Krynn'e dönmek, üstelik Yol Arkadaşları'yla dönmek ilk başlarda çok heyecan vericiydi. Bir solukta okuduğumu söyleyemesemde, o eski tadı bularak okudum. Çoğu karakter bıraktığım gibiydi, Raist bir kurt misali kurnaz ve bencil, Tas her zamanki kadar neşeli, Flint ileri derecede aksi, Tanis hala herkesi kurtarmaya çalışıyor... Ancak en rahatsız olduğum kahraman Caramon'du. Kitap boyunca koca savaşçıyı sadece yemek yemek isteyen bir hayvanmışçasına anlatıldığını düşünüyorum. Renk katmak yerine, ayıp etmişler bence.
Maceraya gelince, kaçakların dağa ulaşması bir heyecandı. Ancak Flint'in Arman ve Tas ile çekici bulma yolculuğu çok daha çekiciydi. Skullcap'te beklediğimi bulamamış olsam da, Thorbardin bölümleri bu açığı kapattı. Genel olarak Kitap 2 diye tabir edilen bölümü daha çok beğendim. Ejderanların olaya müdahale etmeleri ayrı bir renk katmış, planları gerçekten hayran olunasıydı. Cüce klanlarını tek tek tanımakta güzel oldu bence.
Arman'dan tüm kitap boyunca nefret etmeme rağmen, sonunda az da olsa bir sempati duyduğumu saklamayacağım. İnsan bu kadarcık araya, bunca olayı nasıl sokuşturulabileceğini merak eder yahu. Weis & Hickman'a, tam beklediğim gibi bir kitap yazdıkları için teşekkürü borç bilirim.
Ayrıca fark ettiniz mi bilmiyorum ama, gelecek kitaplara göndermeler de vardı. Örneğin Tas'ın, bir anıta gömüleceği ve oradan çok 'sıkılıp' tekrar Krynn'e döneceği hakkında Flint ile konuşması. Gelecekteki olayları bildiğimiz için, böyle küçük göndermeler keyif verdi bana.
