Kayıt Ol

Hiç Tartışılmayanlar!

Çevrimdışı diana

  • ***
  • 513
  • Rom: 16
    • Profili Görüntüle
Hiç Tartışılmayanlar!
« : 20 Kasım 2010, 01:36:59 »
Bu konudaki tüm sorular ve yanıtları Fırtınakıran'la yaptığımız söyleşilerden derlenmiştir. Hiçbir yerden alıntı değildir. Soruların tümünü ben sormuş bulunmakla beraber yanıtları da Fırtınakıran vermiştir. Ve ikimizinde bu konuya mesaj atacak olan herkesten bir ricası bulunmakta. Lütfen yorum olarak tek cümlelik şeyler yazmayın.(çok güzel, ellerinize sağlık, hiç olmamış gibi cevaplar değil konuda konuşulanlar üzerine yorumlarınızı bekliyoruz).
 Ve de eleştirilerinizi saygı çerçevesi içerisinde gerçekleştirin. .Burada okuduğunuz soru ve cevaplar aklınızda başka sorular yaratıyorsa onları da bu başlık altında paylaşın ki hoş bir tartışma ortamında cevap arayalım.

Zira gereksiz ya da tartışmaya yol açacak her türlü yorum direk Fırtınakıran tarafından silinecektir. Her sorunun başında da hangi kitaplarla ilgili olduğu yazmaktadır.


Ejderha Mızrağı Destan Üçlemesinin tamamı
Spoiler: Göster
 Kitiara mızrak kahramanlarının arasında yer alıyor mu ? Sonuçta yol arkadaşlarından biriydi. Ama onlara karşı savaştı. Fakat bu savaş yine mızrak savaşları sırasında oldu. Bu onu mızrak kahramanlarından biri yapar mı? Bir kaç yerde mızrak kahramanı diye geçiyor. Ama ben yinede sana sorayım dedim.

Spoiler: Göster
İlk kitabın başında Mızrak Kahramanları'nı tanıtırken Kitiara'yı da içlerinde sayar. Ama bence bu yanlış. Mızrak Kahramanı dediğin kişiler bu uğurda savaşanlardır. Kitiara'da savaşmıştır ama Kitiara mızrağın diğer tarafıdır. Bu bakımdan evet bir Mızrak Kahramanı'dır ama asıl karakterlere baktığımızda kendisi baş düşmanlardan birisidir. O zaman Ariakas, Verminand gibi kişilerin de bu "kahramanlıkta" adları olmalıydı bana göre.

Ben şahsen Kitiara'yı bir mızrak kahramanı saymıyorum. Dediğin durum benim de kafamı çok kurcalamıştı. Raistlin bile mızrak savaşında iyi tarafta hizmet vermişti(Öyle ya da böyle yararı dokundu sonuçta). Ama Kitiara, aksine bir mızrak kahramanını öldürdü.
Bu yüzden mızrak kahramanlarının azılı düşmanları listesi olmalıydı bence ve Kitiara orada olmalıydı. Pek doğru bulmuyorum o tanıtımı kısaca.






Kayıp Yıldızın Ejderhaları
Spoiler: Göster
 Ruhlar savaşında Skie ölürken Kitiarayı görmüştü. Sence bu bir hayal miydi yoksa gerçek mi?

Spoiler: Göster
Kitiara pek çok erkeğin kalbini kazanmış bir kadındı. Tanis gibi bir ölümlünün dışında, Lord Soth gibi muazzam güçlere sahip eski bir Solamniya Şövalyesi, Dalamar gibi gücü her şeyden önde tutan bir kara büyücüyü kendine esir etmişti. Onun gibi biri neden bir ejderhayı da kendine aşık edemesinki? Kitapta da ima edildiği gibi, Skie de Kitiara'ya aşıktı. Ruhlar Savaşı'nda, eski günlerin savaş ve zaferlerini anarken Kitiara'yı da sık sık düşünüyor, onun çarpık gülümsemesini ve kıvırcık saçlarını hayal ediyordu.
Peki bunca şeyi neden söyledim? Skie de Kitiara'ya karşı bir tutku beslerken, ölüm anında onu düşünmesi kadar olağan bir şey yoktur bence. Bana göre, Skie bir hayal gördü. Daha önceleri düşlediği gibi, Kitiara'yı düşündü o an. Çünkü artık yolun sonuna gelmişti ve en çok görmek isteyeceği Kitiara'dan başkası değildi.

Bunun hayal olduğunu düşünmemin bir diğer yanı ise, Kitiara'nın asla tam olarak birini benimsemeyişidir. Dalamar'a yaralanmış gibi gelişi, Tanis'e olan davranışlarını unutmamak gerek. Ona hayran olanlara karşı ilgisinin belli bir müddeti var. Bu yüzden, her ne kadar kendi ejderhası olsa Skie için bile kalıcı bir ilgiye sahip oalcağını düşünmüyorum. Kaldı ki, Takhisis kıskanç bir tanrıça ve Kitiara'nın Skie'ye görüşmesine bence pek de sıcak bakmayacaktır.




İkizlerin Sınavı Ve Ruhlar Savaşı Üçlemesi
Spoiler: Göster
İkizlerin sınavının sonunda Tas zamanda yolculuk aletini almıştı. Ve de onunla işi bittikten sonra geri getireceğini söylemişti. Tasın bu aletle nerelere gittiği yada neler yaptığı hakkında herhangi bir bilgi var mı?


Spoiler: Göster
Tass'ın sağı solu belli mi olur . O kısımlarla ilgili bir bilgi verilmemekle birlikte, Ruhlar Savaşı'nda bu aleti kullanıışını görüyoruz. Ondan önce ise, Yaz Alevi Ejderhaları'nda Kaos'a karşı neler yaptığını ve Tass'a nasıl veda ettiğimizi okuduk. Tass'tan kurtulamk bu kadar kolay mı? Bilindiği üzere aleti Paladine'dan tekrar istiyor. Ama burada bir "tekrar isteme" durumu söz konusu. Demek ki, ondan önce de bazı işleri varmış . Caramon'un cenazesinde bulunmak için kullandığını biliyoruz.
Bence o kısımlar, Weis ve Hickman'ın atladığı yerlerden. Kesin bir bilgi yok kısaca




Yitik Ayın Ejderhaları
Spoiler: Göster
Ruhlar savaşının sonunda Paladine bir fedakarlık yapıp Takhisisi öldürmüştü. Peki bu fedakarlığı başka bir ışık tanrısı yapsaydı yine Takhisis'i öldürebilir miydi?


Spoiler: Göster
Bence hayır. Şimdi Krynn düzenine göre yorumlarsak, öncelikle Tanrıların belli bir düzende olduğunu görürüz. 3 adet en büyük tanrı var: Paladine, Takhisis, Gilean. Onlardan sonra gelenler ise çeşitli kollara ayrılıyor. Herzaman bu üçünün en büyük olduğu söylendi. (tabii en büyük derken, tüm tanrıların babasını, Kaos'u, saymıyoruz. Ayrıca Her Şeyi Yaratan ve Her Şeyi Yokedecek olan da dahil değil-Karanlık havari Üçlemesi) Güçler bu şekilde belirtilmişken ve böyle bir hiyerarşik düzen varken, bence bir tanrıyı o büyü ya da güçle (her ne dersek) yok etmek için ona denk bir güce sahip bir başka tanrı yok edebilir. Takhisis'i Gilean yok edebilirdi, ama bir başkası, hayır. Yoksa neden 3 büyük tanrı onlar olsun ki? Belki de o gücü sadece onalr kullanabiliyordur. Ama bu durumla ilgili kitapta hiçbir bilgi verilmiyor. Sadece bu yok etmek gücünden ve bedelinden tüm tanrıların haberdar olduğunu biliyoruz.

Elbette bunlar benim yorumlarım. Öyle kesin konuşmayayım . Toparlarsam, bir tanrıyı yok etmek için ya ondan güçlü bir tanrı lazım ya da ona denk.




İlk Bahar Şafağı Ejderhalarından sonraki tüm kitaplar
Spoiler: Göster
Ejderha mızrağında ruhlar savaşı sırasında kaybolan porthios hakkında sonradan hiç bir bilgi alınabiliyormu? Ve Silvara'nın Gilthanas tarafından bulunduğu doğrumu? Bulduysa ne zaman buldu?

Spoiler: Göster
Porthios hakkında sonradan hiçbir bilgi verilmiyor. O yüzden öldürüldüğü varsayılıyor ama bahsedilirken kayıp deniyor.
Gilthanas ile Silvara'nın arasında ise hazin bir olay var ve bu dile getirilmiyor.
Gilthanas'ın korkunç bir sonu olmuş Silvara ile beraberken, ama ne oldu ya da nasıl oldu, hüzünlü bir son olduğu için kimse tarafından ağza alınmıyor.
Kısaca bu konuda da kesin bir bilgi verilmiyor kitapta.

Bu iki olay gibi, bir-iki olayda nedendir bilinmez kitap muallakta bırakarak okuyucunun yorumlamasını istemişler belli ki..



Ruhlar Savaşın tamamı
Spoiler: Göster
 Porthios ölü oalrak kabul ediliyor demişsin ama Ruhlar Savaşı'nda Silvanoshei ve Mina arasında geçen bir konuşma vardı. Silvanoshei bir şey hakkında(ne olduğunu hatırlamıyorum) annesi ve babasının mezarı üzerine yemin ediyordu. Minada ona annesininde babasınında ölmediğini söylemişti. Bu durumda porthiosu yaşıyor kabul edemez miyiz?


Spoiler: Göster
Porthios'u elfler ölü olarak kabul ediyor. Karısı Alhana bile, ne kadar inatçı biliyorsun, içten içe öldüğünü düşünmüyor değil. Mina öyle demişti evet ama benim dediğim elf asilerinin kabullenmesiydi. Bahsederken kayıp diyorlar ama o kadar uzun süredir kayıp ki doğal oalrak öldü diye düşünüyorlar. Mina'nın o cümlesine rağmen Porthios'tan hiçbir iz çıkmıyor. Nerede, ne oldu meçhul. Biz yaşıyor kabul edebiliriz, zaten elf asilerde tam olarak umudunu kesmiyor. Ama düşünsene, çok uzun süredir haber alamadığının birinin öldüğünü sen de düşünmez misin ister istemez ? Durum bu şekil.de Kendisi kayıp ve hiçbir bilgi yok.





Tüm Ruhlar Savaşı ve Karanlık Havari
Spoiler: Göster
Mina, Ruhlar savaşı esnasında Silvonesheiye kendisine aşık olmadığını aslında onun içindeki tanrıya aşık olduğunu söylemişti. Mina Takhisisi kast etmişti. Ama Karanlık Havaride öğrendik ki Minda bir tanrıymış. Bu durumda Mina aslında farkında olmadan doğru mu söyledi? Yani Silvanoshei gerçekten Minanın içindeki o tanrıya mı aşıktı?


Spoiler: Göster
Nasıl ki Chemos ona aşık olduğunda şaşırmıştı, bir ölümlüye aşık olduğunu kabul edememişti, Silvan da onun bir tanrı olduğunu bilmeden Mina'nın çekim alanına girdi. Paladine'a çok bağlı elfler bil onun yolunda birleşti, onun sözlerini dinledi. Savaş alanında, kafası kazınmış, 17 yaşında bir kızken ordular onun önünde eğildi, onların sözlerini dinledi. Neden? Çünkü senin de dediğin gibi o aslında kayıp bir tanrıydı.

Silvan, annesi ve babasının mirasını devralmaya çok istekliydi hatırlarsınki. Doğduğundan beri sürgün ve sürekli birilerinden kaçarak yaşayan biri, tahta çıkıp Silvanesti'nin hakimiyetini alma konusunda oldukça idealist olacaktır. Silvan, böyle bir durumda sıradan bir insan kıza aşık olmazdı bence. Her şeyi geçelim, Mina'nın tanrılığı her ölümlüyü etkisi altına almışken Silvan'ı da alması çok olağan.

Mina doğru söylüyordu, o Mina'nın tanrı yanına aşıktı. Hani Laurana Takhisis ile karşılaştığında, hem korkuyor hem de içinde dayanılmaz bir tapınma isteği oluşuyordu ya, bu da bunun gibi bir şey bence. Silvan gerçekten aşık olmadı, o bir tanrıya karşı koyacak güce sahip değildi o kadar. Tıpkı diğerleri gibi. Bunu yapan bir Raistlin'i gördük zaten .




Ruhlar Savaşı ve Karanlık Havari
Spoiler: Göster
Ruhlar savaşında yurtlarından sürülen elflere ne olduğu biliniyor mu? Yurtlarını geri alabildilermi?

Spoiler: Göster
Qualinesti elfleri bir zamanlar hor gördükleri insanların yanında çalışıyorlar ve sefalet içindeler. İnsanlar da bunları çok eziyor ama. Kötü davranıyorlar. Ucuz işçilik yapıyorlar. Ailelerine bakmak için demircilerin yanında çalışıyorlar falan. O parıltılı günlerinden hiç eser yok. Toz,toprak içindeler görünüş olarak. Ülkeyi geri alamadılar. Silvanesti'nin sonu da öyle pek muhteşem değil. Onlar da kendi sonlarını getirdi. Yine de Qualinesti'ye oranla nasıllar bir şey denmiyor pek.



Tüm Ruhlar Savaşı ve Karanlık Havari
Spoiler: Göster
Acaba elflerin sürgün olmasında paladineninde sürgün olmasının da bir faktörü varmıdır? Çünkü sonuç olarak elfler paladine tarafından oluşturulmuş bir ırk.

Spoiler: Göster
Paladine ve elflerle ilgili çok güzel bir yorum getirmişsin. Açıkçası ben bunu hiç düşünmemiştim . Ama neden olmasın? Belki doğrudur. Ben daha realist bakıyorum olaya. Şöyle ki, elfler yıllar yılı bir ittifak içine girmeden yaşadılar. Taa Huma devrinde Solamniya Şövalyeleri ile adam gibi bir ittifakları vardı. Ne zamanki ogreler ormanlardan bastırıp Mina ve ordusu çıka geldi, o zamanlarda daha yeni yeni Solamniya lejyonlarıyla ittifak yapmaya başladılar. Ama daha temelden bir birlikleri olsaydı bence bu derece kötü hale gelmezler hatta yıkılmazlardı. Solamniyalılar onlara kibarca gidin dedi bir düşün. Burda bahsettiğimiz adamların Yemin ve Ölçü diye bir kurallar kitabı var ki casusuluk en büyük şerefsizlik oalrak ifade ediliyor bu kurallar arasında. Kendi toprakalrında çadır kuran bu elflere nedne kibarca haydi yolunuza dediler? Geçmişten gelen kırgınlıklar var mutlaka. Elflerin ukalalıkları biraz da sonları oldu. Hepsi bir Laurana olsa bu olmazdı bence .
Yine de yorumun da mantığa çok uygun. Bunun da olma olasılığı vardır yahu ^^. Diplomatik olarak eksikliklere bağlamıştım ben okurken. Bir de dediğin gibi Paladine'in yarattığı ırk ya Takhisis'in özel bir garezi var. Yine de Paladine-Fizban- seçilmişlerini bir yarı-elf ve insanlardan seçti değil mi? Elflerin en büyük kahramnı Huma zamanında bir ejderhayı kesen Kalith Rian'dır. Başka da bilinen yok :/.(severim kendisin ^^).



Efsaneler Üçlemesi ve devamındaki tüm kitaplar
Spoiler: Göster
Dalamar hakkında görüşlerin neler? Sence sadece kendi çıkarları için hareket eden biri mi? Yoksa elf olmasına bağlı olarak haladır içinde iyi bir şeyler varmı? Bu soruyu tanisin dalamara dostum diye hitap etmesine binayen soruyorum.

Spoiler: Göster
Dalamar'ın bence de içinde iyi bir yan var. Hani Tanis Gilthas'ı kral yapmamak için uğraşırken Dalamar çok yardım etmişti ya, "cübbenin rengini mi değiştirmeye çalışıyorsun!" gibi komik bir laf etmişti , oradan belli bence. Raistlin kadar kararlı bir kötü olamadı. Tamam kötü biri ama içinde bir yerlerde elfliğin getirdiği bir yumuşaklık var bence. Hem Tanis ona Raistlin'e güvendiğinden daha çok güvendi ve senin de dediğin gibi dostum dedi.


İkizlerin Sınavı
Spoiler: Göster
Tanis ikizlerin sınavında dalamarın verdiği bir bileziği takmıştı. Dalamar ise bu bileziğe iyi kimselerin dokunamayacağını söylemişti. Birşey daha eklemişti ama hatırlamıyorum.Tanisde bileziği takabilmişi. Burada tam olarak ne olduğunu  anlayamadım. Sence Dalamar tam olarak neyi kast etmişti?

Spoiler: Göster
Bilezik olayı tam bir muamma . Tanis ne olursa olsun bence iyi bir karater. Zaman zaman tarafsızlığın sembolü olsa da mızrak savaşında iyilerin önde gelen adamlarındandı. Bir Çin filozofu der ki "her iyinin için de bir kötü her kötünün için de bir iyi vardır" bence bunla alakalı bir şey bu durum.


Efsaneler Üçlemesi Ve Yitik Ayın Ejderhaları
Spoiler: Göster
Efsaneler üçlemesi boyunca kafama takılan bazı sorular olmuştu. Öncelikle Caramon ve Raistlin. Üçleme boyu ikisinin arasındaki duygular durmadan değişti. Bir bakıyorsun birlikte kahkaha atıyorlar. Bir bakıyorsun raistlin caramonun kafasını onlara vereceğine dair devarlara söz veriyor. Sonrada yaz alevinde gelip özür diliyor. Bunları göz önünde tutarsak raistlin aslında caramondan hep nefret mi etti? Yoksa onu hep sevdi mi?

Spoiler: Göster
Aslında şöyle bir durum var, Ruhlar Savaşı'nda Yitik Ayın Ejderhalarında Raistlinin ruhu bir laf ediyordu Gerard'a hatırlıyor musun? Eh, gerçekten kayda değerdi o laf . Kardeşi gibi sıkıcı olduğunu ama aslında kardeşini sevdiğini sadece bazen çok canını sıktığını söylüyordu. Raistlin bence Caramon'dan gerçekten nefret ediyordu ama ölüp de ruhunun kızgınlığı dindiğinde ona tam bir kardeş gözüyle baktı ve sevdi. Bence sonradan sevdi yani . Benim fikrim bu tabii. Önceden seviyor olsa Caramon zil zurna şarhoşken raistlin için) cevap mektubu atardı. Koskoca büyücü istese kardeşinden haber alırdı.


Destan Üçlemesi
Spoiler: Göster
Sence ejderha mızrağındaki en başarılı karakter hangisi?

Spoiler: Göster
Ejderhamızrağının her karakteri çok başarılı. Hep Raistlin gelir akla ilk ama bence Sturm da çok başarılıdır mesela. Bu kadar doğrularından taviz vermeyip, bir anda bir kadına aşık olup onun için her şeyi göze alabilen, tanımadığı insanlar ölürken göz yaşı dökebilen bir erkek o. Tanis de çok başarılı. Dengenin merkezini oluşturuyor bence grupta ve lider olarak alışılmışın dışında biraz. Özellikle hüzünlü geçmişi ve annesinin başına gelen o tecavüz olayıyla .


Efsaneler Üçlemesi ve
Spoiler: Göster
Geçenlerde bir yazı okumuştum. Raistlinle ilgili. Orada raistlinin krynnın kayıp yirmi üçüncü tanrısı olduğuna dair bir şey söyleniyordu. Bu doğru mu ? Tamam raistlin bir tanrı olmaya çalıştı ama sonuç olarak buna pişman oldu.

Spoiler: Göster
Raistlin tanrı oluyordu bir ara. Hani Caramon geleceğe gidiyordu orda her şeyin yitip gititğini görüyordu ya. O sıra Göklerde kumsaati şeklinde bir takım yıldız patıldıyordu ve Takhisis'içoktan yenmiş Paladine ile savaşıyordu. Raistlin'in tanrılığa adaylığı çok cidi bir konu. O bakımdan orada yazan bilgiye yanlış demem doğru olmaz. Çünkü her ne kadar geleceği Caramon ve Raislin değiştirseler de eğer engel olmasalardı Raistlin gerçekten tanrı olacak ve Takhisis gibi 3 büyük tanrıdan birini devirecekti.
Onda bu potansiyel olduğu için23.kayıp tanrı sayılabilir. Sonuçta tanrı olsa kayıp sıfatını almazdı sanırım :. Yine de olmadığı için bu bilgiye tam olarak doğru diyemem




Ejderha mızrağı karanlık havari üçlemesiyle sonlanıyor mu? Yoksa yine devam edecek mi? Zira ortada haladır yanıtlanmamış sorular var.

Karanlık Havari en son çıkan üçleme. Weis devam etmeyeceğim dedi kestirdi attı . Şimdi ara kitaplar var. Cüce Derinlikleri Ejderhaları falan var ya. Karanlık Havari'den sonra kayıp tarihçeler üçlemesi çıktı ana serinin yazarlarından. Daha da devam etmeyecekler bildiğim kadarıyla.
Ben tadında bırakılması gerektiğini düşünüyorum aslında. Yazsalar daha ne yazacakalar? Kopuk zaman ve havada kalmış konuları(mesela Kharas'ın çekicini nasıl bulduklarını) bu kayıp tarihçeler üçlemesiyle zaten anlattılar.


Yaz Alevi Ejderhaları ve Ruhlar Savaşı
Spoiler: Göster
Yaz alevi ejderhalarında tanrılar krynnı terk etmişti. Hatta fizban veda bile ettiğini gördük. Ancak ruhlar savaşında öğrendik ki Takhisis dünyayı çalmış. Ve Tas o zaman olması gereken geleceğe gittiğinde tanrıların dünyada olduğunu görmüştü. Yani aslında tanrılar dünyayı terk etmemişti. Onu takhisis çalmıştı. Fakat yaz alevi ejderhalarının sonunda terk ettikleri söyleniyordu. Daha doğrusu kaosun peşinden gitmek zorunda kaldıkları. Bu durumda ne olduğuna pek fazla çözemedim doğrusu.

Spoiler: Göster
Yaz Alevi Ejderhaları'ndaki olay benim de kafamı karıştırmıştı. Biz her ne kadar ardı ardına okusak da Ruhlar Savaşı ve Yaz Alevi Ejderhaları'nın Amerika'daki yazım tarihleri arasında uzun bir zaman var. Bence bu durum yazarların bir mantık hatası. Çünkü dediğin gibi gayet normal terk edip gittiler. Güzelim serimin bir ayıbı bence bu . Yakışmadı seriye. Ama şşşt görmemiş gibi yap xD. Diyelim ki mantık hatası değil, o zaman bence Takhisis çok entrikaçı bir tanrıça olduğu için herkesi uyutmak maksatlı Fizban kılığına girdi. Eh o bir tanrıça bunu yapabilecek güce sahip. Dünyayı çalmayı önceden planlıyorduysa insanları kandırmak için veda ediyor, ve daha sonra insanların isyan ettiği, terk ediyor havasına büründürmüş olabilir. Bence mantık hatası ağır basıyor .
Bir de şu var ama, artık dünya işlerine böyle Fizban gibi gelip karışmıycaz uzaktan izleyeceğiz demek için gidiyoruz demiş de olabilirler. O zaman da Takhisis bundan yararlanıp dünyayı çalmış olur.


Ruhlar Savaşı
Spoiler: Göster
Ruhlar savaşında tanrılar dünyayı terk ettiğinde Astinusa ne olduğu hakkında herhangi bir var mı? Bazıları onun tanrı Gileanın kendisi olduğunu söylüyordu. Kimileride Gileanın sözcüsü. Eğer o Gileansa gitmiş olması gerekir. Ruhlar savaşı boyunca Astinustan hiç bahsedilmedi. Bu durumda giti kabul edebilirmiyiz? Eğer o gittiyse bu durumda krynn tarihini kim yazdı?

Spoiler: Göster
Ben Astinus'un Gilean'ın avatarı olduğuna inanıyorum aslında. Yoksa neden Gilean gidince Astinus da gitsinki? İnsanlar yaşamaya devam etti ve tarihler yazılmak zorundaydı. O kısımlar sonradan yazıldı diye düşünüyorum. Yaşandı ve sonra tanrılar geri gelince Gilean tanrısal güçleriyle onlar yokken olanlara bir göz attı. Ama şu varki Gilean döndükten sonra da Astinus gelmedi.(Karanlık Havari'de de yoktu diye hatırlıyorum).


Ruhlar Savaşı
Spoiler: Göster
Ruhlar savaşında Palin ve Jenna buluştuğunda, jenna paline; Dalamar, kendisi ve bir beyaz cübbeliyle kaosa karşı savaşmak için yola çıktıklarını söylemişti. Hatta dalamar bu macerada oldukça yaralanmıştı. Acaba onların ne yaşadığından bahseden herhangi bir kitap var mı? Yada ne olduğu biliniyor mu? Gece göğünün gözyaşlarında Dalamar jenna bir plandan bahsetmişti ama bunun ne olduğu yazmıyordu.

Spoiler: Göster
Jenna ve Dalamar'ın savaşlarını anlatan, bildiğim bir kitap yok açıkçası. Detaydan yoksun bir başka konu daha :/. Yazarlar bunu özellikle yapıyor bence. Okuyucuyu hayal etmek zorunda bırakıyor. Bu da çok kötü bir şey değil sanırım .



Ruhlar Savaşı
Spoiler: Göster
Ruhlar savaşında Gerardla konuşan Raistlinin hayaleti miydi? Eğer hayaletse Gerarda nasıl pelerinini verebildi? Ve bu sefer dünyaya geldiğinde büyüsü yanındamıydı? (yaz alevinde yoktu)

Spoiler: Göster
Raistlin'in hayaletiydi o ama her evrende hayaletlerin içinden geçip gidilmiyor . Ayrıca oraya Raistlin tanrılar tarafından gönderilmişti. Bu da onu sıradan bir hayalet yapmıyor. Ama Raistlin'i kısa bir süreliğine dirilttiler diyemeyiz. Tanrısal güçleriyle Raistlin'in ruhunu dünyaya yolladılar ve Gerard'a yardım ettiler . Yanında büyüsü olup olmadığına dair hiçbir bilgi yok. Muhtelemen yoktur çünkü tanrılar böyle bir riski almazlar. Raistlin cehennemde güçlerini bıraktı ve bence hiçbir tanrı ona güçlerini geri vermez . O da yeni halinden şikayetçi değildi.


Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #1 : 04 Aralık 2010, 21:41:54 »
Öncelikle diana'ya böylesine yerinde sorular sorduğu, Fırtınakıran'a böylesine güzel ve eksiksiz cevapladığı için teşekkür ediyorum. Ejderha Mızrağı alt forumunun en dolu başlıklarından birisi bu, hem detaylar olarak hem bilgilendirme olarak.

Aslında teker teker soruları cevaplamaya başladım ama baktım, tek yaptığım "Fırtınakıran'a katılıyorum." yazmak oldu.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #2 : 05 Aralık 2010, 11:46:16 »
Soruları Fırtınakıran değil de Weis & Hickman ikilisi cevaplamış sanki :) Ben sadece ana seriyi okuduğum ve yan dallara sıçramadığım için tüm seri hakkında çok fazla bilgi sahibi değilim. Fakat bildiğim konulara şöyle bir göz attığımda Fırtınakıran'ı haklı buldum.

Ruhlar Savaşı ve sonrasındaki kitapları ise okumadım. Çünkü Yaz Alevi Ejderhaları aslında bu serinin sonuydu bence. Daha sonrasında yazılanlar, mantık hataları, gidenlerin geri dönmesi vs. oldukça mantık dışı gelmiştir bana.

Bu güzel soru ve cevaplar için çok teşekkürler.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #3 : 06 Aralık 2010, 12:33:20 »
Ruhlar Savaşı ve sonrasındaki kitapları ise okumadım. Çünkü Yaz Alevi Ejderhaları aslında bu serinin sonuydu bence. Daha sonrasında yazılanlar, mantık hataları, gidenlerin geri dönmesi vs. oldukça mantık dışı gelmiştir bana.

Aslında Ruhlar Savaşı'ndan sonra yazılan ve bence en sağlam serilerden birisi olan Karanlık Havari'yi de okuman gerekir mit. Özellikle oradaki anlatım ve Mina'nın tamamen farklı bir yönü ile yeni kahramanlar ile karşılaşmamız etkileyici. Tass harici yeni bir kenderle tanışmak istiyorsan da kaçırmaman gerekir :)

Bu arada detaylı ve bir o kadar da dolu dolu içeriği ile yapılan söyleşi tarzı çalışma için hem diana hem de Fırtınakıran'a teşekkürler. Özellikle bu tür çalışmalar hem daha aktif bir ortam hem de eski bilgilerini tazelemek isteyen okurlar için bulunmaz bir nimet olacaktır.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Kharas

  • **
  • 53
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #4 : 18 Aralık 2010, 17:00:48 »
Fena halde sorulara cevap vermek istesem de, yapamıyorum -_-'! Fırtınakıran bunu engellemiş, oldu mu şimdi :P.
Aklıma gelen cevaplar zaten yazıda yer alıyor. Parmak basılan noktalar, açıklar, anlatılmayanlar vs., gerçekten çok iyi tespit edilmiş. Verilen cevaplar da akla yatkın.

Buna benzer soru-cevapları başka yerde görmedim. Aklınıza sağlık.

Tek bir cevaba, aslında katılmakla birlikte, farklı bir bakış açısı getirebilirim:

Alıntı
Spoiler: Göster
Kitiara mızrak kahramanlarının arasında yer alıyor mu ? Sonuçta yol arkadaşlarından biriydi. Ama onlara karşı savaştı. Fakat bu savaş yine mızrak savaşları sırasında oldu. Bu onu mızrak kahramanlarından biri yapar mı? Bir kaç yerde mızrak kahramanı diye geçiyor. Ama ben yinede sana sorayım dedim.
Spoiler: Göster
Hani kitapta bir şiir var ya, "9 kişiydiler yolun başında..." diyor hani, işte orada Kitiara'yı da sayıyor. En başında onlarla birlikteydi aslında. Altınay, Nehiryeli ve Tika (daha sonra Gilthanas ve Laurana) gelmeden önce ekipteki üye oydu. Eskiyi düşünerek Mızrak Kahramanı sayılıyor olabilir.
Altınay ve diğerleri ekibe sonradan dahil oldu. 5 senelik ayrılık sırasında Kitiara'da ne oluyor ne bitiyor diye araştırmaya gitmişti. Onlarla hala bağlantı halindeydi. Ama ne oldu ne bittiyse sonra geri gelmedi.(Tanis'in gözleri onu aramıştı hatta). Kitiara tarafını seçmiş, yol arkadşlarını bırakmıştı. Ama yine de onlarla karşılaştıklarında dost gibi davranıyordu.
Yine de, mızrak kahramanları iyinin tarafında yer alanlar için söylenen bir şey. Bu bakımdan, yorumun en başında dediğim gibi, ilk verilen cevaba katılmamak elde değil.

Çevrimdışı redlion999

  • *
  • 1
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #5 : 06 Ocak 2011, 07:40:25 »
Merhaba arkadaşlar ejderhamızrağını görünce direk üye oldum.. Bir sorum olacaktı aklıma takılan..

Spoiler: Göster
Bu Raistlin arkadaşımıza sınavdan sonra bildiğiniz üzere magius un asası verildi.. Magiusun asası kendini karanlık kraliçeye hizmet edenlerden,kötü niyetlilerden koruyor(silah kardeşliğinde immolatus asayı eline aldığında mesela). Neyse konuya dönelim Raistlin kırmızı cübbeden siyah cübbeye geçtiğinde asa hiç itaatsizlik etmedi mi? Hani Raistlin gücüyle onu alt etti desek okuduğum kitaplarda hiç böyle bir konu hatırlamıyorum.. Asanın yeni efendisi Raistlin olabilir ancak onu ışığa hizmet eden magius yaptı..


Seriyi okuyalı biraz zaman geçti o yüzden hatırlamıyor olabilirim eğer öyle ise şimdiden özür dilerim..

not:fırtınakıran arkadaşımız düzenlemiş mesajımı bilmediğim için gizli yapamamıştım teşekkürler ;)

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #6 : 18 Ocak 2011, 00:18:08 »

Spoiler: Göster
Bu Raistlin arkadaşımıza sınavdan sonra bildiğiniz üzere magius un asası verildi.. Magiusun asası kendini karanlık kraliçeye hizmet edenlerden,kötü niyetlilerden koruyor(silah kardeşliğinde immolatus asayı eline aldığında mesela). Neyse konuya dönelim Raistlin kırmızı cübbeden siyah cübbeye geçtiğinde asa hiç itaatsizlik etmedi mi? Hani Raistlin gücüyle onu alt etti desek okuduğum kitaplarda hiç böyle bir konu hatırlamıyorum.. Asanın yeni efendisi Raistlin olabilir ancak onu ışığa hizmet eden magius yaptı..


Seriyi okuyalı biraz zaman geçti o yüzden hatırlamıyor olabilirim eğer öyle ise şimdiden özür dilerim..


Buna dair hiçbir bilgi olmamasına rağmen ben şunu şöyle yorumluyorum:

Spoiler: Göster
Magius iyilerin yanında savaşmış olsa da özünde bir Kırmızı Cübbeli'ydi. Raistlin o asayı kazandığında tıpkı onun gibi bir Kırmızı Cübbeli'ydi. Bu durumda ona başlangıçta karşı gelmemesini buna bağlayabiliriz. Raistlin'in Kara Cübbe'yi giydiği zamanlarda ise şöyle bir durum var, Raistlin Takhisis'i alt etmek istiyordu; hiçbir zaman ona hizmet etmedi. Bu durumda asanın onu Takhisis'e hizmet edenlarden korumasının bir nedeni olmuş oluyor. Zaten Raistlin o tanrıçaya tapmıyor ve asanın standartına(böyle bir standart varsa eğer) uyuyor. Ancak bana göre asanın iyi ya da kötü tarafta olmaktan çok, gücün ne şekilde kullanıldığına dair bir standart getirdiğini düşünüyorum. Cübbe'nin renginden çok, öncelikle onu kontrol edebilecek güçte birine ihtiyacı var (ve Raistlin gelene kadar bunu yapabilen tek kişi onu yaratan Magius'tu), bu şart sağlandıktan sonra sahip olunan büyük gücün hangi amaca yöneli kullanılacağını bilmesi gerekir. Zaten Raistlin karanlık yollara sapmasın diye de o asa ona verildi. Asanın onda olma nedenlerinden biri karanlığa ait olmasını engellemekti.

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #7 : 18 Ocak 2011, 00:26:26 »
Merhaba arkadaşlar ejderhamızrağını görünce direk üye oldum.. Bir sorum olacaktı aklıma takılan..

Spoiler: Göster
Bu Raistlin arkadaşımıza sınavdan sonra bildiğiniz üzere magius un asası verildi.. Magiusun asası kendini karanlık kraliçeye hizmet edenlerden,kötü niyetlilerden koruyor(silah kardeşliğinde immolatus asayı eline aldığında mesela). Neyse konuya dönelim Raistlin kırmızı cübbeden siyah cübbeye geçtiğinde asa hiç itaatsizlik etmedi mi? Hani Raistlin gücüyle onu alt etti desek okuduğum kitaplarda hiç böyle bir konu hatırlamıyorum.. Asanın yeni efendisi Raistlin olabilir ancak onu ışığa hizmet eden magius yaptı..


Seriyi okuyalı biraz zaman geçti o yüzden hatırlamıyor olabilirim eğer öyle ise şimdiden özür dilerim..

not:fırtınakıran arkadaşımız düzenlemiş mesajımı bilmediğim için gizli yapamamıştım teşekkürler ;)

Spoiler: Göster
Öncelikle, adı Magius'un Asası olsa da asayı yapan kişi Magius değil. İlk Ejderha Savaşı sırasında Shadra adında bir Silvanesti Elfi yaptı asayı, yıllar sonra Magius'a geçti.

Asıl soruya gelirsek, Asanın karanlığa hizmet edene karşı bir tepkisinin olmasının sebebi asanın bir özelliği değil. Asanın ışık, tüy düşüşü gibi özelliklerinin yanı sıra büyü depolama gibi bir özelliği de var. Tahminim şudur ki, onu kullanan büyücü - ki bu Raistlin de olabilir Magius da- , düşmanları ya da tehlikeli gördükleri, güvenmedikleri kişiler dokunmasın diye o tarz bir büyü yerleştirmiş olabilir. Hoş, Fırtınakıran'ın yorumu da iyiymiş aslında, bilemedim.

Kaldı ki Magius, hem Siyah Cübbe, hem Kırmızı Cübbe, hem de Beyaz Cübbe giymiş bir büyücüydü ve tüm bu zamanda asayı hiç yanından ayırmadı. Farklı renkte cübbeler giymesine rağmen, asa ona bir zarar vermedi yani.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #8 : 18 Ocak 2011, 00:34:43 »

Spoiler: Göster
Öncelikle, adı Magius'un Asası olsa da asayı yapan kişi Magius değil. İlk Ejderha Savaşı sırasında Shadra adında bir Silvanesti Elfi yaptı asayı, yıllar sonra Magius'a geçti.

Asıl soruya gelirsek, Asanın karanlığa hizmet edene karşı bir tepkisinin olmasının sebebi asanın bir özelliği değil. Asanın ışık, tüy düşüşü gibi özelliklerinin yanı sıra büyü depolama gibi bir özelliği de var. Tahminim şudur ki, onu kullanan büyücü - ki bu Raistlin de olabilir Magius da- , düşmanları ya da tehlikeli gördükleri, güvenmedikleri kişiler dokunmasın diye o tarz bir büyü yerleştirmiş olabilir. Hoş, Fırtınakıran'ın yorumu da iyiymiş aslında, bilemedim.

Kaldı ki Magius, hem Siyah Cübbe, hem Kırmızı Cübbe, hem de Beyaz Cübbe giymiş bir büyücüydü ve tüm bu zamanda asayı hiç yanından ayırmadı. Farklı renkte cübbeler giymesine rağmen, asa ona bir zarar vermedi yani.


Spoiler: Göster
Shadra'dan bahsedildiğini hatırlamıyorum. Ben asayı yapan kişinin de Magius olduğunu hatırlıyorum nedense. Eğer öyleyse bu defa şöyle bir şey geldi aklıma: Silvanesti elfleri çok takıntılı bir topluluk. Sırf kış gelmesin diye mevsimi hep baharda tutan büyülerle çevrili bir ülkeleri var. Ayrıca genel olarak tüm elf halkları iyi büyü dışındaki her türü direk kötü büyüye sokar; tarafsızı da. Böyle bir toplumdan gelen birinin yapacağı asa kötülüğe karşı büyük duyarlılığa sahiptir diye düşünüyorum. Ama şu var, Magius'un elinde nasıl durdu o zaman? Buna da yorumum, Magius en son Beyaz Cübbeli olarak bitiriyor hayatını ve asa tüm bu zamanlar boyunca belki de onun içindeki iyilikten haberdar olduğu için ona bir tepki göstermedi. Ama bunları hiçe sayarsak, asanın en başından beri iyi ile kötüyü ayırt edecek bir güce sahip olmadığı da pek ala söylenebilir ki, bu durumda senin dediğin de doğru olacaktır.

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #9 : 18 Ocak 2011, 00:42:53 »

Spoiler: Göster
Öncelikle, adı Magius'un Asası olsa da asayı yapan kişi Magius değil. İlk Ejderha Savaşı sırasında Shadra adında bir Silvanesti Elfi yaptı asayı, yıllar sonra Magius'a geçti.

Asıl soruya gelirsek, Asanın karanlığa hizmet edene karşı bir tepkisinin olmasının sebebi asanın bir özelliği değil. Asanın ışık, tüy düşüşü gibi özelliklerinin yanı sıra büyü depolama gibi bir özelliği de var. Tahminim şudur ki, onu kullanan büyücü - ki bu Raistlin de olabilir Magius da- , düşmanları ya da tehlikeli gördükleri, güvenmedikleri kişiler dokunmasın diye o tarz bir büyü yerleştirmiş olabilir. Hoş, Fırtınakıran'ın yorumu da iyiymiş aslında, bilemedim.

Kaldı ki Magius, hem Siyah Cübbe, hem Kırmızı Cübbe, hem de Beyaz Cübbe giymiş bir büyücüydü ve tüm bu zamanda asayı hiç yanından ayırmadı. Farklı renkte cübbeler giymesine rağmen, asa ona bir zarar vermedi yani.


Spoiler: Göster
Shadra'dan bahsedildiğini hatırlamıyorum. Ben asayı yapan kişinin de Magius olduğunu hatırlıyorum nedense. Eğer öyleyse bu defa şöyle bir şey geldi aklıma: Silvanesti elfleri çok takıntılı bir topluluk. Sırf kış gelmesin diye mevsimi hep baharda tutan büyülerle çevrili bir ülkeleri var. Ayrıca genel olarak tüm elf halkları iyi büyü dışındaki her türü direk kötü büyüye sokar; tarafsızı da. Böyle bir toplumdan gelen birinin yapacağı asa kötülüğe karşı büyük duyarlılığa sahiptir diye düşünüyorum. Ama şu var, Magius'un elinde nasıl durdu o zaman? Buna da yorumum, Magius en son Beyaz Cübbeli olarak bitiriyor hayatını ve asa tüm bu zamanlar boyunca belki de onun içindeki iyilikten haberdar olduğu için ona bir tepki göstermedi. Ama bunları hiçe sayarsak, asanın en başından beri iyi ile kötüyü ayırt edecek bir güce sahip olmadığı da pek ala söylenebilir ki, bu durumda senin dediğin de doğru olacaktır.


Spoiler: Göster
Zaten bu konuda kesin bir şey söylemek imkansız, teorilerden bahsediyoruz. Ama evet, böylesine bir asanın kendi iradesi olması pek şaşırtıcı olmaz. Sonuçta onu kullananın nihai amacını görebildikten sonra, istediği kadar karalara büyüsün sahibi, bir tepki vermiyordur. Belki de bu yüzden, Raistlin cehenneme girdiğinde asanın bir yılana dönüşüp Raistlin'i ısırması, Takhisis'in bir oyunu değil de asanın kendi tepkisiydi. Raistlin'in neye kalkıştığını anlayınca, böyle bir tepki verdi belki de.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı Özgür Ruh

  • *
  • 12
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #10 : 07 Şubat 2012, 15:41:25 »
Bu mesaj azıcık spoiler içermektedir.

Belki hortlatmak gibi olacak ama, bence asanın Raistlin'i ısırma olayı tamamen Abyss'te olmalarından kaynaklanıyordu. Hatırlıyorsanız (veya ben yanlış hatırlamıyorsam, uzun bir süre geçti okuyalı) büyüsünü de bir süreliğine kaybetmişti orada. Çünkü inancını yitirmişti. Çok bağlandığı, güvendiği ve sevdiği asası da bir yılana dönüşüp onu soktu. Bence bir illüzyondu, çünkü Abyss'te düşünceleriniz gerçek oluyor.

Raistlin'in Krynn'e geri dönerken büyülerini alması ve tanrı olup olmaması konusuysa... Ben öldükten sonra Raist'in hep daimon olduğunu düşündüm. Çünkü sıradan bir ruh evreni arayıp Krynn'i bulamazdı diye düşünüyorum. Tanrılarla beraber giderken boyut değiştirmişti, böylece güçlerini geri alabilir. Belki de bu 'büyüsüzlük' sadece maddi düzlemdeyken vardı? Çünkü Caramon'la yolculuklarında da güçlerini kullanamamıştı. Neden güçlerini kazandığında tanrılarla savaşmadığı sorusu benim için de bir gizem. Ancak görüyoruz ki Abyss'te geçirdiği keyifli zamanlar onun bilgeliğini bayağı yükseltti. Artık tanrı olmak gibi bir arzusu olmamış olabilir.

Çevrimdışı Ryld Argith

  • ****
  • 879
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #11 : 16 Şubat 2013, 11:39:11 »
Ellerinize sağlık diana ve Hazal Abla :) Benim sorular içinde aynı cevapları düşünmediğim tek bir yer var o da Astinus konusu. Fikrimi belirtmeden önce şunu söylemek istiyorum: Bu mesajı bir tartışmayı hortlatmak için atmıyorum. Zaten gönderilenler arasında Astinus ile ilgili bir şey geçmiyor.

Bence Astinus Gileanın seçilmişiydi. Tanrılar gittiklerinde Gilean Astinus'un bundan sonra yazacağı kötülükler onuda etkilemesin diye yanında götürmeyi teklif etti. Astinus gittikten sonrada onun yerini hep şakayla karışık sakarlıkları ve çekimser karakteri ile tanıdığımız Astinus'un çırağı aldı. Ben böyle düşünüyorum çünkü seriyi okurken hep Astinus'un bu çocukla ilgili hayalleri var gibime gelmişti. Hatta ilk tanıdığımda bu karakterleri çırağı Astinus'un oğlu sanmıştım :D

Not: Eğer forum yöneticileri bu mesajı bir tartışmayı hortlatmak olarak görürse lütfen silsinler sonuçta onlar benden daha iyisini bilirler eminim :) (Sonuçta forumu onlar yönetiyorlar yani kurallar üzerinde hakimler :) )
"Ben neysem oyum Regene. Sen nasıl ışığın bir parçasıysan, ben de karanlığın bir parçasıyım. Bence biri diğerinden daha iyi veya daha kötü değil"
Kara Dalamar

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Hiç Tartışılmayanlar!
« Yanıtla #12 : 16 Şubat 2013, 17:17:50 »
Buna tartışmayı hortlatmak denmez ki :) Bu sadece beğendiğiniz bir konu hakkında fikrinizi belirtme hakkını kullanmaktır ki forum da zaten bu tarz başlıkları tartışmak için var. "Tartışmayı hortlatmak" o başlık altında edilen bir kavgayı yıllar sonra alevlendirmektir.

Ben de Astinus'u çoğu kez ima edildiği gibi Gilean'ın Krynn üzerindeki avatarı olarak görmüşümdür hep. Olayları birinci elden takip edebilmek için yeryüzüne inmesi daha çok kafama yattığından olsa gerek... Ama senin fikrin de gayet mantıklı. "Neden olmasın?" dedirtti bana okurken.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.