Kayıp Rıhtım Arşiv Forum
Kurgu Güncesi => Kurgu İskelesi => Konuyu başlatan: pleasant^^ - 02 Şubat 2008, 14:51:22
-
(http://img176.imageshack.us/img176/1043/hcdnemewx7.jpg)
Bölüm 1
Size bir efsane anlatacağım.Soğuk,ölümün hemen dibinizde beklediği,soluk kesici bir efsane.Ben bu efsaneye zamanla birlikte tanık oldum ve gördüklerimden sonra bu Dünya'dan ayrıldım.
Herşey karanlık bir şatoda başlamıştı.Büyük bir fırtına az önce dinmişti.Şatonun içinde ayak sesleri yankılanıyordu.Karanlık..Çok karanlık...Bir siluet..Soğuk bir ses;
-Ne alacağımı biliyorum.Neler verdiğimi de..Sandora'nın kıyısından,troller ve insanların savaşlarının yaşanacağı yer,ölü kesimi,başlayacak,duramaz,kimse durduramaz..Ne yapacağımı biliyorum.Ne alacağımı da..
Assonan,neler olduğunu anladı geri çekildi.Önündeki,acı çekiyor gibiydi.Son bir ses;
-Durmayacak Assonan.Bizi,bizleri o yoketti.Soğuk çok soğuk.Acı verici.Lanetleneceksin.
Assonan irkildi.Siluet haykırıyordu:
-Herkes,hepiniz onunla yokolacaksınız.Sizi yoketmek için kendini yoketse bile.
Siluet kayboluyordu.Sanki birşey onu içine çeker gibiydi;
-Ve sonra..Dünya'dakiler ve oradakiler karanlığın öbür ucuna katılacak.Ölü kesimi Assonan.Ölü kesimi ve...
Siluet kayboldu.Assonan cübbesini başına çekti ve karanlığı doğru yürüdü.Tahmin edilemez bir karanlığa...
Beğenilirse devamını yazacağım..
-
her ne kadar ilgi olmasa da devam ediyorum..
Bölüm 2-Parson Meclisi
Yeni Dünya'da bir geçiş dönemi yaşanıyordu.Dünyanın dışındakilerin ayrılmasından bu yana Dünya'da hiç bu kadar hareketlilik yaşanmamıştı.Doğu kesimindeki Troller hareketleniyordu.Parson Meclisinde ise bir gerginlik hakimdi;
-Hayır!Bunu yapamayız, diye bağırdı Meclis Başkanı Garcia.Irklar bize güveniyor ve bu durum onların bize olan güvenini sarsacaktır.
-İyi ama başka çaremiz yok, diyerek diretti Assonan.Onları ölüme terkedeceğimizi düşünmüyorsun değil mi ? Ya da daha da büyüğüne..En lanetlisine...Öl-
-"Bir daha o lafı kullanma!" dedi Garcia.Hiddetten kıpkırmızı olmuştu;
-Buna izin vermeyeceğim ve mecliste sana inanan olacağı-
-Demek öyle dedi Assonan.Topluluğa döndü:
-Irklara bunu açıklamamız gerektiğini düşünmüyor musunuz ?Büyük bir savaş başlayabilir.
-Peki ya sen diyerek öne çıktı yaşlı bir cüce."Bunu sen keşfettin,doğruluğuna şüphemiz yok,senin bundan çıkarın ne olacak ?"
Assonan sarsılmış bir şekilde bir adım ileri çıktı:
-Ne demek bu ? Bana inanmıyor musunuz?Yalan söylediğimi mi düşünüyorsunuz ?
Topluluktan bazı homurtular yayıldı sonunda bilge bir büyücü Assonan'a yaklaştı:
-Biliyorum Assonan.Bu senin için zor ama Meclis söylediklerini onaylamadı.Irkları asılsız bir nedenden dolayı alarma geçiremeyiz.
Meclis Assonan'ı reddetmişti.Büyücü yasalarına göre bir büyücünün teorileri,önerileri Meclis tarafından reddedilirse ve bu Irklarla ilgiliyse Assonan'a iki seçenek kalıyordu.
Ve Assonan çaresizce ikinci seçeneği seçti.Pişman olup olmayacağına emin olmadığı bir seçeneği...
-
Vay canına bu sitede gördüğüm en kapsamlı ve güzel yazılardan birisi. Bu kadar iyisini beklemiyordum şahsen. Ama lütfen herkes gibi yapma :( Betimleme yap lütfen :D
-
bu bölümü yeni gördüm pardon :-[
çok güzel olmuş :) ama keşke daha uzun yazsan bölümleri daha ilgi çekici olabilirdi bide sahiden azıcık daha betimle kullanman güzel olur :)
Biliyorum canım.Şİmdilik kısa yazdım çünkü dikkat çekmesini istiyorum.Betimleme yapacağım ama şu an için hayır çünkü mekan bira soyut yani okuyucunun şimdilik böyle kavramasını istiyorum.Zaten daha sonra betimlemelerle hikayenin aslını belirteceğim :P :)
-
Biliyorum canım.Şİmdilik kısa yazdım çünkü dikkat çekmesini istiyorum.Betimleme yapacağım ama şu an için hayır çünkü mekan bira soyut yani okuyucunun şimdilik böyle kavramasını istiyorum.Zaten daha sonra betimlemelerle hikayenin aslını belirteceğim :P :)
hııı zaten ben anlamam bu yazı işlerinden sen doğrusunu bilirsin :) yani beni dinlememen hayrına olur :P
-
hııı zaten ben anlamam bu yazı işlerinden sen doğrusunu bilirsin :) yani beni dinlememen hayrına olur :P
De get :P Bu arada biraz ipucu içeren bir reklam tabelası hazırladım bakmak isteyenlere ilk mesajda :hönk [yalnız o yüzü yanlış anlamayın Assonan'la konuşan siluetlerden birisi o :P Korkma yavrucaım hayalet hayalet :P Böö :D
-
"reklam tabelanı" beğendim güzel olmuş aslını istersen o hayaleti :P söylemesen farketmeyebilirdim açıkçası ayrıca merak uyandırıcı olmuş
-
Vay canına bu sitede gördüğüm en kapsamlı ve güzel yazılardan birisi. Bu kadar iyisini beklemiyordum şahsen. Ama lütfen herkes gibi yapma :( Betimleme yap lütfen :D
Pardon görmemişim :hemk Zaten bu birşey sayılmazdı.Başlangıç kısaca bir tanıtımdı.2. bölüm ise Assonan'ın neden bu yolu seçtiğini vurgulamak isteyen Parson Meclisi'nde geçmiş bir tartışma ;)
Birde isimler yabancı dil değil yani yazarken kuşku duymayın :D
-
Kısaca Özet
Assonan, Parson Birliği’ndeki en genç üyelerden biriydi.Esmer,dayanıklı,garip bir gençti.Çocukluğundan beri sık sık kayboluyor sonra ansızın ortaya çıkıyordu.Yaşadığı köydeki insanlar onun iblislerle konuştuğunu,bir şeytan olduğunu söylüyordu.Assonan,simya ve Eski Dünya ile ilgileniyordu.Bu Parson Meclisi tarafından hiç hoş görülecek bir şey değildi.Parson Meclisi aslında Eski Dünya ve karanlık büyüleri araştırmak üzere Dünya’nın dört bir yanındaki ırklardan seçilmiş zeki büyücülerden oluşuyordu.Ancak şu an Meclis bunu öngörmüyordu.O zamandan bu yana pek çok şey değişmiş,Meclis’in idealleri farklılaşmıştı.
Assonan Meclise girdiğinde durum daha da karmaşıktı.Bazı üyeler ayaklanmış;üyelerin bir kısmı sadece Irk’ların mutlu olacağı şeyleri savunmayı,bir kısmı da eski koşullara geri dönmeyi istiyordu.Ne yazık ki şartlanmış Meclis Başkanı bu ayaklandırmaları durdurup yerini Garcia’ya bıraktı.Daha sonra Meclis’i terk etti ve esrarengiz bir şekilde kayboldu.Assonan, başından beri bu kırmızı suratlı,sinsi bakışlı adamı sevmemişti.
Nitekim,Assonan bu duruma daha fazla dayanamayıp Meclis’ten ayrılmaya,çalışmalarını başka bir yerde sürdürmeye karar verdi.Zaten yasalara göre burada daha fazla duramazdı.Ya düşüncelerini terk edip her şeye yeniden başlayacak,ya da Meclis tarafından kazandığı her şeye el konulup,dış dünyaya yeniden adım atacaktı.Meclis’İ terk etmeden önce güvendiği birkaç dostuyla konuştu.Aralarından biri Assonan’a eşlik etmeyi kabul etti,diğerleri ise Meclis’te kalıp savunmalarına devam etmeyi tercih etti.
Assonan’ın teklifini kabul eden kişi sarışın,çekingen bir kızdı.Assonan’dan birkaç yaş küçüktü ve Meclis’e birkaç yıl önce girmişti.Assonan onunla pek konuşmamış ama kız onunla eşlik etmekte ısrar etmişti.
Assonan Meclis ile ilişkinin bittiğini zannediyordu ama yanılıyordu.Aslında yeni başlıyordu.Ve ölü kesimi, harekete geçmek için fazla beklemeyecekti...
-
Irklarını merak ettim doğrusu. Irkları yazarsan sevinirim. Umarım elfler yoktur :D . Yüzüklerin Efendisine has ırkların sonraki hikayelerde kullanılması hoşuma gitmiyor da :D .
-
Irklarını merak ettim doğrusu. Irkları yazarsan sevinirim. Umarım elfler yoktur :D . Yüzüklerin Efendisine has ırkların sonraki hikayelerde kullanılması hoşuma gitmiyor da :D .
Tamamını düşünmedim.Ama kesin bir şey var;Troller,cüceler,insanlar.
Bu 3 ırk çok önemli roller oynayacağı için kullanacağım.Yeni ırklar ortaya çıkacak biraz karışık gelebilirler ama umarım hoşunuza gidecektir :P
-
Yeni*Eski ve Bilinmeyen Irklar
Irklar’In tarihi
Tarih ve ırklar konusu çok çelişkili ve kafa yorucu.Bu bölüm Parson Kütüphanesi’nde bulunan papirüslerde yazılı olanlardan ibarettir.
Eski Irklar Yeni Irklar
İnsan Trol
Gingko Cüce
Western İnsan* Lewim Lewim*
Western*
* İle işaretli olan ırklar Eski ve Yeni Dünya’da da bulunmaktadır.
Dünya’da ilk ortaya çıkan ırklar belirsizdir.İlk insanlar ortaya çıktığında Gingko ve Lewim’ler koloniler halinde yaşamaya başlamışlardı.Daha sonra insan hızla çoğalmaya başlamıştı.Gingko ve Lewim’ler soylarına daha eğilimli olduklarından sayıları gittikçe azaldı.Daha sonra insanlar kendi aralarında ayrıldılar ve savaşmaya başladılar.Savaş öyle bir ana geldi ki zaten sayıları az olan Gingko’ların soyu tükendi, hiçlik niteliğine geldi.Lewim’ler ormana sığınarak saklandılar.Western’ler ise bataklıklara indiler ve yaşamlarına sulak yerlerde devam ettiler bir süre sonra vücutları birçok değişiklikten geçmiş hem suda hemde karada yaşabilecek düzeye gelmişti.Savaş bittiğinde ise yeni bir çağ başlamıştı.Irkların “Yeni Dünya” olarak adlandırdıkları bir çağ…
İnsan yaşamına buradan ilkel bir şekilde yeniden başladı.
Yeni Dünya’da ortaya çıkan ırkların nasıl bu hale geldikleri meçhuldür.Görünen odur k(bu kısım sadece bazı efsanelere dayanmaktadır)i;Trol’ler bir zaman insandılar ama zamanla benliklerini yitirerek başka bir ırk haline geldiler.Ve kökenlerini inkar ettiler.Cüceler’in atalarının ise suda ilerleyerek başka bir kıta bulup burada yaşamaya başladıklarını söylerler.Ancak bazı efsaneler Cüceler’in atalarının insan olduğunu cücelerin zamanla bazı özelliklerini yitirerek bu hale geldiklerini anlatır.Bazı efsaneler ise Cüceler’in başka bir Dünya’dan geldiğini söylemektedir.Lewim’ler için çoğu şey değişmedi onlar ırklar arasında yaşayan en asil toplumdular.
Irkların Özellikleri
İnsanların metabolizması fizik,kimya,mühendislik gibi alanlarda gelişebilecek yapıdadır.Eski Dünya’da ise insanların nükleer enerji ye yatkın oldukları söylenir.
Troller,çok az bir sözcük dağarcığına sahiptirler ve savaşçılık özellikleri gelişmiştir.
Cüceler, iz sürme,mühendislik konusunda çok başarılıdırlar ve bunun gereği matematikleri de gelişmiştir.
Lewimler, liderlik,ok yay kullanımı gibi alanlarda kendilerini belli etmişlerdir.Ancak Lewim’ler Yeni Dünya’nın oluşumu ile bir köşeye çekilmiş tek bir topluluk halinde yaşamaya başlamışlardır.
Western’ler,yarı insan yarı hayvan özelliklerini taşımaktadırlar.Western’ler çok sinsi yaratıklardır.
Gingko’lar,İksir,büyü gibi konularda ilerlemişlerdir.
Irkların Fiziksel Özellikleri
(İnsanlar biliniyor zaten bu yüzden onlara değinmeyeceğim.)
Gingko'lar cüsse olarak diğer ırklardan daha küçük yapıdadırlar ve uçabilmektedirler.Gingko'lar kendi aralarında familyalara ayrılır ve bunların bazılarında tüysüz kanatlar vardır bazılarının kanatları yoktur.Gingko'ların yüz hatları genellikle üçgen biçimde olur,gözleri büyük ve çekiktir.
Western'ler, tüysüz,kaygan bir deriye sahiptirler.Vücutları sürüngen vücutlarına benzer ve ayakları yüzgeçler gibi küçüktür.Burunları yoktur nefes almak için yüzlerindeki delikleri kullanırlar.Her ne kadar vücut kasları gelişmiş olsa da ağızları o kadar zayıftır gülümseyemezler,dudakları somurtur gibi bükük durur.Yeşilimsi bir ten rengine sahiplerdir.
Lewimler kepçe biçiminde kulaklara sahiplerdir,kaşları neredeyse yoktur ten renkleri çok soluktur ve çoğunlukla uzun boyludurlar.
Troller dev cüsselere sahiptirler.Mor lacivert arası grimsi bir ten rengine sahiplerdir.Mor tırnakları vardır yüzleri çürümüş yumurtaya benzer( :P)
Cüceler, kısa boylu yaratıklardır.Tenk renkleri değişir ama genelde esmerdirler.Birçok özellikleri yönünden insanlara benzerler.
-
Çok iyi olmuş ırkların. Gingko ismi hoşuma gitmese de :D
Bir de ırkların fiziksel özelliklerinden biraz daha bahsetsen daha hoş olacak gibi geldi bana.
-
Çok iyi olmuş ırkların. Gingko ismi hoşuma gitmese de :D
Bir de ırkların fiziksel özelliklerinden biraz daha bahsetsen daha hoş olacak gibi geldi bana.
Gingko ismini bende sevmedim :D Ya evet yazarken aklıma gelmişti sonradan yazmayı unutmuşum :P Ekleme yaparım..
-
Şey gibi... Immm... sanki zorlama çıkmış gibi isim :D . Ben de hikayelerimde anında aklıma isim gelmezse böyle oluyor. Normal yani çok kızma bana :)
-
hepsini okuyamadım kuzum kusura bakma amaçok güzel olmuş baya iyi gidiyor tuttum bunu ;)
-
Teşekkürler..ilgi olmasa da süper fikirlerim var sadece kurgu değil..bekleyin ;)
-
Nasıl ilgi yok :D ben aşırı sevdim bu hikayeyi. Çok heyecanla bekliyorum devamını :P
-
Güzel olmuş betülcüm elinee sağlık kardeşim böyle bir şey beklemiyordum :P (devamını bekliyorum bide dövme artık okumuyorum diye :P )
-
Nasıl ilgi yok :D ben aşırı sevdim bu hikayeyi. Çok heyecanla bekliyorum devamını :P
Yok yani çok kişi ilgilenmedi diyeşşettirdiydim
-
Bölüm 3 - Stenk Ormanları
İkisi de Parson Birliği’nden ayrılacaktı ama bunu istemiyorlardı.Onlar Parson Birliği’ne dış dünyadan kurtulmak için katılmışlardı ama şimdi tekrar dış dünyaya geri dönüyorlardı.geçmişle yüzleşmek zordu ama bununla karşılacaklarını biliyorlardı.çok yakında karşılacaklardı zaten…
araştırmalarını, dostluklarını bir çok şeyi geride bırakıp gece yarısı kuleyi (*Parson birliği 4 kuleden oluşur. Niteliklerine göre üyeler kulelere yerleştirilirler.kuleler tılsımlar ve muhafızlarla korunmaktadır.)terk ettiler.görünmek istemiyorlardı ve ikisi de son bir defa arkalarına dönüp Parson Birliği’nin etkileyici görüntüsüne son bir defa baktılar...”Son bir defa…”
Kendilerini tehdit eden şeyi biliyorlardı ve sadece iki kişi oldukları için kendilerini karanlığın kalbine atmalıydılar.zaten kalabalık olmaları çok riskliydi.Ama çok yakında savaşın-kahrolası savaşın-başlayacağı kesindi bu yüzden ırkları uyarmalıydılar.Ama gece uzundu ve onlar da birer ölümlüydüler.Büyüyle izlerini silip derin bir uykuya daldılar..
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gök’ün şafağın sökmesiyle aydınlanmaya başlanmasından kısa bir süre önce Eternia gecenin miskinliğini üzerinden atarak gözlerini açmıştı.Gözlerini ovuşturdu ve trafına bakındı ancak o zaman Assonan’In orada olmadığını fark etti.Genç kız kaygıyla Assonan’a seslendi.Çok geçmeden çalılıkların arasından esmer bir delikanlı çıktı:
-Korkma Eternia .Etrafı araştırmak istedim.Yakalanmamız gerek biliyorsun.
Assonan dudaklarını büktü,Eternia kendisini tutamayıp güldü ama ciddiyetini hemen toparladı:
-Assonan acele etmeliyiz.Çok vaktimiz yok.Bir an önce Doğu kıtalarını uyarmalıyız.Savaşın orada başlayacağını gördüğünü sen söylemiştin.
Assonan onaylarcasına başını sallayıp çantasından yiyecek bir şeyler çıkardı.Ateş yakmaları riskliydi.Bu yüzden soğuk bir kahvaltı yapıp yola koyuldular.
-Eğer Doğu’ya doğru gideceksen karşımızda Stenk Orman’ları var.Oh,bu çok tehlikeli.Bence ormanın etrafından dolaşmalıyız.Bu en az bir-iki günümüzü alır ama değecektir-umarım.
Eternia parşömenden başını kaldırıp Assonan’a baktı.Yeşil gözlerini onay beklercesine onun üzerine dikti.
-Hayır çok zaman alır dedi Assonan.Bunu çok kararlı bir tonda söylemişti.”Ormanların içine gireceğiz”
Bir süre sessizce oturdular ancak gökyüzünün giderek karardığını fark ettiler:
-Bunu biliyorum..Bir işaret..Karanlık…Çabuk yola koyulmalıyız.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Birkaç saat yol almışlardı ki ufukta Stenk Ormanları belirdi.Issız gibi görünen ama aslında içinde birçok şey yatan…Eternia hala ilerlemekte olan Assonan’ı çekiştirdi.Genç adam pelerinini savurarak geriye döndü.
-Assonan bunu yapmayı düşünüyor olamazsın.Orada çok fazla tehlike var…Ayrıca Western’lerin pusu kurduğunu da biliyoruz.
-Eternia, burada tehlike alacak olan biz değiliz, Irklar.Kendimizi korumalıyız.Daha sonra Tampstorn’a ulaşacağız. Cüce halkı bizden yana çıkar ayrıca orada bazı arkadaşlarım var.Komite’ye başvuracağım.
Assonan, sustu.Nefes nefese kalmıştı.Eternia onu vazgeçiremeyeceğini anlamıştı.Tatlı bir ses tonuyla:
-Sen yapmayacaksın Assonan biz yapacağız.Biz!
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ormana girmelerinin üzerinden saatler geçmişti.Henüz bir engelle karşılaşmamışlardı ama çok dikkatliydiler.Yine de yorgunluğun verdiği sıkıntı yüzlerine yansımıştı,ortalığı kaplamış olan sis ise daha moral bozucuydu.Aniden Assonan’ın gözleri karardı.Kendisini çok savunmasız hissetti.Bu tarif edilemez bir duyguydu.Etrafını bulanık görüyordu.Pusu kurulduğunun farkındaydı bu yüzden ayakta durmaya uğraşıyordu.Bataklığın zehirli gazını solumuş olmalıydı.Son bir gayretle arkasını döndü ve yere yıkıldı.Eternia orada değildi.
-
Kuzuum şu son bölümün en iyisi olmuş !! Harikaaa
-
Kuzuum şu son bölümün en iyisi olmuş !! Harikaaa
Saol değerli okuyucularımdan birtanesi :P Çok askıya aldım bu işi.Kafamda kurguluyorum yazıya geçirirken ben hikayeyi bildiğim için bazı şeyleri atlıyorum :P ama hallettim bu sorunu 4. bölüm daha keyifli,daha romantik,daha esrarangiz,daha hızlı gelecek ;)
-
Çok güzel olmuş Betüll :oyy
-
Aslında daha çok şey yazmayı planlamıştım ama bu bölümde yeterince kafa karıştırdım.Bahsettiğim diğer şeyler diğer bölüme kaldı.En azından anlatımımı geliştirdiğimi ve daha uzun bölümler yazabildiğimi düşünüyorum.
Bölüm 4-Geçmişe Yönelirken
Bilinci tekrar yerine geldiğinde ise, kendini iğrenç zarımsı bir şeye bağlanmış halde buldu.Bunlar Western’ler olmalıydılar.Gördükleri de aklından geçenleri doğruladı.Bir insandan çok hayvana benzeyen iki yaratık ona doğru yaklaşıyorlardı.Eternia ise hala ortalıkta yoktu.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bilinenden önce,çok önce çoğu yokken onlar vardı.İnsanlar yoktu,savaş yoktu.Hepsi yeni bir yurt edinme çabası içindeydi hayat gençti,Dünya el değmemişçesine saftı.Benliklerine sımsıkı sarılmış,huzur ve refah içerisinde yaşıyorlardı.Yaşamın yasalarını onlar oluşturdular.Doğuştan orman yaratıklarıydılar.Ama bütün varlıkları algılayabilmiş,benimseyebilmişlerdi.İnsanlar Dünya’ya geldiklerinde çok hızlı çoğaldıklarını görünce bütün ırklar bir araya geldiler.İşte o an “Sözsüz karar”ı verdiler.Konuşmamışlardı ama olacakları anlamışlardı.İnsanlara karşı hep beraber savaşacaklardı.Ama Western’ler insanların bütün Dünya’yı ele geçirmek üzere olduklarını görünce bir köşeye sindiler.Sözsüz kararı reddettiler.Zamanla benliklerini de kaybettiler.Kişisel özellikleriyle beraber,fiziksel görüntüleri de değişti.Bataklıkları ele geçirdiler ve insanlardan intikam almaya yemin ettiler.Ama kardeşleri insanlar tarafından katletilirken hiç seslerini çıkartmadılar.Olanlara en sonunda Dünya kızdı.Zarar verenlerin hepsi mahşer tarafından yutuldu.Onlara “ölüm kesimi” dediler.Kana susamış,iğrenç yaratıklara dönüşmüşlerdi.Farklı bir yerdeydiler yeme,içme,gelişme gibi kavramları yoktu.Ancak bir Ses ile tekrar geri gelebilirlerdi.Yeni Dünya’ya ihanet eden,Ses’e kulak veren birisi ile...
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Stenk Ormanları’ndaki Westernler atalarının intikamını yenilemiş,insanlara karşı diş bilemişlerdi.Ellerine geçen insanları yok ediyorlardı.İşte onlardan birini ele geçirmişlerdi.Diğerlerine katılması gerekliydi.
Assonan kendini savunamayacağını anlmış,kabullenmişti.Ancak o anda içinde bir şey oldu.İradesine söz geçiremiyordu.Zihninde bir patlama yaşandığını hissetti.Bir Ses duydu:
-Başaramayacaksın.Yaklaştığını hissettin.Çünkü ortaya çıkmasını sağlayacak olan sensin..Sen!
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gözlerini açtı.Eternia yanında duruyor,sorgulayan telaşlı gözlerle ona bakıyordu.
-Yaşıyorsun demek.Buraya girmememiz konusundaki ısrarını şimdi anladım.
Eternia’nın yüzünde hiçbir iz yoktu.Oysa kendisi yaralanmış,yüzü çizikler içerisinde kalmıştı:
-Seni kaybettim.Sonra yorgunluğa yenilip bayıldım.tekrar uyandığımda sen yanımda duruyordun.etrafında hiç bir şey yoktu ama savaşıyor gibiydin.Gözlerin kararmıştı.Sonra yere düştün.O anda sana ne oldu ?
Assonan anlamamış gibi Eternia’nın gözlerine baktı.Başını salladı sonra doğruldu:
-Sanırım ben senden daha fazlasını gördüm.Ne yazık ki hatırlayamıyorum.
Bu sırada acıktıklarını farkedettiler.Eternia’nın çantası yanındaydı ama Assonan’ınkisi yakalandığı sırada düşmüştü.Yemeklerini yerken sohbet etmeye başladılar.
Eternia, kendisiyle ilgili bazı şeyleri Assonan ile paylaşma isteği duymuştu.Ne olursa olsun beraber yolculuk ediyorlarsa bunu bilmeye hakkı vardı.
Eternia, Parson Birliği’ne aslında kendini rahatlatmak için girmişti.Benliği ve kendisiyle ilgili şüpheleri vardı.Eternia,anne ve babasını hiç görmemişti.Onların kim olduklarını bilmiyordu.Bu yüzden hangi ırka ait olduğundan emin değildi.Yaşadığı yer çok kalabalıktı kimse onu umursamıyordu.Kendisini yaşlı bir demirci yetiştirmişti.Demirci ölünce yaşadığı kenti terk edip farklı farklı insanların arasına katılmış en sonunda Parson Birliği’ne girmişti.Çocukluğunu pek hatırlamıyordu.Belki de hatırlamasını gerektirecek fazla bir şey yoktu.
Uzun uzun anlattı.Bu onu rahatlatmıştı.Şimdi anlatma sırası Assonan’daydı.Onun anlatacağı çok şey yoktu. O da anne babasını tanımamış başka insanlar tarafından yetiştirilmişti.Ama en azından ırkından şüphe duymasına gerek yoktu.Ama yanılıyordu,hem de çok yanılıyordu.Eternia gerçek bir insandı ama Assonan’ın yanıldığı çok şey vardı… Onun anlatacağı başka bir şey yoktu. Ama benim onun geçmişi hakkında anlatacağım çok şey var.
-
kuzu tek kelimeyle harika olmuş :D hani devamı xD
-
kuzu tek kelimeyle harika olmuş :D hani devamı xD
bunu kurgulayıp yazana kadar canım çıktı :P çıkar bu hafta :uhe saol cnm :hug
-
Çok merak ettm şu adamı =)
Msnde söyledm ztn kurgun müthiş, ırkLar fLn.Çok sabırsızLanıorm devamı için =)
-
eh beni bilirsin çenemi tutamam bi kaç kötü şey sölemem lazım ( nabiim sen dedin oku die :D )
öncelikle fikir gerçekten güsel emin değilim ama sanırım biraz gerçek efsanelerden alıntılar yapmışsın. sonuçta jr tolkien de yuzuklerin efendisini böyle yazmıştı. ondan bahsetmişken biraz yüzüklerin efendisine benzemiş ( biraz mı pöhhh ).
ilk bölümler açıkçası berbat, sen ilgi görmemekten şikayetçisin ama sanırım bunun sebebi ilk iki bölümün olabilir. yani çok daha fazla uzatabilirsin bir şeylerden bahsediyorsun ama neler olduğunu söylemiyorsun süpriz olarak kalmasını ilgi uyandırmasını bekleyebilirsin ama yanlış yoldasın çünkü bunu hikayenin başında yapman sana eksi puan kazandırır. ilerleyen bölümlerde yani maceraya geçildiğinde yapman gereken şey merak uyandırmaktır . ama sen direk böle bi girişle güselim hikayene eksi puan kazandırmışsın.
ayrıca hikayeyi her zaman birilerinin ağzından anlatmak akıcılık yönünden daha etkili olur. - di li ( duyulan ) geçmiş zaman eklerini biraz daha azalman lazım. fazla sıkıyor.
ne olursa olsun ne kadar yanlışlardan bahsetmiş olsamda gerçekten harika bir fikir. benim hayatta yapamayacağım bir şey yeni baştan temel atmak. sana kolay gelsin ben arkandayım :D
-
Evet.Kim söyleyecek diye merak ediyordum :P En baştan bir dünya yaratmak dediğin gibi çok zor o yüzden hazırda bulunan efsanelerden yararlandım.Temelde kurguları çok yakın ama olayların işleyiş yönü farklı..Bundan sonraki bölümlerde birinin ağzından olacak.Çünkü hikayeyi anlatan kişi yeni devreye giriyor :P öyle yani :P ilk iki bölüm zaten tanıtım amaçlıydı.bahsedilenin ne olduğunu okuyucunun yavaş yavaş çözmesini istiyordum.İlgi görememekten kastım uzuuun uzun eleştiri alamamak :P öyle bi derdim yok merak etme ;) teşekkürler bu arada :uhe
-
sen yeterki eleştiriyi kaldır güselim ben sana daha ne eleştiriler yaparım :D
ama ciddiyim kendi hikayemede eleştiri yapacak 3 4 kişi olsa şimdi 10 bölüm yazmıştım :D
-
Merak etme hali hazırda bulanan bir efsane değil bu :P Hani Eski Dünya'yı anlatırken başka hikayelerden yararlandım.Kalanlar benim eserim oldu-olacak :P
Bölüm 4,5( :P)-Sırlar ortaya çıkıyor.
Saat gece yarısını vurmuştu.Ama genç kadın için zaman kavramı yoktu.Günlerdir bekliyor gibiydi.Kucağında küçük bebeğini tutuyor,sanki onu kurtarabilecekmiş gibi sımsıkı sarılıyordu.Dakikalar sonra o an geldi.Kulübe deprem olurmuşçasına titremeye başladı.Kadın kucağındaki bebeğe daha sıkı sarılmış gözlerini sımsıkıkapatmıştı.Bebek ise her şeyden habersiz, sadece acıktığı için ağlıyordu.Bir süre sonra bebeğin ağlaması yavaşladı sonunda kesildi ve uyumaya başladı.Kapı büyük bir gürültüyle yıkıldı.İçeriye siyah bir siluet girdi.Sanki içinde hiçbir beden,ruh barındırmıyormuş gibiydi…
O “ölü Kesimi’nin lideriydi, başıydı. O kutsal görev ona verilmişti. Dünya’ya sadece o girebilmişti, yapması gereken şey kendilerinde olan bir beden yaratmaktı. Gün gelince Ses o bedene hükmedecek, ölü kesimi yıllar önce kaybettiği Dünya’sına geri dönecekti.
Başarmıştı.İnsan kıyafetine bürünüp o ahmak kızı kandırmıştı.Şimdiyse ona emredileni yapmak için gelmişti.Siyah siluet büyüsünü bebekle paylaşmak için ileriye atıldı.Kadın yalvarmaya devam etti ama o dinlemedi.Yapması gereken artık sadece Ses’i beklemekti.
O genç kadın bendim.Kucağımdaki bebekse Assonan’dı.
Daha iyi anlamak için Bölüm 1'e bakın.
-
Way o adamda bişiLer oLduğunu anLamştm zaten.GüzeLmiş sebebi.
Eet devam :P
-
Ya sırf senin için daha bölümü yazmadan Assonan'ın biyografisini çıkarttım :P 8) bu hafta geliyo diğer bölüm.
-
Betül'cümm hani aklıma eserse okurum demiştim ya esti okudum :D Irklar, şuana kadar olan olaylar ve daha birçok şey hepsi harika bi bütün olmuş tatlım süper süper ;D 5. bölümü sabırsızlıkla bekliyorum :uhe
-
nan bak bi de bana uzun yaz diyor :P görüşcez görüşcez :P ;D süpersin kuzuu :-*
-
nan bak bi de bana uzun yaz diyor :P görüşcez görüşcez :P ;D süpersin kuzuu :-*
Ulen 4,5 diyoruz ya boşuna mı :P dur asıl bölüm gelecek daha :D teşekkürler hepinize :oyy
-
töbe töbe :P kuzu böyle şey mi görülmüş :zuha ilklerin kızı :P neyse gelsin bakalım bölümler okuyalım :salla
-
hımm bu yarım bölümden anladığım kadarıyla assonan yani kurtarıcımız aslında zaten dünyadaki dengenin bozulmasının baş nedeni. sanırım bana öle gelio çünkü bu assonan bir iç hesaplaşma ile karşı karşıya kalacak.
ya sadece bazen kendini kaybedip uyanacak ve olanı biteni anlamicak. yada kahramanımız bir şekilde yoldan çıkacak ve dünyanın sonunu getirirken bir şekilde kendi iç mücadelesine girişip tekrar kurtarıcı olacak.
biraz daha hızlı yaz bölümleri
-
hımm bu yarım bölümden anladığım kadarıyla assonan yani kurtarıcımız aslında zaten dünyadaki dengenin bozulmasının baş nedeni. sanırım bana öle gelio çünkü bu assonan bir iç hesaplaşma ile karşı karşıya kalacak.
ya sadece bazen kendini kaybedip uyanacak ve olanı biteni anlamicak. yada kahramanımız bir şekilde yoldan çıkacak ve dünyanın sonunu getirirken bir şekilde kendi iç mücadelesine girişip tekrar kurtarıcı olacak.
biraz daha hızlı yaz bölümleri
Ya dur bi gizemi kalsındı di mi :P assonan şimdilik bunu çok umursamıyor ama onun bildikleri sadece izler kötülüğün geleceğini zaten biliyor :P karşı karşıya kalacağı çok fazla şey var.
-
ehh o sanırım işaretleri okuyo ama asıl kişinin kendisi oldugunu bilmior. eh iyi ben fazla tahmin yapmıyım o zaman
-
Bölüm 5-Aranan kişi
Saat gece yarısını vurmuştu.Ama genç kadın için zaman kavramı yoktu.Günlerdir bekliyor gibiydi.Kucağında küçük bebeğini tutuyor,sanki onu kurtarabilecekmiş gibi sımsıkı sarılıyordu.Dakikalar sonra o an geldi.Kulübe deprem olurmuşçasına titremeye başladı.Kadın kucağındaki bebeğe daha sıkı sarılmış gözlerini sımsıkıkapatmıştı.Bebek ise her şeyden habersiz, sadece acıktığı için ağlıyordu.Bir süre sonra bebeğin ağlaması yavaşladı sonunda kesildi ve uyumaya başladı.Kapı büyük bir gürültüyle yıkıldı.İçeriye siyah bir siluet girdi.Sanki içinde hiçbir beden,ruh barındırmıyormuş gibiydi…
O “ölü Kesimi’nin lideriydi, başıydı. O kutsal görev ona verilmişti. Dünya’ya sadece o girebilmişti, yapması gereken şey kendilerinde olan bir beden yaratmaktı. Gün gelince Ses o bedene hükmedecek, ölü kesimi yıllar önce kaybettiği Dünya’sına geri dönecekti.
Başarmıştı.İnsan kıyafetine bürünüp o ahmak kızı kandırmıştı.Şimdiyse ona emredileni yapmak için gelmişti.Siyah siluet büyüsünü bebekle paylaşmak için ileriye atıldı.Kadın yalvarmaya devam etti ama o dinlemedi.Yapması gereken artık sadece Ses’i beklemekti.
O genç kadın bendim.Kucağımdaki bebekse Assonan’dı.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yorucu bir yürüyüşten sonra Stenk Vadisi’ne ulaştılar.Gittikçe azalan erzaklarına ve yorgunluklarına rağmen düzlükte durmaları çok tehlikeliydi yola devam etmelilerdi.
Yemek molası verdikleri sırada Assonan haritayı gözden geçirdi.Atladıkları bir şey vardı.Tampstorn’dan önce uğrayabilecekleri bir kasaba daha vardı.Eternia sevinçle Assonan’ın boynuna atıldı.Assonan şaşırmış gibiydi.Eternia yaptığını fark edince kızardı:
-A…Şey..Assonan bu çok iyi!
Daha fazla konuşmadan yemeklerini bitirdiler. Bunu kutlamak için ateş yakmışlardı ama ne yazık ki yiyeceklerini dikkatli kullanmaları gerekliydi.Assonan çantasından çıkardığı bir cüce içkisini bir bardağa doldurup Eternia’ya uzattı.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gece uzun sürecekti.Onlar da uzun bir uykuyu hak ediyorlardı.Assonan, yerdeki yumuşak yosunların tadını çıkarırken bir çatırtı işittiğini zannetti.Eternia’yı uyardığında gökyüzü yerini kızıllığa bırakmıştı.
-Eternia.Bana sorarsan hemen yola çıkmalıyız çünkü-
Assonan’ın lafı yarıda kalmıştı ki karanlığın içinden bir siluet öne doğru ilerledi.Assonan içgüdüsel olarak yanındaki tek silahı, bir çakıyı çıkarttı artık vücut hatları belirginleşmeye başlayan kişinin üzerine atladı.
Bir an her şey durdu sanki.Assonan bunu hiç düşünmemişti.Eğer ikisi de büyülerinden yoksun kalacak olurlarsa ki bunun olacağını ikisi de biliyordu,tek korumaları bir çakıydı.Ve kendilerine yaklaşan kişinin üzerine bunu düşünmeden atılmıştı.
-Dur! Dedi inceden bir ses.Garip olan şey ise bunu duymamıştı ama hissetmişti.
İşte o anda kendine geldi ve çakısını boğazına dayadığı kişinin bir kız olduğu gördü.Kızın gözlerinde tanıdık bir şey vardı.Çok yakından tanıdığı…
Gecikme için özür dilerim.Hikayeyi toparlamaya çalışıyordum başka hikayeler okul vs.vs. derken :P 1 ay ara vermişim :hönk
-
Süper yazıyorsun betül ellerine sağlık. Bende bugün şansa biraz boş kalabildim ve okudum iyikide okudum diyorum enfes olmuş.. :D Aykut sende vyr dedik öldürmüşsün resmen. :P Sonuçta fantastik kurgularda bence benzerliklerin olması olaya çok daha güzellik katıyor gibi.. Bölümler biraz daha uzuyabilir evet ama kendi şahsi düşüncemi soracak olursan içinden geldiği gibi yap, yani o an aklına kısa mı yazmak geldi, salla yorumları.. :P Sonları güzel bağlıyorsun tebrik ederim gittikçe güzelleşiyor hikaye bölümleri. Irkları anlatmanda cabası, tekrar ellerine sağlık. Devamının gelmesi dileğiyle.. :D
-
Saol Hakan abi =) Irklar konusu çok karışık aniden çıkan yaratıkların bambaşka bir ırk olduğu filan sanılmasın diye hazırlamıştım.Bölümleri uzatmayı düşünüyorum.Yaz tatiline kadar elimde başka bir hikaye olmayacak o yüzden uzun uzun yazabilirim sizde uzuun uzuuun yorumlayabilirsiniz :D
-
Bölüm 6-Yeni birisi
Assonan “Garip” diye iç geçirdi. Oysa kızı tanımıyordu.
-Bu saatte burada olmanız tehlikeli değil mi,bayan? Diye sordu kibarca.
Kız hiç de korkmuş görünmüyordu garip bir şekilde sanki o da Assonan’la daha önceden tanışmış gibiydi hatta bu sahneyi yaşamış gibi bir izlenim bırakıyordu
.
-Ah, tehlikeden söz edilmişken üzerime atlayıp da boğazıma çakıyı dayayan bu adam bana Vadi’nin tehlike olduğunu mu söylüyor?
Assonan,kızardı.Umarım karanlıkta fark etmemişlerdir diye düşündü.
Kızın ismi Crite’dı.
------------------
Eternia,elindeki kadehi havaya kaldırırken gülümsedi,Bu gece içtiğim ikinci bardak bu.Herhalde Assonan’ın yeni kız arkadaşını kutluyoruz.
-Kutlama değil bu ! Kız sessizliği bozmuştu.Eternia irkildi.O aklından geçenleri okuyabiliyor muydu? Aslında kız aklını falan okumamıştı.Bu kadınlara özgü bir şeydi.Bir tür paylaşamama duygusu gibi.Biri düşünür ve diğeri anlardı.
-Emin misin? Diye sordu Assonan.Bunu eğlenir gibi söylemişti.”Söylesene neden buradasın?Seni de mi kovdular.Yok hayır bir düşüneyim sen kaçtın ?”
-Ben hiçbir yerden kaçmadım.Kız utanıyor gibiydi.”Bakın,çok küçükken kaçırıldım.Eski yaşamımı hatırlamıyorum bile.Senelerce insan ticareti yapan o iğrenç insanlarla beraber yaşamak zorunda kaldım.Sonra oradan ayrıldım,geri dönmemek üzere…Cücelerin yanına yerleştim. Uzun süre savaşçılık,izcilik gibi konularda eğitim aldım.Daha sonra Teleksim’e(*Teleksim cücelerde krallarını ve ailesini korumak için özel olarak çalışan bir topluluğun ismidir.) katılmaya hak kazandım.Ama birkaç gün önce…Prens avlanmak için şehirden ayrılmıştı.Yanında tam 6 Teleksim üyesi vardı.Hepsi öldü.Prensi kaybettim.Bize saldırdılar yüzlerini göremedim.Sanırım onların yüzlerini sadece bir defa daha görebilirim.
Assonan ürkmüştü.Kızı fazla hafife almış olmalıydılar
Kız,öne doğru eğildi.Yüzü ateşin arkasında parlıyordu.”Sadece bir defa daha;Ölüm anında.”
Çok kısa kestiğimin farkındayım ama :üü
-
Bölüm 7-Meclis ve Komite
Crite ciddiyetini bozmadan sordu:”Anlıyor musunuz?”
Assonan Crite’ın söylediklerinden anlayabileceğinden fazlasını çıkartmıştı zaten.Teleksimle bile karşı karşıya gelebilecek bir güç zaten onun Parson Meclisi’nden alabileceği yardımı yadırgamazdı bile.Başlarına kötü bir son gelecekti çünkü ırkları tehdit eden şey her neyse ilk olarak Parson Meclisi’ni ve Teleksimi ortadan kaldırmayı düşünüyor olmalıydı.Çünkü bu ikisinde onları yok edebilecek en önemli şeyler vardı;”Büyü”,”Güç”,”İnanç”…
Planlanan şey belliydi.Ölü kesimi Dünya’dan sürüldüğünden beri çok güç kaybetmişti.Ve Dünya’ya girmeleri söz konusu bile değildi.Bu yüzden Teleksim ve Parson Meclisi’ni ayaklandırmayı planlamışlardı.Bu iki topluluk içten içe yok olurken Ölü Kesimi’de güç toplayacaktı.Bu durumda onları hiçbir şey tehdit edemezdi.”Irkların yeniden örgütlenmesi” bile…
Parson Meclisi mistik büyü bakımından daha güçlüydü.Böylece zarar olmadan Ölü Kesimi yok edilebilirdi.Bu yüzden Parson Meclisi ile başlamak istiyorlardı.Assonan da plana dahildi.Önce kullanılacak sonra temizce yok edilecek biri vardı.Meclis onun ellerindeydi ve ona olan güvenleri tamdı.
Teleksim ise daha kalabalık fiziksel güce dayalı bir topluluktu.Güç;büyü gücündeydi.Fiziksel güç iblisleri daha zor yenerdi.Daha fazla kayıp vererek.İşte Ölü Kesimi Teleksim’i bu şekilde parçalamak istiyordu.Onların uyguladığı yöntem kendileri için kullanılacaktı.Güçleri geri dönecekti.Yani bir bakıma fiziksel güçle savaşılıp,öldürüleceklerdi.Onlar,böyle istiyordu.Ölü Kesimi çok acımasızdı.
İşte ırkların kaderini aslında bu iki büyük topluluk belirleyecekti.Onların bütün gücü buydu.Ama başkaları da vardı.
---------------------------------
Assonan’ın yardım almaya gittiği Komite, Teleksim’lerin ana örgütüydü. Komite, politik bir merkezdi.Başta Cüceler olmak üzere ırkların pek çoğu komite ile yönetilirdi.Irkların Komite’ye güveni tamdı ve ona inanırlardı.Komite’nin ırkları bir şeye inandırması güç olamazdı.Ama Komite’yi bir şey inandırmak çok güç bir şeydi.
Assonan yattığı yerden bunları düşünüyordu.Yanına döndüğünde Eternia’nın da uyumadığını fark etti.
-Sence yalan mı söylüyor?
Assonan şaşırdı.Eternia ona yüzünü dönmeden hiç konuşmazdı.
-Şey anlamadım.
-Ne dediğimi duydun.Sence o yalan mı söylüyor ?
Eternia yüzünü ona dönmüştü.Kızın yüzüne çok sert bir ifade kazınmış gibiydi.Assonan,üzerinde yattığı taşlardan rahatsızmış gibi yüzünü buruşturdu;
-Ben-bilmiyorum.Nereden anlayabilirim ki?
Eternia yeniden sırtüstü yattı.
-Belki de bana öyle gelmiştir.Bir Teleksim olmayacak kadar zarif gözüküyordu.
Eternia, bunları sanki kıskançlıkla söylermişçesine öfkeli bir biçimde söylemişti.
Assonan,sessizce güldü.”Hiç o kadar emin olma Eternia.”
-Ondan hoşlandın mı?
Assonan ürktü.Eternia daha önce ona böyle bir soru sormamıştı.
-Ondan hoşlandın mı, diye yineledi Eternia.
”Yo hayır”diye yanıtladı Assonan kendinden emin olmayarak.Bunu daha önce düşünmemişti.O,daha önce bir kızı sevmemişti ki!
Belki de ben fark etmemişimdir diye iç geçirdi.Daha önce böyle bir şey yaşamadığım için fark edememişimdir.Belki daha önce de birine aşık olmuşumdur?
Sanki bundan tiksinmiş gibi durdu.Şu anda bizim yapmamız gereken bir şey var.Bunu düşünmemeliyim.
O gece uyuyamayan birtek Assonan değildi.Birtek Assonan’lar değildi.
-
uzun süredir yorum yapmıyorum ama emin ol daimi okuyucunum canım :P yine mükemmelsin.Devamını bekliyorum :P
-
Teşekkür ederim daimi okuyucum :D Bu arada flashword ve flashback'leri sıklaştırmayı düşünüyorum.Özellikle Komite ve Meclis'in geçmişi için...Ayrıca yakında birçok yeni karekter gelecek.Ve onları yakından tanıyabilmeniz için herbirinin geçmişlerinden belli başlı parçalar göstereceğim.Bunlar farklı bölümlerde olacağı için toparlamak güç olabilir.Şöyle düşünün;Lost'ta karekterler için flashback'ler veriyor ama bunların hepsini toptan vermiyor.Öyle birşey yani :D 6. bölüm kısa olduğu için pek okunmadı sanırım bu arada :P Bu yüzden artık bölümler 1,5 word sayfasından kısa olmayacak.
-
Hepsini toptan okudum, güzel bir hikaye. Biçim yönünden eleştireyim öncelikle.
Çok okunaklı ve akıcı bir yazı stili seçmişsin. Birinin ağzından anlatılması üslubu da güzel oturmuş sanki hikayeye. Olaylar çok hızlı oluyor, daha önceki yorumlarda brave_prens lotr'a benzemiş demiş, ama bence hiç de benzememiş bu yönden :D . Bu arada tekrar betimleme diyeceğim zira okurken konuşmalar karanlıkta gerçekleşiyormuş gibi geliyor :D
Hikayeye gelelim.
Irklar hikayenin temelinde sanırım ama onları parçalarda göremiyoruz, ben daha sıklaştırsan daha iyi olur diye düşünüyorum, onlarla ilgili bilgileri. Assonan karakteriyse ilginç olmuş, sonunun iyi olmasını beklemiyorum :P . Meclis ve Komite hoşuma gitti, biraz daha bilgi versen daha iyi olur ama içiçe sokma, öyle olmuş biraz 7. bölüm'de. Örneğin bir bölümde birini anlat bir bölümde diğerini, ondan ona geçince anlaşılmıyor pek.
Genel olarak güzel bir kurgu, önceden planlanmış sürprize dayalı, ben yapamam bunu :D, evet sevdim tebrikler.
-
Evet biliyorum :D Betimleme konusunda aşırı zayıfım.Ben genelde bölümleri birçok parçaya ayırıyorum.Ayrı ayrı bölümler yapınca kısa olur gibime geliyor.Bir bakıma özet veriyorum.Dediğini yapacağım ama saol =) Bundan sonraki bölümlerde zaten ırklarla teker teker karşılaşacağız.Gelecek 2 bölümde Komite'nin Meclis'e karşı tutumunu öğreneceğiz.Ayrıca ırkları temsil eden birçok kahramanımız olacak.Assonan'ın merkez olmasını istemedim.Buna karşılık ona çok fazla sorumluluk yükledim.Beğenmene sevdim =)
-
Bölüm 8-Kurucu ve Koruyucu
Koyu gecenin altında yatıyordu.Acı çekmiyordu ama başlamakta olduğunu bitirememişti.Zorlanarak derin bir nefes aldı.Sarı buklelerinin bittiği yerde kılıcı duruyordu.Elini uzatmaya çalıştı ve kılıcın gümüş sapını yakaladı.Elindeki kesikten akan koyu kırmızı bir kan damlasını kılıcının üzerinde damlattı.Diğerlerinin seslerini işitiyordu onu kurtarmaya geliyorlardı.Zorlukla belindeki keseyi çıkarttı.Onu birine vermeden ölmek istemiyordu.Gözlerini kırpıştırdı haykırdı;
-Anmesia,Minatha.Benim ayinime tanık olun.Şimdi korkusuzlar için bunu yapacağım.Taptığınız Goltin buna tanıktır.
“Sus” dedi bir kadın sesi.”Biz geldik sevgilim,bunu yapma.Benim için yapma!”
Genç kadın yalvarıyordu.Matihya,kabullenircesine sesini kesti.Genç kadının eğilmesini istedi.
“O,artık senindir Ketin.Lütfen beni unutma.”Fısıldayarak ona son sözlerini söyledi.
Ve adam son soluklarını verirken gözyaşları içinde onu izleyen birkaç yoldaşı bağırdı.
“Senin andını okuyacak olan korkusuzlar senindir ve senin gibi öleceklerdir.Komite’nin kurucusu sensin en cesurumuz Matihya.”
O zaman Komite resmi olarak kurulmamıştı.Komite’yi bir araya getiren aslında Matihya ve Ketin’in aşkıydı.En başta Ketin’i ırklarını yok eden büyücü krallarının elinden kurtarmak için savaşıyorlardı.Sonra bunun aslında onların bir araya gelmesi için gereken bir kural olduğunu anladılar.Bunu anlamak için Sandora’nın efsanesini tanımaları gerekti.
**
-Assonan gözlerini aç.Hadi,uyan.
Assonan önce nerede olduğunu anlayamadı.Etrafına bakındığında hala kamp yerinde durduklarını fark etti.Oysa ona günlerce yürümüşler gibi geliyordu.Başına dayanılmaz bir acı saplanmıştı.Doğrulmaya çalışırken bir yandan da başını tutarak inledi:
-Ne oldu bana? Crite nerede ?
Eternia sarı saçlarını geriye iterek başını salladı.Kemerine sıkıca bağlamış olduğu hançeri yoklayıp derin bir nefes aldı.
-Birkaç gündür uyuyorsun ve ateşin var.Senin için çok endişelendik.Crite bir işi olduğunu söyleyip ormana gitti.Ha birde bunu bıraktı.
Eternia sırt çantasını aceleyle açıp içinden bir kese çıkarttı.Daha sonra kesedekileri avucuna boşalttı.
-Al bunları.Başının ağrısını azaltır.
Assonan kurumuş otları alıp çiğnemeden yuttu.
-Yorgunluktan olmuş olacak.Biraz dinlenirsem iyi olacak.Ama Eternia,çok geciktik.Yola bir an önce devam etmeliyiz.
Eternia Assonan’ın ellerini tuttu.Yüzünü yavaşça yaklaştırarak eğildi.
-Biliyorum Assonan.Biliyorum.
**
Mükemmel birisiydi.Uzun boylu,esnek bir görünümü vardı.Kısacık kahverengi saçlarının üzerini soluk yeşil bir bere kapatıyordu.Bazı kişiler onun güçlü bir erkek olduğu düşünüyordu ama onu gören-kurtardığı kişiler onun mükemmel bir dişiye,bir periye benzetiyorlardı.Sanki bir,bir Gingko …
Ama daha çok insana benziyordu.Yüz hatlarının asilliğinin tıpkı bir Lewim gibi olduğunu söyleyenler vardı,yeteneklerinin Cüceler gibi,gücünün Troller gibi…Çevikliği ve ortamı iyi kullanabilmesi de tıpkı bir Western gibiydi.Kısacası bütün özellikleri ırkları andırıyordu.Ama gözleri,gözleri bambaşkaydı.
Çoğunlukla ormanda ortaya çıkıyordu.Başına bela gelen misafirlerini koruyordu.Pek görünmezdi ve de konuşmazdı.Ama sesi bir müzik gibiydi.Ona inananların bir kısmı kanatlarının olduğunu bile sanıyordu.Kimi zaman şehirde yaşanan savaşlarda zafer kazanılmasının “onun” büyüsü olduğu söylenirdi.Ama şimdiye kadar kimse onun büyü yaptığını görmemişti.
Görenlerden aklını kaçıranlar bile olmuştu.Çünkü o yüzyıllardır vardı ama hiç değişmemişti.Ve güzelliği…Onun güzelliğine aldanıp peşinden gitmek isteyenler ormanda kaybolabiliyordu.
İşte böyle birisiydi genç(!) koruyucu.Bir kısmı ona hayatını borçluydu.Bu yüzden ona “Sandora’nın efsanesi”diyorlardı.
--
İşte ilk defa bu bölümde geçmişe dönüş yaptım.Bunları giderek sıklaştıracağım.Tabi 1. parçada sadece iki boyut olacak.Şimdiki ve eski zaman çizgisi.
Bu yüzden Komite//Teleksim'le ilgili herşeyi bu bölüme sığdıramadım.Farklı farklı şeylere değinmek zorunda kalacağım :D Toparlanması zor oldu çünkü bir an hiç birşey birbirini tutmamaya başlamıştı.Bu aşamada bana gaz da veren Emre'ye teşekkürlerimi iletiyorum :P GeLecek böLüm buna devam edeceğim.Çünkü Assonan'larla bazı şeyleri aynı anda öğrenmemiz gerecek.Bu durumda iki çizgi karışacak ama.. :P Yeri geldiğinde Meclis'e dönüş yapacağız.Zaten onunla ilgili kaba bir bilgimiz var ve bu dönüşlerde Eski Dünya'yı da tanımış olabiliriz.
En azından biraz :P
-
vuuuvv :D süper olmuş yine ama sanki biraz beklettin mi bizi ne :P bi daha bekletme bu kadar
onun dışında çok güzel gidiyor bence devamını istiyorum :D
-
Bölüm 9-Korkusuzların Ayini
Ketin,otoriter bir kralın kızıydı.Kraldan çok yönetici denilebilirdi.Yetkileri sınırlıydı ve ona yetkilerini kimse vermemişti.
Aslında Sandora bilinen en güçlü şehirlerden biriydi.Yıllarca çok önemli savaşlara efsanelik yapmış,zaferler kazanmış bir şehirdi.Sandora çok güçlüydü ve tam bir kesimde yer alıyordu.
Şöyle denilebilir ki ırklar genelde belli topraklarda yaşarlar.Sandora ise bunların çoğunun kesiştiği bir noktada yer alıyordu.Irklar arasında bir savaş olduğunda bu savaşı önleyebilecek ya da kurtaracak şehir Sandora’ydı.Çok riskli bir bölge olmasına rağmen halkı çok fazlaydı.Büyük kısmı Lewim ve Cücelerden oluşan Sandora halkı bir savaş olduğunda eğer bu kendilerinden birinin savaşı ise sessiz kalmayı tercih ediyordu.
Sandora krallığı bir dönem bir çöküntü yaşadı.Kraliyet üyelerinden bir çoğu arasında anlaşmazlıklar çıktı halk bölündü.Sonra aslında kralın koruyucularından biri olan soylu bir adam tahta oturtuldu.Yeni kralın adı Lenart’tı.Ketin onun kızıydı işte.
Matihya kralı korumak için seçilen bir askerdi.Bu askerler kanlarının son damlasına kadar kralı korumaya yemin etmiş yetenekli kişilerdi.Matihya bundan gurur duyuyordu ama kralın fikirleri,planları hiç hoşuna gitmemişti.Kral kötü bir şeyler planlıyordu.
Ve Matihya çok zor kararlar verdiği bir sırada Ketin’le karşılaştı.O,çok güzeldi ve onunla konuşurken hiç bir şeyi dert etmesine gerek yoktu.Ketin onu mutlu ediyordu.Ama kralı sevmiyordu.Daha sonra Ketin’den öğrendi ki aslında Ketin kralın gerçek kızı değildi.Kralın geçmişini onaylayacak hiç kimse yoktu!
Lenart,Matihya’dan şüphelenmişti.İyi bir askerdi yetenekliydi elbette ama gereğinden fazla düşünüyordu.Ayrıca kendi yaptıklarını onun yapmasından korkuyordu.İkisi de koruyucuydu ve Matihya tahtına göz dikmiş olabilirdi.
Böyle düşünerek Matihya’yı görevinden aldı.Bu Matihya’nın daha özgür kalmasından başka bir şeyi değiştirmedi.Ve Ketin’in ona olan inancı giderek artıyordu.
Matihya,saraydan ayrıldıktan sonra Lenart’ın planlarını öğrenmeye devam etti.Ketin her gece onunla gizlice kentin çıkış noktasında buluşuyordu.Burası Stenk Orman’larının başladığı yerdi.Sandora Stenk Orman’larının kuzey doğusunda kalıyordu.Ormanların tam doğusunda ise Tampstorn yeralıyordu.
-Ketin,her şeyi boşver.Lenart ırkları kışkırtmaya çalışıyor.Bu ne anlama geliyor biliyor musun ?Eski Dünya’yı yok eden savaşın ta kendisi!
**
Assonan,sık çalıların arkasından gelen bir çıtırtıyla uyandı.Tan yeri henüz ağarmamıştı,Eternia uyuyordu.Doğrulurken kendini daha iyi hissettiğini mırıldandı bir yandan da tehlikede olduklarını düşünmekten kendini alamadı.
Eternia’yı uyarmak için seslendiğinde çok geçti.Çalıların arasından bir siluet belirdi.Başı ağrıdığı için önce gözleri hiçbir şey seçemedi ama siluet yaklaştıkça hatları netleşiyordu.Bulanıklığın ardından Crite’ı görünce gülümsedi:
-Bu beni korkuyla uyandıran gelişlerinden il ki olmuyor değil mi?
Crite ciddi ciddi başını salladı:
-Korkarım Assonan korkarım sonuncusu olmayacak.Ve seni korkuyla uyandıranın bir tek ben olacağımı zannetmiyorum.
Assonan,kötü bir şeyler olacağını sezdi.Crite’ın kaygılı yüzü bunu anlatıyordu.Sonra bu sessiz bakışmaları Eternia’nın yorgun sesi böldü:
-Ne oldu Crite?
Crite sönmüş kamp ateşinin küllerini boşuna canlandırmaya çalışırken anlatmaya başladı.
-Dün geceyi ve ondan önceki geceleri ormanda geçirdim. Bazı garip izler buldum.Sanıyorum ki takip ediliyoruz.Bunlar sadece Prensi öldürmekle sınırlı kalacak değillerdi zaten.
Crite Assonan’a döndü:
-Assonan,Eternia bana olanları anlattı.Bu kalkıştığınız tehlikeli bir şey.Ne için takip edildiğiniz belli ama bizi nasıl bir şeyin beklediğini bilmiyoruz.Bundan emin misin?
Assonan Eternia’ya düşmanca bakışlar fırlattıktan sonra omuz silkti:
-Eminim Crite.Çok eminim.Peki ya sen?Bize eşlik edecek misin?
Crite birkaç saniye sessiz kaldı.Sonra bakışlarını Assonan’dan ayırmadan cevap verdi.
-Sizi yalnız bırakamam.Hem başka çarem yokmuş gibi görünüyor.
**
Şimdilik kendilerine korkusuzlar diyorlardı çünkü yaptıkları gerçekten riskli bir işti.Bunlar kendilerini Sandora halkına adamış kişilerdi.Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdı ama hepsi de zeki,yetenekli ve pratik kişilerdi.Matihya haricinde iki kişi daha eskiden koruyuculardı.Bunlardan genç ve kumral olanı Matihya ile atılmıştı kaba görünüşlü esmer adam ise kendi isteğiyle ayrılmıştı.Geriye kalanlar ise Sandora Ordusu’ndandı.Birde Yonar vardı.Yonar hala kraliyet adına çalışıyordu ama bunu Lenart için değil günün birinde döneceğini umut ettiği kayıp kraliyet üyeleri için yapıyordu.
Amaçları Lenart’ın planlarını engellemekti ve bunu tek başlarına yapıyorlardı.Çoğu ölme ihtimalini biliyordu ama Sandora’nın kurtuluşunun böyle olacağını düşünüyorlardı.
Şimdilik Lenart’a direk saldırmaktan vazgeçmişlerdi,Ketin’i kaçırmak istiyorlardı.Lenart’ı yavaş yavaş ve içten yok edeceklerdi.
Stenk Orman’larında bir sığınak yapmışlardı ve Western’lere karşı korunabilmeyi öğrenmişlerdi.Western’ler onlardan uzak durmaları gerektiğini biliyordu çünkü korkusuzlar onları öldürebilirdi.Western’ler asla bir arada yaşamayı öğrenememişlerdi bu onların farklılaşmasına bile sebep olmuştu.İşte bu yüzden korkusuzlara tek tek saldırmayı deneyip başarısız olurlardı.
Şimdi Orman’ların girişinde Matihya Ketin’in bileğini tutmuş onunla gelmesi için yalvarıyordu.Lenart’ın yanında durmamalıydı.
Ketin başını eğerek kabul etti.Aşkını konuşmadan yaşamak istiyordu.Matihya’ya hep o yardım etmişti.Şimdiyse Matihya ona yardım edecekti.
Ormanın içlerine doğru ilerlediklerinde korkusuzların hepsi onları karşıladı.Bir süre buralarda durmamalılardı.
**
-Hala iyi olduğuna emin misin?
Bunu Eternia,ayakta sallanan Assonan’a söylüyordu.Bütün eşyalarını çantalarına yerleştirmişler,ezilen yosunları ve otları düzeltmişler,sönük ateşin küllerini temizlemişlerdi.Ayrıca bir çember çizerek dolaşan Crite izlerini silip,onları takip edenleri şaşırtmak istiyordu.
Yine de bu önlemlere rağmen Assonan yüzünden yeterince hızlı ilerleyemezlerdi.Yavaş yavaş ve uzun molalar vermeleri gerekliydi.Bu çok zor olurdu ama sürekli olarak aynı yerde kalmaktan daha sağlıklı bir fikirdi.
Crite,civarı iyi bildiği için sıkı bir plan yapmıştı.Sık sık çapraz ve yollarının tersine ilerleyeceklerdi.Böylece yol uzardı ama Takipçilerin işlerini zorlaştırmış olurlardı.Yola çıkmadan önce birbirlerini iplerle bağlamışlardı.Yolu izlemek daha kolay olurdu ve birisinin başına bir şey gelirse karanlıkta ancak böyle haberdar olurlardı.Böyle bir durumda vahşi hayvanların,Western’lerin ve takipçilerin ilgisine kurban olabilirlerdi.
Konuşmadan ilerlemeye başladılar.Tehlikeli bir şeye doğru ilerlediklerinin farkındalardı.
**
-İyi misin?Matihya Ketin’in elini sıkı sıkı tutuyordu.”İyiyim,sevgilim.Ama kaçmalıyız.”
Ormanın içine girmelerinin üzerinden saatler geçmişti.Durmadan koşuyorlardı ve en sonunda Ketin’in yere düşmesiyle kaçış sona erdi.Matihya Ketin’i sakinleştirmeye çalışırken onlara yetişmeye çalışan Yonar’ın haykırışını duydular:
-Kaçın.Lenart sizi takip ediyor.Çabuk olun.Matihya..Seni ele geçirdiği an öldürecek..Kaç lütfen..Ah!
Ama kaçmaları imkansızdı.Birşeyler yapmalılardı.Matihya bir-iki saniye düşünüp ayağa kalktı ve Korkusuzlara seslendi:
-Ben onları oyalayacağım.Siz kaçın.Eğer yakalanırsam teslim olmayacağım.Ve eğer ölürsem ayini ben gerçekleştireceğim.İtiraz etmeden kaçın.
Matihya onlardan ayrılıp Sandora’ya doğru ilerlemeye başladı.Lenart ve adamları bir an duraksadılar sonra ikiye ayrılıp onları takip etmeye devam ettiler.Matihya ormandan çıkmaya çalışırken birden dayanılmaz bir acı hissetti.Ve yere yıkıldı.Duyduğu şeyler ise sadece ayak sesleriydi.
**
Ketin ve diğerleri ormanın içine doğru koşmaya başladılar.Ketin,bir yandan yalvarıyordu:
-Onun peşinden gitmeliyiz.
Ama kimse bunu kabul edemedi.Kimse sesini çıkartmadı ama verilebilecek tek cevap buydu.
“Hayır Ketin.Şu anda önemli olan tek şey sensin!
En sonunda hepsi yorgunluktan yere yıkıldı.Yapabilecek bir şey yoktu.Adamlar yaklaşıyordu.Yonar ölmüştü ve Matihya’ya ne olacağını bilmiyorlardı.
İşte o anda ağaçların arasından bir ok fırlatıldığını gördüler.Birkaçının yüzünde bir gülümseme yayıldı.Kısa ama umutlu bir gülümsemeydi bu.Gelen Sandora’nın efsanesiydi.
**
Matihya ne yapacağını bilmiyordu ama bir yandan yarasının kanamasını durdurmaya çalışırken bir yandan kılıcını çekti.Güçsüzce yere uzandı.Bir okla vurulmuştu.Ama arkasından Lenart’ın adamları gelmemişti.
Kılıcıyla elinde derin bir kesik açtı.Daha önce birkaç kez konuştukları ayin için belindeki kesesini çıkarttı.Korkusuzların tamamen ilan edilmesi için kurucularının ölürken yapmaları gereken bir ayindi bu.Bu ayin için hepsinde kesenin birer kopyası bulunurdu ve kesenin sırrının ne olduğunu sadece korkusuzlar biliyordu.
Ve bütün korkusuzlar keseyi birisine devretmeliydi.Ne durumda olursa olsun!
Sözlerini haykırdı.O sırada yanına gelmiş olan diğer korkusuzları bile gözü görmüyordu.Haykırmaya devam etti.Ve sonra asla kavuşamadığı sevgilisine son sözlerini ve keseyi teslim ettikten sonra sonsuz uykusuna dalabildi.
Birkaç gündür bu bölüm üzerinde uğraşıyorum.Bazı bölümleri birkaç katı olduğu için sıkıcı olabilir.Ama ayrıntılı anlatmak ve başka bölümlere sıçratmak istemedim.
İyi okumalar!
-
Bütün bölümleri tek bir seferde okurum ve kendini nasılş geliştirdiğine şahit oldum resmen :) çok güzel gidiyor, devamını bekliyoruuum :) :)
-
Bölüm 10:Yeniler
-Bunu nereden biliyorsun ? Diye sordu Eternia huzursuzca etrafına bakınırken. "Daha önce Teleksim’in kuruluşuyla ilgili çok fazla şey duydum ama hiç biri anlattıkların kadar gerçekçi değildi."
-Çünkü,diyerek açıklamaya çalıştı Crite.
-Çünkü bunu sadece birkaç kişi biliyor. Daha doğrusu Teleksim’in gizli kaynaklarını saklayan kişiler.
Mola verdikleri sırada Crite onlara Teleksim’lerin hikayesini anlatmaya girişmişti. Neredeyse bütün gün yürüdükleri için huzursuzluklarını unutmaya çalışıyorlardı.
-Nasıl?Teleksim’in gizli kaynakları mı var?
Crite gülümsedi.
-Herkesin gizli kaynakları vardır Eternia. Ama bunları saklayabilmek çok güç değil mi? Bak demin ağzımdan kaçırdım bile.
Assonan kalın bir dal parçasını destek olarak kullanıyordu. Hala biraz yorgundu ama durmak onların ellerinde olan bir şey değildi. Takip ediliyor olabilirlerdi, bu çok zor değildi gittikleri her yerde izlerini bırakıyorlardı.
-Crite,biraz soluklan. Birşeyler yememiz gerek.
Sessizce yemeklerini yediler. Islanmış peksimet,biraz su,güç verecek diğer şeyler…
-Komik eskisi gibi değil. Koruyucular eskisi gibi sadık değil. Herşey gibi o da değişti. İçinde casuslar var ve-
-İnanılacak gibi değil ha?
Eternia olumsuzca başını salladı. Birşeylere inanıyorlardı ama Teleksim şu anda tek umutlarıydı.
-O zaman yardım istemek bir fayda etmeyecektir.
-Hayır Assonan. Teleksim düşmüş değil. Yani düşmana tam olarak teslim olmadı. Sadece ikna etmek biraz zor olacak.
Bu olamazdı. Çünkü sonucu belli bir savaş çıkacaktı, direnmek için çok fazla kişiye ihtiyaç vardı, ve büyüye.
Assonan tekrar Parson Meclisi’ne döneceklerini düşünmezdi, ama ellerinden gelecek tek şey buydu. Sıcak kütüphaneyi,karanlık koridorları hatırlayınca içi ürperdi. Sanki artık çok uzaktı, puslu soğuk ve ağlarla çevrili. Görüntü giderek bulanıklaştı.
“Assonan”, diye sordu Crite, iyi misin?
Assonan omuz silkti.”Korktum sadece. Nasıl başaracağız?
**
Ve ufukta güneş batarken girdiler Tamstorn şehrine. Günün son ışıkları şehrin parlak binalarına vuruyordu. Ve koruma için yapılmış kalelere..
Güzel Tamstorn diye düşündü Eternia. Burada birkaç ay yaşamıştı. Bakıldığı zaman sadece gün ışığı ve sokakları görünürdü. Şehrin dışındaki Batı Köprüsü’ne kadar uzanıyordu hayat. Ama orada kararıyordu ve gün bitiyordu. Batı kıtaları hep karanlıktı.
Bakıldığı zaman karanlıkla aydınlığın birleştiğini güzel bir şehir görünürdü.
-Komite binası şehrin hemen hemen merkezinde, diye böldü Crite düşlerini. ”Acele edersek karanlık bastırmadan varırız oraya.”
Assonan Crite’ın karanlık derken sadece geceyi kastetmediğini biliyordu. Ama karanlık buraya kolay gelmezdi.Tamstorn’lular karanlığın dışarıda durmasına alışıktı, ama onları ışığın insanlarıydı.
**
Termiya elindeki kalemi masaya tıklatıp duruyordu. Güzel Sare’nin saçlarına gömülmek isterdi şimdi. Saçlarını hayal etti,sonra ellerini.
“Kafaları toplayın beyler,diye çatlak bir ses işitildi. Bu cüce Lusa’ydı. Lusa Komite’nin yaşlılarındandı,ve bugünkü toplantıyı kılavuz gereği o yönetiyordu.
“Kılavuz,kötüdür.”diye hatırladı Termiya. Komite’ye girdiği zaman genç bir Lewim ona böyle demişti;Kılavuz kötüdür. Gülmüştü elbette Termiya ama haklıydı Lewim.
Yanında duran eski parşömen parçasına baktı. Kılavuz.
-son bulmaz... Ve Komite korumayı bırakmaz , asla bu yanılınabilecek bir tahmin değildir.Komite’yi sebepsiz yere uyarmak yasaktır.Ama Komite her şeyi ciddiye almalıydı,çünkü yanılmazdı.
Komite uyarmalıydı ki yardım gelsin.
Sayfaları yırtarcasına çevirdi Termiya, öfkelendirmişti onu. Bütün yönlendirmeleri ezberlemek zorunda değildi ki. Sare’yi Kılavuz olmadan da koruyabilirdi.
“Sakin ol” dedi uysal bir ses. Termiya başını çevirdiğinde Lewim’i gördü. Yüzünde savaşlardan aldığı bir asalet vardı. Ama savaş sertleştirmemişti onu sadece biraz olgunlaşmıştı.
-Söylesene İrasena diye sordu Termiya.” Neden buradasın sen? Komitede yani. Batı'da biryerlerde hep savaş vardır.İyi bir koruyucusun ve Komite her zaman savaşa göndermez üyelerini.
İrasene sadece gülümsedi ve Lusa’yı dinlemeye devam etti.
-Sandora’dan yardım çağırısı geldi, dedi Lusa. ”Aniden bir salgın başlamış.Ve yeterli şifacı olmadığını söylüyorlar.” Yüzünün çizgilerinden hüznü belli oluyordu. “Sandora’da” diye ekledi.
-Söylemeseydi de anlardım,diye homurdandı Termiya.
Gözlerini karşıdaki üyelere dikti. Çoğu dikkatle dinliyordu, onaylıyorlardı, konuşuyorlardı, Termiya’ya göre hepsi birer aptaldı.
Sonra gözleri Bolt’u buldu. Kumral delikanlının da kendisi gibi kılavuzu hırpaladığını görünce yüzüne bir sırıtma yayıldı. Kalemini düz tutarak Bolt’un omzunu hedef aldı.
**
-Şaşırdın Eternia, dedi Assonan öfkeli,”kabul et kaybolduk .”
“Şaşırmadım” diye ısrarını sürdürdü Eternia. ”Buralarda biryerlerdeydi,eminim.Çok iyi hatırlıyorum ve-
Başını kaldırdığında Komite’nin eşsiz binasını gördü. Daha önce görmeyen birisi bile buranın Komite binası olduğuna yemin edebilirdi.
-Peki öyleyse, dedi Crite. “Acele edelim.” Kapıyı çaldı ve nöbetçiyle burun buruna geldi.Resmi üniformanın altında eşsiz bir güzelliğin yattığı belli oluyordu.Gözleri yeşildi,donuk ama çok uysal bir ton.Beyaz yüzüne dökülen siyah perçemleri yüzünü sevimli kılıyordu.
-Vay canına. Ah, biz birisiyle görüşmek istiyorduk,dedi Crite yavaş yavaş.
“Baksana” diye kıkırdadı Eternia Assonan’ı dürterek. ”Senin savaşçı kız aşık mı oluyor yoksa ?”
**
-Hey yavaş ol, diye fısıldadı Bolt acıyan omzunu ovuşturarak.
“Kavanoz düştü” diye sırıttı Termiya.Bu aralarında kullandıkları bir şifreydi.Genelde dalga geçmek için kullanırlardı ama Termiya şifreli konuşmaktan çok zevk duyardı.Başkalarının anlamadığı bir dilde konuşmak gibi. ..
-Bunu söylemek zorunda mısın?,dedi Bolt somurtarak.”Eğer birileri duymuşsa bu, utanç verici olur.” Komite’de yaşlılar vardı.Sürekli sokaktaki gürültüden rahatsız olan yaşlılara benzetiyordu Bolt onları.
-Kimse duymamıştır ki , dedi Termiya kıkırdayarak.Ama karşı masadaki üyelerin rahatsız olduğu yüzlerinden belli oluyordu.Bakışlarını Lewim’in yanındaki cüceye kaydırdı:Petuy.
Asıl ismi Petuy değildi,ama Termiya ona Petuy ismini takmıştı.Aslında gerçek ismini bile bilmiyordu.Ama inatçı yaşlılardan sadece birisiydi;Keran,Kepçe,Şişe ve diğerleri gibi..
Kapı gürültüyle açıldı ve herkes gibi Termiya’nın bakışları da oraya çevrildi.Toplantıyı bölen kimdi?
**
-Demek ki bizi içeriye alacaksın,diye inat etti Crite.”Yapmalısın bunu,çok önemli bir şey söylememiz gerek.”
-Koruyuculardan olduğunu söyledin,ama seni tanımıyorum bile.Herkese güvenemem ki,diye omuz silkti nöbetçi.
-İsmin,dedi Eternia.”İsmin ne?
-Tiru dedi nöbetçi şaşırmış gibi.”Tiruna.”
-Pekala Tiru,bizi içeriye alacak mısın almayacak mısın?
Tiru gençleri süzdü.Dalga geçecek kişilere benzemiyorlardı.Ama yine de onları içeriye alırsa kovulabilirdi.”Niye nöbet sırası bende? ” diye düşündü.
-Şey,dedi sıkılarak.”Madem öyle neymiş şu önemli olan?"
“Bunu sana söyleyemez ki,dedi Crite bir çocuk gibi dudaklarını bükerek.”Gerçekten çok önemli bir şey”
Eternia Assonan’a baktı.Sabahtan beri doğru düzgün konuşmuyordu bile.Ona engel olan şeyi merak etti.
-Söylersek,büyüsü bozuluuur, diye güldü.
Assonan Eternia’ya döndü.”Kafanı biryerlere falan mı çarptın gelirken?
Eternia ciddi bir tavır takındı.Ellerini sallayarak “Hayır,hasta yorgun ve uyuşuk olan sensin,dedi.
-Pekala içeri girebilirsiniz dediğini işittiler Tiru’nun."Umarım kötü bir şey yoktur."
**
Kapının sesi konuşmayı bölmüştü.
-Böldüğüm için özür dilerim dedi Assonan kendinden emin bir adımla ileri çıkarak.”Çok önemli bir konuda Komite’yi uyarmaya geldik.
Salondan birkaç öksürük sesi işitildi. Zaten uzamış toplantının daha da uzamasına sebep olacak şey ne olabilirdi?
-Buyrun sizi dinliyoruz dedi kalın bir ses.
Assonan anlatmaya başladı, Pan Meclisinin aksine burada bunu ciddiye alabilecek insanlar vardı.
-Konuşmanızı bölmek istemem bayım ama dedi arka sıralardan bir cüce. ”Bunu kanıtlayacak yeterli istihbaratınız yok sanırım. Size yardım edemeyeceğiz.Ne yazık ki-
Assonan terlediğini hissetti. Eğer reddedilirlerse Komite kaçınılmaz sonunu onaylamış olacaktı.
-Hayır bir şey yapabiliriz, dedi İrasena ayağa kalkarak. Konuşmalarda pek yer almazdı,ve bu çok nadirdi.
“Batı’ya ve Kuzey’e onlara yardım etmek için gönüllü birileri olabilir. Ve eğer savaş çıkacaksa” , dedi kısık bir sesle. Yardım isteyelim.
-Kimden,diye itiraz etti Petuy. ”Sandora’dan mı?
Assonan,bir an düşündü. Cüce haklıydı ama…Bir gencin sesi düşüncelerini böldü.
“Herkesten”,dedi Bolt. Termiya onun konuşmasına şaşırdı. Sonuçta ciddi bir toplantıdalardı, konuştukları şey de ciddi bir şeydi.
“Bakın,dedi Assonan düşündüklerini belli eden bir sessizlikten sonra.”Eğer saldırı olursa odak noktası Tamstorn olacak.Çünkü Tamstorn bir geçiş noktası.Tıpkı Sandora gibi.
Lusa ellerini çırptı.”Beyler,toparlanın.Öncelikle bu gençlerle beraber gidecek gönüllülere ihtiyacımız var,Batı’ya gitmek için,ve Doğu’ya kıtaları uyarmaya gidecek kişiler ellerini kaldırsın.Geriye kalanlar,dedi duraksayarak.”Burada savaşacak.”
Salondan çıt çıkmıyordu.Sonra İrasena boğazını temizleyerek ayağa kalktı.”İlk gönüllü benim.”
**
Termiya İrasena’nın gönüllü olmasına şaşırmıştı.Onun savaşmayı tercih edeceğini düşünmüştü.Bolt’a baktı.Hiç olmadığı kadar ciddi görünüyordu.Ciddilik onların işi değildi ki.Buradaki kalıp savaşmayı yeğledi.Ya da Doğu’ya kaçabilirdi.Sare’yle beraber…
Lusa ayağa kalktı.Her zamanki sakinliğiyle “Doğu kıtalarını uyarmak benim görevim.”dedi.
Salondan bir uğultu,fısıltılar yükseldi.Lusa gidiyordu.Bundan cesaret alan birkaç genç Lusa’ya eşlik etmek için ayağa kalktı.
Termiya Bolt’un kendine göz kırptığını gördü.Sonra Bolt’un ayağa kalkıp yeni gelenlere katılacağını işitince midesi ağzına geldi.Bolt onu yalnız bırakamazdı,onun en yakın arkadaşıydı!
Sonra düşündü.Sare’yi düşündü.
**
Bu son görevim miydi?,diye düşündü sarışın genç kız.
Yatakta yatıyordu.Ağır yaralanmış gibi görünüyordu.Bunun farkında değildi,çünkü o kadar kolay hissetmiyordu.
Sonra odaya kendisi gibi sarışın bir genç girdi.Gri gözlerinin kızın soluk bedenine dikmişti.Sanki nefes almıyordu.
Hayır alıyordu.Yavaşça..
Kız gözlerini kırpıştırarak gence baktı.”Termiya,canım acımıyor.”
Termiya kızın saçlarını okşadı. ”Acımasını mı istiyorsun yoksa?”Ayağa kalkması haftalarını belki aylarını alırdı,ama bu önemli değildi.
“Termiya,bir daha savaşmak istiyorum.Olmaz,ben koruyucuyum.
Termiya yüzünü kızınkine yaklaştırdı.”Hayır canım,elbette savaşacaksın.Sadece bir süre dinlenmen gerek.
Ama Sare bir daha savaşamadı.
Ve şimdi savaşma vaktiydi.
**
O da gelmek isterdi,diye düşündü.Sonra uyuşmuş elini kaldırarak ayağa kalktı.”Ben de geliyorum.”İrasena ona gülümsedi,sanki destek almışçasına rahatlamıştı.
Birkaç kişiye daha ihtiyaç vardı.Ama çok fazla olmamalıydılar.O zaman saklanamazlardı ve yavaş olurlardı.
Ama daha fazla istek olmadı.Sadece bir cüce daha Assonan’lara eşlik etmek istedi.
**
“Sence olacak mı?”diye sormuştu Eternia Crite’a.
Crite düşündü.Olmalıydı elbette.Bu o kadar da güç olamazdı hem Parson Meclisi’nden de destek alacaklardı.Çıkarkan Tiru’ya çarptı.
Pardon,dedi genç kızararak.”Sadece şey demek istemiştim.Size katılmak istiyorum.”
Crite gülümsedi.”Elbette”
Herkes gitmişti,salonda tek başlarına kalmışlardı.
“Gelmek istediğine eminsin değil mi?
“Elbette”dedi Tiru.Hiç bu kadar emin olmamıştı.
“Pekala”dedi yalnızca Crite.Sonra genci kolunda tutup sürükledi.”O zaman her şeyi öğrenmen gerek değil mi?
Kötü olan her şeye rağmen iyi şeyler de vardı ve komite konusunda endişeleri yersiz çıkmıştı.
Kısmen tabi..
Ahaha,geri dönüş yaptım ahaha :P
-
bötülll anam süper olmuş gerçekten anlatımın süper çok akıcı ;D
seni kızdırdığım için üzgünüm ( :fringa ) şaka yaptım sadece :bacio
pc hocam benüüüüüm 8)