Burayı işgal etçem ben:
Bir garip gemiyim, demirlemiş limanda. Garip derken iki anlamda da yani… Hem yalnız, bir başına koca limanda, sağı solu tekneler, koca gemiler olmasına rağmen; hem o kadar ilginç ki yapısı. Büyükçe yelkenleri var, motorun izi yok nostaljiye nispet yapıyor sanki. Küpeştesi de bir modern ki, kıç tarafı karalanmış kâğıtlar, sancakta bir dolu kitap… Ahşap kokusuna sayfaların küfü karışıyor, iyotla harmanlanıyor burunlara çarpmadan önce. Bir kaç mürettebatı var, bir inerler gemiden bir binerler.
Bir garip denizciyim gemimde. Kaptan benim, mürettebat olurum başka gemilerde. Dimdik ayakta durmaya çalışırım, gemim ilişkiler denizinde sallanırken. Az kişi biner gemime, giren hoş gelmiştir.
Bir garip denizciyim her limanda bir sevgilim, gemime rüzgâr dolmaz, yol alamam. Onlar bekler kendi şehirlerinde, ben limanda rüzgârın yolunu gözlerim. Bir garip denizciyim her limanda bir sevgilim, kendi limanımda yapayalnız!