Kayıt Ol

Ham Maddeler: Tahtırevan

Çevrimdışı zçaiqü

  • **
  • 76
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ham Maddeler: Tahtırevan
« : 22 Şubat 2013, 23:08:30 »




Şu 1: Yol güzergâhımın üzerinde her zaman önünden geçtiğim bir tatlıcı dükkânı var. Baklavadır tulumdur efendime söyleyeyim bilimum şekerli gıdalar barındırıyor bünyesinde. Fakat olayın benimle ilgili olan kısmı bu değil. Benimle ilgili olan yegâne kısım dükkânın kapısı. Kendileri ‘otomatik kapı’ diye çağırılan pardon isimlendirilen bir teknolojiye sahip ve hareket algılama alanı da diğer otomatik kapılardan daha geniş. Yani kapının 3 metre uzağından geçsen bile senin geçtiğini algılıyor kapı. Akabinde de dükkâna gireceğini umut ederek vıjjt diye açılıyor –buradaki ses efekti tamamen yazarın inisiyatifidir-. Ne zaman böyle olsa içimi garip bir hüzün kaplıyor. Çünkü girmiyorum içeri, önünden geçip gidiyorum. Sanki kollarını sana doğru açmış bir sevgiliyi reddeder gibi.  Sonra da ağır ağır kapanıyor tatlıcının kapısı arkamdan. Sanki ağlıyor da için için, belli etmemeye çalışıyor özlemini, hayal kırıklığını. En son önünden geçtiğimde açılmadı tatlıcının kapısı. Bir sorun mu var acaba diye düşündüm. Yoluma devam ettim. Belki sadece bana açılmadı o kapı o gün. Belki vazgeçti, belki umudunu kesti benden.  Belki beklemek, her seferinde her şeyiyle hazır olup tekrar tekrar reddedilmek, sandığımdan daha da acı bir şeydir. Belki bir kapı olmak başlı başına acı verici bir şeydir zaten.

Şu 2: Dün gece buldum yine 3’ü, 3 buçuğu. Mutsuzdum. Balkondan boş caddeyi seyrederken neden erkenden uyuyamadığımı keşfettim. Erkenden uyuyamıyordum çünkü ertesi gün beni bekleyen, beni heyecanlandıracak, mutlu edecek hiçbir şey yoktu. En azından böyle bir beklentim yoktu. Yarına ulaşmak için hiç acelem yoktu. Sanki ulaşmasam da olurmuş gibi yoktu.

Şu 3: Ben uzun vadeli planlar yapamıyorum. Kısa vadeli planlarda yapamıyorum gerçi ama en azından onu deniyorum. Hem vade kelimesinden de tiksinmeye başladım batasıca bankacılık sektörü yüzünden.  Neyse zaten benim plan yapmam da pek bir şeyi değiştirmiyor. Güneşte bırakılmış peynir gibi bozuluyor o plan.

Şu 4: Orhan Gencebay bir şarkısında şöyle diyor: ‘’Dünyada en zor şey; kırılan bir kalbi onarmaktır / İnsana yakışan; insanca yaşayıp var olmaktır.’’

Şu da 5: Vezüv’e dikkat !

H. Barış Beledin
ruveranva.tumblr.com