Kayıt Ol

Masallar (Fables)

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Masallar (Fables)
« : 26 Aralık 2014, 15:47:58 »


Fables Nihayet Türkçe!

Klasik masal kahramanlarının dünyamızda yaşadığı maceraları konu alan ve hem Grimm hem de Once Upon A Time dizilerine ilham veren Fables, Arkabahçe Çizgiroman tarafından dilimize kazandırıldı. Ayrıntılar, künye bilgileri ve daha fazlası portalımızdaki haberde.

Haber: M. İhsan Tatari | mit
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Masallar (Fables)
« Yanıtla #1 : 20 Nisan 2015, 11:06:59 »
Tıpkı Witcher gibi, ilk olarak oyunuyla haberdar oldum bu çizgi romandan. Wolf Among Us oyun serisinin aslında Masallar (Fables) adlı çizgi roman serisinden uyarlama olduğunu (neyse ki) kısa zamanda öğrenmiştim. Bir de üzerine sevdiğim bir dizi olan Once Upon A Time'ın da buradan esinlendiğini öğrenince okumak şart olmuştu.

Fakat benim bu konuyu açmama neden olan asıl nokta ikinci citle ortaya çıktı. Onu da belirtmem gerek. Şimdi tek tek bakalım ciltlere.

Masallar 1: Efsaneler Sürgünde

Masallar, ilk cildiyle çok canımı sıktı ama iyi anlamda. Pek çok masalın ilk hallerini biliyor olmama rağmen, içimdeki çocuk yine de onlara sarılmayı seviyordu. Oysa daha ilk ciltten bazı çarpıklıklar başlıyor ve beni rahatsız ediyordu. Çok da iyi yapıyordu hani.

Buna örnek olarak, şimdi Masalkent'in ikinci başkanı olan Pamuk Prenses'in "eski" kocası Yakışıklı Prens'in tam bir kadın avcısı olduğu verilebilir. Yakışıklılığını kullanarak kadınların parasını sömürüyor kendisi. Ayrıca Pamuk Prenses'ten boşanmasının ardında onun kız kardeş Gül Kırmızı ile yatması var. Olaylar, olaylar.

Çocukluğumun ciğerine birkaç tekme sallasa da yanlış bir izlenim vermek istemem. Çarpıklıklar kanlı boyutlarda seyretmiyor, masal kahramanlarının kişiliklerindeki bozukluklarla öne çıkıyor.

İlk cilt bizi Masallar'ın evrenine tam gaz sokuyor. Büyük Kötü Kurt'u dedektif olarak görüyor, Pamuk Prenses'in tam bir başbelası kardeşi Gül Kırmızı'yı tanıyor (böyle bir karakter gerçekten var mı?), Yakışıklı Prens'ten tiksiniyor ve nicesini görüyoruz. Her yeni masal karakteri sahneye girdikçe keyifleniyor insan. Ama ben biraz daha fazlasını beklediğimi itiraf etmeliyim. Peki bu kötü mü demek? Kesinlikle değil!

Bir de favori sahnemi yazayım:

Spoiler: Göster
Bigby'ın merdivenlerden aşağı koşup yolun sonunda o devasa kurda dönüşmesi <3. Çok güzel bir sahneydi. Adım adım o dönüşümü yaşattı. Bir de başka bir sahnede gölgesinin kurt biçiminde oluşuyla bizlere büyüyle insan formuna sokulmuş bir karakter olduğunu güzelce hatırlatıyor.


Editörlük için kızdığım bir nokta var yalnız. Ciltte 2 tane editör adı geçiyor, ama bu 2 editör birleşip şöyle bir hataya imza atıyor:

Pamuk Prenses'in kız kardeşi Gül Kırmızı'ya kısaca l diyorlar cilt boyunca. Gayet güzel. Fakat neden birden cildin sonlarına doğru "birkaç yerde" Rose oldu bu kız? Böyle bir hata 2 editörle nasıl yapıldı, hiç anlam veremedim.

Masallar 2: Hayvan Çiftliği

İşte, konuyu açma nedenim.

Adı bariz biçimde George Orwell'in Hayvan Çiftliği'ne gönderme olan bu eser, göndermeden daha fazlası. Basbayağı konuyu oradan almış. Almış da, çok yanlış mesajlar var bence bu ciltte. Yazar Bill Willingham'a yaratıcı senaryosundan ötürü takdiri bir borç bilsem de, bu ciltte olanları sorgulamak istiyorum.

Cilt için genel konuşayım önce. Güzeldi, esinlendiği eseri bu Masal kahramanlarına uyarlaması mantıklı ve zekiceydi. Özellikle 3 Küçük Domuzcuk masalının domuzlarının devrim düşüncelerinde lider oluşu oldukça anlamlı. İlkinden daha güzel bir cilttli, fakat bir "ama" demek zorundayım.

Öncelikle Willingham, insansı görünüş kazanamayacak türden masalların uzak bir köyde tutulmasına güzel bir iç bakış yakalıyor. Bu uzak köy dünyanın en güzel yeri de olsa gerçekten bir hapis, çünkü oradan çıkarlarsa sıradanlar dedikleri bizler onları görür ve şoke olabiliriz. Buranın her türlü bir hapishane olduğu konusunda hemfikiriz. Fakat ya sonrasında olanlar? Devrime soyunan masal kahramanları ve devrim karşıtları. Ancak onların bu isyanını kötü göstermek için Altın Saçlı Kız'ı öne sürüp olayı çirkinleştirmek nedir? Hele ki sonu iyice düşündürücü.

Şimdi spoiler kutularıyla devam edeyim.

Spoiler: Göster
Bu köy her türlü bir hapishane ve masal kahramanları da insan görünümü olanlar şehirde sefa sürürken, buraya itilmiş olmalarından rahatsız. Haklılar. Tek sorun farklı görünüşte olmaları mı? İnsan görünümlü masallar ya da kendilerine insan görünümü sağlayacak büyüyü alacak kadar zenginler sıradanların dünyasında her yere gidebiliyor. Karelerden gördüğümüz kadarıyla güzel de yaşıyorlar. Modern hayatın her noktasından faydalanıyorlar. Ya diğerleri?

Bir isyan söz konusu. Eşitlik isteniyor. Silahlanmalar oluyor. Domuzların başta oluşu manidar, fakat bu domuzlar hiç de gerçek Hayvan Çiftliği'ndeki yozlaşmayı yaşamıyor. Goldy, yani Altın Saçlı Kız var ortalığı karıştıran. Domuzlar bir Orwell romanındaki gibi tiksinç hale gelmiyor. Eşitlik isteklerini bozmuyor.

Devamına bakıyoruz, bir de iktidar yanlıları var. Onlar durumdan rahatsız değil. Pamuk Prenses'e destek oluyorlar falan filan. Sonra da Pamuk Prenses'in devrimcileri durdurmak için koca bir ejderhayla karşılarına çıktığını, şiddet kullanarak göz dağı verdiğini görüyoruz.

Yetmiyor, en acı kısma geliyoruz. Birbirlerinden başka kimsesi kalmamış masallar "idam ediliyor". Neden? Dünyaları Düşman dedikleri güçlerce işgal edilmiş bu canlılar, birbirlerine bu kadar muhtaçken neden idam ediliyor? Neden şehirdeki refah içinde yaşayanlar onların dertlerini dinlemiyor? Cezalar, hapisler, idamlar... Bunlar hep sadece insan gibi göründükleri için sıradanların dünyasında gezip tozabilen egemenlerce veriliyor. Ama bu köy için elinden geleni yaptığını söyleyen Pamuk Prenses ve diğerleri, onları baskılamak ve yeniden hapsetmek yerine neden önce dinlemeyi seçmiyor? Hani her şey onlar içindi?

Davaların görülme biçimi de ayrı düşündürücü ve üzücü. Muhakeme gücüne güvenilmesi oldukça şüpheli olan Yakışıklı Prens yargıç oluyor. Kim veriyor ona bu yetkisi? Bir "prens" olması mı onu doğal yargıç yapıyor?

Alt tabaka ait olduğu yere (!) mıhlanıyor, ben bunu anladım. Çok çirkin bir yaklaşım.


İkinci cilt beni çok düşündürdü. Şehirde yaşayan kesimi bariz biçimde köy ahalisinin efendisi yapan, egemenlerin egemenliğini öven bir ciltti.


Bakalım 3. ciltte neler olacak.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Masallar (Fables)
« Yanıtla #2 : 20 Nisan 2015, 17:40:28 »
İlerisi için olaylar spoiler olduğu için olay gidişatına değinmekten ziyade senin ikinci ciltteki karakter seçimlerine bakış açını garip bulduğum için yazıyorum. Bence 'ama'dan sonrası olmamış gibi geldi. "Çok sevdim 'ama' yargı prensin elinde" olmuş diyeceğin.  :)

Masal kahramanları her ne kadar sihirli bir dünyadan geliyor olsalar da yaşadıkları standartları orta çağın süslenmiş hali olarak görebiliriz. Bu yüzden başlarındaki insanların düşüncelerine göre değil, karizma ve kas güçlerine göre itaat ediyorlar. Bir benzetme yapmak gerekirse de çoğunlukla Pamuğu karizma, Prensi de kas olarak alabiliriz. Elbette Prince Charming aynı zamanda şahane bir bedene sahip olduğu için de karizmatik diyebiliriz ama genel olarak ağır basan yanlarından örnek verdim.

Bence bu karakterler de her ne kadar çok çok kısa bir zamandır dünyada olmasalar da istenirse bir ömür boyu burada olsunlar, çiftlikten çıkmaları çoğu için neredeyse imkansız olduğu için günümüz standartlarına ayak uydurmalarını, değişmelerini beklemek imkansız bir iyimserlik oluyor. Zenginlerin bile insanlar içinde insan formunda yaşarken eski alışkanlıklarını hikayenin sonlarına doğru bile unutamadıklarını göreceksin. Dizaynlarına bakarak görebiliriz. Bu bence iyi bir şey. Eğer masal kahramanları dünyaya gelip birden bizler gibi takılsaydı, ortada "insan hakları, lgbt, hdp, sen kimsin ki bizim prensimiz oluyorsun lililililili" diye gezselerdi bence bu çizgi roman sıradan, basit bir şey olurdu. Bu inanılır bir şey değil çünkü. Buraya hepsi eşit bir şekilde düşmüş olabilir lakin zihniyet hala aynı zihniyet. Bir askeri 5000 yıl ileri yollasan da yapacağı şey döğüşmek savaşmak olur. Masalların oluşturulduğu tarih ve dünyaların düşünce tarzlarına biraz da olsa sadık kalındığı için bu kadar başarılı. Hikayenin yanında kendi dünyalarının kültürleri ile bizimki arasında geçen arka plandaki çatışma enfes bir okuma deneyimi sunuyor.
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Masallar (Fables)
« Yanıtla #3 : 20 Nisan 2015, 17:50:03 »
Yazdıklarıma bakıyorum, şaşırdığım bir şey yok :P. Bu "ama" olayından dolayı öyle diyorsun şeklinde anladım. Ben en nefret ettiğim şeyi bile anlatırken (ki bu eseri sevdim) iyi yanlarına mutlaka değinirm. Bir nevi mini inceleme yazdım burada. Haliyle hem iyi hem de kötü yanlarına değindim. Beğendiğim kısımların hakkını verdim. Vermeliyim de zaten. Sadece eleştiri için konu açmak ya da mesaj yazmayı pek doğru bulmuyorum. Ayrıca sevdiğim şeyi de eleştirebilmeliyim yauv.

Evet, geldikleri Orta Çağ kültürünü ben de düşündüm. Bunu yazarken yine aklımda o vardı. Ancak yüzyıllardır burada yaşıyorlarsa belki bir şeyler değişmeli diyorum. Belediyeciliğe girip eşitlik isteyenleri i-
Spoiler: Göster
idam ettirmek ilginç bir yaklaşım çünkü.


Bakıyoruz, ikinci başkan olan Pamuk Prenses, dedektif olmuş bir Büyük Kötü Kurt ve şikayetlerini doğrudan yetkililere iletebilen bir şehir halkı var. Yol almışlar bu sürede. Dahası, döner semaryeler, örtülü ödenekler falan gibi şeyleri de oluşturmuşlar. Köy kısmında kalan masallar için aldıkları vergilerle bağışları kullanıyorlar. Orta Çağ gibi değil bu düzen. İşte bu yüzden yadırgadım en çok. Bunları yapmışlar, fakat kendilerinden olanları dinlemediler.

Prens olayı için de şunu diyeceğim,

Spoiler: Göster
Kral Cole falan ona nasıl güvendi, Bigby nasıl hiç söylenmedi onun hakim olmasına, oralar da bana garip geldi. Güvenilir biri değil kendisi. Üst yönetim izin vermezdi bana göre. Ama oldu.


Köyde yaşayan ahalinin şehre girmesi düşünülemez, evet. Ama ben şunu neden denemediklerini merak ediyorum:

Spoiler: Göster
Orayı kalkındırmak için %99 gibi bir şey harcıyorlardı. Onun yerine düzenli olarak büyü satın alıp hepsini insana çevirebilirler. Bu da bir seçenek. Ama onlar hapsetmeyi seçiyor.


Son olarak, faşik masallar :P. Bakalım 3. ciltte ne olacak.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Masallar (Fables)
« Yanıtla #4 : 20 Nisan 2015, 18:51:42 »
Ben de eleştiremezsin demiyorum yauv. İstediğini düşünebilirsin ki düşünemezsin demiyorum. Tartışmanın amacı da zaten istediğini söyleyebilmektir. Benim dediğim eleştiri yerine kişisel bir sitem yapmış olmandı. Bu mesajın daha eleştirel olmuş, iyi olmuş.

Prens hakkındaki düşüncelerin bence ciltler geçtikçe değişecek. Şu an böyle düşünmen hem mantıklı hem biraz mantıksız. Düşüncelerinin ileride daha iyi mi yoksa daha da mı kötü olduğuna hiç girmeyeceğim. O yüzden ben şimdi seninle bunu tartışmayayım en iyisi spoiler vermemek için. :P

Edit: Prens gitse kim gelecek yerine abi? Kılıçdaroğlu mu? Liderlik vasfı yok bi kere adamda.
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Masallar (Fables)
« Yanıtla #5 : 20 Nisan 2015, 20:03:42 »
Edit: Prens gitse kim gelecek yerine abi? Kılıçdaroğlu mu? Liderlik vasfı yok bi kere adamda.

Spoiler: Göster
Biz Prens olmayı da iyi biliriz!

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Masallar (Fables)
« Yanıtla #6 : 26 Nisan 2015, 02:53:41 »
İzmir Fuarı sağ olsun, ben de ilk iki cildini alıp bir çırpıda okudum. Aslında okuyup okumama konusunda kararsızdım, çünkü Wolf Among Us beklentilerimin çok ötesinde çıkmıştı ve büyük keyif alarak oynamıştım oyunu (Evet, ben de seriyle oyun sayesinde  tanışanlardanım). O yüzden hayal kırıklığına uğramaktan korkuyordum, neyse ki öyle bir şey olmadı. Ben iki cildi de çok sevdim. İlk cilt Efsaneler Sürgünde bir nebze oyunla paralel gittiği için yüzümde bir tebessümle okudum olayları.

Spoiler: Göster

Oyunda da bir cinayeti çözmek için birlikte çalışan Pamuk ile Bigby'nin yaşadıklarına odaklanıyoruz 1-2 bölüm.


Colin'i yeniden görmek, oyundaki karakterlerin çizgi romandaki hallerine sadık kaldığını fark etmek ve Bigby'nin dış görünüşü haricinde aynı kişi olduğunu öğrenmek güzeldi. Ayrıca Telltale'in ne kadar başarılı bir iş çıkardığına farklı bir açıdan bakabilmek ve ilk defa bir oyunu baz alıp çizgi romanı değerlendirmek de güzel bir tecrübeydi.

Hikayenin kendi akışına geçip oyundan farklı bir yön izlemesi de iyi oldu benim için. Böylece "Ben bunu daha önce görmüştüm," hissinden kurtulmuş oldum.

Hazal'ın bahsettiği Rose / Gül karmaşası ben de yoktu. Sanırım sonraki baskılarda düzeltmişler. Ayrıca en sonda masal kahramanlarının hangi hikayelerden alındığını anlatan yazılı bir bölüm vardı. Gül Kırmızı, "Snow White and Rose Red" adlı farklı bir masaldan geliyormuş.

İkinci cilt olan Hayvan Çiftliği'ni daha çok sevdim şahsen. Çünkü yepyeni bir şeyler sundu bana. Bir kere o çok merak ettiğim çiftliği sonunda görmüş oldum. Ayrıca çizgi roman okurken detaylara çok önem verdiğim için karelere serpiştirilmiş ama adları anılmayan masal kahramanlarını keşfetmek de eğlenceliydi.

Spoiler: Göster

Mogli'deki Sher Khan, Altınsaçlı Kız ve Üç Ayı, Parmak Çocuk ve Parmak Kız gibi karakterlerin yanı sıra Üç Kör Fare, Çizmeli Kedi, Alice'teki iskambiller gibi adları anılmayan masalları kareleri didik didik edip bulmak benim için keyifliydi.

Bununla birlikte Hazal'ın takıldığı kısımlar beni rahatsız etmedi. Altınbukle'nin bu çarpırılmış halini sevdim, olaya farklı bir tat kattı. Suçluların Prens tarafından yargılanmasını da yadırgamadım. Sonuçta Bigby'nin oraya girmesi yasak, Kral'ın ise umurunda değil. Böylece iş eldeki tek soylu olan Prens'e kalıyor. Ayrıca ne kadar çapkın olursa olsun eski karısını öldürmeye çalışanları affetmemesi, sonra da masallara uygun olarak kafalarının uçurulması (Kupa Kraliçesi'ni hatırlayın) bana normal geldi. Bigby'nin buna itiraz etmiş olması muhtemel elbette, ancak Kral ne derse o oluyor sonuçta.


Bir de çiftliği hapis gibi göremedim ben. Evet, orayı terk edemedikleri doğru ama şehirdekilerden daha güzel bir ortamları var. Kendi doğal alanlarında yaşıyor sayılırlar. Parmak Çocuk'un evi mesela. Ya da o yemyeşil orman vs... Şehirdekilerse insan gibi görünüp normal dairelere tıkılıp kalmak zorunda. Kaldı ki kazandıklarının %99'unu çiftliğe harcıyorlar. Çiftliktekilerin şikayet etmeleri şımarıklıktan başka bir şey değil benim gözümde. Sonuçta birinin bile Sıradanlar tarafından fark edilmesi hepsinin hayatını tehlikeye atar.

Sonuç olarak ikisini de çok sevdim. Övüldüğü kadar varmış doğrusu. Darısı sonraki ciltlerin başına.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Fables (Masallar) Çizgi Romanı Sona Eriyor
« Yanıtla #7 : 14 Mayıs 2015, 18:37:35 »


Fables (Masallar) Çizgi Romanı Sona Eriyor

Eisner Ödülü’nü birkaç kez kucaklayan, tüm dünyada milyonlarca çizgi roman okuru tarafından bağırlara basılan ve pek çok esere ilham veren Masallar önümüzdeki temmuz ayında son kez bizlerle olacak.

Bill Willingham tarafından yazılan ve çoğunlukla Mark Buckingham tarafından çizilen Masallar (Fables), 13 yıllık uzun bir yayın hayatının ardından 150. sayısıyla birlikte okurlarına veda ediyor.

Detaylar haberimizde.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Masallar (Fables)
« Yanıtla #8 : 24 Mayıs 2015, 11:17:07 »
3. cildi dün Büyülü Dükkan'da görünce hemen kaptım ve akşamında okudum. Idefix'e falan daha gelmemiş görünüyor, ancak yakında gelir diye düşünüyorum.

3. cilt okuduğum üç cilt arasındaki favorim oldu. 2'yi bitirdikten sonra devamını sabırla beklemiştim, fakat 3. ciltten sonra bir merak sardı beni. Yeni cildi sabırla bekleyemeyeceğim gibi görünüyor.

Konu yine beklenmedik gelişmleler eşliğinde sürüyor, ummadığım sürprizler yapıyor. Fakat bu son ciltte olan bazı şeylerle seri kendi rengini de belli etmeye başladı. Şöyle ki, ilk iki cildin gerçek bir giriş olduğunu anladık. Bence asıl olay 3. cilt ile kendini göstermeye başlıyor.

Yeni karakterler tanıyoruz, eskileriniyse "hiç de sandığımız kadar" iyi bilmediğimizi anlıyoruz. Karakterler derinleşiyor, bazı şeyler açığa çıkıyor ve neler oluyor neler.

Şimdi 4. ciltte neler olacağını bir hayli merak ediyorum. Sanırım oyunlarını da alıp oynama vakti geliyor benim için :).

Son olarak, şu fikri de bir seviyorum, bir seviyorum:

Spoiler: Göster
Ünlü masalların kahramanlarının zor ölmesi, tekrar tekrar öldürücü darbeler almaları gerekmesi, ne kadar ünlülerse o kadar çok kez "ölmeleri" gerekmesi harika bir fikir.

Çevrimdışı cankutpotter

  • ****
  • 1233
  • Rom: 14
    • Profili Görüntüle
    • Büyülü Kale, Hayallerinizin adresi.
Ynt: Masallar (Fables)
« Yanıtla #9 : 18 Temmuz 2015, 00:12:04 »
Şimdi ben buraya gelip bir şeyler yazma cesareti göstersem beni tutup yaka paça dışarı atmazsınız, değil mi sevgili çizgiroman severler?


Yok canım, atmazsınız atmazsınız. :D Ben size güveniyorum, hepiniz pırlanta gibisiniz. :D


Ehem. Beş yıldır bu sitedeyim ve Çizgiroman kısmına şimdi girdim, birazda projemizin ilerlemiş olmasının verdiği cesaretle, affedin gençler. :)


Bu serinin ismini sayenizde duydum, haberlerini ve incelemesini okudum ve konusu itibariyle hoşuma gitti gerçekten. Malefiz'i de izleyip çok sevmiştim mesela. :)


Masallar zaten her kalıba sokulabilecek bir tür -tabii iyi bir yazarın elinde-. Şimdi ben de masalları severim *orijanellerini*. Bunu da epey merak ediyorum, umarım projemize dahil edebiliriz.


Gereksiz not: Çok gereksiz bir şekilde konuyu işgal ettim fikrinden bir türlü alamıyorum kendimi.


Gereksiz not 2: Olsun ya, çizgiroman bölümüne bir giriş yapsam fena mı olur? :)
İnsan, hayalleriyle vardır.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Masallar (Fables)
« Yanıtla #10 : 25 Ekim 2015, 14:12:13 »
Üçüncü cildi de hafta sonunu hasta geçirmemi fırsat bilerek yattığım yerden okudum nihayet ve kesinlikle ilk iki cilde nazaran daha çok sevdim. Karakterler artık biraz daha oturaklı, aralarındaki ilişkiler biraz daha gelişkin... Bill Willingham'ın her yeni sayıda çıtayı biraz daha yükseltmesi, kahramanlarına biraz daha ısınması ve olaya derinlik katması da gözlerden kaçmıyor elbette.

Spoiler: Göster

Mavi Sakal'ın zavallı gazeteciyi yok yere vurduğu yerde acayip sinir oldum. Vay adi şerefsiz derken ondan da beteri çıktı: Yakışıklı Prens. Zaten taaa ilk bölümlerden beri yakışıklılığını kullanarak kadınları kandıran, paralarını kullanan bu adi herife kıldım da bu seferki planlarıyla hepten çizgiyi aştı. Acayip sinir oluyorum ona. İşte o kadar başarılı bir karakter!

Ormanda Pamuk ile Bigby'nin arasında geçen konuşmalar çok etkileyiciydi. Ve tabii ki tam da işler iyiye gidiyor galiba derken yaşanan "minik sürpriz" var bir de... Spoiler kutusunda bile yazmıyorum ki keyifler kaçmasın.


Dördüncü cildini de merakla bekliyorum.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Mashiara

  • **
  • 119
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Masallar (Fables)
« Yanıtla #11 : 28 Aralık 2015, 09:43:22 »
Çabuk bitmesin diye yavaş yavaş okudum ama maalesef 4. cilt de bitti :(  Bence ilk 3 kitaptan daha iyiydi.Seri gittikçe daha iyi oluyor gibi.Devamını bekliyor ve henüz okumamış çizgi roman sevenlere tavsiye ediyorum.
Adın umrumda değil, kırmızı. Adını bilmek istemiyorum. Eğer en az ilk üç savaşından sağ kurtulursan belki o zaman adını öğrenirim. Daha önce değil. Eskiden isimleri öğrenirdim, ama bu kahrolası bir zaman kaybıydı. Bir baş belasını tam tanımaya başladığımda kalkar ölürdü. Bu günlerde zahmet etmiyorum.-Horkin Usta-

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Masallar (Fables)
« Yanıtla #12 : 21 Ağustos 2016, 12:09:06 »
6. ciltle birlikte ilk kez Düşman'ın kim olduğunu öğrenmiştik. Güzel bir sürpriz, güzel bir dumurdu doğrusu. Ancak 6. cilt bir şekilde zayıf gelmişti bana. Oysa harika bilgiler öğreniyorduk. Yine de, onu da bir gecede bitirip sıradakini beklemeye koyulmuştum.

7. cilt taptaze çıktı ve dün koşarak edindim. Eve geldiğim gibi de bitirdim. Böylece Masallar'ı okuma geleneğim bozulmadı.

7. cildin adı 1001 Gece (ve Gündüz) Masalları. Evet, adı tam olarak böyle. Nihayetinde Arap masalları evreni de Masalkent'e konuk oluyor. Farklı kültürlerin masallarının da yavaş yavaş çizgi romanda kendini gösteriyor olması beni fazlasıyla mutlu etti.

Başta batılıların Araplar'a olan bilindik bakış açısıyla ilerleyen cilt, sonrasında bir ters köşe yapıyor. Özellikle Araplar'ın batılıları medeniyetsiz ve barbar olarak görürken, batılıların da onları aynı şekilde niteliyor olması hoş bir ayrıntıydı.

Ancak bu ciltte en sevdiğim şeylerden biri cin kavramı ve Kuzey Rüzgarı'na dair öğrendiğimiz bilgiydi. Diğeriyse en sonda, ana hikayeden bağımsız başlayıp bir şekilde ona bağlanan o küçük öyküydü.

Spoiler vermemek için çok yüzeysel geçtim, farkındayım :). Bu cilt için vasat denmiş çoğu yerde, ama ben severek okudum. Tabii insan merak ediyor, Bigby ne zaman sahalara dönecek? Pamuk ve diğerleri (işte biliyorsunuz "diğerleri" dediğim o küçük canavarları :)) ne zaman eskisi gibi daha aktif bir rol alacak diye.

Devamı çabuk gelmeli. En azından Saga gibi yılda 1 cilt gitmiyor bu seri de ağız tadıyla okuyoruz.

Son olarak, dilerim bambaşka kültürlerin de masal kahramanları buralara konuk olur.