Kayıt Ol

2312 - Kim Stanley Robinson

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #15 : 25 Ekim 2016, 00:49:43 »
Özellikle "mit kalite standartı" ile şu kitabı mı daha çok bekledin yoksa Karabükspor şampiyonluğunu mu diye sorsanız açık ara bu kitap derim herhalde. Sonuçta futbol ile ilgilenmiyorum ama insanın kanı çekiyor bazen stadın yanında geçerken...

Son zamanlarda parasal sıkıntılardan dolayı çeviri olan kitaplardan, çizgi romanlardan istediklerimi gözümü kırpmadan alamıyorum. Elli kişiye "oğlum çeviri nası sence? ne anladın sen şimdi bi anlatsana bakayım?" falan diye soruyorum ama bu kitabın çevirisinden şüphem yok. Gömeceğim birazdan kredi kartına 36 ay taksiti. :P
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #16 : 25 Ekim 2016, 13:33:51 »
Hahaha :D O zaman sana da keyifli okumalar Marius. Okuma hızın taksit sayınla ters orantılı, beğeni katsayınsa doğru orantılı olsun.

Bay_Karamsar'ın "Şu anda ne okuyorsunuz?" konusuna yaptığı (ve benim de çok sevdiğim) giriş bölümüyle ilgili yorumu da şuraya bırakayım da galaksiye bir hayrım dokunsun.

2312 - Kim Stanley Robinson

İlk 30 sayfayı bitirdim. Giriş kısmı ayrı inceleme konusu. Bilimi kullanarak, Merkür'e gidip gelmiş gezgin gibi aktarılmış. Bilimsel veri, deneyimlerin yarattığı duygusal tecrübeleri hor gören soğukluktan uzak. "Ne ilginç yermiş, nasıl da farklı bir kültür gelişmiş." dedim. Şehirleriyle birlikte hareket eden Güneşgezerler; çevreyi sanat eseri olarak şekillendirme; kültürün bilimsel atılımlar ile olan bağının birer örneği gibi.

Şehrin raylar üstünde yürümesini sağlayan mekanizmanın genleşme özelliği gibi basit bir temel üstüne dayanması hoşuma gitti.

Okumaya devam.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Lordmuti

  • ****
  • 1123
  • Rom: 35
  • Time is a drug. Too much of it kills you.
    • Profili Görüntüle
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #17 : 25 Ekim 2016, 18:23:08 »
Ben de aldım kitabı, yarın başlıyorum inşallah. Etrafa da hava atacağım okurken, bakın bu kitabın çevirmeniyle yağmur altında çok romantik bir yürüyüş yapmıştık diyeceğim :D



İmparator olmayı canım kolay mı sandın?
Dünyaya kazık çaktım duyulsun adım.

Çevrimdışı Lordmuti

  • ****
  • 1123
  • Rom: 35
  • Time is a drug. Too much of it kills you.
    • Profili Görüntüle
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #18 : 15 Kasım 2016, 14:37:12 »
Kitabı bitirdim. Genel olarak kitaba 7/10 veriyorum ama kitabı ikiye ayırmak lazım; bir kısım ana karakterlerin içine dahil olduğu öykü diğer kısım ise kitabın anlattığı evren hakkında bilgiler verilen bölümler. İlk kısma puanım 6/10, ikinci kısma ise 8/10.

Aşağıda yazdıklarım SPOILER içeriyor. Spoilersız yazmaya çalıştım ama bazı şeyleri anlatabilmek için spoiler vermek zorundayım, kitabı bitirmediyseniz okumanızı tavsiye etmem.

İlk olarak ana karakterlerin yaşadıklarının anlatıldığı kısımlardan bahsedeyim. Ana karakterlerin yaşadığı şeyleri açıkçası pek çok noktada gereksiz buldum. Bana "felsefi derinlik" olsun diye kasılmış kısımlar gibi geldi çoğu şey. Karakterlerin arasında geçen ilişkileri de pek ilgi çekici bulmadım, çünkü etrafta yaşananları çıkarınca geriye kalan şey "Zor şartlar altında beraber yaşamak zorunda kalmış zıt karakterli iki kişinin sonunda aşkı bulması" oluyor. Ve bence tema ve bunu anlatırken yapılan "felsefe" çoğu yerde kitabın bilimkurgu yönünün önüne geçip dikkat dağıtıcı oluyor.

Evrenin anlatıldığı "lore" kısımlarına gelirsek, buraları genel olarak daha çok sevdim. Bunu sadece kitap içindeki alıntılar, listeler, kuantum yürüyüşü vs. bölümleriyle sınırlamıyorum. Karakterlerin fular takıp goygoy yaptığı kısımlar haricinde güneş sisteminde dolaşırken gördüğü şeyler, geçmişle ilgili konuşmaları da buraya dahil. Kitabın bu kısmı bence çok daha başarılı olmuş, keşke daha fazla böyle şey olsaymış.

Kitabın işlediği temalar için arka kapakta "politika, cinsiyet ve insan doğası gibi kavramları uzay gemileri, yapay zekâ ve uzak gezegenler" gibi şeyler geçiyor. Bunları tek tek incelemek gerekirse;

Politik olarak bazı manevralar gördük ancak çok büyük etkisi olan aman yarabbim nasıl bir güç denecek şeyler görmedik. Bu konuda Enginlik Serisi(Leviathan Uyanıyor ile başlayan Expanse kitapları) daha başarılıydı bence. Oradaki politik oyunların yarısı bile yoktu bu kitapta, daha ufak çaplı şeyler yaşanıyordu. Ama kitabın asıl derdi bence bu değildi, çok derin işlenmemiş olması sıkıntı yaratmadı. Daha fazlası olsa güzel olurdu evet ancak şu andaki hali kitabın derdini anlatmasına yetecek kadar şey içerdiği için yeterliydi.

Cinsiyet konusuna gelince... Kitabın bence arkasını en çok boş bıraktığı yerlerden biri buydu. Tamam bir sürü cinsiyet var, alt cinsiyetler var, lgbti'yi geçtim artık daha da özelleşmiş erdişi, rahimli erkek vs. gibi şeyler var. Ama tüm bu cinsiyet farklılıkları her nasılsa cinsiyet konusunda hiçbir dini, kültürel, toplumsal, ahlaki kaos çıkarmadan ortaya çıkmış gibiydi. Kitapta tek bir yerde cinsiyet ve dinle alakalı şey geçti, o da çok sonda; neredeyse dini ve dinlerin cinsiyete bakışını yerer nitelikte, kitabın "kötü" karakterine ait bir özellik anlatılırken geçti. Çift cinsiyetliliğin sonradan hormonla, ilaçla vs. geçilebilen bir şey olduğu ya da ana rahmindeki fetusun bu hale getirilebileceği söyleniyor kitapta. Ayrıca deniyor ki ne kadar erken çift cinsiyetli, erdişi vs. artık ne olacaksa birey onu olursa, o kadar da uzun ömürlü oluyormuş. Bunlardan başka bir şey yok kitapta. Herkes birbirinin cinsiyetine saygılı, farklı cinsel rolleri üstlenmek konusunda kimsenin bir problemi yokmuş gibi görünüyor hatta ana karakterlerimiz bile bunu yaptıklarından bahsediyorlar. Tamam her şey iyi hoş da, e hani dinlerin bu konuya olan etkisi? Düşünsenize şu anda böyle bir şey ortaya çıksa nasıl bir kaos yaşanır? Dünyanın çivisi çıkar yahu. Kitapta 2000'lerden 2312'ye kadar 300 yıllık bir tarihten bahsedilip bir sürü şey anlatılırken "cinsiyet devrimi" konusundan işte oldu bitti çok da güzel oldu dışında hiç bahsedilmemesi bana kolaya kaçma gibi göründü. Böyle bir şeyin kabul edilip tüm insanlık tarafından benimsenmeden önce gerçek hayatta çok daha fazla karışıklık çıkarmasını beklerdim.

Gelelim uzay, gezegenler, kolonicilik, uzayda seyahat, terraforming gibi daha "hardcore" bilimsel konulara. Kitabın en güçlü ve en sevdiğim yönü burasıydı. Uzaya çıkan insanın yaşadıkları, uzaydaki teraryumların mantığı, çeşitli gezegenlerin ve buralara kurulan kolonilerin özellikleri, her gezegenin kendi karakteristik özelliğinden dolayı oraya kurulan kolonilerin farklı oluşu ve insanların da buna uygun olarak her gezegende kendine özgü alt-insan özellikleri kazanması vs. çok iyi kurgulanıp işlenmişti. Teraryumlar, Tanyeri, Uzay asansörleri, güneş ışığı satan vulkanoidler vs. hepsini çok başarılı buldum. Dünyanın düştüğü hal, hayvanların uzaydaki teraryumlarda saklanması, küresel ısınmayla denizlerin yükselmesi vs. de iyi işlenen konulardandı.

Yapay zekalardan bahsedeyim son olarak. Başlarda söylemiştim ama bu AI ile alakalı kısımlar yetersizdi. Kitapta o kadar çok şey anlatmak istemiş ki yazar bence ana senaryoda da önemli yer kaplaması gereken, karakterlerin başından geçen ana konunun en önemli sorusu olan AI hakkında daha fazla şey olması gerekiyordu.

Asıl olarak kubi-insan ilişkisini, onlar arasındaki iletişimi vs. görmek isterdim ki buna benim istediğimden çok daha az yer verilmiş maalesef. Sonlara doğru yapay zeka nedir, doğası nedir vs. konulara daha derin olarak girildi ancak dediğim gibi ana karakterler arasındaki ilişki hep daha öndeydi. Ana karakterimizin kubisi de öyle bir kodla programlanmış ki söylediği çoğu şey laf kalabalığıydı, Pauline ile Swan arasındaki konuşmalar bazı yerlerde sinirime dokundu, çok fazla atıştılar. Genelde AI-insan ilişkilerini severim ama belki kitapta Swan karakterini pek sevmediğim için bana itici gelmiştir. İki ana karakter dışındaki yardımcı karakterler de kitabın ortalarına kadar "daha sonra daha sonra, şimdi olmaz yarın" diyerek ana konuyu pek açıklamadılar, bu nedenle kitabın ilk yarısını biraz zor okuduğumu, sıkıldığımı itiraf etmem gerek.

Kitabın ortasına kadar bunlar hakkında pek fazla şey söylenmediği yetmezmiş gibi, kitabın sonunda da işte çeşitli sabotajları yapan, saldırılar düzenleyen "kötü" adamın bunu neden yaptığı, nasıl yaptığı, AI kubileri nasıl programladığı vs. konularından hiç bahsedilmeden kitap bitiyor. Araştırma yapıyorlar, bozuk yapay zekaları buluyorlar ve neredeyse hiç sorgulamadan sürgüne yolluyorlar. Dört yüz tane insandan ayırt edilemeyecek kadar gelişmiş yapay zekayı ve birkaç normal insanı bir asteroid gemisine kilitleyip evrenin diğer ucuna yolluyorlar ya, bir de merhametliyiz aa süperiz bakın diye kendi ahlakını övüyor polis şefi falan. Hey allahım, oralar o kadar hızlı geçildi ki bence tam bir saçmalıktı yani yaşananlar.

Kitap aslında burada bitmiyor, bir de Swan ve Wahran'ın evlenmesini falan görüyoruz ama benim sormak istediğim soruların hiçbiri cevaplanmıyor, şöyle olabilir böyle olabilir bu nedenle yapmışlardır belki de denip geçiyor. Yapay zekaları alıp incelemiyorlar, nasıl bu şekle gelmiş, bunları geliştirebilir miyiz kullanabilir miyiz vs. hiç tartışılmıyor. Benim için hiç tatmin edici bir son olmadı bu nedenle.

Genel olarak kitabın anlattığı hikayeyi "eh işte, daha detaylı olabilirdi"; karakterleri "üf yeter artık ana konuya geçin"; geçtiği dünyayı ve tarihi, coğrafyayı, uzayı vs. anlattığı kısımları ise "vay be süpermiş, daha çok istiyorum" olarak değerlendiriyorum.

Çeviri ve editörlük konusunda öncelikle İhsan abi başta olmak üzere kitapta çalışan herkese şapka çıkararak selam veriyorum. Kitap içindeki alıntılar, listeler ve kuantum yürüyüşü kısımlarını çevirebilmek her yiğidin harcı değil. Özellikle alıntılar kısımları ansiklopedilerden alınmış, başı-sonu olmayan cümleler halinde şeylerle dolu. Bunları anlamı kaybetmeden çevirmeyi başarmışlar. Kuantum yürüyüşü kısımları ise aman yarabbim nasıl bir şey, ben okurken yoruldum siz çevirirken neler çektiniz kim bilir. Helal olsun, okuduğum en temiz kitaplardan biriydi bu konuda.



İmparator olmayı canım kolay mı sandın?
Dünyaya kazık çaktım duyulsun adım.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #19 : 15 Kasım 2016, 15:02:53 »
Öncelikle... Hahahaha :D Tam da çevirirken benim sinir olduğum yerleri beğenmemiş, hayran olduğum kısımlarınıysa sevmişsin. Demek ki bende bir sorun yok! Oley! *\o/*  Çevirirken sürekli sıkıldığım, oflayıp pufladıım için "Acaba sorun bende mi? Bu sayfalara bir okur gözüyle farklı mı görürdüm?" diye düşünüp durmuştum. Tabii bu herkes için böyle olacak diye bir şey yok. Tam tersine, bu kısımlardan keyif alan birileri illaki çıkıp "Höyt!" diyecektir bize. Mesela Bay Karamsar'ın incelemesinden anladığım kadarıyla o gayet memnun durumdan.

Bir de senin aksine ben Swan ile Pauline arasındaki tartışmaları genel itibariyle keyifli bulmuştum. Hatta birkaç yerde güldüğümü bile hatırlıyorum. Pauline, Kiran'la birlikte kitaptaki en ilginç karakterlerden biriydi bence.

İkinci olarak alıntılar, listeler ve kuantum yürüyüşü kısımlarındaki övgün için de çooook teşekkür ederim. Kitabın çevrilmesi en zor kısımları bunlardı. Hatta şimdiye dek çevirdiğim en zor şeydi desem yeridir. Tıbbi terimlerle ilgili doktorluk okuyan arkadaşlarımdan yardım aldığım da doğrudur ;)

Detaylı yorumun için de kendi adıma teşekkür ederim :) Okuyan diğer arkadaşlar neler diyecek merakla bekliyorum.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #20 : 15 Kasım 2016, 18:38:47 »
Swan ile Pauline karşılaştırırsam, tartışmasız Pauline daha sempatik gelir :D

Kitap değindiği konularda daha fazlasını isteyenlere pek bir şey sunmuyor. Günahı demesem de kısmen eksikliği bu sanırım. Ama o zaman da yazar için yaz yaz bitmez anacığım :D Bu durumda bizim için de oku oku bitmez :D Sanırım ben az bilgiyle yetinip aradaki boşluğu dolduran okurlardanım :) Ha tabii o az bilgi de sonuca bağlayabileceğim meziyette olmalı. Ben cinsiyet konusundaki toleransın, insanların güneş sistemine dağılmasına bağlıyorum. Binlerce irili ufaklı, kendi halinde yaşayabilen topluluk, hepsini kapsayacak dini bir otoritenin kontrolünü zorlaştırıp ve etki alanını kısıtlar. Herkes başka telden çalabiliyor. Eh, millette birbiriyle fazla ilişemediği ve bu sebeple ilişmediği için bu gibi yazılı olmayan toplum sözleşmeleri ortaya çıkabilir.

Bu cevap kitabın değil benim kendi kendime verdiğim bir cevap olduğu için Kim Stanley Robinson bu konunun altını fazla doldurmamış oluyor gene :D

Çevrimdışı kara

  • **
  • 71
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #21 : 15 Kasım 2016, 18:54:40 »
Fuardan temin ettim bugün okuma sırasının en üst basamağına dahil ettim.
"Her bilge adamın korktuğu üç şey vardır: Fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı birinin öfkesi."

-Patrick Rothfuss

Çevrimdışı Elendil_XX

  • ***
  • 504
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #22 : 18 Kasım 2016, 14:11:40 »
Kitap hem İlknokta'da hem de Kitapyurdu'nda tükenmiş görünüyor. Eee kitabın çevirisinde sayın İhsan Tatari gibi birinin imzası bulununca insanlar deli gibi satın alıyolar  :D. Yazardan dolayı değil yani çevirmenden dolayı u_u[*]asjdfgjasfh[/*]

O değilde diğer sitelerde de tükenmeden almak lazım, uyarmadı demeyin. :P

Çevrimdışı kara

  • **
  • 71
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #23 : 19 Kasım 2016, 22:00:10 »
Evet bende tükenmiş olduğunu görünce şaşırdım bakma sebebimde fuarda aldığım fiyatı karşılaştırmaktı oysa(devir hesap devri efendim) valla Sayın İhsan bey sattırdı kitabı:-)
"Her bilge adamın korktuğu üç şey vardır: Fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı birinin öfkesi."

-Patrick Rothfuss

Çevrimdışı ClayBonner

  • *
  • 13
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #24 : 19 Kasım 2016, 22:34:00 »
D&R de hala satışta

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #25 : 20 Kasım 2016, 03:44:49 »
Arkadaşlar olayın aslını öğrendim dün. Kitap tükenecek kadar satmadı henüz. Olay şu:

Daha dağıtım sırasında D&R kitabın büyük kısmını satmak için almış. O nedenle D&R ve Idefix gibi yerlerde mevcut. Ama elbette hepsini satamaz. Büyük kısmını geri iade edecek yayınevine. Onlar da bu tükenen yerlere verecek.

İthaki böyle dedi :) Olay D&R'ın açgözlülüğünden. Kitabın satışında bir sıçrama yok yani.

Çevrimdışı Elendil_XX

  • ***
  • 504
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #26 : 20 Kasım 2016, 13:48:17 »
Bir bit yeniği olduğunu anlamıştım zaten. Daha ilk haftalarında tükenecek bir kitap türü değil kesinlikle 2312. Bakınız aynı türdeki Cebirci'yi 3-5 kişi satın almıştı. :P

Öte yandan aslında bu durum kitabın daha çok satmasını sağlayabilir, insanlar diğer sitelerde de tükenecek ya da "vay arkadaş kitap tükeniyor, demek ki bayağı iyi bir eser" deyip satın alabilir. :D

Ki inşallah da öyle olur. Dilimizde bu tip kitapların daha çok çevrilmesi için satması lazım. Satsın ki, gelsin Mars Üçlemesi, gelsin Culture serileri... :hömm:

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #27 : 20 Kasım 2016, 17:57:14 »
Ben de diyorum ne oluyor? Acaba fuara mı çektiler tüm stoku diye düşündüm hatta. Bu kadar kısa sürede o kadar satması imkânsız çünkü. Yine de inşallah ikinci baskıyı görür tabiğğğğ...

Bu arada İdefix'e bakılırsa "Kızıl Mars" Kabalcı tarafından tekrar basılıyor. Stoklara giriş tarihi 29 Kasım. Serinin telif hakları hâlâ ellerinde mi, gerisi gelir mi, yoksa nemalanmak mı istiyorlar yakında belli olur.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı RedElf

  • **
  • 116
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #28 : 20 Kasım 2016, 19:13:20 »
Ben de diyorum ne oluyor? Acaba fuara mı çektiler tüm stoku diye düşündüm hatta. Bu kadar kısa sürede o kadar satması imkânsız çünkü. Yine de inşallah ikinci baskıyı görür tabiğğğğ...

Bu arada İdefix'e bakılırsa "Kızıl Mars" Kabalcı tarafından tekrar basılıyor. Stoklara giriş tarihi 29 Kasım. Serinin telif hakları hâlâ ellerinde mi, gerisi gelir mi, yoksa nemalanmak mı istiyorlar yakında belli olur.

Kızıl Mars'ı beğenememiştim bir türlü. Çok politik gelmişti. Bitiremediğim kitaplar listesinde kendine yer bulmuştu hatta. :/

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
« Yanıtla #29 : 22 Ocak 2017, 18:48:45 »
Bir aylık bir okuma sürecinin sonunda bitirebildim.

Açıkcası kitabın hikayesine hiç takılmadım, takılsam hayal kırıklığına uğrayabilirdim. Hikaye yerine evren tasvirlerine odaklandım ve yazarın öngörü kabiliyetine vuruldum! Bu konudaki tek eleştirim cinsiyet tanımlarıyla ilgili kaleme aldıkları, bende o konuya yeterince kafa yorulmamış ama bahsetmeden geçilmek de istenmemiş izlenimi yarattı.

Çeviri konusuna sevgili mit dudak uçuklatan bir başarı sergilemiş! Böyle bir eseri dilimize kazandırmak gerçekten her babayiğidin harcı değil, yapılan göndermeleri kaçırmamak ve anlatılan tıbbı, teknik konuları çevirmek bir yana anlayabilmek dahi engin bir bilgi birikimine ihtiyaç duyuyor.

Kısacası 2312 benim çok çok beğendiğim bir kitap oldu ama bunun sebebi anlattığı hikaye değil; yarattığı evrenin bütünlüğü, değindiği konular ve yaptığı göndermelerdi.

"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie