Kayıt Ol

Dogville.*

Çevrimdışı Jejune

  • ***
  • 658
  • Rom: 1
  • *LucillaClarté'm. ~
    • Profili Görüntüle
Dogville.*
« : 03 Temmuz 2008, 17:29:22 »




Yonetmen: Lars von Trier
Oyuncular: Nicole Kidman, Paul Bettany, Lauren Bacall
Yapımcı: Vibeke Windolov
Müzik: Antonio Vivaldi
Tur: Dram - Gerilim


30'ların Amerika'sında Rock dağlarında bir kasabadayız. Peşindeki gangsterlerden kaçan güzeller güzeli Grace, bir kasabaya sığınmak zorunda kalır. Kadına acıyan kasaba halkı, başlangıçta iyi niyetlerle kadına sahip çıkar ve arasına alır.

Fakat kadının konumunun kendileri açısından da bir tehlike arz etmesiyle, aralarındaki ilişki farklı boyutlar kazanmaya başlayacaktır. Grace, kasabalının öteki yüzünü görmeye başlar ve çaresizliği bir kurban konumu almasına neden olur.

Her filmi olağanüstü bir heyecan yaratan, günümüz sinemasının dahi isimlerinden Lars Von Trier, bir kez daha kamerasını Amerika'ya çevirerek yeni bir üçlemeye başladı. Her filmde sınırları zorlayan deneysel bir üslupla karşımıza çıkan yönetmen, bir kez daha her anlamda sarsıcı bir yapıma imza attı..


***

" Duvarlar, kapılar, odalar yok bu filmde. Bunların yerine insan var, alabildiğine insan… en yoğun, en çarpıcı, en kendine has tavırlarıyla insan… seyirciyi kendi kendine yabancılaştıran, rahatsız eden, sorgulamaya iten insanın “vahşi doğa”sı… Ha bir de Moses-Musa- var tabi, köpek.. ama kimi insandan daha insan… Dogville’in, sadece sesi duyulan, tebeşirle yere çizilmiş köpeği… Baştanaşağı bir değişimi, dönüşümü anlatan filmde değişmeyen bir unsur Moses… Grace ile Moses arasındaki ilişkinin temeli de buna dayanıyor zaten

Film ağır ilerliyor. Yavaş yavaş giriyor kanınıza, size sezdirmeden. Çan çaldığında panik olup, Grace’le birlikte madene saklanmış buluyorsunuz kendinizi.. Ya da dişlerinizi sıkıyorsunuz ilk biblo yere düşüp onlarca parçaya ayrıldığında… “Bu kadarı da fazla artık!” diye isyan etmeye yeltendiğiniz noktada, Grace’in, her şeyi dışardan izleyen bir insanın acı dolu bakışlarını saklayan gözleri sizi durduruyor. Ama o kurtun içinizi kemirmesini engelleyemiyor. Ta ki, “Birincisi öldüğünde ağlamazsan, diğerlerini bağışlayacağım” repliğini duyana kadar. Huzur mu bu? Ya da intikam ateşinin sıcağında mayışmanın verdiği haz mı? Farkına vardığınızda dehşete düşüyorsunuz. Film bitiyor, salondan çıkarken allak bullak olduğunuzu fark ediyorsunuz. İktidarın zehrini yererken, “power is not so bad” diyen birini onaylarken buluyorsunuz kendinizi. Şiddetli bir iç çatışma hüküm sürüyor kafanızda.

Merhametin en büyük kibir olması ya da olmaması… işte bütün mesele bu! Rahatsız edici, sarsıcı bir film… Oyunculuğun zirveye çıkması, dikkate değer detayları-7 biblo ve 7 çocuklu kadın- ve replikleriyle* Dogville, seyirciyi etkilemekten öteye geçip, seyircinin zihnine işliyor… "