Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Liman Kenti => Düşler Limanı => Konuyu başlatan: Kuzen - 13 Eylül 2012, 16:29:20

Başlık: İkinciler(!)
Gönderen: Kuzen - 13 Eylül 2012, 16:29:20


 Bazı insanlar vardır, hayatları ne sıradandır ne de absürd. Yaptıkları işler hiç ilgi çekmez hatta yalnız olurlar. Bir koşu yarışı olsa bu adamlar ikinci gelir her halde. Çünkü bu insanlar yaşadıkları hayatta ne zirveyi görüp şöhret ne de dibi görüp berduş olabilmişlerdir...


 Kadıköyde Bay Yengeç'te oturup biramı içiyordum. Hep dışarıdan bakarken bir çekicilik bulmuştum bu kafe bar tarzı mekanda. Ama bir türlü  cesaret edip de girememiştim. Bu sefer bu cesareti bulmamın sebebi ise "The Doors Light My Fire" olmuştu. Jim Morrison'ı seven biri olarak bu müziği duyunca daldım içeri. Baya küçük bir yerdi ama hoşuma da gitmişti. Boş bir yer bulup oturdum ve biramı bekledim. Beklerken bir yandan da Bukowski'nin " Bana Aşkını Ver" kitabını okuyordum. O adam yenilmişti. Diplerde yaşamış ve bununla gurur duymuştu. Gerçek bir ayyaştı ve kendi kendine varlık değerini ispatlamıştı bu şekilde. En azından okuduklarımdan bunu çıkarmıştım. Biram geldi ve içmeye başladım. Soğuk fıçı bira.. Soğuk birayı oldum olası sevmedim zaten, biraz ılık olsa ne olurdu ? Sonradan farkettim ki bir arkadaşımla gelmiştim buraya. O da limonlu birasını içiyordu. Limonlu bira nedir arkadaş? Neyse içiyordu adam, gayet de memnundu. Gözüm az ilerde olan eski oyun makinesine takıldı.Street Fighter 2. Küçükken atarim varken dayımla bu oyunu oynardık hep. Hatta bazen dayım ve arkadaşları Bornova'da bir oyun salonuna girip bilardo oynarlarken ben orada oyun kutusuyla idare ederdim. Salon sigara dumanından görülmez hale gelirdi genelde ama şikayet etmezdim bu durumdan. Keyif vericiydi çünkü. Güzel günlerdi.


"Umut! Hop oğlum nereye daldın?"

 Hiç nostalji yaşatmaz mısın be adam diye geçirdim içimden. Sahip olduğum tek arkadaş, çoğu konuda zıtlaştığımız ve tek derdi insanları saçma sapan konular hakkında yine saçma sapan konuşarak kitlemekti. Hatta öyle acayip bir herif ki bu, Çin'den saat ve benzeri aletler getirtip burada satardı. Ama sahip olduğum tek arkadaş olduğu için katlanmak zorundaydım.

"Hiç, oyun kutusuna bakıyorum."

Sanki porno izliyormuşum gibi baktı bana. Ulan alt tarafı oyun kutusuna bakıyorum sibop!

"Gerizekalı.."

İşte bu tarz konuşmalarla canınızı sıkan bir adam. Ama insan ortama uyum sağlayabilen bir canlı olduğu için bu  herifin ekosistemine de alışmıştım.

"Sus biranı iç."

İçti o da. Aslında yaptığı saçmalıkları onu da yoruyordu ama karşısındakinin bıktığını tükendiğini görmek ona keyif veriyordu bir yandan da. Yorulmayı bunun için göze alıyordu.

 

 O sırada bir eksiklik hissettim içimde. Kimse beni arayıp sormuyor hatta umursamıyordu. Ancak bazen hayal kurduğumda beni düşündüklerini hayal ederdim. İyi ya da kötü önemli değil sadece düşünmeleri yeterdi benim için. Çok aşırı bir insan eksikliği hissettim hayatımda. Kimse yoktu. Eskiden bunu hedeflerdim kendime." Hayatımda hiç bir salak insana yer vermeyeceğim ve hep sarhoş olup yazıp çalacağım."Hah! Hiçbir zaman planlandığı gitmez bu işler. Evet arkadaşım yoktu. İyi kötü yazıp çalıyordum peki çektiğim, çekmek istediğim berduşluk neredeydi. O da yoktu. Bunun verdiği boşluk hissi beni kahretmeye başlamıştı. Sonunda sosyalleşmeye karar verdim, hatta ona bile karar veremedim. Düşünüp vazgeçip duruyordum sadece. Ve yarattığı boşluk hiç durmadan devam ediyor beni içine alıyordu.


"Atakan bir iki eleman çağırsana buraya, kalabalık olalım biraz sıktı böyle."

 Bana biraz şaşırmış ama daha çok acımış gibi baktı.

"Sen çağır abi."

"Çağıracak arkadaşım yok Atakan. Bir tane dallama var o da sensin."

Alınmışa benzemiyordu ama beni kitlemeye de uğraşmayacaktı.

"Tamam bekle."

Yarı bilgisayar telefonunu çıkarıp şık şık şık şık bir şeyler yapmaya başladı. Söylediğim anda pişman olmuştum.

"Ya da siktiret ben hesabı ödeyip çıkıyorum."

Arkamdan bir iki bir şeyler geveledi biraz küfretti ama duyamadım ya da duymazlıktan geldim. Bıkmıştım bu saçmalıklardan yapaylıklardan. Hesabı ödedim otobüslere doğru yürümeye başladım. Bir sigara yaktım. Seçtiğim kötü yolda başarısız olmuştum. "Başarılı" olamamıştım. Sadece ikinci olup geri planda kalmış ve ne yapacağımı bilemez bir halde yürümeye sadece yürümeye devam etmiştim. Edeceğim.