@yaprak.onur
Bu arada Yaprak tayca'yı at yavrularının konuştuğu dil anlamında mı kullandın ?
Spoiler: Göster
Bu başlık da aynı formatta gitse, sizce de hoş olmaz mı?Spoiler: Göster
Alfa'dan çıkan Cthulhu'nun Çağrısı'nı okuyorum. Garibime giden cümleyi aynen aktarıyorum. "İşinden uzakta bir sihirbazın başına gelecek türden eğlenceli olaylara şenelen yolculuğumuz gayet hoş geçiyordu." Buradaki şenelen kelimesini hem ilk defa gördüm hem de garibime gitti. Çeviri genel olarak iyi olsa da arada bu tür kelimeler çıkıyor.
O zaman "olaylarla şenlenen" yazmaları lazımdı. Her türlü bir hata var.Alfa'dan çıkan Cthulhu'nun Çağrısı'nı okuyorum. Garibime giden cümleyi aynen aktarıyorum. "İşinden uzakta bir sihirbazın başına gelecek türden eğlenceli olaylara şenelen yolculuğumuz gayet hoş geçiyordu." Buradaki şenelen kelimesini hem ilk defa gördüm hem de garibime gitti. Çeviri genel olarak iyi olsa da arada bu tür kelimeler çıkıyor.
Sanki şenlenen olması gerekiyormuş da yanlış yazılmış gibi... Var mı gerçekten böyle bir kelime, ben bulamadım?
TDK'ya göre "şenelmek" diye bir kelime varmış. İlk defa duydum. Sevinmek, keyiflenmek, neşelenmek anlamına geliyormuş: http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=%C5%9Fenelmek
Ama buradaki Yaprak'ın da belirttiği gibi "şenlenen" olacaktı herhalde. Bir yazım hatası olmuş bence de :)
Piramitlerin Altında hikayesinin başları. Alfa'nın büyük puntolarıyla ikinci sayfaya denk geliyor.TDK'ya göre "şenelmek" diye bir kelime varmış. İlk defa duydum. Sevinmek, keyiflenmek, neşelenmek anlamına geliyormuş: http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=%C5%9Fenelmek
Ama buradaki Yaprak'ın da belirttiği gibi "şenlenen" olacaktı herhalde. Bir yazım hatası olmuş bence de :)
@Oliver_ Yerini biraz tarif etsene, bende İthaki baskısı var bulayım cümleyi, minyatür bir çeviri kıyaslaması yapalım. :)
Piramitlerin Altında hikayesinin başları. Alfa'nın büyük puntolarıyla ikinci sayfaya denk geliyor.
Evet, güzel bir başlık olmuş burası. Ben de Witcher'dan bahsetmek istiyorum. "Lesser Evil", Ehvenişer olarak çevrilmiş. Ben başarılı buldum, siz ne diyorsunuz sormak istedim.
İthaki'den çıkan hikayelerin konusuna baktım da bahsettiğim hikaye yokmuş. Boşuna uğraştırdım. :-\Piramitlerin Altında hikayesinin başları. Alfa'nın büyük puntolarıyla ikinci sayfaya denk geliyor.
Tahmin ettiğimden daha zor olacak belli ki, sanırım hikaye isimleri de farklı çevrilmiş. :/
Hepsinin ilk sayfasına bir göz gezdirdim ama yolcuğa dair bir şey göremedim. :(
Evet, güzel bir başlık olmuş burası. Ben de Witcher'dan bahsetmek istiyorum. "Lesser Evil", Ehvenişer olarak çevrilmiş. Ben başarılı buldum, siz ne diyorsunuz sormak istedim.
Zamanında bizim sitede bu öykü çevrildiği zaman "Daha Küçük Kötülük" olarak çevrilmişti ve bundan hiç hoşlanmamıştım. http://www.kayiprihtim.org/portal/projeler/the-witcher-daha-kucuk-kotuluk/ O zaman kendi kendime "Kötünün İyisi" olsa daha iyi olur demiştim. Tabii çeviren kişiye kızmıyorum yanlış anlaşılmasın. Hatta allah razı olsun sayesinde o öyküyü de okumuş olduk zamanında :D Ama ehvenişeri görünce daha bir güzel geldi gözüme.
İthaki'den çıkan hikayelerin konusuna baktım da bahsettiğim hikaye yokmuş. Boşuna uğraştırdım. :-\Piramitlerin Altında hikayesinin başları. Alfa'nın büyük puntolarıyla ikinci sayfaya denk geliyor.
Tahmin ettiğimden daha zor olacak belli ki, sanırım hikaye isimleri de farklı çevrilmiş. :/
Hepsinin ilk sayfasına bir göz gezdirdim ama yolcuğa dair bir şey göremedim. :(
Son olarak şunu söylemeliyim ki çevirmenin o kelimeyi yanlış yazdığını düşünmüyorum. Çünkü kitapta o tip kelimeler bolca var.
Evet, güzel bir başlık olmuş burası. Ben de Witcher'dan bahsetmek istiyorum. "Lesser Evil", Ehvenişer olarak çevrilmiş. Ben başarılı buldum, siz ne diyorsunuz sormak istedim.
Ehvenişer süper karşılıkmış, bilmiyordum öğrenmiş oldum. :) Yerine göre zor anlaşılırlık sıkıntısı olabilir sadece.
Evet, güzel bir başlık olmuş burası. Ben de Witcher'dan bahsetmek istiyorum. "Lesser Evil", Ehvenişer olarak çevrilmiş. Ben başarılı buldum, siz ne diyorsunuz sormak istedim.
Ehvenişer süper karşılıkmış, bilmiyordum öğrenmiş oldum. :) Yerine göre zor anlaşılırlık sıkıntısı olabilir sadece.
'Ehvenişer' sokaktaki 1000 kişiden 1 tanesi ya biliyordur ya bilmiyordur. Öğrensede büyük bir ihtimal unutacaktır. 'Daha küçük kötülük' gerçekten zorlama duruyor ve sıkıntı veriyor en makulü 'kötünün iyisi' gibi duruyor.
Ehvenişer tam olarak "kötünün iyisi" anlamına gelmez ama. "Yeğlenen kötülük" ya da "kötülüğü daha az olan" gibi çevrilebilir sanırım. Bunları günlük hayatta birbiri yerine kullanabiliyor olsak da bu durumda "kötünün iyisi" Fırtınakıran'ın da söylediği gibi öyküye uygun düşmüyor. Ehvenişer de Arapçadan alınmış olsa da Türkçede kullanılan bir kelimedir, sözlükte mevcuttur. Kullanılmasının dile bir zararı dokunmaz.Ve Türkiye türkçesinde bunu tam olarak karşılayacak bir sözcük yok bildiğim kadarıyla. Beni rahatsız etmedi açıkçası.
Evet, güzel bir başlık olmuş burası. Ben de Witcher'dan bahsetmek istiyorum. "Lesser Evil", Ehvenişer olarak çevrilmiş. Ben başarılı buldum, siz ne diyorsunuz sormak istedim.
Ehvenişer süper karşılıkmış, bilmiyordum öğrenmiş oldum. :) Yerine göre zor anlaşılırlık sıkıntısı olabilir sadece.
'Ehvenişer' sokaktaki 1000 kişiden 1 tanesi ya biliyordur ya bilmiyordur. Öğrensede büyük bir ihtimal unutacaktır. 'Daha küçük kötülük' gerçekten zorlama duruyor ve sıkıntı veriyor en makulü 'kötünün iyisi' gibi duruyor.
Ehvenişeri aslında sokaktaki adam daha çok biliyor
Şahsen Türkçe çeviride kelimenin Arapçadansa Türkçeye çevrilmiş olmasını çok daha uygun bulurdum. Üstelik kelime böyle az bilindik bir şey olunca bana epey saçma geliyor. Çevirmen biraz daha kafa yorabilirdi bence.
Mesela ben geçen gün "zira" kelimesini kullandım, genç bir arkadaş o ne demek diye sordu.
Kelime dağarcığının geniş olması tabiki önemli şuanda konumuz bu değil. Bu arada sende bana karşı bir muhalefet havası hissediyorum ve anlam veremiyorum bu duruma. Bu konuda ne düşünüyorsun ?
William Gibson'ın Mona Lisa'sının Altın Kitap'tan ve Altıkırkbeş'ten çıkan baskılarını karşılaştırmıştım. Hem yeni baskı olması (Altın Kitap basımı artık sahaflarda bulunabilir zaten), hem de çeviri kalitesi sebebiyle Altıkırkbeş'inki öneririm.
Söylediğini anlıyorum. Bu muhalefet durumunu özel kılan ise hatırladığım kadarıyla 5-6 tane mesajıma olumsuz bakıldı bunlardan 4 tanesinden rahatsız oldum ve 3 tanesi senin tarafından yapıldı. Haliyle bu durum dikkatimi çekti. Eğer yazdığında samimiysen bakış açılarımız cidden farklı demektir. Korktuğum ise samimi olmama ihtimalin. Bilmediğim bir durumdan dolayı duyduğun antipati.
Yayıncılık sektöründen 3 farklı kişinin de görüşünü aldığımıza ve çoğunuz fikirlerini belirttiğine göre, şimdi "ehvenişer" dışındaki konulara geçiyoruz :) Göreyim sizi! Yoksa konu tek bir kelimenin konusu olup kalacak. Halbuki sevgili Yaprak Onur ne kadar faydalı bir konu katmıştı forumumuza.
Öncelikle, o cümleyi okur okumaz yaşayacağım duyguları özetleyeyim: "Ne?! Nasıl yani?! Kim?! N'oluyor?!" sorularıyla burnumdan solurdum.
Sansür uygulanmaya başladığında bunun nerelere kadar gidebileceği de tartışılması gereken bir konu halini alıyor. İthaki'ye Marslı hakkında gelmiş bir (hadi kibarca söyleyeyim) <a href="https://www.facebook.com/ithakigunlukleri/photos/a.113600838987620.1073741828.112164229131281/269237400090629/?type=3&theater" target="_blank">eleştiri[/url] vardı. Sansür başladıktan sonra, bu sefer de bu şekilde düşünen kişiler tarafından başka şeylerin sansürlenmesi istenecek, ardından başka bir düşünce başka bir şeyin sansürlenmesini isteyecek, nerede dur diyeceğiz.
Ama dipnot kullanmama kısmından tam emin değilim. Dipnota olarak durumu açıklayıcı bir şey yazmak üstünüze kayyum atanmasının önüne geçebilecek bir sigorta olabilir. Bakın bunu biz demedik yazar böyle söylemiş, onun söylediğini çevirdik. Elçiye zeval olmaz gibisinden.
Çeviride sansür aslında başkaca yanlış yönlerimizi işaret eden bir kusurumuz. Bunun altında başka hatalarımız yatıyor. Unutmayın ki Funda Uncu Chuck Palahniuk çevirisi ile hapis cezasıyla burun buruna geldi. Bakın "çeviriyle".
Örneğin, İapetus’tan bahsedilen bir kısımda— İapetus ne biliyor musunuz? Google’da aramadan cevap verebilir misiniz bu soruma? Ben bilmiyordum mesela. Kendisi Satürn’ün en büyük üçüncü uydusuymuş. Her neyse, ne diyorduk? İapetus’tan bahsedilen bir kısımda, “İapetus bir ceviz gibi görünür,” ile başlayan bir cümleyle karşılaştığımda o noktaya dipnot koymaktansa vermek istediğim ekstra bilgiyi direkt olarak cümlenin içine kattım. Yani “İapetus bir ceviz gibi görünür,” cümlesi “Satürn gezegeninin en büyük üçüncü uydusu olan İapetus bir ceviz gibi görünür,” şeklinde yer aldı çeviride. Tabii bunu işin suyunu kaçırmadan, sadece gerekli yerlerde yapmaya ve metnin aslını çok fazla değiştirmemeye de azami derecede önem gösterdim.
Ben "diktatör" çevirisini olduğu gibi verip dipnot vs. kullanmama taraftarıyım. Çok fazla eser, çeviri konusunda çok özgür çevirmenlerce farklı yorumlanıyor gibi hissediyorum. Buradan da başka bir tartışmaya geçmek istiyorum: Dipnotlar.
Sevmiyorum onları, kullanmamak için elimden geleni yapıyorum. Sizce ne zaman ve ne kadar kullanılmalılar, nasıl alternatiflerle kaçılabilir?
Buna dair güzel bir yazı okumak isteyenler mit'in 2312 için kaleme aldığı çevirmenin çemberi yazısına mutlaka bakmalı bu arada. Yeri gelmişken ona da laf çarpayım. O yazıda mit şöyle bir şey diyor:AlıntıÖrneğin, İapetus’tan bahsedilen bir kısımda— İapetus ne biliyor musunuz? Google’da aramadan cevap verebilir misiniz bu soruma? Ben bilmiyordum mesela. Kendisi Satürn’ün en büyük üçüncü uydusuymuş. Her neyse, ne diyorduk? İapetus’tan bahsedilen bir kısımda, “İapetus bir ceviz gibi görünür,” ile başlayan bir cümleyle karşılaştığımda o noktaya dipnot koymaktansa vermek istediğim ekstra bilgiyi direkt olarak cümlenin içine kattım. Yani “İapetus bir ceviz gibi görünür,” cümlesi “Satürn gezegeninin en büyük üçüncü uydusu olan İapetus bir ceviz gibi görünür,” şeklinde yer aldı çeviride. Tabii bunu işin suyunu kaçırmadan, sadece gerekli yerlerde yapmaya ve metnin aslını çok fazla değiştirmemeye de azami derecede önem gösterdim.
Bense şöyle düşündüm. Iapetus bir deyiş ya da kültürel bir terim değil. Satürn'ün üçüncü en büyük uydusunu Türk okuyucu kadar yabancısı da bilmeyecektir. Eğer yazar açıklama gereği duymadıysa, çevirmenin açıklamasına gerek var mı?
Ya da, çevirmen bunu açıklamak isterse, müdahale etmiş olur mu?
Ve belki de, yayınevi çevirmenden böyle durumlarda açıklama yapmasını isteyebilir mi? Burada inisyatif kimin elindedir?
İhsan abinin çevirilerini ne kadar tutarlı ve özenli bulduğum baki bu arada. Benim tartışmaya çalıştığım konu tamamen tercihler üzerine.
Böyle bir durumda ilk insiyatif çevirmende, ikinci insiyatif yayınevindedir diye düşünüyorum. Sonuçta çevirmen herhangi bir açıklamaya ihtiyaç duymazsa dahi yayına hazırlayan ihtiyaç olduğunu düşünüyorsa yhn olarak not ekler.
Ben yine bir OKB gibi konuşacağım ama konu okuduğunuz kitaptaki çeviri notlarından "çeviri tartışmaları"na döndü :D Tartışma Platformu'nda Çeviri Tartışmaları diye ayrı başlığı olsun, misler gibi. Çünkü yarın öbür gün "şu kitapta şu kelimeye takıldım" diye devam edeceğiz ve yukarıdaki onnnnca güzel tartışma toz olacak.
Bu portallık tartışma metinleri heba olmasın!
Bence siz de bana hak veriyorsunuz :hmm
Başlık taşınmadan önce bir soru sorsam olur mu?
Çevirmenlere geliyor bu soru: "Alibi" kelimesini nasıl çeviriyorsunuz? Türkçede tek kelimelik bir karşılığı yok ve örneğin diyalog içinde geçerse, uzun uzun açıklama şansı da olmuyor. Bu "alibi" denen zıkkım sadece insanla da sınırlı olmadığı için, "şahit" vs. gibi tam karşılık olmasa da yakın olan bir kelime kullanma da söz konusu olmuyor. Türkçede "alibi" kelimesi hiç kullanılmadığı için (dile yerleşmediği için) polise bu kelimeyi de kullandıramazsınız.
Böyle bir durumla karşılaştınız mı ve karşılaştıysanız nasıl bir çözüm buldunuz?
Tekillik-çoğulluk uyumu her cümlede bulunmaz. Örneğin öznesi hayvanlar, bitkiler, soyut kavramlar gibi "insan olmayan" cümlelerde yüklem genellikle tekildir.
Başlığı daha yeni gördüm bu yüzden uzun zamandır aklıma ta ılan bir çeviri hatasından bahsedeceğim. Zaman Çarkı Serisi'nde çoğu Aes Sedai'nin zor durumlarda hayatını kurtarmasıyla görevli erkek savaşçıları vardır ve bunlara Muhafız denir. Seri boyunca bu şekilde adlandırılmasına rağmen bu savaşçılara 13. kitap olan Geceyarısı Kuleleri'nde tüm kitap boyunca Muhafız yerine Koruyucu dendi. 14. kitap da tekrar Muhafız olarak yazıldı. Benim anlamadığım nokta ise 12. ,13. ve 14. kitapların çevirmenleri aynı ve bu kitaplar Niran Elçi tarafından çevirilmiş peki neden 13. kitapta bu değişikliğe gidildi.E-kitap olarak okumakta sıkıntı görmüyorsan Son silahşör adlı kişinin düzenlediği versiyonları okumanı tavsiye ederim, korsana teşvik olsun diye yapmıyorum bunu, basılı kitabı da alın. Adam tam bir editör edasıyla çeviri hatalarını düzeltiyor ve terimlerde standartlaştırma yapıyor, çok temiz iş.
Başlığı daha yeni gördüm bu yüzden uzun zamandır aklıma takılan bir çeviri hatasından bahsedeceğim. Zaman Çarkı Serisi'nde çoğu Aes Sedai'nin zor durumlarda hayatını kurtarmasıyla görevli erkek savaşçıları vardır ve bunlara Muhafız denir. Seri boyunca bu şekilde adlandırılmasına rağmen bu savaşçılara 13. kitap olan Geceyarısı Kuleleri'nde tüm kitap boyunca Muhafız yerine Koruyucu dendi. 14. kitap da tekrar Muhafız olarak yazıldı. Benim anlamadığım nokta ise 12. ,13. ve 14. kitapların çevirmenleri aynı ve bu kitaplar Niran Elçi tarafından çevirilmiş peki neden 13. kitapta bu değişikliğe gidildi.
Aynı durum Sissoylu Serisi'nde olmuştu ama orada çevirmen değişikliği var diye çok da önemsememiştim ama yukarıdaki örnek de tüm kitap boyunca okuma zekimi bozmuştu.
Not:2. baskıyı okudum.
Not2:Zaman Çarkı'nın 2.kitabı hariç tüm kitaplarını Niran Elçi çevirdi.
E-kitap olarak okumakta sıkıntı görmüyorsan Son silahşör adlı kişinin düzenlediği versiyonları okumanı tavsiye ederim, korsana teşvik olsun diye yapmıyorum bunu, basılı kitabı da alın. Adam tam bir editör edasıyla çeviri hatalarını düzeltiyor ve terimlerde standartlaştırma yapıyor, çok temiz iş.Seriyi bitirdim ama taşıması zor olduğu için veya okuduğum sırada baskısı olmayan kitaplarda epub olarak da okudum.
Sonradan ekleme, en son 12. kitabı yapmıştı, 13'e devam ediyor. Hem okuyup hem de epub düzenlemesi yaptığı için bir anda çıkaramıyor galiba hızlıca.
Eitör değişikliği olmuş olabilir mi? Belki de Niran Elçi baştan beri Koruyucu olarak çevirmiş ama editörü Muhafız olarak değiştirmiş olabilir.Neredeyse her kitabında editörü farklı. Sabit bir editörü olmamış serinin heralde. Serinin çoğu kitabını çeviren bir çevirmenin bu kadar önemli bir konuda kendini editöre ezdirmesi çok saçma geldi bana açıkçası. Bahsettiğim çevirmen de Niran Elçi, yeni yetme birisi değil.
mit'in belirttiği gibi bir editör değişikliği olma ihtimali var. Ya da belki 14. kitabın orijinalinde de farklı bir isimle anılmışlardır, mümkün olabilir mi?Sadece 13.kitapta Koruyucu olarak isimlendirilmiş diğer 14 kitapta Muhafız olarak geçiyor. Bu yüzden yapabilirsem İngilizce haline bir göz atacağım.
Eitör değişikliği olmuş olabilir mi? Belki de Niran Elçi baştan beri Koruyucu olarak çevirmiş ama editörü Muhafız olarak değiştirmiş olabilir.Neredeyse her kitabında editörü farklı. Sabit bir editörü olmamış serinin heralde. Serinin çoğu kitabını çeviren bir çevirmenin bu kadar önemli bir konuda kendini editöre ezdirmesi çok saçma geldi bana açıkçası. Bahsettiğim çevirmen de Niran Elçi, yeni yetme birisi değil.
İlk üç kitabını ve dördüncüsünün yarısını okumuş biri olarak söyleyebilirim ki, Zaman Çarkı serisi çeviri ve editörlük açısından vasat. Her kitabında anlamlandıramadığınız cümlelere, bolca yanlış yazılmış kelimeye ve gereksiz virgül silsilesine maruz kalıyorsunuz. Benim okuduklarım güya ikinci, üçüncü baskıları. Nasıl içlerine siniyor da kitapları bu halde basabiliyor İthaki ailesi, anlamış değilim.
Tekrar baktım da 12. ve 13. kitaplarda editör aynı kişi, 14.kitapta farklı ama bahsettiğim hata 13. kitapta:) Şimdi editör aynı çevirmen aynı bu hata nereden geldi acaba:) Orijinal metini inceleyeyim ben en iyisi.Eitör değişikliği olmuş olabilir mi? Belki de Niran Elçi baştan beri Koruyucu olarak çevirmiş ama editörü Muhafız olarak değiştirmiş olabilir.Neredeyse her kitabında editörü farklı. Sabit bir editörü olmamış serinin heralde. Serinin çoğu kitabını çeviren bir çevirmenin bu kadar önemli bir konuda kendini editöre ezdirmesi çok saçma geldi bana açıkçası. Bahsettiğim çevirmen de Niran Elçi, yeni yetme birisi değil.
O durum Niran Hanım'ın kendini ezdirmesiyle alakalı değil, tam tersi :) Niran Hanım onu Koruyucu olarak çevirmiştir, editör daha sonra Muhafız olarak değiştirmiştir. Ama Niran Hanım bu tür değişiklikleri kolayca kabul eden biri değil diye duydum birkaç farklı kişiden. Yani o tüm seri boyunca o kelimeyi Koruyucu olarak çevirmeye devam etmiştir muhtemelen. Tabii bu sadece bir tahmin.İlk üç kitabını ve dördüncüsünün yarısını okumuş biri olarak söyleyebilirim ki, Zaman Çarkı serisi çeviri ve editörlük açısından vasat. Her kitabında anlamlandıramadığınız cümlelere, bolca yanlış yazılmış kelimeye ve gereksiz virgül silsilesine maruz kalıyorsunuz. Benim okuduklarım güya ikinci, üçüncü baskıları. Nasıl içlerine siniyor da kitapları bu halde basabiliyor İthaki ailesi, anlamış değilim.
Editör çok değiştiyse bu normal ne yazık ki. Bir standart tutturamamışlar demek. Her editörün (niyeyse) virgül kullanımı, kelime seçimi vs farklı oluyor. Dolayısıyla her kitap farklı kişiler tarafından "yazılmış" gibi oluyor. Kimi daha hâkim oluyor dile ve dilbilgisi kurallarına.
Dramatically kelimesi önemli ölçüde anlamına da geliyormuş, az önce öğrendim ben de. Belli ki bunu kast etmişler ancak çeviride bir hata olmuş sanırım.Orada bu anlamda kullanımış ancak kitabın başka yeride (şu an başka kitaptan örnek veremiyorum maalesef);"Bu birikim gizli böbrek yetmezliği olan hastada olduğu gibi yavaş oluşabilir, veya ani kalp krizini takiben gelişen sol karıncık yetmezliği olan hastalardaki gibi dramatik olarak ani başlayabilir." Burada ki sanki o anlamı taşımıyor. (Ayrıca o virgülün orada ne işe yaradığını çözemedim.)
Cambridge'e göre "aniden" anlamına da geliyormuş. Benim anlamadığım neden kelimeyi öyle bıraktıkları zira Türkçede kelimenin bu anlamlarda kullanıldığına hiç rastlamadım.Bu tarz text bookları konuyu bilen ancak çevrimen olmayan kişiler çeviriyor. Normalde de yarı anlaşılır olan konular tamamiyle anlaşılmaz oluveriyor. Ama buradaki anlam 'ani olarak ani başlayabilir' şeklindeyse gözden kaçmaması gereken bir hata bence. Bilmiyorum siz karşılaştınız mı ama benim için ilk değildi bu. Cevaplarınız için teşekkürler.
Semyon'un duruşu ünlü Altın Oran eskizinin öyle komik bir taklidiydi ki kendimi gülmekten alamamıştım. Kısa boylu ve bodur Semyon, Leonardo Da Vinci'nin resmettiği adaleli atletten başka hiçbir şeye benzemiyordu.
O anda uzaklarda bir yerden, duvarların ve kapıların arkasından bir çığlık duyuldu. Yürek parçalayıcı bir ağlama sesi.