Kayıt Ol

Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?

Çevrimdışı devrimk

  • **
  • 153
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle


Twitter'da bir oylama yapıyoruz, konu önemli olduğu için buraya da başlık açtım.
Konuyu çizgi roman üzerinde açtığım için burada da öyle yazdım ama hikaye, kitap ya da sinema da bu kapsamda incelenebilir.
Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
Sizin düşünceniz nedir?

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
« Yanıtla #1 : 01 Aralık 2016, 13:50:38 »
İltimas halihazırda geçiliyor. Çünkü eleştirinin haklılık ya da haksızlığına bakılmadan genelde "Böyle yaparsanız yerli çizgi roman/öykü/roman gelişmez" söylemleri hemen peşinden geliyor. Ayrıca ben yerli kurgucuların eleştiriye açık olduğunu (üzülerek) düşünmüyorum. Bazen de şöyle oluyor: bu alanda eserler ortaya koyan kişilerin hayranları işi fanatikliğe vuruyor. O da en başta bu alanda eser veren kişiye zarar.

İltimas geçilmeli mi? Yeni gelişmekte olduğu göz önünde bulundurularak değerlendirilmeli. Ama eleştiri olmadan sağlıklı bir gelişme olmaz. Ancak birbirimizi pohpohlayarak suni bir ortam yaratırız. Kalitemiz artmaz.

Bu konuda üreten kişilerin eleştiriye açık olması gerek. Ben eleştiriler yazan biri olarak, yerli eserlerle ilgili eleştiri yazmayı çok tercih etmiyorum. Nedeni de yukarıda saydığım şeyler. Gerek eser verenlerin gözlemlediğim tavrı (birebirde bir şey yaşamadım pek aslında, ama kişilerin sosyal medya hesaplarında ve bu forumda birçok şey gördüm), gerekse hayranlarının en ufak eleştiride fanatiklere dönüşmesi beni bu konuda çok isteksiz kılıyor.

Yerli kurmaca sağlıklı eleştirilmiyor. İltimas geçilmeli mi sorusundan önce bence ortamın sağlıksızlığını tartışmalıyız.

Çevrimdışı estelturin

  • **
  • 143
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
« Yanıtla #2 : 01 Aralık 2016, 14:59:11 »
İltiması bilmem ama günümüz çizgi romanları beni sarmıyor. Çocukluğun büyülü dünyası ile olduğundandır belki de Orhan - Erhan Dündar kardeşlerin yaptıklarının eline kimse su dökemez. Çizimler basitti ama hikaye çok gerçekti.Ayrica çizgi romanda bana göre çizim ayrıntısı arttıkça gözü o kadar çok yoruyor. Ben hikayenin önde olmasını daha çok seviyorum.
 
Biraz tuhaf bir yorum oldu gibi ama sonuç olarak iltimas gecmemeliyiz. Zaten bu işi tutkuyla yapan kişi kim ne derse desin, yoluna yapıcı eleştirileri alarak devam eder.
İnsan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.

Çevrimdışı estorn

  • **
  • 63
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
« Yanıtla #3 : 01 Aralık 2016, 15:02:43 »
Gelişmelerini istemiyor muyuz? İltimas geçip eksiğini ve yanlışını söylemezsek nasıl gelişecekler ki? Yerli yerinde eleştiri gelişmek için gereklidir, ama o "iltimas" düşüncesi o eleştirilere bile aşırı tepki çıkartabiliyor.
"Her bilge adamın korktuğu üç şey vardır: fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı birinin öfkesi.”

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
« Yanıtla #4 : 01 Aralık 2016, 15:03:31 »
Aslında geçmemeliyiz. Ama geçiyoruz, insanız, elimizde değil... Atıyorum, en sevdiğimiz yabancı bir kitaptan/çizgi romandan bahsederken bile çoğunlukla objektif olamıyoruz. Genelde kötü yanlarını "O kadar da olur," diyerek görmezden geliyoruz. Hatta beğenmeyenlere saldıranlarımız, eseri tutkuyla savunanlarımız bile oluyor.

Yerli çizgi roman ve eserlerde bu durum bir tık daha artıyor. Çünkü bu sefer işin içinde milli duygular var. Türk fantastik edebiyatı/çizgi romanı da gelişsin istiyoruz. O nedenle çok ahım şahım olmasalar da okuduğumuz eserleri bizden biri yazdığı/çizdiği için biraz daha az eleştiriyoruz. Pembe gözlüklerle bakıyoruz. "Bundan iyisi var mı sanki?", "Bir yerden başlamak lazım," ve eleştirenlere de "Çok biliyorsan daha iyisini sen yap da görelim," demek başlıca diyaloglarımız :)

Ha, bir de tanıdığımız bir yazar/çizerse... işte o zaman hepten değişiyor iş. Çünkü bu sefer de karşımızdakini kırmamak, cesaretlendirmek, destek olmak gibi düşünceler giriyor işin içine. Kendimden bir örnek vermem gerekirse, Seyfettin Efendi'yi seviyorum ve her fırsatta övüyorum, satın almaları için insanları teşvik ediyorum. Ama aslında övdüğümün yarısı kadar beğeniyorum. Bir "Hızır Bey" değil benim için. (Affola Devrim)

Kısacası esere değil, kişiye göre eleştiriyoruz. O kişiyi sevdiğimiz için çalışmasını sevmesek de şişiriyoruz. Bunun sonucunda da ilk çıkan kitabı kalitesiz bir şey oluyor belki de. Çünkü o kişi kendini çok iyi yazar/çizer olarak görüyor.

Hazal'ın bahsettiği fanatikleşen hayranlarsa apayrı bir konu. Kendisi uzun uzun değinmiş zaten. Katılıyorum dediklerine. Buna ek olarak eleştiriyi hiç kaldıramayan, en ufak bir şeyde "Emeğe saygı!" diye bağıranlar da var. Neden? Adam/kadın hiç kötü eleştiri almamış ki o güne kadar... Hep pohpohlanmış, göklere çıkarılmış. Bir kişi çıkıp da, kibarca olsa bile, "Şunu sevmedim," dediği an kıyamet kopuyor.

O yüzde bence de öncelikli olarak tartışılması gereken konu ortamın sağlıksızlığı ve yazarların/çizerlerin kötü eleştiri kaldırıp kaldıramadığı.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı milenya

  • **
  • 260
  • Rom: 6
  • Belki de Tanrı bize inanmıyor!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
« Yanıtla #5 : 01 Aralık 2016, 15:28:28 »
Ben yanlış buluyorum hele ki gelişmesi daha yeni başlamış bir dalda eleştirilerin çok daha yoğun olması fikrindeyim. Hele "biz daha emekleme dönemindeyiz" diyenlere hepten kızıyorum. Yahu neden emekliyoruz biz? Elin adamıyla aynı kitapları okuyabiliyoruz, kendi klasik edebiyatımız da oldukça zengin neden onlar koşuyor da biz emekliyoruz sorununun sebeplerinden en derini  şu bizim iltimas. Sırt sıvazlayarak olmaz bu iş, hele ki eleştiriye ve eleştirene saldıranla hiç olmaz. Onu geçtim bu sebeple eleştiri olarak da gelişemiyoruz bana kalırsa. Eminim eleştirmeye özenip de bu ortama maruz kalıp bırakan çok kişi olmuştur.

 
Ben çok çizgiroman sever biri değilim lakin edebiyatta yerli yazarlar eleştiri bakımından çok çok rahatlar. Bir kaç okuyucu yorumu dışında hepsi birer usta muamelesi bile görüyor diyebilirim. Zamanında çok yalnız kaldım bu konuda, artık okumuyorum o yerli fantazyaları, bilim-kurguları vs.
Spoiler: Göster

Çevrimdışı Guy Fawkes

  • **
  • 266
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
« Yanıtla #6 : 01 Aralık 2016, 16:39:10 »
Genelde açık konuşan, olanı saklamayan biri olduğumdan bana ters geliyor. Okuduğum, izlediğim, duyduğum her şeyin iyi ve kötü yönlerini söylerim.

Bu eleştiriyi kabullenmeme durumu da garip. Yazarlar, çizerler eserlerini çocuklarıymış gibi görüyor. Bazen eleştiriyi oğullarına edilmiş bir hakaret gibi algılıyorlar. Sonra saldırıyorlar - hepsi değil tabii. Burada eleştiriyi alan ve eleştiren kişi çok önemli. Eleştiri kabullenemiyorsa biri, ben de eleştirmem, olanı söylemem. Zaten umrunda olmayacak.

Ekleme: Yanlış anlaşılmasın, eleştirmem derken beğenmedim ya da beğendim der geçerim.

Çevrimdışı zehir

  • **
  • 83
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
    • Goodreads
Ynt: Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
« Yanıtla #7 : 01 Aralık 2016, 18:05:03 »
Aslında üstte yazılanları tekrar etmiş olacağım ama yine de ben de bir şeyler söyleyeyim.

Bana kalırsa bu konudaki ilk sorun bu alanlarda eser veren insanların birbirlerini koruyup kollama isteği. Türkiye'de çizgi roman, fantastik ve bilimkurgu üreten belli bir kitle var bu grubun neredeyse tamamı birbirini tanıyor, biraz da azınlıkta kalmanın verdiği hisle birbirine destek olmak istiyor. Hal böyle olunca da İhsan Abi'nin dediği gibi kimse çıkıp da arkadaşının yazdığı, çizdiği bir eseri eleştirmiyor. Yani Fabisad'a bakıyoruz, Yabani'ye bakıyoruz ve hep aynı isimler karşımıza çıkıyor. Ben yerli bir çizgi romanı eleştirdiğimde sadece eserin sahibinden değil bütün bir camiadan tepki alma, belki de dışlanma ihtimalim var. Kesinlikle böyle olur demiyorum ancak bunun ihtimali bile ufak tefek bir şeylerle uğraşan ve ileride bu sektörde yer almak isteyen insanların, platformların gözünü korkutuyor. Belki de yanılıyorumdur fakat tamamen dışarıdan bakan biri olarak edindiğim izlenim bu şekilde.

Bir diğer mesele de milliyetçilik duygusu. Aman efendim fazla eleştirmeyelim, aman heveslerini kırmayalım, böyle üzümün çöpü armudun sapı dersek herkesi küstürür hiç ilerleyemeyiz mantığı yani. Gerçi bu mantık her alanda var. İki kabloyu birbirine bağlayan her çocuğu televizyona çıkarıp dahi ilan ediyoruz, fantastik edebiyatta da maalesef biraz da ortaya konulan eserlerin azlığından nerede yeni bir çalışma görsek çölde vaha bulmuş gibi dört koldan övmeye başlıyoruz. Kalitenin ikinci plana atıldığı böyle bir ortamda genç yazar adayları da önce dünya edebiyatında neler yazılmış bir bakayım, bu türün klasiklerini, çok bilinenlerini okuyayım falan demeden hemen bir şeyler yazıp popüler olmanın peşine düşüyor.

Bu noktada biz okurların da bir hatası var galiba. Malum okur kitlesini çoğunlukla öğrencilerin oluşturduğu ülkemizde kitap almak ekonomik olarak pek kolay değil. Haliyle bir eser beğenilmediği zaman onu almaktansa aynı paraya gider daha kalitelisini alırım düşüncesi özellikle yeni yazarlara baya zarar veriyordur. Milliyetçiliği, şuursuzca övme konusunda değil de her şarttta destek verme konusunda göstersek çok daha güzel olacak.

Fanatik hayranlara değinilmiş zaten, yeni jenerasyon sağ olsun her bir şeyin kendine özel hayran kitlesi var artık. Kime laf etsen "...cılar"ın lincine uğruyorsun.

Yani "yerli eserleri eleştirirken iltimas geçmeli miyiz" sorusunun soruluyor olması bile bana göre başlı başına bir problem. Yapıcı eleştiri ilerlemenin birinci şartıdır. Ben de isterim tabi ki Türk kültüründen beslenen daha çok fantastik kurgu, bilimkurgu eserleri okuyalım. Ancak bu eserler kaliteli olmadıktan sonra yazılmış olmaları pek de bir şey değiştirmiyor. İltimas geçmeli miyiz diye sormaktansa birilerinin, mümkünse bu sektörün içinde olan ve insanların saygı duyduğu birilerinin çıkıp ilk taşı atması lazım. İnsanlar doğru ve yapıcı eleştiriler yaptıkları zaman bir tepkiyle karşılaşmayacaklarını görürlerse, hatta eser sahipleri de bu tür eleştirileri teşvik ederlerse Hazal'ın ve İhsan Abi'nin bahsettiği sağlıksız ortamdan bir nebze kurtulabiliriz bence.
“...Why should I be made to feel I have to apologize for my existence? Maybe it's my brain chemistry. Maybe that's what's wrong with me. Bad chemistry. All my problems and anxiety can be reduced to a chemical imbalance or some kind of misfiring synapses. I need to get help for that. But I'll still be ugly though. Nothing's gonna change that.”

Çevrimdışı Celebhol

  • **
  • 215
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
« Yanıtla #8 : 01 Aralık 2016, 19:33:58 »
Eleştiriler, eleştiri alan kişinin daha iyi işler çıkarmasına yönlendirebilecek potansiyeli olan şeylerdir. Birisine iltimas geçmek onun var olan potansiyelini gerçekleştirmesini önler. Bunun dışında, yapıcı olduğu sürece her şey eleştirilebilir olmalı ve kalmalıdır. Özellikle bizimki gibi, düşünce özgürlüğü konusunda bu kadar kıt bir ülkede insanlar bol bol -yapıcı olarak- eleştiri yapmalı. Açıkçası eleştiri kaldıramayan insanların da, ya çocukça davrandığı ya da kolaya kaçtığını düşünüyorum. Ancak, tembellikle iyi bir ürün yapılamaz. Bunu bahane edene de saygı duymam.

Çevrimdışı devrimk

  • **
  • 153
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
« Yanıtla #9 : 01 Aralık 2016, 22:21:23 »
Güzel noktalara değinilmiş. Burada diğer ortamlardan değişik olarak eleştirmen gözüyle bir bakış sunulmuş.
Fırtınakıran evet eleştiriye açık olmamak genel olarak var. Yazar/çizerler eleştirinin kendisine yapıldığını düşünüyor. Bunu kıracak şey internet yazarlığı. Büyük bir yazarı büyük bir kitap ekinde eleştiremezsiniz ama internettte bu sınır yok. 3-5 kişinin mobbingi, trollüğü sizi yıldırmasın. Bunu çok ünlü çizgi romancılara gidip çizdiğine cizeceğine yazdığına yazcağına pişman olmuş bir çizgi romancı olarak yazıyorum (bu bahsettiğim tarihler çok eski değil 2-3 yıl öncesinden bahsediyorum).
Mit doğru noktalara değinmiş ama her işin zamanı var, ayrıca maruz kaldığın yaş önemli. Talat Güreli'nin benim için "80'lerden sonra çıkan en iyi çizgi romancı." dediğini benim için övünç kaynağı olduğu için buraya yazayım.
Zehir ufak bir düzeltme fabisad Yabani eşleştirmesi yanlış. Hali hazırda ben Fabisad üyesi değilim, bildiğim kadarıyla Galip Dursun ve editörlerimizden Özgün Muti harici Fabisad üyesi yok.
Dışlanacak kadar büyük bir camia yok. En güzel örneği benim, kitabımı kendim bastım, çizecek dergi bulamadım dergiyide kendim çıkartıyorum. Arkamda yayınevi, dernek, gizli güçler vs. yok. Bu piyasada varsam sadece yaptığım işle varım. Beni dışlayan görmezden gelen "camia" var ama umurumda değil.


Çevrimdışı estelturin

  • **
  • 143
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
« Yanıtla #10 : 01 Aralık 2016, 23:13:56 »
Dışlanacak kadar büyük bir camia yok. En güzel örneği benim, kitabımı kendim bastım, çizecek dergi bulamadım dergiyide kendim çıkartıyorum. Arkamda yayınevi, dernek, gizli güçler vs. yok. Bu piyasada varsam sadece yaptığım işle varım. Beni dışlayan görmezden gelen "camia" var ama umurumda değil.

Abi nedir bu camialar, lobiler şunlar bunlar ben anlamıyorum. Nobel' de lobi, İhsan abinin bize göstermesiyle öğrendik Hugo'da lobi, Türkiye'de de lobi... Hadi dış camiayı anladık pasta çok çok büyükte, bizim içi dolu turşucuklar bile adam kayırıyorsa pes pes pes!!!
İnsan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.

Çevrimdışı devrimk

  • **
  • 153
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yerli çizgiromanları eleştirirken iltimas geçmeli miyiz?
« Yanıtla #11 : 01 Aralık 2016, 23:33:56 »
Dışlanacak kadar büyük bir camia yok. En güzel örneği benim, kitabımı kendim bastım, çizecek dergi bulamadım dergiyide kendim çıkartıyorum. Arkamda yayınevi, dernek, gizli güçler vs. yok. Bu piyasada varsam sadece yaptığım işle varım. Beni dışlayan görmezden gelen "camia" var ama umurumda değil.

Abi nedir bu camialar, lobiler şunlar bunlar ben anlamıyorum. Nobel' de lobi, İhsan abinin bize göstermesiyle öğrendik Hugo'da lobi, Türkiye'de de lobi... Hadi dış camiayı anladık pasta çok çok büyükte, bizim içi dolu turşucuklar bile adam kayırıyorsa pes pes pes
Yani var yok diyemeyiz ama ateş olsa cürmü kadar yer yakar, ciddiye almaya gerek yok.