Kayıt Ol

Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss

Çevrimdışı Mashiara

  • **
  • 119
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #420 : 09 Aralık 2015, 14:18:02 »
Seride Zaman Çarkıyla benzer noktalar var. Zaman Çarkının da kendinden önceki serilere benzerlikleri epey fazla. Ailler de fremenlerin(Dune Serisi) neredeyse kopyasıdır mesela.
Adın umrumda değil, kırmızı. Adını bilmek istemiyorum. Eğer en az ilk üç savaşından sağ kurtulursan belki o zaman adını öğrenirim. Daha önce değil. Eskiden isimleri öğrenirdim, ama bu kahrolası bir zaman kaybıydı. Bir baş belasını tam tanımaya başladığımda kalkar ölürdü. Bu günlerde zahmet etmiyorum.-Horkin Usta-

Çevrimdışı Kitap Adam

  • **
  • 141
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #421 : 09 Aralık 2015, 14:20:38 »
Denna konusunda size aynen katılıyorum ancak Rothfuss'un onunla ilgili sürprizleri olacakmış gibi geliyor bana. Hikayenin kırılma anlarında önemli bir rol üstlenecek bence. Yoksa çekilecek dert değil :)
Ayrıca benim de en çok merak ettiğim şeylerden biri, hikayenin handan sonraki kısımlarının anlatılıp anlatılmayacağı. Bence anlatılır ama tek kitap yeter mi onca şeye, bilmiyorum. Seriye bir üçleme daha gelebilir belki.
"Zekâ, zulümle baş ettiği kadar kurnazlıkla baş edemez; kurnazlık vasatın zekâsıdır."

Çevrimdışı Grayswandir

  • ***
  • 815
  • Rom: 14
  • You may have heard of me.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #422 : 09 Aralık 2015, 17:07:19 »
İlk 700 sayfa bence çok kötüydü.

"Çok kötü"? Cidden mi? Kitabın çoğu bir de yani, ufak bir bölüm de değil. "Daha kötü" belki (katılmıyorum buna da), ama çok kötü kesinlikle değil. Kötü bile değil. Bu aksiyon beklentisi içinde okuyor olmanızın etkisi olabilir diye düşünüyorum. Gerçi Vintas bölümleri de pek durgun sayılmazdı, ama her neyse. Bana kalırsa Rothfuss'un asıl becerisi "günlük şeyleri" bile büyük keyifle okunabilir hale getirmesi zaten. Yani bunun bir kahramanlık öyküsü olmayacağı da ta başında söylenmişti bize aslında.  Pek teklediğini hissetmedim, tamamı akıp gidiyor bence kitabın. Ama bu görüşünüze dayanarak Auri'yle ilgili novellayı okumanızı tavsiye etmem, onu da ekleyeyim.

Denna ise, özellikle Kvothe'yle ilişkileri açısından ilgi çekici ve çok da önemli (zira Kvothe gayet vurguluyor önemini, ve bu onun hikayesi, dolayısıyla tartışmalı bir durum yok burada) bir karakter ama pek sevilmediği açık. Size has bir durum olmadığını söyleyebilirim. :D
In the beginning the Universe was created.
This has made a lot of people very angry and been widely regarded as a bad move.

#hayır

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #423 : 09 Aralık 2015, 17:41:24 »
İlk kitabı okumayanlar için yazacaklarım biraz spoiler içerebilir.

Bu çok kötü olayına ben de katılmıyorum. Artık Rothfuss'tan pek haz etmesem de, dilinin akıcı olduğunu söyleyebilirim. İkinci kitabı altı günde bitirdiğimi hatırlıyorum, ve her sayfasından da zevk almıştım. Bütün seride tek sevmediğim kısım, ilk kitaptaki Kvothe'nin ailesinin ölümünden sonra yaşadıklarını okuduğumuz kısımdı zaten. Geri kalan her bölüm hoşuma gitti benim. Özellikle de kitabın ikinci yarısı.

Denna ise. Ah, Denna. Birkaç yıl önce kitabı ilk okuduğum zaman sevdiğimi hatırlıyorum Denna'yı, en azından nefret etmiyordum. Ama o zamandan bu yana epey bir değiştim, hem kitap zevki olarak hem de bir insan olarak. Şimdi dönüp baktığım ve Denna'yı düşündüğüm zaman, gerçekten de itici bir karaktermiş yav. Ben de katıldım o gruba. ************ Denna! (yıldızlara istediğiniz küfrü yerleştirebilirsiniz, hayal gücünüze güveniyorum)

Çevrimdışı Oliver_

  • **
  • 216
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #424 : 09 Aralık 2015, 17:58:31 »
İlk 700 sayfa bence çok kötüydü.

"Çok kötü"? Cidden mi? Kitabın çoğu bir de yani, ufak bir bölüm de değil. "Daha kötü" belki (katılmıyorum buna da), ama çok kötü kesinlikle değil. Kötü bile değil. Bu aksiyon beklentisi içinde okuyor olmanızın etkisi olabilir diye düşünüyorum. Gerçi Vintas bölümleri de pek durgun sayılmazdı, ama her neyse. Bana kalırsa Rothfuss'un asıl becerisi "günlük şeyleri" bile büyük keyifle okunabilir hale getirmesi zaten. Yani bunun bir kahramanlık öyküsü olmayacağı da ta başında söylenmişti bize aslında.  Pek teklediğini hissetmedim, tamamı akıp gidiyor bence kitabın. Ama bu görüşünüze dayanarak Auri'yle ilgili novellayı okumanızı tavsiye etmem, onu da ekleyeyim.

Denna ise, özellikle Kvothe'yle ilişkileri açısından ilgi çekici ve çok da önemli (zira Kvothe gayet vurguluyor önemini, ve bu onun hikayesi, dolayısıyla tartışmalı bir durum yok burada) bir karakter ama pek sevilmediği açık. Size has bir durum olmadığını söyleyebilirim. :D
Katılıp katılmamanız pek bir şey değiştirmiyor, bana göre çok kötüydü.  Aksiyon beklentim yoktu çünkü serinin ilk kitabını değil ikinci kitabını okuyorum. Yazarın tarzını biliyorum yani. İlk 700 sayfada Kvothe yoktu sanki yerine basit bir karakter gelmişti ve bu hiç hoşuma gitmedi. Şöyle açıklayayım ilk kitapta Kvothe çok zeki, pratik bir öğrenciyken ikinci kitapta çalışarak bir yerlere gelen ama farklı bir şey gördüğü an  hemen afallayan bir öğrenci gibiydi. 700'den sonra bu durum düzeldiği için çok beğendim.

Çevrimdışı Kitap Adam

  • **
  • 141
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #425 : 09 Aralık 2015, 18:22:01 »
Zevkler tartışılmaz denir ya, gerçekten çok doğru :)
Serinin tamamını çok sevsem de, en çok Kvothe'nin ailesiyle ilgili o andan, üniversiteye gittiği ana kadar olan kısımları etkilemişti beni. Lavtasıyla tuttuğu yas, yeni yaşama uyum sürecini anlattığı kısımlar ve o bölümü anlattıktan sonraki "Ara-Sonbahar" bölümü.
"Zekâ, zulümle baş ettiği kadar kurnazlıkla baş edemez; kurnazlık vasatın zekâsıdır."

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #426 : 09 Aralık 2015, 18:34:22 »
Zevkler tartışılmaz denir ya, gerçekten çok doğru :)
Serinin tamamını çok sevsem de, en çok Kvothe'nin ailesiyle ilgili o andan, üniversiteye gittiği ana kadar olan kısımları etkilemişti beni. Lavtasıyla tuttuğu yas, yeni yaşama uyum sürecini anlattığı kısımlar ve o bölümü anlattıktan sonraki "Ara-Sonbahar" bölümü.

Bu mesajı okuyunca kendi yazdıklarıma tekrar baktım da, orada "ölümünden sonraki" değil de "ölümünden önceki" demem gerekiyordu. Benim asıl sevmediğim kısım ailesiyle olan gezileri, şu öğretmeni filan. O kısımları sıkıcı buluyorum. Neden ailesinin ölümünden sonra diye yazmışım bilmiyorum :D

Çevrimdışı Okur

  • **
  • 73
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #427 : 14 Aralık 2015, 23:10:47 »
iki kitabı da oldukça kısa bir zaman içerisinde araya başka bir kitap sokmadan okudum. Oldukça farklı ve keyifli ama biraz fazla iyimser dozda olduğunu düşündüğüm ve keyifle okuduğum ilk kitaptan sonra merakla diğer kitabı okumaya başladım. Açıkçası hikayenin genelinde bakınca öncelikle bana hikaye hiç de 3 kitapta bitecekmiş gibi gelmedi. Hikaye daha başlarında sanki. Oldukça detaylı bir şekilde anlatmış öyküsünü yazar. Toplamda 2000 sayfaya yaklaşan (normal kitap boyutlarında daha da fazlası hatta) öykü hiç sıkmadan gayet akıcı bir şekilde ilerliyor ama biraz kendini tekrar ederek. Kitap asla tanıtımında yazdığı gibi Yüzüklerin Efendisi ile birlikte anılabilecek bir öyküye sahip değil. Ayrıca bir okuyucu olarak ben yakışıklı, elinden her iş gelen, kızların kalbini yerinden hoplatan, cesur, herkesin bilmem ne kadar zamanda altından kalkabileceği işi çok daha kısa zamanda halledebilen, ne bileyim ne kadar zor görünse de durumdan kıvrak zekası ile kurtulabilen ve hatta bu zorluklardan kendine fayda çıkarmasını bilen, azimli, etrafında güvenilir dostları olan vs vs vs roman karakterleri okumaktan oldukça sıkıldım. Özellikle fantastik edebiyat türünde sonu gelmiyor bu tip karakterlerin. Kusurlu bir karaktere sahip, hataları olan, vicdan azabı ile yaşamak zorunda olan, hatalarının cezasını, tercihlerinin sonuçlarını ciddi şekilde ödemek, bunlarla yüzleşmek zorunda kalan zorunda kalan, siyah ile beyaz gibi iyi ile kötünün olmadığı daha canlı kanlı karakterler olmalı bence. King'in Kulesi mesela. Yazar kitabın ana karakterine hem manevi hem de fiziksel olarak çektirmedik üstelik de kalıcı acılar bırakmamıştı. Şok olmuştum kitabı okurken. Sayfaları çevirirken endişeleniyordum şimdi ne olacak diye. Bu kitaplara dönersek tekrar, gayet akıcı bir şekilde giden öykü keşke biraz daha kasvetli ve sert olsaydı. İşte o zaman gerçekten harika bir hikayeye sahip olabilirdi bu seri. Yine de serinin bir sonraki kitabını merak ederek beklediğimi de belirtmem gerekir.

Çevrimdışı Mashiara

  • **
  • 119
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #428 : 15 Aralık 2015, 09:34:58 »
Kusurlu bir karaktere sahip, hataları olan, vicdan azabı ile yaşamak zorunda olan, hatalarının cezasını, tercihlerinin sonuçlarını ciddi şekilde ödemek, bunlarla yüzleşmek zorunda kalan , siyah ile beyaz gibi iyi ile kötünün olmadığı daha canlı kanlı karakterler olmalı bence.

O zaman size eğer okumadıysanız Zaman Çarkını da öneririm.
Adın umrumda değil, kırmızı. Adını bilmek istemiyorum. Eğer en az ilk üç savaşından sağ kurtulursan belki o zaman adını öğrenirim. Daha önce değil. Eskiden isimleri öğrenirdim, ama bu kahrolası bir zaman kaybıydı. Bir baş belasını tam tanımaya başladığımda kalkar ölürdü. Bu günlerde zahmet etmiyorum.-Horkin Usta-

Çevrimdışı Okur

  • **
  • 73
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #429 : 15 Aralık 2015, 12:33:15 »
Şu an Zaman Çarkını okuyorum zaten. 3. kitabı yeni bitirdim 4 e başlamadım henüz. Araya Frank Schatzing' in Sürüyü  aldım. Zaman Çarkı ilk 3 kitap özelinde biraz hayal kırıklığına uğrattı, öyle alıp götürmedi beni. Bu kadar seveni varsa bir bildikleri vardır herhalde. Sürü' den sonra devam edeceğim kaldığım yerden ama şu ana kadar ki notu pek de yüksek değil gözümde. Epik bir hikaye bekliyorum, onca kitap ve sayfadan sonra. Aradığımı bulamazsam ciltli, güzel duruyor demem verdiğim paraya da kıyıp yakarım hepsini. :) King in Kulesini okurken de zaman zaman çok sıkılmıştım ve hayal kırıklığına uğramıştım ilk 4 kitap boyunca. Ama 5. kitap ve sonrasında öylesine inanılmaz ve vurucu anları vardı ki öykünün daha adam ne yazsın ki demiştim okurken. Daha azı kurtarmaz 14 ciltlik bu külliyatı da...

Çevrimdışı Kitap Adam

  • **
  • 141
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #430 : 15 Aralık 2015, 15:09:20 »
Yeri burası değil ama, konu buraya geldiği için kendi görüşümü belirteyim.
4. kitaba da bir şans verin. Bence serinin en iyi kitabı. Ama ilk altı kitap serinin en kuvvetli kitapları olarak kabul edilir genellikle. Yani ilk üç kitapta yaşadığınız hayal kırıklığı Gölge Yükseliyor'da da devam ederse, muhtemelen Zaman Çarkı sevdiğiniz tarzda bir seri değil ve sonraki kitaplar için de durum böyle devam edecek.
Ama yakmayın kitapları, okumak isteyen birine verin gitsin. :)
"Zekâ, zulümle baş ettiği kadar kurnazlıkla baş edemez; kurnazlık vasatın zekâsıdır."

Çevrimdışı Mashiara

  • **
  • 119
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #431 : 15 Aralık 2015, 16:24:54 »
Herkesin beğenileri farklı sonuçta bana göre ilk sayfadan itibaren eşsizdir ve bunu tartışmam bile. Tabi ki bu benim için böyle. Aradığınız epik hikayeyi ilk üç kitapta bulamadıysanız diğer kitaplarda da bulamassınız bence. Ama Kitap Adamın da yazdığı gibi 4. cilde de bir şans verebilirsiniz. Neyse çok uzatmayayım burası Kralkatili başlığı.Bu seriyi de severek okuyoruz ama bir Zaman Çarkı asla olamaz. Tabi ki yine bu sadece benim görüşüm ve okuma zevkime göre böyle :)
Adın umrumda değil, kırmızı. Adını bilmek istemiyorum. Eğer en az ilk üç savaşından sağ kurtulursan belki o zaman adını öğrenirim. Daha önce değil. Eskiden isimleri öğrenirdim, ama bu kahrolası bir zaman kaybıydı. Bir baş belasını tam tanımaya başladığımda kalkar ölürdü. Bu günlerde zahmet etmiyorum.-Horkin Usta-

Çevrimdışı Nightmare

  • ***
  • 627
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
    • Saklı Günlükler
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #432 : 27 Ocak 2016, 13:05:23 »
Serinin ilk kitabı olan Rüzgarın adı' nı yeni bitirdim. Uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardandı. Oldukça uzun ve detaylıydı. Sanki bir hikayenin başlangıcı gibiydi ama aynı zamanda bir giriş için oldukça fazla uzun bir hikayeydi. Ama benim açımdan bir mahsuru yok. Bu hikaye ne kadar uzarsa o kadar iyi.

Ayrıca üniversitedeki yaşantı ile Harry potter benzerliği çok bariz olsa da, bu da beni rahatsız etmedi. Tam tersi daha da çok  bağlandım hikayeye.

Çevrimdışı BlackOut

  • **
  • 71
  • Rom: 1
  • Mantık kontrolü eline aldığında insanlık ölür.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #433 : 11 Şubat 2016, 16:38:09 »
Şu an ikinci kitabını okumaktayım. Ne kadar yanlış yaptığımı bilsem de bir şeyler yazmak istedim. Yazarın amacını tam anlamadan eleştirmek istemem, bu yüzden yanlış yaptığımı düşünüyorum. Neyse fikrime gelince: Şöyle ki yazarı fazlasıyla akıcı ve tatlı dilli buluyorum. Kitabını okumaya devam etmemin tek nedeni de bu. Yazarın bu kadar klasikleşip, klişe şeyler yazmasını hiç ummamıştım. En azından bir iki yorumu okuyup başladığım kitaptan, yorumların yönlendirdiği biçimde, beklememiştim bunu. Kitaptaki tek ilgi çekici karakterin Kvothe olması beni üzdü. Ne bileyim Denna ilginç ama sıkıcı. Ambrose baştan aşağı kullanılan bir karakter, onun ne düşündüğü veya neden bir şeylere kalkıştığına dair hiçbir fikrimiz yok.
Spoiler: Göster
Yazarın kendi sözüyle tam bir "piç". Gerçek anlamda yani, köşeye itilmiş gibi.
Kvothe'un (Youtube ve sesli kitaplardan dinlediğim kadarıyla kıvoth şeklinde okunduğunu düşündüğüm isim) üniversitedeki arkadaşları tam bir muamma. Belki de yalnızca hayal kırıklığına uğradım bilmiyorum. Sonra belki onların kültüründe ilgi görmüş olabilir ancak bizde fakir ama başarılı(gururlu) genç dalga geçilme seviyesinde klasiktir. Benim görüşüm tabii. Her ne kadar beğenmesem de beğendiğim yerleri de oldu. Henüz üçüncü kitabı çıkmadı ama onu da okuyacağım tabii ki, yoksa merak insanı çatlatır.
Dipnot: Sırf neyi eleştireceğimi unutmamak için Denna'nın kendini aşıp tamamen "teenage drama" yaptığı yerlerin fotoğraflarını çekmiştim.
Benden böyle bir yorum almasının tek nedeni ise okuduğum ilk yorumların övüp övüp bitirememesi oldu.

Edit: Kitap bittikten sonra: Yedi yüzüncü sayfadan sonra üç yüz sayfada bütün hikaye ve anlatımın gücüyle saldıran yazar beni söylediklerime neredeyse pişman edecekti. Neredeyse. Yaklaşık bin beş yüz sayfa ortalama ilerledikten sonra üç yüz sayfa tempo tutturması sıkıldığım kısımları unutturamadı. Yine son yüz sayfada tempoyu alçaltarak bitirdi, ben heyecan doruktayken bırakmasını yeğlerdim. Son olarak belirtmek istediğim şu ki, böyle binlerce sayfalık şeyleri herkes yazmıyor, yazamıyor. Emeğinden dolayı yazara teşekkür etmekte fayda var.
“What is history but a fable agreed upon?”
-Napoléon Bonaparte


"He saw it in her eyes. The anguish, the frustration. The terrible nothing that clawed inside and sought to smother her. She knew. It was there, inside. She had been broken.

Then she smiled. Oh, storms. She smiled anyway.

It was the single most beautiful thing he’d seen in his entire life."

Çevrimdışı Nightmare

  • ***
  • 627
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
    • Saklı Günlükler
Ynt: Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss
« Yanıtla #434 : 21 Şubat 2016, 15:54:17 »
İkinci kitap da bitti. Yukarıdaki yorumlara bakarak ben hiç bir eleştiri yapamayacağımı farkettim. Ne Denna ile ilgili eleştirilere, ne de kitabın ilk kısımlarıyla ilgili olanlara. Kitabın her bir sayfası akıcılıktan çok daha öteydi bence. Kesinlikle su gibi akıp gidiyordu. Bence bu yazar bir harika.