Kayıt Ol

Dizinin Kitaplara Olan Yaklaşımı Etkilemesi

Çevrimdışı smgkrc

  • *
  • 28
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Dizinin Kitaplara Olan Yaklaşımı Etkilemesi
« : 22 Ekim 2015, 00:24:49 »
Merhaba arkadaşlar, uzun zamandır aklımda olan bir soruyu dillendirmek istiyordum. Ben kolay beğenen bir insan değilim her şeyden önce, hatta bayağı bir zor beğenirim. Fantastik edebiyat dendiğinde benim için tahtın en başında Kralkatili Güncesi yatar. Sonrasında Sissoylu ve Steelheart kitapları geliyor. İster istemez, bu türdeki her kitabı bu üçlüyle karşılaştırıyorum; elimde değil. Bana kızanlar olacak sanırım bu dediğim yüzünden ama Yüzüklerin Efendisi'ni sıkıcı buluyorum. Evet, belki birçok şeyin başlangıcı ve temeli oldu, zamanına göre mükemmel bir hayal gücüydü ama elimde değil karşılaştırmamak; dili çok ağır geliyor bana. Tıpkı herkes tarafından çok sevildiği söylenen İnce Memed'deki gibi hissettim; konunun çok potansiyeli var ama anlatım dili sıkıcı. (Tabii yüzüklerin efendisi ince memed kadar sıkıcı değildi. yok o kadar da değil canım :D)

Benim zevklerime göre bir kitabın her şeyden önce karakterlerinin derinliği önemli ve onları sevip sevmediğim; eğer kitapta ön plandaki karakterlerin birkaçından gerçekten nefret edersem o kitap benim için bitiyor. Ama gece evi denen sakız kıvamına getirilmiş serinin sadakat ve şereften yoksun o baş karakterin serisine olan nefretim dışında hiçbir kitapta o dediğim şeyi yaşamadım henüz. Neyse, karakterlerden sonra en önemli şey bana göre dil anlatımın nasıl olduğu. Ağırsa ben sevmiyorum abi bu kadar basit. Bence akıcı bir anlatım da edebi olarak başarılı olabilir; tıpkı Brandon Sanderson (kralların yolu hariç, henüz başındayım ve başları biraz ağır gibi geldi ama sonradan toparlayacağını düşünüyorum) kitaplarında olduğu gibi. Ya da kralkatili güncesi ve sissoylu.

Neyse işte, game of thrones dizisinin ilk 5-6 bölümünü izledim ve o kadar da beğenmedim. Dizileri zaten kitaplardan çok daha zor beğenirim, kat kat daha zor. Ama konuya baktığımda (5-6 bölümde anlatıldığı kadarıyla), bana biraz geri planda gibi hissettirdi en sevdiğim üç kitaba göre. Öyle olmaya da bilir, öyle demiyorum, bu konuyu açmamın sebebi zaten bu. Diziden dolayı yanlış bir fikre kapılmak istemiyorum o yüzden size danışıyorum.

Asıl istediğim şey, Yüzüklerin Efendisi, Kral katili güncesi, Steelheart, Sissoylu ve Buz ve Ateşin şarkısı serilerinin hepsini okuyan kişilerden öneri almak. Karşılaştırıldığında, dil anlatım ve konu olarak buz ve ateşin şarkısı ne konumda diğer dört kitaba göre.

Saydığım tüm kitapları okuyan kişilerin bana ve sözlerime o kadar da kızacağını düşünmüyorum çünkü demek istediğimi anlayacaklarını umuyorum. Her şeyden önce, zevklere saygı gösteren kişiler olacağınızı biliyorum (dedi dayak yememek için :D).

Çevrimdışı Rosemary

  • **
  • 282
  • Rom: 12
  • With tired eyes, tired minds, tired souls we slept
    • Profili Görüntüle
    • last.fm
Diziyi beğenmediniz mi? Oh! Maha Kali, dark mother dance for me!

Saydığınız kitaplardan Sanderson (Elantris’i okumuş fakat beğenmemiştim) kitapları hariç diğerlerini okudum. Sanırım demek istediğinizi de anladım.

Bence de anlatım çok önemlidir ve fikir temelli bir anlatısı yoksa kurgu kitapları hafif sıkıcı olabiliyor. Mesela Yüzüklerin Efendisi’ni okuduktan sonra inanılmaz bir haz duymuştum ama okurken bir o kadar sıkılmıştım. Kralkatili de bence her yönüyle muhteşemdir. Fakat bana göre kurgu, işleyiş ve karakterler bakımından Buz ve Ateşin Şarkısı ve Zaman Çarkı (Henüz 6 kitabını okudum) kusursuzdur, külttür.

Alıntı yapılan: smgkrc
eğer kitapta ön plandaki karakterlerin birkaçından gerçekten nefret edersem o kitap benim için bitiyor.

İşte BvAŞ’nın esas güzel yönlerinden biri de bu. İyi ve kötü kavramları iç içedir. Tıpkı her birimizin olduğu gibi bu dünyadaki karakterler de hem iyi hem de kötü yanlara sahipler. Öyle ki ilk kitapta nefret ettiğin bir karakter üçüncü kitapta favori karakterine dönüşebiliyor. Zaten kitap boyunca karakterlerin iyi-kötü olma durumu da sorgulanmıyor bu hikâyede. Eser bizleri okuyucu olarak bu tarz kişisel meselelerden öte resmin geneline odaklanmaya sürüklüyor çoğu zaman. Nedenler sorgulanıyor çoğu kez. Örneğin Yüzüklerin Efendisi bu iyi-kötü meselesinde sınıfta kalmıştır.

Konu olarak da hikâye ilerledikçe girift bir yapıya bürünür ve kendini tekrar etmez. Tarihi bir çehresi de bulunduğundan gerçekçidir, serttir, acımasızdır. Kitabın arkasında bulunan geniş hanedan ayrıntıları da gözünüzü korkutmasın. Okuyunca unutulmuyor.

Son olarak sizi şöyle heyecanlandırayım. Yüzüklerin Efendisi’ndeki gibi benzersiz bir kurguyu alın, üzerine Rothfuss’un büyülü anlatımını ekleyin, azıcık şiddet, birkaç ejderha, önemlice falanlar filanlar daha. Ve sonuçta hiç tatmadığınız türden bir deneyim ortaya çıkacaktır.

Çevrimdışı smgkrc

  • *
  • 28
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle

Son olarak sizi şöyle heyecanlandırayım. Yüzüklerin Efendisi’ndeki gibi benzersiz bir kurguyu alın, üzerine Rothfuss’un büyülü anlatımını ekleyin, azıcık şiddet, birkaç ejderha, önemlice falanlar filanlar daha. Ve sonuçta hiç tatmadığınız türden bir deneyim ortaya çıkacaktır.

:) çok teşekkürler bu yorumunuzdan sonra tüyapta serinin tüm kitaplarını alıcam demek ki :D ayrıca zaman çarkının ilk kitabını okudum, beğendim ama diğerleri kadar değil; ama çok sıkıcı da diyemem. İlerleyen kitaplarda daha güzelleşiyor mu?

Çevrimdışı Maedhros

  • **
  • 200
  • Rom: 2
  • hmm akraba katli mi? bayılırım!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dizinin Kitaplara Olan Yaklaşımı Etkilemesi
« Yanıtla #3 : 22 Ekim 2015, 23:10:40 »
Ben galiba ilk bölümü izledikten sonra aldım kitabı o yüzden hani diziyi tek başına beğenmek ile alakalı bir yorum yapamayacağım.

LAAAAKİİİNNN kitabı okuyup diziyi sevebilenleri hiç ama hiç anlamıyorum. Dizi yani evet baya üst seviye bir dizi ama neticede bu kitaptan uyarlama bir şey, bence izleyici kitlesi kaybetmeyi, izleyiciye hitap etmemeyi felan göze alarak kitaba sadık kalmalıydılar. Zira dizinin herhangi bir bölümünü izlerken sürekli "aaa bu kitapta şöyleydi" diye düşünmekten bölüme odaklanamıyorum. Yani demem o ki diziyi beğenmediysen kitabı beğenmezsin diye bir durum söz konusu bile değil çünkü baya farklılar. Bir kere Martin fantastik edebiyat tarihinin Rowling'den sonra en akıcı yazarlarından biri. Bence en azından ilk kitabı okumayı dene, ona göre fikir yürüt. İlk kitabı okumaktan kastım dibine kadar çünkü hani zaten bütün olarak düşününce güzel bir seri, bölüm bölüm düşünürsek bazen çok sıkıcı bölümleri de yok değil.

Aslında ben kitapların dizi/film olmasına da karşıyım. Bence bu durum kitap yazarlarının ufkunu daraltıyor. Yazarlardan sonra da okuyucunun ufkunu daraltıyor. Neyse of anlatamıyorum ama bence siz anladınız bırak diziyi kitapları oku hatta kitapları oku diziyi merak etmemeye çalış ben bu konu hakkında baya kafa yormuş biri olarak en azından bunu tavsiye edebileceğimi düşünüyorum. Dizinin sana hiçbir yönden katacağı bir şey yok bence. Kitabı oku, mutlu ol, ağla, bazen heyecanlan falan ama diziyi izlemeni tavsiye etmiyorum. Yine senin bileceğin iş. Oy bu geceler çok sıkıcı değil mi ya ne pano akıyor ne anasayfalar böyle sosyal medyalarda gönderi yolu gözlüyoruz yeminlen.
"O çılgınlık anında Iluvatar üzerine ant içtik kardeşim.
Eğer sözümüzden dönersek Sonsuz Karanlığı çağırmış olacağız.
Ve söyle bana, o zaman bizi kim kurtaracak?"

Çevrimdışı smgkrc

  • *
  • 28
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dizinin Kitaplara Olan Yaklaşımı Etkilemesi
« Yanıtla #4 : 23 Ekim 2015, 01:42:18 »
Ben galiba ilk bölümü izledikten sonra aldım kitabı o yüzden hani diziyi tek başına beğenmek ile alakalı bir yorum yapamayacağım.

LAAAAKİİİNNN kitabı okuyup diziyi sevebilenleri hiç ama hiç anlamıyorum. Dizi yani evet baya üst seviye bir dizi ama neticede bu kitaptan uyarlama bir şey, bence izleyici kitlesi kaybetmeyi, izleyiciye hitap etmemeyi felan göze alarak kitaba sadık kalmalıydılar. Zira dizinin herhangi bir bölümünü izlerken sürekli "aaa bu kitapta şöyleydi" diye düşünmekten bölüme odaklanamıyorum. Yani demem o ki diziyi beğenmediysen kitabı beğenmezsin diye bir durum söz konusu bile değil çünkü baya farklılar. Bir kere Martin fantastik edebiyat tarihinin Rowling'den sonra en akıcı yazarlarından biri. Bence en azından ilk kitabı okumayı dene, ona göre fikir yürüt. İlk kitabı okumaktan kastım dibine kadar çünkü hani zaten bütün olarak düşününce güzel bir seri, bölüm bölüm düşünürsek bazen çok sıkıcı bölümleri de yok değil.

Aslında ben kitapların dizi/film olmasına da karşıyım. Bence bu durum kitap yazarlarının ufkunu daraltıyor. Yazarlardan sonra da okuyucunun ufkunu daraltıyor. Neyse of anlatamıyorum ama bence siz anladınız bırak diziyi kitapları oku hatta kitapları oku diziyi merak etmemeye çalış ben bu konu hakkında baya kafa yormuş biri olarak en azından bunu tavsiye edebileceğimi düşünüyorum. Dizinin sana hiçbir yönden katacağı bir şey yok bence. Kitabı oku, mutlu ol, ağla, bazen heyecanlan falan ama diziyi izlemeni tavsiye etmiyorum. Yine senin bileceğin iş. Oy bu geceler çok sıkıcı değil mi ya ne pano akıyor ne anasayfalar böyle sosyal medyalarda gönderi yolu gözlüyoruz yeminlen.

:D aslında sormak istediğim kitabın dili ve akıcılığını diğer kitaplarla karşılaştırılmasıydı. Harry Potter kadar akıcı olabileceğini pek sanmıyorum gerçi, çünkü hp kültleşip fantastik edebiyata girse de, çocuk kitabı. İkisinin dil anlatımını karşılaştırmak adaletsiz olur ama kralkatili gibi bir anlatımı varsa arkadaşın dediği gibi, zaten çok seveceğimdir :)

Bu arada dizi ve kitaplar hakkındaki düşüncene katılmıyorum, ikisi bambaşka şeyler bence. Örneğin sevdiğim bir kitabın dizisi kitapla birebir yapılsa, ben izlerken sıkılırım. İlk başlarda sevdiğin serinin ekranda ifade edilmesi çekici gelse de, sürükleyicilik olmaz çünkü her şeyi biliyorsundur. Kitap, diziyi izlemiş olanlar için de gizemli kalırken aynı şekilde dizi de öyle kalmalıdır bence. Kitabın aynısını ekranda ne yapacaksın ki? Zaten hayal gücünde oldukça etkileyici ve güzel bir şekilde var. Yani, bence böyle :D tabii bazen değişimler o kadar abes kaçar ki, yok artık kitapta böyleydi; filmde nasıl böyle oldu denebilir.

Örneğin Eragon'un kitabında, Saphira'nın büyüyüşünü, yavaşça duygularını hissettirmesinden konuşmayı öğrenmesine ve hatta Eragon'un Saphira'nın adını buluşuna kadar her şey varken filmde ne olmuştu :D Saphire yumurtadan çıktıktan bir süre sonra uçmaya başlıyor ve göğe çıktığında bir anda kocaman olup, konuşmayı öğrenip, merhaba eragon, ben saphire senin ejderhanım ve sen de süvarimsin felan diyor :D Ben filmi ilk izlediğimde çok beğenmiştim ve o kadar çok sevmiştim ki hemen kitaplarını okumuştum. Ama eğer ilk kitabı okusaydım, filmin daha o sahnesini gördüğümde (Eğer sinemada olsaydım) ne yalan söyliyim küfredip salonu bile terkedebilirdim. Bu kadar saçmalık olabilirdi yani, ne vardı onu hızlandırılmış bir süre zarfı gibi göstermekte. Ya da ekran karartıp işte bir yıl sonra ya da birkaç ay sonra diyip Eragon'a da rastlantı eseriymiş gibi Saphira'nın gelişiminden bahsettirmekte. Çok mu zordu? :D Değildi ama böyle bir şey yapmayı tercih etmişler, her nedense. İşte bu tarz şeyler, kitaptaki kurgu özenine hakaret kabul edilebilecek şeyler; evet, sinir bozucu. Ama sadece kitaptan farklı olan kısımlar, sadece kitaptan farklı diye kötü eleştirmek haksızlık bence.

Mesela Arya'nın kasıntı triplerinin gitmesi ve yerine yakışıklı çiftlik çocuğumuza hayran bir ergenimse prensesin gelmesi de çok kötü bir tercih olmamıştı. Dörtleme çekilecek bir filmde o tarz bir gelişme kitaptaki gibi ilerletilemezdi zaten, her filmde her kitleye oynamaları gerektiğinden ve özellikle de ilk filmde bazı kitlelere filmi beğendirmek durumunda olduklarından yerinde bir seçenekti bence. Ne yalan söyliyim, filmi ilk izlediğimde on iki gibi bir yaştaydım ve gayet duygusal bir orta okullu kızdım :D yani hoşuma gitmişti, doğal olarak.

Neyse işte benim dizi ve filmlerle ilgili düşüncem buydu. (ve taht oyunları dizisini o kadar da sevmiyorum, her iddiasına girerim ki; eğer kitaplar olmasaydı, bu şekilde başarılı bir dizi olamazdı. Ya da düşündüm de, yok olabilirdi çünkü spartacus gibi cinselliğe o kadar çok yer verdi ki, en azından ergenleri bağlıyordu :D Ama legend of the seeker'daki gibi senaryoya ağırlık verilseydi, biz konumuz ve oyunculuklarımızla güçlüyüz denseydi; ı ıh. Bu piyasa böyle yürümüyor. Hakeden diziler iptale mahkum)

EDİT: Allahım ne yazmışım bee :D

Çevrimdışı Maedhros

  • **
  • 200
  • Rom: 2
  • hmm akraba katli mi? bayılırım!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dizinin Kitaplara Olan Yaklaşımı Etkilemesi
« Yanıtla #5 : 23 Ekim 2015, 14:26:44 »
Bence Buz ve Ateşin Şarkısı serisi dizi sayesinde bu kadar tuttu yani önceden Türkiye'de o kadar tutmamıştı ki ilk kitaptan sonra yayınevi ikinci kitabı çevirmemişti 7-8 sene. Ben Kralkatili Güncesi'nin biraz yavaş olduğunu düşünüyorum aslında. Mesela Kvothe'nin ailesi öldükten sonraki çocukluğu böyle baymıştı beni, o sazı çalarken yaşadıkları falan çok etkilenmiyorum onlardan. Bence GoT'un akıcılığı ancak HP ile şey yapılabilir. Zaten Buz ve Ateşin Şarkısı da çocuk kitabı sayılır aslında. 30-40 yaşında karakterlerin düşünce sistemleri bile çocuk gibi. Belki biraz işte cinsellik var ama yine de çoğu fantastik seriye göre basit ama konu ile kendini öne çıkarıyor.

Neyse işte öyle.
"O çılgınlık anında Iluvatar üzerine ant içtik kardeşim.
Eğer sözümüzden dönersek Sonsuz Karanlığı çağırmış olacağız.
Ve söyle bana, o zaman bizi kim kurtaracak?"