DONDURMA
Kat koridorlarının lambaları yanmadığından, karanlığın el verdiğince hızla koştu ve merdivenlerden aşağıya, apartman kapısına indi çocuk. Dondurma satan bir minibüsün mahalle sokaklarını dolaştığı yaz akşamlarından biriydi. Sokak lambalarının güçsüz ışıklarının aydınlattığı –kısmen karanlık olan o saate rağmen sokaktaki birçok yaşıtı da kendisi gibi apartmanlarının önüne, aracın o melodik müziğinin yaklaşmasını beklemek için çıkmıştı.
Bir-iki dakika sonra minibüs onun bulunduğu apartmanın önünde durdu; üzerinde her farklı tadı temsilen bir renk bulunan gökkuşağı desenli beyaz bir dükkânın dört tekerli hali gibiydi. O renkler o kadar cezp ediciydi ki bazı çocuklar için… Ama onun için değil.
Dondurmacı, eline bir külah aldı ve o renklerin temsil ettiği her lezzetin kokusunu alacak kadar tezgâhının yakınına çağırdı çocuğu. O, her akşam yaptığı seçimi tekrarlayacaktı -mis gibi süt kokusuyla kaymaklı, bembeyaz olanı istiyordu yine. Tadını ezberlemişti. O kadar çok seviyordu ki, dilinde hissetmese de aynı tat damağında yer ediyordu her zaman. Kimi zaman ekşiliği, kimi zamansa o harikulade süt tatlılığı kaymağın…
Dondurmacı diğer renklere de onun dikkatini çekmeye çalışırken yüzünde dalga geçer, beklenti dolu bir sırıtış belirdi. Çocuk o an tekrar emin oldu ki diğer renklerden birini seçmeye kalksa adam onun tatmasına ücretsiz izin verecekti. Her akşam böyle olurdu; aklından hiç geçmemesine rağmen aynı daveti adamdan alır ve aynı ifadeyi suratında görürdü.
Etrafına baktı ve tüm çocukların ellerinde rengârenk toplarla bezeli külahlarla ona bakarak alayla gülümsediklerini gördü. Umursamadan dondurmacıya ücretini verdi ve yüzüne rahat, kendinden memnun bir ifade yerleşti.
Melodik müziğin eşlik ettiği tıkırtılı motor sesi uzaklaşırken son bir kez daha sokağa baktı apartman kapısının hemen önünde. Bomboş, sessiz, huzurlu ve karanlık… Külahına baktı… Ve daha apartmana girmeden dondurmasını bitirdiğine hayret etti. Tat yine damağındaydı tüm lezzetiyle... Karanlıkta merdivenleri çıkarken ona şükretti, onu övdü. Ve o an, yine her akşamki gibi, onunla yer değiştirdiğini diledi…
Elerki TAŞKIN