Kayıt Ol

Gece Kanatları - Robert Silverberg

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Gece Kanatları - Robert Silverberg
« : 20 Şubat 2012, 15:56:41 »

İçeriden Ölmek ile bu sene bizi kendine hayran bırakan Robert Silverberg'ün 2003 yılında yayınlanmış bir başka şaheser.

Eser 1968'de Nebula Ödülü'ne aday olmuş, 1969 yılında En İyi Kısa Roman dalında Hugo Ödülü'nü kazanmıştır.

Alıntı
İzleyici, ömrünün onlarca yılını, uzayın muazzam boşluğunu tarayıp istilacıları gözleyerek geçirmiştir. Sonunda istilacılar gelir ve fethederler, böylece onun misyonu da tamamlanmış olur. Fatihler düzenlerini kurar, İzleyici ise yollara düşer. Kadim gizemleri çalışır ve kendini belirsiz bir gelecek için hazırlar.

Jorslem adlı çok eski ve kutsal kentte, gençliğinin bir kez daha dönmesini, kendine ve bir zamanlar sevdiği incecik genç kıza bir kez daha kavuşmayı umar. Ama onu Jorslem kentinde yazgısından çok öte şeyler beklemektedir. Çünkü sevdiği kız göründüğünden çok farklıdır…

Künye bilgileri için buraya tıklayın.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gece Kanatları
« Yanıtla #1 : 20 Şubat 2012, 16:22:44 »
İçeriden Ölmek ile tanıştığım Robert Silverberg'in, bahsettiğim eserinden çok ama çok farklı bir kitabıdır Gece Kanatları. Şunu söylemeliyim ki, iki eseri karşılaştırdığınızda arada en ufak bir benzerlik göremiyorsunuz ve aynı yazar tarafından yazılmış olduğuna inanamıyorsunuz bile. Usta olmak böyle bir şey olsa gerek; çünkü böylesine farklı iki kitabı yazabilmek, farklı türlerde ürünler vermek her yazarın harcı değil. Kendisine bir kez daha saygı duydum.

Gece Kanatları aslında kapaktaki resmiyle size adıyla ne demek istediğinin sinyalini veriyor. Daha ilk sayfalarda gece kanatlarının ne olduğunu da bize açıklamaktan çekinmiyor. Açıkçası daha ilk sayfalarında damağımda hoş bir tat bırakıp, beni kendine bağlayan eser o "tatlı" havasını hiç kaybetmeden de bitmeyi başarıyor.

Robert Silverberg, yarattığı yeni dünyayla açıkça eleştirilerde bulunduğu gibi bilinen dünyayı yoğurup çok farklı bir forma da sokmuş. En başta geçen mekan adlarıyla başka bir dünyada olduğunuz hissini yaratsa da, daha sonra öyle hoş bir süpriz çıkıyor ki karşısınıza, kitabı bir kere daha seviyorsunuz. Çünkü bahsi geçen her ülke ve hatta kıta adı, aslında gerçek dünyamızda yer alan adlar. Bir yerden sonra her yeni geçen isimde "acaba bu hangi ülke/kıtaydı?" diye düşünerek kendinize güzel bir bilmece de endinmiş oluyorsunuz. Tabii bu isimler genelde İngilizce karşılıklarından ama hepsini anlamak da öyle zor değil. (bkz. Stanbool. Tanıdık geldi mi?) Ancak bu isim değişimlerini de mantıklı bulduğumu söylemeliyim. Geçen on binlerce, hatta belki yüz binlerce yıl içinde isimler mutlaka değişime uğramıştır diye düşünüyorum. Belki yazar da bunu düşünerek böyle yaptı. Tarih kitaplarında da benzer şeyleri gördüğümüz gibi, pek çok diiln bile zaman içinde değişimler gösterdiğini biliyoruz. Bu bakımlardan yazarın zekice bir ayrıntı eklediğine inanıyorum.

Gece Kanatları'nın geçtiği dönem sanırım günümüzden on binlerce yıl sonrası. Üç Döngü'ye ayrılmış olan zaman diliminden üçüncüsündeyiz. İkinci Döngü, insanların zirveyi yakaladığı muhteşem yıllar olarak tarihte yerini almış durumda. Bu dönemde Dünya gezegeni başka gezegenlerle de temas kurmuş, genetik anlamda yeni ırklar üretmiş (Uçucular, Yüzücüler, Değişkenler vb.) ancak sonra kendini öyle yüksek görmeye başlamış ki adeta kendi gözlerinde tanrılaşarak dünyayı dönülmez zararlara sokmuşlar. Başka bir deyişle, Üçüncü Döngü'de geçen zamanın insanları çok çeşitli cihazlara, genetik mucizden ırklara sahip olsa da İkinci Döngü'deki bilime, tıbba ya da imkanlara kesinlikle sahip değil. Dünya çok büyük bir gerilemeye düşüp, bazı yerlerde "bu zamanda böyle bir şey nasıl olur?" diyebileceğiniz kadar imkansızlıklara sahip. Ayrıca o genetik mucizeler artık toplumun bir parçası olmuş durumda; ancak bunlardan sadece Uçucular ve Değişkenler bugünlere gelebilmişler. Ayrıca dünyanın feleğin çemberinden dönmesi ve yok olmanın eşiğine gelmesinden sonra "lonca" kavramı ortaya atılarak, her insan ve Uçucu (Değişkenler bir zaman sonra toplumun en aşağı kesimi sayılıyor. Nedeni spoiler olabilir) bir loncaya bağlanmış. Egemenler, Koruyucular, Muhafızlar, İzleyiciler, Uçucular, Tüccarlar, Hacılar, Anımsayıcılar... Liste böyle uzayıp gidiyor.

Peki, bu kitapta anlatılan "asıl" şey nedir?

İzleyicilerden loncasından bir İzleyici (adlarının söylenmesi lonca kanunlarınca yasak) bizim başkahramnımız oluyor ve biz onunla birlikte yeni dünyanın loncalar üzerine kurulu sisteminde yol almaya başlıyoruz. Yanında, kapakta gördüğünüz Avluela adındaki Uçucu ve ona karşı duyduğu babacan duygular, belki de aşk ile İzleyiş'ini gerçekleştirerek dünyayı olası tehlikelere karşı uyarmak adına hazırda bekleyişini görüyoruz. Binlerce yıl önce başka bir gezegence intikam almak için tehdit edilmiş dünya, İzleyiciler loncasını kurarak günün belli saatlerinde İzleyiş'i gerçekleştirerek uzayı taramasını istemiş. İzleyici de onlardan biri. Ancak bin yıllar sonra dahi hiçbir şey olmadığı için artık İzleyiciler çok da gözde bir lonca değil, hatta gözden düşeli çok olmuş durumda. Ancak bir ihanet, bir saldırı ve değişen dengelerle birlikte yarı fantastik yarı bilimkurgusal bir maceranın içinde buluyoruz kendimizi.

Konuya dair daha fazla bilgi vermek istemiyorum. Kitabın derinlikleriyle alakalı olaraksa söylemek istediğim pek çok şey mevcut. Robert Silverberg sanırım bir Yahudi. Bunu İçeriden Ölmek'te de hissetmiştim, bu kitapta da bunu hissettirmekten geri kalmıyor. Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık'dan eski dinler olarak bahsetmekten sakınmadığı gibi, Hristiyanlar'ı da iğnelemekten geri durmuyor doğrusu. Ayrıca, Jorslem ile kastedilenin ne olduğunu anladıysanız kitaptaki "hac yolculuğu" ve dini göndermeleri de farklı bir boyuttan anlamışsınız demektir.

Dünyanın gelişimi, kendilerini tanrı sanıp genetik uğraşlara girmeleri, daha sonra başka gezegenlerdeki ırkları kaçırıp onları hayvan gibi sergilemeleriyle çürüyen dünyayı, daha doğrusu hırstan gözü dönmüş insanı bu kitap başarıyla yansıtmış. Bir yanda egosuna yenik düşen insan varken, diğer yanda dünyanın nasıl olup da tepetaklak olması var. Ancak yanlış anlamayın, Gece Kanatları distopik bir eser hiç değil. O kadar tatlı ve yumuşak ki, özellikle yazarın akıcı anlatımı ve şeker tadı veren betimlemeleriyle içinizi karartmaya yaklaşmayacak bile. Fakat bu, yazarın gerçekleri söyleme amacından da onu mahrum etmiyor.
Ayrıca, kitapta hangi fikir savunulacaksa her şey açıkça yazılmış durumda. Göndermelerin gayet üstü açık, herkesin yakalayabileceği düzeyde.

Son olarak, kitaptaki loncaların bazı özel güçleri olduğundan da bahsetmem gerekir. Kitabın türü için sitemiz ve pek çok kaynak "bilimkurgu" dese de, ben okurken "science-fantasy" demekten kendimi alamadım. İzleyiciler'in koskoca galaksiyi taramak için aletleriyle girdikleri trans ve İzleme yetileri, Hacılar'ın İrade adı verdikleri tanrısal güçle kurdukları bağlantı gibi şeyler bu loncalara doğaüstü bazı nitelikler de vermiş durumda.

Bu epey uzun bir yorum oldu, artık bitirsem iyi olacak sanırım :). Gece Kanatları, daha ilk sayfadan ağzınıza bal çalıp, sonuna kadar da o dilinizdeki tatlı hissi bozmayan başarılı bir roman. Şiddetle özgün (1968'de yazılmış olmasına rağmen) ve sonuyla içinizi ısıtıp, umut veren bir yapıt.

Dilerim Robert Silverberg'in daha nice kitaplarını okuruz.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gece Kanatları
« Yanıtla #2 : 20 Şubat 2012, 17:38:56 »
Hazal çok hoş bir yorumla zaten gereken ilgiyi göstermiş kitaba. Ben de çok beğenmiştim. Hatta Silverberg'ü sevme ve kendisinin tüm kitaplarını okuma takıntım bu romanla başlamıştı. Anlattığı dünyanın derinliğine ve bolluğuna rağmen kafa karıştırıcı unsurlardan uzak durarak sade dili tercih etmiş olması belki de etkilenmemin en büyük nedeniydi.

Yine de bu yazılanlar bana yetmez diyorsanız zamanında hazırlamış olduğum incelemeyi okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Silverberg okuyun, onun engin dünyasından ve hayallerinden mahrum kalmayın.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gece Kanatları
« Yanıtla #3 : 21 Şubat 2012, 21:08:41 »
Yukarıda Hazal abla, incelemesinde de Hakan abi bana söyleyecek pek bir şey bırakmamış olsalar dahi böyle bir esere yorum yapmadan geçmenin saygısızlık olacağı düşüncesindeyim.

Robert Silverberg bu kitabı ince işlemelerle dokumaya başlarken sizlere neleri vadettiğini hatırlatıyor. Ama alışık olduğumuz, coşkun seller gibi hiç durulmayan bir macera yahut içinden çıkılamayacak karanlık bir labirent değil onun vaatleri. Size, belki de bizlerin de yaşamasının olası olduğu meşum bir geleceğin "Neden?" ve "Nasıl?"ını anlatıyor.

Kurguladığı toplumun en hor görülen üç kesiminden, üç ayrı kişinin, üç ayrı hikayesini sunarak başlıyor ilk dersine. Bir bakıma birbirlerinin tamamen zıttı olan karakterleri aynı hikayede harmanlıyor. Ana karakterimizin gördüğü ve anlattığı detayları da katarak, harmanladığı bu senaryosuyla damağınızda değişik tatlar bırakıyor. Bununla kalmayıp ardından karakterlerin her birini alıp kendi dünyalarında yeniden dokuyor. En sonunda bin bir çeşit renkle bezenmiş güzel bir motif çıkarıyor karşınıza. Ama yanlış anlamayın. Aslında kitabı okunası kılan şey tüm bunlar değil. Kitabı okunası kılan şey tüm bunları tamamen gösterişten uzak bir anlatımla yapabilmesi. Bu yüzden benim şu an sizlere Gece Kanatları'nı okurken yaşayacağınız hissi kelimelerle ifade etmem zor olacaktır.

Yalnız Hazal ablanın aksine bir şeyi belirtmek istiyorum. Doğru, çoğu gönderme üstü açık olarak verilmekte. Fakat kitap görünenden çok daha fazlasına sahip. Okuyucunun yakalamasının hedeflenmiş olduğu imaların dışında, okuyucunun yakalamamasının istenildiği kısımlarda var. Gece Kanatları kendini, çok fazla göstererek gizleyen bir eser.

Okuyun ve aynı zamanda okutun.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Gece Kanatları
« Yanıtla #4 : 08 Eylül 2012, 18:23:52 »
Gece Kanatları, Silverberg'den okuduğum ilk kitaptı ve eğer diğerleri de bu kadar iyiyse tüm eserlerini bir çırpıda okumak istiyorum!

Bildiğimiz dünyanın çok ileri bir tarihinde insanlığın İzleyiciler, Egemenler, Koruyucular, Anımsayıcılar vb. loncalara ayrıldığı, dinlerin ve şehirlerin zamanla isim değişikliğine uğradığı (örneğin Hristanlar, Yahdiler ve Perris, Roum, Stanbool) bir yerde geçiyor Gece Kanatları. Hikayemizin baş kahramanı yaşlı bir İzleyici. Onun gözünden dünyanın yeni halini, işgalini ve sonrasında yaşanan olayları konu alıyor roman. Çok sade ve akıcı bir dile sahip olmasının yanı sıra karakterleri de çok iyi işlenmiş. Sadece basit bir bilim-kurgu macerası değil, insanların bencillik, gurur ve ırkçılık gibi huylarına da bir eleştiri Gece Kanatları.

Kesinlikle çok keyif aldığım ve bir çırpıda bitirdiğim bir eser oldu. Türün meraklılarına tavsiye ederim.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gece Kanatları
« Yanıtla #5 : 13 Şubat 2013, 19:37:23 »
Yukarıda gerek Hazal abla, gerek İhsan abi, gerek Berre gerek de Hakan abi incelemesinde oldukça ayrıntılı biçimde bahsetmişler kitaptan. Ben de kendimce çok tutmayacak, kısa bir yorum yapacağım.

Bahsedildiği gibi, kitap bilindik dünyadan çok çok ileride geçmekte ve insanlar başta İzleyiciler, Koruyucular, Anımsayıcılar, Hacılar olmak üzere birçok farklı loncaya mensup. Herkesin kendine has işleri var, hepsi bu işleri düzenli olarak yerine getirerek dünyayı oluşturuyorlar.

Bizim ana karakterimiz (aynı zamanda olayları kendi ağzından dinlediğimiz karakter) bir İzleyici. İzleyici loncasının amacı, her gün belirli saatlerde (ki her lonca üyesinin izleyiş saati farklı, bu sayede tetikte olunmayan bir saniye bile geçmiyor) belirli izleyişler yapıyor. Bu izleyişin nasıl yapıldığına çok girmeyeceğim, sonuç olarak aradıkları şu: dünyayı işgal etmeye gelecek uzaylılar, ya da kitapta daha çok kullanılan adıyla işgalciler.

Tabii ki uzun yıllar boyunca işgalciler gelmiyor, ancak bir gün geliyorlar ve gelişlerini haber veren, alarmı veren kişi de bizim kitabı bakış açısıyla okuduğumuz kişi. İsimlerini söylemeleri yasak, biz de belirli bir yere kadar bundan bihaber oluyoruz ve emin olun haberiniz olmadığının farkında bile olmayacaksınız.

Neyse, olay örgüsü buradan sonra değişiyor, hareketleniyor. Yer yer sizi hop oturup hop kaldırıyor, yer yer de sakinleştiriyor.

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, okuduğumuz kitap oldukça özgün, yepyeni bir dil, yepyeni bir anlatım tarzıyla karşılaşıyoruz. Bu anlatım tarzı akıcı olmasının yanında, hiçbir yerde sıkmıyor; uzun uzun bilgi verilen, hiçbir diyalog ya da aksiyon geçmeyen yerlerde bile.

Velhasıl-ı kelam, kitabı baskısı tükenmeden alın. Çok tatlı bir kitap, kesinlikle okunması gereken bir kitap, değer verilmesi gereken bir kitap.

Tavsiye edilir.

Çevrimdışı Elendil_XX

  • ***
  • 504
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gece Kanatları
« Yanıtla #6 : 19 Şubat 2015, 01:25:21 »
Gece Kanatları'nı Silverberg'ün diğer başyapıtları İçeriden Ölmek ve Cam Kule kadar sevemedim ama kötü bir kitap mı? kesinlikle değil.

Silverberg yine çok farklı bir dünya kurmuş. Karakterleri de fazlasıyla ilginç ve özgün diyebilirim. Yine anlatmak istediği bazı şeyleri şu an ki mevcut "dünyamızı" değiştirerek(şehir isimleri bile değişime uğramış) ve ilginç bir hikaye ile de süsleyerek anlatmak istemiş. Sağlam bir ırkçılık eleştirisi de barındırıyor kitap ve yine bizi, yani "insanlığı" anlatıyor.

Fakat olay örgüsünün çok etkileyici ve akıcı olmaması nedeniyle kitaba çok ısınamadım. Evet kitabın belli bir hikayesi var ama karakterler kitap boyunca ne yapacağını bilemez halde gelişigüzel dolaşıyor ve olaylar hiç tahmin edemediğimiz çok uç noktalara sürükleniyor.

Hayal kırıklığı değil de çok tatmin edici bulmadığımı söyleyebilirim kitap için. Ama sırf Silverberg'ün bu kitapta yarattığı fazlasıyla özgün fantastik dünyaya tanık olmak için bile okunabilir.

Çevrimdışı Oliver_

  • **
  • 216
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gece Kanatları - Robert Silverberg
« Yanıtla #7 : 19 Şubat 2016, 14:48:03 »
İlk defa bir Robert Silverberg kitabı okudum. Yazar hakkında sadece Türkçe kaynaklardan bilgi edinince yazara biraz ön yargıyla yaklaşmıştım. Doğrusunu söylemek gerekirse ağır bir dil ve sıkıcı olay örgüsü bekliyordum. İlk bölümü bitirdiğim zaman ne kadar yanlış bir düşünceye kapıldığımı anladım.
Yazar Roum'u ve Avluela'yı öyle bir tasvir etti ki kendimi masalsı bir dünyadaymış gibi hissettim. Ancak içinde bulunulan evren eski bir dünya değil. İleri teknolojiler, gezegenler arası seyahat ve yıldız gemileri bolca var. Şimdi bir masala bu teknolojileri ekleyince ortaya çok saçma bir şey çıkıyor. Daha doğrusu bu kitabı okumadan önce çok saçma bir şey çıkıyordu. Silverberg bu ikisini o kadar güzel harmanlamış ki okurken hiçbir zorluk  çekmedim, aksine daha bir zevkle okudum.
Kitapta en hoşuma giden yer iki yüz ellilerdeki Tanrı ve eşitlik hakkında olan konuşmaydı. Oraları okurken kalbimde bir kıpırtı hissettim, keşke daha uzun sürseydi.
Bana göre en ilginç karakter olan Gormon'a çok az yer verilmişti. Hakkında daha fazla bilgi edinmek isterdim.
Böyle bir yazarla tanıştığım için mutluyum. En kısa zamanda Cam Kule'ye başlayacağım.

Ekleme: Kapakta bulunan kişi Avluela mı yoksa herhangi bir Uçucu mu? Avluela ise hiç benzemiyor.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Gece Kanatları - Robert Silverberg
« Yanıtla #8 : 20 Şubat 2016, 00:08:30 »
Yanlış hatırlamıyorsam Avluela olması lazım :) Silverberg sevenler kulübüne hoş geldin.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Oliver_

  • **
  • 216
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gece Kanatları - Robert Silverberg
« Yanıtla #9 : 20 Şubat 2016, 00:43:46 »
Yanlış hatırlamıyorsam Avluela olması lazım :) Silverberg sevenler kulübüne hoş geldin.
Teşekkür ederim. :)
O zaman zayıf ve kırılgan diye tasvir edilen karakteri bildiğin göbekli yapmışlar. İthaki kapak konusunda bazen sınıfta kalabiliyor.