GEÇMİŞİN SON KALINTILARI
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM;
WEGGIUM PLATOSU —Ve şurdaki korulukta duran uzun Weggit ağacının altında Legrante’nin 3. Gizli üssüne girebileceğimiz bir kapak var.
—İyi güzel de sizin diktatör buraları askerlendirmedi mi?
—Gerek duymadı. Platonun çevresindeki dağlar yüksek miktarda soperium madeni içeriyor. Bu maden de çevredeki tüm iletişim araçlarının sinyallerini bozabilecek kadar güçlü bir manyetik alan oluşturuyor.
—Bu yüzden mi hepimiz paraşütle atladık ve güzelim gemi dağlara çarpıp havaya uçtu?
—Gemiyi buraya indirmeye çalışsak muhtemelen biz de havaya uçardık…
—O gemiyi sevmiştim..
—Bırak şimdi gemiyi, karnımızı doyurup yola çıkmalıyız.
—yeterince topladık bence, Keata ve senezata’yı bulup, karnımızı doyurup sizin şu ağacın altındaki kapaktan içeri atalım kendimizi. Bu arada ne tarafa gittiklerini biliyor musun?
—Bilmem iniş yaptığmızda senezata’yı da kolundan tutup Kopry toplayacaklarını söyledi, şimdi buluruz merak etme.
—sen iniş yeri olarak burayı belirledikten beri konuşmadı ve gözleri renkten renge girdi, ben sormadan anlatırsın diye düşündüm ama sorsam daha iyi olurdu sanırım?
—Sonra anlatırım…İşte orada, Weggit topluluğunun kenarındalar!
Direniş yıllarında Keata ve Loi, şu anda üzerinde bulundukları Weggium Platosu’nda kısa süreliğine görev yapmışlardı. Amaçları, Sorperium madeni toplayan işçileri korumaktı. Bu madeni topluyorlardı çünkü Legrante bunları, düşmanlarının vericilerini bozmak için silah olarak kullanıyordu.
Keata ve Loi göreve başladıkları ilk yılın 2. evresinde tanışmışlar, tanıştıktan 2 hafta sonra da burada kısa süreli göreve başlamışlardı. Etrafında olup bitenlerden çok içinde olup bitenlerle yaşamayı seçen Lord Feloa La Loi, takım arkadaşı olan bu genç, yetenekli ve gönüllü olarak burada çalışan vali kızından bayağı bir hoşlanmış olacak ki, askeri bir tesiste 2 haftalık bir iş arkadaşlığı ardından birbirleirni sevmişler (sistemler arası sevme diferansiyelini hesaba katıp Dünya’ya göre düşünmemenizi rica ederek) ve başkandan sadece Weggium Platosu’nda görev yapmak için izin almışlardı(etraflarında daha rütbeli kimse olmadığı için burayı bir kaçamak olarak nitelendirdiler).
Birkaç ay bu böyle devam ettikten sonra Keata’nın sadece usandığı için Loi’den artık hoşlanmaması, Lord’umuzun bunu kabullenemeyerek görev yerini değiştirmesi gibi pasif olaylardan 7 Procyon ayı sonra, başkanın sebep olduğu bir emirle Keata ve Loi tekrar bir arada göreve başlarlar. Defond’un gemisine ulaşmayı amaçlayan bu göreve birlikte 2 yıl devam ederler ve en sonunda geminin yerini tespit ettiklerini sanırlar. Ardından ne olduğunu biliyorsunuz. İşte bugün Weggium Platosu’na iniş yapmaları Loi’nin aklına bir umutla beraber gelmişken, Keata bu durumdan hiç hoşnut olmaması bu yüzdendi. Canx bu hikayeyi sizden sonra öğrenecek, ayrıcalıklısınız

.
Beyaz derisi, uzun kol ve bacaklarının üstünde bulunan lacivert çizgiler, vahşi bir hayvanı andırsa da, üzerindeki kumaş keşiş elbisesiyle erdemli bir yaratığa benzeyen Canx bunu pek belli edemiyordu. Ancak kafasındaki çengel gibi boynuzları ağacın dalına geçirip, uzun, kaslı kuyruğunu da gizli tünelin kapağının sapına dolayan Canx var gücüyle kapağı zorladıktan kısa bir süre sonra pas tutmuş kapağı açtı. Önden giren Loi’yi önce Keata, ardından Senezata ve ardından kapağı tekrar kapayan Canx izledi. 3 kilometrelik bir mesafe kat ettikten sonra kendilerini, geniş, su tankına benzeyen bir bölmede buldular. Kenarda bir merdiven, onun ucunda da başka bir kapak. Kapağı açmak için uğraşan Canx başarısız olunca henüz kullanmasını tam öğrenemediği protez kolunu test etmek amacıyla Loi, kapağın önüne geçti. Kerpeten gibi metal parmakları kapağın kolunun etrafına sardı ve var gücüyle çekti. Kendisinin de şaşıracağı bir şekilde kapak açılmadı ancak kapağın 5 cm lik bir mesafeyle çevresindeki tüm metal yırtıldı ve eskisinden daha büyük olan giriş ağzıyla bu tünele de giriş yaptılar.
50 metre sonra metal bir asansöre ulaştılar. Senezata asansörü öncelikle bir kat yukarı ayarladı. Burası sadece bir depoydu. Bir kat daha çıktılar; şirketin eski planları, bir kat daha; kıyafet dolapları ve duşlar. Bir kat daha çıktıktan sonra ise boş bir park alanı ve ıssızlığın içinde, yerde yatan bir cesetle karşılaştılar...
DÖRDÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU...