herkese merhaba,
fikrimce isimlerin türkçe ya da başka bir dilde olmasının seçimi anlatılan öykünün yapısıyla ilgili. yalnızca kişi isimleri değil, kentlerin, kentteki hanların, sokakların, ormanların dağların isimleri de var. arka arkaya gelen birçok yabancı isim okuyucunun ipin ucunu kaçırmasına sebep olabiliyor. sözgelimi ben silmarillion'u okurken sık sık geri dönüp kim kimdi, o onun nesiydi diye bakmak gereği duydum. kaldı ki isim sorunu yalnızca fantastik kurguya has bir şey de değil. dostoyovski romanları okuyanlar bilirler, uzun uzun isimleri vardır kahramanların. bir paragraflık ismi olan maria androva natalia romanov vs. kısaca mişa diye anılır kimi yerlerde; bir türlü işin içindne çıkılmaz kim kimdi diye. oysa isim sahibini anlatır, onun hakkında fikir verir. bu yüzden çevik atmaca adını alır ged ve ejderhaları kontrol eder eğer ismini bilirse.
bir öykü ya da roman okurken ung aftos vadisi çok aklımda kalmıyor ya da gözümde yeterince canlanmıyor, ama "buzyeli vadisi" ya da "miğferdibi kalesi" şıp diye yerleşiyor aklıma. evet birinin adı "kal torak" da olabilir ama onun da toraklığını görmeliyiz diye düşünüyorum. isimler sahibini anlatmalı, havada uçuşmamalı.