Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Edebiyatı => Fantastik Edebiyat => Diğer Fantastik Eserler => Konuyu başlatan: Denaro Forbin - 29 Ağustos 2013, 03:17:33

Başlık: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Denaro Forbin - 29 Ağustos 2013, 03:17:33
(http://www.kayiprihtim.org/portal/gorsel/gece-nobeti-top.jpg)

Fantastik edebiyatın karanlık ayağındaki en önemli temsilcilerinden biri olan "Gece Nöbeti (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/gece-nobeti//)" (Night Watch) sonunda Türkçe'de!

Rus yazar Sergei Lukyanenko başyapıtı olan Gece Nöbeti (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/gece-nobeti//) türünün hiçbir örneğine benzemiyor. Çünkü bu serideki iyiyle kötü ayrımı çok ince olduğu gibi, “nöbet” kavramı da fazlasıyla orijinal.

Geceleri iyilerin, gündüzleri kötülerin nöbetlerinin hüküm sürdüğü bir dünya düşünün. Ama bu dünyayı uzakta aramayın, çünkü bahsettiğimiz kendi dünyamızdan başkası değil. Düşünün ki geceleri özel güçlere sahip iyiler sokaklarda kötüleri gözetsin, fakat gün ışıdığında ise bu nöbet kötülere geçsin ve bu defa onlar iyilere polislik etsin.

Gece Nöbeti 5 kitaplık bir serinin ilk kitabı. Serinin son kitabı olacak olan “The New Watch”un 27 Mart 2014’te gelmesi bekleniyor ve hayranları bu kitap için fazlasıyla heyecanlı.

Aslında sinemaseverler “Gece Nöbeti” ismine hiç de yabancı değil. Bir romandan öte öykü kitabı olan eserde yer alan ilk öykü Destiny aslında 2004 yılında Night Watch (Gece Nöbeti) adıyla beyaz perdeye uyarlanmış ve tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Sonrasında serinin ikinci kitabının adı olan “Day Watch” (Gündüz Nöbeti) ile bir devam filmi de çekilmişti. Ama şimdi nihayet Gece Nöbeti’nin dünyasına dalıp her bir öyküyü en ince ayrıntısına kadar özümseyebilecek, o gri dünyada iyiyle kötünün ince çizgisinde yürüyebileceğiz.

Moskova sokaklarında üşümeye hazır olun!

Pegasus Yayınları (http://www.kayiprihtim.org/portal/yayinevi/pegasus-yayinlari//)’ndan çıkacak olan kitap şu anda ön siparişte ve 2 Eylül’de raflardaki yerini alacak. Eserin çevirisini Ferda Yaraş (http://www.kayiprihtim.org/portal/cevirmen/ferda-yaras//), editörlüğünü Dilek Yücel üstleniyor. Tanıtım ve künye bilgileri için buraya (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/gece-nobeti//) tıklayabilirsiniz.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti: Bu Nöbet Çok Üşütecek!
Gönderen: Ira Arel - 12 Eylül 2013, 02:43:04
Okuyan var mı daha önceden? Yorum yapabilecek var mı?
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti: Bu Nöbet Çok Üşütecek!
Gönderen: SPAWN-TheUndead - 12 Eylül 2013, 06:25:37
Sinemada çalıştığım dönem ilk film vizyona girmişdi. Hatırladığım kadarıyla ilgi ve merak uyandırabilecek bir hikayesi var. Kitabı çok daha iyidir diye düşünüyorum. Kitabın bizde çıkması da baya geç olmuş.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti: Bu Nöbet Çok Üşütecek!
Gönderen: mit - 12 Eylül 2013, 10:22:48
Kitabın bizde çıkması da baya geç olmuş.

Eh, buna da şükür. Telif hakları üç-dört yıl önce alınıp 'hala' piyasaya çıkmayan, hatta hiiiiç alınmayan neler var neler. Dışı da bizi, içi de bizi yakıyor :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti: Bu Nöbet Çok Üşütecek!
Gönderen: Elendil_XX - 29 Eylül 2013, 16:29:13
Kitap beklentilerimi karşılamadı açıkçası. Bu kadar sözü edilen, başyapıt olarak adlandırılan, çevrilmesi için yıllarca beklenen bir kitap olarak tatmin edici bulmadım. Kabul, yazarın yarattığı dünya çok özgün. Aydınlık ve karanlık varlıklar, alacakaranlık, gündüz ve gece nöbetleri. Özellikle yazarın alacakaranlık tasvirini çok başarılı buldum, okurken sanki sizde çekiliyorsunuz o karanlığa...Ayrıca kitapta çok az olay örgüsü var, yazar daha çok karakterlerin(daha doğrusu tek bir karakterin) iç dünyasına odaklanmaya ve olayların felsefik yönünü anlatmaya ağırlık vermiş. Bu durum romanı okurken çoğu kez hikaye de kopukluklar yaratıyor ve sıkıyor açıkçası.
Ben daha fantastik yönü ağır basan bir kitap bekliyordum, bu bakımdan hayal kırıklığı yaşadım.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti // Sergei Lukyanenko
Gönderen: oguzkaan - 29 Eylül 2013, 23:35:22
Affınıza sığınarak, bilen varsa çeviri orjinal dilden mi yoksa İngilizce'den mi?
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti // Sergei Lukyanenko
Gönderen: Elendil_XX - 30 Eylül 2013, 00:54:00
Affınıza sığınarak, bilen varsa çeviri orjinal dilden mi yoksa İngilizce'den mi?

Orjinal dilinden yani Rusça'dan çevrildi kitap.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti // Sergei Lukyanenko
Gönderen: oguzkaan - 30 Eylül 2013, 01:07:46
Affınıza sığınarak, bilen varsa çeviri orjinal dilden mi yoksa İngilizce'den mi?

Orjinal dilinden yani Rusça'dan çevrildi kitap.

Cevap için teşekkür ederim.
Başlık: Gündüz Nöbeti Başlıyor
Gönderen: Denaro Forbin - 07 Mart 2014, 13:49:28
(http://www.kayiprihtim.org/portal/gorsel/2014/03/gunduz-nobeti-top.jpg)

Tüm dünyada çok satan fantastik kurgu serisinin ikinci kitabı Gündüz Nöbeti (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/gunduz-nobeti/), Gece Nöbeti (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/gece-nobeti/)’nin kaldığı yerden devam ediyor!


Alıntı
“Büyüleyici… Son zamanlardaki en özgün ve okunabilir doğaüstü kurgulardan biri.”
-Scotland on Sunday-

“Rusya’nın soğuğundan çıkma tüyler ürperten bir gerilim romanı…”
-Sunday Sport-

“Sergey Lukyanenko’yu tanımıyorsanız, hemen tanımaya başlamalısınız! Günümüz Rusyası’nın en popüler yazarlarından.
Ve en iyilerinden!”
-New York Times-

Pegasus Yayınları (http://www.kayiprihtim.org/portal/yayinevi/pegasus-yayinlari/)’ndan birkaç gün içinde raflardaki yerini alacak romanın çevirisini ilk kitapta olduğu gibi Ferda Yaraş (http://www.kayiprihtim.org/portal/cevirmen/ferda-yaras/) üstleniyor. Tanıtım ve künye bilgileri için buraya (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/gunduz-nobeti/) tıklayabilirsiniz.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti // Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 07 Mart 2014, 14:53:30
Mutluyum T_T! Çok mutluyum! Pegasus bu seriyi tamamlayacak, inanıyorum!
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti // Sergei Lukyanenko
Gönderen: oguzkaan - 08 Mart 2014, 21:57:23
Bu hızla devam ederlerse, kütüphane süsü olarak biraz daha bekleteyim. Daha 3 kitap var. Büyük olasılıkla 1,5 yıl içinde tamamlanır. Bende o zaman, seriye rahat rahat gömülürüm.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti // Sergei Lukyanenko
Gönderen: mit - 08 Mart 2014, 23:07:50
İyi de satın alıp okumadığınız takdirde neden devam kitaplarını çevirsinler ki? :) Biz okuyucu olarak hep aynı hataya düşüyoruz, ama işin aslı bu maalesef. Seriyi tamamlamayı değil, satış rakamlarını ön planda tutar yayınevleri.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti // Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 08 Mart 2014, 23:34:56
Abi çok doğru söylüyorsun. Yalnız bu kitap için bugün şöyle bir şey gördüm: Gündüz Nöbeti dün çıktı ve bugün Kadıköy'de gittiğim her kitapevi tükendi dedi. Kitabı alamadığım için canım sıkılsa da bu ilgi gerçekten çok hoş.

Tabii yine de bu dediğinin doğruluğunu değiştirmiyor.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti // Sergei Lukyanenko
Gönderen: oguzkaan - 09 Mart 2014, 00:17:50
Haklısınız yarım bırakılan birçok seri var. Keşke başladıkları işin sonunu satış miktarlarına bakmadan getirebilseler ama düzen bu şekilde işliyor. Lakin ben yanlış anlaşıldım, sanırım. Kitapları satın alıyorum, kütüphanede bekleyecekler. Kastettiğim buydu.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 23 Nisan 2014, 19:17:50
Gündüz Nöbeti de Gece Nöbeti kadar beni kendine bağlayarak başladı ve bir günde tam 430 sayfa okuttu (kitap 520 sayfa). Haliyle 2 günde bitiverdi. Bittiği için yine üzgünüm :).

Sergie Lukyanenko birinci kitaptaki özgün tarzını bu kitapta da kullanarak kitabı 3 öyküye ayırmış. Ama bunun neresi özgün, değil mi? İlk öykü birbirinden tamamen alakasız gibi görünürken son öykü ikisini birden kapsayarak ana olaya adım adım götürüyor bizi. Bunu bu kitapta da başarıyla uyguluyor yazar.

Gündüz Nöbeti (adı üzerinde) bu defa "nöbet" kavramını ve dünyaya olan bakış açılarını kötülerin gözünden anlatıyor. Gözlerim Gece Nöbeti'nde bize eşlik eden Anton'u arasa da, Gündüz Nöbeti üyelerinin gözlerinden Rusya'nın iyi-kötü dengesine bakmak hayli ilginçti. Ve ben yine hiçbir öykünün sonunu tahmin edememiş olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Bu seriye dair olumsuz eleştiriler görüyorum. Herkesin kendi zevki, kimseye laf etmeye hakkım yok. Sadece şunu demek istiyorum, her zevke hitap etmiyor. Ben soluksuz okurken bazı okurlar sıkılıyor. Bu seri size aksiyon sunmuyor. Aslında "aydınlık" ve "karanlık" tarafında olmanın bir şekilde düşünce yapısını ve "denge"nin her iki taraf için de bu kadar önemli, hayati olduğu bir yapıda (düzen çok özgün) dar alanda kısa paslaşmaları sunuyor.

Çeviri ve editörlüğe de değinelim hemen. Çeviri gayet başarılı. Aynı şekilde editörlük de. Dipnotlar güzel yerlere serpiştirilmiş. Birkaç yazım hatası gördüm her iki kitapta da ama 500er sayfalık kitaplarda bunu normal karşılıyorum.

Son olarak, Gündüz Nöbeti'nin en son sayfasındaki Alacakaranlık Nöbeti (3.kitap) tanıtımını görmek de beni fazlasıyla mutlu etti.


Bunca yıldır beklediğime ve merak ettiğime kesinlikle değdi. İyi ki çevrildi, iyi ki okuyorum.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti - Sergei Lukyanenko
Gönderen: mit - 29 Nisan 2014, 15:43:10
Bu Rusların nasıl bir kafa yapısı var arkadaş? Adamların doğaüstü şeylere kafası çok feci basıyor. Atmosferinden tutun ince detaylarına kadar her şeyi o kadar iyi dokuyorlar ki kıskanmamak elde değil! Mesela S.T.A.L.K.E.R. ya da Metro 2033… ve tabii ki bir de Gece Nöbeti.

Sergey Lukyanenko’nun kaleme aldığı Gece Nöbeti, bugüne dek okuduğum en orijinal kurgulardan birine sahip. Her şeyden önce bu bir şehir fantastiği, yani çoğu fantastik romanda karşılaştığımız kurtadamlar, vampirler, iblisler ve büyücüler gibi doğaüstü varlıklar günümüzde, şehirlerde, bizim aramızda yaşıyorlar. Kitapta bu varlıkları birer polis gibi izleyen iki gizli kurum var. Birincisi, Karanlık Varlıkları (kurtadamlar, kara büyücüler, vampirler) takip eden ve Antlaşma’nın dışına çıkmamalarını sağlamaya çalışan Gece Nöbeti. İkincisiyse, Aydınlık Varlıkları (ak büyücüler, şifacılar) kontrol eden ve yine  Antlaşma’nın dışına çıkmadıklarından emin olan Gündüz Nöbeti. Yani her şey Antlaşma’da, bir tür ateşkeste bitiyor. Peki nedir bu Antlaşma? Basit olarak açıklamak gerekirse; eğer bir Karanlık Varlık güçlerini kullanarak normal bir insana kötülük ederse, bu durum Gece Nöbeti’ne olaya müdahale etme ve bir iyilik yapma hakkı kazandırıyor. Ne kadar adil, değil mi? Hiçte bile! Bir de madalyonun öteki tarafından bakın. Eğer bir Şifacı, güçlerini kullanıp ölüm döşeğinde olan bir insanı iyileştirerek kadere etki ederse bu da Gündüz Nöbeti’ne karışma hakkı ve eşit derecede bir kötülük yapma imkânı veriyor. Kısır döngü…

Bir de Alacakaranlık var tabii… Gece Nöbeti evreninde Aydınlık ve Karanlık Varlıklar, gölgelerini çağırıp içlerinden geçerek Alacakaranlık denen bir dünyaya geçiş yapabiliyorlar. Bir nevi Limbo olarak adlandırabileceğimiz bu yerde gerçek dünyanın gölgelerden oluşan, paralel bir yansıması karşılıyor bizleri. Bu, kitaptaki derin kurgudan sadece bir örnek. Lukyanenko gerçekten de çok sağlam temellere dayanan, karmaşık ve bir o kadar da ilgi çekici bir kurgu oluşturmayı başarmış.

Kitapla ilgili çok beğendiğim bir diğer hususta olayları bize sunuş şekli. Kitaptaki olaylara Anton adında, 30 yaşındaki acemi bir Gece Nöbeti ajanının gözünden tanıklık ediyoruz. O da tıpkı okur gibi çoğu şeye yabancı ve maceraları, arkadaşlarıyla sohbetleri, patronuyla gerçekleştirdiği konuşmalar sırasında yeni yeni şeyler öğreniyor. Tabii onunla eş zamanlı olarak biz de bu dünya hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya başlıyoruz. Böylelikle “şu şudur, bu budur,” şeklindeki uzun ve boğucu bilgilendirme metinleri olmadan, macera içindeki konuşmalar sırasında pek çok şey öğreniyoruz. Hatta, dikkatli bir okursanız, satır aralarını da okuyup Anton’un gözünden kaçan pek çok küçük ayrıntıyı yakalayabiliyorsunuz. Ayrıca her hikâyenin (toplamda 3 ayrı bölümden oluşuyor ve son hikâyede hepsi birbirine bağlanıyor) kendi içinde bir gizeme sahip olması ve bunun ne olduğunu son ana kadar tahmin edememeniz de bir diğer güzel yanı.

Kitabın aldığı olumsuz eleştiriler genelde içinde az aksiyon olması ve espri barındırmamasına yönelik. Ama ikisi de tam olarak doğru değil. Evet, hikayelerin büyük bir kısmı boyunca Anton’un kendi kendine konuşmasını ve olaylar üzerine kafa patlatmasını okuyoruz. Ama bu esnada da pek çok şey öğreniyor, pek çok ipucu yakalıyoruz. Ayrıca kitapta yeteri kadar aksiyon sahnesi olduğunu düşünüyorum. Bunun dışında gerçekten de çok zekice ve ince esprilere de sahip, birkaç yerde sesli güldüğümü rahatlıkla söyleyebilirim. Fakat ikisi de dozunda. Bu biraz da beklentilerinizle alakalı bir durum. Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki bir film, bir oyun ya da bir kitap çıkmadan önce onunla ilgili sayısız yoruma ve incelemeye ulaşma imkânımız var. Bu da merak ettiğimiz eseri elimize alamadan önce beklentilerimizin tavan yapmasına ve hakkında iyi olan birçok şeyi de önceden bitirip tüketmemize neden oluyor. Sonuç, kaçınılmaz hayal kırıklığı…

Benim bu kitaptan beklentim yepyeni bir yazarın yepyeni bir kurgusuyla tanışmak ve Moskova’da geçen bir şehir fantastiği okumaktı. Bunu da fazlasıyla aldım.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Lordmuti - 29 Nisan 2014, 23:48:04
Çok övdünüz bu seriyi, yarın ilk kitabı alıyorum. Adının Gece Nöbeti olmasıyla Game of Thrones'un gece nöbetini birbirine bağladım, çok antipatik gelmişti kitap bana hep. Çok mantıksız bir bağlantı, kitabın adından ya da kapağından kıllanma gibi önyargılarım da yoktur normalde ama ne bileyim.

Hem Hazal hem de İhsan abi yanılmış olamaz :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Lordmuti - 07 Mayıs 2014, 13:54:48
Arka kapak yazısından, kitabın orasına burasına iliştirilmiş "Harry Potter'dan şöyle iyi, Rusya'nın bilmemnesi, müthiş şahane" gibi çok abartılı iltifatlardan ve ilginçtir ki kitabın adından dolayı ön yargıyla yaklaşıyordum kitaba. Bu nedenle beklentilerim sıradan bir şehir fantastiği okuyacağım yönündeydi. Okuyup bitirdikten sonra bunun kesinlikle değiştiğini söyleyebilirim, iyi ki okumuşum diyorum.

Bir kere kitabın arka kapakla pek alakası yok. Öyle laylay bir öykü ve çatılara tırmanıp insan avlayan vampirler, kanalizasyonda yaratık peşinde koşan insanlar beklemeyin. Yazarın evreninde işler bu noktaları çoktan geçmiş, iyilik ve kötülük savaşmaktan sıkılıp bir antlaşmaya varmış. Bu da her şeyi değiştiriyor.

Nasıl değiştiriyor derseniz işte size ufak iki örnek: Avcılık izni alıp izin verilen insanların kanını içen vampirler var. İyiliğin güçleri bu elemanlara dokunamıyor bile, çünkü yaptıkları şey antlaşmaya göre "yasal" Zaten dokunsalar tekrar savaş çıkacak, kıyamet kopacak deyim yerindeyse. İyi bir büyücü önüne gelen hastaya şifa dağıtamıyor, çünkü yaptığı her iyilik kötü birilerine bir başka kötülük yapma hakkı verecek.

Konu böyle hassas olunca işin içine felsefe ve iyi/kötü ayrımı girmese olmazdı. Kitabın derin bir felsefi alt yapısı var, baş karakter iyiyi ve kötüyü sorgularken ben de kendimi bu sorulara bir yanıt bulmak için kara kara düşünürken yakaladım birçok yerde.

Baş karakterimiz Anton da kendini bu anlaşmanın ve daha büyük oyuncuların arasında buluyor, kendi doğrularını arıyor ve kendince en iyi şeyi yapmaya çalışıyor. Kendisiyle bağlantı kurmakta zorlanmadım şahsen, tutarlı ve etrafındaki olayları anladıkça gelişen bir karakter olmuş.

Kitapta üç öykü var. Zamanda kısa atlamalar yaparak temelde aynı karakterlerin başından geçenleri anlatmış yazar. Üç öykü boyunca bir şeyler görüyoruz, başta bunları birbirine bağlayamasak da en sonda çoğu şey açığa çıkıyor. Biraz alengirli ve gizemli bir sonla bitiyor kitap. Tabii serinin ilk kitabı olduğu için bu tür bir son görmek şaşırtıcı değil.

Sevenlerin yaptığı ısrarlı önerilere dayanamayıp aldığıma kesinlikle pişman değilim. (Merhaba İhsan abi, Hazal :P ) İlk fırsatta ikinci kitap Gündüz Nöbeti'ni de okumak istiyorum.

Okuyacağım kitap biraz beni düşündürsün, karakterlerin aptalca iyi ya da delice kötü olduğu kitaplardan sıkıldım diyenler kaçırmasın.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fahrettin Levent - 07 Mayıs 2014, 14:34:14
Şu an bende okumaya başladım Gece Nöbeti'ni başlangıcı gayet güzel ve akıcı bence .
Henüz ilk hikayedeyim ama şimdilik kitap hakkında olumlu düşünüyorum.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti - Sergei Lukyanenko
Gönderen: magicalbronze - 09 Mayıs 2014, 15:27:20
Açıkçası Dresden tadında bir kitap beklemiyordum doğrusu. Almadan önce çok fazla detaya girmemek bu açıdan bana güzel bir süpriz yaşattı. İlginç ve sürükleyici gidiyor. Bitirdiğim vakit fikirlerimi de yazacağım bu başlığa efenim. Başlangıcının güzel olduğunu belirtmek istedim sadece.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti - Sergei Lukyanenko
Gönderen: mit - 19 Mayıs 2014, 11:08:39
Gündüz Nöbeti'ni de keyifle okuyup beğendiğim kitaplar rafıma kaldırdım efendim. Serinin ilk kitabı Gece Nöbeti’nin aksine, bu sefer yaşanan maceralara Karanlık Varlıklar’ın gözünden şahit oluyoruz.

Kitap toplamda yine üç ayrı bölümden oluşuyor. İlk bölümde… şey, gelin ilk bölüm hiç yokmuş gibi davranalım. Çünkü ilk kitapta en çok nefret ettiğim karakterlerden biri olan Cadı Alisa ile baş başa bırakıyor sizi bu bölüm ve üzülerek söylemeliyim ki uzun zamandır okuduğum en sıkıcı hikâyeye sahip kendisi. Tamam, burada anlatılanlar kitabın ilerleyen bölümlerinde, özellikle de son kısımlarında oldukça önemli bir yere sahip. Ama yine de gereksiz yere uzatılmış gibi geldi bana. Çok daha kısa ve sade bir biçimde anlatılabilir, ufak bir ara bölüm gibi sunulabilirmiş.

İkinci bölüm ise… Ah, ikinci bölüm! İddia ediyorum, şimdiye kadar okuduğum tüm Nöbet maceralarının arasında en iyisi bu bölümdü! Hikâye daha en başından itibaren sizi avcunun içine öyle bir alıyor ki kendinizi bir anda sayfaları hızlı hızlı tüketirken buluyorsunuz ve maceranın sonunu görene dek kitabı elinizden bırakmak istemiyorsunuz. İçerdiği gizem unsuru, Anton ve arkadaşlarının geri dönüşü, hikâyenin baş kahramanı… hepsi ama hepsi ustalıkla kaleme alınmış.

Üçüncü ve son bölüm ise, Gece Nöbeti’nde olduğu gibi tüm bölümlerin birbirine bağlandığı ve her şeyin açıklığa kavuştuğu bir kapanış macerası. Yazarın bu özelliğini, yani kitabın başından itibaren anlattığı tüm açık uçları yine başarılı bir macera eşliğinde toparlama yöntemini gerçekten beğendiğimi söylemem gerek. Bu son hikâye de Nöbet serisine yakışır bir öyküydü. Son, son, son kısımlarda işi Hıristiyanlık öğelerine bağlamayıp durumu gereksiz yere aşırı dramatikleştirmeseymiş çok daha iyi olurmuş kanımca. Onun haricinde güzel bir ‘satranç’ oyunuydu.

Üçüncü kitabı merakla bekliyorum. Şehir fantastiği ve az aksiyon bol entrika dolu maceraları sevenlere de şiddetle tavsiye ederim.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 07 Ağustos 2014, 01:19:15
Ve 3.kitap da böylece bitti.

Alacakaranlık Nöbeti diğer iki kitaptan çok ama çok farklı. Gece Nöbeti'nde Aydınlık'ı gördük. Gündüz Nöbeti'nde Karanlık'ı izledik. Ben de hep merak ediyordum, bu adam 3.kitapta neyi anlatacak diye. Meğer anlatacağı çok sağlam şeyler varmış.

Alacakaranlık Nöbeti merak uyandıran maceralar sunmuyor. İlk iki öykü bir şekilde taşra öyküleri diye tanımlanabilir. Ancak Anton'un bir kez daha ciddi soruları var ve bunu okura bulaştırmada da eski yeteneğini koruyor.

Bu kitapta Aydınlık'ı ve Karanlık'ı hiç olmadığı şekillerde sorguluyoruz. Ama hepsinden de öte Diğer olmanın "gerçek" anlamına bu kitapta kavuşuyoruz. Kafalar karışıyor. İtiraz etmek, haykırmak istiyorsunuz. Öyle bir yere geliyoruz ki, Aydınlık ve Karanlık tüm manasını yitiriyor ve geriye tek bir şey kalıyor: Engizisyon. Ama onun bile anlamını yitirdiği bir nokta var. O zaman geriye ne kalıyor?

Bu kitap Diğerleri'nin gerçeklerinin kitabı. Yine son öyküde eserin doruk noktasına ulaşıyoruz. Ama bu defa bu son öyküde buruk bir tat var. Zaten her şey yine öyle bir arap saçına dönmüş durumda ki, bu acı tat da hançer gibi saplanıveriyor.

Gündüz Nöbeti'nde tanıdığımız Edgar bu kitapta da bizimle. Semyon, tüm o karmaşıklığı ve tecrübesiyle burada. Gesar ve Zavulon da burada. Sveta... Ah Sveta. O da burada.

Hatta 2. kitabı okumamışlar için spoiler olacak biri daha var:

Spoiler: Göster
Nadya! Nadyuşka! Svetlana ve Anton'un 2 yaşındaki kızı. O da bu kitapta aramıza katılıyor.

Ha, son bir isim: Kostya. Anton'un onun yeni ve güçlü haliyle ilgili ciddi vicdan muhasebeleri olacak (işi Drizzt'e bağlamıyor, sakin).

İlk iki kitabı okuduysanız 3'ü okumak için neyi bekliyorsunuz? Seriyi hiç okumadıysanız neden bu fantastik insanların fazlasıyla "insan" olan dünyasına bakmaya hazırlanmıyorsunuz? Ne de olsa Alacakaranlık'ta herkes aynı oranda sömürülür.
Başlık: Nöbet Bu Defa Alacakaranlığın Derinlerinde Sürüyor
Gönderen: Denaro Forbin - 12 Ağustos 2014, 00:54:15
(http://www.kayiprihtim.org/portal/gorsel/2014/08/alacakaranlik-nobeti-top.jpg)

Sergey Lukyanenko (http://www.kayiprihtim.org/portal/yazar/sergey-lukyanenko/)'un Nöbet Serisi (http://www.kayiprihtim.org/portal/seri/nobetlerin-dunyasi/), üçüncü kitap "Alacakaranlık Nöbeti (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/alcakaranlik-nobeti/)" ile devam ediyor.

Gece Nöbeti (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/gece-nobeti/) ile başlayan maceramızda Aydınlık Varlıklar’ın gözünden Nöbet’i ve Anlatlaşma’ya sadık kalarak iyi olmayı öğrenmiştik. Gündüz Nöbeti (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/gunduz-nobeti/)’ndeyse bir Karanlık Varlık’ın Nöbet’teki yerini görerek bu defa farklı bir bakış açısına kavuşmuştuk. Şimdi sıra Alacakaranlık’ın ta kendisinde. Hem Aydınlık’ın hem de Karanlık’ın eşit ve zaman zaman savunmasız olduğu o yerde…

NOT: Bir alttaki paragraf, ilk iki kitabı okumamış kişiler için spoiler içermektedir. Dilerseniz bu kısmı es geçebilirsiniz.

Gündüz Nöbeti (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/gunduz-nobeti/)’nin sonunda güçlü Aydınlık Varlık Svetlana’ya olanları hatırlayacaksınız. Sveta’nın akıbeti ve güçlerini yeniden kazanıp kazanamayacağı problemken bir de çocuğunun kaderi Zavulon’un başarı planı sayesinde tamamen değiştirilmişti. Şimdiysa Anton ve Sveta’yı bir çift olarak görüyoruz. Kaderi çizilmiş ve Zavulon tarafından engellenmiş kızlarıysa tam karşımızda. Ve Nöbet devam etmeli. Antlaşma korunmalı. İki zıt gücün kuvvetleriyse dar alanda kısa paslaşmalarla kendi taraflarına avantaj sağlamanın yollarını aramalı.

-Spoiler sonu-

Hadi gelin, kitabın konusuna şöyle bir göz atalım:

Alıntı
Hepimiz Kendi Tanrılarımıza Ve Şeytanlarımıza Sahibiz

Moskova, yazın ortası… Gece Nöbeti Ajanı Anton Gorodetski, karısı Svetlana ve kızı Nadya’yla Moskova’dan çok uzak olmayan bir kır evinde tatilinin keyfini çıkarmaktadır. Ancak Anton, patronu ve aynı zamanda Gece Nöbeti lideri olan Gesar’dan özel bir buluşma daveti alır. Belli ki tatilin sonu gelmiştir.

Gesar, kimliği bilinmeyen hain bir Diğer’in kendi türleri hakkındaki tüm hakikati bir insana anlattığına ve şimdi de imkânsız olduğu düşünülen bir şeyi yapmaya, o insanı bir Diğer’e dönüştürmeye kararlı olduğuna dair isimsiz bir not almıştır. Daha kaygı verici olansa, bu notun Gündüz Nöbeti lideri Zavulon’a ve tam adresini sadece üst düzey Diğerleri’n bildiği, Bern’deki Engizisyon’a da yollanmış olmasıdır.

Sizlere bir de sürprizimiz var. Serinin bu 3. kitabının arka kapağına bakarsanız Kayıp Rıhtım olarak bizlerin de mütevazı yorumunu bulabileceksiniz.

Alıntı
“Rus yazar Sergey Lukyanenko’nun başyapıtı olan Gece Nöbeti serisi türünün hiçbir örneğine benzemiyor. Çünkü bu serideki iyiyle kötü ayrımı çok ince olduğu gibi, “nöbet” kavramı da fazlasıyla orijinal… Moskova sokaklarında üşümeye hazır olun!”
-Kayıp Rıhtım-

İlk iki kitapta iki zıt kutbun gözlerinden bakmıştık nöbete. Şimdiyse her iki tarafı da ilgilendiren böylesine ciddi bir durumda Anton’un macerasını sabırsızlıkla bekliyoruz.

Pegasus Yayınları (http://www.kayiprihtim.org/portal/yayinevi/pegasus-yayinlari/) tarafından yayınlanan kitabın çevirisini her zamanki gibi Rusça aslından tercüme eden Ferda Yaraş üstlenmiş. Editörlüğüyse Dilek Yücel tarafından gerçekleştirilmiş. Künye bilgileri için buraya (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/alcakaranlik-nobeti/) tıklayabilirsiniz.

Haber: Hazal "Fırtınakıran" Çamur (http://www.kayiprihtim.org/portal/kose-yazari/hazal-camur-firtinakiran/)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: KoyuBeyaz - 17 Ağustos 2014, 14:42:21
Sadece aksiyon bekliyorsanız okumanızı tavsiye etmem. Sadece komedi bekliyorsanız da tavsiye etmem. Sadece aksiyon ve komedi bekliyorsanız hiç yaklaşmayın.

Ama gerçekten sizi şaşırtacak bir kurgu, empati kurmanın gayet kolay olduğu başarılı karakterler, dozunda maceranın yanı sıra iyi-kötü karşılaşmasının özgün bir felsefi analiziyle bezenmiş düşünsel bir macera kitabı arıyorsanız Nöbet serisine kesinlikle bir şans verin.

Şu ana kadar Gece ve Gündüz Nöbetlerini okudum ve Alacakaranlık Nöbeti'ne geçmek için sabırsızlanıyorum. Kitapların üçer öyküden oluşması sanki iki değil altı kitap okumuşum hissi yarattı bende, ki bu kadar güzel kurgulara sahip ve birbirine böylesine gizemli ve başarılı şekilde bağlanan ayrı ayrı 6 kitap okumanın zevki gerçekten eşsiz olurmuş. Peki neden bu kadar övüyorum? Neredeyse her sebep yazılmış aslında kitapları benim de okumama vesile olan Hazal ve İhsan abi taraından. (Mutsuzum T_T) Ama kısaca bir şeyler ekleyeyim istiyorum.

Bir kere olayların birinci tekilden olması iki tarafın da düşünce yapısını, nöbetlerin işleyiş şeklini ve karanlık ile aydınlık arasındaki temel farkları derinlemesine görmemize imkan sağlıyor. Karakterlerin hiçbirini sıkıcı ya da klişe bulmadım, hepsinin çok çok özgün yanları olmasa da gerek ufak ayrıntılarla, gerek düşünce yapılarıyla, gerekse güçleriyle sıradan insanlardan ayrılmayı başarıyor ve okuyucuda bir empati duygusu oluşturuyorlar. İki kitap boyunca karşımıza çıkan Anton olsun, Alisa olsun, Edgar olsun ya da diğerleri olsun hiç fark etmiyor, her birinin kendi karakter yapısı farklı ve hepsinin ortak özelliği patronlarının oynadığı oyunlar içinde körlemesine ilerliyor oluşları. Bu da onları görünmez bir bağ ile bağlıyor sanki. İşin öteki ucunda ise Nöbet'lerin ardındaki felsefe ve onların başlarındaki iki sınıflandırma ötesi büyücü var: Gesar ve Zavulon.

Kitaptaki favori iki karakterim diyebilirim. Birbirlerine yaptıkları akıl oyunları, daha büyük bir amaç için feda ettikleri küçük şeyler ve bunların kendilerine yansıması... Her zaman diğerlerinden farklı bir düzlemdeymiş gibi görünürken aslında her şeyle ne kadar ilgili oldukları... Aslında her şeyin kilidi olan iki karakter ve iki kitap da kabaca tarif etmek gerekirse birbirlerine üstünlük sağlamak için yaptıkları oyunların birer ürünü olan olayları anlatıyor. Ama öyle güzel anlatıyor ki...

Neyse fazla uzattım. Dediğim gibi eğer çok fazla aksyon ya da komedi öğesi bekliyorsanız, ya da aklınızda kafa patlatmadan öylesine okuyup zaman geçirmek isteyeceğiniz hafif bir kurgu okumak varsa bu doğru tercih değil. Daha dresden tarzı, özgün, felsefi içeriği olan ama asla sıkıcı olmayan, zekice kurgulanmış bir kitap arıyorsanız kesinlikle başlayın. Pişman olursanız yorumlarımız iade, söz.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: mit - 15 Eylül 2014, 16:40:02
"Eğer bir entrika söz konusuysa suçlanacak tek kişi Gesar olabilir."

Nöbet Serisi'nin üçüncü kitabı olan Alacakaranlık Nöbeti, kesinlikle en az ilk iki cilt kadar, hatta belki de onlardan bile daha iyi. İlk kitapta Aydınlık, ikincisinde de Karanlık Varlıkların bakış açısını konu alan yazar bu sefer olaylara bir de Diğerlerinin penceresinden bakmamızı sağlıyor. Ne mutlu ki tüm hikayeler Anton'un bakış açısından anlatılıyor, böylece ikinci kitabın başındaki gibi sıkıcı bir durumdan da kurtulmuş oluyoruz.

Kitap hakkında söylenecek çok söz var. Örneğin Vitezslav, Edgar ve Kostya gibi tanıdık karakterlerin bize bol bol eşlik ettiği ya da tüm ipuçlarının her zamanki gibi son hikayede birbirine bağlandığı gibi şeyler. Ama ben sadece şunu söylemekle yetineceğim: Gesar, seni aşağılık herif... sana hayranım!

Gesar her zamanki gibi bütün şovu çalıyor. Olmadık anlarda olmadık şekillerle karşımıza çıkması, her şeyi önceden planlaması, daha Anton sormadan bazı sorulara cevap vermesi, hatta yediği haltlarlı pişkin pişkin kabullenmesi... Ama en güzeli Zavulon'a sürekli laf çarptırıp durması! Dünya üzerindeki en güçlü iki büyücünün lise talebeleri gibi birbirlerine laf sokmasını izlemek apayrı bir keyif doğrusu.

Tek şikayetim kitabın editörsel hatalarına. Kitabın bazı bölümlerinde noktalama ve tırnak işaretlerinin yerinde yeller esiyor. Tamam, yayınevinin seriyi hızlı bir şekilde dilimize kazandırma çabasını takdir ediyorum. Ama biraz daha özen gösterilerek bu hatadan kolaylıkla kurtulunabilir. Çünkü okurken feci tökezlemenize neden oluyor.

Velhasılkelam, temposu önceki kitaplara nazaran biraz daha yavaş olmasına rağmen ben bu cildi de çok ama çok beğendim. Ellerine sağlık Sergey Lukyanenko, teşekkürler Pegasus.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: magicalbronze - 16 Eylül 2014, 23:48:07
Açıkçası ben yukarıdaki gibi paragraflar dizemeyeceğim. Zira çok güzel bir şekilde aktarılmış her şey. Fakat +1 yorumumla kitapları okuduğumu, üçüncü kitabı bitireli birkaç hafta olduğunu söylemek istiyorum.

Farklı bakış açısı ve sürükleyici yazım tarzıyla kitapların kendisine çeken bir albenisi var kesinlikle. İlk başta farklı bir Dresden macerası okuyorum gibi gelse de daha sonra ortada özgün ve çok farklı bir eserin olduğu anlaşılıyor. Özellikle Anton'un gözünden yaşadığımız maceraların yeri ayrı.

Yorumu yazmamdaki en büyük etken, İhsan Abi'nin de yorumunda belirttiği üzere üçüncü kitabın -belki de- diğer iki kitaptan da iyi olması. Beni kendisine en çok bağlayan ve etkileyen kitap oldu. Gerek konusu, gerekse yazarın -kendim için- alışılagelmiş tarzıyla daha da tat alarak okudum seriyi. Elbette kitap içinde geçen o masalımsı kehanetler, cadı Arina ve fuaran meselesini unutmamak gerek. Üç kitabı art arda okumanın da büyük bir etkisi vardır eminim.

Diyeceğim odur ki gönül rahatlığıyla alın okuyun. Pişman olmayacaksınız!
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 17 Eylül 2014, 14:06:10
Pegasus'u takdir etmek lazım. 5 kitaplık serinin 3'ünü 1 seneden az zamanda bastılar. Ayrıca her kitabın sonunda bir sonrakinin tanıtımını okuyucuya sergileyerek serinin devamının geleceğinin de güvencesini veriyorlar. Nazar değmesin efenim! Darısı diğer yayınevlerinin başına.

Not: 4. kitabın fuarda çıkmasını bekliyorum. Pegasus öyle bir bilgi vermedi, ama işte, beklenti benimkisi. Hayal kurup mutlu oluyorum falan. Çünkü adamlar hızlarıyla iyice beklentileri yükseltti.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 03 Aralık 2014, 11:09:19
Yine son mesajı ben atmışım :/.

4. kitap için duvarları tırmalıyorum resmen. Zaten 5. kitapta seri bitecek. Devamı olacaksa da (en azından) yazar henüz yazmadı.

Her neyse, dört ve beş 2015'i bulacak diye duyduk ve sanırım 4. kitap Nisan'da (böhü) basılacak [*]Fahrettin Levent'in bize getirdiği bilgilere göre yani[/*]. Bakalım, sürprizlere açığız. Olumlu anlamda sürprizlere tabii.

Oysa benim bu mesajı yazma amacım bunların hiçbiri değil. Serinin 2. kitabı olan Gündüz Nöbeti'nin Rusya kapağını buldum ve bakın kapakta nasıl bir görüntü var:

Spoiler: Göster
(http://d1w7fb2mkkr3kw.cloudfront.net/assets/images/book/large/9785/1702/9785170258833.jpg)


Bu kadın Alisa olabilir mi, bilmiyorum. Ama tepesinde toplanan karanlık (ki kuş tüylerinden oluşması ne kadar manidar!) bana başka birini çağrıştırdı. Kim mi? Şu kişiyi:

Spoiler: Göster
Sveta. 1. kitapta Anton ile tanışmasını ve tepesindeki muazzam karanlık topağı hatırlayın.


Sonra bunları yazarken, serinin yepyeni kapaklarla tekrar basıldığını ve 5. kitap Yeni Nöbet'in "yeni" kapağındaki beyaz kaplan geldi aklıma. Sonra Yavru Kaplan'ı hatırlayarak göğsümde bir sıkışma hissettim.

Öyle işte, çok canım sıkıldı bu kapaklara. Çünkü merakım dizginlenemez boyutlara ulaştı.

Bu kapak çok etkiledi beni. Seriyi ne kadar özlediğimi de tekrar hatırlattı.

Üşüyoruz Pegasus.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: cankutpotter - 24 Aralık 2014, 16:37:15
Nöbet serisini bugün D&R'de gördüm, hem de üçünü birden. Daha önce birkaç yorum okumuştum ama buradan okuyunca ve güzel tepkileri görünce cidden merak ettim. Bir ara bakacağım mutlaka. Özellikle açıklayıcı ve uzun yorum yapan arkadaşlar sayesinde epey ikna olmuş durumdayım. E, bu tür güzel tepkiler Dresden'e de başlamamı sağlamıştı ve Kralkatili Güncesi'ni de kitaplığıma katmıştı. :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: cankutpotter - 18 Ocak 2015, 05:13:30
Bugün siparişim elime ulaştı, aralarında Gece Nöbeti de bulunuyor. Şu an Ritmatist'i okuyorum ama Gece Nöbeti'ni acayip merak ediyorum, Ritmatist'i bitirip ona başlayacağım; bakalım, umarım düşündüğüm kadar, hatta çoooooooooooook daha fazla merak uyandırıcı ve etkileyicidir. :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: spren - 21 Ocak 2015, 20:23:14
Ben de  Alacakaranlık Nöbeti'ne başlayacağım ama bekliyorum cuma gecesi 12 saatlik yolum var o zaman bitiririm herhalde :) Hepsini bitirip öyle bir yorum yapacağım ama şimdiye kadar okuduğum seri kitaplardan en ilginç olanıydı. Neyse fazla bir şey yazmak istemiyorum şimdilik.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 21 Ocak 2015, 20:32:46
Ah ah, o Alacakaranlık Nöbeti nasıl ters köşe bir kitap öyle. Başları monoton başlayıp sonra nasıl ağzımızı bir karış açık bıraktırıyor!

Yorumlarını duymayı merakla bekliyorum :). Bu arada 4. kitap çıksın artık :(.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: cankutpotter - 21 Ocak 2015, 20:45:16
Gece Nöbeti'ni bitirmek üzereyim, son hikâyeye geldim. Hâlâ tam olarak oturtamadım işleri, sanki Dresden Dosyaları'nın daha organize bir versiyonunu okuyormuşum gibi oluyor ama gayet güzel bir kitap. Şu ana kadar okuduğum kısımlarda ikinci öykü cidden çok etkileyiciydi. Bakalım, merakla devam edeceğim ve sonra ikinci kitabı alacağım.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: spren - 12 Şubat 2015, 23:56:11
Evet sonunda ben de seriyi bitirdim. Genelde kitaplar hakkında yorum yapmadan önce 1-2 gün bekliyorum çünkü, açken yemeğin son lokmasının her halükarda  lezzetli geleceğini düşünüyorum.

Öncelikle  hem serinin en sevdiğim kitabı olan  hem de en sevmediğim bölümün sahibi olanı 2. kitaptan yani Gündüz Nöbeti'nden başlayacağım. Neden sevdim, çünkü daha önce hiç ana karakterin yan karaktere dönüştüğü bir kitap okumamıştım. Ayrıca Gece Nöbeti'ni okumasaydım Alisa'yı da en az Anton kadar sevebileceğimi fark ettim. Fakat sonra birden yine ana karakterin Anton olması beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattı. Bu durum da ilk bölümü en sevmediğim bölüm yaptı( valla benim de kafam karıştı :ne). Bari İgor'la devam etseydi( tamam birazcık etmiş olabilir ama yetmedi). Belki de bu beklentilerimi Alacakaranlık'a yükledim ama o da olamadı. Fakat Alacakaranlık Nöbeti içinde bir çok sosyolojik tartışmayı barındırdığı 
Spoiler: Göster
Örneğin tüm dünyada komünizm hakim olsaydı neler olacağı
için favorim Alacakaranlık oldu.

Her 3 kitapta da olayların çözümlenmesi güzeldi fakat sizde de bu his uyandı mı bilemiyorum sanki hep bir fazlası var gibi ve bunu bulamamak beni deli ediyor gibiydi :) Olaylar çözülüyor ama Anton'un kafası karışık benimki ondan daha karışık.Son cümleyi okuyup kitabı kapayıp  kapağına her seferinde  eblek eblek baktım :)

Son olarak serinin genelinde beni rahatsız eden bir şey daha var ama henüz adını koyamıyorum. Acaba iyinin ya da kötünün hep kahramanlaştırılmasını beklemem ama bir türlü olamaması mı?  Bunu da bilmiyorum, biraz daha düşünüp bulursam mutlaka sizlerle de paylaşıp tartışmak istiyorum.

Sonuç olarak bu seriyle ilgili bilmediklerim bildiklerimden daha fazla. İşte bu yüzden de nöbetleri çok sevdim:)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 13 Şubat 2015, 08:43:51
Alacakaranlık neydi öyle :D. Duvardan duvara vurdu okuru. 4. kitap için tırnaklarımızı yememize yol açtı. Senin de onu böylesine beğenmene çok sevindim :).

Alıntı
Son olarak serinin genelinde beni rahatsız eden bir şey daha var ama henüz adını koyamıyorum. Acaba iyinin ya da kötünün hep kahramanlaştırılmasını beklemem ama bir türlü olamaması mı?  Bunu da bilmiyorum, biraz daha düşünüp bulursam mutlaka sizlerle de paylaşıp tartışmak istiyorum.

Bence yürüttüğün mantık geçerli temellere dayanıyor. Mesela son günlerde popüler olan Sissoylu'yu alalım. Kelsier ne kadar kafamızı karıştırsa da onun genel algıldaki doğruyu yapacağına güveniyorduk. Ama işte Sergey Lukyanenko da buna değinmiyor mu? "Genel algıdaki doğru" kavramını alıp, yine aynı algıdaki iyi - kötü  zıtlığında eritiyor. Yok ediyor. Böylece her insanın içindeki iyi ve kötüyü, kötünün içindeki iyiyi, iyinin içindeki kötü (hep genel algıdaki değerlendirme kriterlerine göre) seçmiş oluyoruz.

Gesar ki Moskova Gece Nöbeti'nin, iyilerin en güçlülerinin zirvesi ve lideri, yaptığı çoğu şeyi sorgulamıyor muyuz? Ya Zavulon? Anton'a söylediklerinde hiç mi haklılık payı yok? Ve Anton. Onun da Gesar'ı deli edecek kararları yok mu?

İşte buna alışık değiliz. Bu baş döndürücü biçimde rahatsız edici bence :). Ben bunları okurken adeta sarhoş oluyorum. Bence o rahatsızlık alışkın olduğumuz düzenin bozulmasından kaynaklanıyor. Kimse kendi güvenli sınırının ötesine geçmek istemez. Kahramanın ( o sevdiğimiz kişinin) genelde bilinen iyiyi tercih etmesini isteriz. Ama Nöbetlerde işler böyle yürümüyor :).

Tam da bu nedenle Nöbet Serisi'ndeki tüm karakterleri fena halde gerçekçi buluyorum. Çünkü gerçek hayattaki insanlar da büyük oranda yapmasını istediğimiz şeyi yapmazlar. Bizi hayal kırıklığına uğratırlar zaman zaman. Lukyanenko her bir karakterinin hayatındaki birini kitaba aktararak var ettiğini söylese hiç şaşırmam.

Tartışalım :)!
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: cankutpotter - 16 Şubat 2015, 00:00:01
Gündüz nöbetinin bir yerlerinde tıkandım, neden elim gitmiyor okumaya? Hem de başlarda bir yerlerde ilk hikâyenin dört ya da beşinci bölümünde durdum, iki haftadır nedense devam edesim yok ama edeceğim arkadaş, böyle kalmaz bu. Eh, bunun sebebi sanırım Alisa'nın yargıları, bilmiyorum. Bazı şeyler bana çok yanlış geldi, iyilerin ve kötülerin değer yargıları birbirinden çok farklı. Ama bu iyi bir şey aslında, ayrıca yazarın da ne kadar iyi yazdığının da göstergesi, her karakterinin içine girebilen bir yazar az bulunur.

Bir de, Gündüz Nöbeti ajanı olmasa Alisa bildiğin sıradan bir genç kız olacakmış, annesiyle, babasıyla yaşayan genç bir kız... Nedense bu bana tuhaf geldi. :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: mit - 16 Şubat 2015, 11:38:04
O bölümde ben de çok bunalmıştım, ama kitap ondan sonra patlama yapıyor. Özellikle de ikinci bölümde. Üç de çok iyiydi tabii. Sık dişini biraz, karşılığını misliyle alacaksın :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: cankutpotter - 16 Şubat 2015, 18:45:14
Tamam, devam edeceğim ilk fırsatta. Zaten gaza gelip bayağı bir tarama yapmıştım ilk zamanlar, bir okuyayım, devam edeyim...
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Kitap Adam - 05 Ocak 2016, 22:49:48
Arkadaşlar, bu seriye devam edecek mi Pegasus, yoksa yarım kalan serilerden mi? Bilgisi olan var mı?

Not: Bir alışveriş sitesinde bu kitabın altına yorum olarak "bu seriyi yarım bıraktıkları için Pegasus'u kınıyorum" gibi birşey yazılmış. Şimdi gördüm. Bilgi olarak mı yazılmış yoksa tahmin olarak mı bilmiyorum ama galiba devam edilmeyecek.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: mit - 06 Ocak 2016, 01:49:09
Seriye devam edilecek. Zaten bir kitap kaldı yanlış hatırlamıyorsam, ki şimdiye kadar çıkan üç kitap da çok iyiydi. Etmeseler bile üçünü de okuduğum için hiç pişmanlık duymuyorum.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Kitap Adam - 06 Ocak 2016, 02:14:43
Çok iyi haber bu, teşekkürler. Devam edilip edilmeyeceğini merak ettiğim için sordum ben de. Devam edilmese de okuyacağım kitapları. Üç kitabı da aldım zaten. Rıhtım'da keşfettiğim kitaplar hiç üzmedi beni :) Ama tamamı çıksa daha güzel olur elbette. Tekrar teşekkürler cevabınız için. :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 06 Ocak 2016, 07:37:25
2 kitap var serinin tamamlanmasına :). Pegasus cephesi her defasında yarım bırakmayacağız diyor. Öleceğim meraktan.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Kitap Adam - 06 Ocak 2016, 08:30:41
Pegasus'un facebook hesabında bir soru paylaşmışlar; "2016'da hangi kitaplarımızı okuyacaksınız, neler yayımlamamızı istersiniz?" diye. 200'e yakın cevap yazılmış. Ben bu seriden bahsedeni göremedim orada :) Çok talep yok anlaşılan. Durum böyle olunca işi ağırdan almaları normal. Genç-yetişkin türü kitaplara yükleniyor çoğu yayınevi ki talepler de o yönde zaten.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Mashiara - 06 Ocak 2016, 10:42:27
Ben yılbaşından önce bu serinin devamını ve Doğruluk Kılıcını sormuştum sosyal medya üzerinden. İkisinin de yeni yılda çıkacağını yazmışlardı.

Genç-yetişkin türü kitaplara yükleniyor çoğu yayınevi ki talepler de o yönde zaten.

Genç-Yetişkinlerin büyüyüp kitap tercihlerinin değişmesini ve yayınevlerinin de buna uyum sağlamasını heyecanla bekliyoruz.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fahrettin Levent - 06 Ocak 2016, 12:01:47
Pegasus Yayınları seriye devam edicek en azından 4. kitap en son çevirideydi ve gelicekti.
Sorduğum muhtelif zamanlarda  ;D ;D devam edileceği söylendi ama zamanı konusunda şu an herhangi bir bilgim yok  :-[ :-\
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fenacio - 01 Şubat 2016, 15:20:13
Seri toplamda altı kitap, cikmasi gereken last watch, new watch ve sixth watch. Pegasusa twitter üzerinden sorduğumda favorileyip bırakmışlardı.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Kitap Adam - 01 Şubat 2016, 15:23:48
Sayı gitgide artıyor :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 22 Kasım 2016, 08:57:01
Ağustos ayında neler olmuş öyle :(? Bu 6. kitabı serinin sonu olarak duyuruyorlar ama bakalım.

https://www.amazon.com/Sixth-Watch-Night-Sergei-Lukyanenko/dp/0062428446/ref=tmm_pap_swatch_0?_encoding=UTF8&qid=&sr=

Bu arada 4. kitap editörlük aşamasında diye öğrendim fuarda. Diliyorum "bu defa" gelir de biz de kavuşuruz.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Oliver_ - 22 Kasım 2016, 11:51:06
Ağustos ayında neler olmuş öyle :(? Bu 6. kitabı serinin sonu olarak duyuruyorlar ama bakalım.

https://www.amazon.com/Sixth-Watch-Night-Sergei-Lukyanenko/dp/0062428446/ref=tmm_pap_swatch_0?_encoding=UTF8&qid=&sr=

Bu arada 4. kitap editörlük aşamasında diye öğrendim fuarda. Diliyorum "bu defa" gelir de biz de kavuşuruz.
2016 - 2017 yayın kataloğunda yoktu. Diğer seriler hakkında bilgi vardı ama Gece Nöbeti'ne rastlamadım. Umarım çıkarırlar.

Şu an ilk kitabı okuyorum. İlk hikayeyi çok beğenmemiştim ama ikincisi inanılmazdı.Hikaye boyunca "Ya bütün bunlar çok saçma değil mi?" derken son cümleyle  beynimden vurulmuşa döndüm. Öyle bir şey olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: spren - 23 Kasım 2016, 09:25:31
Artık 4. kitaba kavuşsak da  'İyilik mi daha kötü yoksa kötülük mü daha iyi?' diye diye beynimiz yansa   ;D
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Oliver_ - 24 Ocak 2017, 23:50:51
4. kitap 1 Şubat tarihinde çıkacakmış.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Elendil_XX - 25 Ocak 2017, 14:06:29
Yeni kitabın tanıtımını da şuraya bırakalım ki, beklerken deliye dönmüş okurlarını daha çok heyecan bassın. :P

Spoiler: Göster
(https://pbs.twimg.com/media/C28atdaXcAApucP.jpg)


O değil de, şimdi geriye dönüp baktığımda, bu serinin ilk kitabı çıktığı zaman hemen alıp okumuştum ve çok da beğenmemiştim açıkçası. Ama nedense son zamanlarda hep seriye haksızlık ettiğimi düşünürken buluyorum kendimi (E aradan çok zaman geçince bakış açısı ve zevkleri değişiyor insanın, öyle demeyin u_u).

Bir şans daha verip tekrar okumak gibi müthiş bir istek var içimde bu günlerde...
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 25 Ocak 2017, 14:41:08
Ay olabilir mi böyle bir şey! Çünkü lütfen olsun *-*
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Lordmuti - 25 Ocak 2017, 21:01:25
ALLAH DİYEN LORDMUTİ
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: magicalbronze - 26 Ocak 2017, 17:47:56
Nihayet bu güzide serinin yeni kitabı geliyor. Yalan değil, heyecanlandım!
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Guy Fawkes - 26 Ocak 2017, 18:13:30
Kitaplığımda mor eksikti. Mükemmel bir renk seçimi :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 20 Şubat 2017, 09:38:06
Kaç sene bekledik bu kitabı? 2 miydi?

İlk öyküyü yeni bitirdim ve size spoiler vermeden bir şey demek istiyorum.

Daha ilk öykünün başında kafam allak bullak oldu. Çünkü daha en başta hem Gesar hem de Zavulon (buraya dikkat) Anton'dan aynı şeyin araştırılmasını istiyor ve açık çek veriyor. Öykünün adı ise Ortak Sebep.

Çok acayip olaylar oluyor ;D Ortalık yine fena karıştı ve beyin fırtınasının dibini yaşıyorum okurken.

Fakat nasıl özlemişim...

Okuyun <3
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: spren - 20 Şubat 2017, 15:37:37
Beni bu seriye başlatan Fırtınakıran'a çok çok teşekkür ederek başlayayım. Ben de çıkar çıkmaz gittim aldım. Amerikan Tanrıları'nı bitirir bitirmez başlayacağım ama o da akmıyor. Neyse bu başka konu.

Goodreads de okumaya başlayanları gördükçe heyecanlanıyorum. Yine beynim yansın istiyorum  :uhe
Umarım en kısa zamanda tartışmalara başlarız.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 20 Şubat 2017, 16:05:38
Alıntı
Beni bu seriye başlatan Fırtınakıran'a çok çok teşekkür ederek başlayayım.

<3  :uhe

Daha ne isteyebilirim? Çok mutlu oldum sayenizde :) Sonuçta, güzel insanlarla güzel kitapları paylaşmanın tadı çok başka.

Alıntı
Yine beynim yansın istiyorum :uhe

Yanacak efendim. Sergey Lukyanenko bu konuda bir gıdım bile gerilememiş. İvme bu kitapta da artmaya devam ediyor. Çok gerginim, çok ;D

Hem sizinle, hem de diğer arkadaşlarla tartışmak için gün sayıyorum :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 27 Şubat 2017, 08:44:21
Cumartesi günü gece yarısı bitirdim kitabı. O zaman spoiler içermeyen yorumum gelsin.

Öncelikle sayfa sayısı olarak serinin en kısasıydı: 408 sayfa. O nedenle "biraz daha!" diyerek bitirdim kitabı. Diğer kitaplara göre erken ayrıldık. Tadı damağımda kaldı.

Şimdi,

1. kitapta Aydınlık'ı gördük. 2. kitapta Karanlık'ı gördük. 3. kitapta (o efsane kitap) Alacakaranlık'ın ve Diğer olmanın gerçek özünü gördük. 4 bize ne anlatacaktı peki? Eh, Aydınlık ve Karanlık'ın, Gece ile Gündüz Nöbeti'nin amaçlarının aynı olduğu bir kitap bu.

Kitap 3 öyküden oluşuyor. Her öykünün adının başında bir "Ortak..." geçiyor. Olaylar fena karışmış durumda ve mutlulukla söyleyebilirim ki, ters köşe etmekte yine çok başarılı.

Şimdi gelelim beni üzen kısma.

Arkadaşlar, Yerdeniz Serisi'nin "tamamını" okuduysanız bu eserin sonunun hiç de özgün olmadığını göreceksiniz. Son Nöbet'te Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi ve Yerdeniz ismen anılıyor. O nedenle Lukyanenko'nun tesadüf eseri Le Guin ile aynı şeyi yaptığını düşünmüyorum. Ama Le Guin'in Yerdeniz boyunca beni en şoke eden, en hayran bırakan etmenini Lukyanenko onun kadar başarılı olmayan bir biçimde Son Nöbet'in sonunda uygulamış. Doğrudan doğruya aynı fikri almış. Esinlenme falan değil bu.

Açıkça söyleyebilirim ki, bu fikri uygulamada Lukyanenko Le Guin'nden epey bir geride kalmış. Ama siz Yerdeniz'i hiç okumadıysanız ya da tüm kitaplarını bitirmediyseniz bu son sizi tatmin edebilir. Yine de içim kan ağlayarak tekrar ediyorum, bu benim zayıf bulduğum ve yazarın orijinal bir fikri olmayan bir sondu.

Gelelim işin garip kısmına.

Normalde seri Son Nöbet ile bitiyor ve tam 8 sene sonra yazar seriye devam ediyor ya hani, Son Nöbet'in bitişi bir nihai son değil. Hani devam edilse edilir bir son. Öyle de olmuş (ne mutlu!)

Son Nöbet, okuduğum için çok mutlu olduğum bir kitap oldu. Nihayet okudum. Her kitabında olduğu gibi yine biter bitmez akşamında kitapla ilgili rüyamı da gördüm. İçim rahat :) Ama Alacakaranlık Nöbeti bir çıt bu kitaptan daha iyiydi. Son Nöbet kötü demek değil bu kesinlikle. Seriyi kendi içinde kıyaslıyorum sadece.

O zaman ne diyoruz?

5. kitap Yeni Nöbet ne zaman geliyor? Evet? Efendim? Pegasus? Dur, kaçma! Sana diyorum Pegasus, Alacakaranlık'ı terk et, tutuklusun!
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: mit - 27 Şubat 2017, 12:37:34
Arkadaşlar, Yerdeniz Serisi'nin "tamamını" okuduysanız bu eserin sonunun hiç de özgün olmadığını göreceksiniz. Son Nöbet'te Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi ve Yerdeniz ismen anılıyor. O nedenle Lukyanenko'nun tesadüf eseri Le Guin ile aynı şeyi yaptığını düşünmüyorum. Ama Le Guin'in Yerdeniz boyunca beni en şoke eden, en hayran bırakan etmenini Lukyanenko onun kadar başarılı olmayan bir biçimde Son Nöbet'in sonunda uygulamış. Doğrudan doğruya aynı fikri almış. Esinlenme falan değil bu.

Aaa? Buna çok şaşırdım işte. Lukyanenko şimdiye dek hep özgünlüğüyle de ön plana çıkmıştı. Neden durup dururken böyle bir hareket yaptığına bir anlam veremedim doğrusu. Öte yandan Yerdeniz Serisi'ni "hâlâ" tamamen okumadığıma sevinsem miiiii, üzülsem miiii onu da bilemedim :( Acaba önce onu mu tamamlasam?

"Ortak" meselesi çok merak uyandırıcı fakat! Şimdiye dek efsanevi şekillerde ve beyin yakıcı derecede komplolarla çatıştıklarını gördüğümüz bu iki nöbetin ortaklaşa nasıl çalışacaklarını acayip merak ediyorum *-*

Teşekkürler yorumun için :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 27 Şubat 2017, 13:12:34
Ya saygı duruşu diyeceğim, ama amacı pek bu gibi durmuyor. Yani direkt aynı fikri almış ve aynı şekilde uygulamış. Ben de ona şaşırdım işte, ihtiyacı olan bir yazar değil.

Öte yandan, bu kitapta büyük karakterlerin adlarının nereden geldiğini de öğrendik. Gesar ile bitmiyor işler :)

Ne diyordum? Okuyun <3
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Lordmuti - 01 Mart 2017, 12:37:45
Kitabı genel olarak beğendim ama serinin final kitabının finali olarak biraz sönük kalmış. Devamı gelebilecek bir şekilde bırakılmış, yazarın tercihi sanırım daha sonra zaten 5. kitap da çıkmış. Daha vurucu bir şekilde bitebilirdi sanki.

Nöbet serisinden alışkın olduğumuz iyi/kötü arasında bir yerde, grilikler içinde dolaşmaya devam ediyoruz. Önceki kitaplarda aslında iyi ve kötünün sorgulanması, farkları ve ortak noktaları daha detaylı işleniyordu. Eski kitapların üçer bölümünün her birinde böyle felsefi sorgulamalara daha fazla giriliyordu. Bu kitapta olay biraz şekil değiştirip tüm büyücüler dünyasını etkileyen daha genel bir tehdide karşı savaşmaya, bir arayışa[*]quest[/*] dönüşmüş, iyi/kötü felsefeli olayları biraz arka plana itilmiş. Bu durumdan rahatsız değilim, sadece belirtiyorum.

Kitabın ilk bölümünde büyük bir gizem var, tüm büyücülük dünyasını ilgilendirecek kadar büyük. Hem gece hem de gündüz nöbetinin liderleri durumun araştırılmasını istiyorlar bu nedenle. Herkes birbirinden şüphelenip kimin elinin kimin cebinde olduğunun zor anlaşıldığı ilk kısım benim kitaptaki favori kısmım oldu. Zaten ilk bölümün sonlarında da kitabın tüm bölümlere yayılacak ana konusu belli oluyor.

İkinci kısım biraz filler gibi geldi, bölüm boyunca çok fazla şey yaşanmıyor. Olan şeyler de son sayfalarda olup bitiyor. Belki de bu kitabı üç ayrı bölüm değil de tek bir kitap olarak düşünmek lazım. Son Nöbet'in anlattığı şey, üç farklı olay ve bunların en sonda birbirine bağlanması değil eski kitapların aksine. Tek bir olay var ve bununla alakalı farklı şeyler yaşanıyor gibi düşünmek daha doğru olur.

Üçüncü kısım da ortaya çıkan şeylerin birbirine iyice bağlandığı, çoğu soruya cevap verildiği ve asıl gizemin çözüldüğü bölüm. Bu bölümde ciuv ciuv büyülü savaşlardan çok bulmaca çözmeye çalışıyorlar aslında, bir zeka savaşı var. Başta söylediğim gibi sonu biraz daha şekilli, değişik bir şey olabilirdi. Biraz sönük buldum. Devamı gelecekse çok önemli değil ama tüm serinin finali bu olacak derseniz yeterli gelmiyor bence.

Bir de güncel popüler fantastik eserlere, filmlere falan baya çok gönderme var bu kitapta. Sanırım Rus yazarımız kitabın artık tüm dünyada meşhur olduğunu düşünüp içine böyle şeyler eklemiş :D Hoş olmuş, çok sırıtmıyor bunlar. Belki de Rusya'nın Batı kültüründen yavaş yavaş etkilenmesi sonucu böyle şeyler kitaplara girmeye başlamıştır o dönemde, bilemiyorum.

Genel olarak başarılı bir kitap, 8/10 diyorum. Nöbet serilerini okuyanlar tabii ki alıp okusun, işiniz ne :D İyi ve kötünün keskin sınırlarla ayrıldığı fantastik şeylerden sıkılanları, şehir fantastiğiyle ilgilenenleri ve fantastik içinde felsefeli bazı düşünceler okumayı sevenleri -sığ şeyler değil, Lukyanenko iyi işliyor bu konuyu. Çok sığ olanları ben de sevmiyorum- serinin ilk kitabı Gece Nöbeti'ni okumaya davet ediyorum. Ayrıca Gece Nöbeti Rus Harry Potter'ı falan değil, tanıtımlara bakıp bu yanılgıya düşmeyin. Tek ortak noktaları içinde büyücüler olması, yoksa çok ayrı kategorilerde bu iki seri.

Aşağıda kitapla alakalı çok fena spoiler var ona göre.

Spoiler: Göster
Bilmeceyi ilk gördüğüm anda "hııı alacakaranlığın 7. katı aslında gerçek dünya, bu taç denen şey de aslında gerçek dünyada saklı. Merlin kadar güçlüysen 6'dan direkt gerçek dünyaya geçebiliyorsun. Zekiysen tek tek gidip yine buluyorsun tacı" diye düşünmüştüm. Tastamam benim düşündüğüm gibi çıktı olay. Hazal Yerdeniz'in sonundan baya esinlenilmiş demiş. Vallahi Yerdeniz'i okumama rağmen sonunda ne olduğunu hiç hatırlamıyorum Hazal[*]vurmayın[/*]. Sanki onlar da öteki dünya gibi bir yere gitmişlerdi, çöller falan vardı bir şeyler vardı ama bir özet geçersen ben de öyle miymiş değil miymiş görürüm :D

Yani bilmiyorum belki ben çok zeki bir insan olduğum için bunu düşünmüşümdür -sanmıyorum- ya da bu işte çemberin başı sonu olmaz geyiği artık çok bilinen bir şey olduğu için anında aklıma bu gelmiştir bilmiyorum. Ama Gesarlar Zavulonlar bunu düşünsün yani, o kadar ilim irfan sahibi adamlar olmuşlar.

Sonra Ayna olsun diye iyiler tarafından İskoçya'ya getirilen ilk bölümde görünen sirkçi çocuk var. Bu da bence şekil olsun diye eklenmiş, yazarın üstüne çok düşünmediği bir şey olarak kalmış. Sonraki bölümlerde hiçbir şeye bağlanmadığı gibi ilk bölümde de gereksiz drama yaşatmaktan başka pek işe yaramıyor. Sayesinde işte İskoçya iyiler başkanının olaydaki rolü biraz belli oluyor o kadar.

Bir de kardeşim Merlin'in mezarını koruyorsun, garip olay oluyor. İlk iş neden gidip orayı kontrol etmezsin? Hadi onu kontrol etmedin, bizim gariban Anton'a neden anlatmadınız? Yazık vallahi hiçbir şey bilmeden gitti oraya. Bir de bilip de söylemiyorlar, aman öyle değildir diyerek geçiştiriyorlar olayı. Biraz saçma buldum. Bu Gesar, Zavulon falan biraz saçma derecede aşırı sırcı. İlk kitaplarda Anton fakir büyücüydü, leveli düşüktü, manası azdı diye bir şey anlatmıyordunuz. Ulan artık Anton da büyük büyücü, söyleyin işte ne olacak?

Neyse sirkçi çocuk Egor'u getirdi İskoçya iyiler başkanı ama, Merlin'in dirilince aynanın ona karşı savaşacağı ne malum? Merlin gelse iyi kötü dinlemeden her şeye dalsa ne olacak? Ya da Merlin dirilince hemen kaçsa, başka yerde daha sonra savaşsa ne olacak? O anda ayna büyücü olamayacak eleman, boş yere gelmiş olacak. Hadi iyiler için daha kötüsü, Merlin belki kötülüğe tövbe edip iyiler için çalışacak, bu sefer de ayna onu yok edecek ve iyilere zarar vermiş olacaksın. Bunları ben düşünebiliyorsam benden kat kat zeki ve deneyimli olan büyücülerin de düşünebilmesi lazımdı. Nöbet serisindeki entrikaları başarılı bulurum ama burası biraz zayıf kalmış.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 01 Mart 2017, 13:11:33
Çok fena spoiler'a çok çok fena spoiler'lı cevap veriyorum şimdi :D

Öncelikle Yerdeniz konusunu açıklayayım. Yerdeniz 5: Öteki Rüzgar için feci bir spoiler içerir! Son Nöbet'in sonu için de!

Spoiler: Göster
Alıntı
Hazal Yerdeniz'in sonundan baya esinlenilmiş demiş. Vallahi Yerdeniz'i okumama rağmen sonunda ne olduğunu hiç hatırlamıyorum Hazal*. Sanki onlar da öteki dünya gibi bir yere gitmişlerdi, çöller falan vardı bir şeyler vardı ama bir özet geçersen ben de öyle miymiş değil miymiş görürüm

Öteki Rüzgar'ın sonunda seri boyunca Duvar'ı atlayıp geçtikleri Öteki Dünya olayı bir anda yerle bir oluyordu. Önceki kitaplarda Ged'in sayısız kez Duvar'ı atlayıp geçtiği ölüler dünyasının aslında bir sıkışmışlık olduğunu görüyor ve Duvar'ı yıkarak gerçek "ölümü" getiriyordu.

Son Nöbet'te de böyle olmadı mı zaten :)? Lukyanenko da bunu Alacakaranlık'taki ölü Diğerler için yapmış.


Son Nöbet'ten devam:

Spoiler: Göster
Ben şeye çok gıcık oldum: Koskoca Gesar, çakallar çakalı Gesar, nasıl o bilmeceyi çözemez? Gesar'ın değil de bir tek Anton'un çözmesi bana hiç yeterli gelmedi. Karanlığı maymuna çeviren bu adamın bu bilmece için "Bakın ben şunu şu yüzyılda çözmüştüm. Teorin doğru Anton." demesini bekliyordum. O kısım yetersiz kalmış gerçekten.

Alıntı
Bir de kardeşim Merlin'in mezarını koruyorsun, garip olay oluyor. İlk iş neden gidip orayı kontrol etmezsin? Hadi onu kontrol etmedin, bizim gariban Anton'a neden anlatmadınız? Yazık vallahi hiçbir şey bilmeden gitti oraya. Bir de bilip de söylemiyorlar, aman öyle değildir diyerek geçiştiriyorlar olayı. Biraz saçma buldum. Bu Gesar, Zavulon falan biraz saçma derecede aşırı sırcı. İlk kitaplarda Anton fakir büyücüydü, leveli düşüktü, manası azdı diye bir şey anlatmıyordunuz. Ulan artık Anton da büyük büyücü, söyleyin işte ne olacak?

Çok çok benzerlerini düşündüm :D Hele ki mezarı koruyorsan niye gidip önce oraya bakmıyorsun kısmına kitabı okurken çok takıldım.

Alıntı
Neyse sirkçi çocuk Egor'u getirdi İskoçya iyiler başkanı ama, Merlin'in dirilince aynanın ona karşı savaşacağı ne malum? Merlin gelse iyi kötü dinlemeden her şeye dalsa ne olacak? Ya da Merlin dirilince hemen kaçsa, başka yerde daha sonra savaşsa ne olacak? O anda ayna büyücü olamayacak eleman, boş yere gelmiş olacak. Hadi iyiler için daha kötüsü, Merlin belki kötülüğe tövbe edip iyiler için çalışacak, bu sefer de ayna onu yok edecek ve iyilere zarar vermiş olacaksın. Bunları ben düşünebiliyorsam benden kat kat zeki ve deneyimli olan büyücülerin de düşünebilmesi lazımdı. Nöbet serisindeki entrikaları başarılı bulurum ama burası biraz zayıf kalmış.

En büyük sıkıntı bu Ayna teorisinin altının doldurulmaması. Her kitapta bir "Egor faktörü" çıkıyor. Bu kitap bir nevi son gibiydi ya, (8 sene sonra 2 kitap daha geldi ama dile kolay, 8 sene) bu Egor işi de bir sonuca bağlanmalıydı. Egor Ayna olsa bence tadından yenmezdi. Ama ne oldu? Yine havada kaldı.

Merlin'in başta Aydınlık Diğer sonraysa Karanlık Diğer oluşundan dolayı Ayna olarak getirildi aslında. Merlin Alacakaranlık'a çekilmeden önce Karanlık Diğer'di. Böyle olunca da otomatikman dönerse ilk Edinburgh Gece Nöbeti'nin hali fena, bize bir Ayna gerek dediler. Bence mantıklı, ama yeterli değil :/. Çünkü Zavulan falan da bir ayaklandı, kaçın Merlin geliyor şeklinde. Demek ki diğer tarafa da bir etkisi olacak.

Entrikaları en zayıf kitaptı maalesef, doğru.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Lordmuti - 03 Mart 2017, 11:23:26
Bence direkt olarak oradan çalmamıştır ya. Çok yaygın bir şey aslında bu. Bu ne spoiler içinde söyledim ama sadece Yerdeniz'de işlenen bir şey olamaz bu.

Spoiler: Göster
Ölülerin öte aleme geçemeyip bir yerde takılıp kalması. Bu tema ilk olarak Yerdeniz'de ortaya çıkmış olamaz diye düşünüyorum. Heri Potır'da bile vardı -yani direkt öte aleme gidip duvar yıkma olmasa da :D - ölüleri serbest bırakın gibi bir geyik. Eski mitolojik metinlerde, masallarda falan da bulunabilir. Ölenlerin ruhunu çağırıp daha sonra serbest kalmaları gerektiğini görüp salan büyücüler vs. de belki böyle bir şey yazmasına ön ayak olmuştur. 
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: Fırtınakıran - 03 Mart 2017, 11:30:02
Ama şimdi eserin adını kitabında anıp aynı kitapta bunu yapınca ben şüpheleniyorum :D Bu kadar da olmaz diyorum. Ama Lukyanenko candır, gerisi heyecandır :D
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: mit - 23 Mart 2017, 02:55:05
Daha çok başlarındayım ama... Anton'un sersemliklerine mi daha çok güldüm küçük Nadya'ya mı, Gesar'ı görünce mi daha çok sevindim Semyon'u mu derken Karanlık Büyücü Zavulon ortaya çıktı ve tek bir sözüyle sahneyi çaldı:

"Ben senden tarafım Anton. Tuhaf ama ben neredeyse her zaman senden tarafım."

Özlemişiz be Lukyanenko... :)
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: mit - 14 Mayıs 2017, 16:28:26
Kitabı okurken Nöbet Serisi'ni neden bu kadar sevdiğimizi ve yıllardır dördüncü kitap ne zaman çıkacak diye niye sitem ettiğimizi bir kez daha anladım. Rus yazar Lukyanenko yine kendine has maceralar koymuş ortaya.

Bu sefer dünyanın farklı yerlerine, Edinburgh ile Özbekistan'a gidiyoruz Anton'la. Serinin ilk kitabında acemi bir Diğer olan Anton artık Rütbeli bir Büyük Büyücü, dolayısıyla yapabildikleri ve üstlendiği görevler çok daha büyük. Ama yer yer kahkaha atmanıza neden olan saflığı hâlâ yerinde :) O her şeyden bihaber şekilde olayları çözmeye çalışırken okur olarak bizim de bulmacalara kafa yormamız da yerinde aynen duruyor. Ama bu kez işin içinde daha az entrika, daha fazla gizem vardı. Çünkü Gesar ve Zavulon'un akıl oyunlarıyla birbirlerine üstünlük taslama mücadelesinden ziyade hem Aydınlık hem de Karanlık varlıkları tehdit eden gizemli ve ortak bir düşmana karşı verilen savaş söz konusu.

Ama bu durum serinin akıcılığından bir şey götürmemiş, yanlış anlaşılmasın. En azından ben her zamanki gibi büyük keyif alarak okudum. Gesar'ı, Semyon'u, hatta Zavulon'u bile tekrar görmek çok güzeldi. Anton ile Sveta'nın küçük kızı Nadya'nın yaptıklarını okumaksa ayrı bir zevk. Ayrıca ta ilk kitaptan beri süregelen bazı şeylerin mantıklı bir şekilde birleşmesi bir diğer artısıydı.

Spoiler: Göster
Açıkçası Alacakaranlık'ın yedinci katının gerek dünya olduğunu çözememiştim okurken. Ama bulmacayı ilk gördüğüm andan itibaren işin içine Ouroboros'un gireceğini ve yılan golemle bir alakası çıkacağını anlamıştım :)

Yerdeniz bağlantısına bir şey diyemiyorum. Daha önce de ölülerin öteki tarafa geçemeyip ara dünyalarda bir yerlerde kalmasıyla ilgili çok şey okuduk, izledik. Direkt olarak Le Guin'den esinlenip esinlenmediğini bilemiyorum doğrusu ama işlenmiş bir konu olduğu gerçek ne yazık ki. O yüzden sonunu çok önceden, kitabın ortalarından itibaren tahmin etmeye başlıyor insan.

Yavru Kaplan ve diğerlerini görmek de beni duygulandırdı azıcık :'(


Tek eleştirim çeviri... Önceki kitaplara nazaran bir tık aşağıda kalmış bu sefer. Okunmayacak durumda değil neyse ki ama bazı yerlerin hatalı olduğunu bir bakışta anlıyorsunuz.

Serinin önceki kitaplarını sevdiyseniz (Neden sevmeyesiniz ki??? Niye yapsanız kendinize böyle bir kötülüğü?) Son Nöbet'i de keyifle okuyacağınızı garanti ederim.
Başlık: Ynt: Gece Nöbeti Serisi - Sergei Lukyanenko
Gönderen: muaet - 05 Haziran 2017, 13:26:48
Serinin ilk kitabı olan Gece Nöbeti'ni henüz bitirdim. Aç karna iyi gitti diyelim :D

Kitap keyifli, üç parçaya bölünmüş hikayelerin hepsinden keyif aldım ancak beni en çok etkileyen üçüncüsü oldu. Uzun zamandır bir karakterin içsel tahlilinden bu kadar etkilenmemiştim. Anton'un elinin kolunun nasıl bağlı olduğunun, dış etkenlerin karışmaları olmadan, sınıf ayrımı olmadan saf bir duygu olan aşkı dahi nasıl tadamayacağını, hayal ederken bile başı dönen güçlere sahip insanların planlarında nasıl bir o yana bir buyana savrulduğunu karakterle birlikte ben yaşadım, ben aynı sıkıntıya düştüm. Ne çektin be Anton reyiz!

Epey güzeldi, şimdi ikinci kitaba başlayacağım bakalım.

Göklerden gelen edit: Gündüz nöbeti ve Alacakaranlık nöbetini bitirmiş durumdayım. Bu adamların psikolojik tahlillerini beğendiğimi söylemiştim, fikrim değişmedi. Gündüz nöbetindeki o İgor ve Anton'un başbaşa konuştukları bölüm yok mu... Polisiye sevmem, kitaptaki tüm hikayelerin bu potada eritilip önümüze konuluyor olması da o sebeple ilgimi çekmiyor ancak adam okutuyor kendini. Alacakaranlık Nöbetini gündüz nöbetinden daha çok sevdim, Anton'un mutlu bir aileye kavuşmuş olması sevindirici.

Şimdi sırada son nöbet var. Yerdeniz serisini çok severim, Fırtınakıranın yukarıda bahsettiği olayı da merak etmedim değil. Okuyup ilgili yorumumu yapacağım sonrasında.