Bölüm 2Belirsizlik Kötüdür (Kadir) Kendine geldiğinde,farkına vardı ki terk etmek istediği yer cennetmiş. Çünkü gece fazla ürkütücüydü. Ne kadar süredir baygın olarak yatıyordu bunu dahi bilmiyordu. Etraf o kadar sessizdi ki Soluk alıp vermesini işitebiliyordu. Sessizlik karanlığın yanında daha dost canlısı gözüküyordu ona. Karanlık etrafı görmesini engelliyor, ürkmesini sağlıyordu. Buradan nasıl kurtulacağına dair planlar yapmak istese de her an biri saldıracakmış hissi kuracağı plana odaklanmasına engel oluyordu.Tek çare zamanın olabildiğince hızlı akıp bir an önce geçmesini sağlamak, sabahı görmek.
Neyse ki gene uykuya dalmıştı ve sabah olmuştu. Sanki farklı bir yerde uyanmıştı. Karanlık yerini aydınlığa bırakmış, sessizlik yerine kuş cıvıltıları hakim olmuştu. Artık düşünmeye başlayabilirdi: "Buradan kasabaya nasıl ulaşabilirim?" Kasabaya ulaşmaktan çok isteği; bir umut ailesini,arkadaşlarını canlı bulabilmekti. Bu isteği umuduyla birleşince güçlenmiş, yaraları iyileşmiş gibi ayağa kalktı, yürümeye başladı. İleriyi fazla seçemese de, ileride ne olduğunu bilmese de yavaş adımlarla yolunu çizmekteydi. Adımlarının yanı sıra onu oraya çeken aslında hissettikleriydi.
"Kimse yok mu?" Gaipten sesler duymaya başladığını düşündü. İlerledikçe ses daha yakından geliordu. Adımlarını hızlandırdı fakat yaraları çabuk yorulmasına neden oluyordu bunun için durup dinlenmeye karar verdi. Kendine geldiğini hissettiğinde tekrar yola koyulunca fark etti ki az önce ki sesi daha işitmiyordu. "Yaşadıklarım galiba görülmeyen hasarlar verdi vücuduma." Bu düşüncelerle umudunu yitirmeden,ileriyi tam göremeden yürümeye -yeni başlayan bebek edasıyla - yavaş adımlarla ilerliyordu. Yaklaşık on dakka ara vermeden yürüdükten sonra aynı sesi işitti "Kimse yok mu? Burada hayatıma son vermek istemiyorum!"
Günah Çıkartma (Tayfun) Kaderi günahlarıydı, günahlarıysa hastalığı... Hayatı boyunca onu umursayan tek kişi kollarında can vermişti. Kulaklarında o son kelimeler çınlıyordu. " Yanımızda olman için bir felaket olması mı gerekiyordu? " Kürek tutan ellerini bir titreme aldı. Başını ellerinin arasına aldı ve sessizce ağlamaya başladı. " Uyuşturucu batağına batmışken nasıl yanınızda olabilirdim" sözlerini duyacak kimseler yoktu yanında. "Keşke hakettiğin koca olabilseydim." Gece, sağnak yağmurun altında yürürken bunları düşünüyordu. Keşkelerin onu bir yere götürmeyeceğini bildiği halde bunları düşünmekten kendini alamıyordu. Kızının yıllar önce ona söyledikleri geldi aklına. "Senin gibi bir babam yok benim." Yaşama amacı kalmamıştı artık. Patlamada binlerce insan hayatını kaybetmişken onun gibi koca ve baba olmayı yüzüne gözüne bulaştırmış bir madde bağımlısının hayatta kalmış olması adil değildi. Uyuşturucuya duyduğu özlem de artıyordu. Kaç gündür kullanmıyordu? üç gün? bir hafta? Artık böyle yaşayamayacağını kabullendiğinde uçurumun kenarına gelmişti. Atlayacaktı ve böylelikle bu sonsuz acısına son vermiş olacaktı. Hastalığından kurtulacaktı. Kendini acısını dindirecek ölüme bırakmak üzereyken bir sesle donakaldı. " Yapma! "
http://xsonsuzagiderken.wordpress.com/