Kayıt Ol

Fullmetal Alchemist

Çevrimdışı Minaxo

  • *
  • 24
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: FullMetal Alchemist Hangisini izlemeliyim.
« Yanıtla #45 : 07 Şubat 2013, 02:37:18 »
Bence direk brotherhood izle gerek yok öbürüne.

Çevrimdışı Nihbrin

  • ****
  • 1243
  • Rom: 43
  • [Infornography]
    • Profili Görüntüle
    • nihbr.in
Ynt: FullMetal Alchemist Hangisini izlemeliyim.
« Yanıtla #46 : 16 Şubat 2013, 21:56:20 »
FMA ile FMA: brotherhood birlikte belli bir noktaya kadar aynı hikayeyi benzer sahneler, aynı ses sanatçıları ve aynı manganın karakter tasarımlarını kullanarak konuyu aktarmaktalar. Ancak FMA yayınlandığı sırada manganın yayın hızını solladığı için doğaçlama bir final ile bitirilmek zorunda kaldı. Finale doğru birkaç bölümlük olan kısım orijinal hikayenin tamamen dışında kalmakta, ancak genel izleyici ilk FMA'yı finaliyle birlikte komple beğendi. Öte yandan Brotherhood asıl hikayeyi baştan sona birebir takip ederek anlatmaktadır. Gerçekten hikayenin ne olduğunu merak ediyorsan onu izlemeni öneririm. Ayrıca ilk seriye göre çok daha kaliteli bir şekilde animasyona aktarılmış olduğundan ilk seriyi izlemeyi bir noktaya kadar gereksiz kılmakta. Yani iki seçimin var; ya ilk seriyi bitirirsin ve orijinal finali konu alan seriyi izlemeye sıra geldiğinde uzunca bir süre aynı şeyi anlatacağı için sıkılmamak için dua edersin. Ya da direk sadece brotherhood izlersin. Ilk seriyi izledikten sonra brotherhoodun ilk bölümlerini atlayı veririm diye düşünme çünkü çok mühim ve ilk seride olmayan pek çok kısa sahne içermekte.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #47 : 02 Nisan 2013, 00:26:39 »
Benim bu anime serisinde şöyle bir şansım oldu:

İlk FMA'yı bitireli yaklaşık iki buçuk-üç yıl oldu herhalde. Geçenlerde Brotherhood serisinin tüm bölümleri elimde olduğundan başladım ve bugün itibarıyla da 20. bölüm sona erdi. Açıkçası o ilk zamanlardaki benzerlik kısımları, "sıkılma" duygusundan ziyade, yeni bir çizim ve çok daha iyi görseller eşliğinde anıları tazelememe sebebiyet verdi. Bazı bölümler, çizgilerin de ağlayabileceğini hatırlattı yine. Fakat çok geçmeden, eski senaryoyla alakası olmayan tamamen yeni bir serüven başladı. Ve ben o ilk günkü heyecanla, sonraki bölümleri izlemeye koyuldum.

Başta belirttiğim "şans" ise, iki seri arasına zaman katarak izlemem oldu - oluyor. Dolayısıyla, benzerlikleri yadırgamadım.

Şunu söylememe izin verin; ilk seriyi izledikten hemen sonra Brotherhood'a başlarsınız ya da başlamasınız. Dilerseniz araya zaman katarsınız, dilerseniz parça parça izlersiniz. Sizin bileceğiniz iş. Ama ne olursa olsun, her iki seriyi de izleyin. "İlkini izledim, ikincisine gerek yok," veya "Brotherhood'dan başlayayım, ilkini sallayayım," diye düşünmeyin. O müzikler, iki seri arasındaki ince farklılıklar, her bir bölümdeki ayrıntılar... Şahsi düşüncem, hepsini tatmanız. Bir lokmasını bile geride bırakmamanız.

Sizlere veda ederken, bir sonraki bölümü izleme isteğimi de zor dizginliyorum. Çok acayip bir yerde bitti!
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #48 : 25 Ağustos 2013, 23:30:00 »
Biliyorsunuz ki yakın zamanda Akılçelen Kitaplar FMA'nın mangasına el attı ve ilk cildini çıkardı. Bu kapsamda bazı çekilişler falan da yaptı ve şansıma (ki bu tuhaf çünkü ben pek şanslı biri değilimdir) ilk cildi kazandım. Ve kargoyu aldığım ilk gün okuyup bitirdim.

Genelde önce mangayı okuyup sonra animenin izlenmesi taraftarıyım, bu yüzden Naruto, One Piece gibi kült animeleri yalnızca mangalarını okuduğum kısma kadar izliyorum, ama bu kuralımı kısa zamanda FMA ile yıkabilirim.

FMA: Brotherhood'un ilk bölümünü izledim az önce. FMA ile Brotherhood arasındaki temel farkın birinin belirli bir yerden sonra doğaçlama devam etmesi, diğerinin ise baştan sona mangaya sadık kalması olduğunu biliyorum. Elimdeki ciltte dört tane bölüm vardı, ancak Brotherhood'un ilk bölümünde geçenler o manganın ilk cildinde yoktu. Bunu önemli bir şey saymayaraktan izlemeye devam edeceğim. Ancak bu benim önce manga sonra anime takıntım yüzünden Brotherhood'dan yalnızca 2 ya da 3 bölüm izleyebileceğim. Eğer diğer bölümleri de ilk bölüm kadar sürükleyici olursa, animeyi bitirmeyi planlıyorum. Sonuçta Akılçelen Kitaplar'ın ikinci cildi çıkarması belli bir zaman alacak.

Uzun uzun yazdım anlattım, aslında demek istediğim tek bir şey vardı: imkanı olan herkes mangayı da okumalı animesini de izlemeli. Kaçırılmaması gereken bir şaheser.

Çevrimdışı zekican5

  • **
  • 320
  • Rom: 0
  • .............
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #49 : 05 Ekim 2013, 21:53:07 »
Seriyi izleyeceklere kesinlikle FMA BH'u öneririm. Bunu 300 ü aşkın anime izlemiş bir Otaku olarak söylüyorum. Her zaman mangaya sadık olan yapımlar daha iyi olur. Ayrıca BH'ninde mangaya tamamen sadık olduğu söylenemez daha çok mangadan kopmayan yeniden bir yapım diyelim  :D Akılçelen çok güzel bir olaya imza atarak FMA'ya el attı. Şu anda 2. cildi çıktı 3. de yolda diye duydum.

Çevrimdışı Ryld Argith

  • ****
  • 879
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #50 : 22 Mayıs 2014, 23:30:22 »
İki animeyi de izledim. Hakan Abi'ye katılıyorum ikisi de çok güzeller. Ama ne bileyim ikisinin birden var olması kafamı biraz karıştırdı :/

O yüzden tavsiyem art arda izlememeniz yönünde olacaktır. Ayrıca animenin karizma ismi Roy Mustang'ı seslendiren insan aynı zamanda Bleach'in müthiş karakteri Uruhara Kisuke'yi de seslendirmiş. O.o
"Ben neysem oyum Regene. Sen nasıl ışığın bir parçasıysan, ben de karanlığın bir parçasıyım. Bence biri diğerinden daha iyi veya daha kötü değil"
Kara Dalamar

Çevrimdışı Ryld Argith

  • ****
  • 879
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #51 : 02 Haziran 2014, 22:58:33 »
Hakan Abi ne de güzel bir yorum yapmış öyle! :) Ben Hakan Abi'nin yaptığını akıl edemedim ve iki seriye de art arda başladım bundan doğan karışıklıklar dışında gerçekten mükemmel bir animeydi. Aslında zaman zaman bu farklılıkları görüp eğlendiğim de oldu. :) "Kılıçlı" anime seven benim gibi birinin böyle bir animeyi beğenmesini beklemezdim ama gerçekten gerek hikayesi gerek mesajlarıyla müthişti! :)

Movieleri de izleyince yorumların kıymetini daha iyi anladım :)

Acaba bir de animenin mangası devam ediyor mu yani serinin devamı olabilir ümidim boşa mı acaba? :/

*Yaptığım flood'u yeni fark ediyorum özür dilerim aradan 10 gün gibi kısa bir süre geçmiş :(
"Ben neysem oyum Regene. Sen nasıl ışığın bir parçasıysan, ben de karanlığın bir parçasıyım. Bence biri diğerinden daha iyi veya daha kötü değil"
Kara Dalamar

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #52 : 18 Ağustos 2014, 12:56:30 »
Çok duygusal ve etkileyici bir "animemi" artık türünü bilmiyorum ama simya adı altında büyü yapılıyor. Yine de kesinlikle harika, benim gibi duygusuz birini bile çok duygulandırmıştı. İki serisini de arka arkaya izlemiştim yaklaşık bir buçuk yıl önce. Filmi olduğunu da bu konu sayesinde öğrenmiş oldum, ona da bir göz atayım en iyisi. :)
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.

Çevrimdışı Hypnos

  • *
  • 9
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #53 : 03 Aralık 2014, 14:36:34 »
Çok duygusal bir tip olmama rağmen çoğu yerde ağlama noktasına getiren anime.(yok ya duygusalmışım ben :D ) Brotherhood'u tavsiye ederim.

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #54 : 15 Eylül 2015, 00:41:25 »
Yeni oluşturulmaya çalışılan bir kurgu adına (Koyubeyaz naber?), tamamen bilimsel sebeplerle Brotherhood'u izledim. Genel olarak internet diyarındaki yorumlara baktım, ilk seri ile ikinci seri arasındaki karşılaştırmalara tanık oldum ve mangaya bağlı olduğu için (ve tabi bünyesinde sadece 2 adet filler bölüm olduğunu farkedince) Brotherhood'u izledim. Daha iyidir, daha kötüdür, en iyisidir, mükemmeldir kısımlarına giremeyeceğim çünkü genel olarak iyi bir anime izleyicisi değilim. Peşinen uyarıyorum yani, sen de amma attın Madcap demeyin.

Sağda solda bu anime için animelerin Breaking Bad'i dendiğini gördüm. Tam olarak katılmasam da ne demek istediklerini anlıyorum. Genele bakıldığında bir olmuşluk, alttan alttan giden karakter gelişimleri ve birbirinden farklı tarzda sahneleriyle kalitesini gösteriyor anime.

Müzikleri hakkında pek söylenebilecek bir şey yok. Gaza getirmeyi de duygudan duyguya sürüklemeyi de çok iyi biliyor yapanlar.

Karakterler konusunda da bir hayli başarılılar. Karakterler hem kendi içlerinde tutarlı hem de çevresel etkenlere açık; bu bakıma bir hayli gerçekçi olmuş.

Kurgu çok güzel ve tadında ilerliyor. İçerik bakımından bir hayli zengin ve kafa patlatmaya uygun.

Komedi unsuru konusunda mükemmel bir zenginlik var diyemem, derinlemesine düşünüldüğünde pek komedi unsuruna yer yok gibi duruyor hatta. Fakat tarzları hoşuma gitti.

Son olarak da bu yapımda emeği geçen arkadaşlara şunu söylemek istiyorum; ÇOCUKLAR İZLİYOR LAN BUNU, MANYAK MISINIZ SİZ? Böyle kan gövdeyi götürüyor, aman yarabbim bu ne şiddet bu ne celal!? anlamında söylemiyorum bunu. Öyle sahneler, öyle konuşmalar geçiyor ki ansızın, vay anasını.

Genel konuşmalar ve yorumlar bitti. River Song'dan geliyor, "Spoiler!";

Spoiler: Göster


- Animeden bahsedildiğinde genelde ilk akla gelen şeyden bahsedeceğim hemen kısaca, şu meşhur "Ed-ward....Ed-ward..." sahnesi. Öyle kritik bir anda ve öyle ani çıktı ki karşıma, izlerken ne yapacağımı bilemedim. Tam da "Edward'ın boyunun kısalığı hakkında bir sahne daha görürsem..." düşünceleri içerisindeyken, tokat gibi çarptı sahne. Animenin en duygusal ya da en vurucu anı/durumu değil belki ama yediğiniz ilk tokat, hayır, ilk meydan dayağı bu sahne.

- Tabi aslında daha ikinci bölümde başlıyoruz tokat yemeye. Kardeşlerin annelerini canlandırmaya çalıştıkları o kilit sahne, üzerine düşünülebilecek ya da sayfalarca yazı yazılabilecek bir sahne. Fakat bu işledikleri "suç" konusunun en vurucu noktası bahsettiğim sahne değil. Animede bahsedildiği gibi söyleyecek olursam, bu tabunun, dizinin gidişatında benim iki önemli noktası oluştu izlerken. Neden ve sonuç kısmı.

Neden kısmı için pek düşünmeye gerek yok; annelerini geri getirmeye çalışmaları çok da kafa patlatıcı bir neden değil. Fakat bunu ifade ettikleri sahne, beni felaket etkiledi. Ustaları İzumi'ye işledikleri suçu anlattıktan ve İzumi tarafından ayar verildikten sonra birbirlerine sarıldıkları ve neden böyle bir şey yaptıkları sahneden bahsediyorum.

"We're sorry...Please forgive us...We just wanted to see her smile again."
"Özür dileriz... Lütfen bizi affet... Sadece tekrar gülümseyişini görmek istedik."


Hala ağlamadıysanız sonuç kısmına geçiyorum. 2. bölümde görmüş olduğumuz o sahneden zaten sonuçlara tanık olduk. Edward bacağını ve Alphonse bütün vücudunu kaybetti, başarısız olduklarını da unutmamak gerek. Fakat somut sonuçlar dışında daha dizinin 2. bölümünde çok güzel bir mesaj çıktı ortaya. Bu "insan transformasyonu" işleminin pratikte başarısız olmasının ötesinde teoride imkansız olduğu gerçeğini verdi bize. Simyanın temel kuralı olan "eşdeğerlilik" kuralını düşünürsek, evrende o çocuklar için annelerinin değerinde hiç bir şey yok. Bu değerde bir şey veremeyecekleri için almaları da imkansız. Bir insanın hayatının önemini böyle çarpıcı anlatmaları çok hoşuma gitti.

- Duygu yüklü sahnelerden bahsetmişken Hughes'ten bahsetmeden olmaz. En başta söylediğim gibi çok fazla anime izlemiş birisi değilim ama genelde birileri ölecekse şöyle bir 3-5 bölüm öncesinden ölüm anının etkileyiciliğini artırmak adına o karaktere abanırlar. Birincisi, böyle bir şey yapmadılar. İkincisi Hughes'ün ölümünün etkileyiciliğinin en az olduğu sahne sanırım öldüğü sahneydi. Sonrası çok daha fazla vurucuydu. Cenaze sahnesi yine izleyicilere tekme tokat dalan bir sahneydi, Roy Mustang'in "Yağmur yağıyor." sözü ise bitirici darbeyi vurdu. Burada da şuna dikkat çekmek istiyorum, "güçlü karakterin ağlamasını saklamak için yağmura sığınması" klişesinin ötesinde, yağmurda elinden bir şey gelmeyen ve güçsüz kalan Ateş Simyacısı Roy Mustang'in o an hislerini de özetlemesi, dahiceydi.

- Ölüm konusu çok güzel işlenmiş. Ölen bütün karakterler öyle "öldü bitti"ye gelmedi, hiç unutulmadı ve karakterlerin gelişiminde çok önemli roller oynadı. Hughes'ün ölümünün Mustang üzerine etkisi mesela, o meşhur "intikam" sahnesi. Ya da Nina'nın ölümünün kardeşler üzerindeki etkisi ki her şey bittikten sonra bile bahsediliyor olması beni çok sevindirdi. Hepsini geçtim, kötü karakterlerin ölümü bile fazlasıyla anlamlıydı; Lust'ın bir erkeğin önünde diz çökerek ölmesi, Gluttony'nin mideye indirilmesi, Envy'nin böcekler olarak gördüğü insanları kıskanıyor olması ve bunu bile kendisinin değil insanların farketmesi (ki bir böcek görünümünde olmasını da unutmamak gerek) sonucu intihar etmesi,  Sloth'un bunca çalışma ve zorlu bir savaş sonucunda ölmesi, Greed'in sahip olduğu ve olabileceği her şeyden vazgeçmesi, Pride'ın son hamlesinde yaptığı gurursuzluğun suratına çarpılması, Wrath'ın tanrının gazabına uğraması (şunu kelimelere dökemiyorum tam olarak ama; gözünü alan ışık- son hamleyi tamamlayamaması- ilahi dokunuş- zamanında tanrının gazabını beklemeyin siz o gazap olun demiş olması- bir nevi tanrının gazabına uğramış olması- o ışık altında huzurlu bir şekilde ölmesi gibi özetleyebilirim. özete gel.).

- "Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için" mesajı, Tanrı (Yaşam-Dünya-Işık-Sen) anlatımı ve özellikle "diğer taraf" sahnelerindeki diyaloglar animenin derin mevzuları. Buna çok girmemeleri de, güzel bir şekilde anlatmaları da iyiydi.

- İşlenen siyasi ve ordu konuları da ana gidişatı fazla bulandırmadan ana konuya güzel yedirildi ki bu da sadece karakterleri değil yaratılan sistemi de daha dolu ve elle tutulur yapmış.

- Yukarıda farklı tarzda sahnelerden bahsetmiştim. Şu bıyıklı abinin, Elric kardeşlerle önceki karşılaşmalarını anlattığı flashback sahnesi mesela; baya Charlie Chaplin filmleri gibi gösterilmesi çok hoşuma gitti. İşin ilginci, 1915 civarlarında geçiyor anime. Yani o dönemlerdeki filmleri düşünürsek, çok hoş bir detay olmuş bu. Ayrıca yine bahsettiğim gibi komedi unsurları çok ahım şahım olmasa da bu tarz sahnelerde çizimlerin değişmesi de iyiydi.

- Ana karakterlerin birer çocuk olmaları, simyacıların işleyebileceği en büyük günahı işlemiş olmaları, fiziksel olarak eksik olmaları, amaçlarının büyük resimle bir alakası olmaması, kurgunun işleniş yöntemi olarak güzel bir seçim olmuş. Yani şöyle güzel sahnelere dönüp bakayım desem, bizzat Elric kardeşlerin olduğu sahne sayısı bir hayli az. Naruto'nun şu anda süpermene bağladığı şu günlerde, bir hayli hoşuma gitti bu durum.

- Bahsetmeden edemeyeceğim; İzumi'nin tuvalet terlikleri ve "yoldan geçen ev hanımı" muhabbeti.



Roy Mustang'in askerleriyiz.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı muaet

  • **
  • 215
  • Rom: 12
  • Carai an Ellisande!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #55 : 15 Eylül 2015, 05:05:05 »
Çok güzel özetlemişsin bu anime için hissettiklerimi. Özellikle spoiler kısmındaki tüm düşüncelerine içtenlikle katılmadan edemedim. Ve evet, ana karakterin önüne geleni yenmediği bir seri izlemek gerçekten güzel.
“My father used to say that there are two kinds of people in the world,” Kaladin whispered, voice raspy. “He said there are those who take lives. And there are those who save lives. I used to think he was wrong. I thought there was a third group. People who killed in order to save.” He shook his head. “I was a fool. There is a third group, a big one, but it isn’t what I thought. The people who exist to be saved or to be killed…The victims. That’s all I am.”

Çevrimdışı RedElf

  • **
  • 116
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #56 : 15 Eylül 2015, 14:20:59 »
Fazla abartılan bir anime ve manga serisi olarak görüyorum kendilerini..

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #57 : 15 Eylül 2015, 14:47:27 »
Sevgili Laughing Madcap; bana çok uzun zaman önce izlemiş olduğum sahneleri tekrar hatırlattın vallahi. Gözlerim doldu.

Spoiler: Göster
Daha sonra aklıma ölümün Edward'a kapının ardında ne olduğunu gösterdiği sahneler... İshbal... Edward'ın, nişanlısını geri getirmeye çalışıp da başarısız olan kıza söylediği o sözler ve daha bir sürü sahne geldi.


Fullmetal Alchemist yakın zamana kadar gönlümün tahtındaki animeydi. Şimdi One Piece tahtı ele geçirdi. O da başka bir konu.
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #58 : 15 Eylül 2015, 18:07:29 »
Fazla abartılan bir anime ve manga serisi olarak görüyorum kendilerini..

Cevabım;
Spoiler: Göster


Şaka şaka. Pek anime bilgisine sahip birisi olmayarak herhangi bir karşılaştırma ya da sıralama yapabilecek kapasitede olmamamın dışında genel olarak karşılaştırmalara/sıralamalara sıcak bakmıyorum. O yüzden göklere çıkaranlara da şişirilmiş bir balondur diyenlere de kızmıyorum. Yorumlarım bana verilenlerden öte benim aldıklarım üzerineydi.

Yine de izleyin. (Gerçi izlemeyen üç beş insandan birisiymişim sanırım ama olsun.)
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı JCDenton

  • **
  • 133
  • Rom: 1
  • Gökyüzüne bakıp o ışığı görememek de var.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fullmetal Alchemist
« Yanıtla #59 : 16 Kasım 2016, 21:38:48 »
Troller gibi live-actionlar'ın fragmanlarını üst üste yayınlıyorlar.
FMA Live Action Teaser Trailer: https://youtu.be/azPVumixZuE

Hem FMA hem de FMA Brotherhood'u izlediğim halde yerden çıkan değişik dört ayaklı hayvan veya elinde sopayla kendini savunan Edowādo hatırlamıyorum.

Ayrıca idol tipli oyuncular koymalarına söyleyecek çok şeyim olurdu ama neyse.