ÖLÜM KAPISI – YENİ NESİLTanrı Elihn uyanır ve bıraktığı Dalga'nın kendini düzeltirken Vorteks'i yok ettiğini görür. Yeni, parçalanmış dünyada savaş ve barış birbirini takip eden daimi bir süreç içerisindedir. Dört dünya arasında bağlantı sağlanmış; insanlar, elfler ve cüceler –menschler- Farkındalık Çağı'na girmişlerdir. Olaylar, Elihn'in Dalga'sından emin bakışları önünde yeniden örülmektedir. Rue'nün önderliğinin onaylanmasından sonra, olasılıklarla bezeli Labirent'te yepyeni bir döneme girilecektir.
Labirent tarihi, koparılış sonrası Labirent'e açılan ilk kapı halini alan Vorteks ile son kapının ardında kalan Nexus kentinin yok olmasıyla yeniden yazılmaya başlanmıştı adeta. Kapıların iki eski düşman ırk -Sartanlar ve Patrynler- ve onların korkularıyla, öfkeleriyle beslenen ejder-yılanların üzerine sonsuza dek kapanmasıyla Labirent bu yeni dönemin başlangıcını yaşamaktaydı.
Haplo, Coren -mensch ismiyle 'Alfred'- ve Vasu'nun, iki ırkın sürtüşmelerinden kurtulup hayatta kalmak için beraber çalıştıkları bir düzen oluşturma çabaları sonuç vermişti belli bir ölçüde. Dalga'nın, kendini zaman içinde düzelten o engin düzen gücünün, ilk kez farkına varan Alfred ve Haplo iki ırkın rün büyülerinin aslında birbiriyle mükemmel şekilde uyumlu olduğunu tecrübe etmişti. Bu, onların bundan sonra ne yapacakları konusunda yönlerini çizerlerken örnek gösterebilecekleri belki de en önemli şey olabilirdi. Nitekim öyle de oldu. Birçok Sartan ve Patryn, Dalga'nın tek, mutlak güç olduğuna inandı ve ona tapınmaya başladı.
İki ırkın içinden çok farklı şeylere tapınmaya başlayanlar da oldu. Hiçbir sorularına yanıt alamadıkları Tanrılar yarattılar ve kendilerini bu Tanrıların onları yarattığına inandırdılar. Bir zamanlar kendilerinin Tanrı olduğunu iddia eden iki ırkın böyle bir tutum içine girmesi büyük bir ironiydi.
Tüm değişim süreci içinde, belki de tek değişmeyen şey Ramu'nun, Sartan ve Patryn ırklarının hala düşman iki tanrı ırkı oluğunu düşünmesiydi. Bu düşünceye ortak olacak her iki ırktan da çok az mensup bulunmasına rağmen Ramu'nun kurduğu bu birlik sessizce ve sinsice güçlenerek bir tehdit oluşturmaya başlamıştı Labirent’te.
Ejder-yılanlar, öfkenin ve korkunun sonsuz varlığı gibi var olmaya devam ettiler fakat güçleri giderek azalıyordu. Bu durumda kendilerini besleyebilecek bir kaynağa, yani Ramu'nun topluluğuna katılmakta gecikmediler. Ramu onlardan hoşlanmıyordu ama bu derecede güçlü müttefiklerinin bulunması topluluğun son derece yararına olacaktı.
Elerki TAŞKINNot: Arkadaşlar,
Ölüm Kapısı'nı bitirdikten sonra üç ay boyunca kitap okuyamamıştım. Okuyasım gelmiyordu hiçbir şeyi. Öyle etkilemişti ki beni...
Margaret Weis & Tracy Hickman ikilisinin 'bence' en başarılı eseridir 'Ölüm Kapısı.' Öyle ki, bir şekilde oralardaki yaşamın sürdüğünü düşünerek böyle bir taslak yazmıştım. Hiçbir zaman bu taslağı kullanmayı tam anlamıyla düşünmedim çünkü 'tadında kalmalı' derler ya... Bu seri de öyle bir şey bence. Benim gibi hissedenlerle paylaşmak istedim sadece.