Kayıt Ol

Geber Anne!.. | Sezgin Kaymaz

Çevrimdışı DarLy OpuS

  • ********
  • 2766
  • Rom: 35
  • Dansımız Marşandiz
    • Profili Görüntüle
    • Uykusuzluk Kulesi
Geber Anne!.. | Sezgin Kaymaz
« : 04 Temmuz 2011, 00:03:33 »
Geber Anne!..



Arka Kapak:

Mutlu bir aile, İsmailoğlu ailesi: Otoriter anne Melek Hanım, baba Şükran Bey, oğulları Tufan ve Tayfun, köpekleri Sarı... 'Annesinin sarı prensi' Tayfun, onyedisine basacağı gün eve biraz erken döner. Fakat bu sesler, annesinin yatak odasından gelen bu sesler.. Kapı aralığından görünen yabancı erkek. bacağı... Yoksa?.. Tanrım! Tayfun'un doğumgünü, Melek Hanım'ın intihar günü olur.. Aradan yıllar geçer, yetiştirme yurdu müdürü İhsan Beyit, meslekdaşı ve 'abisi' Hasan Çokar'a bir çocuk gönderir. Mecburiyet olmasa, kimsenin yanından ayırmak istemeyeceği bir çocuktur bu. O sarı saçlar, o yüz, o konuşma, o karizma.. Bir sicil vardır çocukta, 'tövbe estağfurullah, Mevlüt gibi! Sonra? Sonrası karmaşık, komik, heyecanlı; hem 'kelalaka' hem fazlasıyla alakalı.. Üstelik, uyarı levhası hediyeli: Zaman'la fazal oynama!.. Sezgin Kaymaz, ilk romanı Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir'le başlattığı 'fantastik eğlence'yi Geber Anne!'de başarıyla sürdürüyor.

Yorumum:

"Geber Anne" Sezgin Kaymaz'dan okuduğum ilk roman, bitirdiğimdeyse bunun arkasının geleceğini hissediyordum. Şahane üslubu ve bu zamana kadar sorgulamayı aklınızın ucuna getirmediğiniz konuları sorgulatması sebebiyle kesinlikle favorilerim arasına girmeyi başarmıştı. Neydi bu konular? Beni en çok "Zaman yoktur!" felsefesi etkiledi. Ve tabii "Ölüm de yoktur!". Okudukça önce "Eaaah, hadi ama!" diyor, ilerledikçe de, "Yoksa... yoksa lan?!!?!" moduna giriyorsunuz.

Zihni büyüleyici bir şekilde aktif tutuyor. Sanırım benim bi' romandan istediğim her şey vardı. Son sayfaya kadar süren sorular, gelmeyen, eksik gelen, tatmin etmeyen ya da tüm tatmini iliklerinizde hissedeceğiniz cevaplar...

Sezgin Kaymaz; şu son zamanlarda sık sık saydığım(ız) Alper Canıgüz, Murat Menteş, Sadık Yemni, Aşkın Güngör, Emrah Serbes, İhsan Oktay Anar furyasının benim açımdan en yeni üyesi. Kitap/yazar önerisi isteyenlere onlarla birlikte bir çırpıda onun da adını söyleyiveriyorum. Pişman da değilim, şu sıralar okuduğum, yazarın bir diğer romanı olan "Kaptanın Teknesi", sanırım yanılmadığımın en güzel kanıtı.

Hiddetle öneriyorum. Yine. :)

Çevrimdışı vangoghspoison

  • **
  • 79
  • Rom: 2
  • I'm everything. My spirit talks.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Geber Anne!.. | Sezgin Kaymaz
« Yanıtla #1 : 04 Temmuz 2011, 01:43:28 »
Aslında okuyucu için riskli bir isim öyle değil mi? Hani yazarın bir mesaj vereceğini düşünmeden kapağa bakan birinin yüz ifadesi karışabilir; ancak çok merak ettim ve kendimi Türk yazarları çok okumadığım için ufak bir kınadım da. Edinelim bakalım. Okumamı bekleyen bir isyan etseler beni evden atarlar yahu. O kadar biriktiler.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Geber Anne!.. | Sezgin Kaymaz
« Yanıtla #2 : 17 Şubat 2012, 22:36:02 »
Adı, insanın tüylerini ürperten, "anne" gibi her tür insanın içini titreten kavramı nasıl olup da "Geber!" adıyla anılacağına hiçbir anlam verdirilemeyen hisler yaşatıyor. Ancak kitabın başını okuduktan sonra ve hele hele ilerledikçe aklınızda tek bir düşünce öne çıkıyor: Bundan daha uygun bir isim olamazdı!

Nihilist yaklaşımlı, zamandan ölüme, düzenden yanlışa, günahtan sevaba kadar her tür şeyi redderen bir kitapla gelmiş Sezgin Kaymaz. Okudukça, tıpkı Darly Opus'un yukarıda dediği gibi "eah!" diyorsunuz ancak olayların aslını merak ettiğiniz için de elinizden bırakamıyorsunuz. Bir yerden sonra tam da bu nihilist yaklaşımlar ve bildiğiniz düzene yapılan "yoktur" saldırıları canınıza tak ettiğindeyse gerçekle yüz yüze kalıyorsunuz.

Geber Anne, adını sonuna kadar hak eden, pek çok soruyla ve Tayfun'un annesine duyduğu muazzam öfkeyle başbaşa bırakan bir eser. Annesine delicesine bir sevgi besleyen bir çocuğun, "ihanet" olarak nitelendirdiği olaya şahit olmasıyla birlikte kendinizi bir hiçliğin ve bilinmezliğin göbeğinde buluyorsunuz.

Şunu kesinlikle söylemeliyim ki, kitap sırf sonu için bile okunabilir. İyi kurgulanmış, insanı kesinlikle şaşırtan (ve tüm teorilerimi yıkan) bir sonla kalakalıyorsunuz. Kitabı kapattığınızda yüzünde belki bir şaşkınlık bir ifade, belki buruk bir tebessüm, belki de hoşnut bir sırıtış oluşacak.

Sezgin Kaymaz'ın kurguladığı düzen oldukça farklı, hatta belki bilimkurgusal. Bu bakımdan kendisine saygı duydum. Aynı şekilde kurguladığı sonsa ağızda lezziz bir tat bırakan cinsten.

Tek bir sevmediğim yan vardı, ki o da bir eleştiri olamaz. Kerem adlı o küçük çok bilmişi hiç mi hiç sevmedim :P. Onun olduğu yerler bazen okumamı zorlaştırsa da Tayfun sağolsun durumu kurtardı. Ama sürekli yok çok güzel, yok ışık gibi yaklaşımlarıyla ben çocuktan soğudum da soğudum.

Eğer hala daha kendi milletimizin yazarlarına bir şans tanımadıysanız, çok yazık ediyorsunuz.

"Geber anne! Geber inşallah!"