Kayıt Ol

Deli İtiraf Ediyor

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Deli İtiraf Ediyor
« : 17 Temmuz 2010, 23:45:35 »
Oturuyordum otobüste. Siyah güneş gözlüklerimi takmış dışarıyı izliyordum. Hep yaparım bunu. İnsanlara değil. İnsanların arkasında ki şeylere bakarım. Omuzlarının biraz üzerinden. Böylece insanlar onlara baktıklarımı sanır, hem de ben onların sıkıcı yüzlerini görmek zorunda kalmam. Memnundum yani kendimden. Cebimde yeteri kadar para, dolu bir sigara paketi, anahtarlarım ve her ihtimale karşı sürekli yanımda taşıdığım sustalım vardı. Eğer büyük şehirde yaşıyorsanız ve dilencilere para veremeyecek kadar fakirseniz, kendinizi korumayı öğrenmeniz gerekir. Çünkü yalnız bir adam onlara para vermeyince ufak bir ıslıkla bütün çetelerini çağırıyorlar ve sizi eşşek sudan gelinceye kadar dövüyorlar. Olur ama böyle şeyler. Burası İstanbul.

Tam kendimden memnun bir halde dışarı bakarken biri bindi otobüse. Kısacıketeği ile hemde. O kadar kısaydı ki benim donum bile daha uzundur o etekten. İncecik bacakları tamamen ortaydı. Kız akbilini öttürdükten sonra tam karşıma oturdu. Bacak bacak üstüne atmadığı için bacaklarının arasından külodunu görebiliyordum kızın. Karşılıklı oturuyorduk şimdi. İncecikti bacakları. Kibrit çöpü gibi. Gerçekten çok kötüydü. Hastalıklı bir görüntüsü vardı o bacakların. Kahvaltı etmeyi pek sevmem bu yüzden gündüzleri karnım boştur genelde. Ama gene de kusma ihtiyacı duydum.

Ağzıma gelen safrayı yutarak mideme geri yolladıktan sonra, yerimden kalktım ve karşıya, kızın yanına oturdum. Kolumu omzuna atarak sigara kokan ağzımı kulağına yaklaştırdım. Farkındaydı ne yaptığımın. Ama onu taciz edeceğimi veya laf atacağımı sanıyordu herhalde. Gerçekten güzel göründüğünü düşünüyor olmalıydı kız. Ve konuştum; "Bu kadar çirkin bacakların olduğu halde, onları sergilemekte neden bu kadar heveslisin?" diye fısıldadım kulağına kızın.

Kız bir anda geri doğru çekilerek cama yaslandı. Bacaklarını kapamıştı şimdi. Bütün iffetini takınmıştı bir anda. "Ne diyorsun sen be?" dedi yüzüme bakarak. Kafamı sallayarak" Görüntü kirliliği yarattığından bahsediyorum" Dedim. Şaşırmıştı kız. Birazdan ne olacağını biliyordum. Saniye saniye görebiliyordum yakın geleceği. Ve beklediğim gibi oldu.

Önce gözleri dolmaya başladı. "Leş gibi kokuyorsun pis herif." dedi. Sadece incitmek ve karşılık vermek amaçlı bir hakaret. Bunun bir etki yaratmadığını gördü ve bir tokat patlattı yüzüme. Tokadın şiddeti ile yana giden başım tekrar ona dönüp boş boş gözlerle baktı. Burnumu çektim ve bekledim. Kız beni iterek şoföre orta kapıyı açmasını söyledi ve indi otobüsten. Arkasından "Görüşürüz Sevgilim" diye bağırdım ama beni duymadı sanırım.


[*]Devam edecek[/*][*]Böyle bölüm bölüm.[/*]




Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Deli İtiraf Ediyor
« Yanıtla #1 : 18 Temmuz 2010, 00:23:59 »
Devam etsin, amacın var mı bilmiyorum fakat şimdilik gerçekten bir delimtırak karakterle baş başayız. Cidden hangimizin içinden böyle bir şey yapmak geçmiyor ki? Güzel başlamışsın Canina, Takip edeceğime emin olabilirsin, tıpkı Delinin Günlüğü'nü takip ettiğim gibi. :hiha: Ellerine sağlık, bekliyoruz devamını.
May the force, be with you.

Çevrimdışı Dúrgonath

  • ***
  • 680
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deli İtiraf Ediyor
« Yanıtla #2 : 18 Temmuz 2010, 15:06:17 »
Vakt-i zamanında Erdost'un yazdığı bi öykü vardı çok hafif onu andırıyor, ama çok çok hafif. Onun dışında, okunur ki bu! Sen yazmaya devam et biz de takip edelim.

Selam, naber?

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Deli İtiraf Ediyor
« Yanıtla #3 : 18 Temmuz 2010, 15:13:25 »
Vakt-i zamanında Erdost'un yazdığı bi öykü vardı çok hafif onu andırıyor, ama çok çok hafif. Onun dışında, okunur ki bu! Sen yazmaya devam et biz de takip edelim.

Selam, naber?

Bukowski Etkisi'nden bahsediyorsun sanırım. Evet biraz benziyor gerçekten. Ama ikisi de yeraltı edebiyatı ve Bukowski benim favori yazarımdır biraz etkilenmişiz sanırım ikimizde ondan ^^

Çevrimdışı Dúrgonath

  • ***
  • 680
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deli İtiraf Ediyor
« Yanıtla #4 : 18 Temmuz 2010, 15:30:49 »
Evet evet, oydu bahsettiğim. Ben daha Palahniuk'tan öteye gidemedim oysa. :dl

Düşününce, ona da adam gibi başlayamamışım ki. Lanet.

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Deli İtiraf Ediyor - Baba ve Kız
« Yanıtla #5 : 18 Temmuz 2010, 21:40:32 »
Kapı çaldığında en sevdiğim koltuğumda oturmuş sigaramı içerek müzik dinliyordum. Keyfim yerindeydi. İyi bir uyku çekmiştim. Neyse kapı çaldı ve ben rahat koltuğumdan kalkarak kapıya doğru gittim. Oflaya puflaya kapıyı açtım ve yan komşum olduğunu tahmin ettiğim bir adamla karşılaştım. Tam adama ne istediğini soracaktım ki bornozumun önünün açık olduğunu fark ettim. Tek elimle hızlıca toparlayarak sordum malum soruyu "Ne istiyorsun?".

Adam açıklıktan bir şey gördüğünü belli eden bir şaşkınlıkta "ee… şey." diyebildi kısaca. Sonra kafasını sallayarak kendine geldi ve konuştu. "Biz taşınıyoruz da, geçen bayramdan kalan kurbanlık et vardı biraz, bozulmasın diye size verelim dedik" dedi adam. Cat Stevens çalıyordu şimdi içeride. Adam boynunu ileri uzatarak evin içini görmeye çalıştı. Kapıyı biraz kapatarak, "Sağ ol istemem, ben vejeteryanım" dedim ve kapıyı kapatmak için ittirdim. Adam ayağını kapı aralığına sokarak açık kalmasını sağladı. "Hey bu kadar kaba olmak zorunda değilsin, sadece iyilik yapmaya çalışıyorum " dedi adam. Bir yandanda omuzuyla kapıyı itiyor, içeri girmeye çalışıyordu. "Bi sik yapmak zorunda değilim. Defol git be adam!" diye bağırdım ve kapıya yüklendim.

Yüksek bir ses ile kapandı kapı. Bütün apartmanda yankılanmış olmalıydı ses. Omuz silkerek buzdolabından bir bira aldım yavaşça açtım. Yavaş açarım biraları. O pıst sesini severim. Yaz aylarında iyi gider özellikle. Daha yudumlamadan serinler insan. Gene öyle oldu. İlk kutuyu kafama dikerek yarısına geldim. Geri kalanını da mutfak camından dışarıyı seyrederken bitirdim. Tam ikinci kutuyu almış sevgili koltuğuma gidiyordum ki kapı bir daha çaldı. Sıkıca kavradım bira kutusunu. Kafasında patlatacaktım ibnenin.

Kapıya doğru hızlı adımlarla gidip bağırarak açtım "Kokuşmuş etini istemiyorum lan yeter artık!". Bağırışımın yankısı dinlerken karşımda ki yabancı yüze bakıyordum. Gelen o adam değildi. Benim yaşlarımda bir kızdı. Sol elimle ensemi kaşıyarak "Pardon başkası sa-" lafımı böldü, "Önemli değil. Babamdı demin ki adam." dedi. Sert bir metal müzik duyuluyordu artık içeriden. "Güzel bir müzik zevkin var." dedi elimde ki bira kutusuna bakarken. Kapıyı biraz daha açıp "Bir bira da sen ister misin?" diye sordum ona. Kız omuz silkti ve "Uzun yolculuktan önce biraz içsem iyi olur sanırım. Ama daha sert bir şeyler yok mu?" dedi merakla. Gülümseyerek "Buluruz" dedim ona. "Sen içeri geç ben geliyorum hemen" diye de ekledim. Kız içeri girerken ben anahtarımı alıp dışarı fırladım.

Üst katta ki Berk denen heriften otlanmam gerekecekti. Merdivenleri üçer beşer çıkıp kapısını çaldım. Benden biraz yaşlıca bir dişi açtı kapıyı. Onu kenara itip bağırmalarına aldırmadan evin salonunda ki büfeye yöneldim. İki şişe viski ve bir şişe şarabı koynuma koyup çıktım daireden. "Uğradığımı söylersin tatlım" dedim çıkarken. Küfrediyordu bana. Önemli değil. Alt katta ki etmediği sürece umurumda değildi. Hatta o etse bile umurumda değildi sanırım. Mekanik işler bittikten sonra duygulara pek yer kalmıyordu zihnimde.

Zar zor bir elimi boşa çıkarmayı başarıp anahtarımla kapıyı açtım ve mutfağa gidip bir viski şişesi hariç diğerlerini buzdolabına koydum. İki derin bardak alarak şişe ve bir buz kabıyla salona gittim ve hatunun yanına oturdum. Bardakları ufak sehpaya koyarak ilk kendime doldurdum. Güzel viskiydi. Buzsuz ve katıksız içerdim böylesini. Ama kendi bardağımı doldurur doldurmaz kız bardağı kavradı ve kafasına dikti. Su gibi içiyordu hatun. Gülümseyerek tekrar doldurmaya başladım, bu sefer iki bardağı da dolduruyordum.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama ikinci viski şişesine geçmiştik. Artık bir hamle yapmanın zamanının geldiğini düşünerek kıza yaklaştım. Kafamı siken müzikten ve alkolden dolayı pek net düşünemiyordum. Ama düşünseydim de aynı şeyi yapardım herhalde. Kızı belinden kavrayıp kanepede kendime doğru çektim. Ve boynumu ileri uzattım kızı öpebilmek için. Ama nafile. Havayla seviyeli bir ilişki yaşamıştım. Ayağa kalmış, viski şişesini de eline almış dikiliyordu öylece.  Şişeyi kafasına dikip esaslı bir yudum aldı, şişeyi yere bıraktı ve, "Artık gitmem lazım.İçki için sağ ol" dedi. Ben bir şey diyemeden çıkıp gitti.

Çeyreği dolu viski şişesiyle kalakalmıştım. Orospu içkimi içip gitmişti. Buydu sadece. İçmişti. Sevişmeyi geçtim, konuşma bile olmamıştı. İçmişti. Kızın bıraktığı şişeden büyük bir yudumda ben aldım ve balkona çıktım. Aşağıdaydı. Babasıyla birlikte. Taşınma şirketinin tırına eşyaları yükleniyordu. Şişeden son bir fırt aldım ve kel babanın, parlayan kafasına doğru yolladım şişeyi. "Etinin de amınakoyim seninde!" diye bağırmayı da ihmal etmedim tabi.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Deli İtiraf Ediyor
« Yanıtla #6 : 18 Temmuz 2010, 22:12:55 »
Zuahaah ! :D Devamını bekliyoruz. xD
May the force, be with you.

Çevrimdışı Alorka Greenleaf

  • ***
  • 603
  • Rom: 6
  • End of the Ergenism
    • Profili Görüntüle
    • f
Ynt: Deli İtiraf Ediyor
« Yanıtla #7 : 20 Temmuz 2010, 12:46:44 »
Güzel hikâye. Ama bu kadar küfre izinv eriliyor muydu? :o :D

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Deli İtiraf Ediyor
« Yanıtla #8 : 20 Temmuz 2010, 14:21:20 »
Güzel hikâye. Ama bu kadar küfre izinv eriliyor muydu? :o :D

Kimsenin hikayesi sansürlenmez.

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Deli İtiraf Ediyor - Baba ve Oğul
« Yanıtla #9 : 24 Temmuz 2010, 00:38:51 »
Üzerimde iki haftadır giydiğim giysiler ile yerel bir kafede oturuyordum. Kahveme cep vodkamdan biraz ilave etmiştim. Kare güneş gözlüklerimi takmıştım, bir yandan Cumhuriyet okuyor, bir yandan da sokaktan geçenleri izliyordum. Gençlere dikkat ediyordum özellikle. Bu kafeye değil caddenin karşısında ki Amerikan kahvehanesine gidiyorlardı. Daha kötü bir kahveye iki kat para ödüyorlardı. Biliyordum. Denemiştim. Kadıköy'ü biliyordum. Burada yaşadım hayatım boyunca.

Neyse gazete mi ağır ağır okurken birkaç masa ötede bir adam yanında oğluyla oturmuş dizüstü bilgisayarında bir şeyler kurcalıyordu. Çocuk altı veya yedi yaşlarındaydı. Daha okula başlamamıştı büyük ihtimalle. Sıkılmıştı. Babasının kolundan çekiştiriyor "Hadi gidelim baba" diyordu sürekli. Adam ise otur ve sus gibisinden bir şeyler mırıldanıp bilgisayarında yaptığı herneyse ona geri dönüyordu.

En sonunda tam babası kahvesine uzanmıştı ki çocuk babasından önce davrandı ve fincanı kapıp içindekini yere döktü.  Adam bir an çocuğa baktıktan sonra sağ elini havaya kaldırdı ve avuç içiyle çocuğa sert bir tokat attı. "Eşeoğlueşşek" dedi bir yandan da. Çocuk tokadın etkisiyle bir an havalandı ve sırt üstü yere düştü. Kalkmaya çalışırken adam çocuğu yakaladı ve "Ne yaptın lan sen?" deyip cevap beklemeden çocuğu kafasından tutup duvara çarptı.

Gazetemi katladım. Petrol kıvamındaki vodka-kahvemi dipledikten sonra ayağa kalktım ve baba-oğulun yanına gittim. Bir tokat daha atmaya hazırlanan adamın omzuna dokunup "Bence bu kadar yeter, velet zaten yeterince zırlıyor. Egonu tatmin etmek için daha ne kadar vuracaksın?" dedim ona. Adam arkasını dönerken "Bu seni ilgilendirmez ayyaş herif. Kokunu bir metre öteden alabiliyorum. Git şarabına falan yumul sen" dedi bana ve tekrar kolunu kaldırdı.

Benim kadar sokakta zaman geçirdiyseniz böyle şeyleri ön görebilirsiniz. Bir nevi doğal Sharingan. Adamın lafını duyunca çocuğa tekrar vuracağını anlamıştım. Ve barların arkasında edilen onca kavgadan kazanılmış refleksle adamın geriye atılmış kolunu yakaladım. Kolunu kendime doğru çekerken diz kapaklarının arkasına sıkı bir tekme attım ve adamın düşmesini sağladım. Adam dizlerinin üzerindeyken kafasını tutup çocuğuna yaptığı gibi duvara geçirdim yarı kel kafasını.

Çocuk dehşet içinde bakıyordu bana. Geldiğimden beri ağlamadığını fark ettim. Ama başlamıştı tekrar. Bu sefer babamı bırak diyor birkaç da küfür sallıyordu arada. "Cezasını verdim işte daha ne istiyorsun? Sana vurmasından mı hoşlanıyorsun? Daha bu yaşta mazoşist mi oldun? Bunun içinde aileni suçlamak gerekir. Her halde bu bok çuvalı bunu hak ediyordu" dedim çocuğa. Çocuklarla çocukmuş gibi konuşmam. Yaşlılarla da yaşlı gibi konuşmam. Herkes ile aynı konuşurum ben. Böylesi daha iyi. Daha basit.

Adam yavaş yavaş doğruldu. Elini çocuğa uzatarak veledin elini tuttu ve kendine doğru çekti. Sarıldı çocuğa. Omuz silktim. "İyilikte yaramıyor amınakoyim, ne bok yerseniz yiyin" dedim ve masama geri gittim."

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Deli İtiraf Ediyor - Kişilik
« Yanıtla #10 : 24 Temmuz 2010, 19:15:36 »
Kafasını kaldırıp bana baktı. Acıyan gözlerle "Neden böylesin" dedi. Gülümsedim ve "Bilmiyorum. Sen neden esmersin?" dedim ona. "Küçükken sarışınmışım ama önemli olan bu değil. Cevapla sorumu" diye cevap verdi bana

"Sorunun bir cevabı yok. Çimenler neden yeşilse, deniz neden maviyse ben o yüzden böyleyim. Mizacım böyle. Karakteristik bir özellik. Değişirsem, ben olmaktan çıkarım. Ve etrafıma bakıyorum da kendisi olan fazla insan göremiyorum. Bireyler, toplumun dayattığı ahlak ve geleneklere göre yaşıyorlar. Özgür olduğunuzu sanıyorsunuz. Ama hapishanede ki bir mahkum kadar bile özgürlüğünüz yok. En azından onlar, istediklerini yaptılar ve gene toplumun yasalarına göre cezalandırılıyorlar. Başkaldırdılar, ama kaçamadılar. Lakin istediklerini yaptılar." Dedim yavaş yavaş. Sigara paketimden yeni bir dal çıkarıp yaktım. İçtiğim sigaraya bakıyordu şimdi.

"Sigara öldürür" diye mırıldandı ağzının içinden. "Neden bırakmıyorsun? Sigara içmeyi de toplum dayatmıyor mu sana? Havalı olduğu için içmiyor musun?" diye de ekledi ardından. Derin bir nefes çekip yanıtladım; "Birincisi, asıl hayat adamı öldürür. İkincisi sen neden kola içmeyi bırakmıyorsan bende o yüzden bırakmıyorum. Yaşamak için sigaraya ihtiyacım yok belki ama hoşuma gidiyor. Alkol almak gibi bir şey bu. Bir miktar zararlı evet ama seksen yaşında altına sıçarak ölmek isteyen kim?"

Başını eğdi. Dirsekleri masanın üzerinde ellerini birbirlerine kenetlemişti. Kolasına baktı. Bana baktı. Küllüğe baktı. "Peki anlıyorum. Bu sensin. Ama neden hoşuna gidiyor insanlarla dalga geçmek? Sen mükemmel misin? Şuraya bak bir karış sakalın var. Saçların yağ içinde. Tek yaptığın spor bakkala sigara almaya gitmek. Aşırı derecede ukalasın ve kabasın." diye sordu merakla. Sigaramdan son nefesimi çektim ve söndürdüm. "Bütün bunlar umurumda mı sanıyorsun. Senin benimle dalga geçmen benim için bir şey ifade etmiyor. Sen sağcısın. Bense bir anarşistim. Sen inanıyorsun, ben inanmıyorum. Nasıl bütün bu farklarımıza rağmen sana kızmıyor ve düşüncelerine saygı gösteriyorsam, senin benimle dalga geçmen ile ilgilide böyle düşünüyorum. Bunlar senin düşüncelerin. Çok iyi biri olduğumu söyleyenlerde var, senden daha kötü şeyler söyleyenlerde. Birine inanacak olsaydım şu ana kadar kutularca xenax bitirmem gerekirdi." Dedim.

"Peki kendi kusurların umurunda değilse başkalarının kusurları neden umurunda? Neden önemsiyorsun?" Dedi hızlıca. Sinirleniyor gibiydi. Bazı insanlarla gerçekten konuşulmuyor. Olgunluk böyle bir şey sanırım. Karşımda ki adam müslüman diyordu kendine. Tanrının bir kulu. Onun kurallarına göre yaşayan, ona itaat eden bir kul. Ama dünyada ki herkes gibi tanrının pek çok emrini unutuyordu. "Çalmayacaksın.", "Öldürmeyeceksin", "Yalan söylemeyeceksin.", "Yalancı şahitlik yapmayacaksın.", "Hoşgörülü olacaksın.", "Hangi dinden olursa olsun insan insandır." gibi her kitapta yazan önemli ilkeleri unutuyor insanlar. İkiyüzlülük böyle bir şey sanırım. Namaz kılmadan, oruç tutmadan, zekat vermeden müslüman olmak. Kiliseye gitmeden Hıristiyan olmak.

Biramdan büyük bir yudum aldım ve konuştum. "Onların kusurları umurumda değil. İnsanları yargılamam ben. Herkes aynıdır benim gözümde. Bazılarını severim, bazılarını sevmem evet. Benim umurumda olan, onların onların umurunda olması. Eğer insanlar benden rahatsız oluyorsa ve benim onlardan rahatsız olmadığımı düşünüyorlarsa çok yanılıyorlar. Böyle bir şeyden rahatsız oluyorlarsa bu basitçe onların sorunudur. Ben devletten rahatsız oluyorum. Seda Sayandan rahatsız oluyorum. Televizyondan rahatsız oluyorum. Ve şimdi düşününce insanların çoğundan rahatsız oluyorum. Söyledikleri şeylerden. Benimle ilgili olmasa bile rahatsız oluyorum onlardan. Ama nedense ben aynı tepkiyi vermiyorum. Garip değil mi? Yaşla ilgili der çoğu. Bilemiyorum bunu yapanların çoğu benimle yaşıt veya benden bir-iki yaş küçük. Ama bir nebze haklılar sanırım. Olgunlukla ilgili bütün bunlar. Zekayla falan değil. Terbiye ve olgunluk." Dedim.

Adam başını sallayarak "Anlıyorum abi. Haklısın" dedi ve kolasını yudumlamaya devam etti. "O değilde," diye başladı söze. "Bu alacakaranlık hakkında ne düşünüyorsun abi?" diye sordu. İyi çocuk. Gerçekten iyi.

"O da başka güne kalsın be çok konuştum bugün" dedim gülerek. "Doğru abi gel bir aşağıya bakalım kardeşimi alalım sahile inelim istersen?" diye teklif etti. "İyi bari gidelim, esiyordur şimdi püfür püfür, iyi gelir." dedim ve birlikte çıktık evden.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Deli İtiraf Ediyor
« Yanıtla #11 : 25 Temmuz 2010, 00:55:12 »
Alıntı
"İyilikte yaramıyor amınakoyim, ne bok yerseniz yiyin"

Önce cevap yazılmayan kısımdan başlayalım, üstte alıntıladığım yer harikaydı. Gerçekten gerçek hayat da böyle, baba döver, çocuk ağlar, sonra ikisi de hiç bir şey olmamış gibi devam eder.İlginç. Sevgi mi, yüzsüzlük mü bilinmez.

Alıntı
Sinirleniyor gibiydi. Bazı insanlarla gerçekten konuşulmuyor. Olgunluk böyle bir şey sanırım. Karşımda ki adam müslüman diyordu kendine. Tanrının bir kulu. Onun kurallarına göre yaşayan, ona itaat eden bir kul. Ama dünyada ki herkes gibi tanrının pek çok emrini unutuyordu. "Çalmayacaksın.", "Öldürmeyeceksin", "Yalan söylemeyeceksin.", "Yalancı şahitlik yapmayacaksın.", "Hoşgörülü olacaksın.", "Hangi dinden olursa olsun insan insandır." gibi her kitapta yazan önemli ilkeleri unutuyor insanlar. İkiyüzlülük böyle bir şey sanırım. Namaz kılmadan, oruç tutmadan, zekat vermeden müslüman olmak. Kiliseye gitmeden Hıristiyan olmak.

İkinci kısma gelirsek. Yine üstte yayınladığım kısma kesinlikle katılıyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin Yüzde 99'u müslüman diyorlar. O %99'un da yine %99'u sadece kağıt üstünde müslüman, bilmiyorlar. Hristiyanlar da aynı şekilde. Dinlerini doğru dürüst yaşayanlar bi budistler bi yahudiler...

İkinci bölümde şu olaya yeni giren arkadaş kim merak ettim. Deli'nin bir arkadaşı olabilecek olması güzel mi ona ters mi çözemedim şimdilik.

Alacakaranlık ile ilgili ne diyecek ben de merak ettim doğrusu. Bekliyorum :hmm

Eline, koluna, beynine sağlık.
May the force, be with you.

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Deli İtiraf Ediyor
« Yanıtla #12 : 28 Ağustos 2010, 11:29:36 »
Lanet kombi bozulmuştu ve ben soğuk suyla duş almayı sevmeyen biriydim. Bu yüzden kombi servisini aradım ve durumu anlattım. Onlarda bana bir servis elemanı göndereceklerini, ama tamir bedelinin 300 lira olacağını ayrıca bir yılda garanti vereceklerini söylediler. İyi tamam gelsin dedikten sonra bir bira açıp tamirciyi beklemeye başladım. Bir buçuk saate kadar orada olur demişlerdi ama herif gelmek bilmiyordu.

Tam üç saat sonra geldi. Elimde kaçıncı olduğunu unuttuğum şişeyle açtım kapıyı. Adam beni baştan aşağı süzdükten sonra servis şirketinden geldiğini söyledi “Nerde kaldın amınakoyim saatlerdir bekliyorum seni?” dedim. Adam salakça bir bakışla trafik vardı gibisinden bir şeyler mırıldandı ve içeri girdi.

Kombinin yanına götürdüm onu. İçini açtı, kurcaladı. Motor olduğunu söylediği kocaman bir parçayı değiştirdi. İşi bittiğinde hiçbir şey söylemeden elini uzattı. Bende yeni elime geçmiş olan üçyüz lirayı içim parçalanarak adamın eline koydum. Adam parayı sayıp başıyla onayladıktan sonra siktir olup gitti.

Kapıyı kapattım. Ev usta kokuyordu. Hiç sevmem usta kokusunu. Ustaları da sevmem aslında. Ustalardan nefret etmiyorum ama etrafta olmadıklarında daha rahat ediyor gibiyim.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Deli İtiraf Ediyor
« Yanıtla #13 : 29 Ağustos 2010, 04:34:22 »
300 lira verdin ha? :P O parayı vereceğine insan buzlu suda duş alır be...

Ustaların kokusu mu olur? Hiç fark etmedim be, usta gördüğüm zaman genelde aldığım koku ter kokusudur.Ha bi de ayak :P En yoğunundan... Sanırım senin tarif ettiğin usta kokusu da bu ikisinin harmanlanmış hali.
May the force, be with you.

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Deli İtiraf Ediyor
« Yanıtla #14 : 29 Ağustos 2010, 14:54:05 »
300 lira verdin ha? :P O parayı vereceğine insan buzlu suda duş alır be...

Ustaların kokusu mu olur? Hiç fark etmedim be, usta gördüğüm zaman genelde aldığım koku ter kokusudur.Ha bi de ayak :P En yoğunundan... Sanırım senin tarif ettiğin usta kokusu da bu ikisinin harmanlanmış hali.

Birde balkon terliği ile evin içinde dolaşırlar çok uyuz olurum.