Kayıt Ol

Hayvan Yemek ve Vejetaryenlik

Çevrimdışı Sayhh

  • **
  • 189
  • Rom: 15
  • Her şey başladığı yere döner.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hayvan Yemek ve Vejetaryenlik
« Yanıtla #30 : 13 Şubat 2014, 05:16:54 »

Ha bir de son olarak, bu durum zaman zaman beni de rahatsız ediyor, bir ara ciddi cidi düşünmüştüm hem de fakat "dur bugün de yiyeyim, yarın vejetaryen olurum"dan ileri gidemedim ne yazık ki. Üzülüyorum işte yahu. Onlar da can evet. Deri eşyalara ve kürklere sonuna kadar karşı safta yer alan biri olarak et yemek arada bir beni rahatsız ediyor fakat bu da etlerin çok lezzetli olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Yiyoruz işte ne bileyim.

Umarım kendimle çelişmemişimdir. Fikirlerimi belirtmek istedim, kırıcı bir yanı varsa yazdıklarımın özür dilerim...

İnsanın doğru bulmadığı bir şeyi sürdürmesi gerçekten can sıkıcı. Aynı sıkıntıyı yaşıyorum. Herkesin onayladığını bildiğim ve daha önce defalarca yaptığım şeyi tekrar yapmak çok kolay oluyor, yiyorum. Et gerçekten lezzetli ve yerken yediğimin canlı olduğunu düşünmekten kaçınıyorum ama öte yandan sonradan düşününce vicdan azabı çekiyorum.



Ben et/hayvan tüketiyorum. Ve bunu olabildiğince bilinçli yapmaya çalışıyorum. Üstelik sadece etlerinden değil, yünlerinden, derilerinden faydalanırken de bir etik ya da vicdani kaygı duymuyorum. Bunun beni rahatsız etmiyor olması da bence bir sorun teşkil etmiyor; çünkü bu konuda içimi rahatlatabilecek kadar (başka şekillerde) bilinçli etkinlerde bulunuyorum.

Elbette diyebilirsiniz ki o kadar şey yapıyorsun; nasıl hayvan yemeye devam ediyorsun. Bırakman lazım.
Cevap basit. İstemiyorum. Özünde, et/hayvan yemeyi seviyorum. En sevdiğim üç yemeğin sırasıyla ıspanak-kereviz-bamya olduğu şu dünyada hele ki kırmızı etin tadından vazgeçmek istemiyorum.

Yediğim her bir hayvanın da (tabiri caizse) diyetini ödediğimi bilmek beni rahatlatıyor. Çünkü biliyorum ki benim bu konuda yaptığım olumsuz tüm hareketleri dengeleyecek olumlu hareketlerde de bulunuyorum. Ve neticede bu da sürdürülebilirliğin en büyük parçası değil midir? Eğer ben ekosistemdeki yerimi dengeleri değiştirmeyecek şekilde koruyabiliyorsam, o zaman kendi normlarımı değiştirmeme gerek yok değil midir? Ve pek tabii, herkesin benim gibi/kadar bilinçli olmadığını biliyorum ama (ve yine tabii ki bazı vejeteryanların da eşit derecede bilinçsiz olduğunu söylememiz gerekir) zaten tek başıma yapabileceğim kadarının üstünde bir şey yapmadığım için suçlanabilir miyim?

İşte böyle bir şeyler.


Fiddler, sizin söylediklerinizden yola çıkarak yazıyorum. Gördüğüm kadarıyla bu başlık et/hayvan yiyen kişilerin suçlandığını hissetmesine neden oluyor  ve gelen yorumlar genelde savunma amaçlı yapılıyor. Bundan rahatsızlık duyduğumu söylemeliyim. Yazınızda bahsettiğiniz konularda gösterdiğiniz duyarlılığa saygı duyuyorum, hatta aynı şekilde buraya yorum atan diğer kişilerin de belli kaygıları olan insanlar olduğunu görmenin zor olmadığını düşünüyorum. Bu konuya siyah ya da beyaz gibi yaklaşmamak gerekir. Vegan/vejetaryen (lakto ya da semi) ayrımı bile bu konunun çok katmanlı olduğunu gösteriyor. Sizin de çeşitlendirdiğiniz gibi et yemek dışında da dolaylı veya dolaysız pek çok şekilde hayvan ölümlerine sebep oluyoruz, bireysel ya da toplumsal olarak. Bu nedenle kimin daha masum olduğunu bulmaya çalışmak bence zor ve yersiz.

Benim temel kaygım hayvanların yaşam kaliteleri ve toplu üretim için kurulan tesisler üzerinedir (ki bu nedenle vejetaryen olabilmek istiyorum). Bir önceki mesajımla tartışmayı bu noktaya çektim sanırım istemsizce. Bu sadece bir katman… Biliyorsunuz vejetaryenlik bu kötü tesislerden önce de vardı. Hayvan eti yemenin yamyamlık hissi uyandırması bir başka katman… Böyle hisseden insanlar bu hislerini dile getirebilirler, bunu vahşilik olarak da görebilirler. Ölmüş insanların etini yiyen bir kabile için bizim bunu yapmıyor olmamız ilginç gelebilir, anlayış da gösterirler ama buna karşın biz bu durumdan tiksinti duyarız. Böyle bir şey sanırım bu. Bir de etten başka süt, yumurta gibi besinlerin tüketilmesine de karşı durulan daha zorlu bir katman var ve bunlar çoğaltılabilir aslında. Hayvanları nasıl tanımladığımızla ilgili sanırım hepsi.

Türkiye’de free-range uygulaması var mı bilmiyorum. Buna karşın hızlı bir araştırmayla pek çok yerde bir tür göz boyama diye tepki gösterildiğini okudum. Açık alanda bulunan hayvanların üste üste yığılması ve yemek için yeterli boyuta geldikleri yaklaşımıyla yaşamlarının çok erken dönemlerinde öldürülmeleri eleştirilmiş. Kar amacı güden trajik uygulamalardan da çekinilmediği belirtilmiş ayrıca. Yumurtlama tesislerinde tavuklara kendi yumurtalarını yedirmek, gagalarını lazerle kesmek ve erkek civcivleri öldürmek gibi… Büyük çaplı üretimin olduğu sistemlerde büyümek ve kar sağlamak için her şey yapılabilirmiş gibi geliyor bana. Bir şeyin ekolojik olduğunu söylemek bir tür pazarlama taktiği haline geldi. İnsanların içini rahatlatacak maskeler yapıp, aynı şeylere devam ediyorlar.


Hayvanların sanayileşmesine karşı çıkmayalım mı? Çıkalım. Katledilmelerine, bir makine gibi kullanılmalarına karşı sesimizi yükseltelim. Günlük hayatta insanlara yapılan kötülüklerden çok hayvanlara yapılanlar beni üzer ve sinirlendirir, bunun hangi hayvan olduğunun bir önemi de olmamalı zaten. Ama bunu yapmanın yolu et yemeyi bırakmak değil söz konusu tesislerin belli standartlara bağlanması gibi daha gerçekçi bir seçenek olmalı diye düşünüyorum.



Kimi üretim çiftlikleri özgür yaşama uygundur mesela. Kendi kendini sağan ineklerin olduğu çiftlikler var. Özgürçe, çit olmadan dolaşan tavukların olduğu yerler var. Nasıl ki günü gelen bitki öldürülüp yerine yenisi konuyor, aynı şeyler hayvanlara da yapılıyor. Hayvanların son gününe kadar özgürce yaşadıkları sistemlerin yasallaşması gerektiğini düşünüyorum.


Bu konunun konuşulmasını oldukça yararlı buluyorum. Dile getirilen her fikir konuya katkı sağlıyor.

O çiftlikleri gerçekten beğeniyorum. Salyalarını akıtan kapitalist sistemde bütün çiftlik hayvanlarının böyle yuvalara kavuşması ve sadece bu şekilde varlığını sürdürmesi bana çok ütopik geliyor. Et tüketimini durdurmak yoluyla hem bireysel hem de kitlesel olarak daha hızlı sonuç alınabileceğini düşünüyorum. Boykot-Eylem tercihinde boykotu seçmek sanırım bu.






Çevrimdışı M.K.Immortal

  • **
  • 290
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hayvan Yemek ve Vejetaryenlik
« Yanıtla #31 : 13 Şubat 2014, 09:53:15 »
Arih; son dediğiniz gibi bu düzene ulaşmak ütopik biraz (ne tesadüftür ki ütopya projesinde değinmiştim bu konuya :D )

Sadece et yemek değil, daha önce de arkadaşların bahsettiği gibi yün, deri, yumurta, süt, bal gibi hayvansal üretimlerin tümüne de boykot yapmak gerekiyor ki bu çok zor. Hele ki bu ürünlerle üretilen şeyleri rahatlıkla kullanırken. Herkes %100 pamuk giysiler giymiyor. Pastanın içinde yumurta var diye pasta yemeyi de bırakmıyor. Ekmekden tutun otomotiv sanayine kadar her alanda hayvansal ürünler veya hayvan yardımı kullanılıyor sonuçta. Elbet belki 1000 yıl sonra olacaktır hayvanların kullanılmaması, ama bir anda gerçekleşmesi çok zor.

Daha önce de dediğim gibi, insanlara empati yeteneği kazandırmak gerekir. Yumurta üretmek isteyen ve yeni bir çiftlik açan birine "bu tavuklar köle değil" diye öğretmek, kapitalist sistemde tutunmak ve paradan daha önemli şeylerin var olduğunu göstermek gerekir. Ki yine daha önceden dediğim gibi bunları tüm insanlara öğretebilseydik eğer, dünya barışı ve açlığa da son verirdik.

2. dünya savaşındaki alman askelerine tek tek gidip "aman yahudi öldürmeyin" mi derdiniz yoksa Hitler'in ensesine bir şaplak atıp "ne yapıyon la kerkerez" diyerek onu mu uyarırdınız? Et yeme konusunda 1000 talep varsa 10 üretim yeri var. Taleplere ulaşana kadar üretenlere ulaşmalıyız diyorum tekrar, yine, yeniden.

Konu hakkında konuşmak ve fikir alışverişi yapmak gayet güzeldi bu arada. Seviyeli bir tartışma olduğu için de herkese teşekkür ederim.

Çevrimdışı emuk

  • **
  • 226
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hayvan Yemek ve Vejetaryenlik
« Yanıtla #32 : 13 Şubat 2014, 10:39:20 »
Hala devam ediyor mu bilmiyorum, daha önceleri forumda okuma etkinliği vardı. Konunun daha bilinçli tartışılabilmesi için ve Bülend'in ilham aldığı fikirlerin daha iyi anlaşılabilmesi için ilk sayfada önerilen kitaplardan biri üzerinde karar kılınıp, okunup ay sonunda konuya biraz daha hakim olarak tartışılmasını öneriyorum.

Bu benim konuya hakim olduğum ve "okuyun da bir şeyler öğrenin!" demek istediğim anlamına gelmesin. Birkaç vegan forumuna dinleyici olarak katılmama rağmen pek bir şey bilmiyorum ben de. Önerdiğim durum bilinmeyen şeyler hakkındaki genel tutumum.

Saygılar.
"A.Ö. 352 yılında, Mishamont ayının yirmi altıncı günü, Neraka şehrindeki Takhisis tapınağı yıkıldı. Ejderha kraliçe dünyadan sürüldü, orduları yenilgiye uğratıldı.

Bu zaferin onurunun büyük bir kısmı, ışığın güçleri için cesurca savaşmış olan mızrak kahramanlarına verildi. Ancak tarih kaydetmelidir ki; karanlıkta yürümeyi seçmiş bir adam olmasaydı, ışık kaybetmeye mahkum olurdu."

Çevrimdışı Sayhh

  • **
  • 189
  • Rom: 15
  • Her şey başladığı yere döner.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hayvan Yemek ve Vejetaryenlik
« Yanıtla #33 : 13 Şubat 2014, 17:41:50 »
Hala devam ediyor mu bilmiyorum, daha önceleri forumda okuma etkinliği vardı. Konunun daha bilinçli tartışılabilmesi için ve Bülend'in ilham aldığı fikirlerin daha iyi anlaşılabilmesi için ilk sayfada önerilen kitaplardan biri üzerinde karar kılınıp, okunup ay sonunda konuya biraz daha hakim olarak tartışılmasını öneriyorum.

Bu benim konuya hakim olduğum ve "okuyun da bir şeyler öğrenin!" demek istediğim anlamına gelmesin. Birkaç vegan forumuna dinleyici olarak katılmama rağmen pek bir şey bilmiyorum ben de. Önerdiğim durum bilinmeyen şeyler hakkındaki genel tutumum.

Saygılar.

Bildiğim kadarıyla uzun zaman önce sona ermiş. Bahsedilen kitap konusunda yeterli sayıya ulaşılırsa belki yeniden başlatılır. Ben katılmak isterim.

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Ynt: Hayvan Yemek ve Vejetaryenlik
« Yanıtla #34 : 14 Şubat 2014, 01:09:00 »
Öncelikle Jonathan Safran Foer'un o muhteşem kitabı Hayvan Yemek'i mutlaka beraber okumamız gerektiğini düşünüyorum ve bu okuma etkinliği teklifini destekliyorum.

Fiddler'ın yazısını her zamanki gibi incelikli buluyorum. Kendisine teşekkürler. Kendisini bile sorgulayarak doğruyu arama peşinde olan bir yazıydı. Karşı çıkmak için değil, fikirlerini beyan etmek içindi. Bu fikirlere dair bir çok şeyi, yine Foer'un Hayvan Yemek kitabında bulacaksınız. Özellikle serbest-gezen (free-range) çiftlik hayvanları konusuna dair bazı gerçekleri kitapta bulabilirsiniz.

Lakin, bu yazı beni gerçekten çok üzdü. Bu yazı beni düşman gibi gören biri tarafından yazılmış sanki.
Konunun başlığına olacak ilk eleştirim. İnsanların herhangi bir konuda, a ve b olarak ayrılmasına karşıyım ben ve inanıyorum ki buradakilerin büyük çoğunluğu da bu kanıdadır, bundan şüphem yok ve fakat, konu başlığı ayrımcılık kokuyor. İnsanları zenci ve beyaz şeklinde ayırmak gibi tıpkı. Hayvan yiyenleri kötü, vejetaryenleri ise iyi insanlar olarak gösteriyor bu başlık ve bence çok yanlış. Yapılmamalı böyle bir şey. Bu bir.

Konunun başlığında bir ayrım belirttiğimi düşünmüyorum. Et yiyenler/yemeyenler ayrımını başlıkta yapmadığım gibi yazılarımda da yapmadım. İnsanları bu kadar sinirlendirecek ne söyledim bilmiyorum. Başlıktaki "Hayvan Yemek" ifadesinden rahatsız olunmuş. Lakin bu başlık özellikle seçildi.

Hepimiz mezbahalardan uzakta, yapılan kesimleri unutarak, bu unutuşu sözcüklerle pekiştirerek yaşıyoruz. Benim seçtiğim başlık ufak bir hatırlatma, biz "hayvan yiyoruz", bu ışıl ışıl bir gerçek. Öldürülmüş hayvanı kandan ve pislikten arındırdığımızda ve parçalara ayırdığımızda başka bir şeye dönüşmüyor. Ölmüş bir hayvanın parçalarını yiyoruz.

Açıkçası bu ifadenin sizleri bu kadar rahatsız edeceğini tahmin etmiyordum ama çok sevindim, hakikaten sevindim. Çünkü ya rahatsız olmasaydınız. Ya "evet hayvan yiyoruz, ne var bunda?" deseydiniz? Aslında "et yemek" yerine "hayvan yemek" demenin yarattığı rahatsızlık çok kısa sürecektir eminim. Çünkü insan çevresinde olup biten kötü olayları, yaşadığı rahatsızlıkları, farkettiği hataları, adaletsizlikleri, vahşeti ancak "normalleştirerek" yaşayabilir. Bunun için elimizden geleni yaparız. Her gün binlerce kişinin ölümüne şahit olsak, yine de bir süre sonra günlük hayatımıza dönebiliriz. Bu bizim yaşamak için kullandığımız bir mekanizma.

Paul McCartney "eğer mezbahaların camdan duvarları olsaydı herkes vejetaryen olurdu” demiş. Bir süre coşkulu bir biçimde karşıladım bu sözü. Lakin artık benim için gerçeği yansıtmıyor bu söz. İçinde bir umudu da barındırmıyor. Yaşanılan vahşete ne kadar yakından tanık olursak olalım yine her şeyi "akla uygun" hale getirirdik, yoksa aklımızı kaçırırdık. Benim açtığım başlıkta beyhude bir çaba gibi görünüyor bana şimdi. Hele ki konuşarak, kitaplar okuyarak halledilecek bir iş olmadığını düşünüyorsak, başka yapacak neyimiz kalıyor? Ben elime pankartları alacak, varımı yoğumu bu mücadele için harcayacak, uğruna hapse girebilecek cesarete sahip olmadığım için sadece konuşup, kitaplar okuyorum ve et yemiyorum.

Bu konunun foruma kazandırılması, işin ciddiyetini kavramamız ve konuya daha geniş bir pencereden bakmamızı sağlaması açısından oldukça önemli, bu yüzden yeri gelmişken teşekkürümü de edeyim. Ama, vejetaryenliği diğer insanlardan üstün görmek ve profilin bir köşesine "Vegan olun!" diye emredercesine not düşmek de çok sağlıksız bir durum ve açıkçası insanların kaale alacakları varsa bile, almazlar. Yani almayabilirler, kişiden kişiye göre değişir. Ben hoş karşılamıyorum ama. Bu iki.
...
Umarım kendimle çelişmemişimdir. Fikirlerimi belirtmek istedim, kırıcı bir yanı varsa yazdıklarımın özür dilerim...
Gerçekten teşekkür edildiğini düşünmüyorum. Ben kendimi üstün görmüyorum. Bir canlının diğer canlıdan üstün olduğunu düşünmek vejetaryenliğin ve veganlığın temelini alt üst eder. Profilimdeki "Vegan olun!" ifadesi haftalardır orada duruyor. Sizi şimdi sinirlendirmiş olmasına anlam veremedim. Hakaret gibi algılanacağını hiç düşünmemiştim. Bugüne kadar sizin için bir forum arkadaşıyken bugün sağlıksız bir durumda olduğumu düşündüğünüzü görmek beni gerçekten üzdü. Yazdıklarınızın kırıcı yanını söyledim. Hem de çok kırıcı. Yazdığım hiçbir şeyi kişileri hedef alarak yazmamıştım. Hedef alınmak çok kırdı beni. Lakin görüyorum ki sizin kırgınlığınız benimkinden fazla. Affedin.

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Hayvan Yemek ve Vejetaryenlik
« Yanıtla #35 : 14 Şubat 2014, 01:19:22 »
Yalnız ben şimdi şuna anlam veremedim: Yorumumu yazdıktan sonra diğer tüm yorumları da okudum ve açıkçası bazı kişilerin yazdıkları benimkilerden daha "sert" ama onlara bu şekilde bir geri dönüş yapmamışsınız? Ve ben sert konuştuğumu, kırıcı olduğumu da düşünmüyorum açıkçası. Bunlar benim fikirlerim ve herkes gibi paylaşmak istedim ama her ne hikmetse yine herkesten "farklı" bir şekilde tepki aldım. Söylediklerimin arkasındayım ve pişman değilim.

Neyse ben ayrılıyorum konudan. Size iyi tartışmalar.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hayvan Yemek ve Vejetaryenlik
« Yanıtla #36 : 14 Şubat 2014, 08:08:59 »
Okuma etkinliğini yeniden başlatırım ama sonra burada "katılırım" diyen pek çok kişi katılmazsa gerçekten hoş olmaz. Çünkü genelde böyle oluyor. Başta bakıyoruz katılmak isteyenlerin sayısı uçmuş gitmiş, sonra etkinlik başladığında da o kişiler uçmuş yerlerinde yeller esiyor.

Böyle olacaksa bu etkinliği geri getirmek istemiyorum. Bunu da tüm samimiyetimle söylüyorum.

Çevrimdışı Lordmuti

  • ****
  • 1123
  • Rom: 35
  • Time is a drug. Too much of it kills you.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hayvan Yemek ve Vejetaryenlik
« Yanıtla #37 : 18 Mayıs 2016, 14:07:45 »
https://www.youtube.com/watch?v=z0O_VYcsIk8

"It's not that vegans are bad people, it's just that they're terrible people."



İmparator olmayı canım kolay mı sandın?
Dünyaya kazık çaktım duyulsun adım.

Çevrimdışı estelturin

  • **
  • 143
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hayvan Yemek ve Vejetaryenlik
« Yanıtla #38 : 18 Mayıs 2016, 14:35:32 »
Bir araştırmaya göre bitkiler arasında koku bazlı bir iletişim varmış.Ayrıca bitkiler, hayranları kendine çekmek veya uzaklaştırmak için koku salgılıyormuş.Dolayısıyla ilk bakışta bilmesek bile varlıkların kendilerine has bir canlılığı var.E o zaman bu dünyada hiçbir halt yemeden nasıl hayatta kalacağız.Hadi hayvan yemiyoruz diyelim.Patlıcan tutup demez mi: "Onunki can da benimki patlican mı?"
İnsan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.