- Zolánlarda Aile Yapısı -
Zolán halklarında kişi isimleri iki bölümden oluşur. İlk kısım kişinin adını, ikinci kısım ise aile ekini belirtir. Aile ekleri soy isim yerine geçtiğinden zolánların ikinci adları veya soyadları yoktur. Örneğin Zell'ar isimli bir zolánın aile eki 'ar'dır. Sonu 'ar eki ile biten kişiler aynı soydan geliyor demektir.
Aile eklerinin soyad olarak kullanılmasına tezat oluşturacak şekilde zolánlarda aile yapısı çok güçlü değildir ve biraz da karışıktır. Kısaca değinmek gerekirse;
Yetişkinlik çağına gelmiş olan zolánlar kendilerine eş bulma hakkına sahiptir. Eş seçiminde iki tarafın da görüşü önemlidir, fakat dişiler kendi tercihlerini sorulmadığı sürece söylemezler. Eğer bir erkek zolán bir dişi zolána eşi olmasını teklif eder ve dişi zolán bunu kabul ederse aile kurulmuş olur. Dişinin her zaman reddetme şansı vardır, fakat bir kez kabul edildikten sonra o bağı ölüm dahi ayıramaz. Bunun anlamı da bir şekilde dul kalan zolánların yeni bir eş bulamayacağıdır. Eş hayatta bir kez seçilir ve sonsuza kadar aynı kalır.
İki zolánın aile isimlerinin bir yarısı birleşerek yeni kurulan ailenin ismini oluşturur. Eğer iki taraf da isterse aile ismi sadece kadının veya erkeğin aile ismi olarak kalabilir ve soy eki olduğu gibi yeni nesile de aktarılabilir. Bu uygulama genelde soylu ailelerin üyelerinde görülür.
Aile kurulduktan sonra çocuk yapılırsa o çocuğa isteğe göre yeni aile adı veya anne ya da babanın birinin aile adı geçirilir. Bu dakikadan sonra çocuk annenin, anne ise babanın koruması altındadır. Erkek zolánlar her zaman dişileri korumaya yönelik hareket ederler ve dişiler de daima çocukları koruma içgüdüsüyle hareket ederler. Belki de bu sebepten zolánlarda 'baba' kavramı yoktur. Çocuk babasına karşı herhangi bir sevgi veya bağ hissetmez, yetişkin olduktan sonra babasıyla arasındaki tek fark birinin daha yaşlı olması veya aynı aile isminin taşıyor olmalarıdır. Dişi, zolánlar ise doğuştan gelen bir annelik içgüdüsüne sahiptir, bu sebepten çocukları yetişkinliğe geçse dahi onlar için farklı bir yerleri vardır.
Zolán ailelerinde ikiden fazla çocuk çok nadir görülür. Toplumdaki ailelerin neredeyse yarısı çocuk sahibi değildir, diğer yarısının ise en fazla 1 ya da 2 çocukları vardır. Bu yüzden zolánlarda kardeşlik kavramı da çok yaygın veya güçlü bir şekilde görülen bir kavram değildir.
- Zihinsel Yönelimler -
Zolánlar için her şeyden önce gelen şey mantıktır. Duygusal bir zolán yaratılıştan hatalı demektir. Duyguları vardır, fakat asla ama asla mantıklarının önüne geçemez. Bu özellikleri toplumsal yaşantılarına çok farklı yönler vermektedir.
Bir zolán eş seçiminden hayatta yaptığı mesleğe kadar her şeyini kendisi ve çevresi için en iyi olacak şekilde seçer. Karşısına gelen tüm seçim haklarında mantıklı olanı seçer, sonuçların getireceği duygusal sonuçları daima ikinci planda tutmak mecburiyetindedir. Bunu yapmayı reddettikleri takdirde içlerinde büyük bir boşluk hissi oluşur ve asla rahat edemeyecekleri bir ruh haline girmeye başlarlar. Akılları onlar için her şeydir. Duyguları ise ikinci planda kalmaya mahkumdur.
Eş seçiminde teklif alan dişi zolán karşısındaki bireyin kendisini koruyup koruyamayacağını, aile yapısına uyup uymayacağını, ileride yaşanabilecek her türlü olayı ve daha bir çok etkeni göz önünde bulundurarak kendisi için en iyi olanı düşünür ve buna göre teklifi yanıtlar. Aynı şekilde çocuğu olduğunda onu koruyabilecek bir pozisyonda olabilmesi ihtimaline kadar derin düşünmek durumundadır. Erkek zolán da aynı şekilde karşısındaki dişinin kendi hayatına yapacağı her türlü değişikliği düşünüp kendisi için en iyisini seçer.
Doğuştan gelen bir diğer yönelimleri ise daima saflıklarını koruma çabalarıdır. Zira zolánlar yapı olarak belli bir süre birlikte yaşadıkları ırkların özelliklerini almaya ve yozlaşmaya başlarlar. Uzun süreli birliktelikler iki tarafın da birbirine giderek benzemesine sebep olur. Bu farklı bir ırk için olduğu kadar farklı bir soy için de geçerlidir. Alçak gönüllü bir dişi zolán, kendini beğenmiş bir erkek zolán ile bir süre birlikte olduktan sonra alçak gönüllüğünü yitirip bencilleşmeye, erkek zolán ise eskisinden daha duyarlı davranmaya başlayacaktır. Bu, hayatlarının her alanında onları kovalayacak bir özellikleridir.
Adaptasyon özelliklerinden dolayı zolánlar dış milletlerle uzun süreli iletişimlere sıcak bakmazlar. Kendi içlerine kapanık bir şekilde, kendi ırkından kişilerle yaşamak isterler. Bir çok halkta gezginlik yaygınken zolánlarda bu bir çeşit ceza, bir çeşit sürgün mahiyetindedir. Çünkü bir kez Aesten'e açılan bir zolán asla geriye eskiden olduğu gibi gelemeyecek, mutlaka karşılaştığı, gördüğü, vakit geçirdiği kimselerin özelliklerini benimsemiş olacaktır.
Bu adaptasyon özelliği aynı zamanda genetik olduğundan dolayı kısa boylu bir halkla birlikte yaşayan zolán halkının her nesilde boyu daha da kısalacak, büyük burunlu insanların sürekli gelip gittiği bir şehirde yaşıyolarsa her nesil daha büyük burunlu olacaktır. Bu özellik ciddi anlamda zolánları kendi içlerine kapanık olmaya itmiştir.