Kayıt Ol

Duvar

Çevrimdışı Huor Eärfalas

  • ***
  • 620
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Duvar
« : 15 Ağustos 2008, 16:33:31 »


Tür :   Dram
Gösterim Tarihi : 20 Ekim 2000
Yönetmen : Yılmaz Güney
Senaryo : Yılmaz Güney
Görüntü Yönetmeni : İzzet Akay
Müzik : Ali Dede Altuntaş ,  Setrak Bakırel ,  Robert Kempler
Yapım : 1983, Fransa , 117 dk.


Oyuncular
Tuncel Kurtiz , Nicolas Hossein , Ahmet Ziyrek

Dördüncü koğuşun çocukları. Dördüncü koğuşun çocuklarının sefaleti. İşte koğuşun kırık camları, hırsızları, katilleri, terk edilmiş çocukları… Ay… İncecik, kavun dilimi gibi ay… umut ve özlem… Şişko’nun, Şaban’ın ve diğer çocukların elleri Tanrıya doğru açılır. Derler ki, yeni ayı ilk gördüğünde dua eder ve dilek tutarsan, Tanrı bunları yerine getirir. Çocukların hepsi tek bir dilek tutarlar: “Allah’ım, beni daha iyi bir hapishaneye yolla.” “Beni de Allah’ım” Tüm çocukların dilek ve arzuları budur: daha iyi bi cezaevi. Buraya artık dayanamıyorlar. Şiddet, Dördüncü Koğuş’un angaryaları onları tüketmiş. Her şeyi kabul etmek zorundalar. Temizlik, mutfak işleri, kömür ve çöp taşıma, kısaca cezaevinin tüm angaryası onların eline bakar… Dayak, baskılar… Onlar gerçekten cezaevinin kölesidirler. Ancak umutları tükenmez. Başka bir cezaevine gitmeyi başarmalıdırlar…

Yılmaz Güney’in anlatımıyla "Duvar"ın çekim öyküsü

Hapishaneyi anlatmak filme Türkiye’yi koymak demekti.

“Arkadaş” filminden beri tamamen benim yaptığım ilk film bu. Kelimenin dar anlamıyla politik bir film yapmak istemiyordum; propaganda yapmak, sloganlar haykırmak istemiyordum. İstediğim; konunun, günümüz Türkiye’si olmasi ve orda kalmasıydı. 1980 darbesinden beri 40 kadar ölüm cezası infaz edildi, binlerce kişi hala hapiste. O halde hapishaneyi anlatmak bir yerde Türkiye’yi anlatmak demekti, filme Türkiye’yi koymak demekti.

Bugünün Türkiye’sinin hapishane gerçeğini iyi bilen biri olarak, kendime başka bir soru yönelttim: Olayları olduğu gibi mi yoksa dolaylı bir yoldan mı anlatmalıydım? İkinci çözümü benimsedim. Filmin can alıcı noktasına, başta çocuklar olmak üzere yetişkinleri de koydum; hapishane gerçeğine onların gözünden bakabilmek için birinci yol yani olayları bütün çıplaklığıyla anlatmak yolu gerçeğe ne kadar yakın olursa o kadar inanılmaz görülecekti. Zira bu gün Türk hapishanelerinde inanılması güç olaylar cereyan ediyor. Diğer bir daha vardı: Türkiye’den uzak kaldığım sürede, hayatımın politik tarafı, politik kişiliğim oldukça önem kazandı ve bunun filmimi gölgelemesini istemiyordum; çünkü hangi gerekçeyle olursa olsun bu filmin salt bir propaganda aracı olarak değerlendirilmesini istemiyordum. Sanatsal bi anlatım bulmam, anlatım dilini bahsetmek istediğim gerçekliği taşıması ve anlatması, en azından hissettirmesi gerekiyordu.

Duvarda iki metodun karışımını kullandım.

Gerçekte senaryo yazmayı hapishanede öğrendim ben. Önceki filmlerimi hikayenin zaman sırasına göre çekerdim ve senaryo olarak elimde sadece bir kaç sayfa yazı olurdu. Daha sonra, yani sırasında gerek senaryonun, gerekse mizansenin ayrıntılarını ayaküstü hazırlardım. Fakat hapishanedeyken, beton gibi sağlam senaryolara ihtiyacım vardı; bitmiş, her şeyin inceden inceye planlandığı senaryolara. Duvar için - ki, dokuz yıldan bu yana baştan sona yönettiğim ilk filmim - , bir yerde, yukarda sözünü ettiğim iki metodun karışımını kullandım. Çok ayrıntılı, iyi planlanmış bir senaryom vardı, fakat yine de bu senaryonun esiri olmamaya çalıştım. Değiştirdim, sahneler çıkardım, yeni sahneler ekledim… Özetle “Duvar”, miksaj aşamasına kadar bir anlamda kendi hayatını yaşadı.

Bir hapishanedeydik ve şef gardiyan bendim.

Çevrimdışı Herr Mannelig

  • ****
  • 924
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Ynt: Duvar
« Yanıtla #1 : 20 Ağustos 2008, 22:45:18 »
Yılmaz Güney ile Tuncel Kurtiz'in süper emeği, kurtiz aynı zamanda çok iyi bir oyunculuk da sergilemiştir. Gerek düşüncesi ile olsun gerek tipi ile olsun Deniz Gezmiş'e benzettiğim Güney'den harika yapıt.
Contraataques muy rabiosos, deberemos resistir; Ay Carmela!



Çevrimdışı Huor Eärfalas

  • ***
  • 620
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Duvar
« Yanıtla #2 : 21 Ağustos 2008, 12:19:19 »
Yılmaz Güney ile Tuncel Kurtiz'in süper emeği, kurtiz aynı zamanda çok iyi bir oyunculuk da sergilemiştir. Gerek düşüncesi ile olsun gerek tipi ile olsun Deniz Gezmiş'e benzettiğim Güney'den harika yapıt.

Burası 4. Koğuş ağabey
Camları kırık,bacası tütmez
Burası 4.koğuş ağabey . . .