Kayıt Ol

Dondurma

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Dondurma
« : 16 Ocak 2010, 15:41:14 »
DONDURMA

Kat koridorlarının lambaları yanmadığından, karanlığın el verdiğince hızla koştu ve merdivenlerden aşağıya, apartman kapısına indi çocuk. Dondurma satan bir minibüsün mahalle sokaklarını dolaştığı yaz akşamlarından biriydi. Sokak lambalarının güçsüz ışıklarının aydınlattığı –kısmen karanlık olan o saate rağmen sokaktaki birçok yaşıtı da kendisi gibi apartmanlarının önüne, aracın o melodik müziğinin yaklaşmasını beklemek için çıkmıştı.

Bir-iki dakika sonra minibüs onun bulunduğu apartmanın önünde durdu; üzerinde her farklı tadı temsilen bir renk bulunan gökkuşağı desenli beyaz bir dükkânın dört tekerli hali gibiydi. O renkler o kadar cezp ediciydi ki bazı çocuklar için… Ama onun için değil.

Dondurmacı, eline bir külah aldı ve o renklerin temsil ettiği her lezzetin kokusunu alacak kadar tezgâhının yakınına çağırdı çocuğu. O, her akşam yaptığı seçimi tekrarlayacaktı -mis gibi süt kokusuyla kaymaklı, bembeyaz olanı istiyordu yine. Tadını ezberlemişti. O kadar çok seviyordu ki, dilinde hissetmese de aynı tat damağında yer ediyordu her zaman. Kimi zaman ekşiliği, kimi zamansa o harikulade süt tatlılığı kaymağın…

Dondurmacı diğer renklere de onun dikkatini çekmeye çalışırken yüzünde dalga geçer, beklenti dolu bir sırıtış belirdi. Çocuk o an tekrar emin oldu ki diğer renklerden birini seçmeye kalksa adam onun tatmasına ücretsiz izin verecekti. Her akşam böyle olurdu; aklından hiç geçmemesine rağmen aynı daveti adamdan alır ve aynı ifadeyi suratında görürdü.

Etrafına baktı ve tüm çocukların ellerinde rengârenk toplarla bezeli külahlarla ona bakarak alayla gülümsediklerini gördü. Umursamadan dondurmacıya ücretini verdi ve yüzüne rahat, kendinden memnun bir ifade yerleşti.

Melodik müziğin eşlik ettiği tıkırtılı motor sesi uzaklaşırken son bir kez daha sokağa baktı apartman kapısının hemen önünde. Bomboş, sessiz, huzurlu ve karanlık… Külahına baktı… Ve daha apartmana girmeden dondurmasını bitirdiğine hayret etti. Tat yine damağındaydı tüm lezzetiyle... Karanlıkta merdivenleri çıkarken ona şükretti, onu övdü. Ve o an, yine her akşamki gibi, onunla yer değiştirdiğini diledi…


Elerki TAŞKIN
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #1 : 16 Ocak 2010, 15:55:14 »
Hmm.. İlginç ve güzel bir yazı olmuş okurken keyif aldım gerçekten :) Eline sağlık...
May the force, be with you.

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #2 : 16 Ocak 2010, 15:56:23 »
aNTiSePTiK,

Teşekkür ederim okuduğunuz için. Beğenmenize sevindim... :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #3 : 16 Ocak 2010, 19:51:34 »
Kaymaklı dondurma gerçekten güzeldir :) Bu yüzdendir ki çocuğun ne düşündüğünü anlayabiliyorum. Ama bence bir dondurmadan daha fazlası var bu yazıda.
Ellerinize sağlık, kaymaklı dondurma tadında güzel bir yazı...

Çevrimdışı Shinigami

  • **
  • 166
  • Rom: 2
  • There is nothing about me
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #4 : 16 Ocak 2010, 20:06:54 »
Dondurmaya dondurmanın da ötesinde derin anlamlar yüklemişsiniz. Farklı bir yazı olmuş, çok beğendim. Özellikle son cümlesi harikaydı. Ellerinize sağlık. :)

Çevrimdışı

  • **
  • 139
  • Rom: 9
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #5 : 16 Ocak 2010, 20:11:16 »
Son cümleye kadar yazınızın vermek istediğiniz anlamı vermekte yetersiz kaldığını düşünüyordum ama son cümleyi okuduktan sonra baştan bir daha okudum. O kadar güzel geldi ki =)

Tebrikler...

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #6 : 16 Ocak 2010, 21:46:01 »
berre, Dark BattLe ve Kayıp Ruh,

Öncelikle, okuduğunuz için teşekkür ederim.

Vermek istediğim anlamı verebilmişsem gerçekten çok sevindim. Önce emin olamamama rağmen son cümleyi koyduktan sonra ben de ikna oldum. Yoksa paylaşmayacaktım, içime sinmeyecekti pek...

Konuyla alakasız ama, iki sene sonra yazacağım şeyleri çok merak ediyorum kendimin. :D İki sene önce yazdıklarıma bakınca, şimdiki yazdıklarımla aralarında çok fark var çünkü. Gerek içerik, gerek stil bakımından... Yazdıkça değişiyoruz hepimiz... :)

Tekrar çok teşekkür ederim okuyup yorumladığınız için.   
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #7 : 17 Ocak 2010, 14:57:55 »
Kaymaklı dondurma  :klp Ben de hep ondan alırdım dondurmacıya gidince :D
Gerçekten çok hoş bir yazı olmuş. Tebrikler.

Yazdıkça kendinizi geliştiriyorsunuz demek ki. :)

.


Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #8 : 17 Ocak 2010, 15:01:37 »
deanna,

:) Bir lezzete sadık kalmak lazım...

Okuduğunuz ve yorumladığınız için teşekkür ederim...
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı diana

  • ***
  • 513
  • Rom: 16
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #9 : 17 Ocak 2010, 16:32:33 »
Çok güzeldir kaymaklı dondurma.
Bu yazıda en az kaymaklı dondurma kadar güzel olmuş Elerki.

Ellerine sağlık...

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #10 : 17 Ocak 2010, 16:40:23 »
diana,

Beğendiğinize sevindim... :)

Teşekkür ederim...
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Bardes

  • **
  • 210
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #11 : 03 Şubat 2010, 02:08:53 »
Mmm leziz :)
Elinize sağlık.

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #12 : 03 Şubat 2010, 02:13:57 »
Bardes,

Teşekkürler... :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Nihbrin

  • ****
  • 1243
  • Rom: 43
  • [Infornography]
    • Profili Görüntüle
    • nihbr.in
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #13 : 03 Şubat 2010, 06:19:31 »
Elerki, iki sene sonra da aynı şeyleri yazacaksın bence ama yazılarındaki elbiseler, davranışlar, mekanlar, karakterlerden bahsediyorum bunu söyleyerek. Betimleyişin ve zamanı aktarışında dinamik bir değişme olacaktır, olmazsa kötü olur ama sende bu tehlikeyi görmüyorum. Çocukluğunda hayal ettiğin şeyler sembolik biçimde yada direk mürekkep hokkana damlayacaklar; ilk ilk okul kompozisyon dersi yazından bugün yazdığın son yazına kadar bu temel sabit kalacak. Bu esans değişmez, doğduğun kişiyi değiştirmedikçe. Gerçek özgürlük hafızanı kaybetmek olacaktır sanırım, tamamen sınırsız bir gelişim göstermenin tek yolu bu. Tabi eğer çiğ malzeme eksikliği yüzünden dikkat dağılmazsa. "Issız adada kalem kağıt ile baş başa kalarak hiç kitap okumadan fantastik eser veren adam" tasvirine benziyor bu "hafızasını kaybetmiş yazar" tasviri.

Dondurma ile ilgili tek ilgimi çeken şey çocuğun muazzam egosu oldu. Sade dondurması kalmadığında dondurmacının ısrarlara rağmen ona hiç bir şey satamaması canlandı gözümde. Ne istediğini bilen birisini güzel çizmişsin.

Çevrimdışı kusad

  • ***
  • 487
  • Rom: 5
  • Kendimi Kaybettim!Hükümsüzdür!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dondurma
« Yanıtla #14 : 03 Şubat 2010, 11:02:22 »
Aslında çok hoş bir hikaye ama ben fıtratım gereği daha hızlı ve olay akışının biraz daha süratli -çok değil- olduğu hikayeleri yeğelerim fakat hem edebi hemde o biraz acıklı biraz da yüzümüzde gülümseme uyandıran o konusu ve tam net olarak alamasamda verdiği mesajın ufak ufak satır başları gözümün önüne gelir gibi oldu diyebilirim.
Kaymaklı dondurmayı ben Çanakkale'nin en iyi dondurmacısında ilk olarak denedim ve orda annemin bana zorla içirdiği -o zamanlar- sütün mükemmel bir tadı olduğunu hissettim.Ayrıca diğer meyveli dondurmalara oranla sanki bir su gibi hiç öğütülmediğini hissettim.Sanki ağzımla-hatta vücudumun her hangi bir uvzuyla da değil- yemiyordum.Sanki içlerimde bir yerlerde,derinlikte,kuytu bir köşede onu bekletiyormuşum gibi hissettim.