Kayıt Ol

Her Yerden Çok Uzakta - Ursula K. Le Guin

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Her Yerden Çok Uzakta - Ursula K. Le Guin
« : 12 Mayıs 2013, 20:11:04 »


Her Yerden Çok Uzakta
Ursula K. Le Guin
Çeviren: Semih Aközlü

Owen onyedisinde zeki bir genç. Zihin ve düşünme eylemi üzerine düşünüyor. Mühendislik okumak istiyor. Yaşama dair her şeyi bildiğini sanıyor. Nerede okuyacağına ne yapacağına karar vermiş. Öyle farklı biri olmaya da çabalamıyor, herkes gibi olup görünmez olmak istiyor. Ama bir gün Natalie ile karşılaşıyor ve her şey allak bullak oluyor. Natalie müzikle uğraşan farklı bir kız ve farklı olmanın önemli olduğunu düşünüyor. İki genç insanın farklı işleyen zihinleri, onları birbirine çekiyor. Çok güzel bir dostluk doğuyor aralarında; ta ki...

Hiçbir olağanüstü öğe içermeyen olağanüstü bir kitap bu. Kısacık: Hepi topu 92 sayfa ama sizi geçmişinizde bir yerlere götürüp eski hislerinizi hatırlatmaya yetiyor. İnsana dair, onun hayata bakışına dair, gençliğe dair, ebeveynlere dair, aşka dair çok güzel sözler söylüyor kitap; naif ama çok gerçekçi. Bir kerede hızla okunuyor kitap, dili çok sade ama anlattıkları derin; o yüzden iki kere okunmayı hakeden, her okumada farklı bir niteliğini gösteren önemli bir eser. Karşılaşırsanız mutlaka edinin.

Çevirisi de güzel, sadece bir kaç yerde bağlaç olan "de" ve "her şey" bitişik yazılmış o kadar.

Bir kaç alıntı:

"Küçük çocukların akıllısı da kafası çalışmayanı da aptaldır işte. Aptalca şeyler yaparlar. Akıllarından geçeni pat diye söyleyiverirler. Düşünmedikleri bir şeyi söylemeyi öğrenmemişlerdir henüz. Bunu daha sonra, yetişkinliğe geçip, yalnız olduklarını anladıkları zaman öğrenirler."

"Tekrar güldü ve bana baktı. Sadece bir saniye. Ama baktı ve gördü. Kendisinin neye benzediğini görmek için bakmıyordu bana, benim neye benzediğimi görmek için bakıyordu. Benim için son derece sıra dışı bir şeydi bu."

(Bu alıntı içerik olarak pek bir şey ifade etmese de sözcük seçimi beni hayran bıraktı. Owen az önce yemek yemiş, yerken de lokmalar ağzında büyümüştür, isteksiz isteksiz bitirmiştir rostoyu. Ve sonrasında şöyle der:)
"Aşağıya inip, hala ağzımın içinde hissettiğim o et parçasının hayaletiyle, 'Ben biraz arabayla dolaşacağım' dedim ve dışarı çıkıp yeni arabama atladım."

“Bir taş gerekiyordu. Tutunacak, ayakta duracak bir şey. Katı, somut bir şey. Çünkü her şey yumuşamaya yüz tutuyor, pelteleşiyor, bir bataklığın içinde sislere gömülüyordu. Sis, dört yandan çörekleniyordu.  Nerede olduğumu bile bilmiyordum.”

"Yaşamın anlamı nedir diye sorular sormanın bir yararı olmadığına karar verdik; çünkü yaşam bir yanıt değil, bir sorudur ve yaşamın yanıtı siz, kendinizsinizdir."

"Önceden de oldu yüce anlarım. Bir kez geceleyin parkta yürürken, yağmur altında, güzün. Bir kez çöl ortasında, yıldızlar altında, ekseni üzerinde dönen yeryuvarına döndüğüm gün. Kimileyin düşünürken, sadece düşünüp tartarken olup biteni. Ama hep yalnız. Kendi başıma. Bu kez yalnız değildim. Yüce dağ başında bir arkadaş vardı yanımda. Bir şey yok, hiçbir şey yok bundan üstün. Ömrümce görmesem de bir daha, eh diyebilirim yine de, bir kez orada bulundum."

"Daha yıllarca yaşamam gerekiyor, bunu nasıl becereceğimi bilmiyorum."

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Yerden Çok Uzakta - Ursula K. Le Guin
« Yanıtla #1 : 22 Ağustos 2016, 22:22:53 »
Not: Kitap tam 12 sene sonra, yeni baskısıyla geldi.

Çavdar Tarlasında Çocuklar tadında, ama Le Guin'in kendi dokusunda, 94 sayfalık bir harika.

Keşke bu kitabı Owen'ın olduğu yaşta, 17 yaşında okusaydım. Arka kapaktaki Emily Schultz'un sözünü hafife almıştım ama haklı çıktı. Keşke o yaşta okusaydım da ben de şimdi kendisi gibi "ama bu kitap beni bir insna olarak değiştirdi." diyebilseydim.

Geçmişe yolculuk ettirdi, kendi hatalarımı ve çalkantılarımı masaya yatırdı. Owen'ı, Natalie'yi ailelerini ve hepimizin çevresindeki insanları 94 sayfada öyle güzel tanıdım ki, bu minicik romanla fazlasıyla mutlu oldum.

Uzun zamandır bir kitabı "bitmesin" diye okumuyordum. Ama bu kitap bana yeniden bunu tattırdı. Tıpkı geçmişe dair de pek çok şeyi anımsattığı gibi.

Le Guin bize bu romanda zeki çocukların toplumdan daha bir itildiği ve daha bir köreltilmeye çalışıldığı mesajını da veriyor bir bakıma. Okulların herkesin eşitlenmesi için yürüttüğü korkunç politika, bu gibi çocukların öne çıkmaması, sivrilmemesi için de bir düzenek adeta. Dahası, farklı olduğumuzun ayırdına vardığımızda yaşadığımız derin yalnızlığı ele alıyor tüm bu romancık (novelette) boyunca. Bu yalnızlığın kötü bir şey olmadığını söyleyen de yok hani. Aksine, toplumsal kabullerde tam tersi bekleniyor.

Bu kitabı bu forumdaki herkese tavsiye ederim. Çünkü birçoğunuz kendi yaşadığı küçük şehirde, büyük şehirdeki odasında, çevresinde ve ailesinde bir "farklılık" kaynağı. Pek çoğunuzun buralarda sarf ettiği sözlere baktığımda, hem kendimi hem de sizleri bu kitapta görüyorum. Hepimizi anlatıyor bu 94 sayfa.