Kayıt Ol

Kralkatili Güncesi - Patrick Rothfuss

Çevrimdışı kahlan amnell

  • ***
  • 786
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #90 : 07 Şubat 2012, 09:09:30 »
Bilge Adam'a başlıyordum, Rüzgarın Adı'nın son birkaç sahnesini hatırlayayım dedim, kitaba baştan başladım :) Ne güzel eser bu.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #91 : 09 Şubat 2012, 19:28:09 »
700lü sayfalara gelene kadar kitap sürükleyici, ancak yeni bir şey katmayan cinstendi. Ne olduysa oradan sonra oldu zaten. Felurian'ın ortaya çıkışıyla başlayan yükseliş, Adem Fedaileri ile devam etti. Kitaba dair yorumlarımın tamamını incelemeye saklıyorum, ancak bir şeye de değinmeden edemeyeceğim. Kitabı fazla uzun buldum, fakat sırf Adem Fedaileri için bile okunabilir. Rothfuss zekasını tüm kitapta sanki sadece onlar için özenle saklamış gibi. Onların geçtiği bölüm diğer bölümleri ciddi anlamda sönük bırakıyor.
Yine de kitabın genelinde daha farklı bir beklentim vardı. Yanlış anlaşılmasın, bu benim zor beğenen yanımın etkileri. Okunan kitap türlerine ve aranan tada göre değişiklik gösterecek bir şey bu. Birçok okur benimle aynı görüşü paylaşmıyor bile; kitabın tamamını el üstünde tutuyorlar. Ancak benim gibi daha derinlere odaklı bir okursanız o zaman işler biraz karmaşıklaşıyor. Macera üzerine kurulu kitaplar artık size tat vermiyorsa, o zaman muhtemelen benim gibi düşüneceksiniz.

Ne olursa olsun, Adem Fedaileri zekice tasarlanmış ve gerçekten emek verilmiş kültür. Kitabın tamamının Ademre'de geçmesini bile isteyebilirdim.  

*Eliyle derin saygı işareti yapar.*

Çevrimdışı Yedaself

  • *
  • 4
  • Rom: 0
  • It was a journey to say "goodbye"...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #92 : 09 Şubat 2012, 23:53:40 »
İlk kitabı bitirdim ama üçüncü kitabın ne zaman çıkacağını bilmediğim için ikinciye başlamaya korkuyorum. İlk kitap çok iyiydi, hikayeler ve arada handa olanların anlatılışı falan kitabın düz bir çizgide ilerlemesini önlemiş.

Çevrimdışı minrand

  • **
  • 80
  • Rom: 19
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #93 : 21 Şubat 2012, 18:52:39 »
Bu mesaj 3. kitapla ilgili tahmin teori ve yorumlarımı içermektedir ve ilk iki kitaptan bol miktarda spoiler içerir.

Spoiler: Göster

İlk olarak, Kvothe'un annesinin Meluan'ın ablası Lady Lackless(Kilitsiz) olduğuna inanıyorum.Meluan'ın ablasının gençliğinde Edema Ruhların kumpanyasına katılıp evini terk ettiğini biliyoruz.Laurian'ın da soylu bir aileden geldiğini göz önünde bulundurursak Meluan ve Laurian'ın kız kardeş olmaması için herhangi bir sebep yok.Ayrıca Kvothe ve Meluan ilk kez karşılaştığında Kvothe Meluan'ı daha önce gördüğünü ya da kendisine birini anımsattığını düşünmüştü.Sanırım bunun sebebi Laurian ve Meluan'ın kardeş oldukları için birbirlerine benzemeleri. Hem düşününce Meluan ve Laurian isimleri arasında bir harmoni var gibi.Ayrıca eğer bu teorim doğruysa Kvothe de Kilitsiz ailesine mensup olur ve Meluan'ın sahip olduğu kutu ve içerisindeki üzerinde hak sahibi olur. Hatta Laurian'ın büyük kız kardeş olduğunu da göz önüne alırsak kutu aslında bir bakıma Kvothe'un sayılır.


Kutunun kime ait olduğu kadar hatta bence daha önemli olan soru ise kutunun içinde ne olduğu sorusu.Akla gelen ilk tahmin kutunun Jack'in kutusu olduğu ve içinde ayın isminin olabileceği.İlk bakışta zorlama bir tahmin gibi gözükmesine rağmen bu seriden öğrendiğim bir şey varsa o da her hikayede (masalda) ufakta olsa bir doğruluk payı olduğudur. Felurian ayın çalınmasının çok önceden gerçekleştiğini ve son barış umutlarını da yok ettiğini söylemişti, kutunun da binlerce yıllık olduğunu düşünürsek o kadar imkansız değil gibi sanki.Kutunun bu kadar yıldır açılamaması da ilginç tabi.Sanırım kutunun açılabilmesi için ileri derecede zeka-büyü-beceri kombinasyonunun yanı sıra Kilitsiz ailesinin bir ferdi olmakta gerekli olabilir.Bu hem kutunun neden bu kadar uzun süredir açılamadığını bir nebzede olsa açıklar.Hem de Kvothe'un Kilitsiz ailesinin bir mensubu olduğu teorisini destekler.Çünkü bana göre kutuyu ve içindeki her neyse onu Kvothe feylere yada Chandrialılara yada henüz karşılaşmadığımız birilerine karşı kullanacak.


Gelelim Denna ve onun hamisine.Her ne kadar Dennadan zerre kadar hoşlanmasamda (Bence Patrick Rothfuss Devi-Kvothe çiftini ciddi ciddi düşünmeye başlasa hoş olabilir.Bu sayede hem Dennadan kurtulmuş olur hem de okuması inanılmaz keyifli olan Devi karakterini daha fazla görmüş oluruz.Birde çocukları olduğunu düşünürsek olası devam kitapları için elimizde bir insan için fazla kusursuz olabilecek bir karakter de yaratmış oluruz;D Kvothe'u de baş göz ettiğime göre kaldığım yerden devam ediyorum.) Denna'nın hamisi için elimdeki en iyi tahmin Alveron'un sarayındaki lordlardan biri olan Bredon.Her ne kadar Bredon'un Denna'yı dövdüğüne inanmak istesemde en mantıklı tahmin Bredon gibi duruyor.Denna sadece para için dayak yemeyi kaldırabilecek bir karakter değil.Bu sebeple hamisinin para ve korumadan daha fazlasına sahip olması gerekli. Sanırım hepimiz Bredon'un ne kadar zeki olduğu konusunda hemfikiriz.Sonuçta bu adam bir strateji oyununda(tak) Kvothe'u defalarca yenerek üstün zekasını ispatlamış biri bence.Ayrıca Denna Kvothe-Simmon ve Wilem'le büyü hakkında konuşurken kendisinin de bir çeşit büyü veya büyü türevini bildiğinden bahsetmişti bunu hamisinden öğrenmiş olması makul bir varsayım olur sanırım.Hatırlarsanız Alveron'un soylularının Kvothe'a getirdiği hikayelerde Bredon'un pagan ayinleri yaptığı söylentileri de vardı.Bir kez daha ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyorum ve Bredon'un bir çeşit büyü gücüne(pagan ayinleri söylentisinin kaynağı) sahip olduğunu ve bunu Denna'ya da öğrettiğini iddia ediyorum.Hatta Bredon Chandrialılardan biri veya onlar için çalışan biri (sanırım bu akla daha yatkın) bile olabilir.Eğer durum buysa Bredon'un büyü yapmayı nasıl öğrendiği sorusuda cevaplanmış olur.


Evet gelelim Kvothe ve yüzükleri mevzusuna.

                                   Bir elindeki yüzükler taştı,
                                   Demir,kehribar,kemik ve tahtaydı.
                                   Diğer elindeki yüzükler görünmezdi.
                                   Biri akan kandan bir şeritti.
                                   Ve buz yüzüğünde bir çatlak vardı.
                                   Alev yüzüğü hafif hafif parlardı.
                                   Ve son yüzüğün yoktu bir adı.


Burada bahsedilen kemik ve tahta yüzüklerin Alveron'un uşağı Stapes ve karısı Meluan'ın Kvothe'a verdiği kemik ve tahta yüzükler olması olası.Demir ve kehribar yüzükler hakkında bir fikrim olmamasına rağmen belki Auri'nin Kvothe'a verdiği yüzüklerden bahsediliyor olabilir.Bu yüzükler sihirsel güçlere sahip olmasada taşıdıkları sembolik anlamlar hikaye için son derece önemli olacakmış gibi gözüküyor.Öte yandan diğer eldeki yüzükler tamamıyla farklı bir konu.Hatırlarsanız Elodin eskiden isimlendiriciler herhangi birşeyin gerçek ismini öğrendiğinde onlara ödül olarak yüzük takılmasının gelenek olduğundan bahsetmişti."Alev yüzüğü hafif hafif parlardı" bu dizeden Kvothe'nin ateşin gerçek ismini bulduğunu çıkarabiliriz."Ve buz yüzüğünde bir çatlak vardı" buz yüzüğü suyun gerçek adı için sanırım."Biri akan kandan bir şeritti." pek emin olmasamda kanın gerçek ismini bulmuş olabilir."Ve son yüzüğün yoktu bir adı." bu yüzük tamamen farklı bir yüzük olabileceği gibi rüzgarın ismi için kazandığı bir yüzükte olabilir.Zaten rüzgarın ismine de sürekli sahip olmadığını göz önüne alırsak yüzüğün isminin olmaması o kadar garip değil sanki.


Son olarak Kilitsiz ailesiyle ilgili yazılan şiir bana fazlasıyla ilgi çekici gelmişti.

                                   Yedi şey durur girişte
                                   Kilitsiz kapının önünde
                                   Biri takılmayan bir yüzük
                                   Biri tövbe edilmiş bir sözcük
                                   Biri doğru olması gereken bir an     
                                   Biri bir mum,işıksız kalan
                                   Biri bir oğul,kan getiren
                                   Biri bir kapı sele geçit vermeyen
                                   Biri bir şey bırakılamayan
                                   Sonra gelir uykuyla bastıran.
 

Bu şiiri nasıl yorumlamam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim olmamasına rağmen sanki çok fazla şey anlatıyo gibi hissetmişimdir hep.

Not:Kitaplar yanımda değilken yazdığım için bazı isimlerde hata yapmış olabilirim.Şiirleri kitabı okurken not almıştım onlar da kitaptakilerden birazcık farklı olabilir.



"oh lord, if there is a lord,
save my soul, if i have a soul."

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #94 : 21 Şubat 2012, 19:47:48 »
Bu mesaj 3. kitapla ilgili tahmin teori ve yorumlarımı içermektedir ve ilk iki kitaptan bol miktarda spoiler içerir.

Spoiler: Göster

İlk olarak, Kvothe'un annesinin Meluan'ın ablası Lady Lackless(Kilitsiz) olduğuna inanıyorum.Meluan'ın ablasının gençliğinde Edema Ruhların kumpanyasına katılıp evini terk ettiğini biliyoruz.Laurian'ın da soylu bir aileden geldiğini göz önünde bulundurursak Meluan ve Laurian'ın kız kardeş olmaması için herhangi bir sebep yok.Ayrıca Kvothe ve Meluan ilk kez karşılaştığında Kvothe Meluan'ı daha önce gördüğünü ya da kendisine birini anımsattığını düşünmüştü.Sanırım bunun sebebi Laurian ve Meluan'ın kardeş oldukları için birbirlerine benzemeleri. Hem düşününce Meluan ve Laurian isimleri arasında bir harmoni var gibi.Ayrıca eğer bu teorim doğruysa Kvothe de Kilitsiz ailesine mensup olur ve Meluan'ın sahip olduğu kutu ve içerisindeki üzerinde hak sahibi olur. Hatta Laurian'ın büyük kız kardeş olduğunu da göz önüne alırsak kutu aslında bir bakıma Kvothe'un sayılır.


Kutunun kime ait olduğu kadar hatta bence daha önemli olan soru ise kutunun içinde ne olduğu sorusu.Akla gelen ilk tahmin kutunun Jack'in kutusu olduğu ve içinde ayın isminin olabileceği.İlk bakışta zorlama bir tahmin gibi gözükmesine rağmen bu seriden öğrendiğim bir şey varsa o da her hikayede (masalda) ufakta olsa bir doğruluk payı olduğudur. Felurian ayın çalınmasının çok önceden gerçekleştiğini ve son barış umutlarını da yok ettiğini söylemişti, kutunun da binlerce yıllık olduğunu düşünürsek o kadar imkansız değil gibi sanki.Kutunun bu kadar yıldır açılamaması da ilginç tabi.Sanırım kutunun açılabilmesi için ileri derecede zeka-büyü-beceri kombinasyonunun yanı sıra Kilitsiz ailesinin bir ferdi olmakta gerekli olabilir.Bu hem kutunun neden bu kadar uzun süredir açılamadığını bir nebzede olsa açıklar.Hem de Kvothe'un Kilitsiz ailesinin bir mensubu olduğu teorisini destekler.Çünkü bana göre kutuyu ve içindeki her neyse onu Kvothe feylere yada Chandrialılara yada henüz karşılaşmadığımız birilerine karşı kullanacak.


Gelelim Denna ve onun hamisine.Her ne kadar Dennadan zerre kadar hoşlanmasamda (Bence Patrick Rothfuss Devi-Kvothe çiftini ciddi ciddi düşünmeye başlasa hoş olabilir.Bu sayede hem Dennadan kurtulmuş olur hem de okuması inanılmaz keyifli olan Devi karakterini daha fazla görmüş oluruz.Birde çocukları olduğunu düşünürsek olası devam kitapları için elimizde bir insan için fazla kusursuz olabilecek bir karakter de yaratmış oluruz;D Kvothe'u de baş göz ettiğime göre kaldığım yerden devam ediyorum.) Denna'nın hamisi için elimdeki en iyi tahmin Alveron'un sarayındaki lordlardan biri olan Bredon.Her ne kadar Bredon'un Denna'yı dövdüğüne inanmak istesemde en mantıklı tahmin Bredon gibi duruyor.Denna sadece para için dayak yemeyi kaldırabilecek bir karakter değil.Bu sebeple hamisinin para ve korumadan daha fazlasına sahip olması gerekli. Sanırım hepimiz Bredon'un ne kadar zeki olduğu konusunda hemfikiriz.Sonuçta bu adam bir strateji oyununda(tak) Kvothe'u defalarca yenerek üstün zekasını ispatlamış biri bence.Ayrıca Denna Kvothe-Simmon ve Wilem'le büyü hakkında konuşurken kendisinin de bir çeşit büyü veya büyü türevini bildiğinden bahsetmişti bunu hamisinden öğrenmiş olması makul bir varsayım olur sanırım.Hatırlarsanız Alveron'un soylularının Kvothe'a getirdiği hikayelerde Bredon'un pagan ayinleri yaptığı söylentileri de vardı.Bir kez daha ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyorum ve Bredon'un bir çeşit büyü gücüne(pagan ayinleri söylentisinin kaynağı) sahip olduğunu ve bunu Denna'ya da öğrettiğini iddia ediyorum.Hatta Bredon Chandrialılardan biri veya onlar için çalışan biri (sanırım bu akla daha yatkın) bile olabilir.Eğer durum buysa Bredon'un büyü yapmayı nasıl öğrendiği sorusuda cevaplanmış olur.


Evet gelelim Kvothe ve yüzükleri mevzusuna.

                                   Bir elindeki yüzükler taştı,
                                   Demir,kehribar,kemik ve tahtaydı.
                                   Diğer elindeki yüzükler görünmezdi.
                                   Biri akan kandan bir şeritti.
                                   Ve buz yüzüğünde bir çatlak vardı.
                                   Alev yüzüğü hafif hafif parlardı.
                                   Ve son yüzüğün yoktu bir adı.


Burada bahsedilen kemik ve tahta yüzüklerin Alveron'un uşağı Stapes ve karısı Meluan'ın Kvothe'a verdiği kemik ve tahta yüzükler olması olası.Demir ve kehribar yüzükler hakkında bir fikrim olmamasına rağmen belki Auri'nin Kvothe'a verdiği yüzüklerden bahsediliyor olabilir.Bu yüzükler sihirsel güçlere sahip olmasada taşıdıkları sembolik anlamlar hikaye için son derece önemli olacakmış gibi gözüküyor.Öte yandan diğer eldeki yüzükler tamamıyla farklı bir konu.Hatırlarsanız Elodin eskiden isimlendiriciler herhangi birşeyin gerçek ismini öğrendiğinde onlara ödül olarak yüzük takılmasının gelenek olduğundan bahsetmişti."Alev yüzüğü hafif hafif parlardı" bu dizeden Kvothe'nin ateşin gerçek ismini bulduğunu çıkarabiliriz."Ve buz yüzüğünde bir çatlak vardı" buz yüzüğü suyun gerçek adı için sanırım."Biri akan kandan bir şeritti." pek emin olmasamda kanın gerçek ismini bulmuş olabilir."Ve son yüzüğün yoktu bir adı." bu yüzük tamamen farklı bir yüzük olabileceği gibi rüzgarın ismi için kazandığı bir yüzükte olabilir.Zaten rüzgarın ismine de sürekli sahip olmadığını göz önüne alırsak yüzüğün isminin olmaması o kadar garip değil sanki.


Son olarak Kilitsiz ailesiyle ilgili yazılan şiir bana fazlasıyla ilgi çekici gelmişti.

                                   Yedi şey durur girişte
                                   Kilitsiz kapının önünde
                                   Biri takılmayan bir yüzük
                                   Biri tövbe edilmiş bir sözcük
                                   Biri doğru olması gereken bir an    
                                   Biri bir mum,işıksız kalan
                                   Biri bir oğul,kan getiren
                                   Biri bir kapı sele geçit vermeyen
                                   Biri bir şey bırakılamayan
                                   Sonra gelir uykuyla bastıran.
 

Bu şiiri nasıl yorumlamam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim olmamasına rağmen sanki çok fazla şey anlatıyo gibi hissetmişimdir hep.

Not:Kitaplar yanımda değilken yazdığım için bazı isimlerde hata yapmış olabilirim.Şiirleri kitabı okurken not almıştım onlar da kitaptakilerden birazcık farklı olabilir.






Hayatımda okuduğum en tutarlı teorilerden. Derin saygı.

Spoiler: Göster
Kvothe'nin bir Kilipsiz (eski haliyle Kilitsiz) olması inanılmaz derecede makul göründü bana. Kvothe o kutu ile ilgili bir şeyler yapacak, o kesin. Ayrıca Meluan'ı ilk gördüğünde birine benzetmesi falan, hiç o yönden düşünmedim. Bir kitap ancak bu kadar dikkatle okunur, tebrikler.

Kutunun içindeki meselesi benim için çok karışık. Jack'in kutusu olması fikri bana çok yatkın ama bir o kadar da uzak görünmüştü. Orası tamamen Rothfuss'un hayal gücüne kaldı bence. Yine de Jack'in kutusu tezinin arkasındayım. Umarım klişe bir şekilde içinden bir anahtar çıkmaz.

Hami olayını hiç düşünmemiştim. Daha doğrusu Bredon'ın birini dövebileceği aklımın ucuna bile gelmezdi. Ama o adamda bir şeyler var, kendini Kvothe'a karşı da gizemli tutuyordu yanlış hatırlamıyorsam. Kvothe da ona gümüş yüzük gönderiyordu vesaire. Pagan ayinleri kısmını ben sadece dedikodu olarak düşünmüştüm ama çok mantıklı bir teori. Fakat Chandrialılar için çalışan biri olduğunu düşünmüyorum, belki Amyrler? Cthaeh Alveron'un Amyrler hakkında sırrı bulmak üzere olduğunu söylüyordu. Ben Bredon'ın Amyrler hakkında bilgiye sahip olduğunu düşünüyorum, kim bilir, belki de onlardan biridir.

Yüzük olaylarında kemik ve tahta bariz, demir de saraydan kalanlardan olabilir, kehribarı bilemiyorum, belki son kitapta öğreniriz. Suyun ve ateşin adını öğrenmiş olması da yüksek ihtimal, kanı için bir fikrim yok, ama eğer kanın adını öğrendiyse durdurulamaz bir karakter olur, umarım öyle değildir. Adı olmayan yüzük ise bana da rüzgarı çağrıştırmıştı ama çok daha farklı bir şey de olabilir. Yine de rüzgar diyorum ben.


Not: Yorum en az yukarıdaki kadar spoiler içermektedir.
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.

Çevrimdışı Legend

  • ***
  • 590
  • Rom: 18
  • I write because your wrong
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #95 : 21 Şubat 2012, 20:35:26 »
Gerçekten romu hakedecek kadar güzel teoriler. Takdir. :)

Spoiler: Göster
İlk olarak, Kvothe'un annesinin Meluan'ın ablası Lady Lackless(Kilitsiz) olduğuna inanıyorum.Meluan'ın ablasının gençliğinde Edema Ruhların kumpanyasına katılıp evini terk ettiğini biliyoruz.Laurian'ın da soylu bir aileden geldiğini göz önünde bulundurursak Meluan ve Laurian'ın kız kardeş olmaması için herhangi bir sebep yok.Ayrıca Kvothe ve Meluan ilk kez karşılaştığında Kvothe Meluan'ı daha önce gördüğünü ya da kendisine birini anımsattığını düşünmüştü.Sanırım bunun sebebi Laurian ve Meluan'ın kardeş oldukları için birbirlerine benzemeleri. Hem düşününce Meluan ve Laurian isimleri arasında bir harmoni var gibi.Ayrıca eğer bu teorim doğruysa Kvothe de Kilitsiz ailesine mensup olur ve Meluan'ın sahip olduğu kutu ve içerisindeki üzerinde hak sahibi olur. Hatta Laurian'ın büyük kız kardeş olduğunu da göz önüne alırsak kutu aslında bir bakıma Kvothe'un sayılır.

Bu benimde düşündüğüm bir teori. Ben özellikle kutudan gittim. Çünkü o kutu bir ganimetten ziyade bir aile yadigarı. Kvothe'nin ona boş yere gözü gibi baktığını sanmam. Annesinden kala bir şey gibi değerlendirebiliriz. Ve sebeplerini de destekliyorum. Şöyle de bakarsak Arliden'in kumpanyası Yukarı Severen'e gelebilecek kadar nadir kumpanyalardan biri.

Alıntı
Kutunun kime ait olduğu kadar hatta bence daha önemli olan soru ise kutunun içinde ne olduğu sorusu.Akla gelen ilk tahmin kutunun Jack'in kutusu olduğu ve içinde ayın isminin olabileceği.İlk bakışta zorlama bir tahmin gibi gözükmesine rağmen bu seriden öğrendiğim bir şey varsa o da her hikayede (masalda) ufakta olsa bir doğruluk payı olduğudur. Felurian ayın çalınmasının çok önceden gerçekleştiğini ve son barış umutlarını da yok ettiğini söylemişti, kutunun da binlerce yıllık olduğunu düşünürsek o kadar imkansız değil gibi sanki.Kutunun bu kadar yıldır açılamaması da ilginç tabi.Sanırım kutunun açılabilmesi için ileri derecede zeka-büyü-beceri kombinasyonunun yanı sıra Kilitsiz ailesinin bir ferdi olmakta gerekli olabilir.Bu hem kutunun neden bu kadar uzun süredir açılamadığını bir nebzede olsa açıklar.Hem de Kvothe'un Kilitsiz ailesinin bir mensubu olduğu teorisini destekler.Çünkü bana göre kutuyu ve içindeki her neyse onu Kvothe feylere yada Chandrialılara yada henüz karşılaşmadığımız birilerine karşı kullanacak.

Zaten hikaye pek çok şeyi masallarla veriyor. Bence zeka-büyü-beceri kadar fırtınaduvarı dağlarına  bir gezi de kutunun açılması konusunda Kvothe'ye yardımcı olacaktır. Kilitsiz ailesinin ferdi olma durumu da bir gereklilik bence de. Feylerle pek bir sıkıntısı olacağını düşünmüyorum ben Kvothe'nin daha çok Bast ile ilgili şeyler karşımıza gelebilir. Chandrialılar'a gelince ben olayın düğümünün Amyr'ler olduğunu düşündüm hep.Hala öyle de düşünüyorum. Bence şu an Chandrialılar'ı dünyayı yakıp yıkmaktan alıkoyan tek güç Amyr'ler. Kvothe'nin Amyr'leri bulmasında da Yll düğümlerinin yardımı olabilir.


Gelelim Denna ve onun hamisine.Her ne kadar Dennadan zerre kadar hoşlanmasamda (Bence Patrick Rothfuss Devi-Kvothe çiftini ciddi ciddi düşünmeye başlasa hoş olabilir.Bu sayede hem Dennadan kurtulmuş olur hem de okuması inanılmaz keyifli olan Devi karakterini daha fazla görmüş oluruz.Birde çocukları olduğunu düşünürsek olası devam kitapları için elimizde bir insan için fazla kusursuz olabilecek bir karakter de yaratmış oluruz;D Kvothe'u de baş göz ettiğime göre kaldığım yerden devam ediyorum.) Denna'nın hamisi için elimdeki en iyi tahmin Alveron'un sarayındaki lordlardan biri olan Bredon.Her ne kadar Bredon'un Denna'yı dövdüğüne inanmak istesemde en mantıklı tahmin Bredon gibi duruyor.Denna sadece para için dayak yemeyi kaldırabilecek bir karakter değil.Bu sebeple hamisinin para ve korumadan daha fazlasına sahip olması gerekli. Sanırım hepimiz Bredon'un ne kadar zeki olduğu konusunda hemfikiriz.Sonuçta bu adam bir strateji oyununda(tak) Kvothe'u defalarca yenerek üstün zekasını ispatlamış biri bence.Ayrıca Denna Kvothe-Simmon ve Wilem'le büyü hakkında konuşurken kendisinin de bir çeşit büyü veya büyü türevini bildiğinden bahsetmişti bunu hamisinden öğrenmiş olması makul bir varsayım olur sanırım.Hatırlarsanız Alveron'un soylularının Kvothe'a getirdiği hikayelerde Bredon'un pagan ayinleri yaptığı söylentileri de vardı.Bir kez daha ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyorum ve Bredon'un bir çeşit büyü gücüne(pagan ayinleri söylentisinin kaynağı) sahip olduğunu ve bunu Denna'ya da öğrettiğini iddia ediyorum.Hatta Bredon Chandrialılardan biri veya onlar için çalışan biri (sanırım bu akla daha yatkın) bile olabilir.Eğer durum buysa Bredon'un büyü yapmayı nasıl öğrendiği sorusuda cevaplanmış olur.

Fela'yı elinin tersiyle iten Kvothe'nin Denna'dan başkasına bakacağına pek ihtimal vermiyorum ben. Hamiye gelince; Bredon için söylediğin ateş olmayan yerden duman çıkmaza katılıyorum. Chandrialılar için çalışıyor olabilir ki ama bir Vintas Sarayı'na adam sokmak pek Chandrialı işi değil gibi geliyor. Bredon Amyr'ler adına çalışıyor olabilir mi diye düşündüm ben. Farkındaysanız Kvothe'yi hep bir test etme çabasında. Bence Amyr'ler Alveron'un da Kvothe'nin de farkında. 3.kitapta bununla ilgili çok şey okumayı umuyorum.

Denna'nın hamisi olmas konusunda ise bende senin gibi Bredon'un Denna'yı dövdüğüne ihtimal vermiyorum. Ama Denna'nın boşu boşuna dayak yemediği konusunda sana katılıyorum.Bredon'la bir alakası var mı yok mu bunu tahmin etmek zor gibi geliyor bana.

Evet gelelim Kvothe ve yüzükleri mevzusuna.

                                   Bir elindeki yüzükler taştı,
                                   Demir,kehribar,kemik ve tahtaydı.
                                   Diğer elindeki yüzükler görünmezdi.
                                   Biri akan kandan bir şeritti.
                                   Ve buz yüzüğünde bir çatlak vardı.
                                   Alev yüzüğü hafif hafif parlardı.
                                   Ve son yüzüğün yoktu bir adı.


Burada bahsedilen kemik ve tahta yüzüklerin Alveron'un uşağı Stapes ve karısı Meluan'ın Kvothe'a verdiği kemik ve tahta yüzükler olması olası.Demir ve kehribar yüzükler hakkında bir fikrim olmamasına rağmen belki Auri'nin Kvothe'a verdiği yüzüklerden bahsediliyor olabilir.Bu yüzükler sihirsel güçlere sahip olmasada taşıdıkları sembolik anlamlar hikaye için son derece önemli olacakmış gibi gözüküyor.Öte yandan diğer eldeki yüzükler tamamıyla farklı bir konu.Hatırlarsanız Elodin eskiden isimlendiriciler herhangi birşeyin gerçek ismini öğrendiğinde onlara ödül olarak yüzük takılmasının gelenek olduğundan bahsetmişti."Alev yüzüğü hafif hafif parlardı" bu dizeden Kvothe'nin ateşin gerçek ismini bulduğunu çıkarabiliriz."Ve buz yüzüğünde bir çatlak vardı" buz yüzüğü suyun gerçek adı için sanırım."Biri akan kandan bir şeritti." pek emin olmasamda kanın gerçek ismini bulmuş olabilir."Ve son yüzüğün yoktu bir adı." bu yüzük tamamen farklı bir yüzük olabileceği gibi rüzgarın ismi için kazandığı bir yüzükte olabilir.Zaten rüzgarın ismine de sürekli sahip olmadığını göz önüne alırsak yüzüğün isminin olmaması o kadar garip değil sanki.

Yüzük teorilerine tek tek katılıyorum. Ama demir yüzüğün bir soyludan geleceğini düşünmekteyim, hamisinden belki de. Taş  Yüzüğe gelince böyle bir yüzük kimden gelir bilmiyorum.Kehribar için de pek bir fikrim yok ama senin dediğin gibi Auri'nin yüzükleri bunların arasında bence de.


Son olarak Kilitsiz ailesiyle ilgili yazılan şiir bana fazlasıyla ilgi çekici gelmişti.

                                   Yedi şey durur girişte
                                   Kilitsiz kapının önünde
                                   Biri takılmayan bir yüzük
                                   Biri tövbe edilmiş bir sözcük
                                   Biri doğru olması gereken bir an     
                                   Biri bir mum,işıksız kalan
                                   Biri bir oğul,kan getiren
                                   Biri bir kapı sele geçit vermeyen
                                   Biri bir şey bırakılamayan
                                   Sonra gelir uykuyla bastıran.
 

Bu şiiri nasıl yorumlamam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim olmamasına rağmen sanki çok fazla şey anlatıyo gibi hissetmişimdir hep.


Ben de tam yorumlayamasam da şöyle bir şey kurdum;

Biri bir mum,işıksız kalan=Alev yüzüğü hafif hafif parlardı.
Biri bir oğul,kan getiren= Biri akan kandan bir şeritti.
Biri bir kapı sele geçit vermeyen=Ve buz yüzüğünde bir çatlak vardı.
(Biri takılmayan bir yüzük)Biri tövbe edilmiş bir sözcük=Ve son yüzüğün yoktu bir adı.

Bu dizeler birbirini çağrıştırdı bana ortada bir giriş var şiirde söylendiği üzere.Ve bunlar girişte duruyorsa oraya girmek için engel demektir. Varsadığım durum Kvothe'nin girmesi veya gireceği en azından çalıştığı veya çalışacağı. Mumu alevin adıyla yaktı, kanı adıyla veya başka bir şekilde bir kilitsiz oğlu olarak getirdi. Kapıyı suyun adıyla bir şekilde geçti. Sonuda eşleştirdim ama pek bir tahmin yürütemedim. Rüzgarın adının istediği zaman kullanamadığı için takılmayan yüzük olarak baktım. Herşeyin bir adı vardır. Çünkü doğasıda vardır bundan dolayı adın olmaması demek onun hiç söylenmemesi demek  bunu da "Biri tövbe edilmiş bir sözcük" olarak değerlendirdim.

Biri bir şey bırakılamayan
Sonra gelir uykuyla bastıran


Bu tahmin yürütemediğim tek dize. Sadece uykuyla bastıran bana iki şey getiriyor; birincisi uyku zamanı olan gece vakti bastıran ay. Diğeri ise hep karanlık olan fey diyarı. Hadi bunu iyi kötü yürüttüm bir şey bırakılamayan nedir? Fey diyarına bir şey bırakamazsın mı demektir? Ya da güvenilmez bir şeyi mi kastediyor? Onu çözemedim.




LegalMc'in yorumunu şimdi gördüm ard arda mesaj atmamak adına;

Spoiler: Göster
Alıntı
Kutunun içindeki meselesi benim için çok karışık. Jack'in kutusu olması fikri bana çok yatkın ama bir o kadar da uzak görünmüştü. Orası tamamen Rothfuss'un hayal gücüne kaldı bence. Yine de Jack'in kutusu tezinin arkasındayım. Umarım klişe bir şekilde içinden bir anahtar çıkmaz.

Hami olayını hiç düşünmemiştim. Daha doğrusu Bredon'ın birini dövebileceği aklımın ucuna bile gelmezdi. Ama o adamda bir şeyler var, kendini Kvothe'a karşı da gizemli tutuyordu yanlış hatırlamıyorsam. Kvothe da ona gümüş yüzük gönderiyordu vesaire. Pagan ayinleri kısmını ben sadece dedikodu olarak düşünmüştüm ama çok mantıklı bir teori. Fakat Chandrialılar için çalışan biri olduğunu düşünmüyorum, belki Amyrler? Cthaeh Alveron'un Amyrler hakkında sırrı bulmak üzere olduğunu söylüyordu. Ben Bredon'ın Amyrler hakkında bilgiye sahip olduğunu düşünüyorum, kim bilir, belki de onlardan biridir.

Kutu konusunda bana da ay mantıklı geldi ama beni tedirgin eden şey içindekinin kutunun içinde yuvarlanacak küçük bir şey olması. Tabii bu içinde ayın adı yazan bir kutucuk filan da olabilir ama bilemiyorum.

Hami konusunda ise Amyr'leri bende düşünüyorum. Bredon hep Kvothe'yi ölçüp biçmek ister gibi. Bunun altında Amyr'lerin Kvothe'yi sınaması yatıyor olabilir.



Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #96 : 21 Şubat 2012, 21:04:35 »
Şunu demeden geçemeyeceğim,

Spoiler: Göster
Meluan'ı ilk gördüğünde ve ona birini hatırlattığında benim de aklıma bu gibi teoriler geldi. Açıkçası okurken ben de acaba annesinin kardeşi mi, demekten kendimi alamadım.

Brendon'ın Denna'nın hamisi olması ise aklıma gelmemişti, fakat neden olmasın. Ancak ben Denna'nın Yll'den bir soylu olmasını bekliyorum. Tabii benim kastım köken olarak.

Kutunun ise Chandrialılara karşı kullanılacağını düşünsem de, eğer sırf Kvothe bir Kilipsiz diye kutu açılacaksa ciddi anlamda hayalkırıklığına uğrarım. Bana göre bu durum çok klişe olur, Rothfuss umarım daha farklı şeyler hazırlamıştır.

Son olarak, yüzüklere dair yine neredeyse aynı şeyleri düşünmeme rağmen kan yüzüğüyle ilgili olarak Amyr'lerin en üst mevkiisini düşünmeden edemiyorum. Onların vücutlarındaki kırmızı dövemeleri düşününce ve Chandrialılar'ı da yenecek tek güç olduklarını göz önünde bulundurursak Kvothe'nin yolu bence bir şekilde onlarla kesişmeli. Kan yüzüğü de onun sembolü olabilir.


İşin kötüsü, o kadar çok soru var ki serinin 3 kitapla tamamlanacağını düşünmüyorum. Eğer elimize 2000-3000 sayfalık bir kitap verecekse de bölmesi tercihimdir.

Çevrimdışı Legend

  • ***
  • 590
  • Rom: 18
  • I write because your wrong
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #97 : 21 Şubat 2012, 21:19:56 »
[spoiler]
Son olarak, yüzüklere dair yine neredeyse aynı şeyleri düşünmeme rağmen kan yüzüğüyle ilgili olarak Amyr'lerin en üst mevkiisini düşünmeden edemiyorum. Onların vücutlarındaki kırmızı dövemeleri düşününce ve Chandrialılar'ı da yenecek tek güç olduklarını göz önünde bulundurursak Kvothe'nin yolu bence bir şekilde onlarla kesişmeli. Kan yüzüğü de onun sembolü olabilir.

İşin kötüsü, o kadar çok soru var ki serinin 3 kitapla tamamlanacağını düşünmüyorum. Eğer elimize 2000-3000 sayfalık bir kitap verecekse de bölmesi tercihimdir.

Mantıklı ama diğer elindeki bütün yüzüklerin isim yüzüğü olduğunu varsayıyoruz. Bende kanın adına ihtimal vermiyorum pek ama diğer hepsinin isimken onun sembolik yüzük olması kafamı karıştırdı.

Amyr'ler le karşılaşması ihtimal değil kaçınılmaz gibi geliyor. Hatırlıyorsanız Kvothe handayken "Chandrialılar peşimde" diyordu. Demek ki Chandrialılar'la bir sıcak temas var. Daha önce olmasa en kötü bu durumda bile Amyr'ler Kvothe'yle temasa geçecektir.

Çevrimdışı minrand

  • **
  • 80
  • Rom: 19
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #98 : 21 Şubat 2012, 22:50:34 »
Öncelikle yorumlarınız için teşekkürler

Spoiler: Göster


Hami olayını hiç düşünmemiştim. Daha doğrusu Bredon'ın birini dövebileceği aklımın ucuna bile gelmezdi. Ama o adamda bir şeyler var, kendini Kvothe'a karşı da gizemli tutuyordu yanlış hatırlamıyorsam. Kvothe da ona gümüş yüzük gönderiyordu vesaire. Pagan ayinleri kısmını ben sadece dedikodu olarak düşünmüştüm ama çok mantıklı bir teori. Fakat Chandrialılar için çalışan biri olduğunu düşünmüyorum, belki Amyrler? Cthaeh Alveron'unChandrialılar hakkında sırrı bulmak üzere olduğunu söylüyordu. Ben Bredon'ın Amyrler hakkında bilgiye sahip olduğunu düşünüyorum, kim bilir, belki de onlardan biridir.

Tamam kitabı okurken Bredon'u bende çok sevmiştim.Bu sebeple umarım Chandrialılar için değil, Amyrler için çalışıyordur.Hem zaten Amyrler için çalıştığı halde Denna'yı dövmesi de imkansız sayılmaz sonuçta Amyrler'in mottosu "çoğunluğun iyiliği için" gibi birşey.Eğer iyi bir amaca hizmet ettiğine inanırsa bir kişiye zarar vermekten hatta gerekirse onu öldürmekten bile çekineceklerini sanmam.Hem Bredon Amyrler için çalıştığı halde Denna'yı dövüyorsa Bredon'a olan sevgim katlanarak artar ;D(Sanırım ben Denna'yı hiç sevemedim)




Ben de tam yorumlayamasam da şöyle bir şey kurdum;

Biri bir mum,işıksız kalan=Alev yüzüğü hafif hafif parlardı.
Biri bir oğul,kan getiren= Biri akan kandan bir şeritti.
Biri bir kapı sele geçit vermeyen=Ve buz yüzüğünde bir çatlak vardı.
(Biri takılmayan bir yüzük)Biri tövbe edilmiş bir sözcük=Ve son yüzüğün yoktu bir adı.

Bu dizeler birbirini çağrıştırdı bana ortada bir giriş var şiirde söylendiği üzere.Ve bunlar girişte duruyorsa oraya girmek için engel demektir. Varsadığım durum Kvothe'nin girmesi veya gireceği en azından çalıştığı veya çalışacağı. Mumu alevin adıyla yaktı, kanı adıyla veya başka bir şekilde bir kilitsiz oğlu olarak getirdi. Kapıyı suyun adıyla bir şekilde geçti. Sonuda eşleştirdim ama pek bir tahmin yürütemedim. Rüzgarın adının istediği zaman kullanamadığı için takılmayan yüzük olarak baktım. Herşeyin bir adı vardır. Çünkü doğasıda vardır bundan dolayı adın olmaması demek onun hiç söylenmemesi demek  bunu da "Biri tövbe edilmiş bir sözcük" olarak değerlendirdim.

Biri bir şey bırakılamayan
Sonra gelir uykuyla bastıran

Bu tahmin yürütemediğim tek dize. Sadece uykuyla bastıran bana iki şey getiriyor; birincisi uyku zamanı olan gece vakti bastıran ay. Diğeri ise hep karanlık olan fey diyarı. Hadi bunu iyi kötü yürüttüm bir şey bırakılamayan nedir? Fey diyarına bir şey bırakamazsın mı demektir? Ya da güvenilmez bir şeyi mi kastediyor? Onu çözemedim.



Çok farklı(orjinal) bir yaklaşım olmuş bence.Ama ben 2 farklı şiirin aynı şeyi anlatacağına nedense pek ihtimal vermiyorum.Gerçi şöyle olabilir.Belki bu iki şiir başlangıçta tekti, şiirin başında ulaşmaya çalıştığımız şey(artık her ne ise) onun üzerindeki engeller anlatılıyordu.Devamında ise o engelleri nasıl aşacağımız. Sonra zamanla bu şiir parçalandı ve iki farklı şiire dönüştü.Çokmu zorlama oldu ne:) .



Brendon'ın Denna'nın hamisi olması ise aklıma gelmemişti, fakat neden olmasın. Ancak ben Denna'nın Yll'den bir soylu olmasını bekliyorum. Tabii benim kastım köken olarak.

Kutunun ise Chandrialılara karşı kullanılacağını düşünsem de, eğer sırf Kvothe bir Kilipsiz diye kutu açılacaksa ciddi anlamda hayalkırıklığına uğrarım. Bana göre bu durum çok klişe olur, Rothfuss umarım daha farklı şeyler hazırlamıştır.

Son olarak, yüzüklere dair yine neredeyse aynı şeyleri düşünmeme rağmen kan yüzüğüyle ilgili olarak Amyr'lerin en üst mevkiisini düşünmeden edemiyorum. Onların vücutlarındaki kırmızı dövemeleri düşününce ve Chandrialılar'ı da yenecek tek güç olduklarını göz önünde bulundurursak Kvothe'nin yolu bence bir şekilde onlarla kesişmeli. Kan yüzüğü de onun sembolü olabilir.

İşin kötüsü, o kadar çok soru var ki serinin 3 kitapla tamamlanacağını düşünmüyorum. Eğer elimize 2000-3000 sayfalık bir kitap verecekse de bölmesi tercihimdir.



Kvothe Kilitsiz olduğu için kutu açılacaktan ziyade benim aklımda daha çok şöyle bir senaryo var. Aragorn Yüzüklerin Efendisi'nde palantiri Sauron'a karşı kullanıp onu hamlesini erken yapmaya zorlamış ve büyük ihtimalle savaşın gidişatını değiştirmişti.Palantiri Gandalf ya da iradesi yeterince güçlü birileri de kullanabilirdi. Ama palantirler Numeneora aitti ve bu yüzden Aragorn'un kullanması bir şekilde doğru geliyor.Burda da yeterince güçlü-zeki-şanslı-bilgili isen muhtemelen kutuyu açabilirsin ama.Kutuyu açacak bilgeliğe va hakka(Kvothe eğer Kilitsiz ailesinden olursa bence o hakka sahip olur) aynı anda sahip olursan sanki ortada ilahi bir müdahele hissi oluyor.Eğer durum bu olursa kabul belki biraz klişe olur ama ben hayal kırıklığına uğrayacağımı hiç sanmam.

Kan yüzüğü içime tamamen sinmemişti ama şimdi senin dediğin gibi kan yüzüğü ve Amyrler arasında bir bağlantı olursa kulağa o kadar da kötü gelmiyor.Hatta güzel oldu bile denebilir.Serinin bu kitapla  biteceğini düşünmüyorum ben ki serinin son kitabı olsa dahi Chandrialıların yenileceğini yada yok olacağını sanmıyorum.Çünkü Yoltaşı Hanı'nda Kvothe Ademre'de Chandrialılar hakkında öğrendiği bir şiiri okuyacakken Bast Kvothe'a karşı çıkmış Chandrialıların isimlerinin söylendiği yere geldiğini söylemişti. Chandrialılar yok edilmiş ya da  yenilmiş olsaydı böyle bir diyalog geçmezdi sanırım. Bana göre Chandrialılar halen yaşıyorlar ve günümüzde yaşanan savaşın esas sorumluları arasındalar.Bahsi geçen şiir

                  Cyphus taşır mavi alevi
                  Stercus demirin esiri
                  Ferule kara gözlü ve buz gibi
                  Usnea çürükle doldurur içini
                  Gri Dalcenti kullanmaz dilini
                  Solgun alenta getirir afeti
                  Sonuncusu yedisinin de efendisi
                  Nefret edilen.Umutsuz.Uykusuz.Akıllı
                  Alexel üzerinde taşır gölgenin kaftanını.



Denna'nın Yll soylusu olmasına gelince olabilir.Teoriyi biraz geliştirelim; Bilge Adam'ın Korkusu'nun sonlarına doğru Kvothe ve Denna karşılaştığında Kvothe Denna'nın saçında Yll dilinde güzel yazısı yazan bir saç örgüsü vardı.Ve Geçmişte Bast Kvothe'a hikayendeki diğer kızları bilmem ama Denna anlattığın kadar güzel değildi tarzı bişeler söylemişti.Teori şu Denna aslında o kadar güzel değil  Chandrialılar yada Amyrler tarafından (tercihen Chandrialılar) Kvothe üzerinde bir çeşit güç sahibi olmak için kullanılan bir araç.Denna Chandrialılar yada Amyrlerden büyü sanatını öğrendi ve Kvothe'a yada istediği herhangi bir kişiye istediği kadar güzel gözükebiliyor.Hem Denna Chandrialılar yada Amyrler tarafından kullanılıyorsa zırt pırt kaybolup geri gelmeleri bir nebzede olsa anlam kazanabilir. (Ne olur Denna kötü olsun ;))













"oh lord, if there is a lord,
save my soul, if i have a soul."

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #99 : 26 Şubat 2012, 02:05:01 »
Normalde Kralkatili Güncesi'ne yorum yapmayacağım, Hazal ablanın incelemesi yetiyor demiştim ilk kitapta. İkinci incelemenin de yayınlandığı şu günlerde, Hazal ablanın fikirlerini okumadan önce bir de kendi fikirlerimi belirteyim dedim. Çünkü çok şirin bir yorum olmayacak. Ayrıca spoiler içerir mi bilmem, umarım elim kaymaz.

Önce beğendiğim yönlerden giriş yapıyorum. Kvothe'ın büyümesi çok iyi yansıtılmış. Muhtemelen oldukça zor olmuştur çünkü Kvothe tek bir yönden değil bir düzine yönden büyüyor. Fiziksel, duygusal, zihinsel, cinsel... Kitaba canlılık katan bölümler genelde bu büyümenin, gelişmenin yer aldığı bölümler zaten[*]ademler[/*][*]felurian[/*][*]üniversiteden bahsetmiyorum bile[/*]. Büyüdükçe daha sağlam basmaya, daha keskin düşünmeye başladı. Analizlerinin de eli ayağı düzeldi. Bu analizler kitapta özel bir yer kaplıyor bence, çünkü kitap çok açık gibi görünse de içinde keskin sırlar saklıyor. Yüzler, hareketler, hatta kokular, beklenmeyen zamanlarda beklenmeyen şekilde karşınıza çıkıp "tahmin etmemiştiniz değil mi!" diye fırlıyor bazen. Hoş sürprizlerle karşılaşmak mümkün.

Bu kitapta Kvothe'un o düzgün, uzun ince ellerinin lavta çalmaktan başka işlere de yaradığını ve ellerine dökülen şeyin Wil ve Sim ile içki içerken sıçrayan sountenden ibaret olmadığını görüyoruz. Sayfaları atladıkça biraz daha güçleniyor, biraz daha öfke doluyor ve biraz daha saldırganlaşıyor. Bunlarla ters orantılı olarak da Chandrialılar hakkında doğru dürüst bir şey öğrenemiyor[*]döndük dolaştık eleştiriye geldik[/*]. Bütün kitap "şimdi Amyr'ler hakkında bir şey öğrenecek" "şimdi Chandrialılar hakkında bir şeyler öğrenecek" derken hiçbir şey olmadı. Çok büyük hayal kırıklığı oldu benim için. Bütün bilgileri son kitaba sığdırmaya çalışırsa kitabın üçe bölünmesi gerekebilir. Çok soru var.

Elodin her zamanki çılgınlığında takılmaya devam ediyor. Kitaptaki en sevdiğim karakter olmasının sebebini bilmiyorum. Gizemli ve delice tavırları, bilgece sözleri sanırım beni bağladı. Kvothe ile yaptığı şeyler oldukça eğlendiriciydi. Zaten karakter genel olarak eğlendirici ve düşündürücü, bu yönünü çok seviyorum.

Ve Felurian... Rothfuss'un kitapta yarattığı en harika ikinci şey -birincisi birazdan-. Güzelliği dillere destan değil çünkü kelimelerle ifade edilemiyor. Sadece şarkılarla, Kvothe'un şarkılarıyla onu biraz hayal edebilirsiniz. Ama o hayal ettiğinizden bile daha güzeldir. Kitapta da çok önemli bir yere sahip Felurian, Kvothe'un cinsel kimliğinin oluşmasına büyük bir katkısı oluyor. Hatta resmen Kvothe'u baştan yaratıyor. Öncelerde kızlara karşı duygularını belli edemeyen çocuk, -yanılmıyorsam- üç gün sonra Dört Köşe'deki en  çekici ve en atılgan erkeklerinden biri haline geliyor. Tabii hala Denna'dan vazgeçemiyor ve gül gibi kızları elinden kaçırıyor, o ayrı.

(Bu paragraf biraz spoiler içerebilir.) Bir de Fae'i keşfetmeye çalışırken Ctheah diye biriyle karşılaşıyor Kvothe. Bast'a göre gelmiş geçmiş en tehlikeli, en güçlü ve en uğursuz yaratık. Ondan çok korkuyor çünkü Ctheah geleceği görebiliyor, ama normal bir kahin gibi sadece geleceği değil. Geleceğin tüm olasılıklarını. Bir düşünün, inanılmaz korkunç değil mi? Yani bir bardak masadan yuvarlanırken görebileceği olasılıklar; sizin bardağı tutacağınız, tutmayacağınız, bir hava sirkülasyonunun bardağın yönünü değiştirmesi, bardağın ufak bir çıkıntıya rastlayıp durması, geri dönmesi vs... Bast oldukça haklı sanırım bu konuda. Kvothe da Cthaeh'den çok önemli şeyler öğreniyor. Ama neredeyse aklını kaçıracak olması sebebiyle orayı terk etmesi gerekiyor. Gönül isterdi ki orada biraz daha dursun daha çok konuşsun.

İşte Adem Fedaileri, Ademre, Lethani, Ketan... Üstünde çalışılmış, mükemmelleştirilmiş bir topluluk. Dış görünüş bakımından oldukça fakir gözüküyorlar ama aslında Dört Köşe'deki en zengin bölgelerden biri Ademre. Sadece parayı nereye harcayacaklarını oldukça iyi biliyorlar. Sheyhn Ademre'deki okulun başı ve muhtemelen dünya üzerindeki en iyi Ketan uygulayıcısı. Ademlerle olan bölümlerin çok kısa tutulduğunu düşünüyorum. İlk 500-600 sayfa oldukça uzatılmış ve boşken bu kadar dolu bir konuyu heba etmiş Rothfuss. Gönül isterdi ki 200 sayfa Ademre'de geçseydi, hatta bütün bir kitap Ademre'de geçseydi.

Lethani hakkında konuşmaya çalışsam da konuşamam çünkü ben de anlamadım. Ve Lethani'yi anlamamam da Lethani. Bu beni sevindirse de sürekli anlamaya çalışıyorum ve Rothfuss'un da Lethani'yi tam olarak anladığını düşünmüyorum. Kitapta en çok kafa patlattığım olaydı, hakkında geçen her paragrafı en az 2 kere okudum. Sonuç hala aynı. Lethani size dövüşte, günlük hayatınızda, her şeyde kendinize sahip çıkabilmenizi sağlayan bir düşünce tarzı diyeyim ben. Gerisini siz anlayın.

Kırmızı giyen Ademler, beyaz giyen Sheyhn... Sebebi kitapta anlatılıyor, anlatıp zevkinizi baltalamayayım. Onun dışında ifadeleri mimikler yerine elleriyle gösterirler. Ama aklınız geldiği gibi "güldüm, üzüldüm, kıskandım" değil bu ifadeler. "Derin saygı", "resmi saygı", "rıza", "tasvip" gibi özel durumlar anlatılıyor. Sadece saygının bile birkaç türü varken mimiklerle ifade edenlere "barbar" diyorlar. Kvothe öğrenmek için çok büyük çaba sarf ediyor ama tam olarak öğrenemiyor. Derdini anlatacak kadar biliyor işte. Ademler hakkında fazla konuşamıyorum çünkü okuyup o duyguyu tatmanız gerektiğini düşünüyorum.

Evet şimdi geldik sert eleştiri bölümüne. Kitaba tapıyorsanız muhtemelen bu yazdıklarımı saçmalık olarak tanımlayacaksınız, ama fikirlerimi sunacağım. İkinci kitabın yarısı ilk kitabın tekrarı gibi bir şeydi benim için. Sürekli tekrarlanan olaylar, aynı yerde geçen yüzlerce sayfa ve çok uzatılan bölümler beni baydı. Ümidim çok büyüktü, ilk kitaptan iki kat daha iyi bir kitap bekliyordum ama olmadı. Gereksiz uzatılmıştı zannımca. Ayrıca bu kadar uzatılmasına karşın açıkta o kadar soru kaldı ki üç kitapla seriyi bitirmek istiyorsa Rothfuss, bizi yaklaşık 2500 sayfalık bir kitap bekliyor olacak.

Evet sert eleştiri bölümü yorumun geri kalanına göre daha kısa oldu ama onu 500 sayfa olarak düşünün. Elodin, Devi, Sim ve Wil olmasa o sayfalar da geçmezdi. Bundan eminim. Beklentilerimin çok altındaydı, ama yine de çok güzeldi. İronik oldu ama içimdeki duygular da ironik. Bu kitaba rağmen üçüncü kitap için de beklentilerimi yüksek tutuyorum. Çünkü Rothfuss'un bu imajı acilen düzeltmesi gerek.

Son olarak bir şeyi merak ediyorum; Felurian konuşurken neden cümlelerin ilk harfleri küçüktü? Gerçekten çok merak ettim kitabı okurken.

Şimdi gidip Hazal ablanın incelemesini okuyayım. Yayınlandığı günden beri okumamak için kendimi zor tutuyorum.
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.

Çevrimdışı Kvothe

  • **
  • 52
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #100 : 26 Şubat 2012, 03:16:41 »
Adımdan kitabı ve karakteri ne kadar benimsediğim anlaşılmıştır sanırım =) Kitabı okuyup anlatamayanlardanım, evet. Kelimelere sığdıramıyorum çünkü, gerçekten büyüleyiciydi. Rüzgarın adı bittikten sonra iki gece Kvothe'siz kalmamak için kitabı baştan okumaya başladım. Neyse ki 2.kitap yarın elime geçiyor. Okumayanlara tavsiyem, daha fazla beklemeyin...
“Birinin ailesi hiç olmayacak bir şarkı söylemiş.”

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #101 : 26 Şubat 2012, 11:07:35 »
@LegalMc;

İncelememi okumadan onun özetini sunmuşsun yahu :D. Beğendiklerimiz de aynı (Lethani'ye dair yoruma kadar), eleştirdiklerimiz de aynı. Ancak bu kadar olurdu. Detaylı yorumunu okuyunca açıkçası mutlu oldum, demek ki özellikle eleştirilen yerler çoğu kişi için benzer.

İncelemenin altına "özeti" ifadesiyle bu yorumun linkini mi versem :D.

Çevrimdışı Suleasln

  • *
  • 2
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #102 : 29 Şubat 2012, 20:10:24 »
kitap hakkında o kadar güzel yorumlar yapılmışki hemen en yakındaki kitapçıya gidip almak istiyorum bu yorumlarınızdan sonra da sanırım öyle yapacağım :))

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #103 : 29 Şubat 2012, 20:26:57 »
@LegalMc;

İncelememi okumadan onun özetini sunmuşsun yahu :D. Beğendiklerimiz de aynı (Lethani'ye dair yoruma kadar), eleştirdiklerimiz de aynı. Ancak bu kadar olurdu. Detaylı yorumunu okuyunca açıkçası mutlu oldum, demek ki özellikle eleştirilen yerler çoğu kişi için benzer.

İncelemenin altına "özeti" ifadesiyle bu yorumun linkini mi versem :D.



Okuduktan sonra ben de farkettim, ne mutlu bana :D
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.

Çevrimdışı Kaze

  • **
  • 154
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kralkatili Güncesi // Patrick Rothfuss
« Yanıtla #104 : 05 Mart 2012, 16:47:53 »
Patrick Rothfuss'a bir şey yapacaksa acele etmeden daha ilk seferinde düzgün yapmasını öğreten babasına selam olsun. Oğlu daha ilk kitabında fantastik edebiyatın unutulmazları arasına girdi.
Spoiler: Göster