Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Edebiyatı => Fantastik Edebiyat => Diğer Fantastik Eserler => Konuyu başlatan: - 10 Kasım 2014, 19:23:40

Başlık: Son Kurtadam Serisi - Glen Duncan
Gönderen: - 10 Kasım 2014, 19:23:40


Serinin 1. Kitabı: Son Kurtadam

(http://i.imgur.com/xnNkqme.jpg)

Çevirmen: İlbay Kurtoğlu


Ben, Lucifer (http://www.kayiprihtim.org/forum/ben-lucifer-glen-duncan-t14499.0.html) adlı muhteşem kitabı yazarak beni kendine hayran bırakan Glen Duncan (http://www.kayiprihtim.org/portal/yazar/glen-duncan/)'ın Türkçe'ye çevrilen yeni kitabı Son Kurtadam (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/son-kurtadam/). Açıkçası yeni bir Glen Duncan kitabı okuyacağımı sanmıyordum ama üç kitaptan oluşan Son Kurtadam Serisi yurtdışında iyi bir etki yarattığından olsa gerek İthaki Yayınları seriyi yayınlamaya başladı, umarım ikinci kitabı çok beklemeyiz.

Seriyle aynı isme sahip ilk kitapta ırkının son temsilcisi olan Jacob Marlowe ile tanışıyoruz. Jacob Marlowe yakında 201 yaşına basacak bir kurtadam ve bunca sene yaşadıklarının ağırlığının üzerine bir de türünün son üyesi olmasının getirdiği bir varoluş yükü biniyor. Bu yükün altında ezilerek hayatına görkemli bir şekilde son vermek için her şeyin başladığı yere döndüğünde işler karışıyor. Bir anda dört bir tarafını çevreleyen düşmanların onun hayatı üzerine planları olduğunu farkediyor.

Karşınızda alelade bir kurtadam romanı yok. Glen Duncan'ın keskin zekası, ironisi, felsefe ve psikoloji alanlarındaki bilgi birikimi ve estetik anlayışı, kitabı muhteşem bir edebiyat eserine dönüştürmüş. Yazarın böyle bir yeteneği var, bize gına getirmiş konuları bile kendi süzgecinden geçirip bambaşka bir şekilde sunabiliyor.

Kitabın ön okuması için buyurun (https://drive.google.com/file/d/0BxFXB0sgLgW2NndnTUhrR0VEdkk/view?pli=1).

Çevirisini İlbay Kurtoğlu yapmış. Yayına hazırlayanlar Ozancan Demirışık ve Yankı Enki.
Künye bilgileri için buyurun (http://www.kayiprihtim.org/portal/kitap/son-kurtadam/).
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Gunslingers - 02 Ocak 2015, 11:32:05
Herkese merhaba,

Kitabı yarılamışken kısaca bir kaç şey yazmak istedim.

Glen Duncan gerçektende sıradışı bir yazar, klasik olay kurgusunun içine güncel ve klasik edebi konuları, popüler kültüre göndermeleri öyle güzel yerleştirmişki...Kitabın okuma yaşını 30+ olarak önerebilirim, genç bir okur, kitaptaki pek çok nüansı kaçırabilir.

Bunun dışında, fantastik yaratıklarla ilgili kitaplar içerisinde başrolün sürekli vampirlerde olmasından gına gelmişler için iyi bir alternatif hikaye sunan kitabın okunacaklar arasında yer alması gerektiği düşüncesindeyim.

Kitap okuyacak bol vakitli günler dileğimle...
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Elendil_XX - 02 Ocak 2015, 11:41:26
Neden bilmiyorum, bu kitaba karşı çok ön yargılıyım.

Üstte ki gibi iyi yorumlar gelmeye başlarsa okuyabilirim belki, ama okuma listemde çok gerilerde!.. :P
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Grayswandir - 02 Ocak 2015, 12:15:51
Öne alın derim ben. Düşündüğünüz gibi bir şey çıkmayacağından aşağı yukarı eminim diyebilirim. Öncelikle gördüğüm çoğu kitaptan çok daha sert, açık(explicit?) bir dili var. Konu zaten hiç fena değil, fakat asıl farklılığı yaratan anlatım bence bu kitapta. Karakterin zaman zaman girdiği ahlaki sorgulamalarda da epey ilgi çekici bir bakış açısı var. Bir fantastik eserde bu unsurlara konudan daha çok önem verdiğim nadirdir, bu da o istisnalardan biri. Dolayısıyla farklı ve kesinlikle okumaya değer. Bir şans verin bence. :)

30+ çok olabilir bu arada bana kalırsa. :D Hatta yaş sınırı koymayı da pek sevmem, ama epey yetişkin işi olduğu kesin. Yaştan çok okuyan kişinin anlayışı ve bilgisi önemli. Elbette dönem açısından belli şeyler kaçabilir dediğiniz gibi ama olacak o kadar. :D
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Gunslingers - 02 Ocak 2015, 15:42:18
Okuma listesinde mutlaka olmalı bencede,

30+ dememin nedeni, konunun içine sıkıştırılmış göndermeleri yakalamak için klasik kitapları okumuş, klasik filmleri seyretmiş, star wars gibi efsaneleri hatmetmiş, ayrıca psikoloji ve felsefe konusunda kulağına bişeyler çalınmış olması, kitaptan zevk alabilmesi için önemli, aksi takdirde okuyucu sıkılacaktır, diye düşündüğümdendir.

Burada bir kitabı önerdikten sonra, alan kişi okumaktan sıkılırsa, okuyucuyu yanlış yönlendirmiş olurum. Sonuçta kitabın içeriği kurgusal bir yapıya göre oldukça fazla edebiyat, sinema ve bilim içeriyor.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Fırtınakıran - 23 Şubat 2015, 10:56:40
Alıntı
Vampir romanı dediğimizde aklımıza hâlâ Dracula gelir, ama kurtadam romanı hep sahipsiz kalmıştı; Jake Marlowe ortaya çıkana kadar…

Eh, bence de zamanı gelmişti.

Yıllar yılı vampirlerin başrolleri aldığı, kurtadamların figüran rolü oynadığı eserler okuduk/izledik. Hatırlıyorum, küçüklüğümden beri aklıma takılıyordu bu durum. Anlam veremiyordum. Neyse ki sonunda biri (hem de Glen Duncan gibi kabına sığmaz biri) bunu yaptı ve kurtadamları başrole oturttu.

Son Kurtadam beni yer yer büyüleyen, yer yer gözlerimi devirmeme neden olan, bazense durup düşündüren bir roman oldu. Özet yorumum "arada kaldım" olacak. Çünkü beğendiğim, elimden bırakamadan okuduğum yerler kadar eleştirdiğim yerler de var ve bunlar bir araya gelince beni tarafsızlığa sürüklüyor.

Kitabın başı benim için harika başladı. Hatta kitabın yarısından sonrasında o başlangıcı arar oldum. Göndermeler, dönemin ikonlarına dokundurmalar, Jake Marlowe'un zihninde gezintiler oldukça güzeldi. Glen Duncan'ı tebrik edeceğim yegane nokta başrole koyduğu kurtadam figürünü işleyişine dair olacak. Çünkü Jake karakterinin yaşayışı (hem de o milyonerliğine ve modernliğine rağmen) insanın en temel güdülerinden bazıları üzerine kurulu. Bunda içindeki hayvanın etkisi büyük. Beslenmek, beslenmek için öldürmek ve çiftleşmek üçlüsünde gidiyor Jake'in hayatı. Kendi tanımıyıla: "siköldürye". Tıpkı ayın dolunay haline ulaşana kadar geçirdiği evreler gibi Jake de bu döngüde çeşitli evreler geçiriyor. Duncan bu noktayı çok güzel yakalamış.

Şimdi araya bir eleştiri sıkıştralım. Jake'in bilgisi ve düşünceleri arasında süzülmek oldukça hoştu. Kendisinin pek çok düşüncesinde durup kendi fikirlerimi tartar oldum kitap boyu. Fakat bir nokta var ki bu kendiyle çelişme neden, ben onu çözemedim. "Tanrı öldü, ironi hala yaşıyor" cümlesini sık sık tekrar eden, Tanrı'nın varlığına dair herhangi bir inanca sahip olmayan ve onu yadsıyan Jake, neden bazı durumlarda "Bunu ancak Tanrı bilir" gibi cümleler kuruyor? E hani yoktu Tanrı? Ya da ölmüştü? "Tanrı yardımcısı" olsun tarzında birkaç kalıp daha da geçiyor. Bu çelişki işte gözlerimi devirdiğim nokta oldu.

Bir başka durumsa spoilera gireceği için hemen spoiler kutusuna geçelim.

Spoiler: Göster
Karısını yediği sahne bana oldukça etkileyici geldi. Bir kurtadamdan beklenecek bir hareket. Fakat kadının hamile olması, Jake'in vahşi doğasına uymuyor bence. O hedonist ilişkilerini bir çocuk gibi romantik bir öğeyle bozmuş Duncan (benim gözümde). Aynı durum daha sonra Talulla için de geçerli oluyor. Jake Marlowe imajı bu iki çocukla beraber benim için çelişkiye düştü. Keşke sadece kadınlar olsaydı da çocuk gibi pembe düşlere neden olan etmen ortaya çıkmasaydı.

Tabii okur olarak benim görüşüm bu. Kurgusal bir eleştiri.


Jake'i kitap boyunca pek çok cinsel ilişki sahnesinde görüyoruz. Kendisine itici gelen kadınlarla yatmak gibi bir tercihi var ve bence bunun için gayet de geçerli bir nedene sahip. Nedenini dolaylı yoldan öğrendiğimizde Duncan'ı bir kez daha takdir ettim. Normalde fahişeler ve onları kiralayan erkekler düşünüldüğünde, erkeklerin beğenecekleri kadınları seçeceklerini düşünürüz. Oysa Jake için (güzel olsalar da) durum tam tersi. Bu alışıldık algılaya güzel bir tekme yatıyor burada. Ancak Jake'in cinsel ilişkilerinin detayları kitabın sonlarına doğru beni sıktı. Artık olay örgüsü içinde merak ettiğimiz başka şeyler varken, halen daha tüm detayları bilmeye gerek yoktu bence. Bu noktasını sıkıcı buldum diye tekrar edeyim ve yorumumu sürdüreyim.

Son Kurtadam düşünsel ve göndermeler bakımından hoş bir seyir olsa da kurgu açısından beklediğim vuruculuğa sahip değildi. Vampirlerin dahil oluşu, kurtadamları avlayan örgütümüz vs. oradaki akışlar çok oldu bittiye geliyordu.

Birkaç örnek için yine spoiler kutusu geliyor:

Spoiler: Göster
Delon ile tanışması ve ondan kaçışı çok oldu bittiye geliyordu yahu. Her şey pat pat pat diye oluyor, sonra bitiyor.

Aynı şekilde tekilatın içindeki teşkilat (paralel ksladfjdsf) olayı, sonrasında Ellis'i küt diye bulan ve  "her şeyden haberdardım" tavrıyla Grainer'ın yeni kavuşmuş Jake ile Talulla'nın yanına gelişi... Öyle hızlı oluyor ki, Duncan'ın daha iyisini yapabileceğimi düşünüyorum. Bir tenis maçı gibi kafamı bir o yana bir bu yana hızla çevirmek zorunda kalmış gibiydim. Nasıl ve niyesi bu bahsettiğim noktalarda açıklanmıyordu.


Ellis'in geçtiği bazı başka sahneler de çok hızlı geçiyordu. Cümleler yutuluyordu sanki. Bir şeyler daha anlatılacaktı da o kısımlar es geçilmişti. Ben böyle hissettim.

Bu arada bu kadar cinsellik içeren bir kitapta son zamanlarda okuduğum en doğru cümlelerden biri Grainer'den geldi. Hani şu "vücutlarında bir delikle doğdukları için tüm dünyanın içlerine girmeyi hak gördüğü" kadınlar ve onların bu hayat karşısındaki zorunlu sinsiliği hakkında olan. Kitap yanımda olmadığı için cümleyi birebir yazamadım. Eve geçtiğimde burayı tam cümleyle editleyebilirim.

Son olarak, vampirlerin de olaya dahil oluşuyla vampir - kurtadam nefretini bir de Duncan yorumuyla okumuş olduk. Bu yorumu beğendim. Özellikle o yayılan pis koku, birbirlerinden neden/nasıl farklı olduklarının işlenişi gayet güzeldi. Vampirlerin ne kadar aristokrat olsalar da insani zevklerden uzak formları ve kurtadamların adeta sokak köpeği olarak görülmesine karşın onlara oranla ne kadar insan olduğunu gördük. Onların mahrum kaldığı ya da artık ihtiyaç duymadığı hayattaki her tadı kurtadamlar yaşamaya devam ediyor.

Jake Marlowe kurtadamların öne çıktığı bu kitapta bu hayali ırka gereken önemi veren bir karakterdi. Kendisiyle tanıştığıma mutlu oldum, ama kitabın başından ortalara kadar olan kısmı daha çok sevdiğimi söylemek zorundayım. Başındaki etkiyi sürdürseydi keşke. Yarısından sonrasında ithişamı gözümde soluklaştı. Bu arada yanlış anlaşılmasın, kitabın en sonu şok edici olduğu kadar böyle bir esere uygundu da. Derdim yarıdan sonrasıyla.

Yetişkinler İçin Fantastik Edebiyat (http://www.kayiprihtim.org/portal/projeler/yetiskinler-icin-fantastik-edebiyat/) projemizi yaptığımızda bu kitap basılmış olsaydı mutlaka dahil ederdik diye de düşünmeden edemiyorum.

Kitabın devamına karşı olan merakım biraz sönük. Ama çıkarsa okuyacağım, önyargılı olmamak gerek. Nedeni şöyle;

Spoiler: Göster
Talulla'da Jake'in etkisi maalesef yok. Ancak kitabın adı Talulla Rising olduğu için onun ikinci kitapta bir hayli değişeceğini de düşünmüyor değilim.


Bana ilginç mi ilginç bir okuma deneyimi yaşattı Son Kurtadam. Artılarıyla ve eksileriyle sıra dışılığı yakalamayı başarıyordu.

Ve küçük bir not: Jake Marlowe her ne kadar "son kurtadam" olarak tükenmişliğini sonuna kadar yaşamak ve ölmeyi istese de "yaşam" her zaman ağır basıyor. Bunu da bu eserde görmek güzel oldu.


Not 2: Çeviri enfesti. Bazı yerlerde "yahu bu cümle nasıl böyle güzel Türkçeleştirilmiş?!" demekten alamadım kendimi. Çevirmene buradan "yauuvv, nereden buluyorsun bu cümleleri" [*]Göndermeyi anlayan aldı :D[/*] demek istiyorum :D.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: TheWalkingIdeas - 23 Şubat 2015, 10:59:14
Kitap hakkında hiçbir bilgim yok -yoktu-, tek ilgimi çeken "new york times" yazmak yerine "uluslararası" yazarak kıvırmış olmaları.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: - 02 Mart 2015, 16:14:55
Hazal hanım, nitelikli bir yorum olmuş, keşke bunu inceleme olarak yayınlasak. Aylardır yazmak istediğim yorumu siz yazmışsınız.

Lakin yazara olan yoğun beğenimden olsa gerek olumsuz hiçbir yan göremiyorum kitapta. Nesnel bakamıyorum çünkü. Yıllarca beklemişim Glen Duncan'dan bir kitap daha okumayı, ne isterim başka?

Fakat bir nokta var ki bu kendiyle çelişme neden, ben onu çözemedim. "Tanrı öldü, ironi hala yaşıyor" cümlesini sık sık tekrar eden, Tanrı'nın varlığına dair herhangi bir inanca sahip olmayan ve onu yadsıyan Jake, neden bazı durumlarda "Bunu ancak Tanrı bilir" gibi cümleler kuruyor? E hani yoktu Tanrı? Ya da ölmüştü? "Tanrı yardımcısı" olsun tarzında birkaç kalıp daha da geçiyor. Bu çelişki işte gözlerimi devirdiğim nokta oldu.

Bu kısımlar bana Marlowe'un ironisinin bir parçası gibi geldi. Onun içinde bulunduğu acı mizahın bir parçası bu ifadeler. İnandığı için söylemiyor. Tabi ne kadar kuvvetli bir inançsızlığa sahip olsa da yaşadığı büyük lanetin ve akabindeki acının müsebbibi olarak bir Tanrı'yı suçlamayı çok istiyor. Zaman zaman bir gölge gibi aklından geçiyor da olabilir bu düşünce.

Cinsellik kısmına gelince: Kitaba yöneltilen olumsuz eleştrilerin çoğunda bu konu ortaya atılmış ama ben abartılı ve gereksiz bir cinsellik görmedim kitapta. Hatta bu kadar yaygaraya gerçekten sert bir şeyler bekliyordum ama filmlerde ve romanlarda hayatın bu kısmına eğilinmediği için bu kadar cinsellik bile okura fazla gelebilir tabi. Jake Marlowe, kurtadam olmadan önce eşiyle yaşadığı cinselliğin sınırsızlığından sıkça bahsediyor zaten, yani bu, kitabın ana izleklerinden biri. Bu izleği başta kabul ederek okumalıyız romanı.

Kalan her şeyde çoğunlukla katılıyorum Hazal hanıma. Elinize sağlık.

Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Fırtınakıran - 02 Mart 2015, 16:19:01
Çok teşekkür ederim Bülent Bey. Dilim döndüğünce ve elimden geldiğince objektif olmaya çalıştım.

Alıntıladığınız kısma getirdiğini yorumu okuyunca "olabilir" dedim. Hala keşke öyle olmasaydı diyorum, ama sizin de ortaya koyduğunuz düşünce belli bir mantığa sahip. O açıdan bakınca daha bir anlamlı, daha bir oturmuş oldu. Teşekkürler. Sizin bakış açınızı görmek güzel oldu. Bir şeyler yerine oturdu.

Cinsellik konusundaysa beni tekrar sıktı açıkçası. Olayın cinsellik üzerinden gitmesinden öte, detaylı tekrarları yadısıdım. Özellikle olaylar en heyecanlı noktalardayken o kısımlar beni tökezletiyordu. Yoksa Grinin Elli Tonu varken Glen Duncan da kimmmiş :D?

Bence güçlerimizi birleşitirp ortak bir inceleme yazabiliriz :). Dilerseniz tabii.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: - 02 Mart 2015, 16:23:29
Bence güçlerimizi birleşitirp ortak bir inceleme yazabiliriz :). Dilerseniz tabii.

Onur duyarım. Çok da mutlu olurum.

Not: Çeviri enfesti ama düzelti için aynını söyleyemeyeceğim, özensizdi.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Grayswandir - 02 Mart 2015, 17:23:18
Fakat bir nokta var ki bu kendiyle çelişme neden, ben onu çözemedim. "Tanrı öldü, ironi hala yaşıyor" cümlesini sık sık tekrar eden, Tanrı'nın varlığına dair herhangi bir inanca sahip olmayan ve onu yadsıyan Jake, neden bazı durumlarda "Bunu ancak Tanrı bilir" gibi cümleler kuruyor? E hani yoktu Tanrı? Ya da ölmüştü? "Tanrı yardımcısı" olsun tarzında birkaç kalıp daha da geçiyor. Bu çelişki işte gözlerimi devirdiğim nokta oldu.

Aslında bu gerçekte de karşılığı olan bir durum. Türkçeden örnek vermek gerekirse, birçok inançsız insan(kendim de dahil olmak üzere) "inşaallah", "allah allah" gibi kalıpları kullanıyor sık sık. Bunlar dini bağlamdan büyük oranda koparak dilin parçası haline gelmiş ifadeler. İnançlı kişiler dahi bunları kullanırken her zaman ilahi bir anlam yükleyerek kullanmıyor. Eh, İngilizcede de aynısı geçerli. Örneğin; "God knows where you were" cümlesinin direkt çevirisi "Tanrı bilir neredeydin" olmasına rağmen, verilmek istenen anlamın basitçe "Kim bilir neredeydin" olması çok muhtemel. Buradaki "tanrı" kelimesi tanrıya refere etmekten ziyade bu şekilde kalıplaşmış olduğu için kullanılıyor.

Bülent Beyin söylediği gibi bir ironi anlamı da taşıyabilir elbette, bu da mantıklı bir açıklama. Hatta iki açıklama aynı anda geçerli de olabilir. Yazarın niyetinin tam olarak ne olduğunu bilemiyoruz tabii.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: TheWalkingIdeas - 02 Mart 2015, 19:59:54
Bence kesinlikle ironi yapmış ve her dediği sözü bilinçli olarak kullanmış
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Fırtınakıran - 02 Mart 2015, 20:03:27
Glen Duncan'a kaç kişi aşina, ben onu merak ettim asıl :). Bülent Bey yazarı epey seviyor ama diğer arkadaşlarımız yazarı tanıyarak mı diyor bunları? Okuyarak cevap verdiğinizi umuyorum :).

Bu arada inançsız kişilerin "inşallah" gibi sözler söylediğini ben de düşünmüştüm. Ağız alışkanlığı ya da kulak dolgunluğu denebilir. Ama yazı farklı bir şey. Söylerken daha kolay, ama yazarken daha yavaş bir süreç söz konusu.

Yabancı okurların yorumlarına baktım. Onlar da ikiye bölünmüş. İlginç.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: TheWalkingIdeas - 02 Mart 2015, 20:06:55
Hayır hiçbir kitabını okumadım yazarın sadece mantık yürüttüm. Hatta sadece kendiyle çelişkili olduğundan bahsedileni okuyup diğer yazılan mesajları okumadım.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Fırtınakıran - 02 Mart 2015, 20:08:56
Kitabın kendisini okuyunca çok daha güzel varsayımlar üretebiliriz. Tamamını görünce eminim dahası da olacaktır. Merak eden herkese tavsiye etmiş olayım kitabı da :).
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Grayswandir - 02 Mart 2015, 23:34:25
Yazı dilinin daha özenli olması konusundan bahsedecektim, unutmuşum. Sanıyorum yanlış anlaşıldım, o yorumumla yazarın bu ifadeleri isteyerek kullanmadığını söylemek istemedim ben. Glen Duncan bilinçsizce yazmayacak kadar iyi bir yazar, elbette her yazdığını özellikle seçerek yazıyor. Jake'in o şekilde kullanmasından bahsediyorum. Yazarın, karakterine doğal bir dil kullandırma amacıyla bu ifadelerden kaçınmamış olması mümkün. Fakat ironi amacı daha baskın olabilir elbette, yazarın ve karakterin tarzını düşünürsek. Hatta dediğim gibi, her ikisinden de biraz olduğunu düşünüyorum.

Bu arada kitabı okudum elbette. Yukarıda da ufak bir yorum yapmıştım zaten.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Giskard - 04 Mart 2015, 20:37:50
Bence güçlerimizi birleşitirp ortak bir inceleme yazabiliriz :). Dilerseniz tabii.

Onur duyarım. Çok da mutlu olurum.

Not: Çeviri enfesti ama düzelti için aynını söyleyemeyeceğim, özensizdi.

Buraya bir parantez açayım: Kitabın çıkışı biraz aceleye getirildi; şahsen ben çeviriden memnun değildim ve üzerinde daha fazla çalışmak istedim. Ama yayın programında değişiklik yapılmaması gerektiği için kaldığım yerden itibaren diğer editör arkadaşlar devam ettiler. Bildiğim kadarıyla onların da kısıtlı bir zamanda bitirmesi gerekti düzeltiyi.

Özensiz görünen kısımlar varsa bundan kaynaklanıyor olabilir.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: mit - 15 Mart 2015, 16:37:09
Ben bu kitabı sevmedim :/

Başta Bülent Bey olmak üzere beğenenlerin fikrine saygım sonsuz, o yüzden bu satırları yazmak beni biraz üzüyor. Ama fikrimi belirtmeden de duramayacağım; en azından farklı bir bakış açısı getirmiş olurum.

Kitaba başladığımda gayet umutluydum aslında. İlk sayfasındaki betimlemeleri cidden sevdim. Ayrıca Jake Marlowe karakteri de gözüme bayağı ilginç geldi. Düşünsenize; yüzlerce küsur yaşında, ta 1800'lü yıllarda yaşamış, pek çok şey görmüş, yaşama doymuş, hatta bıkmış bir kurtadam var karşımızda. Üstelik de son kurtadam... Ve peşinde DOKET adlı, canına kast etmiş gizli bir örgüt var. Ufukta güzel bir macera gözüküyor diye düşünüyorsunuz.

Sonra Jake'in arkadaşı, koruyucusu, minyonu Harls çıkıyor ortaya. Aralarında "Tanrı öldü, ironi hala neşeli bir şekilde yaşamaya devam ediyor," gibi bir cümle geçiyor. Normal diyorsunuz, sonuçta hayatta kalabilmek adına öldürmek zorunda kalan bir kurtadamın yaradılışı sorgulamasından daha normal bir şey olamaz. Sonra Harls'ın homoseksüel olduğunu öğreniyor, kitapta çarpık şeyler göreceğimizin ilk sinyalini alıyoruz. Umursamıyoruz, ne de olsa hem hayatın bir parçası hem de bir kitapta ilk kez görüşümüz değil böyle şeyleri.

Derken "Tanrı yok ve onun bize verdiği tek emir yaşamak," diye abuk sabuk, o ana kadar okuduğumuz her şeyle çelişen bir cümle geliyor. 'E madem yok, ne diye emrine uyuyorsunuz?' diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Sonra Jake dışarı çıkıyor ve o noktadan itibaren sürekli kafasından geçen düşüncelere, fikirlere, Tanrı'nın olmadığını her an kanıtlama çabalarına, hayattan ne kadar bıktığına, ne kadar bıktığına, ne kadar bıktığına, ne kadar bıktığına, ne kadar bıktığına dair sonu gelmez bir anlatı başlıyor ve kitabın neredeyse ortalarına kadar bu böyle devam ediyor. Bu esnada Glen Duncan da Jake'in ağzından sürekli ne kadar zeki olduğunu çabalama, etkileyici laflar etme, okuyucuya zekasını kanıtlamanın peşinde koşuyor (Ama tüm o zekasına rağmen kadınlık organını tanımlamak için dünyadaki en kaba kelimeden [cunt] başka bir şey düşünme zahmetine katlanmıyor.)

Ve daha da kötüsü bunu yapamaması, becerememesi. Afili laflar etmeyi ön plana, hikaye anlatımınıysa ikinci, hatta üçüncü plana attığı için okurken feci derecede sıkılmanıza ve "Kapa artık şu lanet çeneni!" diye bağırmanıza neden olan bir yazar kendisi. Neden mi? Çünkü ana karakteri üzerine ateş açılırken banka reklamlarını, o reklamda oynayan kadının seksi dudaklarını ve ekonomik krizi düşünüyor. Paragraflarca... Üzerine bir vampir saldırırken Amerikan Sapığı kitabından bahsedip onu eleştirmeye ve onunla ilgili anılarından bahsetmeye başlıyor. Paragraflarca... Koskoca Eflatun'un ilkelerini sekse bağlıyor ve o değerli şahsı pis kokulu bir hayvana benzetiyor. Kitaptaki tüm kadınlar birer seks objesi ve değerleri "sinsi" vajinalarının (onun kadar kaba olamadığım için kusura bakmayın)  "kokularına" göre belirleniyor. Hazreti Meryem ile Havva da bu muameleye dahil...

Dahası sürekli olarak Tanrı'yı aşağılama ve yokluğunu okuyucuya kabullendirme peşinde ama ne ironiktir (geri zekalılık, aptallık, acizliktir) ki karakteri başı her sıkıştığında o "olmayan" Tanrı'nın adını ağzına alıyor, "Bunu sadece Tanrı bilir," gibi laflar ediyor, hatta DUA ediyor. (Bunun ironi olduğunu hiç ama hiç sanmıyorum bu arada.)

Bitmedi, her şey bitince, senaryo aniden keskin ve beklenmedik bir dönüş (twist) alınca sıra okura geliyor ve resmen zekanızla dalga geçiyor. "Bunu sen bile görememiştin değil mi ey okur?" O ana kadar tek bir ipucu vermediğin bir gelişmeyi Deus Ex Machina yöntemiyle yüzüme fırlattın; bunu nasıl görebilirim ki "sayın" yazar?

Kitaptaki seks sahnelerini gereksiz detaylı buldum. Yani... kitaplarda seks olabilir, bunu bir yere kadar kabul edebilirim. Ama seks için sekse karşıyım. Hele ki iş 18 yaşındaki ergenlerin "Ona tam 6 kez çaktım ama aletim hala taş gibi," gibi cümlelerine gelince gözlerimi devirmeden edemedim. Fantastik ve bilimkurguda buna karşıyım. Bu tarz şeyleri okumak istesem Whatpad'e girer, ergen pornosu okurum. Ya da Grinin Elli Tonu'na balıklama dalarım. "Son Kurtadam, fantastik edebiyatta yepyeni bir soluk" başlıklı bir kitabı değil...

Sonra... Gelelim en gıcık olduğum yerine... Hayattan ne kadar bıktığına, ne kadar bıktığına, ne kadar bıktığına, ne kadar bıktığına, ne kadar bıktığına dair sonu gelmez laflar eden anti kahramanımız "âşık" oluyor ve bir anda hayatta en çok değer verdiği insan olan karısını unutuyor, yaşama isteğini kaybettiğini unutuyor, o ana dek yaptığı her şeyi unutuyor ve kadının "bir tarafının" derdine düşüyor... Neden? Duncan o noktada kitabını üçlemeye çevirmeye karar veriyor da ondan.

Kitabı okuduktan sonra üşenmedim, oturdum ve Duncan'ı araştırdım. "Ben, Lucifer" kitabında da seksin ve tanrıyı yermenin ön planda olduğunu gördüm. Son Kurtadam'ın ikinci kitabı Talulla'nın Yükselişi'nde sadece karakterin cinsiyetinin değiştiğin, yine arsızca sevişen ve tanrı olgusunu durmadan yeren bir karakter gördüğümüzü öğrendim. Duncan'ın en az 3-4 kitabında da aynı temanın işlendiğine şahit oldum.

Duncan bununla da kalmıyor, verdiği bir röportajda fantastik edebiyatı bir porno yıldızına benzetiyor, yani gösterişli ama içi boş olarak tanımlıyor. İngiliz meslektaşlarına da kendisi gibi yazamadıkları için kabiliyetsiz yaftası yapıştırıyor. Peki kim bunlar? China Mieville, Lewis Carroll, J.G. Ballard, Neil Gaiman, Terry Pratchett... aklınıza "edebi" yazmayan kim gelirse.

Kısacası ne bu kitabı ne de Glen Duncan'ı sevdim. Bu kitabını... pardon, "kağıt israfını" da kimseye önermiyorum. Kendisinin de başka bir kitabını okumayı kesinlikle düşünmüyorum.

Başta da belirttiğim gibi, sözüm meclisten dışarı. Herkesin zevkine saygım sonsuz. Buraya kadar okuma zahmetine katlananlara da teşekkür ederim :)

Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Elendil_XX - 15 Mart 2015, 16:56:14
Harika bir eleştiri olmuş mit.

Gerçekten de bazı şeylerde "haklı" tiksinmelerin var.
Bu arada bu yazıyı okumam iyi mi oldu kötü mü oldu bilmiyorum, zira kitabı okuma konusunda içimde minicik bir istek vardıysa da o da bu yorum ile yok oldu diyebilirim. ;D
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Fırtınakıran - 15 Mart 2015, 17:13:21
Alıntı
Derken "Tanrı yok ve onun bize verdiği tek emir yaşamak," diye abuk sabuk, o ana kadar okuduğumuz her şeyle çelişen bir cümle geliyor. 'E madem yok, ne diye emrine uyuyorsunuz?' diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Ben bunu kendi yorumuma eklemeyi unutmuşum. Benzer yere takılmışız. Başlarda,

Spoiler: Göster
hayatından bıkmışlığına rağmen son vermemesiyle bu sözü benim için de çelişiyordu. Öte yandan ne kadar bıkarsa bıksın kişinin hayattan kopmasının zorluğuna da güzel bir örnek. Bu konuda hem eleştiriyor hem beğeniyorum :D. Ama "yaşam" ie ilgili kısımda oluyor bu. Yoksa bu gibi sözlerin yazarın ironisi olduğunu pek düşünmüyorum (halen).


Abi bu arada çeviri için ne düşünüyorsun? Kötüyüm, evet.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: mit - 15 Mart 2015, 17:34:28
Harika bir eleştiri olmuş mit.

Gerçekten de bazı şeylerde "haklı" tiksinmelerin var.
Bu arada bu yazıyı okumam iyi mi oldu kötü mü oldu bilmiyorum, zira kitabı okuma konusunda içimde minicik bir istek vardıysa da o da bu yorum ile yok oldu diyebilirim. ;D

Teşekkür ederim Elendil :) Ama amacım bu değildi, sadece beni iten kısımlarını belirtmek istedim ki okuma zevki benimkiyle benzer olanlar sıkıntı yaşamasın. Bak, "okuma zevki aynı olanlar" dedim dikkatini çekerim. :D Teşekkürler tekrardan ;)

Abi bu arada çeviri için ne düşünüyorsun? Kötüyüm, evet.

Harbiden de kötüsün :D İşin içinde Ozancan olduğundan, hem forumumuzun uzun soluklu bir üyesi hem de saygı duyduğum bir arkadaş olduğu için o konuda yorum yapmaktan özellikle kaçınmıştım. Yaptığı işe ve kendisine saygım var çünkü, hakkında kötü konuşmak istemem :)

Ama madem sordun, ben çeviriyi başarılı buldum. Bu kadar daldan dala atlayan ve konudan çok saparak tarihi olaylara, Amerikan kültürüne ve özellikle sinema filmlerine (Hah! Aklıma bir eleştiri daha geldi!) değinen bir anlatımın altından başarıyla kalkılmış bence.

Sinema filmleri... Kitabın istisnasız her aksiyon sahnesinde Jake "Eğer bu bir film olsaydı şöyle yapardım, ama değil," diyor. Sonra da gidip bir roman kahramanının yapabileceği en sıkıcı hamleyi seçiyor. Neden? Çünkü bu "gerçekçi" bir roman! Arada insanların bağırsaklarını yiyen kurtadamlar, vampirler falan var ama sizi kandırmasın bu...
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Light - 15 Mart 2015, 19:10:09
Güzel bir eleştiri olmuş abi tebrikler, gerçekten güzel bir eleştiri. :) Ama objektif bulmadım.

Diyelim ki bunu yazan anonim biri ve bu eleştiri hakkında aklıma gelenleri karşımdaki anonim biriymişçesine dile getireceğim.

Spoiler: Göster
Aralarında "Tanrı öldü, ironi hala neşeli bir şekilde yaşamaya devam ediyor," gibi bir cümle geçiyor. Normal diyorsunuz, sonuçta hayatta kalabilmek adına öldürmek zorunda kalan bir kurtadamın yaradılışı sorgulamasından daha normal bir şey olamaz.  Sonra Harls'ın homoseksüel olduğunu öğreniyor, kitapta çarpık şeyler göreceğimizin ilk sinyalini alıyoruz. Umursamıyoruz, ne de olsa hem hayatın bir parçası hem de bir kitapta ilk kez görüşümüz değil böyle şeyleri.

Derken "Tanrı yok ve onun bize verdiği tek emir yaşamak," diye abuk sabuk, o ana kadar okuduğumuz her şeyle çelişen bir cümle geliyor. 'E madem yok, ne diye emrine uyuyorsunuz?' diye düşünmeden edemiyorsunuz.

hatta üçüncü plana attığı için okurken feci derecede sıkılmanıza ve "Kapa artık şu lanet çeneni!" diye bağırmanıza neden olan bir yazar kendisi. Neden mi? Çünkü ana karakteri üzerine ateş açılırken banka reklamlarını, o reklamda oynayan kadının seksi dudaklarını ve ekonomik krizi düşünüyor. Paragraflarca... Üzerine bir vampir saldırırken Amerikan Sapığı kitabından bahsedip onu eleştirmeye ve onunla ilgili anılarından bahsetmeye başlıyor. Paragraflarca... Koskoca Eflatun'un ilkelerini sekse bağlıyor ve o değerli şahsı pis kokulu bir hayvana benzetiyor. Kitaptaki tüm kadınlar birer seks objesi ve değerleri "sinsi" vajinalarının (onun kadar kaba olamadığım için kusura bakmayın)  "kokularına" göre belirleniyor. Hazreti Meryem ile Havva da bu muameleye dahil...

Dahası sürekli olarak Tanrı'yı aşağılama ve yokluğunu okuyucuya kabullendirme peşinde ama ne ironiktir (geri zekalılık, aptallık, acizliktir) ki karakteri başı her sıkıştığında o "olmayan" Tanrı'nın adını ağzına alıyor, "Bunu sadece Tanrı bilir," gibi laflar ediyor, hatta DUA ediyor. (Bunun ironi olduğunu hiç ama hiç sanmıyorum bu arada.)

Kitaptaki seks sahnelerini gereksiz detaylı buldum. Yani... kitaplarda seks olabilir, bunu bir yere kadar kabul edebilirim. Ama seks için sekse karşıyım. Hele ki iş 18 yaşındaki ergenlerin "Ona tam 6 kez çaktım ama aletim hala taş gibi," gibi cümlelerine gelince gözlerimi devirmeden edemedim. Fantastik ve bilimkurguda buna karşıyım. Bu tarz şeyleri okumak istesem Whatpad'e girer, ergen pornosu okurum. Ya da Grinin Elli Tonu'na balıklama dalarım. "Son Kurtadam, fantastik edebiyatta yepyeni bir soluk" başlıklı bir kitabı değil...

, ne kadar bıktığına dair sonu gelmez laflar eden anti kahramanımız "âşık" oluyor ve bir anda hayatta en çok değer verdiği insan olan karısını unutuyor, yaşama isteğini kaybettiğini unutuyor, o ana dek yaptığı her şeyi unutuyor ve kadının "bir tarafının" derdine düşüyor... Neden? Duncan o noktada kitabını üçlemeye çevirmeye karar veriyor da ondan.

"Ben, Lucifer" kitabında da seksin ve tanrıyı yermenin ön planda olduğunu gördüm. Son Kurtadam'ın ikinci kitabı Talulla'nın Yükselişi'nde sadece karakterin cinsiyetinin değiştiğin, yine arsızca sevişen ve tanrı olgusunu durmadan yeren bir karakter gördüğümüzü öğrendim.

Bu kitabını... pardon, "kağıt israfını" da kimseye önermiyorum.

Başta da belirttiğim gibi, sözüm meclisten dışarı. Herkesin zevkine saygım sonsuz. Buraya kadar okuma zahmetine katlananlara da teşekkür ederim :)




Öncelikle homoseksüelliği çarpık bir şey olarak ya da çarpık kavramıyla ilintilendirerek tanımlayan herkesi kınadığımı, o insanların zihniyetlerinin ''iğrençliğini'' dile getirmiştim. Homofobik olabilirsiniz, iletişim kurmak, etkileşim kurmak zorunda değilsiniz. Bende de biraz homofobi denen olgudan bulunuyor, fakat etkileşimde bulunmuyorum ve saygı duysam da duymasam da o saygıyı gösteriyorum. Evet, homofobik olmaktan utanıyorum maalesef ama bilinçliliğimle o saygıyı göstermeye çalışıyorum.

Homoseksüellik değildir o bahsettiğiniz çarpıklık, herkeste bulunan nefsini idare edememedir; nefsini tamamen açığa çıkartmaktır. Anladığım kadarıyla, yazarın yaptığı şeydir; homoseksüellik denen olgu değildir.

Tarihe bakarsak: Ortaçağda bulunan bir olgudur bu çarpık düşünce, herkes heteroseksüel olsun da bize asker üretsin mantığıdır bu; bize kadın üretsinler de o kadınlar asker doğursun mantığı. Popülasyonumuz yükselip ırkımız yükselsin mantığının zihnimize empoze edilmiş halidir, bu genetik de olabilir.

''Tanrı öldü ve ironi hala neşeli bir şekilde yaşamaya devam ediyor,'' diye bir düşünceyi "Tanrı yok ve onun bize verdiği tek emir yaşamak," cümlesiyle çürütmeye çalışılmış; çürütülememiş. Abuk subuk diyerek,'' 'E madem yok, ne diye emrine uyuyorsunuz?' diye düşünmeden edemiyorsunuz.'' diyerek kendi içinde çelişik bir yapı olmuş. Eğer bu eleştiriliyorsa, etkileşim kurabiliyorsak, emir alabiliyorsak bu varlığın bizim özümüzden farkı anlatılmamış, subjektif ve dogmatik. Ayrı bir ''Tanrı'' olmadığı, sadece ''Düşünüyorsam varım.'' tezinden ortaya çıkılarak ortaya atılmış bir cümle, ironiyi belirterek derinliğini düşünürsek: Kendi içinde tamamen rasyonel.

Bu bağlamda ortada eleştirilecek bir şey yok kısaca.

Fantastik ve bilimkurgu türleri kurgu edebiyatı değil mi? Normal dünyayı kurgulayarak yeni bir bakış açısı yaratmıyor mu? Karşı olunan şey ahlaki değerler gereği ters düşüyorsa, bu tür eserler okunmaz.

Dendiği gibi Tanrı'nın adı ağzına alınıyor, bu bir ironi. Tanrı kişiselleştiriliyor, neşeli bir şekilde dalga geçilerek yaşatılıyor. Tanrı kendi içinde kişisel bir varlıksa ki öyle kabul ediliyor, böyle kabul edenler için ''Neden ölmesin?'' sorusunu akla getiriyor. Bence fantastik edebiyatta yeni bir soluk olabilir, neden olmasın? Bu kadar teizme karşı bir ideolojiye sahip birinin görüşünden dünyayı görmek güzel bir şey, karakterinde aşk kavramını nasıl işlediğini görmek güzel bir şey. Yazarın bakış açısından, yazarın ''kendi'' gerçekçiliğiyle okumak başka bir duygu.

Herkes kendi içinde, herkesten farklı bir ''Tanrı'' olgusu barındırır. Bu benim aklıma ''Great minds do not think alike.'' sözünü getirdi. Robert Silverberg'ün Gece Kanatları romanında da belirttiği gibi, ''Herkesin diğerlerinin yanındaki yerini bilebilmesi için sabit bakış açıları oluşturulması gerekiyordu.'' Bu gerekliliğe karşı olan insanları sevmemek ve kitaplarını okumamak bir opsiyon, kendi içinde çelişmeyen bu düşüncelere ''Aptallık, gerizekalılık, acizlik'' gibi yaftalar vurmak, düşünceleri/kitabı ''Boş, Kağıt İsrafı'' olarak değerlendirmekse hiç hoş değil, katılmıyorum. Ben, Lucifer elimde, en kısa zamanda bitirmeye çalışacağım.

Dediğim gibi ahlaki değerleriniz elvermiyorsa, kendinize işkence etmeyiniz. Baştan belli bir vizyonu var kitabın, incelemelere bakılırsa seksin öne çıkabildiği bilinebiliyor.

Burada yazdıklarım benim gördüğüm çelişkili noktalardı. :)
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: mit - 16 Mart 2015, 06:36:49
Ben homofobik değilim sevgili Mert :) İkimiz de İzmir'de yaşıyoruz, buralardaki durumu sen de benim kadar iyi biliyorsun. Çok yakından tanıdığım, beraber fazlasıyla vakit geçirdiğim tanıdıklarım var.

Benim orada çarpıklık diye anlatmaya çalıştığım şey o değildi aslında. Daldan dala atlarken o cümleyi nereye bağlayacağımı unutmuşum. Kitapta Jake'in karşılaştığı hemen hemen her karakterde bir sıra dışılık var diyecektim. Mesela homoseksüeller, hayat kadınları, lezbiyenler, travestiler, uyuşturucu kullanıcıları... Bu tip insanlarla karşılaşıyor Jake. Normal diyebileceğimiz tek kişi peşindeki Avcı; o da kötü adam olarak portre ediliyor.

Dediğim gibi, yazacak çok şey olunca bir sonuca bağlamayı unutmuşum o konuyu. ''Aptallık, geri zekalılık, acizlik, kâğıt israfı" gibi cümlelerle senin için aşırıya kaçtıysam kusura bakma. Evet ahlaki değerlerim, okuma zevkim, hayat görüşüm bu yazarın kaleme aldıklarını okumaya elvermiyor. Ben de bir daha hiçbir kitabını okumayarak kendime işkence etmeyeceğim zaten.

Sağlıcakla...
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: tormund - 16 Mart 2015, 07:52:20
Harika bir yorum olmuş. Okumayı düşünüyordum ama bu saatten sonra elimi bile sürmem.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Grayswandir - 16 Mart 2015, 18:03:05
Tanrının varlığı-yokluğuyla ilgili cümlelerde bir çelişki/hata olsa dahi, ki ben de kendi içinde rasyonel olduğu kanısındayım, buna niçin "geri zekalılık, aptallık, acizlik" gibi bir yakıştırma yapıldığını anlamakta güçlük çekiyorum. Zira başka herhangi bir konuda benzer bir hata yapılmış olsa bu derece bir tepki gösterileceğini pek sanmıyorum. Buradaki tepkinin büyüklüğü, konunun din ve inançla ilgili olmasından kaynaklanıyor görebildiğim kadarıyla. Sırf bu sebeple de hakaretler yağdırmak haksızlık oluyor sanki, öyle değil mi? Yazarın düşünceleri sizin ahlaki değerlerinizle bağdaşmıyor olabilir, ama bu bir kitaba "kağıt israfı" deme sebebi olmamalı.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: mit - 16 Mart 2015, 18:22:27
Ya arkadaşlar... ben fikrimi söyledim, sizinkine de saygı duyduğumu belirttim, değil mi? Bakın Bülent Bey sağ olsun, özel mesajdan "Çok güzel özetlemişsiniz," diyerek hiç polemiğe girmedi. Buradan ona anlayışı için bir kez daha teşekkür ediyorum. Ki kendisi Glen Duncan'ın ve bu kitabın çok büyük bir hayranıdır.

Sizden ricam benim cümlelerim üzerinden devam ettirmeyin bu tartışmayı. Kitap hakkındaki kendi düşüncelerinizi belirtin. Bir forum yöneticisi ya da ağabeyiniz olarak değil, bir forumdaşınız olarak sizden ricamdır bu. Teşekkür ediyorum anlayışınız için.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Marius - 16 Mart 2015, 18:39:34
Şu anda mit'in temsili yüz ifadesi;

Spoiler: Göster
(http://www.meh.ro/wp-content/uploads/2015/03/meh.ro11927-455x671.jpg)


Ancak hala sevgili saygılı! İstese hepinizi tek tuşla banlayıp tiranlığını kurabilir ama o güçlerini kötüye kullanmıyor! Çünkü o hakettiğimiz değil ihtiyacımız olan kahraman...
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Fiddler - 16 Mart 2015, 18:42:44
Kısacık bir konuya değinip kaçacağım,

Hepimiz İhsan Abi'yi, yazar, çevirmen, editör, ayakkabı bağlayıcısı, itfaiyeci, destroyer of the worlds vs. vs. olarak tanıdığımız için,

onun da her şeyden önce profesyonel ilişkisi bulunmayan kitaplara karşı sadece bir "okuyucu" olduğunu, ve her okuyucu gibi onun da bir yazar için kişisel ve kendince "gerizekalı" diye serzenişte bulunabileceğini unutuyoruz.

O yüzden bir "okuyucu" olarak okuduğu kitap ve yazar için "aptal" veya "kağıt israfı diyebileceği" gibi "glen duncan <3 mit 4ever !!111!!birbir!2' de yazabileceğini, ve bunun saygı anlamında bir sorun teşkil etmeyeceğini düşünüyorum.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: - 16 Mart 2015, 18:57:57
Ya arkadaşlar... ben fikrimi söyledim, sizinkine de saygı duyduğumu belirttim, değil mi? Bakın Bülent Bey sağ olsun, özel mesajdan "Çok güzel özetlemişsiniz," diyerek hiç polemiğe girmedi. Buradan ona anlayışı için bir kez daha teşekkür ediyorum. Ki kendisi Glen Duncan'ın ve bu kitabın çok büyük bir hayranıdır.

Sizinle bu kitap üzerinden tatlı tatlı atışmayı çok seviyorum, radyonun sohbet alanında da şakalaşıyorduk, güzeldi. Sürekli birbirimizi ağırladığımız oluyor bu forumda, bir çok kitabı hep beraber ölümüne beğeniyoruz; lakin asıl fikir ayrılıklarımız üzerinden kafamızı işletebiliriz sanırım.

Diğer yandan, şahsen anam-babam-ağabeyim-amcaoğlum olmayan Glen Duncan, gözümde sizin tırnağınız kadar değerli olamaz İhsan bey, bunu bilin.

Spoiler: Göster
Ama adam (Glen Duncan) deli yazıyor, seviyorum keratayı (güler).
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Grayswandir - 17 Mart 2015, 18:25:15
Öncelikle zaten kendim de sıradan bir okuyucudan fazlası değilim, ve başkalarının yorumlarını da mümkün olduğunca kim olduklarına bakarak değerlendirmemeye çalışıyorum. Burada da, en azından kendi adıma, sorun karşımdakinin editör/çevirmen/yazar/okur olmasıyla ilgili değil.

Ya arkadaşlar... ben fikrimi söyledim, sizinkine de saygı duyduğumu belirttim, değil mi? Bakın Bülent Bey sağ olsun, özel mesajdan "Çok güzel özetlemişsiniz," diyerek hiç polemiğe girmedi. Buradan ona anlayışı için bir kez daha teşekkür ediyorum. Ki kendisi Glen Duncan'ın ve bu kitabın çok büyük bir hayranıdır.

Sizden ricam benim cümlelerim üzerinden devam ettirmeyin bu tartışmayı. Kitap hakkındaki kendi düşüncelerinizi belirtin. Bir forum yöneticisi ya da ağabeyiniz olarak değil, bir forumdaşınız olarak sizden ricamdır bu. Teşekkür ediyorum anlayışınız için.

Yorumunuz üzerinden bir tartışma yürümesini gayet doğal buluyorum. Fikrinizi söylediniz, evet, bunda hiçbir sorun yok. Bizim düşüncemize saygı duymak zorunda da değilsiniz, ama duyuyorsanız bu da gayet güzel. Buna karşılık biz de, nasıl ki diğer arkadaşlar sizin yorumunuzu beğendiklerini ifade ediyorsa, katılmadığımızı sebepleriyle açıkladık. Ki forum ortamının asli amacının tam da bu olduğunu sanıyorum. Bu sebeple ricanızı kırmak zorundayım, çünkü birbirimizden belli şeyleri konuşmamayı rica etmek sağlıklı bir tartışma ortamı oluşmasını imkansız hale getiriyor.

Kibarca konuşmak konusunda çok becerikli değilim, fakat saygıda kusur etmediğimi umuyorum. Yine de aşırıya kaçtıysam kusura bakmayınız efendim.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam - Glen Duncan
Gönderen: Ugur - 12 Eylül 2015, 20:13:19
Kitabı zamanında okumamıştım şimdi devamıda çıktı serinin ikinci kitabı , yukarıdaki yorumlara ek olarak hem ilk hem ikinci kitabı okuyan ve olumlu olumsuz birşeyler yazacak var mı ? Sadece ilk kitap üzerinede yorum alabilirim. "Tanrı yok ama emirleri var , tanrı öldü , tanrı bilir." vs gibi çelişkiler ya da bir kısmımıza göre ironiler okuma zevkimi bozmuyor ama Mit'in eleştirdiği gibi kitap ve devamı , bir kağıt israfımı yoksa her şeye rağmen okumaya değer bir eser mi ?
Başlık: Ynt: Son Kurtadam Serisi - Glen Duncan
Gönderen: Fırtınakıran - 19 Ekim 2015, 17:26:12
Talulla'nın Yükselişi de böylece bitti. Aşağıdaki yorumda (küçücük bir yer hariç) hiç spoiler vermeden yorum yapacağım.

Son Kurtadam serisiyle ilgili (gerçi serinin asıl adı Bloodlines) genel bir sorun yaşıyorum. Bu sorun kitabın seyir hızıyla alakalı. Kitabın ortalarında durup okur yorumlarına baktığımda, bazı okurların da benimle aynı sorunu yaşadığını gördüm.

Glen Duncan hızlı başlıyor, merak uyandırıyor, güzel gidiyor. Derken kitabın ortalarına bir geliyoruz (küt), hız aniden düşüyor. O orta kısımlar benim için iki kitapta da sürünmecede geçti. Merakla okuduğum kitap bir anda ilgimi yitirdi. Sonra devam ediyoruz ve yükseliş tekrar başlıyor.

Her iki kitabın da hızını şöyle görüyorum: V. Ortalardaki o düşüş benim gözümde gerçekten dibi görüyor. Neyse ki ayağını dibe vurup yeniden yükselişe de geçiyor. Duncan bunu yapmasa aslında çok daha güzel olacak. Diyorum ya, böyle düşünen tek okur da değilmişim. Artık iyice merak edip sırf bunun için oturup yerli/yabancı okur yorumlarını okudum.

Her neyse. Biz konuya dönelim.

Malumunuz, bu kitabın başrolünde Talulla var. İlk kitapta pek çok kişinin favorisi olan Jake yok. Jake'e hayran değildim, ama iddialı bir karakter olduğunu kabul etmek gerek. Yazarın Jake'ten sonra nasıl devam edeceğini, daha doğrusu devam edip edemeyeceğini merak ediyordum.

Talulla ile çok farklı bir bakış açısına kavuşuyor.  Bir kurtkadın. Bir kadın. Bir anne. Hem de, (ilk kitabı okumayanlar bakmasın)

Spoiler: Göster
Kurtadam lanetine doğuştan sahip bebekler doğuracak bir anne.


Bir de kendisi Jake gibi 200 yaşında ve hayattan bıkmış değil. Talulla Jake'e göre kıpır kıpır. Bu farklılığı yansıtabilmesi ve yansıtış şekli güzeldi gerçekten.

Jake bize günlükleriyle eşlik ediyor bu arada. Hiç yok diyemeyiz. Jake'in meşhur günlüklerinden parçalar çıkıyor kitap boyunca karşımıza.

Jake ve Harley arasında olan ilişki, bu kitapta Talulla ve Cloquet arasında var. Harley'nin Jake için yaptığı pek çok şeyi, Cloquet'nin Talulla için yaptığını görüyoruz. Bu kadar benzerlik olmasaydı keşke. Neyse, yine de çok takılmadım. Çünkü bu kitapla birlikte büyük resmi görmeye başlıyoruz. Bu kitapla birlikte sadece Talulla'nın değil, kurtadamların yükselişini görüyoruz.

Bu kitap serisi için "kurtadamların Dracula'sı" deniyor ya, ben bunu bir okur olarak kabul ediyorum. İlk kitap için de demiştim. Artık birilerinin kurtadamları da doğru düzgün anlatma vakti gelmişti.

Glen Duncan anne olmak ve anne olmaya dair şehir efsanelerini bir kurtkadın üzerinden sorguluyor. Güzel de yapıyor. Zaten kendisi gayet ayrıksı bir yazar olduğu için, annelikle ilgili konuları tüm çıplaklığıyla irdeleyebilmiş.

Aksiyon dozu ilk kitaba göre daha yüksek. Vampirler, Helios projesi ve DOKET, yine hepsi burada ama daha da sert. Büyük resmi gerçekten sevdiğimi söylemeliyim. Yükselişi de sevdim doğrusu.

Yalnız Glen Duncan ile anlaşamadığımız bir nokta var. Konu güzel, özgün ve beni bir okur olarak merak ettirerek okutuyor. Bu serinin hayli hayli yetişkin içerikli olduğunu da biliyoruz.  Vampirler de, kurtadamlar da beslenme sahnelerinde içimi defalarca kez kaldırıyor. Ama Duncan benim gözümde, her iki kitabın da belli yerlerinde kendi ayağına sıkıyor. Güzel bir kurgu, uzun yaşamlı insanların gözünden dünya tasviri vs her şey güzel. Fakat bazı yerler zorlama benim için. Kitabın belli kısımları var ki, satış kaygısıyla yazıldığını düşünmeden edemiyorum.

Bir de ne olur artık şu para bitsin. Tamam Jake 200 yaşında. Adam 200 yıl boyunca servetin üstüne servet ekledi. Ama eldeki para sayesinde bazı şeyler o kadar kolay oluyor ki, kitapta bitmeyen bir Deus ex machina durumu ortaya çıkıyor. (Olmasın bu Duncan :/)

Bu kitapta da vampire dönüşmenin bir çeşit ölüm ve vampirlerin de ölü oluşu, öte yandan kurtadam ve kurtkadınlarınsa (kurtinsan?), bu lanetle birlikte yaşamın başka bir evresine geçtikleri gözler önüne serilmiş. Yazarın bu ayrımı yapabilmesini seviyorum. Yüzyıllardır süre gelen vampir vs kurtadam savaşına da başka bir boyut katıyor hem.

Tallula'nın Yükselişi kendi içinde de yükselişe sahip bir kitap.

Şimdi gelelim spoiler vermeden 3. kitap yorumlarıma.

2. kitabın bitişi zaten olacakları gösteriyor. 3. kitabın arka kapağı da 2'nin sonunda aklınıza geleni bağırıyor resmen. Eğer seri böyle sonlanacaksa, eh, çok da hoşuma gitmez. Yine şöyle bir baktım, bazı hayranları serinin tamamlanışını zayıf bulmuş. Şu an tek derdim o fikirle ilgili. İkinci kitapta gördüğümüz büyük resmi sevdim ve meraklandım. Ama serinin sonuna dair olacak olan şeyi o kadar sevmedim şimdilik.

Editörlük ve Çeviri

Şimdi burada demek istediğim birkaç şey var açıkçası.

Çeviri ve editörlük okuma seyrinizi baltalayacak hatalara sahip değil. Ancak bazı durumlar var ki değinmeden geçmek istemiyorum.

Bunlardan ilki, Walker karakteriyle başlayan "D Hanım" hitabı. Talulla Demetriou, Talulla'nın tam ismi biliyorsunuz. Walker ona kitabın büyük kısmı boyunca D Hanım dedi. Gayet güzel. Demetriou Hanım dedi bazı karakterler. Süper. Fakat neden kitabın sonlarına doğru Miss Demetriou ve Miss D oldu bu kadın yahu?

Bir başka durumsa kelimelerdeki kişi ekleriyle ilgili. Başlarda birkaç kez ben-sen durumu karışmış. Gidişattan durumu anlıyor ve dert etmiyorsunuz. Ancak kitabın sonlarında iki sahnede benim kafam epey karıştı. Kim kime ne diyor, oralar bir çorba oldu. Açıkçası kitabın en merak edilen kısımlarında bu karmaşayı yaşamak bir okur olarak beni üzdü. Gidişattan da pek anlaşılmıyor kimin kime ne dediği.


Ben Glen Duncan ile son kitapta da aynı çekişmeyi muhtemelen yaşayacağım. Kendisinin bu serideki kurgusunu takdir ediyor, ama kendini baltalayışını sevmiyorum doğrusu. İki kitabı da okurken "yapma işte bunu!" dediğim yerler oldu. Ana kurguyla da alakalı değil bu dediklerim.

3. kitabı da okuyup seriyi tamamlayacağım.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam Serisi - Glen Duncan
Gönderen: ugunas - 31 Ocak 2016, 21:24:15
vampirlerden çok kurt adam konusunu daha çok seven biri olarak bu okumak istiyorum fakat çok kararsız kaldım çünkü biri çok kötü derken başkası çok iyi dedi bu kitap için bende karar verememiştim ama yinede okuyacagım :D

seriymiş ikinci kitap çıktı mı yada ne zaman çıkacak bilgi verebilir misiniz ben spo olur korkusuyla yorumlarınızı okumadım bunuda belirteyim :D
Başlık: Ynt: Son Kurtadam Serisi - Glen Duncan
Gönderen: Fırtınakıran - 31 Ocak 2016, 21:36:50
Spo dediğiniz spoiler sanırım? Kelimeleri açıkça yazmaktan çekinmeyin lütfen :). Edebiyat forumunda yazmak varken, kısaltmalara hiç gerek yok. Ayrıca Kayıp Rıhtım üyeleri spoiler konusunda hassastır, spoiler verecekse kutu içine alır. Gizle/Göster yazan kutular bunun için var. Böyle bir kutu görüyorsanız bilin ki içinde spoiler var.

Serinin ikinci kitabı çıktı. Çıkalı da bir süre oldu, kaldı 3. kitap.

Bu serinin yetişkinlere yönelik bir seri olduğunu da vurgulamakta (tekrar) fayda var. Yani vampir temalı macera romanlarını seviyorsanız bu seri aradığınız seri değildir.
Başlık: Ynt: Son Kurtadam Serisi - Glen Duncan
Gönderen: ugunas - 31 Ocak 2016, 22:30:33
Spo dediğiniz spoiler sanırım? Kelimeleri açıkça yazmaktan çekinmeyin lütfen :). Edebiyat forumunda yazmak varken, kısaltmalara hiç gerek yok. Ayrıca Kayıp Rıhtım üyeleri spoiler konusunda hassastır, spoiler verecekse kutu içine alır. Gizle/Göster yazan kutular bunun için var. Böyle bir kutu görüyorsanız bilin ki içinde spoiler var.

Serinin ikinci kitabı çıktı. Çıkalı da bir süre oldu, kaldı 3. kitap.

Bu serinin yetişkinlere yönelik bir seri olduğunu da vurgulamakta (tekrar) fayda var. Yani vampir temalı macera romanlarını seviyorsanız bu seri aradığınız seri değildir.

evet spoiler demek istemiştim artık daha dikkatli olurum yazarken :D

bilgilendirme için teşekkürler ne zamandır kurtadam konulu bir kitap arıyordum ve kitaba rastladım fantastik edebiyatı çok seviyorum o yüzden kitabı okumaya karar verdim tabi önce sizin yorumlarınızı okuyacağım spoiler içlerine bakmadan tabi :D