« : 07 Ekim 2016, 20:56:24 »
Lucy Angkatell'in köydeki evine öğle yemeği için davet edilen Hercule Poirot tatsız bir olayla karşılaşır. Kanlar içinde bir adam yüzme havuzunun yanında yatmaktadır. Başucunda duran karısının ise elinde bir tabanca vardır.
Poirot soruşturmaya başlayınca, o saygıdeğer yaşamların gerisinde arapsaçına dönmüş aile sırlarının varlığını keşfeder. Ve herkesten şüphelenmeye başlar...
"Birinci sınıf bir kurgu..."
"Uzun yıllardır bu kadar iyi bir Christie romanıyla karşılaşmadık!" San Francisco ChronicleUzun bir aradan sonra okuduğum ilk Agatha Christie kitabıydı bu. Akıcılık anlamında hiçbir sıkıntısı yok, yine katili çözememiş durumdayım -pek de düşünmemiş olabilirim. Ama dikkatli düşünülünce katilin kesinlikle bulunabileceğini düşündüğüm bir kitap oldu. Bir de arka kapak yazısı var. Aslında o kadar önemli bir ayrıntı değil ama kitapta herkesin bildiği bir şey dışında o kadar arapsaçına dönmüş aile sırrı ne olabilir diye düşündüm ve hiçbir şey bulamadım. Bir diğeri de kitap içinde çözüme kavuştu zaten o yüzden onu saymıyorum. Yine de kitabı okurken öyle bir hissediyorsunuz ki. Bir ara katil meselesinin Doğu Ekspresinde Cinayet gibi olduğunu bile hesaba kattım!!
Kitabın kapağı ise bence gerçekten çok anlamlı. Boyun eğiyormuş gibi görünen bir heykel ve arkasında bir gölge. Gölgeyi anlamlandırmakta biraz zorlandım gerçi ama sonra heykeli yapan kişi olabileceğine karar verdim kendi kafamda. Kitabı okuyan başka biri varsa fikir alışverişi yapabiliriz.
Ve şu anda düşünüyorum ki bu kadar eleştirel baktığım nadir Agatha Christie kitaplarından biri oldu. Kendi adıma konuşacak olursam demek ki insan uzun zamandan sonra eline ilk kez bir türden kitap alınca kitabı didik didik düşünme ihtiyacı duyuyor. Kafama takılan başka olaylar da var puanlama yapacak olursam 5 üzerinden 4 veririm sanırım. Fakat okumaktan çok zevk aldığım bir kitap olduğu kesin
0 Yanıt
2714 Gösterim