Kayıt Ol

Perfect Blue

Çevrimdışı Akuma_Blade

  • **
  • 97
  • Rom: 5
  • "All Worms are my prey!"
    • Profili Görüntüle
Perfect Blue
« : 29 Temmuz 2010, 11:11:22 »


Fragman

Perfect Blue, Japon romancı Yoshikazu Takeuchi'nin romanının serbest bir uyarlamasıdır ve ünlü Japon yönetmen Satoshi Kon'un ilk yönetmenlik denemesidir. 1998 yılında büyük yankılar uyandıran bu film, ABD'de bile hatırı sayılır bir ilgi uyandırmış ve başta Darren Aronofsky olmak üzere birçok yönetmene ilham vermiştir. ABD'de o dönem filmle ilgili çıkan bir kritik yazısında şu benzetme yapılır? : "Eğer Walt Disney ve Alfred Hitchcock hala yaşıyor olsa ve birlikte bir animasyon film yapsaydı, ortaya çıkan örnek bu olurdu"

Mima Kirigoe, mensubu olduğu JPOP grubu CHAM!'de devasa bir hayran kitlesine kavuşmuş bir idoldür. Fakat son sahne konserinden önce bunun son konseri olmasına ve kariyerine aktrist olarak devam etmeye karar verir. "Double Bind" adlı ilk başrol oynayacağı filmin çekimlerine ve Mima's House adlı etkileşimli internet bloguna yeni başlamıştır ki kendisine gönderilen bomba iliştirilmiş isimsiz bir faks mesajı "onu sevenlerin inançlarına ihanet ettiğini, bir hain olduğunu" yazar. Fakat karanlık taraf yüzünü daha yeni yeni göstermektedir.

Filmi ayarlayan yapımcılar başrol karşılığında Mima'ya bir striptiz klübünün sahnesinde tecavüz edileceği bir sahne koymuşlardır fakat Mima bunu düşünmeden kabul etmiştir. Bu olay Mima'nın yaşamının bundan sonraki evresinde illüzyon, düş ve gerçek katmanlarının  birbirine karışmasına sebep olmaya başlar. Bu olaylar olurken sapık bir hayran (yada hayranları?) onu koruma içgüdüsü ile harekete geçer ve bir süre sonra onla aynı mekanda durmuş film çalışanlarının hepsi teker teker öldürülmeye başlar. Olaylar onu ölmek yada öldürmek arasında kalacağı bir kapana götürdükçe illüzyonlar da gerçekler de düşler tarafından tamamaen istila edilmeye, kendisinin ölüme karşı tepkisizliği giderek artmaya başlar. Bu noktaya dek gelmiş birisinin gerçek hayata hiçbir şey olmamış gibi dönebilmesi olası mıdır, yada şöyle diyelim... gerçek hakkaten duyularımızla gördüklerimiz ve zihnimizde hissettiklerimiz midir?

Notlar:

-Perfect Blue'nun yorumundaki temel tema, "kişilik parçalanması sendromu" olup hafıza kaybı, gerçek olanla olmayanın birbirine karışması, farklı kişilikler üretme ve halüsinasyonlar şeklinde kendini gösterebilen bir zihinsel rahatsızlık olup yönetmen bu temayı bir nevi doppelganger aracı olarak kullanmıştır. Bu anlamda, filmi izlemeden önce Philip K.  Dick'in "A Scanner Darkly" kitabını okuyup daha sonra David Lynch'in Twin Peaks'ini ve David Cronenberg'in Videodrome'unu izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.

-İlk filmini çekecek olan Satoshi Kon başta Perfect Blue'yu bir live action olarak çekmek istiyordu fakat 1995'deki büyük Kobe depremi sonrası film için ayrılan bütçe çok düşünce filmi Anime olarak çekip kurgu süresini 3 yıl uzatmaya karar verdi. 1991'deki Roujin Z filminde yanında animatör olarak çalıştığı ustası Katsuhiro Otomo'nun uzak desteğiyle film tamamlandı. (Usta ve çırak, daha sonraki Memories projesinde yeniden bir araya gelirler)

-Film yurtiçinde ve dışında ilgi görmüş, Satoshi Kon'u en büyük 10 Anime ustasının içinde sayılacağı bir kariyer başlatmasını sağlamıştır. Satoshi Kon daha sonraki tüm projelerinde Perfect Blue'deki "hayatın içindeki bir illüzyon olarak gerçeklik" temasını farklı anlatımlarla birkaç kez daha kullanmıştır. Film aynı zamanda, prodüksiyon boyunca Kobe depreminden Sarin gazı saldırısına, Japonya'nın II. Dünya Savaşı sırasındaki savaş suçlarından ilk kez yoğun şekilde gündeme gelmeye başlamasından Japon yakın tarihinin en büyük ekonomik krizlerine dek Japonya'nın yakın tarihi ve bilinçaltındaki tüm büyük şokların etkisi altında ortaya çıktığından, kurgusal anlatılar yoluyla artık stereotip şekilde algılanan yönüyle Japonya'nın dışarıdan steril bir toplum olarak algılanmasına sert görsel şoklar yoluyla verilen çelişkisel çıkışlar içerir.

-Satoshi Kon kitabı aynen uyarlamanın yanlış olduğunu düşünüyordu, stüdyodan onay çıkması ile birlikte çeşitli noktalarda ayrılan bir yorum olarak film hazırlandı. Romanın daha sadık denebilecek uyarlaması pink sinema yönetmeni Toshiki Sato tarafından Perfect Blue: Yume Nara Samete adıyla 2002 yılında gösterime girdi.

-Yönetmen Darren Aronofsky filmin hayranlarından birisidir: Kısa bir sahneyi Requiem of the Dream filminde kullanmak için izin istemiş ve üzerine para ödemiştir.