Kayıp Rıhtım Arşiv Forum
Kurgu Güncesi => Tartışma Platformu => Konuyu başlatan: DarLy OpuS - 11 Mart 2016, 14:04:03
-
Bu sitede pek çok kişinin kitaplığında sayısız kitabını barındıran sevgili İthaki Yayınları, klasik eserlere koydukları harika yazar biyografileri ile iki gündür gündemi meşgul etmekte.
İşte o biyografilerden bazıları:
Kendine Ait Bir Oda - Virginia Woolf: Küçük yaşta yazarlığa, 59 yaşında mezarlığa adım attı. Dalgalarla sörf yapıp, nehir bile denemeyecek bir kaşık suda boğuldu. Bilinç akışı mı nehrin akışı mı? Odalarda ışıksızdı. Paranoyaklığı zaten Shakespeare’in olmayan kız kardeşi üzerine saatlerce konuşmasından belliydi. Geri gelir mi? Gelirse gelsin, kim korkar bakire kurttan? Bkz. Nicole Kidman
Yatak Odasında Felsefe - Marquis de Sade: Fransız soylusu. Felsefe yapmaya soyundu. Bir daha giyinmedi. Soyadı bir felsefe oldu. Yatacak yeri yok. Ama olsun, o işini ayakta da görür.
Katip Bartleby – Benito Cereno - Herman Melville: Yazmamayı tercih ederiz.
Sherlock Holmes – Korku Vadisi - Sir Arthur Conan Doyle: İşsiz doktor, iktidarsız politikacı, korkusuz yazar. Sörlüğünden mütevellit, haza bir beyefendi. Perilere inanan biri olarak yazdığı rasyonalist öykülerle oksimoron tabirini fazlasıyla hak etmiştir. Korku Vadisi dördüncü ve son Sherlock romanı. Watson bu dünya...
Şöyle (https://www.change.org/p/virginia-woolf-ile-ilgili-nefret-dolu-biyografinizi-d%C3%BCzeltin-ithakiyayinlari) haklı bir kampanya da başlatılmış olay için.
İnsan sormadan edemiyor, siz kimsiniz yav?
-
Eeyy İthaki sen kimsin ya? ;D
Orijinalinde böyle bir şey yok değil mi? Kendileri böyle bir şey eklemiş ise büyük rezalet.
-
Kendileri eklemiş maalesef... Geçtiğimiz kasım ayından beri çeviri ve editörlük anlamında feci sallanırlarken bu da tuzu biberi oldu doğrusu. Twitter âdeta yerinden oynadı şu son iki gündür Virginia Woolf biyografisi yüzünden.
İthaki'yi severim, sevdiğim çoğu yazarı ve kitabı onların sayesinde okudum, ama bir silkinmeleri, kendilerine gelmeleri gerekiyor. Gidişat hiç iyi değil. Böyle olması beni ciddi anlamda üzüyor.
-
Şöyle bir cevap gelmiş: http://kitap.radikal.com.tr/makale/haber/ithaki-okurdan-ozur-dileriz-433840/?utm_source=t.co&utm_medium=post&utm_term=post&utm_content=ithaki-okurdan-ozur-dileriz-433840/&utm_campaign=kitap
Altta birkaç örnek daha vermişler. Dostoyevski için Gogol'u cebinden çıkarır demişler. Farklı olmak ayrı şey kendini bilmez olmak ayrı şey. Dostoyevski çok iyi bir yazardır ama Gogol üzerinden böyle bir sözle anılması hiç hoş değil.
-
ilk tepkim "maşallah" oldu. Bir yazar tanıtımı bu kadar saçma sapan yapılabilir yani. İthaki son 2-3 senedir çok baştan savma iş yapmaya başladı. Çok güzel kitaplar çıkarıyorlar ama "marjinal takılalım" hevesiyle arada saçmalıyorlar. Üzüldüm açıkcası :(
-
Âdem ile Havva’nın Güncesi
Mark Twain:
Samuel Langhorne Clemens. Âdem’in oğullarından. Amerikan “sapığı”. En çok taktığı isim Mark Twain’dir. Sutyen kopçasını tek eliyle açabilen ilk insan olduğu rivayet edilir. Adem oğlu kızgın fırın Havva kızı mercimek. Mark’a göre bir İncil de ona ait.
Kaynak: http://kitap.radikal.com.tr/makale/haber/ithaki-okurdan-ozur-dileriz-433840
-
Bu sitede pek çok kişinin kitaplığında sayısız kitabını barındıran sevgili İthaki Yayınları, klasik eserlere koydukları harika yazar biyografileri ile iki gündür gündemi meşgul etmekte.
İşte o biyografilerden bazıları:
Kendine Ait Bir Oda - Virginia Woolf: Küçük yaşta yazarlığa, 59 yaşında mezarlığa adım attı. Dalgalarla sörf yapıp, nehir bile denemeyecek bir kaşık suda boğuldu. Bilinç akışı mı nehrin akışı mı? Odalarda ışıksızdı. Paranoyaklığı zaten Shakespeare’in olmayan kız kardeşi üzerine saatlerce konuşmasından belliydi. Geri gelir mi? Gelirse gelsin, kim korkar bakire kurttan? Bkz. Nicole Kidman
Yatak Odasında Felsefe - Marquis de Sade: Fransız soylusu. Felsefe yapmaya soyundu. Bir daha giyinmedi. Soyadı bir felsefe oldu. Yatacak yeri yok. Ama olsun, o işini ayakta da görür.
Katip Bartleby – Benito Cereno - Herman Melville: Yazmamayı tercih ederiz.
Sherlock Holmes – Korku Vadisi - Sir Arthur Conan Doyle: İşsiz doktor, iktidarsız politikacı, korkusuz yazar. Sörlüğünden mütevellit, haza bir beyefendi. Perilere inanan biri olarak yazdığı rasyonalist öykülerle oksimoron tabirini fazlasıyla hak etmiştir. Korku Vadisi dördüncü ve son Sherlock romanı. Watson bu dünya...
Şöyle (https://www.change.org/p/virginia-woolf-ile-ilgili-nefret-dolu-biyografinizi-d%C3%BCzeltin-ithakiyayinlari) haklı bir kampanya da başlatılmış olay için.
İnsan sormadan edemiyor, siz kimsiniz yav?
Bütün bunlar şaka değil mi? Bence hoş duruyor mizahi olarak bakarsanız... Yoksa bu biyografileri Cem Yılmaz mı yazıyor...
Şaka bir yana az önce Radikal Gazetesinde okudum İthaki özür dilemiş... Maksadını aşmış ama düşünce olarak fena değil farklı bir yaklaşım olmuş...
-
Mizahi dil maksadını biraz aşan biyografiler olduğuna katılmakla birlikte buna verilen cevabın https://twitter.com/yeryuzukadinlar/status/708294855559147520 (https://twitter.com/yeryuzukadinlar/status/708294855559147520) şekilde olması da beni korkutuyor.
-
Mizahi dil maksadını biraz aşan biyografiler olduğuna katılmakla birlikte buna verilen cevabın https://twitter.com/yeryuzukadinlar/status/708294855559147520 (https://twitter.com/yeryuzukadinlar/status/708294855559147520) şekilde olması da beni korkutuyor.
İthaki yazdığı biyografilerle beni güldürmeyi başaramadı ama bu "Yeryüzü Kadınları" isimli grup adeta komiklik öyle değil böyle yapılır demiş.
-
Mizahi dil maksadını biraz aşan biyografiler olduğuna katılmakla birlikte buna verilen cevabın https://twitter.com/yeryuzukadinlar/status/708294855559147520 (https://twitter.com/yeryuzukadinlar/status/708294855559147520) şekilde olması da beni korkutuyor.
Ya şu olaya bayılıyorum ya. Kahrolsun patriarşi kahrolsun mizojinizm hgdfasdhas
Tebrik ederim çok başarılı bir eylem olmuş. Biri yanlış yaptıysa buna verilmesi gereken en iyi ve geçerli karşılık o yanlışın daha büyüğünü yapmaktır. Başka bir yol düşünemiyorum bile.
-
İlk üç saat ben de destekledim ama sonrasında olay çok farklı yerlere çekildi. Kimse Gogol'dan bahsetmiyor. Resmen Gogol küçük düşürülmüş.
Feministlerin bu tür olaylarda verdiği tepkiler çok yanlış. Eşitlik mi istiyorlar yoksa erkek mi olmak istiyorlar anlamıyorum.
-
Feministlerin bu tür olaylarda verdiği tepkiler çok yanlış. Eşitlik mi istiyorlar yoksa erkek mi olmak istiyorlar anlamıyorum.
Hiç alakam olmayarak konuşuyorum, bu olayı gerçekleştirenleri feminist olarak adlandırmak gerçekten kadın haklarını savunan, bunun için çabalayan insanlara hakaret sayılır. Feminazi olarak geçen güzel bir terim var. Bunu yapan grubu da hiç tanımam ama bence feminizm adını kötüye kullanıyorlar.
"Feminazi is a term used pejoratively in popular culture to describe either feminists who are perceived as extreme or radical, women who are perceived to seek superiority over men, rather than equality, or in some cases, to describe all feminists."
"Feminazi, radikal ve eşitlikten daha çok erkekler üzerinde üstünlük arayan feministleri tanımlamak için kullanılan bir terim."
Türkçe Vikipedide yazan çeviri bu kısmı eklememiş, ben buraya yazayım dedim. Genelde aşağılamak amaçlı kullanılıyormuş. Onları aşağılamak, tanımayarak, bana düşmese de onlara feminist denmemesini önermek bana düşebilir.
-
Başlığa olumlu tek mesajı ben atacağım sanırım. İthaki maksatlarını aştıkları için özür dilediklerini söylemiş. Bana kalırsa maksatlarını aştıkları yok, belki bir tık daha yumuşak bir dil olabilirmiş, emin değilim. Beğenip beğenmeme konusunda çekimserim, fakat yine de kepazelik olduğuna hiç katılmıyorum. Fikir güzel. Kitapların başlarındaki biyografileri okuyan kişi sayısı halihazırda oldukça az. Bu biyografiler de normal olarak birbirlerinin tekrarı olduğu için de kişi bunları bir kere okuyup, bir yazarın başka bir kitabını okuyacağı zaman biyografi kısmını es geçiyor. Forumda da buna benzer bir konu var, özgeçmiş yazmakla alakalı, bana kalırsa bu ikisi arasında bir bağ kurmak çok da zor değil.
Ama gelen tepkiden de anlaşılacağı gibi, çok yanlış ülkede yapmışlar bu hareketi. Sonuçta mizahımız Recep İvedik ve türevi filmleri seviyesinde olduğundan, pek da şaşırtmadı bu sonuç beni. Bu işi yapan arkadaşlar South Park'tan falan epey etkilenmiş olsalar gerek, South Park'ın mizahını severim, ondan yadırgamadım bunu da herhalde. Dostoyevski'nin "Hepimiz Gogol'un 'Palto'sundan çıktık" sözüne yapılan göndermeyi sevdim, "Watson bu dünya" da fena değil gibi.
-
Biyografilerin bu şekilde yazılmasını tasvip etmiyorum. İthaki ciddiyeti ve ağırlığıyla bilinen bir yayınevi. Ergence şekilde bir biyografi yazmak, hele hele bunu bir dünya klasiğinde yapmak kabul edilebilir gibi değil. 6:45 yazmıyor o kapakta, İthaki yazıyor.
Ama şu "Yeryüzü Kadınları" denen grubun yaptığı kesinlikle kabul edilebilecek bir şey değil. Çok yanlış, çok çirkin ve çok abartılı. Ergence yazılmış bir biyografiyi feminazi (feminist olduklarına ben de katılmıyorum, çünkü kendini kadın hakları gibi önemli bir meseleyi savunmaya adamış hiç kimse bu kadar düşüncesiz ve şiddet yanlısı olamaz) malzemesi yapmak tam bir saçmalık. Resmen vandallık bu.
Muratcan'ın dediği gibi, yanlışa daha büyük yanlışla karşılık vermek kadar saçma bir şey olamaz. Elbette ki eleştirmeli, tepkimizi göstermeliyiz ama böyle olmaz. "O biyografi düzeltilene kadar İthaki kitabı almıyoruz," demeleri gayet yeterliydi.
İthaki daha sonra bir özür metni daha yayınladı ve bundan sonra basacakları kitaplarda biyografileri kaldıracaklarını söyledi. Ben olsam hepsini toplattırır, o sayfaları düzelttirirdim. Keşke böyle bir karar alınsaydı. Saygınlık, maddiyattan daha önemli bence. Yine de bu da bir adımdır elbette.
-
Günümüzde kendini "feminist" diye adlandıran güruhun Sylvia Plath ile birlikte peygamber olarak gördükleri bir yazar hakkında latife yaparken iki kere, hatta üç kere düşünmeleri gerekti! Yargılanacaksın İthaki!
Bence yayınevleri ciddiyetlerini korumalılar tabii.
-
Yapılan boyalı eylemi desteklemesem de hatırlatmak isterim burası Türkiye. Aşırıya kaçmadıkça normal bir dille kimsenin seni dinlediği yok. Bu ''linç'' olarak görülen ama linç olmayan tepkiler yağmuru yapılmasaydı onun yerine normal bir dille sayfaya mesaj atılsaydı bu bir şeyi değiştirecek miydi? Tabi ki hayır. İthaki bu mesajı bir saniye için bile anlamaya çalışmayacaktı. Zaten tepkiler ilk başladığında da pek takmadılar. Saçma bir özür yayınladılar. İşler büyüyünce geri adım atmak zorunda kaldılar. Diğer taraftan kitaplar hala duruyor ve geri toplanmadığı sürece de yayınladıkları ikinci özürün gözümde hiçbir değeri yok.
-
Bu ülkede kimsenin kimseye tahammülü yok. Ben de beğenmedim biyografi yazılarını. Ve her türlü eleştirmek hakkımdır. Ama ben beğenmedim diye linç etmeye de hakkım yok. Almazsın olur biter. Kendi düşüncelerinden farklı bir şey görünce aynı vandallığı yaparsan ne farkın kalıyor diğerlerinden.
-
Başlığa olumlu tek mesajı ben atacağım sanırım. İthaki maksatlarını aştıkları için özür dilediklerini söylemiş. Bana kalırsa maksatlarını aştıkları yok, belki bir tık daha yumuşak bir dil olabilirmiş, emin değilim. Beğenip beğenmeme konusunda çekimserim, fakat yine de kepazelik olduğuna hiç katılmıyorum. Fikir güzel. Kitapların başlarındaki biyografileri okuyan kişi sayısı halihazırda oldukça az. Bu biyografiler de normal olarak birbirlerinin tekrarı olduğu için de kişi bunları bir kere okuyup, bir yazarın başka bir kitabını okuyacağı zaman biyografi kısmını es geçiyor. Forumda da buna benzer bir konu var, özgeçmiş yazmakla alakalı, bana kalırsa bu ikisi arasında bir bağ kurmak çok da zor değil.
Ama gelen tepkiden de anlaşılacağı gibi, çok yanlış ülkede yapmışlar bu hareketi. Sonuçta mizahımız Recep İvedik ve türevi filmleri seviyesinde olduğundan, pek da şaşırtmadı bu sonuç beni. Bu işi yapan arkadaşlar South Park'tan falan epey etkilenmiş olsalar gerek, South Park'ın mizahını severim, ondan yadırgamadım bunu da herhalde. Dostoyevski'nin "Hepimiz Gogol'un 'Palto'sundan çıktık" sözüne yapılan göndermeyi sevdim, "Watson bu dünya" da fena değil gibi.
Aptalca tepkiler gördükten sonra bu mesaj hoşuma gitti. Katılıyorum ve artırıyorum: ben gayet de beğendim.
-
Hani yakın olduğunuz bir arkadaşınıza her türlü iğrenç espriyi yaparsınız da alınganlık olmaz ya aranızda, işte bu durum da biraz öyle gibi geldi bana...
House Md yi çok sevdiğimden midir bilmiyorum ama bu biyografiler bana meşhur doktorumuz Gregory House'un sevdiğim esprilerini hatırlattı, yani bana bu durum çok da ilginç gelmedi. Ha elbette ilk okuyunca bir an suratım asıldı ama sonra bir gülümseme de yerleşti yüzüme. Aslında espriden ne anladığımıza baglı sanırım biraz da. Tabii ithakinin de her kesimi düşünüp ona göre kapsayıcı bir şekilde latifesini yapacaksa yapması lazımdı.
-
Bunları sevimli şakalar olarak yorumlayanlar olmuş, bir kez daha dehşete düştüm. Bir insanın bakireliğini(????!), ruhsal sıkıntılarını, intiharını "geyik malzemesi" yapmayı kendinde hak görmek; nereden baksanız rezillik, nereden baksanız arsızlıktır.
-
İki tane Zaytung haberi gördüğümü sandım başta. Birincisi bu “biyografi” saçmalığı, ikincisi de “feminist” tepkisi.
İthaki, eğer biyografi başlığında bunları yazıyorsa, olayı çok yanlış yorumlamış. İllaki ciddi, her tarafta bulunabilecek metinlerle çıkmalı demiyorum. Ama eğlenceli, farklı bir dil kullanmak da maharet ister. Bunu yaparken, o yazar hakkında bilgi de verirsin. Burada ne mizah var, ne o yazarlar hakkında bilgi. Burada acayip bir trolleme, anlamsız metinler var; bir çeşit UFO.
İthaki, özellikle Kayıp Rıhtım’ı daha aktif şekilde takip etmemle beraber, yayımladığı kitapları en çok edindiğim yayınevi oldu. Böyle bir olaya imza attıkları için üzüldüm. Özür dilemeleri önemli ancak yaptıkları şeyin vahametini kavradıklarını düşünmüyorum.
“Feminist” arkadaşlar da maalesef yaptıklarıyla yine şaşırtmamıştır (Bu konuyu gerçekten anlayan arkadaşları tenzih ederim). Doğru dürüst tepki vermeyi yine becerememişler. Ülkede bu konuda ciddi sıkıntılar var. Yani, haklı olduğun konuları savunmak bu kadar kötü bir şekilde yapılabilir mi gerçekten? Sadece bu durum için de söylemiyorum. Kadınlar günüyle ilgili bir sürü video çekmişler mesela; hepimizin lanetlediği, kadına karşı şiddetin zıttını yaparak (erkek döverek), buradan güya mizah çıkararak sosyal mesaj veriyorlar. Niye kurtulamıyoruz bu şiddet sarmalından, aklım almıyor. Daha zekice, daha anlamlıca savunulamaz mı kadın erkek eşitliği ve şiddet karşıtlığı? Şiddete tepkiyi yine şiddetle vermek hak arama mücadelesinin çok ilkel bir yolu değil mi?
Sonuç olarak; artık acayip haberlere alıştığımız için “ülkem manzaraları” deyip geçiyorum.
-
3 yıllık geçmişi olan bir seride ilk kitaptan itibaren var olan bu dilin farkına Sibel Oral sayesinde varmak, bizim ne kadar "OKUR" olduğumuzu da gözler önüne seriyor. Ta Jack London'da bir tepki konsaydı ortaya, şimdi bu kadın hakları savunucuları mıdır, feminist grup mudur her ne haltsalar kendilerine vazife çıkarıp bu vandallığı yapamazdı. Bu ne ya, Türkiye'de kadının, kadın cinsinin tek sorunu Virginia Woolf mudur?
-
Bunları sevimli şakalar olarak yorumlayanlar olmuş, bir kez daha dehşete düştüm. Bir insanın bakireliğini(????!), ruhsal sıkıntılarını, intiharını "geyik malzemesi" yapmayı kendinde hak görmek; nereden baksanız rezillik, nereden baksanız arsızlıktır.
Virginia Woolf. Virgin, Wolf. Bakire, Kurt.
-
Açıkçası bu konuda tam aradayım. Mizahi bir dil kullanmak ve maksadını aşmak arasında kalmışlar diyorum. Genel olarak sıkıntılı biyografiler olduğunun ben de farkındayım, her ne kadar kelime oyunlarında bir potansiyel olsa da durum maalesef güldürmüyor. Watson bu dünya nedir arkadaş ya. :(
İthaki gibi gerçekten güzel kitaplar basan bir yayınevine yakışmıyor.
-
Bu kadar büyük olay yaratması çok anlamsız, ama feminist manyaklığı artık olağan bir şey, çok şaşırmıyorum o yüzden. Yine de boş bir iş olmuş yaptıkları. Mizahi olmaya çalışmış ama mizahta kalamamışlar, rahatsız edici olmuş. Gereksiz.
Büdüt: Marki dö sad hariç. Kendisine düpedüz sövseler de umrumda olmaz.
-
Keşke bu tepki çok daha önce, tüm biyografiler için verilebilseydi. Biyografiler de, Yeryüzü Kadınları'nın eylemi de oldukça tatsız.
İthaki, yayınladığı fantastik ve bilimkurgu eserleriyle tanınan bir yayınevi. Bu türlerin dışına çıkıp klasik eser yayınladıklarında, kendilerince kitapları daha eğlenceli kılmak için bu biyografileri eklemelerini, okurlarına ve esas olarak ilgilendikleri türlere yaptıkları bir saygısızlık olarak görüyorum. Fantastik okurlarının, klasik kitapları da okumaları için bu tür hamlelerin gerektiğini düşünmeleri bence en sıkıntılı nokta.
-
Ben İthaki'nin yapmaya çalıştığını anlıyorum bir amaçları var. (tabii İhsan Abi sonuna kadar haklı bu hareket İthakilik bir hareket kesinlikle değil) Ama bu biraz sınırda yürümek belki de. İthaki bunu başaramamış. Yine de fazla büyültülmüş diyenlere de pek itiraz edemiyorum. Bu konu beni çok ortada bıraktı. İthaki'nin özürü ise apayrı bir mesele bence. Ya ne güzel özür dileyecek anlayışı gösteriyorsunuz ama o özür yazısı öyle mi yazılır. Ben özür yazısını baştan sona okudum ve o yazıdan bana ulaşan duygu sadece öfkeydi. Böyle bir sinirle kaleme alınacağına yazılmasa da olurmuş bana sorarsanız.
-
İthaki'nin yerinde olsam bu "feministlik" denen "terör"e karşı, özür dilemek yerine devam ederdim. Dehşete düşenler olmuş. Neden düştün? Sana gelince istediğini yapacaksın "hürriyet" adı altında ama başkalarına geldiğinde ucu sana dokunuyor diye "dehşete düşüyorsun" öyle mi? Oh canıma değsin :)
-
Kitaplarındaki biyografi kısmını kaldırarak beni ve üye olduğum bir topluluğu çok sinirlendirmiş yayınevidir!! Hemen "Kitapların İlk Sayfasındaki 3-5 Satırlık Geyik Yapan Biyografilere Bayılanlar Cemiyeti" olarak yayınevinin duvarlarını boyamalıyız!
Sen kimsin de bizim hoşumuza gitmeyen bir şey yapıyorsun seni gidi yayınevi seni!!!!
-
Bu sadece farkına varılmış olan bir ktapevi...
Piyasada başkaları da var. Özellikle kimi yayın evlerinin yazarlar ve kitapları için önerdiği kanca metinleri tam bir felaket.
-
Haberi okuyunca inanamadım. Durdum, tekrar okudum, linklere baktım, tekrar döndüm... Olacak şey değil. İthaki'ye yakıştıramadım, nedendir bilmem ama benim zihnimdeki saygınlığına uymadı yaşananlar.
Yayınevi mizah ile hakaretin farkını ayırt edememiş. Yazık. Öbür tarafta kendince protesto etmek isteyenler de haklı tepki ile vandallığı ayırt edememişler. Ama onlar zaten kendi "iddialarını" sansasyonel, kışkırtıcı, irrite edici eylemler yaparak yaymaya çalışan bir güruh olduğu için onları yayınevi kadar yadırgamadım.
Biyografiler ile ilgili fikir temelde çok güzel, ama uygulama üslubu bence çok yanlış. İnsanlara hakaret etmeden de, ya da ortaokul seviyesinde espriler yapmadan da pekala mizah yapılabilirdi. Hoş olmamış.
-
Bu "garip" biyografilerden haberim vardı ama hiç denk gelmemiştim. Yeni aldığım "Operadaki Hayalet" kitabıyla sonunda kendi gözlerimle gördüm ben de. Bazen mizah böyle ciddi işlerde güzel bir renk katsa da, burada maksadın biraz aşıldığını ve saçmalamaya doğru gidildiğini düşünüyorum, olmamış.
(http://img.prntscr.com/img?url=http://i.imgur.com/cDLCTlm.png)
-
Bu "garip" biyografilerden haberim vardı ama hiç denk gelmemiştim. Yeni aldığım "Operadaki Hayalet" kitabıyla sonunda kendi gözlerimle gördüm ben de. Bazen mizah böyle ciddi işlerde güzel bir renk katsa da, burada maksadın biraz aşıldığını ve saçmalamaya doğru gidildiğini düşünüyorum, olmamış.
(http://img.prntscr.com/img?url=http://i.imgur.com/cDLCTlm.png)
Aferdersiniz de oha! demek istiyorum.
-
İthaki son zamanlarda yaptığı hatalar ile gündeme gelen bir yayınevi oldu artık. Editör hataları, okurlara karşı tutumu ve şimdi de bu. Üzücü...
-
Dosto'yu severim ama Gogol candır. Hem de ölü değil, sahi candır. Ve kimse onu cebinden çıkaramaz, Chuck Norris bile!
-
Yazarın biyografisi mizah yapılacak yer mi yani? Mizah diyen savunanlara anlam veremiyorum. Maksadını aşan tepkiler vermek de yanlış tabii ama yazarlara yapılan saygısızlık çok daha büyük bir mesele bana göre.
-
Arkadaşlar, körler ülkesinde tek gözü olan kraldır.
Bu mantıkla ithaki de kral ve her istediğini yapıyor, bundan ibaret.
P.S. Silmarillon'un da baskısını beğenmedim, sayfanın yarısı boş, yaprak israfı.
-
Ayıp etmiş İthaki. Ülkede fantastik-bilimkurgu basan en önemli yayınevi böyle yapmamalıydı.
-
Daha sonra özür metni yayımlayıp öz geçmişleri kitaplardan kaldırdılar. Geç de olsa hatalarından döndüler anlayacağınız.
-
Khentis bir olumlu yorumda benden olsun :) mit'in yazdıklarını da son derece haklı bulduğumu söylemeden edemeyeceğim. Kesinlikle bu mizahı yanlış ülkede yapmışlar bu bir. İkinci olarak önce düzgün biyografi yazıp ardından bu mizahı kondursalar hoş olabilirmiş. Zira birkaçında tebessüm ettim. (Birkaçında. hepsi değil...) Ha bunu kitapta değil başka platformda yapsalar nasıl olurdu? Olabilir daha hoş karşılanabilirdi. Özür dileyerek yerinde bir hareket yapmışlar.