Merhaba,
Küçük ve sarsıntılı bir asansörle altmış dördüncü kata çıkıyoruz. Yolumuz uzun ve asansörün herhangi bir kapısı yok. Katlar değiştikçe içeride nelerin döndüğünü görebiliyoruz. Çoğu görmek istemeyeceğimiz türden şeyler. Ya da mantıklı yanınız size böyle söylüyor. Ama aslında görmek istiyorsunuz.
Doğru olanı yapıyorsunuz. Burnunuza rıhtımın buruk ve serin kokuları çalınıyor. Bir katta
korsanların küçük bir kızı timsahlara attığını görüyorsunuz, orası bir
göl değil mi? Başka bir katta
kulelerin birbirleriyle fısıltılarını duyuyorsunuz.
Cadıların kahkası
ilkbaharın neşesine karışıyor.
Noel Baba intihar ederken yüzünüze
demirden bir
yumruk yiyorsunuz. Başınızın üstünde
maça kızlar
ı dönüyor. Bir
lamba cini sizi düşlerinizden uyandırıp size eski bir
tren bileti veriyor. Biletin üstünde
kardan adamın biri
mezarlığı terk ediyor. Sonraki katta
uçan halılardan birisi neredeyse asansörün içine dalacak gibi oluyor, arkasından bir
kovboyun mermileri halının püsküllerini yalıyor.
Kaptan Buzdağı'nı görüyorsunuz, bir
madenden çıkıyor.
Asasına dayanıp kurum kusuyor.
Asansör altmış dördüncü kata geldiğinde aniden duruyor. Burada sizi neyin beklediğini bilmiyorsunuz. Yine de iniyorsunuz.
Öyküler var:
-
İnecek Var! adlı öyküsü ile
Alper Kaya -
Geri Döndü adlı öyküsü ile
Emre Sümer -
Ev adlı öyküsü ile
Rumeysa Eylül Yurtseven -
Dost adlı öyküsü ile
Hacı İmrağ -
Kural adlı öyküsü ile
Hilal Onay -
Yukarıya adlı öyküsü ile
Okan Akıncı -
Karton Asansörümle Yıldızlarımı Kurtarmak adlı öyküsü ile
Özlem Culu -
Kabin adlı öyküsü ile
Sefa Tursun -
Kayın Ağacı ve İki Yoldaş adlı öyküsü ile
Suat Vural -
Asansör adlı öyküsü ile
Yurdagül ŞahinBu sayımızın görseli, seçkimizde öyküleri bulunan bir arkadaşımızdan,
Burcu Durukan’dan geldi. Kendisine teşekkür ediyoruz.
Gelecek ayın teması: Jüpiter'i satan Asimov'un hatrına "
SATILIK GEZEGEN". Öykülerinizi oykuseckisi@gmail.com mail adresine gönderebilirsiniz.
Asansör yükselmeye devam edecek, daha önümüzde yüzlerce kat var.
Sevgiler,
Onur "DarLy OpuS" Selamet