Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Güncesi => Kurgu İskelesi => Konuyu başlatan: Ejderfelaketi - 23 Ağustos 2012, 14:06:53

Başlık: Zafer Nârası
Gönderen: Ejderfelaketi - 23 Ağustos 2012, 14:06:53
 Üstüne devrilmiş bir Doğul'u kenara ittirdi. Yavaş yavaş güç alıp ayağa kalktı.Yerde duran iki yüzlü baltasını aldı. Sağına soluna baktı. binlerce ölü görüyordu.Kargalar bir cesetten bir cesede uçuyordu. Savaşı hatırlamıştı. Birleşik Krallık'la Doğu-yar savaşıyorlardı. Bin iki yüz kişilik bir ordu iki ülke arasında sınır oluşturan Yu Nehri'ni aşarak çıkartma yapmışlardı.Planları çok iyiydi kazanacaklarına güveni tamdı. Set kurmuş yedi yüz Doğul'u  yeneceklerdi ama şimdi savaşı düşündü. Bir mızrak! Elini sağ yanağına götürdü. Kurumuş kana değdi. O darbeyle devrilmişti ve anlaşılan ölmemişti. O zaman bağırdı "Duyamıyoruuuum!" diye. Yakındaki kargalar havalandı ve tekrar cesetlere kondular. Tekrar bağırdı kuzey batıdaki forgotin barbarlarından gelen Anus: "Duyamıyoruuuuuuuuum!" Yanındaki cesetleri iteledi tekme attı. Hayır ölmüşlerdi. Cevapları aramak yukarıya göğe baktı. Tanrısının orada olduğunu düşündüğü yere. Ve aniden hiddetlendi ve:
"Kankusss-bu tanrısının adıydı- Duyamıyorrruumm! Zafer Nâralarını duyamıyorumm." Hırladı. Ve ağzından kan geldi.-ki bu kan yanağından akıp saatler içerisinde ağzına dolmuştu.Ağzına gelemeyen kanlar ise yanağında kurumuştu- Kanla gargara yaparak türkürdü." Kankusss"
Tekrar sağa sonra sola baktı. Deşilmiş, yarılmış, kesilmiş,şişlenmiş cesetler. Bir bayrak gördü çıkarma yaptıkları yerin kuzeyinde bir tepede."Bizimkiler oraya gitmiş olmalı" diye düşündü ve koşmaya başladı. Bir cesede takılıp tökezledi ve bir adamın karnına düştü. Bu düşüşünü yavaşlattı ama üzerine düştüğü adamı görünce üzüldü. Bu Kakroz'du. Onunla askeriyede tanışmış bir barbar. Kuzeyde Ork Diyarı'nda sayısız kez beraber savaşmışlardı. Biraz başında durdu ve arkadaşının gözlerini son kez kapattı. Hiddetlenmişti. Ölüm barbarların o ölümcül yerde yaşayanlar için sıradan bir olaydı.Ve arkadaşı için üzülmüyordu. Kankus savaşırken ölenleri yatağında ölenlerden daha çok severdi. Üzülmesinin tek sebebi bu seferden sonra emekli olacaktı ikisi de.
                                                                          ***
 Birleşik Krallık kuzeydeki başı boş barbar kabilelerin gençlerini toplar ordusuna uzman er diye alırdı. Onlara ve kabilelerine para verirdi. Kabileler kısıtlı olan iş imkanlarından dolayı fazla olan gençlerini verirlerdi. Hem böyle Birlekşik Krallığın asker ihtiyacı karşılanır ve kabileler savaşçıları azaldı diye isyan etmez ya da birbirleriyle savaşmazlardı. Askerin süresi doldu mu terhis edilir deli kanlılığı gittiği için kabilsine geri dönerdi iyi bir parayla. Ve oradaki çocuklara savaş anılarını anlatır çocukların Birleşik Krallık'ta asker olmaları için heveslendirirlerdi.
                                                                         ***
 Bayrağa doğru koştu tepeyi hızlı ve kararlı bir şekilde tırmandı. Ve sonra şaşkınlığa boğuldu. Bayrak Doğu-yar bayrağıydı ve oradan batıya baktığında ise nehri geçen bir kaç tekne gördü.Birleşik Krallık geri dönüyordu. Belki güçlenip bir daha gelecekti ama bunun Anus için hiç bir önemi yoktu artık. İki yüzlü baltasıyla bayrak sopasına sertçe vurdu. Sopa kırıldı ve bayrak yere düştü. Bayrağın üstüne hiç düşünmeden türküdü ve ayaklarıyla çiğnedi. Bir kaç saniye sonra hiddeti dinmişti.  Güney'den dolaşıp Ürüd'e mi varacaktı.-Ürüd Birleşik Krallığın bir şehri.- Ama Ürüd yolunun kesinlikle Doğullar tarafından kesildiğini düşündü. Doğuya gitmenin onların içine daha da girmek intihar etmekten farksız olurdu. O zaman tek yön kuzey kalıyordu. Başka çıkartma yapan birlikler de vardı. Belki onlara katılırdı. "Evet"dedi "tek yön kuzey" Bir kaç ceset karıştırıp yiyecek ve içecek aradı. Hatta bir subayın matarasından bira çıkması onu sevindirdi. "Suyu kolay bulurum nasılsa yanımda fersahlarca uzanan bir nehir var" diye düşündü.
                                            
Başlık: Ynt: Zafer Nârası
Gönderen: Daarlan Gardan - 23 Ağustos 2012, 15:15:35
Hoş olmuş, severek okudum. Yalnız ''Ürüd Birleşik Krallığın bir şehri'' keşke bunu direkt olarak cümlenin yanına yazmasaydın alt tarafa ''Yazarın Notu'' gibi bir ekleme yaparak oraya yazsaydın, okurken en çok orada takıldım. Benim alanım aslında yazımı falan kontrol etmek değildir, zaten kendim de hatalar yapmaktayım. Kurguya dönersek, her fantastik öyküde (kitapta) olduğu gibi bir savaş var, bu öyküyü klişe yapmaz, savaş olmadan olmaz fakat tarafların kültürlerini biraz değiştirebilirsin.

Sana karışmak gibi olacak ama şöyle güzel eklentiler yapabilirsin ; Doğullar, öldürdükleri her hasımlarının kanlarını kılıçlarına sürerler, kan donuk kalır ve şehirlerine (ülkelerine) döndüklerinde kılıçlarını tekrardan ateşten geçirirler ve silahları daha kırmızı olur. Ateş yardımı ile en parlak kılıcın sahibi, (en çok da düşman öldüren olur bu zat) Doğulların en korkulan adamı olur.

Böyle değişik şeyler eklenebilir bence, kurguyu daha ilginç ve okunur hale getirmek için.
Eline sağlık, devamını bekliyoruz. :)
Başlık: Ynt: Zafer Nârası
Gönderen: Ejderfelaketi - 23 Ağustos 2012, 15:19:01
Ben kendi dünyamda şehirleri yerleri ülkeleri kıtaları yaptığım için ve sizin doğal olarak bunu bilemeyeceğiniz için not düşeyim dedim. Ama dediğin doğru her şeyi açıklamama gerek yok sonradan açıklarım veya haritaya bakarak öğrenirler.

Dediğin kulağıma hoş gelmese de ne demek istediğini anladım. Bir özgünlük katmak değiştirmek gerek. Ailens vs Predetors filmini bilirsen her Predetor öldürdüğü ailen'ın zehiriyle yanağına bir çizgi çekiyor ve böylece kudretlerini gösteriyorlar.