradan iyiydi onun için. Ve geriye kalan tek seçeneği buydu artık. Cebinden baba yadigarını çıkardı. Alkolden hissizleşmeye başlamıştı artık vücudu. Metalin soğukluğunu, tahtanın pürüzsüzlüğünü hissedemiyordu. Baş parmağının tırnağıyla keskin bıçak kısmını açtı ve son kez düşündü. Acaba bir insandan ne kadar kan çıkabilir?

Çevrimdışı Dúrgonath

  • ***
  • 680
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bu hayat
« Yanıtla #1 : 11 Eylül 2010, 22:49:48 »
1.5 litreden sonra morti.

Çevrimdışı Maleficum

  • **
  • 193
  • Rom: 11
  • I have the wisdom to see the dark as a light...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bu hayat
« Yanıtla #2 : 13 Ocak 2011, 13:58:19 »
Hayat zordur ama yaşamaya değer. Var olan güzellikler için savaşmaya değer.
...weak pleasures, lost feelings, faded dreams, doubtful hopes...

Çevrimdışı Arlinon

  • ***
  • 456
  • Rom: 14
  • Savaş ve Ateş
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bu hayat
« Yanıtla #3 : 13 Ocak 2011, 14:06:47 »
Hayat zordur ama yaşamaya değer. Var olan güzellikler için savaşmaya değer.

O biçimde güzellik yoktur, var olan güzellik güzelliğin var olabileceğinin hayalidir.

Ynt: Bu hayat
« Yanıtla #4 : 13 Ocak 2011, 16:49:54 »
 Bazen takmamak gerekir insanların toplumların davranışlarını... Belki de umursamaz olmak hiçbirşey düşünmemek. Bu da intihardan farksız ama, daha kolay. Üstelik merak da seni hem intihara sürükler hem de kurtarır-ne kadar kurtulmak bilemem tabii-.
Gri

Çevrimdışı Maleficum

  • **
  • 193
  • Rom: 11
  • I have the wisdom to see the dark as a light...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bu hayat
« Yanıtla #5 : 13 Ocak 2011, 16:55:40 »
Hayat zordur ama yaşamaya değer. Var olan güzellikler için savaşmaya değer.

O biçimde güzellik yoktur, var olan güzellik güzelliğin var olabileceğinin hayalidir.

Güzellik arzulanan her şeydir. Güzellik algıyla ilgilidir, nesneyle değil.
...weak pleasures, lost feelings, faded dreams, doubtful hopes...

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Bu hayat
« Yanıtla #6 : 07 Mart 2011, 20:41:31 »
Hayat zordur ama yaşamaya değer. Var olan güzellikler için savaşmaya değer.

O biçimde güzellik yoktur, var olan güzellik güzelliğin var olabileceğinin hayalidir.

Güzellik arzulanan her şeydir. Güzellik algıyla ilgilidir, nesneyle değil.

Var olmayan güzellik yoktur, az votka vardır.

Çevrimdışı Good Life

  • **
  • 73
  • Rom: 2
  • Just smile :)
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bu hayat
« Yanıtla #7 : 09 Mart 2011, 15:20:34 »
Hayat zordur ama yaşamaya değer. Var olan güzellikler için savaşmaya değer.

O biçimde güzellik yoktur, var olan güzellik güzelliğin var olabileceğinin hayalidir.

Güzellik arzulanan her şeydir. Güzellik algıyla ilgilidir, nesneyle değil.
Dediğin ne kadar doğru olsa da var olan güzellik algısı çoğu zaman nesnelerden ve insanlardan kaynaklanır.Bu durum kişiden kişiye değişir o ayrı bir konu.
Bu arada tebrik ederim 'Canina' eline sağlık güzel betimlemeler ve konu olarak hayattan bıkmışlığı farklı bir açıdan güzel yorumlamışsın.
Maybe tonight ...
Just tell me where and when