Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Güncesi => Kurgu İskelesi => Konuyu başlatan: Daarlan Gardan - 16 Eylül 2012, 00:46:26

Başlık: Dünyanın Gördüğü En Tatlı Kusurlar
Gönderen: Daarlan Gardan - 16 Eylül 2012, 00:46:26
''Ne yapıyorsun gecenin bu vaktinde?'' diye sordu İlayda, hemen cevap beklediği gözlerinin içinde canlanan göz bebeklerinden anlaşılıyordu.
Ayaklarını iskeleden suya uzatmış, o anın keyfini çıkartıyordu Keri, sanki bir daha bu anı yaşamayacakmış gibiydi yüz ifadesi. İlayda'ya bakışları utangaçtı, yüzünün rengi gölün biraz ötesinde ekilen, biri gelse de bizleri toplasa diye bakınan domateslerin rengiyle yarış içerisindeydi.
''Birazdan anlatacaklarıma hazır mısın?'' dedi, kendisine sorulan soruya karşılık olarak. İlayda'nın yüzü donuk, gözleri boş bir hal aldı.
''Ne anlatacakmışsın?'' diye sordu, sorusuna yine soruyla karşılık verilme ihtimalini sonradan düşünmüştü. Keri ayaklarını suya sokmuş, yıldızları seyrediyordu, ayın ışığı göle vurmaktaydı. Keri'nin ayaklarıyla oluşturduğu dalgalar ile ayın gölün üzerindeki kopyası dans ediyordu.

''Yıldızların gerçekte kimler olduklarını biliyor musun?'' dedi Keri, İlayda'nın bu sorunun cevabını bilmediğine emindi. Çiftlik evi üzerine bahse girebilirdi. İlayda'nın dalgalı saçları sağa ve sola sallandı.
''Bilmediğine emindim,'' deyiverdi, İlayda'nın kafa sallayışına cevaben.
''Yanıma oturup anlatacaklarımı dinlemek istediğini düşünmekteyim,'' dedi İlayda'nın zihnindekileri okurcasına. Keri'nin yanaklarında bir gülümseme doğdu. Tekrar yıldızları süzdü.

''Geceleri hiç kartal gördün mü?'' diye sordu İlayda'ya, kızın elini sıkı sıkıya tutarken. İlayda, Keri'nin yanına çökmüş, başını omzuna yaslamış, ayaklarını suya sokmuş, Keri'nin söylediklerini dinliyordu. Gözleri ise yıldızların pırıltılarını kıskanırcasına onları seyrediyordu.
''Buralarda hiç kartal olmaz ki,'' diye cevabı yapıştırdı geç de olsa İlayda, ayak bileklerini de suya değdirdiğinde.
''Neden olmaz biliyor musun?'' diye sordu, bahse girebilirdi, İlayda bunu da bilmiyordu. Kızın saçlarını burnuna yaklaştırdı ve kokladı. Keri derin bir nefes aldı. Sorduğu sorunun cevabının, ''bilmiyorum,'' olacağını biliyordu.
''Bilmiyorum,'' dedi İlayda.
''Geceleri,'' aya bir gülümseme gönderdi. ''Geceleri,'' diye tekrar ediverdi. ''Kartal göremezsin. Çünkü onlar dünyada olmazlar, dünyanın dışına çıkarlar,'' diye iddaa etti Keri.
İlayda'nın söylenenlere verecek cevabı yoktu, dinlemek ile yetinmesi gerektiğini biliyordu.
''Kartalları görmezsin ama,'' dedi. ''Kimseler görmez aslında.'' Keri kızın kolunu yavaşca tokatladı. ''Kartalların göğüslerinde küçük ve narin bir su deposu bulunur,'' dedi. İlayda, uyduruyorsa bile güzel uyduruyor diye düşündü ve anı bozmamak için ses etmedi. ''Gördüysen,'' anlatmaya devam ediyordu. ''Gündüzleri çiftlik evimizin gölüne kartallar yığılır ve su içerler.''
''Dünyanın her yerinde böyle olur zaten,'' diye yapıştırdı İlayda.
''Evet. Haklısın. Bütün gün su içerler ve karanlık basmadan, akşamüstü ortadan kaybolurlar. Uçarlar, çok yükseklere uçarlar ve gece olduğunda gökyüzünde bir yıldız oluverirler,'' diye açıkladı.
''Peki tüm gün içtikleri sular?'' diye sordu hemen cevap beklediği, gözlerindeki heyecandan anlaşıyordu. Tıpkı ilk sorduğu soru sonrasındaki göz bebekleriydi bunlar.

Keri gökyüzüne baktı ve, kayan yıldızları gösterdi İlayda'ya. ''Bak birileri kanat çırpma işlerinden bıkmamış anlaşılan,'' dedi ve kıkırdadı.
İlayda'nın sorduğu soru aklına geldi Keri'nin. ''Sular, kartallar geceleri yıldız iken kendi içlerinde devasa boyutlara ulaşır, bekledikçe artar. Sonra,'' dedi. ''Sabah kalkıp gökyüzüne baktığında da ne olduğunu görürsün. Suları zaman geldiğinde dünyanın üzerine boşaltırlar, sular yayılır, gökyüzü dediğimiz mavi güzellik oluşuverir. Bulutlar ise kartalların işidir, dünyaya suların içerisinden giriş yaparlar, suları yırtıverirler. Böylece mavi gökyüzünde beyaz kusurlar oluşur. Dünyanın gördüğü en tatlı kusurlar.''
Başlık: Ynt: Dünyanın Gördüğü En Tatlı Kusurlar
Gönderen: KoyuBeyaz - 16 Eylül 2012, 11:39:07
Merhabalar.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum: Hikayenin başlığı çok güzel. İçerikle ilgili herhangi bir fikrim olmamasına rağmen başlığı görünce okumak istedim yazınızı, bu bakımdan görevini çok iyi üstlenmiş. Güzel bir başlığın ne kadar önemli olduğunu da göstermiş aynı zamanda. Çok hoşuma gitti. Yalnız yazının içeriğiyle ilgili bir kaç küçük eleştiri yapmak istiyorum müsaadenizle.

Diyalog ağırlıklı bir hikaye olarak yazılmış yazı. Bu tarz yazılarda okuma genellikle hızlı olur, kişilerin birbirlerine söyledikleri ve cevapları ard arda geldiğinden okuyucu çok fazla durup beklemek, bir sözün üzerinde kendi istemediği zamanlarda takılmak istemez pek. Bu yüzden iki kişi arasındaki bir diyalog, betimleme dolu bir paragraftan daha hızlı ve açık olmalıdır. Ayıca akıcı olmadığında sözlerin içindeki anlam da yavaş yavaş kaybolmaya başlar çünkü bekledikçe, araya başka şeyler girdikçe kişinin söyledikleri değerinden biraz biraz kaybeder, verdiği ilk etki soğur. Bu yazıda da bir benzerini gördüm bu olayın. Konuşmalar pek akıcı olmamış gibi, bunun sebebini de her konuşmanın sonunda 'dedi' 'diye' 'deyiverdi' ile başlayan, konuşmaya bir de hareket katmaya çalışan eklere bağladım. Bunlar bir yere kadar güzel ve gerekli olmakla birlikte her konuşmanın sonunda olunca işi aksatmaya ve akıcılığı bozmaya başlamış. Bazı konuşmalardan sonra herhangi bir şey söylemeden, böyle böyle söyledi demek yerine sadece konuşma yazılsa ve karakter konuşurken nasıl hareket ettiği okuyucunun hayal gücüne bırakılsa yazının gidişatı açısından daha güzel olabileceğini düşünüyorum. Aynı şekilde sözlerin fazla bölünmesi de akıcılığı baltalıyor ve kişinin söylemek istediği şeyin vuruculuğundan çalıyor. Bu iki küçük kusur hikayenin vuruculuğundan epeyce götürmüş gibi.

Bir başka nokta da isimlerin çok fazla kullanılması. Yalnızca iki karakter olmasına karşın isimleri fazla ve bazı yerlerde gereksiz tekrar edilmiş. Önceki cümle de aynı kişiden bahsederken bir kez daha isim vermeye gerek yok örneğin. Bu da bir tekrar unsuru oluşturup insanın yavaştan gözüne batıyor.

Öte yandan fikri beğendiğimi söylemeliyim. Geceleri hiç kartal görünmemesi, taşıdıkları sularla gökyüzünü oluşturmaları, bulutları giriş noktaları olarak kullanmaları epey özgündü. Vurucu bir etki bırakabilirdi. Fikren güzel, biçim olarak daha güzel verilebilecek bir kısa hikayeydi bu. Daha sonra gelecek her yazının biraz daha iyi olacağına inancım tam.

Daha çok yazıp hep daha iyiye gitmeniz dileğiyle. Ellerinize sağlık.
Başlık: Ynt: Dünyanın Gördüğü En Tatlı Kusurlar
Gönderen: TheSpell - 16 Eylül 2012, 21:10:41
Heyecanla yazın hakkımdaki düşüncelerimi yazmaya girişecektim ki, KoyuBeyaz'ın zaten söyleyeceğim her şeyden bahsettiğini gördüm. Benim de söyleyecek başka bir şeyim yok.

Umarım yazmaya devam edersin ve ileride çok daha iyi yazılar yazarsın. Kalemine sağlık.
Başlık: Ynt: Dünyanın Gördüğü En Tatlı Kusurlar
Gönderen: Scyther - 19 Eylül 2012, 21:39:34
Çık git forumdan be! Ya senin yüzünden yazmaktan soğudum ben  yanında ezik kalıyorum diye ağlıyorum geceleri, yastıkları ısırıyorum sinirimden. :D
Başlık: Ynt: Dünyanın Gördüğü En Tatlı Kusurlar
Gönderen: Denaro Forbin - 27 Eylül 2012, 17:10:11
Usta eli değmiş bir öykü okuduğumu düşünüyorum. Diyalogların harika. Konu özgün ve olağanüstü bir anlatım. Muaazzamdı Daarlan, yeni öykülerinle bizleri şaşırt!
Başlık: Ynt: Dünyanın Gördüğü En Tatlı Kusurlar
Gönderen: KingKiller - 04 Ekim 2012, 20:15:01
Konu özgün, anlatım şekli harika daha ne söylenebilir ki?