Soluğum,tenini ürpertecek kadar yakın,gözlerimi göremeyecek kadar uzaktın bana..Fısıltımı duyacak kadar yakındı kulakların ama sezemeyecek kadar dalgındı bakışların içindeki anlamı..Attığım çığlıkları duymadın otururken yanımda..Görmedin gülüşlerimin altına gizlenmiş korkak yaşları..Bazen öylesine tuttuğun zamanlarda elimi,hissetmedin tenine değen nabzımı..Karşılaştığında bakışlarımız,hiç anlamadın neden sustuğumu..Sen suskun olunca neden çok konuştuğumu da anlamadın..Bir iğneyle kazısaydım alnıma kalbime kazıyacağıma adını,tüm sesleri çalıp sahiplerinden en yüksek, daha da yüksek bağırsaydım, anlatamazdım inan bana..Tek yapman gereken gözlerime bakmaktı..Sonra dinleseydin sözlerimi..Avcundaki atışları hissederdin,eminim..Sözlerin kolayca yiten özüne inat, dudaklarından kalbine akan bir damla sıcaklık yankı yapardı kulaklarına..Anlardın ozaman neden titrediğimi..Anlardın neden gereksiz yere gülüp gereksiz yere sustuğumu..Bakıp görmediğin, duyup dinlemediğin, dokunup hissetmediğin sevgimi üfledim bugün rüzgara..Kaç bedene nefes olup hayat verir, kaç değişik ruha ilham olur ya da kaç gemiyi savurur dalgalarda bilmem..Umudum, hergün nefes alıyor olman..Umudum, rüzgarla karışıp,damarlarında gezmesi aşkımın en saf haliyle..Sen nefes aldığın sürece tükenmeyecek bu umut..Kendi nefesini, 'o' bulabilsin diye, başka hayatlarla paylaşabilecek kadar sevebilir mi insan?..
duchess