BENİM ADIM KVOTHE
Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım. Trebon kasabasını yakıp kül ettim. Felurian’la bir gece geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim. Çoğu insanın kabul edildiğinden daha küçük bir yaşta Üniversite’den atıldım. Başkalarının gündüz gözüyle ağızlarına almaktan bile korktukları yollardan ay ışığı altında geçtim. Tanrılarla konuştum, kadınlar sevdim ve ozanları ağlatan şarkılar yazdım.
Belki beni duymuşsunuzdur.
"Birilerinin bu şekilde yazabildiğini görmek fantezi üreticileri için ender ve büyük bir keyif. Bana bir mutlak zorunluluk olarak görünen, yalnızca dilin bu çeşit bir doğrulukla kullanılması değil, ama aynı zamanda kelimelerin içinde gerçek bir müzik saklı olması. Çok büyük bir zevk!"
– Ursula K. Le Guin
"Rüzgarın Adı, hepimizin izlemek istediği bir yazarın ortaya çıkışına işaret ediyor. Patrick Rothfuss gerçek bir yetenek ve Kvothe’nin öyküsü derin, detaylı ve olağanüstü."
– Terry Brooks
"Rüzgarın Adı fantastik kurgu okuyucularının sevdiği her şeye sahip: sihre, gizemlere ve kadim bir kötülüğe. Fakat aynı zamanda eğlenceli, korkutucu ve tamamıyla inanılır. Alanımızdaki en iyi kitapların hepsinde olduğu gibi bu romanı bu kadar güzel kılan, (her ne kadar harika olmalarına rağmen) sadece içindeki fantastik öğeler değil, aynı zamanda yazarın hırs, başarısızlık, sanat, aşk ve yitim konularında kaleme aldığı doğru, alelade şeyler."
– Tad Williams
Eğer bu kitap başlangıçsa, devamında neler olabileceğini düşünemiyorum bile. Bugüne kadar bir çok fantastik-kurgu vs. okudum, bazıları diğer kitapların tınılarını taşıyordu, tahmin edilebilir ve önceden tecrübe edilmiş hisler barındırıyordu. Unique diyemiyordum. Ama bu kitabın bir kişiliği var. Kendine özgü bir tonu ve anlatım tarzı. O his. Ben içinde kaybolduğum kitapları, beni sürükleyen kitapları, sarsan kitapları seviyorum. Bu o tarzda, güzel bir kitap.Yabancı kelime kullanmamaya dikkat edersek daha güzel olacak. bkz: unique.
Spoiler: Göster
Benim adım Kvothe.
Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım. Trebon kasabasını yakıp kül ettim. Felurian’la bir gece geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim. Çoğu insanın alındığından daha küçük bir yaşta Üniversite'den atıldım. Başkalarının gündüz gözüyle ağızlarına almaktan bile korktukları yollardan ay ışığı altında geçtim. Tanrılarla konuştum, kadınlar sevdim ve ozanları ağlatan şarkılar yazdım.
Belki beni duymuşsunuzdur.
O zaman benden de güzel bir haber. "Bilge Adamın Korkusu" şu anda bende. Tahminen Aralık'ın ilk haftası gibi bitirmiş olurum. Bu durumda 2011 bitmeden kitap sizle olabilecek gibi görünüyor, sanırım, umarım, bir aksilik olmazsa, program değişmezse.... :)Şu anda senin yerinde olmak isterdim...haber için teşekkürler bu arada...;)
Arkadaşlar, Bilge Adamın Korkusu'nun sonarına yaklaşmaktayım. Daha fazla dayanamayıp sizlerle bazı şeyleri paylaşmak istedim.
Eğer aranızdan bazıları, Rüzgarın Adı'na olağanüstü demişse, ikinci kitap için çok daha farklı bir tanım bulması gerekecek, zira ikinci kitap bir edebiyat başyapıtı. İlk kitabı bile aşan muhteşem bir başarı var. İngilizcesini okurken, değerini bilemediğim satırlar sevgili Cihan'ın çevirisiyle adeta yeni bir anlam bulmuş.
Bilge Adamın Korkusu, bizi ilk kitabından bile daha fazla sarsacak ve bittiği zaman Rothfuss'a kızacağız. (ben çok kızmıştım)
Kendinizi mental olarak ilkinden bile daha değişik bir deneyime hazırlayın....
Altyazı Çeviri: İTHAKİ
Senkronizasyon: CAN İNAL
"Rothfuss, Rüzgarın Adı ile başlayan bu muazzam hikâyede nereye giderse gitsin iyi bir şarkıcının bir şarkıyı taşıması gibi bizi de yanında götürecek."
Ursula K. Le Guin
"Usta eli değmiş bir kitap."
Sevin Okyay / Radikal Kitap
Patrick Rothfuss'un kaleme aldığı Kralkatili Güncesi’nin ikinci kitabı "Bilge Adamın Korkusu"nun bir giriş bir de bitiş dahil 154 bölümü mevcut. Roman 1142 sayfadan oluşuyor. Üstelik yalnızca dört ayda İthaki tarafından (çeviri, üç aşamalı editoryal süreç, mizanpaj, kapak tasarımı ve illüstrasyonu, tanıtım çalışmaları başta olmak üzere) özenle hazırlandı ve birkaç dakika önce matbaaya yollandı. Bir hafta sonra raflarda.
Onun adı Kvothe, belki onu duymuşsunuzdur...
İlk kitabı bugün sipariş ettim, kafama takılan şey 2. kitabın 2008 yılında yayınlanmış olması, 3. kitabın durumu nedir aradan biraz zaman geçmiş çünkü. Çok umutluyum, iyi bir eser okuyacağımı sanıyorum. Genelde yeni kitap ne zaman diye tutturmam. ;D :shrlock"Bilge adam'ın korkusu" ilk olarak mart 2011'de yayınlandı...
İlk kitabı bugün sipariş ettim, kafama takılan şey 2. kitabın 2008 yılında yayınlanmış olması, 3. kitabın durumu nedir aradan biraz zaman geçmiş çünkü. Çok umutluyum, iyi bir eser okuyacağımı sanıyorum. Genelde yeni kitap ne zaman diye tutturmam. ;D :shrlock"Bilge adam'ın korkusu" ilk olarak mart 2011'de yayınlandı...
3. kitap için henüz bir tarih yok...ama adı belli..."The Stone of Doors"...2013'den önce yayınlanmaz tahminimce...
Bu arada çevremdekiler 2. kitap hakkında çok konuştuğum için çok merak edip rüzgarın adı'nı okumaya başladılar...bu kitabı okuyun,okutturun arkadaşlar....hayatınızda pişman olmayacağınız nadir şeylerden biri olacak...;)
İlk kitabı bugün sipariş ettim, kafama takılan şey 2. kitabın 2008 yılında yayınlanmış olması, 3. kitabın durumu nedir aradan biraz zaman geçmiş çünkü. Çok umutluyum, iyi bir eser okuyacağımı sanıyorum. Genelde yeni kitap ne zaman diye tutturmam. ;D :shrlock"Bilge adam'ın korkusu" ilk olarak mart 2011'de yayınlandı...
3. kitap için henüz bir tarih yok...ama adı belli..."The Stone of Doors"...2013'den önce yayınlanmaz tahminimce...
Bu arada çevremdekiler 2. kitap hakkında çok konuştuğum için çok merak edip rüzgarın adı'nı okumaya başladılar...bu kitabı okuyun,okutturun arkadaşlar....hayatınızda pişman olmayacağınız nadir şeylerden biri olacak...;)
Not: Kitap devasa bir şey. Neyseki hardcover değil.
Not: Kitap devasa bir şey. Neyseki hardcover değil.
Ben de "Keşke ciltli olsa..." diyordum, ne garip. Böyle çok çabuk dağılacakmış gibi görünüyor gözüme. Hayır, geç buldum çabuk kaybettim demek var işin sonunda.
48 lira karton kapaksa iyiymiş ya. idefixteki indirimler sürüyorsa kargoda pek zarar görmez o halde kitap.Not: Kitap devasa bir şey. Neyseki hardcover değil.
Ben de "Keşke ciltli olsa..." diyordum, ne garip. Böyle çok çabuk dağılacakmış gibi görünüyor gözüme. Hayır, geç buldum çabuk kaybettim demek var işin sonunda.
Ah ah evet, geçen gün DnR'da gördüm 48 lira civarı bir şeydi karton kapak yapmışlar paraya kıyıp alamadım. Zaman çarkı gibi yapsalardı halbuki ne güzel olurdu.
Not: Kitap devasa bir şey. Neyseki hardcover değil.
Ben de "Keşke ciltli olsa..." diyordum, ne garip. Böyle çok çabuk dağılacakmış gibi görünüyor gözüme. Hayır, geç buldum çabuk kaybettim demek var işin sonunda.
Ah ah evet, geçen gün DnR'da gördüm 48 lira civarı bir şeydi karton kapak yapmışlar paraya kıyıp alamadım. Zaman çarkı gibi yapsalardı halbuki ne güzel olurdu.
İlk kitabı bugün sipariş ettim, kafama takılan şey 2. kitabın 2008 yılında yayınlanmış olması, 3. kitabın durumu nedir aradan biraz zaman geçmiş çünkü. Çok umutluyum, iyi bir eser okuyacağımı sanıyorum. Genelde yeni kitap ne zaman diye tutturmam. ;D :shrlockBu Pazartesi verdiğim sipariş hala gönderilmedi. İlknokta en son siparişimi de 15 günde göndermişti :( Yılbaşından önce gelecek mi merak ediyorum?
İlk kitabı bugün sipariş ettim, kafama takılan şey 2. kitabın 2008 yılında yayınlanmış olması, 3. kitabın durumu nedir aradan biraz zaman geçmiş çünkü. Çok umutluyum, iyi bir eser okuyacağımı sanıyorum. Genelde yeni kitap ne zaman diye tutturmam. ;D :shrlockBu Pazartesi verdiğim sipariş hala gönderilmedi. İlknokta en son siparişimi de 15 günde göndermişti :( Yılbaşından önce gelecek mi merak ediyorum?
İlk kitabı bugün sipariş ettim, kafama takılan şey 2. kitabın 2008 yılında yayınlanmış olması, 3. kitabın durumu nedir aradan biraz zaman geçmiş çünkü. Çok umutluyum, iyi bir eser okuyacağımı sanıyorum. Genelde yeni kitap ne zaman diye tutturmam. ;D :shrlockBu Pazartesi verdiğim sipariş hala gönderilmedi. İlknokta en son siparişimi de 15 günde göndermişti :( Yılbaşından önce gelecek mi merak ediyorum?
İlknokta'dan değil de yurtiçi kargodan kaynaklanıyor olabilir belki, ben ne zaman bir şey alsam yurtiçi kargoyla problem yaşıyorum.
Bugün İlknokta ile telefonla görüştük ve diğer aldığım kitaplarla bilrlikte kargoya verdiler. Gayet kibarlar fakat benim için uzun bir bekleyiş oldu. Yarın elimde olacak ve elimden düşmeyecek umarım.İlk kitabı bugün sipariş ettim, kafama takılan şey 2. kitabın 2008 yılında yayınlanmış olması, 3. kitabın durumu nedir aradan biraz zaman geçmiş çünkü. Çok umutluyum, iyi bir eser okuyacağımı sanıyorum. Genelde yeni kitap ne zaman diye tutturmam. ;D :shrlockBu Pazartesi verdiğim sipariş hala gönderilmedi. İlknokta en son siparişimi de 15 günde göndermişti :( Yılbaşından önce gelecek mi merak ediyorum?
İlknokta'dan değil de yurtiçi kargodan kaynaklanıyor olabilir belki, ben ne zaman bir şey alsam yurtiçi kargoyla problem yaşıyorum.
'Hazırlanıyor' yazıyor hala diğer türlü 'Kargoya verildi' yazardı. Burası şikayet yeri değil ama üzücü.
Bugün gidip Rüzgarın Adını aldım. Hani daha okumaya başlamadım yorum yapmayayım ama kapağı açtığımda gördüğüm ilk şey harita oldu.Spoiler: Göster
Sanki birebir Türkiye haritası yahu çok benziyor. [*]illüminati[/*]
Eğer Rüzgarın Adı'nı merak edip, fiyatından dolayı başlamaya çekiniyorsanız güzel bir fırsat var önünüzde.
İlknokta (http://www.ilknokta.com/kitap/124423/Ruzgarin-Adi.html) sitesi kitap için %50 indirim başlatmış durumda. Normalde 35 TL olan kitap, şu an 17,50 TL!
Keyifli okumalar :).
15 tatilde diye diye geldi çattı zaman. Set olarak aldım seriyi. Siparişin elime ulaşmasını bekliyorum. Bir de incelemeyle filan gaza geldim, kendimi uff nasıl beklicem fi tarihine kadar diyen portal müdavimlerine benzetiyorum şu an. :P İlknokta'nın hızına güveneceğim artık.
Kitabı almayı düşünüyorum ama felsefik bir kitap diyorlar bazı sitelerde acaba öyle mi?
Kitabı almayı düşünüyorum ama felsefik bir kitap diyorlar bazı sitelerde acaba öyle mi?
Bu mesaj 3. kitapla ilgili tahmin teori ve yorumlarımı içermektedir ve ilk iki kitaptan bol miktarda spoiler içerir.Spoiler: Göster
Son olarak, yüzüklere dair yine neredeyse aynı şeyleri düşünmeme rağmen kan yüzüğüyle ilgili olarak Amyr'lerin en üst mevkiisini düşünmeden edemiyorum. Onların vücutlarındaki kırmızı dövemeleri düşününce ve Chandrialılar'ı da yenecek tek güç olduklarını göz önünde bulundurursak Kvothe'nin yolu bence bir şekilde onlarla kesişmeli. Kan yüzüğü de onun sembolü olabilir.
İşin kötüsü, o kadar çok soru var ki serinin 3 kitapla tamamlanacağını düşünmüyorum. Eğer elimize 2000-3000 sayfalık bir kitap verecekse de bölmesi tercihimdir.
@LegalMc;
İncelememi okumadan onun özetini sunmuşsun yahu :D. Beğendiklerimiz de aynı (Lethani'ye dair yoruma kadar), eleştirdiklerimiz de aynı. Ancak bu kadar olurdu. Detaylı yorumunu okuyunca açıkçası mutlu oldum, demek ki özellikle eleştirilen yerler çoğu kişi için benzer.
İncelemenin altına "özeti" ifadesiyle bu yorumun linkini mi versem :D.
Patrick Rothfuss'a bir şey yapacaksa acele etmeden daha ilk seferinde düzgün yapmasını öğreten babasına selam olsun. Oğlu daha ilk kitabında fantastik edebiyatın unutulmazları arasına girdi.
Yeni öğrendiğim bir bilgiye göre, sevgili yazarımız 3.kitabını da bitirmiş. Birer yıl arayla yayınlamayı düşünüyormuş.
Sizce okurlar bundan sonraki iki kitaptan ve üçlemeden neler beklemeli?
Pekâlâ… Bahsi geçen kitapları çoktan yazdım. Bu yüzden sonsuza dek basılmalarını beklemek zorunda kalmayacaksınız. Düzenli bir şekilde satışa sunulacaklar. Her yıl bir kitap.
Aynı zamanda ikinci kitabın da ilkiyle aynı oranda özenli ve detaylı bir şekilde yazıldığını bekleyebilirsiniz. “İkinci sefer hüsranı”nı bilir misiniz? Bazen yazarlar ikinci kitaplarını yazarken daha zayıf bir hikâye ortaya çıkar çünkü yazılarını belli bir tarihe kadar yetiştirmeleri gerekmektedir. Benim böyle bir derdim yok çünkü sıradaki iki romanım tamamlanmış hâlde
Arkadaşlar, bugünkü Star gazetesinin kitap ekinde Fırtınakıran'ın yazısı var. Gazetenin sayfasında link bulamadım, kusura bakmayın.
Gayet güzel bir yazıydı.Her ne kadar Star gazetesini bulmak kolay olmasada(yaklaşık 1 saat aradım :) ).
Yazımda bazı hatalar var -_-. Ben incelemeyi yolladığımda okunup o hatalar düzeltilir sanıyordum fakat olmamış
Hem Giskard'ın, Hem Fırtınakıran'ın yazılarını en kısa zamanda taratıp buraya ekleyeceğim.
Yazının bir kısmını görüntülemeyi başardık : http://s1161.photobucket.com/albums/q518/3yanlis1bos/?action=view¤t=kralkatili.jpg
Ohooo, siz yüklediniz bile, bana gerek kalmadı :D
Şaka bir yana, yarın işyerinde deneyeceğim taratmayı.
İnternette yabancı forumlarda okuduğuma göre ilk üçlemeden sonra ikinci bir üçleme daha olacağı söyleniyor.Bu ne kadar doğru bilen var mı?İlk üçlemede Kwothenin geçmişinin anlatılacağı sonraki üçlemede de şimdiki zamana dönüleceği söyleniyor.Düşününce bana mantıklı geliyor.
2.kitabı okurkenSpoiler: Göster
Siz ne düşünüyorsunuz???
3. kitapla ilgili hiç haber yok mu daha ya?
3. kitapla ilgili hiç haber yok mu daha ya?
Kitapta güzel bir kurgu, altyapı, potansiyel vs var ama bi türlü şaha kalkmıyor:)
Umutla 3. kitabı bekliyorum.
Flood yapıyor gibi olacağım ancak teori olduğu için görünmesini istiyorum :)
Flood yapıyor gibi olacağım ancak teori olduğu için görünmesini istiyorum :)
Kitabı henüz okumamış olanların okuma zevkini baltalamamak adına teorilerinizi "spoiler" butonu yardımıyla gizlemeniz daha uygun olur.
Flood yapıyor gibi olacağım ancak teori olduğu için görünmesini istiyorum :)Spoiler: Göster
Flood yapıyor gibi olacağım ancak teori olduğu için görünmesini istiyorum :)Spoiler: GösterSpoiler: Göster
Flood yapıyor gibi olacağım ancak teori olduğu için görünmesini istiyorum :)Spoiler: GösterSpoiler: GösterSpoiler: Göster
Flood yapıyor gibi olacağım ancak teori olduğu için görünmesini istiyorum :)Spoiler: GösterSpoiler: GösterSpoiler: GösterSpoiler: Göster
Flood yapıyor gibi olacağım ancak teori olduğu için görünmesini istiyorum :)Spoiler: Göster
Spoiler: Göster
Ben hala üçüncü kitabın son kitap olmayacağını düşünüyorum. Yani daha Kvothe'mizin yapması gereken bir dolu şey var nasıl sığacak onlar bir kitaba.
Ben 3.kitabın çıkmasını bekliyorum. Ondan sonra seriyi toplu bir halde okuyacağım.
GoodReads'te söylediğine göre 1 Mayıs 2013'te çıkacakmış kitap. İyi ki okumadım yoksa beklemekten gına gelirdi. :)
Arkadaşlar, Denna hangi çiçeği seviyordu? Teşekkürler.
Bunun ardından ne okumak lazım arkadaşlar, çıtayı fazla düşürmeden. Tavsiyeler çok işe yarar.
Ben forum üyelerimize acımasız davranıldığını düşünüyorum :P.
1 Nisan şakası
3.kitap hakkında ufukta bir bilgi var mı ? yakın bir gelecekte yazar katili olacak okurlar valla.Nerede okuduğumu hatırlamıyorum ama ilk kitabı çıkardıktan sonraki röportajında, ilk 3 kitabı da bitirdiğini ve 1 er yıl arayla hepsinin çıkacağını söylemişti. Kendisi de okuyucu olduğundan bekletmek istememiş :D
http://www.tor.com/blogs/2013/07/patrick-rothfuss-name-of-the-wind-television-show
hadi hayırlısı bakalım, ellerine yüzlerine bulaştırmazlar inşallah
Bu seri de "Game of Thrones" gibi herkesin izlediği, bildiği, ergenlerin diline düşecek bir seri olacaksa hiç sıcak bakmıyorum açıkçası bu dizi işine.
Hatta kesinlikle kitapta ki o 'duygu'yu aktarabileceklerini zannetmiyorum.Umarım vazgeçerler bu fikirden.
En azından Kral katilimiz sadece bizim olsun, bizim bildiğimiz, konuştuğumuz bir seri olsun.
Herkesin, özellikle ergenlerin diline düşmesin. :P
Bırakın bütün genç kızlar Kvothe'u oynayan erkeğe aşık olsun, erkekler de Fela'ya.
okuduklarıma bakarsak serinin devam kitabı için herkes yanıp tutuşuyor...Şahsen bende iblis döngüsünün 3. kitabı için yanıp tutuşuyorum...Kitabı ağırdan mı okuyayım,istesem mi başka kitap mı istesem başlasam mı, bilemiyorum ayrıca kitapta böyle fantastik unsurlar var mı ve aksiyon seviyesi nasıl bir noktada bilmek istiyorum.Bana yardım eder misiniz ?
Ayrıca iblis döngüsünde de bu seridede iki kitap yayınlanmış durumda;iki seriyide okuyanlar bana fikirlerini sunabilir mi ? sizce hangisi daha iyi ???Birde seri toplam kaç kitaptan oluşacak ?
The Slow Regard of Silent Things’in konusu Üniversite’de geçiyor. Seriyi okuyanlara yabancı olmayan Üniversite’de, çok zeki öğrenciler simya, sempati ve kimya (artificing) gibi aydınlık bilimlerin gizemlerini çözmeye çalışırlar. Eski öğrencilerden Auri (Rothfuss’un önceki romanlarında ikinci ana karakter olmasına rağmen oldukça önemli bir yeri vardı) kampüsün altında eski ve terkedilmiş geçitlerden oluşan bir labirentte tek başına yaşamaktadır. Şeyaltı’nda (The Underthing) yaşarken Auri, kendi güçlerinin farkına varır ve bilimin ve eski sınıf arkadaşlarının görmezden geldiği kimi gerçekleri görmeyi öğrenir.
“Ayrıca Auri’yi temel alan başka bir novella üzerinde çalışıyorum. Kısa bir hikaye olacağını düşünmüştüm ama beklediğimden bir hayli uzun oldu ve şimdiden 25.000 kelimeye yaklaştı.”
Dun can sikintisiyla ikinci kitabin hosuma giden kisimlarini tekrar okurken iki sey fark ettim.
Lord Maer'in karisi Leydi Kilipsiz (Lady Lackless)Spoiler: Göster
Bir diger husus Lord KaraagacSpoiler: Göster
Elodin ve Denna üçüncü kitabın için en büyük kozlar. Eğer onların geçmişleri için "novella" yazılacaksa bu, üçüncü kitaptan sonra olur kanaatindeyim.
Amyr'ler ile ilgili bir düşünce.Spoiler: Göster
İnsanların genellikle Zaman Çarkı için söyledikleri şeyi ben bu seriyle ilgili söylemek istiyorum: Bunu okuduktan sonra bir daha asla başka bir kitapta o tatmini bulamayacaksınız.
Bu arada pek değinildiğini görmedim ama, serinin çevirisinde de harika bir iş çıkarılmış. Çeviri kitabın gerçek hissini aynen aktarmayı başarabileceği gibi, muhteşem bir kitabın bütün özelliğini yok edebilir de. Bu boyuttaki kitapları bu kadar başarılı çevirmek takdire şayan gerçekten.
Hic bir kitap aynı hazzı vermez zaten. Bu kitabı övmek için Zaman Çarkı gibi uçuk kıyaslamalar bence beklentiyi çok yükseltiyor. Kitap kıyaslamaya gerek kalmadan yeterince iyi.
Kralkatili kendine ozgu guzel bir seri ama sahsi olarak yazarin bitirmeye isteksizligi yuzunden biraz hikayeden sogudum. Yazacagi sadece bir kitap var ama baska islerle oyalanip duruyor surekli. Cikinca gidip hemen okurum orasi ayri ama yazar biraz sogutuyor adami ne diyim
Yazarin okuruna karsi belki resmi olarak bir sorumlulugu yok ama ahlaki acidan sorumludur.
Her ne kadar bu kitaba beş yıldız veren, hatta bazen hakkında inceleme bile yazan insanların olduğunu görmek güzel olsa da bu durumun kafamı biraz karıştırdığını itiraf etmem gerek.
Bu konu hakkında bir müddet düşündükten sonra bunun yalnızca tek bir mantıklı açıklaması olabileceğini fark ettim:
Zaman yolcuları kitaplarımı seviyor.
Bu garip bir biçimde rahatlatıcı, çünkü eninde sonunda kitabımı tekrar gözden geçirmelerimi tamamladığımı, ortaya gayet iyi bir eser çıktığını ve ‘gelecek’ olduğunu düşünmekten hoşlandığım büyük topun dingildeyen… zaman-zingosunu… izlemeye devam etmem gerektiğini anlıyorum.
Buna ek olarak gelecekteki okurlarıma kitaplarımı okumaya ve yorumlamaya zaman ayırdıkları için şükranlarımı sunduğumu da belirtmek isterim. Elinizin altında zamanda yolculuk etme teknolojisi olduğu hâlde başka şeyler yapmak yerine eserlerimi okuyup burada, Goodreads’te yorumlamayı tercih ettiğinizi bilmek gururumu okşuyor. Ne bileyim, dinozor avlamak, Da Vinci ile kafayı çekmek ya da Hitler’in pantolonunu aşağı indirmek gibi şeyler…
İkinci olarak, eğer bunu yapan kişi Doctor Who ise ve şu anda bunu okuyorsa kusursuz bir yol arkadaşı olduğumu da belirtmek isterim. Normalde genç, güzel kadınlarla ve robot köpeklerle seyahat etmeyi sevdiğini biliyorum Doktor. Ve ne var biliyor musun? Buna saygı duyuyorum.
Buna rağmen, yine de bazı meziyetlerimi sıralamak istiyorum. Mizah, zekice şakalar ve herhangi bir endüstri çağı öncesi Alman kültürüne kusursuzca karışmamı sağlayan bir sakal. Aynı zamanda çok iyi öpüşür, masaüstü oyunları da gayet iyi oynarım.
Öylesine söylüyorum.
Son olarak, eğer aranızdan herhangi biri kitabımın dijital bir kopyasını e-posta yoluyla bana yollamak isterse buna çok minnettar olurum. Kitabın beş yıldız almış hâlini görmek isterim, çünkü şu anda üzerinde çabaladığım şey benim bakış açıma göre yaklaşık üç buçuk yıldız değerinde. Direkt olarak son kısma geçip kitabı bastırmam bana epey zaman kazandırabilir.
En içten dileklerimle,
Pat
LAN SEN BÖYLE KOMİKLİKLİ ŞİRİNLİKLİ YAZILARA KASACAĞINA KİTABI BİTİR KİTABI!
Tabi bu üstte büyük harflerle yazılanı ben demiyorum. Bir arkadaşım diyor...
İyi bari jean christophe grange'ta bir yere kadar...
Alıp okuyam bakalım Zaman Çarkı'nda ki heycanı hissedebilecek miyim?
İyi bari jean christophe grange'ta bir yere kadar...
Alıp okuyam bakalım Zaman Çarkı'nda ki heycanı hissedebilecek miyim?
Zaman Çarkı'nda ki heyecan bence yok. O yüzden o heyecanı yakalayamazsın ama kendi türü içinde diğerlerinden farklı, özgün ve güzel.
Hatta bence Yerdeniz'den büyü sistemini alıp Hogwarts ile harmanlayıp ortaya Zaman Çarkı gibi bir evren çıkarmaya çalışmış Patrick. Kvothe ile Rand al'Thor arasındaki benzerlikler oldukça fazla bu arada.
İyi bari jean christophe grange'ta bir yere kadar...
Alıp okuyam bakalım Zaman Çarkı'nda ki heycanı hissedebilecek miyim?
Zaman Çarkı'nda ki heyecan bence yok. O yüzden o heyecanı yakalayamazsın ama kendi türü içinde diğerlerinden farklı, özgün ve güzel.
Hatta bence Yerdeniz'den büyü sistemini alıp Hogwarts ile harmanlayıp ortaya Zaman Çarkı gibi bir evren çıkarmaya çalışmış Patrick. Kvothe ile Rand al'Thor arasındaki benzerlikler oldukça fazla bu arada.
Ne gibi benzerlikler var mesela? Ben öyle belirgin bir şey yakalayamadım. Klasik bir kahraman hikayesi olmasa da kahraman hikayelerinin belli özelliklerini taşıyor tabi, ama onun dışında özellikle bir bağlantı göremedim. Bana kalırsa Zaman Çarkı'yla en büyük ilişkisi -bunun gönderme niteliği taşıyabileceğini düşünüyorum, zira epey benziyorlar- Aiel-Adem benzerliğiydi.
Tabi mümkün olduğunca spoiler'a girmeden cevaplayıp, girersek de butonu kullanırsak güzel olur. :)
Dövüş dersleri derken Kartalın Pençesi (şuan uydurdum bunu) gibi hareketleri adlandırmasını kast etmiştim daha çok.
Rand'ın saçları önemliydi bence. Aiel olduğunun kanıtı en azından.
Robert Jordan'da Zaman Çarkı için Dune serisinden oldukça etkilendiğini söylemiş. Zaten arada benzerliklerde var. Başka bir seriden/kitaptan etkilenmek ve bundan güzel ve kendine özgü bir kurgu yaratabilmek çok güzel bir şey.
İyi bari jean christophe grange'ta bir yere kadar...
Alıp okuyam bakalım Zaman Çarkı'nda ki heycanı hissedebilecek miyim?
Zaman Çarkı'nda ki heyecan bence yok. O yüzden o heyecanı yakalayamazsın ama kendi türü içinde diğerlerinden farklı, özgün ve güzel.
Hatta bence Yerdeniz'den büyü sistemini alıp Hogwarts ile harmanlayıp ortaya Zaman Çarkı gibi bir evren çıkarmaya çalışmış Patrick. Kvothe ile Rand al'Thor arasındaki benzerlikler oldukça fazla bu arada.
28 Ekim'de "The Slow Regard of Silent Things" adlı "Auri" yi anlatan kitap çıkacak.
"Selam, ben gelen tüm sorulara, yayın programımızda, birkaç ay sonra basılıyor dedim. İnanma sen onlaraJ Cihan Karamancı çevirisiyle okuyacağız. Şubat ya da mart ayında çıkar."
Kimse sana yalan yanlış bir şey atıyorsun demedi yahu :).
"Selam, ben gelen tüm sorulara, yayın programımızda, birkaç ay sonra basılıyor dedim. İnanma sen onlaraJ Cihan Karamancı çevirisiyle okuyacağız. Şubat ya da mart ayında çıkar."
http://www.reddit.com/r/KingkillerChronicle/comments/1a6rw4/my_latest_theory_kvothe_is_a_chandrian/
biraz okursan 2 değilde daha fazla ortak nokta bulduklarını görüceksin.ben üstün körü değindim. Konunun geçtiği sayfa buÇok güzel derinlemesine düşünmüşler. Gerçekten tek okuma ile farkına varılacak şeyler değil adamların yazdıkları . Bakalım 3.gün neler anlatacak.Ama anlamadığım 3 kitapta bu hikaye nasıl bitecek tamam belki Kvothe'nin nasıl Kote olduğu ortaya çıkacak ama , Kote'nin öyküsüne ne olacak ?Kod: [Seç]http://www.reddit.com/r/KingkillerChronicle/comments/1a6rw4/my_latest_theory_kvothe_is_a_chandrian/
biraz okursan 2 değilde daha fazla ortak nokta bulduklarını görüceksin.
Seriyi en çok beğenmemizin nedenlerinden birinin Kvothe’nin karakteri olduğunu düşünüyorum. Pek çok kitapta kahramanlar saf beyaz ruhlu olarak tasvir edilir. Yalan söylemezler , kötü şey yapmak akıllarına bile gelmez. Kvothe burada diğerlerinden ayrılıyor gerekirse yalan söylüyor bize mantıklı gelen şekilde davranıyor. Şu an okuduğum kitapta baş kahramanlar kimsenin bulamayacağı bir yerde büyük bir hazine buluyorlar. Anlamsız bir nedenden dolayı hazineden hiçbir şey almadan gidiyorlar. Burayı okuduğumda resmen kitaptan soğudum. İçimden eğer Kvothe burda olsaydı cebine birkaç altın atmadan çıkmazdı dedim. Çünkü Kvothe bizim gibi düşünüyor. Bizden biri gibi. Olağanüstü zekasını da çok iyi kullanıyor.
Teorilere burada görmediğim bir şeyi daha eklemek istiyorum,Spoiler: Göster
Bu arada Denna’nın pek sevilmediğini fark ettim. Şöyle adam akıllı düşününce hak da vermiyor değilim okurlara ama yazar beni öyle etkiledi ki ister istemez ben de Kvothe’yle birlikte aşık oldum ona. İnsan kızamıyor işte …
internette gezerken bir yoruma denk geldimSpoiler: Göster
[/spoiler]
İlginç geldi sizlede paylaşayım dedim ;D
o zaman, hazır %50 indirim varken bu aralar, iki kitabıda edinip başlıyorum bu seriye. Son kitapta çıkar umarım yakında. Serinin yan kitabı falan var mı? Almışken tamamını alayım.. :)
Buradaki yorumların da etkisiyle KKG yi aldım, bu aralar başlayacam. Hazır almışken Sessizliğin Müziği'ni de aldım. Ama burda hiç okuyucu yorumları yok. Okuyan yok mu henüz, yoksa beğenilmedi mi?
Denna serinin hayranları arasında çok sevilen bir karakter değil zaten gördüğüm kadarıyla. Yani ara sıra Kvothe'nin düşüncelerine kapılıp sempati duyuyorsunuz ister istemez, ama pek hayranı olan yok. Gerçi kadın okurlar arasında seven daha çok olabilir. "Güçlü kadın karakter" çünkü. Hatta bazılarının "kendini Kvothe'nin kollarına atmıyor diye sevmiyorsunuz di mi" gibi gereksiz bir tribe girdiklerini de gördüm bu konuda.
Ben ilk kitabın basım kalitesiyle ilgili birşeyler söylemek istiyorum(4. baskı). Acaba internetten satılan kitapların ucuz olmasının sebeplerinden biri mi bu durum, yoksa kitapçılarda satılanlarda da aynen böyle mi diye merak ettim.(Belki bana denk gelmiştir tabii.) Şöyle ki:
Kitabın kapağındaki resim ve yazılar piksel piksel. Çözünürlüğü düşük görsellerin büyütülmüş hali gibi. Önce bunun tasarımla alakalı olduğunu düşünmüştüm ama ikinci kitapta böyle bir durum yok. Herkes için aynı öneme sahip olmayabilir bu elbette ama beni rahatsız etti açıkçası. Ayrıca kitabın içindeki yazılar çoğu sayfada oldukça silik, okunmayacak düzeyde değil ama bir koyu bir açık öyle gidiyor nedense. Son olarak, daha önce hiç denk gelmediğim birşey dikkatimi çekti. Kitabın 366. sayfasında "üzereydim" kelimesinin son dört harfi elle yazılmış gibi. Silik hatta hiç çıkmamış kelimeler her kitapta olur ama el yazısı gibi olanına denk gelmemiştim. Teknik olarak mümkünmü elle düzelterek basmak bilmiyorum. Sonuç olarak kitabın şanssız bir kopyasına denk gelmiş olabilirim. Umarım herkeste durum aynı değildir.
Korsan değildir diye düşünüyorum. Çünkü yayınevinin kendi satış sitesinden aldım kitapları. Oradan aldığım birçok kitap oldu ancak şu ana kadar bu kitap haricinde bu tarz bir sıkıntı yaşamadım. Talihsiz bir baskıya denk geldim sanırım. Değiştirme gibi şeylerle uğraşmak istemiyorum, hem serinin o kitabını hem de diğer iki kitabını bitirdim zaten.
Belli olmaz, bazen çok güzel işler çıkabiliyor ortaya.
İşte okuduğum en iyi seri <3 Üzerine tanımam. Tek kusuru az karakter olması ve 3. kitaba çok konu bırakmış olması nasıl bitecek bilmem. Yüzüklerin Efendisi'ni ya da Zaman Çarkı'nı okumadım henüz ama fikrimin değişeceğini sanmıyorum çok değişik ve güzel yazıyor Rothfuss. İkinci kitaba 50 lira sökülmüştüm ama üzgün değilim yine olsa yine yaparım :D Dizi ya da film olmasına karşıyım, kitapların daha çok rağbet görmesini sağlar ama ilk kitapları okuyanlar için tam bir eziyet olur büyük ihtimalle.
İşte okuduğum en iyi seri <3 Üzerine tanımam. Tek kusuru az karakter olması ve 3. kitaba çok konu bırakmış olması nasıl bitecek bilmem. Yüzüklerin Efendisi'ni ya da Zaman Çarkı'nı okumadım henüz ama fikrimin değişeceğini sanmıyorum çok değişik ve güzel yazıyor Rothfuss. İkinci kitaba 50 lira sökülmüştüm ama üzgün değilim yine olsa yine yaparım :D Dizi ya da film olmasına karşıyım, kitapların daha çok rağbet görmesini sağlar ama ilk kitapları okuyanlar için tam bir eziyet olur büyük ihtimalle.
Ben burada bahsedilen üç seriyi de okuyup bitirmiş biri olarak söyleyebilirim ki, Zaman Çarkı'nı okuyunca fikriniz değişecek. Tabi sizin sevdiğiniz tarz belki başkadır bilemem ama, Rothfuss ve Kvothe'miz ne kadar eşsiz olsa da benim için Zaman Çarkı'nı geçebilen seri yok şu an. Belki Brandon Sanderson'ın gelecekteki çalışmaları. Belki.
Ben burada bahsedilen üç seriyi de okuyup bitirmiş biri olarak söyleyebilirim ki, Zaman Çarkı'nı okuyunca fikriniz değişecek. Tabi sizin sevdiğiniz tarz belki başkadır bilemem ama, Rothfuss ve Kvothe'miz ne kadar eşsiz olsa da benim için Zaman Çarkı'nı geçebilen seri yok şu an. Belki Brandon Sanderson'ın gelecekteki çalışmaları. Belki.
İlk 700 sayfa bence çok kötüydü.
Katılıp katılmamanız pek bir şey değiştirmiyor, bana göre çok kötüydü. Aksiyon beklentim yoktu çünkü serinin ilk kitabını değil ikinci kitabını okuyorum. Yazarın tarzını biliyorum yani. İlk 700 sayfada Kvothe yoktu sanki yerine basit bir karakter gelmişti ve bu hiç hoşuma gitmedi. Şöyle açıklayayım ilk kitapta Kvothe çok zeki, pratik bir öğrenciyken ikinci kitapta çalışarak bir yerlere gelen ama farklı bir şey gördüğü an hemen afallayan bir öğrenci gibiydi. 700'den sonra bu durum düzeldiği için çok beğendim.İlk 700 sayfa bence çok kötüydü.
"Çok kötü"? Cidden mi? Kitabın çoğu bir de yani, ufak bir bölüm de değil. "Daha kötü" belki (katılmıyorum buna da), ama çok kötü kesinlikle değil. Kötü bile değil. Bu aksiyon beklentisi içinde okuyor olmanızın etkisi olabilir diye düşünüyorum. Gerçi Vintas bölümleri de pek durgun sayılmazdı, ama her neyse. Bana kalırsa Rothfuss'un asıl becerisi "günlük şeyleri" bile büyük keyifle okunabilir hale getirmesi zaten. Yani bunun bir kahramanlık öyküsü olmayacağı da ta başında söylenmişti bize aslında. Pek teklediğini hissetmedim, tamamı akıp gidiyor bence kitabın. Ama bu görüşünüze dayanarak Auri'yle ilgili novellayı okumanızı tavsiye etmem, onu da ekleyeyim.
Denna ise, özellikle Kvothe'yle ilişkileri açısından ilgi çekici ve çok da önemli (zira Kvothe gayet vurguluyor önemini, ve bu onun hikayesi, dolayısıyla tartışmalı bir durum yok burada) bir karakter ama pek sevilmediği açık. Size has bir durum olmadığını söyleyebilirim. :D
Zevkler tartışılmaz denir ya, gerçekten çok doğru :)
Serinin tamamını çok sevsem de, en çok Kvothe'nin ailesiyle ilgili o andan, üniversiteye gittiği ana kadar olan kısımları etkilemişti beni. Lavtasıyla tuttuğu yas, yeni yaşama uyum sürecini anlattığı kısımlar ve o bölümü anlattıktan sonraki "Ara-Sonbahar" bölümü.
Kusurlu bir karaktere sahip, hataları olan, vicdan azabı ile yaşamak zorunda olan, hatalarının cezasını, tercihlerinin sonuçlarını ciddi şekilde ödemek, bunlarla yüzleşmek zorunda kalan , siyah ile beyaz gibi iyi ile kötünün olmadığı daha canlı kanlı karakterler olmalı bence.
Şurada kitapta kafama takılan bir konuyu araştırırken, kafama takılan o konuda teoriler buldum. İlginizi çekecektir. (Tabii çoktan okumuş,tartışmış olabilirsiniz bunu, bilemiyorum.)Yani şimdi Kvothe - kıvote - gibi değil de - kıvotha - ya da - kıvota - şeklinde mi okunuyor? İlginçmiş, bence çok kaba bir okuma şekli.
Kitabı okumamış olanların bakmamasını öneriyorum :DSpoiler: GösterSpoiler: Göster
Şurada kitapta kafama takılan bir konuyu araştırırken, kafama takılan o konuda teoriler buldum. İlginizi çekecektir. (Tabii çoktan okumuş,tartışmış olabilirsiniz bunu, bilemiyorum.)Yani şimdi Kvothe - kıvote - gibi değil de - kıvotha - ya da - kıvota - şeklinde mi okunuyor? İlginçmiş, bence çok kaba bir okuma şekli.
Kitabı okumamış olanların bakmamasını öneriyorum :DSpoiler: GösterSpoiler: Göster
Yani şimdi Kvothe - kıvote - gibi değil de - kıvotha - ya da - kıvota - şeklinde mi okunuyor? İlginçmiş, bence çok kaba bir okuma şekli.
3. Kitabın yayın tarihi...pardon yayın yılı ile ilgili güncel bir bilgi varmı?
2023 ten önce görürmüyüz kitapçılarda?!
Hof şu seriye kitapların haberleri anasayfada yayınlandığında başladım, hala bekliyorum üçüncü kitabı. Patrick henüz 43 yaşında, muhtemelen hani 50-60 yaşında yazarlıktan "emekli" olunca paranın suyu kesilmesin falan diye yazdıklarını uzun aralıklarla yayınlayacak. Bu hep böyle olarak 80 yaşında öldüğünde bile yayınlanmamış 10 kitabı falan olacak muhtemelen.
Peki 3. kitapla seri bitecek mi kesin olarak sizce?
Üçüncü kitabı beklerken kulağınızda çınlasın,
Buyurun (https://youtu.be/SDyPJfI6r3w)
Ah ah, adam akıllı anlayabilsem de orijinal dilinde okuyabilsem dedirtiyor böyle şeyler. Çeviride ister istemez kayboluyor güzelliği...
Üçüncü kitabı beklerken kulağınızda çınlasın,
Buyurun (https://youtu.be/SDyPJfI6r3w)
Ah ah, adam akıllı anlayabilsem de orijinal dilinde okuyabilsem dedirtiyor böyle şeyler. Çeviride ister istemez kayboluyor güzelliği...
1- Evet, Kvothe çok iyi.
2- Brandon Sanderson.
3- Rothfuss? George R. R. Martin'e hakaret falan mı bu? :ne
Bir tanesi son kitabı yayınlanacak hale getirmek için (yayınlanması için değil) en azından bir yıla daha ihtiyaç duyduğu. Röportajın kasımda yapıldığını düşünürsek kitabı 2016'ya beklemek mantıklı olur diye düşünüyorum.
"Rüzgarın Adı"nı bitirmeme 30 sayfa kaldı ve 2. kitabı bu akşam sipariş ettim. Yazılanları okuyunca bir yandan kendimi şanslı hissediyorum çünkü seriyle geç tanıştım ve seriyle erken tanışanlar yıllardır kitabın çıkmasını büyük bir heyecanla bekliyorlar. Ancak yeni kitabın çıkmasına daha da çok var gibi durduğundan bu güruha bende katılacağım gibi.
"Rüzgarın Adı"nı bitirmeme 30 sayfa kaldı ve 2. kitabı bu akşam sipariş ettim. Yazılanları okuyunca bir yandan kendimi şanslı hissediyorum çünkü seriyle geç tanıştım ve seriyle erken tanışanlar yıllardır kitabın çıkmasını büyük bir heyecanla bekliyorlar. Ancak yeni kitabın çıkmasına daha da çok var gibi durduğundan bu güruha bende katılacağım gibi.
Geçmiş olsun kardeşim, Allah sabır versin. Beklemeyle geçen bir ömür bizimkisi, filmi, diziyi, kitabı bekliyoruz da bekliyoruz.
"Rüzgarın Adı"nı bitirmeme 30 sayfa kaldı ve 2. kitabı bu akşam sipariş ettim. Yazılanları okuyunca bir yandan kendimi şanslı hissediyorum çünkü seriyle geç tanıştım ve seriyle erken tanışanlar yıllardır kitabın çıkmasını büyük bir heyecanla bekliyorlar. Ancak yeni kitabın çıkmasına daha da çok var gibi durduğundan bu güruha bende katılacağım gibi.
Neden bekliosunuz ki bi suru guzel sey var okunacak.
Şu kitabı soranlar hakkında twitchde yaptığı saçmalığı da izleyemedim, reddit linki uçmuş.
Merhaba arkadaşlar!
Seriyle ilgili tahminlerinize bayıldım hiç sıkılmadan okudum bütün yorumlarınızı :aww tebrik ederim çok ince noktaları yakalamışsınız.
şimdi bende artık bilmem kaçıncı defa kitapları okuduktan sonra aklıma takılan bişeyler oldu sizinle paylaşmak isterimSpoiler: Göster
Merhaba arkadaşlar!
Seriyle ilgili tahminlerinize bayıldım hiç sıkılmadan okudum bütün yorumlarınızı :aww tebrik ederim çok ince noktaları yakalamışsınız.
şimdi bende artık bilmem kaçıncı defa kitapları okuduktan sonra aklıma takılan bişeyler oldu sizinle paylaşmak isterimSpoiler: Göster
Merhaba..Spoiler: Göster
Söylemeden de edemeyeceğim eğer ki yazar seriyi Kote ye kadar Kvothenin yaşadıklarını anlatıp da sonlandırırsa yani Kote ye ve sonradan yaşayacaklarına değinmezse --- kote kaç defa dünya savaş halinde ve sorumlusu benim diye belirtmişti, kotenin de bir çok olay yaşamasını bekliyorum ben -- ona biraz terbiyesiz bi mail döşemeyi planlıyorum :) :inca :inca
Zaman Çarkı Serisini bitirdikten sonra fark ettim ki KKG çok boş bir seri. KKG'nin bu kadar popüler olmasının tek nedeni anlatım tarzının güzel olması başka da birşey yok. Kitapta geçen isim söyleme mevzusu Yerdeniz Serisi'nden apartma, Ademre halkı ile Zaman Çarkı'nın Aielleri arasında bir fark göremiyorum. Denna gibi gereksiz bir karaktere sahip ve Kvothe ilk başta o kadar bahsetmesine rağmen hala Üniversite'den kovulmadı.
Merhaba arkadaşlar!
Seriyle ilgili tahminlerinize bayıldım hiç sıkılmadan okudum bütün yorumlarınızı :aww tebrik ederim çok ince noktaları yakalamışsınız.
şimdi bende artık bilmem kaçıncı defa kitapları okuduktan sonra aklıma takılan bişeyler oldu sizinle paylaşmak isterimSpoiler: Göster
Merhaba..Spoiler: Göster
Söylemeden de edemeyeceğim eğer ki yazar seriyi Kote ye kadar Kvothenin yaşadıklarını anlatıp da sonlandırırsa yani Kote ye ve sonradan yaşayacaklarına değinmezse --- kote kaç defa dünya savaş halinde ve sorumlusu benim diye belirtmişti, kotenin de bir çok olay yaşamasını bekliyorum ben -- ona biraz terbiyesiz bi mail döşemeyi planlıyorum :) :inca :incaSpoiler: Göster
Zaman Çarkı Serisini bitirdikten sonra fark ettim ki KKG çok boş bir seri. KKG'nin bu kadar popüler olmasının tek nedeni anlatım tarzının güzel olması başka da birşey yok. Kitapta geçen isim söyleme mevzusu Yerdeniz Serisi'nden apartma, Ademre halkı ile Zaman Çarkı'nın Aielleri arasında bir fark göremiyorum. Denna gibi gereksiz bir karaktere sahip ve Kvothe ilk başta o kadar bahsetmesine rağmen hala Üniversite'den kovulmadı.
Kitabın savunuculuğunu yapıyor gibi olucam ama baya bi yakıp yıkmışsınız diye düşünüyorum. Eksilere odaklanırsak Zaman Çarkı'nın da bir o kadar eksiği vardır. İlk kitabın gelişimi ve serideki yaratımlar Yüzüklerin Efendisinden, Zaman Çarkı'nın aielleri ve ana karakterin başına gelenler ise Dune serisinin fremenleri ve ana karakterinden esinlenilmiş gibi duruyor. Anlatım konusunda ise özellikle serinin ortalarında (8,9,10,11) yan karakterler bazen çok bunaltıyordu. Brandon Sanderson'ın yazdığı, birçok sorunun cevapsız kaldığı ve benim için hayal kırıklığı olan son kitaplara ise değinmeyeceğim bile...
Ama bütün bunlar Zaman Çarkı'nın harika bir kurguya sahip olduğunu ve bence yazılmış en iyi fantastik edebiyat romanı olduğunu değiştirmiyor..Yani demek istediğim emek harcanılan bir esere boş demek yerine biraz güzel yanlarından bakmalısınız bence:)
(ps:Rand'ın 3 aşığı, ara ara ölen eski karısını hatırlaması ve eski terkedilmiş sevgilisini içeren bir serideki fazlalığı gereksiz bulmayıp Denna'yı gereksiz bulmanıza çok şaşırdım:))
Hatırlayacağınız gibi Kralkatili Güncesi Serisi’nin ünü kalıbıyla eşdeğer yazarı Patrick Rothfuss, geçtiğimiz şubat ayında Twitch üzerinden canlı bir soru-cevap etkinliği düzenlemiş ve hem üçüncü kitabı The Doors Of Stone hakkında merak edilenleri yanıtlamış hem de Rüzgârın Adı’nın basılışının onuncu yılı şerefine (evet, yurtdışında çıkalı tam 10 yıl olmuş) özel bir edisyonu bizlerle buluşturmayı planladığını açıklamıştı (http://kayiprihtim.com/roportaj/patrick-rothfuss-ucuncu-kitabi-hakkinda-konustu/). Bizler de o yayının önemli başlıklarını çevirip sizler için derlemiştik.
Açıkçası yazıyı yayına alırken biraz endişeliydim, ters teper mi acaba, tespitleri yersiz bulan olur mu diye düşünüyordum ama öyle olmadı ne mutlu ki :)
İki kitabı da hızlı bir şekilde kısa aralıklarla okumuştum şu an öykü ile ilgili bir çok şeyi hatırlamıyorum ama şu hala aklımda ki hikayeyi çok yaymıştı ve ikinci özellikle kitap sayfalarca gereksiz detaylarla dolu bir kitaptı. Hikaye son bir kitap ile bitirilebilecek sonlarında olan bir kitap gibi değil de hala giriş kısmından gelişme kısmına geçiş yapan bir hikaye gibi. Yazarın tarzını da düşünecek olursak toplamda üç kitap ile seriyi istenilen şekilde toparlayıp bitirebileceğini hiç sanmıyorum.Ben kendisinin Kralkatili Üçlemesi ile Kvothe'nin şu ana kadar ki hikayesini tamamlayacağını -yani han açana kadarki zamanı kapsayan zamandan ve kendi özgeçmişini anlatışından bahsediyorum- sonra çıkaracağı kitap ve serilerde bu andan sonrasını konu edineceğini sanıyorum. Tabii başka kitap yazabilirse.
Üçüncü kitap, olay örgüsünü sona erdirecek. Ama bu dünyada geçen son kitap olmayacak. Aralarında büyük fark var![*]http://kayiprihtim.com/roportaj/patrick-rothfuss-ucuncu-kitabi-hakkinda-konustu/[/*]
https://www.youtube.com/watch?v=SDyPJfI6r3w yeni keşfettim bunu ve bayıldııımHoşmuş gerçekten bana dragonborn comes' i hatırlattı :D
Ben de 'artık' üretkenliğe sahip olmadığını düşünenlerdenim. Bence kitap beklenti yükselmesi zamanını çoktan aştı. Berbat bir kitap bile yazsa kitabın üstünde adı, içinde aynı karakterler ve dünya olduğu sürece kimse berbat demez. Fena değildi der geçer. Bekledikçe kendisine eziyet ediyor. Benim için sorun yok, serinin büyük hayranlarından olamadım hiçbir zaman. Ama en azından internette de olsa küçük hikayeler paylaşarak hayranlarını mutlu edebilirdi. O süre içinde hem eli körelmez hem de asıl öykü için zaman kazanabilirdi. Kendi yazık etti.Buna ben de katılıyorum. Seri bazı açılardan istediğim her şeyi veremese de hoştu ama bundan sonrası zor gibi, çünkü beş yıldır ses seda yok diyebiliriz.
2. kitabı birkaç gün önce bitirdim ve hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim.Yakın zamanda gene hızlı bir okuma yaptım, yazar bazı yerleri ciddi ciddi uzatmış, kitabın Rüzgarın Adına kıyasla çok daha uzun olmasının nedenlerinden biri bu. Ormanda gezi ve Felurian çok uzatılmış resmen. Gene sıkıntı değil ama Severen'e gidiş ve Üniversiteye dönüşün ikişer sayfa olması olmamış. Oraları uzatacağına çok az da olsa buraları anlat bari. Denna'ya diyorsun kutun hayatımı kurtardı, anlat da öğrenelim nasıl kurtarmış. Havada kalıyor.
-Spoiler içeriyor-
1.kitap giriş kısmıydı. Dili akıcı ve güzeldi. Ana karakterimiz çocuk olduğundan ve onun gözünden anlatıldığından karakterlerin derin işlenememesi, karakterimizin bulunduğu ortamın dışında nelerin yaşandığı ve asıl hikaye hakkında çok az şey öğrenmemizden şikayette bulunmamıştım. Ama aynı durumun 2.kitapta da devam ettiğini görünce hayal kırıklığına uğradım. Yaşananlara rağmen karakterinde değişiklik görmediğim -2. kitabın sonlarına doğru olan kamptaki katliamı resmen fanservis- Kvothe bir yandan, uzunca bahsedilen ama ilerleyen kısımlarda hiç umrumuzda olmayacak bir sürü karakterler ise diğer bir yandan hikayeyi zedeliyor. Hikayede gereksiz ne varsa uzunca bahsedilirken önemli şeyler birkaç cümleden ibaret olup unutulup gidiyor. 80-100 sayfa boyunca Kvothe'in de içinde bulunduğu bir grup paralı askerin haydut kovalamacası ve bunun hikayeye sadece birkaç cümlelik katkısının bulunması, hemen sonrasında belki 50-100 sayfalık Kvothe'in cinsellik maceralarını okumak, hadi Felurian ile olanları geçtim, oradan ayrıldıktan sonra yine handan hana gidip kadınlarla yatan bir karakter haline gelmesi beni hikayeye karşı tamamen umursamaz bir hale getirdi. Mağdem Kvothe böyle bir karakter haline gelecekti neden yüzlerce sayfa Denna ile aralarındaki romantizmi okuduk? Bu ve bunun gibi şeyler hikayeye olan samimiyetimi bitirdi. Kvothe hiçbir zaman Geralt gibi derin bir kişiliğe sahip bir karakter haline de gelemeyecek. Gelmesi için en az 10 kitap daha sürmesi lazım böyle sakızmışçasına uzatılırsa. Sakızmışçasına diyorum çünkü tadını kaybetti.
2.kitap beni sadece Kvothe'e karşı değil neredeyse tüm karakterlere karşı umursamaz bir hale getirdi. Örneğin Kvothe'in üniversite arkadaşları olabildiğince silikleşti. Chandrialılar bahsedildiğinde anlıyoruz ki 200 sayfa daha Chandrialılar muhabetti dönmeyecek ve bizi doldurma peşi sıra olay örgüsü bekliyor olacak. Kvothe'in yardım ettiği karakterler veya Kvothe'e yardım eden karakterlerin büyük bir kısmı muhtemelen bir daha görülmeyecek. Elde bir tek Elodin kalıyor. Umarım o da silik bir karakter haline gelmez.
Kralkatili hikayesi ile ilgili bir diğer sıkıntım hiçbir şeyin özgün gelmemesi. Ailesi öldüren çocuğun kahraman yolculuğu, okulun zenginin sürekli sataşmaları ve sonrasında küçümsenecek hallere düşmesi, kötü aşk ilişkileri gibi şeyleri okumamız bitmeyecek. Bu tarz eserleri hep göreceğiz ama bu yaşananları tekrardan Kvothe gibi bir karakterle okumak istemem. Sürekli "Ben zekiyim, yakışıklıyım, dilim çok iyi, gülümsemem çok tatlı." gibi muhabbetleri sıktı artık. Okuldan atılsada hikaye ilerlese artık.
Aslında daha bahsedecek çok şey var ama Kvothe'in hikayesi bitmeden o konulara girmek istemiyorum.