Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Güncesi => Kurgu İskelesi => Konuyu başlatan: Daarlan Gardan - 26 Mart 2013, 01:46:15

Başlık: As Tral Düş Esi
Gönderen: Daarlan Gardan - 26 Mart 2013, 01:46:15
  Uçağın kanatlarında delice dönen hayatlar var. Kalbimi bu kanatlardan birine kaptırırsam geldiğim yere geri dönebilirim. Onlardan uzak durmalıyım. Uzak. Kendisinin bir kuyu olduğuna inanan, damarları kopmuş bir hayattan kaçıyorum. Kanatlardaki hayatlar, hayalleri titretir boşlukta ilerliyorlar.
 
  Kimselerin gözleri önüne düşmüyorlar.
 
  Fırtınaları emen motorlar, kendilerine fırsat verilse uçaktakileri ''EYVAH! DÜŞÜYORUZ!'' diye bağırtmaya günler önceden baş sallayarak kabul ederler. Işık hızının bini bin para olmadığı yolculuk. Bedenimin motoru, üstünden kaymakta olduğumuz baharın açık yeşili adaların üstünde koşturan atlar gibi atmakta. Oturduğum yerden kalkıp on adım atsam, atacağım on adımın sekizi kırık olacaktır. Kalemi kıracak hakim kadar kararlı değilim hayata. Gözlerimin şahit olduğu, ruhumun her santiminin kaçmak için fırsat kollayamaya başlatıkları olaylar zinciri. Nasıl olmuştu? Kızıl kızıl elmaların ağaçların dallarına yapışmaları kadar tatlı değildi.
 
                                                               
  ***

  Kara kazların tüylerini yolup geceye yapıştırmışlardı. Zifiri karanlık. Yıldızsız bir geceydi. Ayağımın altına bir şeyler dolaşmaktaydı. Bu yüzden olsa gerek kendimi alıp dolaşmaya çıkmıştım. Sokaktan geçen arabaların farları gözlerime vuruyordu. Gözlerimin rengini aydınlatmanın onlara ne gibi bir faydası olacağını bilmiyordum. Beynim küreksiz bir kayıktı. Eksik bir şeyler vardı. Beynim destek olmadan BEY-liğini yapamıyordu. Sebebi hazırdı. Karım kucakladığı bavulların arkasında kaybolarak gitmişti.
 
  Bir şarkı tutturur gider kuralına uymamıştım.
 
  Kulaklarımı farklı sesler doldurmuştu. Camların ardından gelen uğultular. Yorulmuş birinin çıkarabileceği seslerden şiddetli sesler. Poşetlenmiş çöplerin arasından fırlayan kedi. Pis işler.
 
  Gözlerimde yokluktan beliren parıltıları hissedebiliyordum. Bıçak. Kefen kadar beyaz gömlekli, şapkasına gariplikler eklenmiş bir adamın elinde duruyordu. Hamleler üstüne hamleler katlıyordu. HAMLE-t bunu görmemeliydi.
 
  Kan. Duvarlara kandan resimler yapılmaz. Kadının kanı adamın bıçağını dehşetengiz kılıyor. Adam parlak yüzünü cama döndürüyor. Süzgeç dikkatliğinde süzüyor.
 
  Askere benziyor.
 
  Kadın uzak diyarların düşesi olma güzelliğinde, yüzü kanla parıldıyor.
 
  Düşüyor.
Başlık: Ynt: As Tral Düş Esi
Gönderen: Denaro Forbin - 26 Mart 2013, 03:18:31
Bir kere yetmedi iki kere okudum. Kelimelerle ustaca oynuyorsun. Sen kelimeleri seviyorsun. Kelimeler seni seviyor. Sen yazmaya devam ettikçe onlar sana daha çok bağlanıyorlar. Ve ortaya her biri birbirinden bağımsız kelimelerin dansı çıkıyor. Özgürce dans eden kelimeler güzeldir. Bunu başarabilmek zordur ama.

Kalemine sağlık Onur.
Başlık: Ynt: As Tral Düş Esi
Gönderen: Shinny Fei - 30 Mart 2013, 21:16:02
Çok hoşuma gitti, kelimelerin yarattığı atmosfer gerçekten başka yazılardan farklı . :)

 Kalemine sağlık. :)
Başlık: Ynt: As Tral Düş Esi
Gönderen: armeneus - 31 Mart 2013, 13:44:41
Kelimelerin içinde kayboldum. Bu dili kazanabilmek için çok çalışmış olmalısın. Çok beğendim. (Kelimelerle bu şekilde oynayabilenlere hayranım. Ben yapamadığımdan olsa gerek.) Yine sesli düşünmeye başladım.
Kalemin daim olsun.
Başlık: Ynt: As Tral Düş Esi
Gönderen: Malkavian - 05 Nisan 2013, 15:52:22
Bu tür konusu olmadan serbestçe dolanan hikayeleri severim bunu da beğendiğim gibi. Kelimelerle yaptığınız oyunlar güzel fakat her cümlede yaptığınız için hikayedeki bütünlüğü sağlamak zorlaşmış. 1. bölüm ile ikinci bölüm arasına normal cümleler koymaktan çekinmişsiniz ve bağlantı kopmuş gibi. Aksine normal cümleler kelime oyunları yaptığınız cümleleri daha da vurgulayabilirdi.

Elinize sağlık.

Not: Düşler Limanı'na açılmalıydı konu.