Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Edebiyatı => Çizgi Roman & Manga => Konuyu başlatan: mit - 03 Mayıs 2015, 21:16:40

Başlık: 5 Ronin
Gönderen: mit - 03 Mayıs 2015, 21:16:40
(https://lh4.googleusercontent.com/-fvnwUk0jDP4/VUZcZ0T_k7I/AAAAAAAADi8/1WnTsgB06oc/w600-h217-no/marvel-5-ronin.jpg)

İlk duyurulduğu günden beri merakla beklediğim, okumak için sabırsızlandığım bir ciltti JBC'den çıkan 5 Ronin. Nasıl olmasındı ki? Wolverine, Hulk, Punisher, Psylocke ve Deadpool gibi en sevdiğim çizgi roman karakterlerini sadece bir araya getirmekle kalmıyor, ama aynı zamanda da onları Feodal Japonya'da birer Ronin, yani efendisi samuray konumuna getiriyordu.

Kitap fuarına gittiğimde listemdeki ilk beşte 5 Ronin vardı. Pençelerime geçirdiğim gibi okumak istiyordum, ama ancak bugüne kısmet oldu. Peki aradığımı buldum mu? Hem evet, hem de hayır. Peki neden? İşte bunu kahramanları tek tek ele alarak açıklayabilirim ancak.

Açılış hikâyesini Wolverine'le yapıyoruz. Eski dostumuz Logan bize Ronin'in ne olduğunu açıklarken dönemin içinde bulunduğu durumla ilgili de birkaç açıklama yapıyor. Yazarın Wolverine'in "ölümsüzlüğü" için bulduğu alternatif açıklamayı gerçekten beğendim. Her ne kadar neler olduğunu çabucak çözsem de... cidden zekiceydi. Bununla birlikte hikayesini o kadar sevmedim. Wolverine'in Japonya'ya uyarlanmış öyküsünü işlemiyor çünkü benim gözümde, o nedenle beklentimi karşılamadı

Aynı şey Hulk için de geçerliydi. Yalnız bir dağda inzivaya çekilmiş, devasa boyutlarda bir keşiş olarak çıkıyor kendisi karşımıza. Sonrasında olaylar olaylar. İlginç miydi? Evet... Ama o karakter kesinlikle Hulk değildi. Başka türlü olmasının mümkün olmadığı savunulabilir, ama bence Banner'ın iç çekişmesini öyküye daha iyi yedirebilirlerdi.

En sevdiğim üç öyküden biri Punisher oldu. Wolverine ve Hulk'tan şikayetçi olduğumun tam tersine, sahiden de Feodal Japonya'da yaşayan bir Punisher vardı çünkü karşımda. Frank Castle'ın ailevi acısı, intikam tutkusu, ölümü hiçe sayması, intikam arzusu... hepsi çok çok çok başarılı bir şekilde roninleştirilmişti. Bence ciltteki en güzel öykü buydu.

Psylocke ise cidden çok çarpıcıydı ve en sevdiğim ikinci öykü oldu kendisi. Yine konu edindiği karakterin geçmişine sadık ve sert bir öykü vardı sayfalarda. Özellikle de kadının o dönemde gördüğü değeri işleyişi ve Psylocke'u bunun tam ortasına koyuşu... ve de sonu. Gerçekten de harikaydı.

Ve Deadpool! Cildin ta en başından itibaren her şeye salça olan, bu sefer az da olsa sizi arada bir gülümseten ama hikayesiyle her şeyi güzel bir sona bağlayan çılgın Deadpool. Sonsözü ondan başka kim söyleyebilirdi ki? Şey... belki Logan.

Sonuç olarak 5 hikayenin 2'siyle beklentimin biraz aşağısında kalan, ama diğer üçüyle de beni gayet tatmin eden, güzel bir ciltti. Japonya'ya ve yukarıda saydığım karakterlerin alternatif hallerine ilgi duyuyorsanız kaçırmayın derim. 7/10